04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

İzmir Valisi: 1084 üniversite öğrencisinin barınma ihtiyacı karşılandı

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, sosyal medya hesabından kentteki barınma sorunu yaşayan öğrencilere dair paylaşımda bulundu. Köşger, yaptığı paylaşımda, "Değerli öğrenciler, 28.09.2021 itibarıyla 527 kız, 557 erkek olmak üzere toplam bin 84 üniversite öğrencimizin barınma ihtiyacı karşılanmış, öğrencilerimiz SMS ile bilgilendirilmiştir. İlgili personelimiz, talepleri karşılamak üzere gayretle çalışmaya devam etmektedir" ifadelerini kullandı. Köşger, paylaşımında İzmir'deki üniversitelerde barınma ihtiyacı karşılanan kız ve erkek öğrenci sayısına dair tabloyu da paylaştı.

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi rektörünün makam aracının üzerine çıkmışlardı... 10 kişiye gözaltı

İstanbul Valiliği'nce konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Pazartesi günü Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük binası önünde toplanan yaklaşık (60) kişilik grup; sloganlar atarak, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Naci İnci'nin makam aracının önünü keserek ilerlemesini engellemiş ve bir şahıs da aracın üzerine çıkmıştır. Konuyla ilgili olarak İl Emniyet Müdürlüğümüzce yapılan çalışmalarda; makam aracının üzerine çıkan kişinin de aralarında bulunduğu (7) şahıs ile görevli personele mukavemette bulunan (3) şahıs olmak üzere toplam (10) şahıs hakkında Cumhuriyet Savcılığı talimatıyla gözaltı işlemi uygulanmıştır. Soruşturma devam etmektedir"

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektör’ünün arabasının üzerine çıkan eylemcilerin suç dosyası kabarık!

İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi’nde Rektör Prof. Dr. Naci İnci’nin makam aracının önünü kesen ve aracın üzerine çıkarak tepinen göstericiler gözaltına alındı. Üniversitede önceki gün yaşanan ve güvenlik kameraları tarafından da kaydedilen izinsiz gösteri sırasında bir grup, Rektör İnci’nin makam aracının önünü kesti ve gruptan bir kişi otomobilin üzerine çıktı. Bu gösterici, güvenlik görevlileri tarafından aracın üzerinden indirildi. İzinsiz gösterinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında dün 7 kişi gözaltına alındı. YARALAMA, TEHDİT, MALA ZARAR VERME Gözaltına alınan 7 öğrenciden 2’si çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Diğer 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olaylarla ilgili üniversitede görevli güvenlik görevlilerinin de bilgisine başvuruldu. Gözaltına alınanların dosyası kabarık çıktı. Olay sırasında yarı çıplak halde aracın üzerine çıkan Ersin Berke G.’nin çok sayıda suç kaydı bulunuyor. “Mala zarar verme, Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, görevli memura mukavemet, yaralama, özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit” bunlardan sadece bazıları. Gözaltına alınan Beliz İ.’nin dosyası da Ersin Berke G.’yi aratmadı. Beliz İ.’nin de “Mala zara verme, Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, hakaret, devletin egemenliğini aşağılama” gibi suçlardan çok sayıda kaydı bulunuyor. Eylemlere katılan Eftelya K., Hamza A., Mehmet İ., Elif B. de benzer suçlara bulaşmış. PKK PROPAGANDACISI Yine eylemciler arasında bulunan Caner Ö.’nün adı da “Cumhurbaşkanı’na Hakaret” dosyasında bulunuyor. İsmail G. ile ilgili de geçmişte PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı için hakkında işlem yapılmış. Ayrıca gruptakilerin bazılarının üniversitedeki LGBT-İ yapılanmasında bulunduğu öğrenildi.

2 yıl önce

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan 'Boğaziçi Üniversitesi' açıklaması: Yapılaşmaya açılması kesinlikle mümkün değil

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'de doğal korunan alanların statülerinin 2011'de başlatılan 'Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırmalar' ile bilim insanlarının da yer aldığı ve alanında uzman kişilerin katıldığı çalışmalarla titizlikle incelendiği ve yeniden ele alındığı bildirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:  "Boğaziçi Alanı, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu kapsamındaki imar planı kararlarıyla korunmakta olup bu alanda mevcut eski sit statülerinin de herhangi bir derecesi bulunmamaktadır. Bakanlığımızca Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarındaki öneriler de göz önüne alınarak yapılan tescil işleminde 2960 sayılı Boğaziçi Kanuna göre yapılaşmanın bulunduğu alanlar 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' olarak tescillenmiştir. Diğer taraftan yapılaşma kısıtlaması getirilen alanların yanı sıra doğal yapısını kaybetmemiş veya az kaybetmiş özellikte olan alanlar da 'Nitelikli Doğal Koruma Alanı' olarak tescil edilerek, koruma kararı güçlendirilmiştir"  ''Boğaziçi Üniversitesi arazisine yönelik herhangi bir planlama bulunmamaktadır'' Açıklamada, Boğaziçi Üniversitesi ve kampüsünün bulunduğu alanın, doğal sit statüsünün yanında 'Boğaziçi Kanunu' hükümleri gereği ayrı bir koruma statüsüne de sahip olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Söz konusu alanda Boğaziçi Kanunu'na aykırı hiçbir uygulama ve faaliyetin gerçekleştirilmesi, yapılaşmaya açılması kesinlikle mümkün değildir. Ayrıca yapılan ekolojik temelli bilimsel çalışmalar kapsamında; alanda mevcut yapı ve yerleşimler dışındaki yapılaşmaya izin verecek bir düzenleme asla söz konusu değildir. Söz konusu haberde Boğaziçi Üniversitesi'ndeki bir grubun yaptığı eylemler de hatırlatılarak 'Boğaziçi üniversitesi imara açılacak, turizm yapıları inşa edilecek' şeklinde spekülatif başlıklar kullanılarak alanın imara açılacağını iddia etmek tamamen asılsızdır, yalandır. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik kasıtlı, bilinçli ve art niyetli bir yaklaşımdır. Sonuç olarak, Boğaziçi öngörünüm alanı ve sahil şeritlerinde koruma esasları ve yapılanma şartları, Boğaziçi Kanunu ve imar planı kapsamında belirlenmekte olup, bu alanlarda Boğaziçi Kanunu'na aykırı hiçbir uygulama ve faaliyetin gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Ayrıca Bakanlığımız bünyesinde Boğaziçi Üniversitesi arazisine yönelik herhangi bir planlama çalışması bulunmamaktadır."

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci: Rektörün arabasının önünü kesmek insani bir davranış değil

İnci'nin açıklamalarından satır başları şöyle: -"Benim rektörlüğe atanmamla birlikte bir sakinleşme oldu. Kampüs normal hayatına dönmeye başladı. Sonra kampüs açıldı. Eğitim öğretime başladık. Ne olduysa bir şekilde bir yerden düğmeye basılmış gibi, rektörün arabasının önünü kesmek, üniversitede huzursuzluk çıkarmak, böyle olaylarla karşılaştık maalesef." "Eylemlerin daha önceki argümanı şuydu: 'Rektör Boğaziçi Üniversitesi'nden biri değildi. Ben buranın 30 yıllık hocasıyım. Oranın asli unsuruyum. Onların bir kısmı benden ders aldı. Şimdiki argüman ise şu: 'Siz daha önceki yönetimde görev aldınız'. Size de teklif edildi. Bütün öğretim üyelerine 'Gelin yardım edin. Üniversite çökmesin. İşler yürüsün' denildiğinde kimse cesaret edip bunu üstlenmedi. Çünkü bir mahalle baskısı kuruyor bazı arkadaşlarımız." "Bunu bütün Boğaziçi Üniversitesi camiasına mal edemeyiz. Bizim 17 bin öğrencimiz var. Ama bunları yapan, bu vandallığı ve bu zorbalığı yapan öğrenciler ve buna destek verenler belki 25-30 kişi." "Kendisini üniversitenin sahibi ve efendisi gören belli bir grup var. İçerisinde emekli olan hocalarımız var ki biz onlara kampüsleri yasaklamadık, derslere devam ediyorlar. Emekli olduktan sonra da ofislerini tutuyorlar ama forumlarda yönetime karşı, yönetimin işlememesi için birçok yazılar yazıyorlar. Öbür öğretim üyelerinin üzerinde bir mahalle baskısı oluşturuyorlar. Bu korkudan dolayı kimse bir görev almak istemiyor." "'İlla biz birisini seçeceğiz, cumhurbaşkanı onu atamak zorunda' inadı var. Bu bizim sorunumuz değil. Bu Boğaziçi Üniversitesi'nde savaşılabilecek bir şey değil. Bunun yeri TBMM'dir. Belli bir zümrenin dayatmasına bu üniversiteyi teslim etmeyeceğim. Hukuk zemininde gerekli bütün mücadeleyi yaparım. Üniversitemi her türlü tehlikeye karşı korumak için bunu yaparım ve yapacağım. "Türkiye birincileri Boğaziçi'ne geliyor. Herkesin hayali olan bir yer. Mezunlarımız burayı bitirdiklerinde bütün kapılar kendilerine açılıyor. Bu 17 bin öğrencimiz tabii ki derslerine konsantre olmak istiyorlar. Böyle şeylerin içerine girip kendi geleceklerini riske atmak istemiyorlar. O yüzden ben onların bu şeye katılmamaları gerektiğini söylüyorum. Bana yazıyorlar 'Hocam üzülmeyin' diye. Esas olan onların en sıhhatli bir şekilde eğitimlerine devam etmeleri." "Hukuk- fakültesinin kurulması devam ediyor. Dekanımız Selami Kuran hocamız saygın bir akademisyen. Dereceleri yurtdışından, en ünlü üniversitelerden. 3 öğretim üyesi alındı. Doktor öğretim üyeleri. Bunların doktoraları yurtdışından, ikisi University of London'dan bir tanesi Lancaster'den. İstihdam devam edecek. Hukuk fakültesi şunun için önemli: O kadar çok istek var ki. Halkın bir talebi var. Boğaziçi'ndeki bir hukuk fakültesine insanlar gelip okumak istiyor." "Bir bakıyorsunuz kapıda başka üniversitelerden gelenler var. 12 kişi gözaltına alınıyor. Bunların 4'ü Boğaziçi Üniversitesi'ne kayıtlı, 8'i başka üniversiteye kayıtlı. Bir bakıyorsunuz bir lisede Whatsapp grubu kuruluyor, Boğaziçi adına mesajlaşmalar oluyor. Liselere yapıyorlar bunu. Ne alakası var. Boğaziçi'ndaki eylemlere destek verilmesinin lisedeki öğrenciyle ne alakası olabilir." "Rektörün makam aracına çıkıp tepinmek her şeyden önce insani bir davranış değil. O protesto falan değil ki. Eğer bu seviyeye getirilmişse öğrenciler bunun arkasında başka güçler var, bir arayüz. Bu bir projenin parçası. O zaman bir proje var." "Danıştay rektörün disiplin yetkisini iptal etti. Disiplin amiri dekanlar. Dekana gönderiyorsunuz, örneğin bir fakültenin dekanına 149 tane disiplin soruşturması göndermişiz. Bunların sadece 30-35 tanesine cevap verilmiş ve hiçbirisine suç olmasına rağmen bir ceza verilmemiş. Dedim ya bir mahalle baskısı var. Dekanların ceza vermemesi de o mahalle baskısının bir sonucu. Ceza verseydiniz bunlar devam etmezdi." "Araca çıkan öğrencinin davranışına çok üzüldüm. Siz rektörü bu şekilde durdurarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Eğer güvenlik önemleri alınmazsa bir sonraki adım nedir? Bu Boğaziçi Üniversitesi'ne yakışır bir şey mi?"

2 yıl önce

Boğaziçi Rektörü Prof. Naci İnci: Üniversitede huzur istemeyen bir kesim var

Prof. Dr. Melih Bulu'nun görevden alınmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, öğrenci ve akademisyenlerin protestolarıyla ilgili olarak Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük'e açıklamalarda bulundu. Küçük, İnci'nin açıklamalarını şöyle aktardı: "Önce son yaşanan arabasının önünün kesilmesi meselesini sordum. 'Bu tamamen vandallık' dedi Naci Bey. 'Üniversitede huzur istemeyen bir kesim var' diye de ekledi. 'Arabanın üzerine çıkılmasıyla daha büyük bir şey hedefleniyor' dedi. Benim anladığım aynen Gezi’de olduğu gibi olayları diğer üniversitelere yaymak istiyorlar. İki kişi tutuklandı ve bazı öğrencilerin DHKP-C terör örgütüyle iltisakı var. 'Peki yaptırımı yok mu, yani ceza veremiyor musunuz?' dedim. Danıştay rektörün disiplin yetkisini iptal etmiş. Rektör disiplin cezası veremiyor, soruşturma açamıyor. Kim disiplin amiri? Dekanlar, yüksek kurul üyeleri, enstitü müdürleri... Dekana işlem yapılması için gönderilmiş ama dekanlar ceza vermiyor. Çünkü onlar da bir kısmı mahalle baskısından bir kısmı ideolojik sebeplerle disiplin suçlarına ceza vermemişler. 149 tane gönderilmiş ve 35 tanesi hakkında işlem yapılmış. Koskoca dekanlar görevlerini yapmıyorlar. Yazık günah değil mi? Hocamıza 'Kaç kişi bu eylemleri yapan?' dedim. 'Maksimum, en kalabalık anda 100 kişi' dedi. Ama arabanın üzerinde tepinmeden sonra sayı 25’e kadar düşmüş... Boğaziçi’nde 17 bin öğrenci var ama eylemleri yapan hepi topu 20-30 kişi. Diğer öğrenciler de bu durumdan hâliyle rahatsız. 30 kişi her şeyi kilitlemeye çalışıyor ama başaramıyor. Olaylarda 12 kişi gözaltına alınmış. Bunların 4'ü Boğaziçi Üniversitesi’ne kayıtlı, 8'i başka üniversiteye. Naci İnci gibi kıymetli ve kariyerli bir hoca 30 yıllık Boğaziçili. Okuldaki herkes Naci Bey'i tanıyor. Çoğu arkadaşı. Ama hoca görev verirse almıyorlar. Sebep ne? Hoca, Melih Bulu döneminde görev almadı. Bahaneleri bu. Görev almak isteyen olursa da üniversitede diğer hocalar hemen mahalle baskısı kuruyorlar. Şu an bir rektör yardımcılığı boş ama görev alacak kimse yok. Gerçekten ayıp ediyorlar. Boğaziçi’nde ilginç bir durum daha var. Okulda emekli hocalar var. Derslere devam ediyorlar. Emekli olduktan sonra da ofislerinde oturmaya devam ediyorlar. Ve üniversitede yönetim çalışmasın diye her şeyi yapıyorlar. Diğer hocaların üzerinde ciddi bir baskı kuruyorlar. Alenen korku yayıyorlar. Kendilerini üniversitenin sahibi sanıyorlar. Sanki babalarının malı okul."

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi'nde gözaltına alınan 45 kişiden 3'ü adliyeye sevk edildi

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi ekiplerince dün gözaltına alınan 45 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Şüphelilerden 42'si savcılık talimatıyla emniyetten serbest bırakılırken, 3'ü adliyeye sevk edildi. Boğaziçi Üniversitesinin Güney Yerleşkesi içerisinde dün yasa dışı toplanan gruba polis ekipleri dağılmaları yönünde uyarıda bulunmuş, çağrıya uymayarak polis ekiplerine mukavemette bulunan 45 kişi gözaltına alınmıştı.

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesindeki gösterilerle ilgili davada 13 sanık hakkında zorla getirilme kararı

İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşmada, 50 sanığın daha savunması alındı. Sosyal medyadan gördükleri basın açıklaması çağrısına gitmek istediklerini belirten sanıklar, açıklamanın yapılacağı yere varmadan polisin müdahalesiyle darbedilerek gözaltına alındıklarını öne sürdü. Sanıklar, beraatlerini talep etti. Savunmaların alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, duruşmaya katılmayan 13 sanık hakkında zorla getirilme kararı çıkardı. Duruşma 10 Ocak 2022'ye ertelendi. İDDİANAMEDEN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1 Şubat'ta bazı sivil toplum kuruluşları ve topluluklar tarafından, sosyal medya ve basın yayın yoluyla Boğaziçi Üniversitesi kampüs önü ve çevresinde toplantı, gösteri yürüyüşü ile basın açıklaması yapılması yönünde çağrılarda bulunulduğu belirtiliyor. Beşiktaş ve Sarıyer umumi hıfzıssıhha kurulları tarafından 5 Ocak'ta alınan koronavirüsle mücadele tedbirleri kapsamında yürüyüş, miting ve basın açıklaması gibi faaliyetlerin 5 Şubat'a kadar yasaklandığı hatırlatılan iddianamede, bu karara istinaden eylemlere, İstanbul Valiliğince yasaklama getirildiği anlatılıyor. İddianamede, sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar üzerine eylem yapmak amacıyla 1 Şubat'ta Beşiktaş Nispetiye Caddesi'nde peyderpey toplanmaya başlayan bazı grupların polisin uyarılarına rağmen dağılmayarak üniversiteye doğru sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçtikleri, sonrasında polis tarafından gözaltına alındıkları kaydediliyor. Sanıklar hakkında tespitlere yer verilen iddianamede, 97 sanığın "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak suretiyle 2911 sayılı yasaya muhalefet" suçundan altışar aydan üçer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 12 13