04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

CHP’li Çanakkale Belediyesi’nin barınakta aç bıraktığı köpekler birbirlerini parçaladı! Şok görüntüler…

CHP’li Çanakkale Belediyesi’ne ait Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde, pitbull cinsi köpeklerin birbirini yiyerek parçaladıkları anlar, dün hayvansever Mehmet Keskin tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülenip, sosyal medyada paylaşıldı. Görüntüler tepki topladı. FECİ GÖRÜNTÜLER Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, parçalanmış bir köpeğin başında pitbull cinsi köpeğin olduğu görülüyor. Görüntülerde ayrıca diğer köpekler tarafından parçalanmış köpek ölüleri de yer alıyor. https://twitter.com/albyarakhakan/status/1508355449883668482?s=21&t=5iv2EfjGh_jrIPmn2zHt5A “BURASI BARINAK OLABİLİR Mİ, BURASI HAPİSHANE” Mehmet Keskin de görüntülerde, “Bu köpekler, burada açlıktan birbirlerini yiyorlar. Sözde hayvan barınağı, üç tane kulübe koymuşlar. Burası barınak olabilir mi, burası hapishane. Bu hayvanların suçu ne?” diyerek tepki gösterdi. ‘GÖREVİ İHMAL’ SUÇUNDAN SORUŞTURMA BAŞLATILDI Görüntülerin yayınlamasının ardından Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı, Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi görevlileri hakkında ‘görevi ihmal’ suçundan soruşturma başlattı. Jandarma da Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde inceleme yaparak, görevliler ve iddia sahibinin ifadesine başvurdu. “GÖRÜNTÜLERDEN ANLADIĞIMIZ ÜZERE BÜYÜK BİR KISMI YENMİŞ” Çanakkale Mor Pati Derneği Başkanı Emine Akın, “Belediyenin ‘Yeni hayvan barınağı’ diye geçiyor. Fakat aslında hayvan barınağı olmayan, telle çevrili, içerisinde kulübelerin olduğu bir alan var. Gönüllü arkadaşımız, hayvanları ziyaret etmek için gittiğinde videolara da yansıyan o görüntülerle karşılaşıyor. Maalesef görüntülerden anladığımız üzere büyük bir kısmı yenmiş olan hayvan, en az 2 gün önce parçalanmış. Bu şu demek oluyor; bölgeye barınaktan görevliler gidip yemeklerine dahi bakmamışlar. En az 2 gün önce gidilmiş hatta bizim şahsi kanaatimiz parçalayıp, yediklerine göre bu hayvanlar uzun süredir aç. Aç olmayan bir hayvan kendi türünü bu şekilde parçalayıp, yemez. Hayvanlar o şekilde atılmış ve kendi kaderine terk edilmiş. Bu görüntülere yansıyanların dışında eminim daha fazla can kaybı da vardır. Gözden ırak bir bölge olduğu için insanların da uğrak yeri değil.” dedi.

2 yıl önce

İddia: Akşener ve İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nu devre dışı bırakmak için anlaştı

CHP ve İYİ Parti'nin başı çektiği Millet İttifakı'nda Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı belirsiziliğini koruyor. 6 muhalefet partisi aday belirlemek için görüşmelerini sürdürürken kulislere dikkat çeken bir iddia yansıdı, Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Acet, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu adaylık denkleminden çıkarmak için anlaştığını iddia etti. Acet’in köşesine taşıdığı iddiaların satır başları şöyle: “Üç ismin (Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu) birbirlerine karşı durdukları yeri anlatmak ve meseleyi biraz daha somutlaştırmak için küçük bir özet yapalım: 1-Kılıçdaroğlu, muhalefet partileri içinde en yüksek oy kapasitesine sahip partinin başında olduğu için, görünürde en önemli karar verici konumunda. Bu, şu anlama da geliyor: Eğer kendisi, gerçekten aday olmayı kafaya koymuş ama diğer partilerin desteğini alamamışsa, “Birinci turda herkes kendi adayıyla yarışa katılsın” kozunu devreye sokabilir. 2-Meral Akşener, epeyce uğraşmasına rağmen CHP’yi geçip ikinci parti durumuna gelmeyi başaramayınca, B planını devreye soktu. Cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçtiğini söyleyip, “Başbakan olmak istiyorum” dedi. Bu manevra ile hem Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştırıp adaylıktan vazgeçmeye zorladı, hem de, ilerisi için yeni işbirliklerine yelken açma imkânı buldu. İşaretler, Akşener ile İmamoğlu’nun böyle bir işbirliği için anlaştıklarını, birlikte hareket etmek için uzlaşmaya vardıklarını gösteriyor. Hemen belirtelim, Akşener/İmamoğlu anlaşmasının birinci doğal hedefi, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını taca çıkarmak olacaktır. 3-İmamoğlu ise, kendi adaylığına kendi başına karar verme imkânı olmadığı için, öncelikle CHP yönetimine, eşzamanlı olarak da ittifakın diğer ortaklarına yakın durmak, onların desteğini almak ya da onların istediğini vermek zorunda. İBB Başkanı’nın, İstanbul Belediyesi’nin güçlü imkânlarını, kendisinin cumhurbaşkanı adaylığına destek verebilecekleri bir vasatın oluşması için başta İYİ Partililer olmak üzere 6’lı ittifakın paydaşlarıyla cömertçe paylaştığı bilinmeyen bir şey değil. Bir de tabii, yurtdışı bağlantılı çevrelerden gelen destek, İmamoğlu’nun adaylık için eline güçlü bir koz veriyor. Ama her durumda, Kılıçdaroğlu’nun kendisinin adaylığına net cümlelerle karşı çıkması, İmamoğlu’nun en büyük dezavantajı. Belli ki, daha köprünün altından çok sular akacak. Muhalefetin ortak adayı kim olacak sorusu muamma olarak kaldıkça, son dakikaya kadar bu konu, siyaset kulislerinin en fazla merak celbeden konusu olmaya devam edecek.”

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘6’lı masa’ eleştirisi: Bırakın 2023 seçimlerini 2023'ü bile göremeyecekler

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önemli satırbaşları: BURSA'DAKİ TERÖR SALDIRISI Bursa’da infaz koruma memurlarımızın içinde bulunduğu otobüse yapılan terör saldırısında şehit olan memurumuza rahmet diliyorum. MUHALEFET BEŞ YILDIZLI OTELLERİN KRAL DAİRELERİNDE HALKÇILIK OYNARKEN BİZ VATANDAŞLARIMIZIN YANINDAYIZ Parti teşkilatlarımız ana kademesi ile gençlik kolları ile hamdolsun bereketli bir Ramazan ayı geçiriyor. Muhalefetin Ramazan'ın manevi atmosferini zehirleme çabalarına rağmen bu mübarek günleri en güzel şekilde yaşamaya özen gösteriyoruz. Muhalefet beş yıldızlı otellerin kral dairelerinde halkçılık oynarken biz vatandaşlarımızın yanında ihtiyaç sahiplerine ulaşmanın mücadelesini veriyoruz.  KARDEŞLİK VE KUCAKLAŞMA SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUZ Bizde her hal ve şart altında dik duracağız. Bizim ilham ve güç kaynağımız da tek muhatabımız da milletimizdir. Muhalefetin fitne ve gerilim siyasetini aklıselimle savuşturacağız. AK Parti teşkilatları olarak kardeşlik ve kucaklaşma seferberliği başlatıyoruz. Bu yolculukta kapısı çalınmadık hane bırakmayacağız. Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun ayrım yapmadan 85 milyonun her bir ferdine ulaşmayı hedefliyoruz. Bilhassa bir dönem partimiz içinde yer almış, sonra farklı sebeplerle teşkilatlarımızdan kopmuş kardeşlerimize ulaşmaya özel önem ve öncelik veriyoruz.  6 ARTI 1'Lİ MASANIN TEK DERDİ BİRBİRLERİNE GOL ATMAK Suriye'den Ukrayna'ya kadar dört bir yanımzıda yaşanan hadiseler Cumhur İttifakı'nın Türkiye'nin kilit taşı olduğunu göstermiştir. Bu süreç, muhalefetin ve 28 Şubat ittifakının kendi menfaatlerinden başka hiçbir gayelerinin olmadığını ortaya çıkarmıştır. Coğrafyamız kan ağlarken, tüm dünya son yarım asrın en büyük ekonomi krizi ile uğraşırken 6 artı 1'li masanın tek derdi birbirlerine gol atmak, sosyal medyadan birbirlerine ayar vermek, laf yetiştirmektir. Milletimiz masayı kimin kurduğunu, kimin yönlendirdiğini, masada hangi krili pazarlıkların döndüğünü gayet iyi biliyor. Vatandaşlarımız 6'lı masanın her gün bir yenisi patlayan entrikalarını bir pembe dizi gibi kimi zaman gülerek, kimi zaman da utanarak takip ediyor. Sürekli kavga eden, sürekli kapris peşinde koşan 28 Şubat ittifakı bırakın 2023 seçimlerini Allah'ın izniyle 2023'ü bile göremeyeceklerdir. Türk milletinin demokratik kazanımlarına el koymak isteyenler yine kaybedeceklerdir. Bize düşen sadece daha çok çalışmak, daha fazla sahada olmaktır. Türkiye'de siyasetin adresi de merkezi de AK Parti ve Cumhur İttifakı'dır. Türkiye için hayal kuran tüm insanlarımıza AK Parti çatısı altında yer vardır. Biz 11.5 milyona ulaşan üye sayısı ile biz aynı zamanda Türkiye'nin en büyük ailesiyiz. Gelin; büyük ve güçlü Türkiye'yi birlikte kuralım. Gelin ahdimizi yenileyelim. MESCİD-İ AKSA'NIN MAHREMİYETİNE YÖNELİK YENİ SALDIRILAR SEBEBİYLE YÜREKLERİMİZ BİR KEZ DAHA DAĞLANDI Son yıllarda Ramazan aylarını ya salgın, ya savaş ya da Müslümanlara yönelik saldırıların altında yaşıyoruz. Bu Ramazan'ı da kuzeyimizdeki kanlı savaşın trajik görüntüleri eşliğinde karşıladık. Son günlerde de Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine yönelik yeni saldırılar sebebiyle yüreklerimiz bir kez daha dağlandı. İsrail'den görüştüğümüz her lidere Kudüs'ün statüsü konusundaki hassasiyetlerimizi daima açıkça söyledik, söylüyoruz. Uluslararası toplumu Filistinlilere yapılan haksızlıklara karşı duyarlı olmaya davet ettik, etmeyi de sürdüreceğiz. Bu sorunun maiyeti ve yol açabileceği felaketler bilindiği halde kasıtlı olarak bu şekilde davranılıyorsa o zaman işin içinde başka hesaplar var demektir. İsrail ile siyasi, küresel, kültürel ve ekonomik ilişkileri geliştirmek için attığımız adımlar başkadır, Kudüs davamız başkadır. Tüm dünya sussa bile biz Kudüs davamızı en yüksek sesle sürdüreceğiz. Filistin Devlet Başkanı, BM Genel Sekreteri, Ürdün Kralı ile İsrail Cumhurbaşkanı ile yaptığım telefon görüşmelerinde bu konudaki tavrımızı kendilerine ifade ettik. Temennimiz şu mübarek günlerde Kudüs'te yaşanan zulmün son bulmasıdır.  PENÇE KİLİT OPERASYONU Ayın 17'sinden itibaren süreç devam ediyor. Terör örgütünün ülkemize karşı saldırıları için üslenme bölgelerine yönelik kara ve hava unsurları vasıtasıyla kapsamlı operasyon başlatıldı. Şehit olan 2 kahraman askerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Pençe-Kilit adı verilen harekatla amacımız hem Irak topraklarını terör örgütünden arındırmak hem de ülkemizin sınır güvenliğini garanti altına almaktır. Bu harekat vesilesiyle Türkiye’nin kimsenin topraklarında gözü olmadığını, tek amacınını sınırlarınını güvenliğini sağlamak olduğunu söylemek istiyorum. Biz içerde ne yaparsak yapalım ülkemize sızdırılan teröristlerin kökünü tam manasıyla kazıyamadık. Döktükleri kan sürekli arttı. Bir süre önce terörle mücadele konseptimizi değiştirdik. Terör örgütleriyle mücadelemizi doğrudan inlerine doğru genişlettik. İçeride de güvenlik korucularımızla yoğun bir mücadele başlattık. Bunun etkisini de kısa sürede gördük. Terör örgütlerini artık ülkemiz içinde eylem yapamaz hale getirdik. Sınırlarımızdan sızmaları ve kaçışları büyük ölçüde engelledik. Irak’ta terörle mücadelemize destek veren merkezi hükümet ve bölgesel yönetime teşekkür ediyoruz. YAKINDA KANDİL DİYE BİR YER KALMAYINCA BU PARTİ GÖRÜNÜMLÜ TERÖR ÖRGÜTÜ PAYANDASININ DA VARLIK SEBEBİ ORTADAN KALKACAKTIR Suriye'nin bir kısmında palazlanmaya hazırlanan terör örgütünün başını da er geç ezeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Yaptığımız operasyonlardan terör örgütü ve yandaşları dışında rahatsız olan kimse yoktur. HDP, terör örgütünün payandalığı dışında hükmi şahsiyeti olmadığını bir kez daha ispatlamıştır. İnşallah yakında Kandil diye bir yer kalmayınca bu parti görünümlü terör örgütü payandasının da varlık sebebi ortadan kalkacaktır.  SAVAŞAN TARAFLARIN BİLE GÜVENİNİ KAZANAN BİR ÜLKEYİZ Bizde riyakarlık yok, ne düşünüyorsak onu söylüyoruz. Böyle olunca savaşan tarafların bile itimatını, güvenini kazanan bir ülkeyiz.  SIKINTILARIMIZIN FARKINDAYIZ, ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ Elbette sıkıntılarımız, sancılarımız var. Hepsinin farkındayız, takip ediyoruz, üzerinde çalışıyoruz. Bunları da inşallah çözüme kavuşturacağız. Güney komşumuz Irak can imtihanını 2 milyonla, Suriye bir milyonla verdi. Şimdi Ukrayna aynı imtihanla yüzleşiyor. Terörle mücadelede imtihanımızı 40 bin canımızı toprağa vererek geride bıraktık. Yaşadığımız sıkıntılar şükürsüzlüğe, manevi isyana sürüklerse asıl felaketimiz işte o zaman başlar. Her karışında can ve mal güvenliğinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun çalışmak isteyen herkesin iş bulabildiği bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye'nin yarınını kurtaracak adımları atıyoruz. Hükümete geldiğimizden günden beri hep insanlarımızın gelirlerini arttırmanın peşinde olduk. Ne zaman bir sıkıntı ortaya çıksa ülkenin tüm imkanlarını insanlarımızın lehine seferber ettik. Salgın sürecinde yaptıklarımız ortadadır. Karadeniz'deki savaş ise küresel ekonomide yaşanmakta olan sarsıntıyı daha da derinleştirdi. Bize düşen önce birliğimize, beraberliğimize, 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmaktır. Biz işimize bakıyoruz. İnşası süren eserleri tamamlayıp hizmete açıyoruz. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün o muhteşem manzarası hala aklımızdadır. Müjdelerimizi birer birer milletimizle paylaşıyoruz. YENİ BİR UYGULAMANIN HABERİNİ DUYURMAK İSTİYORUM Bugün de yurt dışına yaşayan vatandaş ve dostlarımıza yönelik tasarruf hesabı ile ilgili yeni bir uygulamanın haberini duyurmak istiyorum. Yuvam adını verdiğimiz bu hesap kur koruması dahil içinde pek çok yeniliği barındıran bir araçtır. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, mavi kart sahiplerinin yararlanacağı Yuvam hesabı döviz cinsinden yüzde 4 getiri garantisi veriyor. TL olarak açılacak hesaplar için oldukça yüksek ve tatminkar gelir vadeden hesaplar vatandaşlarımızın ülkeleri ile bağlarını canlı tutmalarını sağlayacaktır. Önümüzdeki dönemde de yeni haberleri milletimizle paylaşmayı sürdüreceğiz. BAĞIMSIZ VEKİL OK, AK PARTİ'YE KATILDI Balıkesir Bağımsız Milletvekili İsmail Ok kardeşimizi de ailemize katıyoruz.  2020 yılında İYİ Parti'den istifa eden İsmail Ok, "Azerbaycan'ın toprakları bağımsızlığına kavuştu. Irak'ta, Suriye'de, Libya'da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tehdit eden hainlere karşı devletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başlarını balyoz gibi ezmiştir. İşte bunun için Cumhur İttifakı dedim, AK Parti'de mücadelede ben de varım dedi" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Öğrencilerle iftarda '2053' vurgusu: Amacımız size büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: Birçoğunuz, ülkemizi ve dünyayı AK Parti'nin ülkemize kazandırdığı eserlerle gördünüz tanıdınız. Siz de ülkemizin maruz kaldığı farklı sınamalara şahit oldunuz. 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere 7-8 yıldır yaşadıklarımızı hatırlıyorsunuz. Bizim okul hayatımız Türkiye'nin ekonomik, siyasi açıdan çalkantılı bir dönemden geçti. Türkiye bir taraftan son iki asrın demokrasi ve kalkınma eksiklerini tamamlamak için çalışırken diğer taraftan da bu tehditlerle boğuşarak bugünlere geldi. 2023 hedeflerimiz için çok çalıştık, çok engel aştık. Amacımız 2053 vizyonunu hayata geçirebileceğiniz bir Türkiye bırakmak. Teknolojiden edebiyata gençlerimizin ülke sınırlarını aşan başarılarından gurur duyuyoruz. PKK'dan FETÖ'ye kadar gençlerimizi hedef alan terör örgütlerinin yol açtığı kayıpların da ülkemize çok ağır bedeli oldu. Hamdolsun şu anda bildiğiniz gibi Suriye ve Irak'ın kuzeyinde Pençe Harekatı yürüyor. 45 tane terörist bedeli ödedi. Bütün inlere mağaralara komandolarımız girdi. Bu sayı fazlasıyla artacak. İnşallah askerlerimiz şehitlerimizin bedelini ödetecek. Bugün de kuzey ve güneyimizde kanlı savaşlar yaşanırken, ekonomik krizler zirveye çıkmışken 2053 vizyonu yolumuzdan çıkmadan devam edeceğiz. Amacımız büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak. Hükümete gelirken milletimize söz verdik. Ülkemizi 4 temel üzerinden yükselteceğiz dedik; eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. Burs ve kredi ödemelerini mayıs ayı için nisan ayının 25'inden itibaren yatıracağız.

2 yıl önce

Suriyeli ihtiyaç sahipleri Ramazan Bayramı'nda da yalnız bırakılmadı

Vakıf, ramazanda gıda kolileri dağıtımı yaparken, Hatay Reyhanlı'da aileleriyle birlikte 80 kişilik modern bir yetimhane inşa ediyor. Faaliyetleri hakkında bilgi veren Kuveyt Hikmet Vakfı ve Ömeri Derneği Temsilcisi İmed Abdullah, "Biz daha çok yetim ailelerine ulaşmaya çalışıyoruz. Onurlarını korumak için onlara nakit yardımlarda bulunuyoruz. Şu anda da 80 yetimin kalacağı modern bir yetimhane inşa ediyoruz. Çocuklarımızın eğitim, sağlık ve sosyal ihtiyaçları annelerinin kontrolünde gerçekleşecek. Eğer anneleri yoksa dede veya ninelerinin refakatinde burada yaşayacaklar. Burada Kur'an-ı Kerim ve Arapça dilini çocuklarımıza öğretmek için gayret sarf edeceğiz." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Ankara'da HDP Genel Merkezi önüne siyah çelenk bırakmak isteyen Diyarbakırlı evlat nöbeti tutan aileler ile HDP'li yöneticiler arasında arbede çıktı

Dağa kaçırılan çocukları için Diyarbakır'da evlat nöbeti sürdüren aileleri temsilen üç baba, Ankara'da HDP Genel Merkezi binası önüne siyah çelenk bıraktı. HDP Genel Merkezi'ne gelen babalar, "Evlatlarımızı HDP'den istiyoruz" yazılı çelengi parti girişine koyarak, gazetecilere açıklamada bulundu. Dağa kaçırılan çocukları için Diyarbakır'da evlat nöbeti sürdüren aileleri temsilen üç baba, Ankara'da HDP Genel Merkezi binası önüne siyah çelenk bıraktı. HDP Genel Merkezi'ne gelen babalar, "Evlatlarımızı HDP'den istiyoruz" yazılı çelengi parti girişine koyarak, gazetecilere açıklamada bulundu. 'EVLATLARIMIZDAN HABER ALAMIYORUZ' Evlatlarından haber alamadıklarını belirten Begdaş, "Ben burada Türk'üm, Diyarbakır'da Kürt'üm, Trabzon'da Laz'ım. Evladım gelene kadar bu işin peşini bırakmam. Beni hiçbir güç buraya getirmedi, yanan ciğerim buraya getirdi. Ben, Amerikan uşağı değilim, ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. HDP'ye söylüyorum, kendine gel, evladımı getir bana." ifadelerini kullandı. Baba Süleyman Aydın da 285 aileyi temsilen HDP Genel Merkezi önünde olduklarına işaret ederek, şöyle konuştu: "HDP milletvekilleri diyorlar ya zaman zaman 'Biz, Kürtler için mücadele veriyoruz.' Bunlar hiçbir zaman Kürtler için mücadele vermediler. Kürtlük, 15 yaşındaki çocukları terör örgütüne satmakla olmuyor. 14-15 yaşındaki çocuklarımızın eline silah vererek, devletimize karşı kullanarak siyasi parti, milletvekili olunmaz. Siz, burada hiçbir zaman Kürt halkına sahip çıkmadınız. HDP milletvekilleri olarak sadece Kandil'e vekillik yaptınız, siz Kandil'in vekillerisiniz." ARBEDEYE POLİS MÜDAHALE ETTİ Açıklamaların ardından HDP binasındaki görevlilerin çelengi kaldırmak istemesi üzerine, babalar ile aralarında arbede yaşandı. Polisin müdahalesiyle yatıştırılan olay sırasında babalar, parti genel merkezine gelen HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran'a da tepki gösterdi. Bu sırada parti görevlileri ile ikinci kez yaşanan arbedeye müdahale eden polis, tarafları ayırdı. Bina çevresinde önlem alan polis, aileleri güvenli bir alana çekti.

1 yıl önce

Mahalle dayağı yiyen İmamoğlu’na Kılıçdaroğlu’ndan sessiz mesaj: ‘Bırakın biraz gününü görsün’

Bayramda aralarında Nagehan Alçı’nın da bulunduğu gazetecileri yanına alarak Karadeniz çıkarması yapan Ekrem İmamoğlu, CHP kanadından gelen eleştirilere ‘Vız gelir tırıs gider’ şeklinde karşılık vermesi sonrası ortalık toz duman oldu. CHP’li isimler İmamoğlu’nu topa tutarak adeta ‘Siyasi bir dayak’ attı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için görünmeyen bir yarış içerisinde olduğu iddia edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bu durum hakkında tek bir kelam bile etmedi. Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, köşe yazısında bu durumun nedenini, Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na karşı ‘Bırakın biraz gününü görsün’ mesajı verdiğini dile getirdi. İşte dikkat çeken o köşe yazısı: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, bayramda Karadeniz’e yaptığı geziyi izlemek üzere beraberinde götürdüğü gazeteciler nedeniyle neler yaşadığını gördünüz. İBB Başkanı, kelimenin tam anlamıyla bir ‘mahalle dayağından’ geçirildi. Yapılan eleştirilere ‘vız gelir tırıs gider’ demesi miydi gerçek neden, yoksa birikmiş ama dışa vurulamamış öfkelerin patlaması mıydı tam olarak anlamak mümkün değil. Ancak İmamoğlu’nun ‘yediği laflar’, gözden düşen ve bir daha hiçbir şekilde affedilmeyecek kişilere yönelik söylenen laflara benziyordu. Kibir suçlaması başlı başına ağır bir suçlama. Üstelik mahalle içinde, CHP’li başka isimler varken, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına açıktan destek veren isimlerden geldi bu türden suçlamalar. İmamoğlu günün sonunda yarım ağız geri adım attı ama Fazıl Say’ın dediği gibi, “Senden olsa olsa en fazla Rize milletvekili olur” aşağılamalarından kurtulamadı. Diğer yandan çok enteresan bir tutuculuk hali var karşımızda. İdris Küçükömer’in ta 1960’ların sonunda “Düzenin Yabancılaşması” kitabında yer verdiği tezin canlı bir örneğini yaşadık sanki. “Türkiye’de sol, sağdır, sağ soldur. Tutucu damarı sol, ilerlemeci damarı geniş muhafazakâr kesimler temsil eder” mealindeki bir tezdi Küçükömer’in dile getirdiği. Kendisi de, bu tezleri nedeniyle mahallesinden aforoz edilmiş, bir nevi, bedel ödeyerek tezini doğrulatmıştı. İşin enteresan tarafı, İmamoğlu mahalle dayağı yerken, partisinden, Millet İttifakı paydaşlarından herhangi bir destek görememiş olmasıydı. Meselenin bu kısmı, ayrı bir siyasi analiz gerektirecek kadar önemli. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hiç topa girmedi. Twitter hesabına baktım, bayramla ilgili ama konuyla alakası olmayan şöyle bir paylaşımı olmuş: “Bayramımızı bile karamsar geçirdik. Gülümsemeyi unuttuk, halkımız yorgun. Pes etme vakti değildir. Bırakın çeteler kaygılansınlar, hayata küssünler, uykuları kaçsın.” Bu tür durumlara, genel başkanların her zaman topa girmesi beklenmeyebilir. Ama eğer bir şekilde sahip çıkılması ihtiyacı hâsıl olmuşsa, parti sözcüsü üzerinden, parti hesabı üzerinden, ya da, “Evet bu genel merkezin iradesini yansıtıyor” diyebileceğiniz bir yerlerden bir destek mesajı verilebilirdi. Ama herkes sustu. Bilinçli bir sessizlik hali değilse bu, herkese özellikle ‘susun’ mesajının verilmesiyle ortaya çıkabilecek bir sonuçtur. CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın hesaplarını da kontrol ettim, orada da bu meseleyle ilgili tam bir sessizlik hali söz konusuydu. Peki, bu sessizlik halinin siyaset dilindeki tek anlamı, destek vermekten kaçınmak mıdır? Takdir edersiniz ki, bundan ibaret de değildir. Bu sessizlik halinin yansıttığı diğer anlam da şudur: “Bırakın biraz gününü görsün!..” Evet, Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nun başına gelenlere karşı sessiz kalması, üstüne konuşabilecek durumda olanları da susturmasının böyle bir anlamı da vardır. Kılıçdaroğlu dışında, İmamoğlu’nun yüzünde ‘Rabbi yessir’ gören İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in sessizliği de dikkat çekici oldu. İmamoğlu’nun ‘ita amiri’ Kılıçdaroğlu olduğu için Akşener’in sessiz kalması bir yere kadar anlaşılabilir. “Kendi partisi önce bir konuşsun, sahip çıksın ben ona göre bakayım” diye düşünmüş de olabilir. Ya da, o da aslında öyle düşünmedi de, “Bırakalım CHP biraz karışsın” diye düşünüp o yüzden mi sessiz kalmayı tercih etti?

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Usta-çırak sistemini yargıya da taşıyoruz

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları: Danıştay, devlet ile vatandaşlar arasındaki ihtilafların hukuk marifetiyle çözümünü sağlıyor. Cumhuriyet tarihi maalesef yargının darbeciler tarafında olduğu pek çok kötü örneklerle doludur. Dünyanın her yerinde siyaset, etki alanını genişletmek ister. Bunun için sürekli sınırlarını zorlar. Yargı alanı da dahildir, hatta en başlarda gelir. Her yerde aynı çekişme yaşanmıştır, halen de yaşanmaktadır.  FETÖ İHANET ÇETESİNİN YARGI İÇİNDEKİ DEHŞET VERİCİ YAPILANMASINA HEP BİRLİKTE ŞAHİT OLDUK Açıkça ifade ediyorum. Bu ülkede hiçbir savcının, hiçbir hâkimin, hiçbir yargı mensubunun hukukla bağdaşmayan herhangi bir yaklaşımla karşıma gelmesini doğrusu istemem. Aynı zamanda yargı mensuplarının bu hukukçu duruşunu herkesin karşısında, her şartta sergilemesini de beklerim. Darbelere kılıf uyduran, menfaat hesaplarının aleti olan yargı, millet adına karar veremez. FETÖ ihanet çetesinin yargı içindeki dehşet verici yapılanmasına hep birlikte şahit olduk.  Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi ile inşallah böyle tehditlerle karşılaşmayacağımızı ümit ediyorum. YENİ ANAYASA İÇİN DEFALARCA TEŞEBBÜSTE BULUNDUK AMA MUHALEFET PARTİLERİNİN UZLAŞMAZ TAVRI NEDENİYLE AKAMETE UĞRADI Hukuk devleti ilkesi demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır. Ülke yönetimine geldiğim günden beri Türkiye'nin hukuk devleti kimliğini yüceltmesinin mücadelesini veriyorum. Aslında ülkemizi yeni, demokratik yaklaşımla, yalın dille yazılmış yeni anayasaya kavuşturmak için TBMM'de defalarca teşebbüste bulunduk. Maalesef muhalefet partilerinin uzlaşmaz tavrı nedeniyle akamete uğradık. Milletimizi ruhunu 12 Eylül vesayetçilerinin üflediği darbe mahsulü anayasadan kurtarma irademiz bakidir. İmkân bulduğumuzda ülkemizi sivil ve kapsayıcı bir anayasaya kavuşturacağız.  HÂKİM VE SAVCI YARDIMCILIĞI SİSTEMİNİ ÇOK YAKINDA FİİLEN BAŞLATIYORUZ Yeni kanunların çıkartılması ve mevcut kanunların değiştirilmesi Meclis'in asli görevlerindendir. Kanunların doğruluğu kadar kanun uygulayıcıların niceliği de hayati öneme sahiptir. Hâkim ve savcı yardımcılığı sistemini getiriyoruz. Toplamda 3 yıl süreyle yardımcı sıfatıyla görev yapacak hâkim ve savcılarımız böylece sisteme bütünüyle hâkim olacaktır. Bir anlamda ahilik geleneğimizin temelini oluşturan usta-çırak sistemini yargıya da taşıyoruz. Bu yeni sistemi çok yakında fiilen başlatıyoruz. Danıştayımızın Türkiye'nin demokratikleşmesine katkıda bulunacağına inanıyorum. 

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 26 27