03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Ünlü orkestra şefi Cem Mansur'dan İBB yönetimine: İstanbul nasıl yönetilir bilmiyorlar

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, megakentte ulaşım başta olmak üzere birçok alandaki yönetim anlayışı ve liyakat sistemi nedeniyle eleştiriliyor. Bunun yanı sıra İstanbul'un kültür sanat alanında da skandal diye tarif edilebilecek gelişmelerle karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı. 'DÜNYA METROPOLÜ NASIL YÖNETİLİR BİLMİYORLAR' İBB yönetimi tarafından geçtiğimiz günlerde görevine son verilen Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur, İBB'deki ahbap çavuş ilişkilerini bir TV programında anlattı. Mansur, İBB'deki yönetim anlayışının geldiği noktayı tarif ederken 'Dünya metrolopolü nasıl yönetilir bilmiyorlar. İstanbul'un kültür hayatında çok önemli şeyler kaybettik' dedi. 'ÇOK TERBİYESİZCE VE KÜSTAHÇA' Mansur, İBB yönetiminin kendisine yaşattıklarını 'Çok terbiyesizce ve küstahça' diye nitelerken gece yarısı darbeleriyle kimi isimlerin görevlerinden alındığını belirtti. Mansur, yaşanan sürecin liyakat eksiklikleri ve skandallarla dolu olduğunu söyledi. Görevine aniden son verilen CRR Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur: 'İBB yönetimi Dünya metropolü nasıl yönetilir, bilmiyor' 'YALAN DOLANLA İNSANLARIN ALTINI OYUYORLAR' Mansur, İBB yönetimi tarafından ikiyüzlülük ve yalan dolanla insanların altının oyulduğunu da sözlerine ekledi

2 yıl önce

MHP lideri Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na tepki: Yalan siyasetinin orkestra şefi

Bahçeli'nin açıklaması şöyle: "2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin Meclis Genel Kurul görüşmelerine 6 Aralık 2021 Pazartesi günü başlanmıştır. Bu kapsamdaki yasama çalışmaları nice engellemelere rağmen 12 günde tamamlanmıştır. Böylelikle mezkûr kanun teklifleri Cumhur İttifakı’nın iradesiyle kabul edilerek kanunlaşmıştır. Plan ve Bütçe Komisyon aşaması da dahil olmak üzere bütçe müzakerelerinin tüm etaplarında bozuk zihniyet siyasetinin, bozguncu zillet siyasetçilerin ortalığı karıştırmak için nasıl çırpındıkları ayan beyan ortaya çıkmıştır. Herkes mayasına ve meşrebine uygun davranmıştır. Maalesef TBMM’nde demokrasi ihlalleri, hukuk inkarları, özgürlük istismarları, akıl ikilemleri, ahlak ilkesizlikleri kahredici seviyelerde yaşanmış, zillet ittifakı tarafından yaşatılmıştır. Ölçü ve ayarlar iyice kaçarak milli iradeye gölge düşürülmüştür. Bu kapsamda olmak üzere vuslatının 748’inci yıl dönümünde rahmetle andığımız Hz.Mevlana’nın dediği aynen şudur: “Gönül gözün dehlizidir. Gönüle ne gelirse oradan göze gelir ve şekillenir.” Baktığını görmeyen, gördüğünü itiraf edemeyen, çarpıtmayı meslek edinen siyaset kofluğunun gönlü kara, gözü karanlıktır. Özellikle dün akşam üç beş Komünist-Marksist kalıntının, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay konuşurken sergiledikleri nezaketsiz, edepsiz ve terbiyesiz muamele ve müdahaleler hakikaten sabır taşını çatlatacak boyutlara ulaşmıştır. Gazi Meclis’te böylelerinin olması hazin bir ayıptır. Ancak demokrasi adabını taşımaktan bihaber olan ilkel siyaset anlayışlarının yıkıcı ve tahrip edici tenkitleri millet nezdinde yok hükmündedir. Haklı ve meşru eleştiri başka, sancılı ve erdemsiz tavır başkadır. TBMM’nin mehabetine yapılan kesif saldırı aslında aziz milletimize yapılmıştır. Ve kabulü imkansızdır. Bütçe müzakereleri devlete hakaretin, millete hıyanetin fırsat kapısı görülemeyecek, buna da hiç kimsenin hakkı olamayacaktır. Kalbi pırıl pırıl, tıpkı dalgasız deniz gibi olan milletimin güzel insanlarına samimiyetle ve inançla hizmet etmek varken; kaba, haşin ve yaralayıcı siyaset üslubunu benimsemek yanlıştır, yozlaşma alametidir. Bugün CHP Genel Başkanı Kayseri’de yine su kaynatmış, yine kayış koparmış, 2022 yılı bütçesinin yoksuldan alıp zengine kaynak aktaran bir bütçe olduğunu utanmadan zırvalamıştır. İzan, irade, itibar ve insaftan mahrum bir siyasetçinin düşebileceği en kötü durumlara bu şahıs düşmüştür. Türkiye ekonomisi şu anda sert bir kuşatma altındadır. Karşımızdaki tablonun hiçbir ekonomik temeli yoktur. Rasyonel mülahazalarla cari gelişmelerin izahı yapılamayacaktır. Ama yalan ve riya siyasetinin orkestra şefi Kılıçdaroğlu’na göre sandık gelirse döviz de inecektir. Kaldı ki fiyatların tırmanışı ekonominin teorik kalıplarına aykırıdır. Döviz yükselirken borsanın düşmesi, üstelik piyasalarda anormal oynaklıkların kısır döngü içinde artış sergilemesi Türk milletinin ve Türkiye’nin düşmanca bir senaryoya maruz kaldığına bariz işarettir. Anlık fiyat değişimleri, gün içinde defalarca fiyat etiketlerinde yapılan tadilatlar en ince detayına kadar ele alınmalı ve bu vahim sorunun üzerine gidilmelidir. Fiyatların yükselmesi, faiz-döviz kuru arasındaki ilişkiyle değil, vatana ve millete yönelik ekonomik suikastla bağlantılıdır. Türkiye’nin döviz piyasasıyla oynayan kimlerdir? Vurguncular kimlerdir? Yağmacıların merkezi ve milliyeti neresidir? Bunların FETÖ’yle ve emperyalist komployla bağı araştırılmakla birlikte fiyat ve stok bylokçuları da acilen deşifre edilmelidir. Çünkü mesele milli güvenlik meselesi haline dönüşmüştür. Ederi bir dolar olan alçakların dolar üzerindeki oyunlarına teslim olacak bir Türkiye asla yoktur. Dik duruşumuzu bozmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. TÜSİAD ve işbirlikçi siyasetçiler karşı çıksa da yeni ekonomi programı başarılı olacaktır. TÜSİAD’ın sorunlu açıklaması, Kılıçdaroğlu’nun TÜSİAD’la paslaşması, erken seçim dayatması, fiyat ve döviz kuru artışının siyasileştirilip istismar hattının kurulması kararlılıkla mücadele edilmesi gereken ve sessiz kalınmasının fahiş sonuçlara neden olacağı menfur bir durumdur. Ayrıca hayatları boyunca hep eleştiren, kara çalmaktan başka bir şey bilmeyen, ama var olan sorunlara karşı da sadra şifa tek bir çözüm getiremeyen müflis sol ve Marxsist iktisatçılar ahlaksızca felaket tamtamları çalmaktadır. Eşzamanlı olarak CHP Genel Başkanı ellerini ovuşturmaktadır, dili zehirli, siyaseti de zillettir. “Bir taraftan kendilerine, ‘biz milliyetçiyiz' diyorlar, bir taraftan da Türk Lirası'nın değerini pula döndürdüler.” diyen Kılıçdaroğlu özellikle bilmelidir ki, zihniyetinin bizim nezdimizde gavur puluyla beş kuruş değeri yoktur. Türk lirası milli itibarımız, ekonomik istiklalimizin ana direğidir. Kayseri’de milliyetçilik nutukları atan Kılıçdaroğlu’nun tek umudu ekonomik tetikçiler, terör örgütleri, zalimlerin kumpası, hainlerin eylemleri, Türkiye düşmanlarının projeleridir. Ondan milliyetçi olamaz, olsa olsa emperyalizmin muhbiri, zulmün muhibbi olacaktır. Türk milleti bu badireyi atlatacaktır. Devletimize, hükümetimize güvenimiz tamdır. Ekonomide uygulanan model ve programın her türlü iç ve dış provokasyonu etkisiz hale getirerek Türkiye’yi daha güçlenmiş, daha kalkınmış bir refah seviyesine denge ve disiplinle ulaştıracağına sonuna kadar inandığımızı bilhassa paylaşıyorum. Gerek 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun gerekse de 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunun devletimize, milletimize, hükümetimize hayırlı olması niyazım ve temennimdir. 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunun hazırlanmasında emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyor, ahlaki ve demokratik ilkelerden kopmayan, taşıdıkları vekalet görevlerini bihakkın temsil eden değerli milletvekili arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Hayra karşı gelelim, ahirimiz ve akıbetimiz de hayır olsun inşallah."

2 yıl önce

İBB seferleri iptal etti vatandaş mağdur oldu: İmdada Sultangazi Belediyesi yetişti

Sultangazi'de yaşamını sürdüren vatandaşlar, işe gidiş ve geliş saatlerinde yoğun olarak kullandıkları İETT seferlerinin, CHP yönetimindeki İBB tarafından azaltılması sonrası çileden çıktı. İBB'nin almış olduğu kararla, Topkapı minibüs seferleri de durduruldu. İBB OTOBÜSLERİ İPTAL ETTİ Vatandaşların aksayan ulaşım imkanları için Sultangazi Belediyesi devreye girdi. Belediye tarafından sağlanan ek otobüs seferleri ile vatandaşların mağduriyeti giderilmeye başladı. SULTANGAZİ BELEDİYESİ EK SEFERLERLE MAĞDURİYETİ GİDERDİ Sultangazi Belediyesi'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "İBB tarafından; Topkapı - Yayla Minibüs Hattının iptal edilmesi ve Vezneciler - Yayla Otobüs seferlerinin azaltılması sonucu yaşanan mağduriyeti çözmek adına, Yayla / Malkoçoğlu arası ring seferlerimizi başlattık. 540 bin komşumuz için çalışmaya devam ediyoruz" denildi. Sabah ve akşam saatlerinde oluşturulan seferler ile vatandaşlar tramvay durağına ücretsiz bir şekilde yaşanıyor.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Bir muhalefet partisi genel başkanı, bir ABD Büyükelçisi’yle 1 ayda 4 sefer neyi görüşür?”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bursa’da muhtarlarla bir araya geldi. Soylu, Cumhuriyet tarihinin uyuşturucu yakalama rekorunu egale ettiklerini ifade ederek, “2019 yılında 20 tondu, bu yıl toplam 22 tona çıkardık. Bunun 20,5 tonunu güvenlik güçler, 1,5 tonunu da gümrük muhafaza ekiplerimizin yakaladı” dedi. Soylu: “Cumhuriyet tarihinin uyuşturucu yakalama rekorunu egale ettik” “Sizler farklı siyasi görüşlerde olabilirsiniz, bu da çok doğaldır. Her birinizi seçen insanlar da böyledir. Size oy verenler de farklı siyasi görüşleri, inançları, etnik kökenleri olabilir. Buradaki topluluk tüm çeşitlilikleri barındırdığı için Türkiye tablosudur” diyerek konuşmasına başlayan Soylu, “Her birinize oy verenler temel beklenti ile oy kullandı. Mahallemize güzel bakılsın, eksiklikler takip edilsin diye sizlere oy verdiler. Farklılıkları korumanın yanı sıra belli zeminlerde buluşmak ülke menfaatini ilgilendiren temel değerler üzerinde aklıselimin, ahlakın, anne-babalarımızın, öğretmenlerimizin, camideki imamların öğrettikleri temeller üzerinde buluşabilmeliyiz” dedi. 50 bin 340 muhtarımız idari olarak İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğunu hatırlatan Soylu, “Bu muhtarlarımızın tamamı eğer bize taleplerini iletemezse, aramıza bizler filtreler, perdeler koyarsak, biz muhtar bilgi sistemini devreye alamazdık. Bugüne kadar sisteme işlenen 125 bin talebin 109 binini olumlu sonuçlandırıp 16 binini hala takip ediyor olabilir miydik? Bugün daha önce muhtarlıklarımız ilgili özlük, silah ruhsat harcı, SGK primi gibi adımlarımızın üzerine izin haklarından tutun pek çok adımı içeren yeni bir öneri üzerinde hep beraber çalışamazdık. Biz ne yaptıysak birlikte yapıyoruz. Bize oy verenlerin, bize seçenlerin, bize sorumluluk verenlerin o güvenlerini temin etmek için görevlerimizi sürdürüyoruz. Biz noktaya gelebildiysek, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyonla farklılıklarımızı kendimize bir filtre yapmadığımız için temel değerler üzerinde tartışmadığımız, birbirimizi dinleyebildiğimiz için yapabildik” diye konuştu. ''Adalet ve güvenlik meselesinde önemli adımlar atıyoruz'' Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ancak bugün muhtarlıklarda başarabildiğimiz bu hali, elbette ülkenin diğer meselelerine yaymak istediğimizde anlaşılmaz bir tutuculukla karşı karşıya kaldığımızı üzülerek paylaşmak isterim. Asayişin teminin de bile, terörle, uyuşturucu ile mücadelede bile buna gönlü yatmayan, aklı yatmayan siyasi hırsların cazibesinden sıyrılıp bu ülkenin değerleri ile buluşamayan, batıyı kendisine tapınak belirlemiş, batıdan gelen her şeyi baş üstüne koymuş, özgüvensiz anlayışlarla bu ülkede sizlerde bizler de dönem dönem karşı karşıya kalıyoruz. Bakın sizler muhtarsınız, hanginiz çarşı ve mahalle bekçilerinden rahatsız oldunuz? Tam tersi, Türkiye’de adım adım muhtarlar toplantıları yapıyoruz. İstanbul’dan Ankara’ya, Adana’dan Diyarbakır’a kadar. Biraz sonra burada güvenlik toplantısı yapacağız. Bizim buradaki içinde bulunduğumuz toplantı gibi olmayacak. Bazen 3 bazen 4 saat süren ve sürekli olan muhtar ve mahallelerin her meselesini masaya yatırdığımız, her bir arkadaşımızın notlarını aldığı, bürokratların takip ettiği toplantılardır. Bir araya gelip fotoğraf verdiğimiz aman ne güzelmiş, hayırlı olsun dediğimiz toplantılar değildir. Asayiş meselelerinden elektrik lambasının yanıp yanmamasına kadar, sağlık ocağındaki eksiklikten bir spor sahasındaki ihtiyaca kadar her şeyi bakanlarımızla telefon açıp konuştuğumuz ve çözüm aradığımız bir süreci ortaya koyuyoruz. Bana hiçbir muhtarımızın çarşı ve mahalle bekçimizden rahatsızız demedi. 30 bin bekçi geceleyin kendimizi emanet ettiğimiz, her çaldığı düdüklerinde bizim rahat ettiğimiz çarşı ve mahalle bekçilerinin itibarını zedelemek için siyaset yapanları gördükçe ben üzülüyorum. Demek ki toplumla aralarında bir mesafe oluşmuş. Bizim gittiğimiz toplantılarda çarşı ve mahalle bekçilerine daha ihtiyaç olduğu yönünde talepler bana iletiliyor” ''Biz sizlerle mesai arkadaşıyız'' 2017’den bu güne kadar evden hırsızlık olaylarının günlük ortalaması yüzde 47 oranında azaldığını kaydeden Soylu, “Bu sayı 284’ten 151’e düştü. Kötü mü oldu? Hep beraber faydasını gördük. Yüzde 30’lardan yüzde 60’lara olayların çözülme oranına çıktı. Olayları aydınlatma neredeyse 2 kat arttı. Peki bu kötü bir şey mi? Birlikte narkotik suçlarıyla uğraşıyoruz, metruk binalarla, annesine babasına kötü davranan uyuşturucu kullanıcısıyla, muhtarlarımızla beraber uğraşıyoruz. Mahallemizin şurasına aydınlatma lazım denince de kaymakamlığımıza, belediye başkanımıza, valimize, elektrik idaresine iletiyoruz ve sorunu ortaya koyuyoruz. Biz sizlerle mesai arkadaşıyız. Bizim de sizin de bir yönetim alanı var. Dünyanın en büyük krizi ile karşı karşıya kaldık. Pandemi krizinde bu iş bana yazılmış değil, ben bu işten sarfınazar ederim biraz kaçak yaparım mı dediniz yoksa tüm yöneticiler ve STK’larla taşın altına elinizi mi koydunuz? Şimdi bana büyükşehirler oldu, muhtarlara ne gerek varmış diyenler geriye 2-3 yıla baksınlar da anlasınlar” şeklinde konuştu. ''Büyük bir oyun, büyük bir tezgah'' Bütün bu mücadele hep birlikte sürdürülmektedir” diyerek sözlerini sürdüren Soylu, “Türkiye’de yaklaşık 2017 yılında uyuşturucuya bağlı ölümlerden, adli tıp rakamlarına göre 941’di. Biz 2020 yılını 314’le tamamladık. Bu yıl daha az rakamla bitireceğiz. Bu el birliği ile olmalıdır. Bir taraftan meselenin arza yönelik mücadelesi, bir yandan talebi düşürmeye yönelik mücadelesi ve rehabilitasyon süreci ile birlikte mücadelenin hep birlikte içindeyiz. 28 Avrupa Birliği ülkesinde yakalanan ‘extacy’ tabletinden 2 kat fazlasını yine bu ülkenin güvenlik birimleri yakalamaktadır. Bunu biz mi üretiyoruz, hayır. Bunlar hepsi yurtdışından geliyorlar. Amerika Afganistan’ı işgal ettiğinde 15 bin ile 20 bin dekardı oradaki üretim. 200 bin dekara çıktı. Buradan bir siyaset ürettiler. Oradaki insanların hayatını kabusa çevirip göç etmesini temin etmediler. Aynı zamanda dünyaya uyuşturucu ihraç ettiler. Bunu Amerika’nın kendisi yaptı. Bunu bir politika olarak ortaya koydu ve bundan endişe etmedi. Derdi bu bölgeleri istikrarsızlaştırmak, ufka ve vizyona değil ayaklarının ucuna bakacak duruma getirmeyi hedeflediler. Büyük meseleler elbette ki sizin mahallelerin yaşam standartlarını etkiliyor. DEAŞ coğrafyamız için bir tehditti. Bunu söylüyorum ve devam edeceğim. Suriye’nin Rakka’sında bir tek mantar tabancası patlatmadan, PYD/PKK terör örgütü Rakka’dan DEAŞ’ı tasviye etti. Bunu Amerika’nın gücü ile yaptı. Peki bu insanlar nereye gitti? Onların yönlendirmesi ile iki yere gittiler. Biri Sina Çölleri, birisi de Afganistan’la Çin arasındaki vadiye. Sonra ne oldu? Amerika Afganistan’ı terk etti. Peki terk edince ne oldu? Orada Amerika’nın güdümündeki bazı komutanlar Rakka’dan getirdikleri DEAŞ’ı içerisinde yöneticilik yapmaya başladılar. Şimdi dünya bunu görüyor. Büyük bir oyun, büyük bir tezgah. Bazen demokrasinin içine sızdırılmış bir tezgah. Bazen barış ve kardeşlik içerisine istismar eden bir senaryo, bazen de bir şeyle mücadele ediyormuş gibi gösterilen bir senaryo ile karşı karşıyayız” dedi. ''Aile yapımızı sarsmaya çalışıyorlar'' LGBT konusuna da değinen Bakan Soylu, “Ben muhtarlarımıza soruyorum. Mahallede hangi anne baba size Türkiye’de LGBT’nin gelişmesi için başvuruda bulundu? Bir anne baba LGBT bu ülkede yayılsın, bizim çocuklarımız bu işlerle daha çok ilgilensin diye bir kişi size başvurdu mu? Bu sevda nereden çıkıyor? Avrupa ve Amerika’dan çıkıyor. Çok basit, yurtdışında bu dernekler, vakıflar var. Büyükelçilikleri var. Biz nasıl ayakta duruyoruz? Uyuşturucu, terör, ekonomik olarak saldırıyorlar biz yine ayakta duruyoruz. Çünkü aile yapımız güçlü. Aile yapımızı sarsmaya, zemini oynak hale getirmek için her şeyi yapıyorlar. Ama başarılı olamıyorlar. Medeniyetimiz, müesseselerimiz, devletimiz güçlü ama en önemlisi milletimizin mayası güçlü. Yurtdışından bu derneklere yönelik ciddi bir fonlama var. Bunu dile getiriyoruz. Burada sorun olduğunu paylaşıyoruz ama bizi yine linç etmeye çalışıyorlar. Elin oğlu Türkiye’de bu meselelerin yaygınlaşması için neden para versin? Elin oğlu Amerika hala bir terör örgütü olan PYD/PKK neden desteklesin? Bana birisi bunu izah etsin. Bir Amerikalı vatandaş kendi ülkesinin bir terör örgütünü desteklemesini ister mi? Sadece para vermiyor. Silah, mühimmat, eğitim, destek, moral, strateji ve akıl veriyor. Sonra dünyaya çıkıp demokrasi ve hukuk üstünlüğü vaazı vermeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. Bir muhalefet partisinin genel başkanının Amerika Büyükelçisi ile bir ayda 4 defa görüştüğüne de anlam veremediğini ifade eden Soylu, “Benim aklım ermiyor. Bir muhalefet genel başkanı Amerika Büyükelçisi ile 1 ayda 4 defa ne görüşür ve ne konuşur? Bana birisi bunu söylesin. Ben Türkiye vatandaşı olarak kendime izah edemiyorum. Görüştüğü zaman ‘Ya siz ayıp ediyorsunuz PYD/PKK destekliyorsunuz’ diyor mu? ‘Sizin ne işiniz var Türkiye’deki LGBT’cilerle’ diyor mu? ‘Siz Afganistan’dan uyuşturucu imalatı ile bütün coğrafyamızı uyuşturucu ile karşı karşıya bıraktı’ diyor mu dedi mi yani? Şapkayı öne alıp koymak lazım” diye konuştu. ''Şu an salgın ve göç sorunu çok önemli'' Dünyada bir küreselleşmenin olduğunu belirten Soylu, “Temel derdimiz, bu küreselleşme dünyada yepyeni bir çığır açtı. Hepimiz Avrupa’daki yollar açılacak, her yere pasaportsuz girilecek. Sınırlar açılacak, çiçek, böcek kardeşlik her şey güzel olacak. Ne zaman 20’inci yüzyılının sonuna kadar. Geldik 21’inci yüzyılın başına. Vekalet savaşlarından Afganistan’dan, Suriye’ye kadar iki terör örgütü DEAŞ ve PYD/PKK Irak ve Suriye’nin devlet otoritesini altüst etti, yok etti. Şu an dünyanın dört temel sorunu var. Salgın ve göç sorunu. Birçok ülke bizim yaşadıklarımızın yüzde 1’ini yaşadıkları halde, hepsi sinmişler korkmuşlar. Göç sorunun Türkiye ve Yunanistan arasına sıkıştırmışlar, cingözlük yapmaya çalışıyorlar. Türkiye’de ile Suriye sınırı arasında sıkıştırmışlar, Türkiye ile İran sınırı arasına sıkıştırıp kendilerini oradan kurtarmaya çalışıyorlar. Aman biz ilgilenmeyelim diyorlar. Bir tane artist gönderirler Angelina Jolie bir fotoğraf verir. Onlar da otururlar, bu işlerle ne güzel ilgilendik derler. Ya kolları kopan çocuklar, annelerini babalarını kaybeden evlatlar, ya önümüzdeki 100 yıla tramva olarak yansıyacak nesiller, ya bu tramvaların yapacağı hal nasıl olacak?” dedi. ''Biz batı gibi Afrika’nın madenleri yüzünden orayı sömürenlerden değiliz'' Suriye’de yapılanları da anlatan Bakan Soylu, “Bize kızdılar. İdlip’te briket ev yapıyorsunuz diye. Keyfimizden yapıyoruz sanki. Bütün STK’larla birlikte 50 bin üzerinde yaptığımız evler oradaki insanların asgari oturabilecekleri yer bulabilmeleri içindir. Yarın öbür gün çadırları bittiği zaman Türkiye’ye bir yolculuk başlatmamalarının temini için. Onları orda güvenli bir şekilde oturtabilmek için. Geçen pazar günü Çobanbey’de Suriye tarafındaydık. Bin 400’ün üzerinde sanayi sitesi yaptık. Kendi paramızla değil. Orayı önce huzura, güvene getirdik. Oranın meclisi ile ortak yer ayarlandı. Bir bölümü bitti, diğer bölümü haziranda bitecek tam 25 bin kişi çalışacak. Zaten orası Gaziantep ve Kilis’le iç içe. Buradan oraya insanlar gidecekler. Biz batı gibi Afrika’nın madenleri yüzünden orayı sömüren, ondan sonra posasını orada bırakıp bu insanlar ne yaparsa yapsınlar diyen bir millet değiliz. Biz gittik İdlip’te insanların sağlık, eğitim hizmetlerini alabilmeleri için ne gerekiyorsa yaptık. Bunu da gelecek nesillerimize gösterdik. Fırat Kalkanı bölgesinin yeniden ticaret merkezi haline gelmesini ve hayatın normalleşerek buradan oraya dönüşün sağlanması için adımlar attık. Bunların hangisini batı ülkeleri yaptı? Biz yaptık. Benimle dalga geçiyorlar. Şımarmadık diyorum, evet şımarmadık doğru. 3 bin dolardan 10 bin dolara geldik biz şımarmadık. Atamıza, anamıza sırtımızı dönmedik. Komşularımıza sırtımızı dönmedik. Camilerimize, İstiklal Marşımıza, Cumhuriyetimizi kuranlara kulaklarımızı tıkamadık” dedi. ''Mahallelerde dijitalleşmeyi sağlıyoruz'' Muhtarlar için Mekansal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) tamamladıklarını anlatan Soylu, “Ölü projeydi, inat ettik, ASELSAN’a ağa, baba dedik. Onlarda bu projeyi bitirdiler. Bizde borcumuzu onlara yavaş yavaş ödüyoruz. Ama işimizi yaptık. Bunları şimdi belediye ve muhtarlarımıza açıyoruz. Tüm kamu kuruluşlarına açıyoruz. Kurumların entegrasyonunu oraya getiriyoruz. Kişisel Veriler Kanunu’nun bize elverdiği ölçüler dahilinde muhtarlarımıza açacağız. Muhtarlarımız mahallelerinde göçmenlerin tamamını görecekler. Orada yaşayanları, taşıyanları görebilecekler. Gün geçtikçe sistem geliştikçe açmaya devam edeceğiz. Nüfus Matik dediğimiz bir memur kadar görevini yapacak mekanizma kurduk. Nüfus idaresine gelmeden yapılması gereken işlerden bir tanesi mahallede, yerinde halledilsin. Burada dijitalleşmenin bize sağladığı avantajları kullanacağız” şeklinde konuştu. Sosyal medyanın da dünyada önemli bir mesele haline geldiğini ifade eden Soylu, “Göçün sebebi biz olmadığımız gibi, facebook ve twitter’inde sahibi biz miyiz? Her türlü suç orada işlensin, her kişinin orada mahremiyetine girilsin, her türlü hakaret yapılsın. Dünya bununla ilgili ne yapıyor? Dünya salgınla ilgili bize çözüm üretti mi? Dünya Sağlık Örgütü bir çözüm üretmeyi bırak birbirlerinin maskelerini çaldılar. Birbirlerine aşı vermediler. Aşıyı stratejik güç olarak kullandılar. ‘18 Mart’ta Avrupa Birliği mutabakat imzaladı. Dedi ki, ‘Biz göçün kaynağında engellenmesi için adım atacağız’. Bir tek adım atmadı. Tamamı yalan üzerine oturmuş, vizyonsuz bir liderler manzumesinin yapamadıklarını gördüğümüz yıllar geçirdik, geçiriyoruz. İnsanları ölüme terk ettiler. Ege Deniz’inde botları batırdılar. İnsanları soydular. Bunlardan bir tanesini Türkiye yapmış olsaydı, bizi dünya mahkemelerinde yargılarlardı. Kendilerinin dokunulmazlıkları var. 21. yüzyıl onların dokunulmazlıklarını aldı” diye konuştu.

2 yıl önce

Hakkari'deki üs bölgesinde şehit düşen askerin cenazesinin alınması için vatandaşlar olumsuz hava şartlarında seferber oldu

Uzun uğraşlar sonucu şehidin naaşı üs bölgesinden alınarak Hakkari il merkezine götürüldü. Şehit askerin naaşı Fatih Kışlasında düzenlenen törenin ardından defnedilmek üzere Kırşehir'e gönderildi. VALİ AKBIYIK TEŞEKKÜR ETTİ Hakkari Valisi İdris Akbıyık, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda "Şehit Bebek Mustafa Bedirhan Üs Bölgesi'nde şehit olan J.Uzm.Çvş Ayberk Soyutemiz'in cenazesini almak üzere kötü hava şartlarına rağmen seferber olan, çalışmalara katılan kahraman Kadıköy halkına teşekkür ederim" dedi.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu’nun İETT’si artık güvenlik sorunu mu oldu? Sefaköy’de can pazarı…

İETT DÖKÜLÜYOR İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi, CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat‘ın mali müşavirliğini yaptığı Ulaşım İç ve Dış Ticaret A.Ş’ye 14 ihale ile İETT araçlarının bakım, onarım ve işletmesini verdi. Şirket İBB’den 14 ihaleyle 1 milyar 233 milyon 664 bin 941 TL’lik kazanç elde etti. Ancak otobüslere gereken bakım ve tamirat işlemleri yapılmadı. Her gün onlarca toplu taşıma aracı arızalanarak yolda kaldı ve kaza yaptı. SEFAKÖY’DE CAN PAZARI D-100 Sefaköy yan yolda, İETT otobüsü kaza yaptı. Otobüsteki yolcular camlar kırılarak çıkarıldı. Can pazarının yaşandığı o anlar ise kameralara böyle yansıdı. Görüntülerde otobüste sıkışan vatandaşların, camların kırılarak tahliye edildiği görülüyor.

2 yıl önce

İstanbullu cefada, İmamoğlu sefada! AKOM’da olması gereken İBB Başkanı rakı-balık sefasında çıktı…

İstanbul'da şiddetini artıran kar yağışı, İBB'nin tuzlamada yetersiz kalması sebebiyle çileye dönüştü. Otobüsler, metrobüsler, kar küreme ve tuzlama araçları çalışmayınca İstanbullular zor saatler yaşamaya başladı. AKOM'da sorunları çözmesi, ekipleri yönlendirmesi beklenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise iddiaya göre Rumeli Kavağı'ndaki bir balıkçıda dostlarıyla buluştu. Karın bastırdığı İstanbul’da mesai sonrası evine gitmek isteyen vatandaşlar çok zor anlar yaşıyor. Metrolarda aşırı yoğunluktan dolayı adım atacak yer kalmadı. Metrobüs seferleri aksadı. Tuzlanmayan yollarda İETT otobüsleri kaza üstüne kaza yaptı. İBB KARDA SINIFTA KALDI İstanbul’un her köşesinde saatlerdir yollarda mahsur kalan vatandaşlar, İBB ekiplerinin tuzlama yapmadığını söyleyerek İmamoğlu’na tepkilerini dile getirdiler. AKOM’da çalışmaları koordine ettiği düşünülen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise bakın nerede çıktı? İSTANBULLU CEFADA İMAMOĞLU SEFADA Gazeteci Cengiz Alaçayır, İstanbul’da tüm belediye hizmetlerinin durduğu, vatandaşların evlerine ulaşabilmek için saatlerce yollarda beklediği, iş yerlerinde ve sığındıkları yerlerde mahsur kaldığı bir saatte İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun rakı-balık sefasında olduğunu duyurdu. https://twitter.com/alcayircengiz/status/1485667920831201283?s=21 KAR KÜREME ARACINI ESKORT YAPMIŞ Alaçayır, ayrıca paylaşımında İmamoğlu’nun kar küreme aracını da eskort olarak kullandığını söyledi.

2 yıl önce

İstanbul Havalimanı'ndaki THY seferleri kademeli olarak normale dönüyor

Ekşi, Twitter'dan yaptığı açıklamada, İstanbul Havalimanı'ndaki seferlerin kademeli olarak normale dönmeye başladığını belirterek, "Saat 07.00-13.00 arasında (geliş ve gidiş) 131 sefer planlandı. Lütfen havalimanlarına gelmeden seferinizin durumunu web sitemizden kontrol ediniz." ifadelerini kullandı. THY yolcuları, uçuşlarla ilgili bilgilere "https://www.turkishairlines.com/tr-tr/istanbulda-yasanan-hava-muhalefeti/" adresinden ulaşabiliyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 11 12