29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Bahçeli: Karanlık mihraklar yerli-sığınmacı gerilimini şiddet alanına taşımanın hevesine kapılmışlardır

Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şöyle: "Ülkemiz, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar yaygın ve yoğun şekilde meydana gelen zincirleme felaketlerle uğraşmaktadır. Bir tarafımız yanarken diğer tarafımız sel ve heyelanlarla yıkılmaktadır. Olağan dışı bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz ortadadır. Orman yangınlarıyla kavrulan milli yürekler, bu kez de Batı Karadeniz’deki afetlerle sarsılmış, hüzünle sarılmıştır. Bartın, Sinop, Kastamonu ve Samsun’da ortaya çıkan taşkın ve seller oluşan heyelanlarla birlikte önüne ne geldiyse yutmuş, ortalığı savaş alanına çevirmiştir. Doğu Karadeniz’den sonra Batı Karadeniz’in de sel altında kalması, daha vahimi Kastamonu’da 25 vatandaşımızın, Sinop’ta 2 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, Bartın’da ise 1 vatandaşımızın kaybolması bizleri ve aziz milletimizi derinden yaralamıştır. Üzüntümüz büyüktür. Dere yataklarına inşa edilmiş binalar bazı yerlerde 4 metre yüksekliğe ulaşan sel karşısında ayakta kalamamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, yöre insanımıza destek sağlamak, gerekli incelemeleri yapmak maksadıyla afet bölgesine bir heyet göndermiştir. Gerek orman yangınlarında, gerekse de sel ve heyelanlar sonucunda vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı, tedavi gören vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. İnanıyorum ki, felaketlerin yaraları el birliğiyle sarılacaktır. Devletimiz meselelere hakimdir ve muktedirdir. Milletimiz sağduyulu ve soğukkanlıdır. Telaşa ve tedirginliğe lüzum yoktur. Allah’ın izniyle bugünler geçecektir. Felaketlerin hasarı, faziletle, ferasetle, fedakarlıkla, fevkalade bir dayanışma ruhuyla ortadan kaldırılacaktır. Türkiye’miz doğal afetlerin neden olduğu tahribatları onarmak, kaldı ki yangınla, salgınla, sellerle mücadele etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmuşken, önce Konya Meram’da, ardından Ankara Altındağ’da yaşanan elim olaylar haklı olarak kaygı ve kuşku yaratmıştır. Provokasyona müsait iklimi lehlerine çevirmek, bu suretle fitne ateşini körüklemek için harekete geçen karanlık mihraklar bir yanda Türk-Kürt ihtilafını kaşımanın, diğer yanda da yerli-sığınmacı gerilimini şiddet alanına taşımanın hevesine kapılmışlardır. ALTINDAĞ'DA YAŞANAN GERGİNLİK Altındağ’da bıçaklanarak katledilen Emirhan Yalçın evladımıza Allah’tan rahmet dilerken, katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyorum. Toplumsal huzuru bozmak için farklı mecralardan tahrik ve ajitasyona kalkışanların bağlantıları da mutlaka araştırılmalıdır. Ülkemiz çok ciddi risk altındadır. İstismar ve ihanet kol koladır. Bunlar oluyorken, İP Başkanı’nın ziyaret ettiği yerlerde, tıpkı bir tiyatro sahnesini andıran danışıklı dövüş tartışmaları ve karşılıklı söz düelloları da başka bir damardan Türkiye’ye kurulmuş tuzaktır. Senaryosunu Türkiye karşıtlarının yazdığı, yönetmenliğini CHP’nin yaptığı, figüranların da İP ve CHP’den seçildiği bu melanet oyunun farklı il ve ilçelerimizde sistematik olarak sahnelenmesi gözümüzden kaçmamıştır. Proje partileri zalimlerin maşası haline gelmişlerdir. Ülkemizi kuşatan husumet ve huzursuzluk sarmalına katkı veren, ön açan, öncü olan siyasi partiler, sözde sanatçılar, buçuk aydınlar ziyandadır, zillettedir. Yalan, riya, iftira, inkar ve hatta ihanet bunların meziyeti, meskeni, beslendikleri zehirli membadır. Gerçekleri alenen çarpıtanlar, milletimizin gözünün içine baka baka yalan söyleyenler günahkar olmakla birlikte planlı bir siyaset propagandasının da ara ve bağımlı aktörleridir. CHP yönetimi yalancıdır, İP yönetimi yalancıdır, diğerleri yalanla yoldaştır. Türk milleti, yalan haberlerden, yalan siyasetten, yalan beyanatlardan, aklıyla alay eden sefil zihniyetlerden bıkmış usanmıştır. Yalancılar korosu artık milli güvenlik tehdidi, milli huzur bozguncusu düzeyindedir. Böyle gelse de böyle gitmemelidir, gitmeyecektir. Yalan ve iftirayla mücadele, yalancılarla ve müfterilerle mücahede milli ve ahlaki ilkeleri olan herkesin başlıca sorumluluğudur. Müslüman Türk’ün yalana tahammül etmesi imkansızdır. Yalanı rehber yapanlar yurdumuzu rezil etmek için kuyruğa giren soytarılardır. Yalancıların ipliği pazara çıkarılmalıdır. Maskeleri indirilmelidir. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu herkes bilmelidir. Yalan uçurumdur, bu nedenle zillet partilerinin istikameti kaybolmuş, alayı uçurumu boylamıştır. Yalanla mücadele etmek, bu konuda temiz toplum-temiz siyaset-temiz yönetim hedefine destek vermek gayesiyle değerli fikir ve hukuk insanlarımızdan teşekkül etmiş “Yalan Haber, Yalan Siyasetle Mücadele Kurulu” adıyla bir heyet kurulmuştur. Mezkur heyetin yapacağı çalışmaların sonucunda; siyaset, sivil toplum ve medya alanlarında yalanı meslek edinmiş çürümüşleri teşhir etmek, insanlarımızın aldatılmasının önüne bütünüyle geçmek için kanuni bir düzenleme ihtiyacı şayet hasıl olursa bunun da gereği yapılacaktır. Yalan, insan haysiyetini çiğnemektir. Doğruluk, dürüstlük insan onurunu yükseltmektir. Milliyetçi Hareket Partisi doğrunun yanında, doğru duruşun içinde, dosdoğru bir mücadelenin safındadır. Yalancıların sonu görünmüştür. Bundan sonra onlar kaçacak, biz de kovalayacağız."

2 yıl önce

Alkol kadına şiddeti 8 kat artırıyor

İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı, “Kadına Karşı Şiddet İçeren Suçları İşleyenlerin Kriminolojik Profili” kitabı hazırladı. Ankara Üniversitesi akademisyenlerince kaleme alınan kitapta, uluslararası çalışmalar incelendi. Çalışmaya göre kadına yönelik şiddet uygulayanların profili belirlendi. ŞİDDETİN NEDENİ ÇOK Kadına yönelik şiddet, mağdurun yakınları, akrabaları, tanıdıkları veya yabancı kişiler tarafından gerçekleştirilebiliyor. Ancak kadına yönelik şiddet olaylarının üçte ikisinde failin, mağdurun bir yakını veya onun tanıdığı kişiler olduğuna dikkat çekiliyor. Ataerkil toplum yapısı, fakirlik, eğitim düzeyi, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, saldırganlık, yaş, medeni durum gibi kişisel, sosyolojik, ekonomik, demografik ve benzeri pek çok neden kadına yönelik şiddete etki ediyor. ALKOL 8 KAT ARTIYOR Alkol tüketenler, testosteron seviyesi ve düşmanlık duygusu yüksek olanlar, kadınlara yönelik daha fazla şiddet uyguluyor. Düşük gelirli ve ilişki kalite düzeyi düşük olan erkekler, daha çok şiddete başvuruyor. Alkol kullanımı şiddetin düzeyini artırırken, şiddete başvurma riskini de en az sekiz kat artırıyor. DÜŞÜK GELİR ÖNEMLİ BİR ETKEN Aile içi şiddet uygulayanlarda işsizlik probleminin yaygın olduğu görüldü. Düşük gelirli erkekler, yüksek gelirli erkeklere göre partnerlerine daha fazla fiziksel ve psikolojik şiddet uyguluyor. Kadın ve erkek arasındaki gelir farkının arasının açılması da kadına yönelik şiddetle ilişkili bir faktör olarak bulundu. Aile içi şiddet uygulayan erkeklerin daha az girişken, daha düşük öz güvenli, daha zayıf sosyal becerileri olduğu vurgulandı. ÇOCUKLUK TRAVMALARI YANSIYOR Çocukluk döneminde ev içinde maruz kalınan travmatik yaşantıların, duygusal kırılmalara yol açtığı ve şiddetin öğrenilmesine, model alınmasına neden olduğu düşünülüyor. Ebeveynler arası şiddete tanıklık, çocuğa doğrudan bir evlilik içi saldırganlık modeli sağlıyor. Çocuklar, ebeveynler arası saldırganlığı gözlemlediklerinde bu, onların yetişkinlik dönemlerinde eşlerine şiddet uygulama olasılığını da artırıyor. KISKANÇLIK CİNAYET SEBEBİ Partnerine şiddet uygulayan erkeklerle yapılan bir çalışmada, erkeklerin eşlerine bağımlılık düzeyinin daha yüksek olduğu, terk edilme korkusu yaşadıkları görüldü. Yapılan çalışmalar, partner cinayetlerinin en önemli sebebinin kıskançlık, sahip olma isteği olduğunu gösteriyor. Boşanma sürecinde ve ayrıldıktan sonra görülme oranı ise daha yüksek. Bölgesel olarak bakıldığında ise kentsel alanlarda kırsal alanlara göre yaygınlığının daha fazla olduğu ifade edildi. 30 yaş altında eğilim fazla Yakın ilişkilerde kadına yönelik şiddetin, genç yetişkinlik döneminde zirve yaptığı ve daha sonra yaşla beraber azaldığı gözlemlendi. Fail ile mağdur kadın arasındaki yaş farkının artmasının partner cinayetlerinde bir risk faktörü oluşturduğu belirtildi. Bu bulgunun bölge ve kültürlerde farklılık gösterdiğine işaret edilirken, özellikle 30 yaşın altındaki erkeklerin partnerlerine karşı şiddet uyguladıklarının görüldüğü ifade edildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: Elektronik kelepçe ile takip edilen vakalarda kadına şiddet olayı yaşanmadı

Mükerrer şiddetin önlenebilmesi, mağdur kadınların tekrar aynı şiddet olayına maruz kalmaması için şiddet uygulayanın mağdura yaklaşmaması yönünde 7/24 kesintisiz olarak takibinin yapılabilmesi amacıyla Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nde (GAMER) Elektronik İzleme Merkezi kuruldu. Böylelikle elektronik kelepçe takılması yönünde aile mahkemelerince verilen kararlar bu merkezden takip edilebiliyor. Sistem nasıl çalışıyor? Elektronik kelepçe takmakla yükümlü kişi, şiddete maruz kalma ihtimali olan kişiye mahkeme kararının belirttiği mesafeden fazla yaklaşırsa merkeze GPS üzerinden uyarı sinyali düşüyor. Uyarı doğrultusunda izleme personeli eş zamanlı olarak hem yükümlüyü hem de mağduru arıyor ve bulunduğu koordinattan ayrılmasını istiyor. Yükümlünün harekete devam etmesi ihtimali göz önüne alınarak mağdurla da irtibat kuruluyor ve kendini güvenli bölgeye alması, koruması için bir ekip gönderileceği söyleniyor. Yükümlü hareketine devam ederse kolluk personeli tarafından müdahale ediliyor ve hakkında gerekli işlemler başlatılıyor. Yükümlü kelepçeye sabotaj girişiminde bulunduğu anda merkez uyarılıyor Eğer yükümlü kendisine takılan elektronik kelepçe ünitesini şarj etmezse veya kelepçeye yönelik bir sabotaj girişimi olursa; kayışı kesme, koparma, klips olarak ifade edilen aparatı çıkarma ya da farklı bir teşebbüs olursa elektronik kelepçe izleme personelinin ekranına bir uyarı düşüyor. Personel tarafından yükümlünün bu hareketten vazgeçmesi isteniyor. Yükümlü, mağdura yaklaşmaya devam ederse kolluk personelinin kendisine müdahale etmesi sağlanıyor. Bunun yanı sıra yükümlünün akrabaları ve yakınları tarafından şiddete uğrayacağı yönünde mağdurun bir rahatsızlığı olması halinde ise mağdura panik butonu veriliyor. Bu butona bastığı anda izleme personelinin ekranına ‘mağdur panik butonuna bastı’ yönünde bir ihbar geliyor. Doğrudan bu ünite veya cep telefonu üzerinden mağdurla iletişime geçilerek güvenlik güçlerinin müdahale etmesi sağlanıyor. 764 kişiye takip yapıldı, hiç şiddet olayı yaşanmadı Elektronik İzleme Merkezinde şu an 272 kişiye aktif izleme yapılırken bugüne kadar toplam 764 kişiye elektronik kelepçe takılarak takibi gerçekleştirildi. Elektronik kelepçe uygulaması ile takip edilen hiçbir vakada kadına şiddet olayı yaşanmadı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Kadına karşı şiddeti bir insanlık meselesi olarak görüyoruz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 81 ilin valisinin katılımıyla Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezinde (GAMER) düzenlenen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Koordinasyon Kurulları video konferans toplantısına katıldı. Bakan Soylu, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda gelinen durumu, alınan önlemleri gözden geçirmek için "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü" vesilesiyle bir araya geldiklerini ifade ederek başladı. "Bu yıl 251 kadın cinayeti işlendi" 15 Kasım itibarıyla bu yıl 251 kadın cinayetinin işlendiğini, geçen yılın tamamında bu sayının 268 olduğunu aktaran Soylu, "Bu yılı sayı olarak geçen yılın üstünde kapatacağımız anlaşılıyor fakat olumlu olan gelişme şu ki son beş-altı yıldır aşağı doğru, kanal şeklinde bir iniş var. Bu yıl da düşüş kanalının içinde kalacağımız görülüyor ancak burada, söz konusu olan istatistik rakamlar değil, insan canı olduğu için, bu meseleye özellikle bu önümüzdeki bir ayda hızlı şekilde vaziyet etmemiz lazım. Arkadaşlarımıza da buradan şunları ifade etmek istiyorum. Sahayı biraz daha baskılayarak kamuoyunun dikkatini çekecek programlarla, etkinliklerle, özellikle ihbar ve şikayet eğilimini arttırmayı başarmalı ve yeni olayların, mağduriyetlerin, birtakım acıların önüne geçmeliyiz" diye konuştu. "Kadına karşı şiddeti bir insanlık meselesi olarak görüyoruz" Kadına karşı şiddeti bir insanlık meselesi olarak gördüklerine ve bir can kaybına bile tahammüllerinin olmadığına dikkati çeken Soylu, "Elektronik kelepçe izleme merkezi kurduk, bin kelepçe kapasitemiz var, Türkiye’de şu an aktif 296 kelepçe var, süresi tamamlanan kelepçe uygulaması sayısı da 501. Yani toplam 800'e yakın kelepçe kararı verilmiş, uygulanmış veya uygulanıyor. Bu noktadan hareketle koruyucu önleyici tedbir kararlarının, kelepçe kararlarının sayısını arttırma gayret içinde olmamız gerektiğini düşünüyorum" sözlerini kullandı. "KADES'in tanıtımına muhakkak ağırlık vermek lazım" İtalya'nın başkenti Roma'da Akdeniz Parlamenterler Asamblesince (PAM) Kadın Acil Destek Uygulaması'na (KADES) verilen ödülü anımsatan Soylu, şöyle konuştu: "Önemli bir fayda elde ettiğimiz KADES'in tanıtımına muhakkak ağırlık vermek lazım. Gelen ihbarların yarısı, gerçekten tehlike içeren ihbarlar. Dolayısıyla bu programın indirilip kullanılması hususunda arkadaşlarımızın gayreti istirham ediyoruz. Tanıtım faaliyetlerinde özellikle vurgulanması gereken hususlardan birisi, KADES'in sadece şiddet mağduru olan ya da ihtimali olan kadınlarımız tarafından değil tüm kadınlarımız tarafından indirilmesinin gerekliliğidir. Buradaki kastımız şudur: Hayatın akışı içinde öngörülemeyen durumlarla karşılaşabilirler veya bir başka kadının başına gelen bir şiddet olayına tanıklık edebilirler, dolayısıyla burada da şiddeti hızlıca kolluk birimlerine bildirme ve birimlerin müdahale etmesini temin etme imkanı bulabilirler." Risk değerlendirme ve analiz çalışmalarının daha doğru yapılabilmesi amacıyla oluşturulan "Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olayları Kayıt Formu"nun önemine değinen Soylu, "1 Şubat 2021 itibarıyla ülke genelinde uygulanmaya başlayan bu formun doldurulması, işlenmesi, bize önemli bir yol haritası sunmaktadır. Bunun da kayıt edilmesi, işlenmesi ile ilgili etkinin ne olduğu ile ilgili, görüş ve öneriler de bakanlık merkez birimlerine iletilmelidir" dedi. 2021-2025 yılları arasını kapsayan kadına yönelik şiddetle mücadele 4. Ulusal Eylem Planı'nı hazırladıklarını belirterek yetkililere seslenen Soylu, şunları kaydetti: "4. Ulusal Eylem Planı'nda yer alan kamuda topyekun seferberlik, eğitim ve farkındalık, koruyucu ve önleyici hizmetler, adalete erişim, verilerin yorumlanması ve analizi başlıklı 5 ana hedefin gereklerinin yerine getirilmesi hususunda gayretlerinizi bekliyoruz. Bu açıdan il ve ilçelerimizdeki ilgili tüm kurum ve kuruluşların tam bir koordinasyon ve iş birliği içerisinde hareket etmesi, gücümüze güç katacaktır."

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Kadına şiddet meselesini dünyada en iyi çözen bir millet, en iyi çözen bir ülke olmak zorundayız.“

Bakan Soylu, kadına şiddetin, kadının masumiyetinden ve erkeğin kadını güçsüz hissetmesinden kaynaklanan bir sorun olduğunu belirterek, "Devletin de kendine ait tedbirleri alma konusunda genel işleyişin dışında buraya farklı bir bakış ortaya koyması aşikar. Ama bu sorun sadece bizlik bir sorun değil. Bütün ülkelerde var. Gelişmişliğe, gelir seviyesine, eğitime, kırsalda veya şehirde oturup oturduğuna bakmıyor. Bütün dünyada böyle bir sorun var. Hepimiz kadına şiddetin bitmesini umuyoruz. KADES’e 245 bin ihbar gelmiş, yani 245 bin ihbardan 244 bin 999’u yanlış veya sahte yapılmış olsa, bir tane yapılmış olsun, 245 bin defa oraya gitmeye değer. Bu meseleye hep birlikte böyle bakmak gerekir. Daha çok alacağımız yolumuz var. Biz millet olarak karar verdiğimiz bir meselede başarılı olma hasretimiz var" diye konuştu. 'BİZ ANAERKİL BİR TOPLUMUZ' Soylu, Türkiye’nin çok zor bir coğrafyada olduğunu dile getirerek, "Pandemiyi biz oluşturmadık. Pandemi dünyanın küresel bir sorunu. Göçü de biz oluşturmadık. Dikkat edin; çok uzun yıllardan beri birlik olmaya çalışan Avrupa’yı sadece bir göç sorunu sarsıyor. Birbirlerine girmiş durumdalar. Bizim başımıza gelenin onda biri onların başına gelse herhalde birbirleri ile saç saça baş başa bir durum ile karşı karşıya kalırlar. Enerji ve ekonomik krizi de biz oluşturmadık. Bunlar tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı süreçtir. Dünyaya medeniyetimizin gereği bir şeyi göstermek zorundayız. Ben her zaman söylüyorum; bize 'ataerkil toplum' derler; ama biz anaerkil bir toplumuz. Bunu hiç unutmadan, kadına şiddet meselesini dünyada en iyi çözen millet, en iyi çözen ülke olmak zorundayız" diye konuştu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Kadına Şiddetle Mücadele Günü' mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün, en başta inancımızın, medeniyetimizin, değerlerimizin karşısında durduğu bu sorunun tamamen ortadan kalkmasına vesile olmasını diliyorum. Bir insan hakkı ihlali olan kadına yönelik şiddet ne yazık ki tüm dünyanın sorunudur. Türkiye bu soruna karşı en kapsamlı ve etkili mevzuata sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır" ifadelerini kullandı. Erdoğan, değişen şartlar ve ihtiyaçlara bağlı tedbirlerin süreceğini belirterek, mesajına söyle devam etti: "Geçtiğimiz Temmuz ayında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4'üncü Ulusal Eylem Planı'nı açıklamış, 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyet belirlemiştik. Değişen şartlara ve ortaya çıkan ihtiyaçlara bağlı olarak gereken her türlü yasal ve idari tedbiri almayı sürdüreceğiz. Aziz milletim, unutmamalıyız ki kadına yönelik şiddetle mücadele aynı zamanda annemizin, eşimizin, kızımızın hakkını, hukukunu, onurunu korumanın da mücadelesidir. Bu sorunun ortadan kalkması tüm kesimlerin inancı, çabası ve mutabakatıyla mümkündür. Bugüne kadar kadınların her alandaki hak arama mücadelelerinde yanlarında olduk, bundan sonra da olacağız. Kadına karşı şiddeti insani ve ahlaki değerlerimizi güçlendirerek inşallah tamamen ortadan kaldıracağız."

2 yıl önce

Gaziantep’te bebeğe şiddet uygulayan baba gözaltına alındı

Gaziantep Valiliği’nden yapılan açıklama şöyle; “Bazı sosyal medya mecralarında İlimizde çekildiği anlaşılan bir babanın bebeğini darp ettiğine dair görüntüler yer almaktadır. 29.11.2021 tarihinde emniyet güçlerimize bildirilen bir bebeğin darp neticesinde yaralandığı olayla ilgili alınan ifadelerde Y.G. isimli şahsın C. G. isimli bebeğini darp ettiğine dair kamera kayıtları bulunduğu anlaşılmıştır. Hastaneye getirilen bebek C.G.’nin doktor raporunda kafasında travmaya bağlı yaralanma olduğu bildirilmiş, hastanede tedavisine başlanmıştır. Olayın şüphelisi Y. G. isimli şahıs yakalanarak gözaltına alınmış ve adli süreç başlatılmıştır.”

2 yıl önce

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Yol Haritası Toplantısı… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Bu yıl hedefimiz erkekler”

Toplantıya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Sağlık Bakan yardımcısı Sabahhattin Aydın katıldı. Dört bakanın katıldığı toplantıda, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda 2022 yılında izlenecek yol haritası hakkında bilgilendirmeler yapıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye’deki bütün erkeklere aile içi ve kadına karşı şiddet konusunda neler yapmamaları gerektiğini anlatan kolluk birimlerimizle, girilmedik yer bırakmayacağımız bir çalışmayı başlatıyoruz” dedi. Soylu, “Yıllara göre yaptığımız çalışmalar ve ortaya koyduğumuz eylem planları bizim bu konuda hem atacağımız adımları hem yol haritamızı hem de ödevlerimizi çok önemli bir şekilde ortaya koymaktadır. Hepimizin sorumlulukları var ve bunları yerine getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Kadına şiddetle mücadele ve aile içi şiddetle mücadelenin yalnızca Türkiye’de sadece bir kesimin veya dünyada bir kesimin meselesi olmadığını söyleyen Bakan Soylu, “Sadece burada bir kesimin içi acımıyor. Bir kesimin sorumluluğu var da bizim yokmuş gibi davranışı ortaya koymak son derece hem insanlıkla bağdaşmayan hem de çağımızla uyuşmayan davranış modelidir. Yargıtay başkanımız bu konuda hem Türkiye’yi hem dünyayı ölçümleyen bir değerlendirme yaptı. Söylenmedik söz bırakılmadı. Bir hukuk insanın bu konuda yapmış olduğu değerlendirmeyi neredeyse ‘siz bu konuya nasıl girersiniz? Bu konuda nasıl değerlendirme yaparsınız’ diye linç girişimiyle karşı karşıya kaldı. Bu konuda maalesef bunu siyaset alanının bir parçası olarak değerlendiren ‘acaba ben buradan nasıl bir siyaset üretirim de mevcut siyasi anlayışını yıpratırım’ anlayışı söz konusu. Bunlarla birlikte yol alabilmenin mümkün olmadığını da ifade etmek istiyorum” açıklamasında bulundu. KADES uygulamasının uluslararası bir ödül aldığını hatırlatan Bakan Soylu, “Bizim ödülümüz bu konuda sıfır hadisenin olmasıdır. KADES yaklaşık 3 milyon 52 bin kadınımız tarafından indirildi. Bugüne kadar 279 bin ihbar oldu ve bunun 159 bin ihbarı gerçek ihbardı” ifadelerini kullandı. 81 ilde aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddete yönelik mücadele büroların kurulduğunu bildiren Soylu, “Bunların toplam sayısı bin 102 ve hem polis hem jandarmadan oluşuyor. Geçmişte müracaat eden ve ben bu işten vazgeçtim diyeni de karar olsa da olmasa da takip eden, hal hatır soran ve sürekli sahayı takip eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Bunu da sürekli devam ettireceğiz. Mümkün olduğunca sahadaki vakaların takibini gerçekleştiren bir anlayışa büründüğümüzü ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu. Bakan Soylu kadının korunmasına yönelik önemli adımlar atıldığını ve atmaya da devam edildiğinin altını çizerek şunları söyledi: “Bu yıl biz bir uygulama başlattık. Bu yıl hedefimiz erkekler. Adım adım Türkiye’deki bütün erkeklere aile içi ve kadına karşı şiddet konusunda neler yapmamaları lazım geldiğini ifade eden ve bunları anlatan kolluk birimlerimizle girilmedik yer bırakmayacağımız bir çalışmayı başlatıyoruz. Bu konuda inşallah kolluk birimlerimiz el birliğiyle tüm paydaşlarımızla birlikte önemli adımlar atacağız.”

1 2 3 4 5 6 7 8 9