29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Süleymancılarına yurtta şiddet uygulayan görevli tutuklandı! CHP ve İYİ Parti hala sessiz!

İstanbul Esenler'de özel bir erkek yurdunda görevli bir kişi, masanın etrafında ders çalışan öğrencileri dövmüş, görüntüler ortaya çıkınca da gözaltına alınmıştı. Görevli A.E., emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edilmişti. İstanbul’un Esenler ilçesinin Atışalanı semtinde bulunan erkek öğrenci yurdunda meydana gelen şiddet olayı vatandaşların tepkisine neden oldu. Süleymancılara ait olduğu öne sürülen yurtta, öğretmen olarak görev yaptığı belirtilen şahsın, 7 öğrenciye şiddet uyguladığı ortaya çıktı. Olayın görüntülerinin sosyal medyada yayılmasının ardından açıklama yapan İstanbul Valiliği, şahsın gözaltına alındığını duyurmuştu. Görevli A.E., emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi. ‘BİR ANLIK ÖFKEYLE TOKAT ATTIM, PİŞMANIM’ Şüpheli A.E. nöbetçi savcılığa verdiği ifadesinde maden mühendisi olduğunu ve dernekte evrak işleri ile uğraştığını söyleyerek, "Sayısalım iyi olduğu için bazen çocuklara derslerinde yardım ediyordum. Videodaki görüntülerde çocuklar sınavlarına çalışıyorlardı. Bende çocuklara yardımcı olabilmek için etüde girmiştim. Ben çocukları sürekli konuşmamaları yönünde ikaz etmeme rağmen konuşmaya devam ettiler. Öğrencilerden biri bana karşı alaycı tavırlarda bulundu. Diğer arkadaşlarını da bu şekilde davranarak gürültü yapmaya yönlendirdi. Bir anlık öfke ile sessizliği sağlamak için çocukların kafalarına elimle tokat attım. Yaptığımdan dolayı pişmanım. Bu olaydan önce çocuklara yönelik herhangi bir şiddet eylemim olmamıştır. Bu olaydan sonra dernekten istifa ettim şu an işsizim" dedi. Şüpheli A.E. sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından 'basit yaralama' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. ‘OĞLUM GECELERİ ÇIĞLIKLARLA KALKIYOR’ Şiddete uğrayan çocuklardan birisinin annesi olan Fatma Demir, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada “Benim oğlum geceleri çığlıklarla kalkıyor.” dedi. Olayın Beraat Kandili’nde meydana geldiğini ifade eden Demir, şahsın 7 çocuğu “güldü” diye yumrukladığını söyledi. Olaya ilişkin başka bir iddiaya göre de bunun ilk şiddet vakası olmadığı revirde de şiddete devam edildiği kaydedildi. VALİLİK: ASLA KABUL EDİLEMEZ İstanbul Valiliğinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Basın yayın organları ve sosyal medya paylaşımlarında yer alan; Esenler İlçemizdeki özel bir erkek öğrenci yurdunda öğrencilere şiddet uygulayan yurt görevlisi, başlatılan adli soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştır. İl Milli Eğitim Müdürlüğünce müfettiş görevlendirilerek idari soruşturma başlatılmıştır. Öğrencilerimize yönelik şiddet içeren bu davranış asla kabul edilemez, esefle kınıyoruz." denildi. SOSYAL MEDYADA TARİKATLARA TEPKİ Olayın görüntülerinin sosyal medyada yayılmasının ardından sosyal medyada çok sayıda tepki geldi. Twitter’da tepki gösteren hesaplardan biri ifadeleri kullandı: “Süleymancılar İstanbul Ankara ve Antalya gibi illerde İyi Parti ile çalışıyor seçim dönemlerinde alenen Başkan Erdoğan’a kin kusarak İyi Parti’ye oy istiyor. İBB’nin yönetim kadrolarının %30-35’i Süleymancılara tahsis edildi, binlerce Süleymancı İBB’de işe alındı. AK Parti döneminde kaçak yurtları İBB tarafından denetlenip yıkılan Süleymancıların yurtlarına şu an CHP’li İBB her türlü desteği sağlıyor Hal böyleyken Süleymancıların yurdundaki görüntüler üzerinden AK Parti’nin hedef alınması nedir? Kim sahip çıkıyorsa o hesap versin?” https://twitter.com/genelgundem/status/1507356441568501764?s=21&t=s5D6QhHnnUhZIiuHEzvY3Q Tepkilerden bazıları ise şöyle: Z. K. Aydın: Nurcu, Süleymancı, Menzil, İsmailağa, FETÖ ve daha onlarca farklı isim altında faaliyet gösteren cemaat ve tarikatların tek ortak yanı ABD ajanlığı ve Türk düşmanlığıdır. Bunların siyasi görşü yoktur, çıkarı vadır. Seçimlerde siyasi partilerle pazarlık yapar, istediklerini alır! Denizhan Doğrular: Süleymancı ya da bilmem neci hepsi aynıdır hepsi karanlıktır hepsi bu milleti geriletmek şeriat karanlığına hapsetmek için vardır. Tarikatlar ve cemaatler bu ülkenin virüsüdür ve artık tedavi edilmesi şart olmuştur. Şeriat karanlıģına bir daha asla boğulmayacak bu millet. Fatih Aydın: Süleymancıların, daha fazla evladımızı ajanlaştırmasına izin vermemek lazım. Yıllar önce de yazmıştım. Bunların kapısına derhal kilit vurulmalı! Yaşar Karakaş: Ben Furkancı, Süleymancı bilmem, bildiğim bu tarikat görünümlü tehlike yuvaları oldukları ve kapatılmalıdır. DİYANET RAPORU Kaynak Yayınları’nın Temmuz 2019’da yayınladığı “Diyanet’in Gizli Tarikatlar Raporu”nda Süleymancılarla ilgili şu değerlendirme yapılıyor: “Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.” Raporda Süleymancıların faaliyetleri arasında da şunlar belirtiliyor: “Cemaatin faaliyetleri günümüzde orta ve yükseköğretim öğrencileri için yurtlar, Süleymaniye Özel Eğitim Kurumları ve Kur’an kurslarıyla devam etmektedir. Yurt, kurs ve okulların finansmanı, sahip oldukları çok sayıdaki holding ve halktan toplanan yardımlarla karşılanmaktadır. Süleymancıların, Kur’an kurslarına Diyanet’in ismini kullanarak yardım topladıkları, cenazelerde para karşılığı Kur’an okuma ve ıskat hususlarında da oldukça aktif davrandıkları bilinmektedir. Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Zira uzun yıllar cemaat bünyesinde çalışmış, içyüzlerine vâkıf olduktan sonra onlardan ayrılmış olan ve cemaat içinde “Kozan imamı” olarak bilinen Mustafa Akyıldız, oluşumun din anlayışı ve yapılanmasıyla ilgili oldukça ciddi iddialarda bulunmaktadır. Buna göre, cemaatin Türkiye genelinde bölgeler bazında “kolordu kumandanlığı” ismi altında yapılandıkları öne sürülmektedir. Cemaat hakkında dile getirilen bir başka iddia da 16 yıldır derin güçler tarafından kontrol altında tutulduğudur. 1980 darbesinden sonra arkadaşıyla hapse alınan Kemal Kacar’ın, o dönemki MİT tarafından hapiste anlaşmaya zorlandığı, anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldığı söylenmektedir.”

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’dan kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin kapsamlı genelge! 81 il valiliğine gönderildi…

5 ana hedef, 28 alt hedef belirlendi 2021-2025 yılları arasını kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı doğrultusunda hazırlanan genelgeyle kadına yönelik şiddetle mücadelede kalıcı ve etkin başarının elde edilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda; adalete erişim ve mevzuat, politika ve koordinasyon, koruyucu ve önleyici hizmetler, toplumsal farkındalık, veri ve istatistik başlıklarından oluşan 5 ana hedef belirlendi. 2022 Faaliyet Planında, 28 alt hedef ve bu alt hedeflere ilişkin 110 performans göstergesi yer aldı. Kadın konukevi sayısı arttırılacak Bakanlığın 81 il valiliğine gönderdiği genelgeye göre; kadın konukevlerinin sayısı arttırılacak. Bu kapsamda 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinde yer alan “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır.”  hükmü doğrultusunda gerekli takip yapılarak, 2022 yılı içerisinde ilgili belediyelerce en az 10 yeni kadın konukevi/sığınma evinin açılması sağlanacak. Riskli vakalar takip edilecek Tekerrür eden ve yüksek ya da çok yüksek risk grubu içerisinde olduğu değerlendirilen vakaların birebir takibi için mahallinde ilgili kurumların temsilcilerinden risk yönetim ekibi oluşturulacak ve kolluk personeli görevlendirilecek. Boşanma süreci devam eden veya daha önceden hakkında 6284 sayılı Kanuna göre tedbir kararı bulunan tutuklu/hükümlülerin ceza infaz kurumlarından tahliyeleri esnasında kolluk birimlerine anlık bildirimde bulunacak yeni bir veri entegrasyon sistemi oluşturulacak. Kadına yönelik şiddet olaylarına karşı etkin mücadele amacıyla 1 Şubat 2021 tarihinde oluşturulan ve tüm kolluk birimlerinde kullanılan Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olay Kayıt ve Risk Değerlendirme Formundan elde edilen veriler doğrultusunda risk değerlendirme parametreleri her yıl güncellenecek. 5 milyon erkeğe eğitim verilecek 81 ile gönderilen genelgeye göre aile içi ve kadına yönelik şiddet konusunda erkeklere eğitim verilecek. Bu kapsamda yıl içerisinde en az 5 milyon erkeğe, kadına yönelik şiddetle mücadele alanında temel bilgilendirme ve farkındalık oluşturma eğitimleri, ilgili kurum kuruluşlarla koordineli olarak sağlanacak. Gizlilik kararları anında uygulanacak Kadına yönelik şiddetle etkin mücadelenin ortaya konulması çalışmaları kapsamında; mağdurun korunması amacıyla alınan gizlilik kararları, İller İdaresi Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlarca anında uygulanacak. Kadına yönelik şiddetle mücadele alanında eksiklerin tespit edilmesi amacıyla 81 il genelinde İZDES heyetleri incelemede bulunacak. İZDES heyetlerinin saha çalışması sonucunda elde edecekleri tespit, bilgi, bulgu ve değerlendirmeler uygulayıcı birimlere sunularak tedbir alınması sağlanacak. Genelgede, kadına yönelik şiddetin önlenmesi kapsamında; AFAD Başkanlığınca Acil Durum Planlarının hazırlanması, Göç İdaresi Başkanlığınca yabancı uyruklu kişilere farkındalık eğitimleri verilmesi ve Türkiye’deki hukuksal çerçeve konusunda bilgilendirmeler yapılmasına yönelik tedbirler de yer aldı. Elektronik kelepçede kapasite artırılacak Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Faaliyet Planı’na göre, 3.4 milyon kadın tarafından kullanılan Kadın Destek Uygulaması (KADES) yıl sonuna dek 5 milyon indirme sayısına ulaşacak. İçişleri Bakanlığı bünyesinde 7/24 izleme gerçekleştirilen elektronik kelepçe sayısı 1000’den 1500’e yükseltilerek yüzde 50 oranında kapasitesi arttırılacak. Genelge kapsamında, elektronik kelepçe merkezinde anlık izleme yapılabilen ünite sayısının ise 12’den 24’e yükseltilerek yüzde 100 oranında kapasite artışına gidilmesi öngörülüyor. Büro amirliği sayısı arttırılacak, 110 bin kolluk personeline eğitim verilecek Genelgede, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerinin kapasitesinin daha da artırılacağına dikkat çekildi. Genelge kapsamında, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesindeki aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele şube müdürlüğü/kısım amirliği sayısı 97’den 127’ye çıkarılacak. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele büro amirliklerine gerekli eğitimleri verildikten sonra 1.000 yeni polis takviyesi yapılacak. 2022 yılında, Kolluk personeline kadına yönelik şiddete karşı bilgilendirilmesi kapsamında ise 50.000 rütbeli jandarma personeli, 10.000 erbaş/er ve emniyet personelinden 5.000’i aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele büro amirliklerinde görev yapanlar olmak üzere toplam 50.000 personele eğitim verilecek. Ayrıca Polis Akademisi ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde öğrenim gören tüm öğrenci/kursiyerlere de aynı farkındalık eğitimi sağlanacak. “Kadına Yönelik Şiddet Vakalarına Müdahale El Kitapçığı” oluşturulacak Kadına yönelik şiddet anında kolluk personelince risk yönetimine dayalı müdahale gerçekleştirilebilmesi amacıyla rehber niteliğinde Kadına Yönelik Şiddet Vakalarına Müdahale El Kitapçığı hazırlanarak dağıtımı sağlanacak. Eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına önem verilecek Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl/İlçe Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme Komisyonlarının, Vali/Kaymakam başkanlığında her üç ayda bir toplanması sağlanacak. Kadına yönelik şiddetle topyekûn mücadeleyi sağlamak için kamuoyu farkındalığını yükseltilecek, toplumun çeşitli kesimlerinin (muhtarlar, öğretmenler, sanatçılar, sporcular vb.) desteğini alacak çeşitli kampanya ve çalışmalar düzenlenecek. Mülki idare amirlerinin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki etkinliğini ve farkındalığını artırmaya yönelik eğitimlere devam edilecek ve bu çerçevede 2022 yılında tüm kaymakamların eğitim alması sağlanacak.

2 yıl önce

Adı ‘tutturamayan anketçi’ye çıkan Özer Sencar, kadına şiddeti de hükümete bağladı

15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde yaptığı “Darbecilerin Yargılanmasını Doğru Buluyor musunuz? Darbe Olsa Sokağa Çıkar mısınız?” anketleri ile FETÖ adına nabız yokladığı iddia edilen Metropoll Araştırma’nın sahibi Özer Sencar, “istenileni verdiği” anketlerine devam ediyor. Darbe girişimi sonrası FETÖ’cü Enes Kanter’in babasıyla birlikte FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve serbest bırakılan Özer Sencar’ın, son dönemlerde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olması için yürütülen operasyonun anket ayaklarından olduğu iddia ediliyor. TÜRKİYE’DE KADINA ŞİDDET ANKETİ Sencar’ın sahibi olduğu anket şirketi MetroPOLL’ün “Türkiye’nin Nabzı Mart 2022” raporu araştırmasına katılan seçmenlerin yüzde 31,4’ü şiddetin, kadınlar için en büyük problem olduğunu belirtti. Araştırmada en fazla oyu alan bir diğer sorun ise eğitimsizlik oldu. KADINA ŞİDDETİN SORUMLUSU OLARAK HÜKÜMETİ GÖSTERDİ Metropoll’ün yaptığı araştırmaya katılan seçmenlerin yüzde 46’sı ise, kadınlara uygulanan şiddet ve ayrımcılıkta hükümetin çok sorumlu olduğunu söyledi. Kadına şiddet meselesinde hükümeti sorumlu tutan seçmen kitlesi ise HDP ve CHP ağırlıklı. HDP’nin seçmeninin yüzde 70,6’sı Türkiye’de kadına yönelik şiddette AK Parti hükümetinin çok sorumlu olduğunu savunuyor. Bu alanda HDP’nin hemen ardından yüzde 70 ile ana muhalefet partisi CHP’nin seçmen kitlesi geliyor. GERÇEK NE? Kadına şiddet meselesi ne yazık ki tüm dünyanın ortak sorunlarının başında geliyor. Türkiye’deki kadına şiddet istatistikleri ile Avrupa verileri karşılaştırıldığında pek çok Avrupa ülkesinin Türkiye’den önde olduğu görülüyor. “AB’de 15 yaşından büyük her 3 kadından 1’inin (yaklaşık 62 milyon) “partnerleri ya da üçüncü erkeklerin” fiziksel ya da cinsel şiddetine maruz kaldığı; yüzde 8’inin ise fiziksel ve cinsel şiddeti son 12 ayda gördüğü biliniyor.” AB’de kadının en çok şiddet gördüğü ülkeler Danimarka, Finlandiya ve İsveç. Kadına şiddetin en az olduğu ülkeler ise Polonya, Avusturya ve Hırvatistan. 28 AB üyesi ülke arasında 15 yaş ve üzerindeki kadınların şiddete maruz kalma oranları şöyle: Avusturya: Yüzde 20, Belçika; Yüzde 36, Bulgaristan: Yüzde 28, Kıbrıs: Yüzde 22, Çek Cumhuriyeti: Yüzde 32, Almanya: Yüzde 35, Danimarka: Yüzde 52, Estonya: Yüzde 33, Yunanistan: Yüzde 25, İspanya: Yüzde 22, Finlandiya: Yüzde 47, Fransa: Yüzde 44, Hırvatistan: Yüzde 21, Macaristan: Yüzde 28, İrlanda: Yüzde 26, İtalya: Yüzde 27, Litvanya: Yüzde 31, Lüksemburg: Yüzde 38, Letonya: Yüzde 39, Malta: Yüzde 22, Hollanda: Yüzde 45, Polonya: Yüzde 19, Portekiz: Yüzde 24, Romanya: Yüzde 30, İsveç: Yüzde 46, Slovenya: Yüzde 22, Slovakya: Yüzde 34, İngiltere: Yüzde 44… TÜRKİYE’DE DURUM Türkiye genelinde yaşamlarının herhangi bir döneminde cinsel şiddete maruz kalmış kadınların oranı yüzde 12, fiziksel şiddete maruz kalmış olanların oranı ise yüzde 36. En az bir kez evlenmiş ve yaşamının herhangi bir döneminde eşinden ya da birlikte olduğu kişiden şiddet gören kadınların oranı ise kentte yüzde 35, kırda yüzde 38… İstatistiklerin bölgelere göre dağılımı ise şöyle: Marmara: Yüzde 30, Ege: Yüzde 37, Batı Anadolu: Yüzde 42, Orta Anadolu: Yüzde 43, Akdeniz: Yüzde 37, Batı Karadeniz: Yüzde 34, Doğu Karadeniz: Yüzde 27, Kuzeydoğu Anadolu: Yüzde 39, Ortadoğu Anadolu: Yüzde 32, Güneydoğu Anadolu: Yüzde 33. KADES ETKİSİ Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde Türkiye’nin Avrupa ülkeleri tarafından örnek alınan ve Fransa’da uygulamaya başlanan KADES sayesinde oldukça yol aldığı biliniyor. Kadına şiddetle mücadelede önlemlerini artıran İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine gönderdiği genelge ile “5 milyon erkeğe eğitim verilmesi, elektronik kelepçe sayısının 1500’e çıkarılması, 5 milyon KADES uygulaması indirme sayısına ulaşılması, kadın konukevi sayısının arttırılması, 110 bin kolluk personeline eğitim verilmesi” gibi adımları da faaliyete geçirdi.

2 yıl önce

Sığınmacı söylemleri yeniden şiddetlendi! Muhalefete zor soru: Suriyelileri ölüme mi göndereceksiniz?

Star’ın haberine göre; Muhalefetin iç siyasette malzeme olarak kullandığı emperyalist müdahale ve işgallerin ürünü olan zorunlu göç, güncelliğini koruyarak dünya genelinde büyük bir mesele olmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada "Dün Afganistan'dan, Irak'tan, Suriye'den geldiler. Bugün Ukrayna'dan geliyorlar. Mazlumların sığınağı olmaya devam edeceğiz" dedi. Erdoğan, "Muhalefet, seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensarın ne olduğunu biliyoruz." ifadelerini kullandı. Bu açıklamaların ardından muhalefet kanadından mülteciler konusunda yükselen sesler şiddetlendi. Suriyelileri davulla, zurnayla ülkelerine göndereceklerini söyleyen muhalefet, rejimden kaçan sığınmacıları Beşşar Esed'e emanet edeceğini dile getiriyor. Her fırsatta iktidara geldiğinde mültecilerin gönderilmesi için referandum yapacağını söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi ile bu konuda ters düştü. Kılıçdaroğlu'na kimseyi kandırmayın diyen DEVA Partisi lideri Ali Babacan, mültecilerin gönderilmesinin mümkün olmayacağı ve uluslararası hukukun buna müsaade etmeyeceğini ifade etti. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, sığınmacıların bir 'beka sorunu' olduğunu belirtmişti. MUHALEFET MAZLUMLARI İÇ SİYASET MALZEMESİ YAPIYOR Konuya herhangi bir uyruk, etnik köken, din ve mezhep farkı gözetmeden yaklaşan AK Parti, 2011 yılından beri kitlesel olarak yaşanan göç meselesini "Suriyeliler meselesi" olarak değil, "Göç Yönetimi" olarak ele aldı. Göç konusunu iç siyaset malzemesi yapan muhalefet ise, meseleyi göçe kaynaklık eden toplumlar bazında ele alma kolaycılığını tercih ettikleri yönünde sık sık eleştirilerin hedefi oldu. Muhalefet partileriyle benzer bir söylemle Suriyelilerin zorla geri gönderileceğini ve sıfır sığınmacı politikası uygulayacağını dile getiren Danimarka Hükümeti'nin, bugüne kadar herhangi bir Suriyeliyi sınır dışı edemediği biliniyor. 500 BİN SURİYELİ GÖNÜLLÜ OLARAK ÜLKESİNE DÖNDÜ Göç meselesinin kalp kırmadan da çözülebileceğinin altını çizen uzmanlar, ülkesini terk eden Suriyelilerin gerekli şartlar sağlandığında gönüllü olarak ülkelerine döneceğini ifade ediyor. Suriye'nin genelinde barış ve istikrar sağlanmadığı sürece ülkesinden uzakta yaşayan tüm Suriyelilerin dönemeyeceği, dönseler bile hayati tehlikelerinin devam edeceği belirtiliyor. Suriyelilerin de kendi yurtlarında barış ve huzur içerisinde yaşamak istedikleri belirtilirken, Türkiye'nin muhalefetin bütün itirazlarına rağmen Suriye'nin kuzey bölgesinde barış operasyonları başlatarak oluşturduğu güvenli alanlar, Batılı ülkelerden de takdir topluyor. Son açıklanan verilerde, altyapı çalışmalarından eğitim hizmetlerine, sağlık hizmetlerinden yerel idari hizmetlere kadar gündelik hayatın normalleşmesine yönelik atılan adımlar sonucunda Türkiye'den 500 bine yakın mültecinin Suriye'deki güvenli bölgelere gönüllü olarak döndüğü belirtiliyor. TÜRKİYE'NİN İNSAN EKSENLİ GÖÇ POLİTİKASI Bugün yaşanan Ukrayna-Rusya savaşı sonucunda ortaya çıkan kitlesel hareketlilik sonrasında da, Türkiye'nin izlediği göç politikasının, insan eksenli olduğu bir kez daha görülmüş oldu. Türkiye, Suriye ve Ortadoğu kaynaklı göçe nasıl yaklaştıysa, bugün Ukrayna'daki savaşa ve göçe de aynı hissiyatla yaklaşıyor. Ayrıca Türkiye, yüksek göç yönetimi tecrübesi ve bilgisini, dünya ile paylaşmaya da devam ediyor.

2 yıl önce

KADES seferberliği! İçişleri Bakanlığı, kadına yönelik şiddetle mücadele için rekora gidiyor

KADES, şiddet mağduru kadınların tek tuşla emniyet teşkilatına ulaşmasını sağlayan ve Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle mücadelede en önemli silahı haline gelen bir uygulama. Geçtiğimiz 4 yılda 3,5 milyon kadın tarafından indirilen ve 360 binden fazla ihbar yapılan KADES, başarısı ile Avrupa ülkelerinin de dikkatini çekti. Fransa ve İngiltere dahil olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen KADES uygulamasının benzerlerini faaliyete geçirdi ya da geçirmeye hazırlanıyor. TARİHİ SEFERBERLİK 2021-2025 yılları arasını kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı doğrultusunda hazırlanan genelgeyle kadına yönelik şiddetle mücadelede kalıcı ve etkin başarının elde edilmesini hedefleyen İçişleri Bakanlığı, kadın personelleri ile tarihi bir seferberlik başlattı. Türkiye’nin 81 ilinde pazardan fabrikaya, tarladan markete kadar kadınların olduğu her yeri ziyaret eden polis ve jandarma ekipleri, kadınlara KADES uygulamasını anlatıyor. Hazırlanan bilgilendirme broşürlerini kadınlara dağıtan jandarma ve polis ekipleri, kadınlara cep telefonları üzerinden de KADES uygulamasını nasıl indireceklerini ve kullanacaklarını anlatıyor. Ekipler sokak sokak dolaşarak temel bir insan hakkı ihlali olan kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için şiddete karşı sıfır tolerans ilkesi çerçevesinde, şiddete maruz kalan kadınların tedbir kararlarından nasıl yararlanabilecekleri ve nerelere başvuru yapabilecekleri konusunda bilgi veriyor. KADINLAR YOĞUN İLGİ GÖSTERİYOR Evlerinde, iş yerlerinde, pazar ve market alışverişlerinde ve hatta tarlada çalışırken karşılarında kadın güvenlik güçlerini gören hemcinsleri ise yapılan bilgilendirmeden gayet memnun. Uygulama hakkında detaylı bilgi alan ve merak ettiklerini polis ve jandarma ekiplerine soran kadınlar, kadına yönelik şiddet konusunda daha da bilinçli hale geliyor. Dünyada bir ilk olan projenin ülke çapında daha da yaygınlaşması için ise tam bir seferberlik hali hakim. Türkiye’nin 81 ilinde en uzak dağ köylerine kadar ulaşan güvenlik güçleri, kadınlara her yerde KADES uygulamasını ve nasıl kullanılacağını anlatıyor. KADES NEDİR? KADES, kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddet, taciz gibi kötü eylemleri biraz da olsun engellemek adına kullanıcılara sunulmuş resmi bir uygulamadır. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış ve acil durumlarda ilk aklınıza gelecek acil müdahale uygulamasıdır. KADES uygulaması, son yıllarda giderek artan kadına şiddet olaylarının önüne geçebilmek ve kadınlara yardım edebilmek amacıyla geliştirilmiş. Eşinden veya bir başkasından şiddet gören ya da şiddete maruz kalma ihtimali olan kadınlar, akıllı telefonları üzerinden yapacakları ihbarlarda hızlı bir şekilde bu iş için kurulan Kadın Acil Destek İhbar Sistemi’ne ulaşabiliyorlar. Akıllı telefon kullanıcısı bir kadının, Google Play Store ve Apple Store uygulamasından indireceği “Kadın Destek Uygulamasını (KADES)”, T.C. Kimlik Numarasını girerek ve sonrasından EGM serverlarından gelen aktivasyon kodu ile aktif hale getirebileceği uygulama ile aile içi ve kadına yönelik şiddet mağduru kadınların acil durumlarda cihaz konum bilgisini açarak bir tuşla 155 Polis İmdat Acil Çağrı Merkezine ulaşarak, yardım çağrısının yapıldığı olay yerine en yakın ekip veya devriyenin sevk edilerek olaya müdahalesi sağlanacaktır.

2 yıl önce

Sağlık çalışanlarıyla iftar... Erdoğan tarih verdi: Sağlıkta şiddet yasası bayram sonrası kanunlaşacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle; Bugünkü Iftar soframızı sağlık teşkilatımız farklı kademlerinde görev yapan siz kardeşlerimizle paylaşmanın bahtiyarlığı içerisindeyim. Sağlıkçılarımız son iki yılımıza damgasını vuran Koronavirüs sürecinde gerçekten meşakkatli, son derece sancılı günler geçirdiler. Haftalarca evlerine gidemeyin, çocuklarının yüzlerini göremeyen kardeşlerimiz oldu. Yine bu dönemde Murat Dilmener, Cemil Taşçıoğlu gibi pek çok bilim insanımızı kaybettik. Vazife esnasında kaybettiğimiz tüm kardeşlerime rahmet diliyorum. Milletimiz bu fedakarlıkları asla unutmayacaktır. Daima şükranla yadedecektir. Salgın Kanuni Sultan Süleyman'ın, "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat" sözündeki o derin hikmeti, dünyada sağlıktan daha büyük bir mutluluk olamayacağını gerçeğini bir kez daha göstermişti. Toplam 25 bin 298 yataklı 19 şehir hastanemiz insan hayatının söz konusu olduğu bu dönemde çok önemli roller üstlendi. Muhalefetin engellemek için uğraştığı bu modern tesisler dünyada örnek alınan kurumlar haline dönüşmüştür. Salgın döneminde 16 bin 159 yataklı sağlık tesisin inşaatını tamamlayarak büyük bir başarıya imza attık. İsraf denerek eleştirilen sağlık projelerimiz on binlerce vatandaşımızın hayatını kurtarmayı sağladı. 
TURKOVAC VURGUSU Kendi aşımızı süratle geliştirerek dünyadaki konumumuzu perçinledik. Aşımız dünyanın farklı köşelerindeki milyonlarca insana şifa oluyor. Tüm dünyayı sarsan salgına karşı son iki yıldır başarıyla yürrütüğümüz mücadeleyi inşallah zaferle taçlandırmakta kararlıyız. Bunun için sağlık personelimizin vazifelerini herhangi bir endişe taşımadan yerine getirebilmelerine büyük önem veriyoruz. 14 Mart Tıp Bayramı'ndan sizlerle paylaştığımız sağlıkta şiddetin engellenmesi ve mali iyileştirmeler başta olmak üzere tüm müjdelerimizle ilgili çalışmalar devam ediyor. 14 Mart'ta sizlere verdiğimiz 5 müjde süreç içinde yerine getirilecek. SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI BAYRAM SONRASI KANUNLAŞACAK Komisyon aşaması biten sağlıkta şiddet teklifi bayramdan sonra Genel Kurul'a gelerek kanunlaşacaktır. Sağlık çalışanlarının mali haklarıyla ilgili iyileştirmelerin neticesini en kısa sürede paylaşacağız. ÜCRETLERDE İYİLEŞTİRME YAPILACAK Üçüncü müjdemiz sağlık çalışanlarının mali haklarıyla ilgili iyileştirmelerdi. En kısa sürede neticesini sizlerle paylaşacağız. Beşinci müjdemiz aile hekimlerimizin ücretlerinde artış yapılmasıydı. Bu hususta da çalışmalar yakında bitiyor. Böylece sağlık çalışanlarımız bu yaz aylarından itibaren her bakımdan daha rahat şekilde hayatlarını sürdürebilecekler. Günü kurtarmaktan ziyade 85 milyonun tamamının istikbalini garanti altına almayı hedefledik. Küresel ekonominin de durumunu göz önüne alarak hep birlikte Türkiye'yi bu fırtınalı denizden selamete çıkarmanın mücadelesini veriyoruz. Sağlık alanında başarılı olmadan diğer hiçbir alanda kat ettiğimiz mesafenin hiçbir önemi olmadığına inanıyorum.

1 yıl önce

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu’ndan polise şiddet…

VİDEONUN ÖNCESİ ORTAYA ÇIKTI DEVA Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu ile polis amiri arasında çıkan tartışmanın yeni görüntüleri ortaya çıktı. Video kaydında, Yeneroğlu'nun sözlü tartışma öncesinde polis amirini taciz ettiği ve polise şiddet uyguladığı görülüyor. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1539138088621985792?s=21&t=SsJV-E6sHDtoGM2t4PpLjA https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538758515615055872?s=21&t=SsJV-E6sHDtoGM2t4PpLjA https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538482823484538881?s=21&t=pro-ArR_QdQdMLkSUnBDOA

1 yıl önce

Şiddete karşı olan 'Sağlık Çalışanları' polise saldırdı

Türk Tabipleri Birliği, Dr. Ekrem Karakaya'nın görev başında öldürülmesinin ardından doktoralara yönelik şiddete karşı 7-8 Temmuz'da grevde olacaklarını duyurdu. Sağlıkçılar, birçok hastanede iş bıraktı. Şiddete karşı olan 'Sağlık Çalışanları' görevini yerine getirmeye çalışan bir polis memurunun yaralanmasına sebep oldu. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1544976804062035969?s=21&t=NroENfP2_Snke8vUnrGsTg Ne olmuştu? Konya'da doktor Ekrem Karakaya, hasta yakını Hacı Mehmet Akçay tarafından öldürüldü. Saldırgan aynı tabancayla hayatına son verdi. Saldırganın bir ay önce ameliyat edilen annesinin ölümünden doktoru sorumlu tuttuğu öne sürüldü.

1 2 3 4 5 6 7 8 9