28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

Şehit yakını, İYİ Partili Türkkan hakkında şikayetçi oldu

1997 yılında Bingöl'ün Gözer yaylasında çobanlık yaparken çatışma esnasında atılan havan bombasıyla şehit olan İsa Gümren'in ağabeyi Tahir Gümren, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ziyaretinde, "Bu kadına inanmayın, bu kadın beni mahkemeye verdi, ben bunun yüzünden cezaevine gireceğim" diyerek tepki gösterdi. Daha sonra İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın ise Gümren'in boynuna sarılarak bir süre dinlediği ve kendisine küfrettiği öne sürüldü. Akşam saatlerinde Bingöl Emniyet Müdürlüğü'ne giden Gümren, Türkkan hakkında şikayetçi oldu. '1997 YILINDAN BERİ YAŞADIĞIM BİR ACI VAR' Şehit Aileleri Derneği'ne gelen şehit yakını Gümren, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gümren, yaşadığı olayı anlatarak, "Galiba yaşadıklarım montajmış, bende rüşvet almışım. Biri beni göndermiş sanırım, bunu anlayamadım. Biz onlar gibi değiliz, öyle paralarımız yok, kim bizi göndersin de para versin. Benim 1997 yılından beri yaşadığım bir acı var. Parçalanmış bir kardeşin acısı var içimde. Lütfü Beye sorun, kardeşinin bedeni parçalandı ve parçalarını çuvalda topladılar mı? O Meral Hanıma da söyleyeyim; senin kardeşinin bedeni böyle parçalansaydı galiba bunu yapmazdınız. Meclis'e giderken başka, Şırnak'a giderken başka, Hakkari'ye giderken başka oluyor kendisi" dedi. 'BANA KÜFÜRLER EDEN O ŞAHIS DİZLERİYLE BENİM AYAĞIMA VURDU VE HALA YARASI VAR' İçinde yıllarca çektiği bir acı olduğunu ve bunu haykırmak istediğini belirten Gümren, şunları söyledi: "Ben bir kaç gün önce Akşener'in Bingöl'e geleceğini duydum. Arabadan indiğinde yanına gidip bir şey diyeceğim ya da bir dilekçe verecektim ve kimse bana izin vermeyecekti. Bende sesim gür diye en iyisi bağırayım dedim ve bağırdım da. Çünkü sen Hakkari'ye gidince farklısın, İstanbul'a gidince farklısın, İzmir'e giderken farklısın. Sen teröre destek veren insan, utanmadan bizden de oy istiyorsun. Onu gerçekten hiç anlayamadım. Eğer şerefi varsa, özellikle sözüm ona beni temsil eden milletvekili erkek gibi çıksın desin ki ben bu adama hakaret ettim ben de çıkıp bütün Türkiye'den özür dilerim. Eğer erkekse, delikanlıysa, çoluk ve çocuk sahibiyse, kulağıma söylediği o çirkin sözü söylemeye dilim varmıyor. Biz namus için yaşarız. Eğer benim yanımda bir psikolojik sorunu olan birisi bir şey söyleseydi anlardım ama o laf asla söylenmez. O sözü bana diyemezdi. O, bana küfrettikten sonra biri sağa çekti biri sola çekti. Kendi ayağımla gidip emniyete şikayette bulundum ve şimdi de gidip görüntüden tespit ettim. Gerçekten bana küfürler eden o şahıs dizleriyle benim ayağıma vurdu ve hala yarası var. Utanmadan açıklama yapıyor ve bunlar yalan diyor. Sen hangi yüzle insanların karşısına çıkıp oy isteyeceksin. Ben şehit ailelerine sırtımı dayarım sadece. Ben medya üzerinden bir tepki verdim ve cezamı aldım. Eğer bir Genel Başkan her gün bir vatandaşa mahkeme açıp kazanıyorsa yazıklar olsun ona. Sen hiçbir yere gitmeden, yargılanmadan, sorgulanmadan ceza yedin mi? Ben Bingöl'de oturuyorum, mahkemem İstanbul Çağlayan'da olmuştur. Benim hiçbir şeyden haberim yok. Benim kardeşim şu an benim gözümde, aynı sahneyi yaşıyorum. Şikayette bulundum" dedi. 'ŞEHİT AİLEMİZ SİYASETİN MALZEMESİ DEĞİLDİR' Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyon Başkanı Ziya Sözen ise milletvekilinin bu akşam özür dileyip, istifası etmesi gerektiğini belirterek, "Şehit ailemize geçmiş olsun diyorum. Şehit ailelerimiz siyasetin malzemesi değildir, şehit ailelerimize Türkiye'nin neresinde kim tarafından haksız uygulama yapılırsa, PKK terör örgütü desteklenirse, PKK'nın siyasal uzantılarıyla ilgili destek veren siyasilerin açıklamaları olursa bugün ki kardeşimizin yaptığı gibi iyi niyetli bir şekilde gittikleri yerde tepkilerle karşılaşmaları doğaldır. Siyasiler ucuz sözler kullanmamalı, siyasiler kendilerine oy istedikleri vatandaşa küfretmemelidir. Şehit ailelerimiz Meral Akşener'in ve partisindeki bazı yetkililerin HDP ile kahvaltı programı ve benzeri kullandıkları ifadelerden dolayı arkadaşımız zamanında sosyal medyada tepkisini dile getirmiş. Bu tepkiden dolayı da Akşener kendisini mahkemeye vermiştir. O mahkeme süreci devam ederken Akşener'in buraya geleceğini öğrenen şehidimizin yakını, 14 yaşındaki kardeşi biz şehit aileleri olarak acımızı her gün yaşıyoruz. Bu acımızı yaşarken HDP'ye destek verenler bugün olduğu gibi yarın da Türkiye'nin neresinde olursanız olun bizi karşınızda bulacaksınız. Lütfü Türkkan, özrün kabahatinden büyük, bu arkadaşımıza ağza alınmayacak küfründen dolayı öncelikle tüm şehit ailelerimizden, gazilerimizden ve Bingöl halkından özür dilemelisin. Bu küfür sadece bu kardeşimize yapılmadı o yüzden biz sağa sola bakmadan kendisinin bir an önce bu akşam siyasetten çekilmesi lazım. Çıkıp ben bu kardeşimize küfrettim ve özür dilerim demesi lazım. Bütün siyasi partililer Bingöl ve diğer illerde siyasi faaliyetlerini yürütebilirler. Bizde bu duruma saygı gösteririz" diye konuştu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Elektrik faturalarının iki-üç kat arttığı yönündeki şikayetler üzerine ilgili kurumlarımıza elektrik tarifelerinin yeniden düzenlenmesi talimatını verdik."

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN KABİNE REVİZYONU YORUMU Sözlerimin hemen başında Kabinemize yeniden katılan Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ'a tekrar hoşgeldiniz diyorum. Bakanlık vazifesinden affını isteyen Abdulhamit kardeşimize sukünetle yürüttüğü hizmetler için aynı şekilde teşekkür ediyorum. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde Kabine üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. Değişen şartlara göre Kabine'de revizyona gitmemiz doğal bir durum. Bundan sonra da gerektiğinde yeni değişiklikler yapabiliriz. Milletimizin ülkeyi yönetme sorumluluğu verdiği 2002 Kasım'ından bu yana hayata geçirdiğimiz eser ve hizmetlere de katkısı olan herkese teşekkür ediyorum.  "HER ŞEYE RAĞMEN VERİMLİ BİR KIŞ MEVSİMİ GEÇİRİYORUZ" Bir de ülkenin gelişmesi kalkınması için tuğla üstüne tuğla koymadıkları halde ekmeklerini yediklerini, havasını soludukları vatanlarına layık olamayanlar da var. Ülkemizin 2 asırlık demokrasi ve kalkınma mücadelesinin son 20 yılında bize bu imkanını veren Rabbim'e binlerce hamd olsun. Türkiye son yılların en bereketli ve onunla birlikte zahmetli kışını geçiriyor. Son haftalarda yağan karla bu yıl için rahat bir nefes aldık. Kar yağışının bastırdığı ilk günlerde şehiriçi ulaşıma çeşitli sıkıntılar yaşandı. Her şeye rağmen genel olarak verimli bir kış mevsimi geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Kar yağışıyla birlikte barajların dolmasını olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. ERDOĞAN DUYURDU: ELEKTRİK FATURALARINA DÜZENLEME İran'la aramızdaki doğalgaz hattının karşı tarafta yaşanan arıza sebebiyle doğalgaz arızasında azalma ortaya çıkmıştı. Arızanın giderilmesi çalışmasının önümüzdeki aylara bırakılmasını karar aldık. Ve böylece doğalgaz akışını tekrar başlattık. Tuz Gölü ve yeraltı doğalgaz tesislerini devreye soktuk. Salgın döneminde dünyada kömür fiyatları 5 kat, doğalgaz fiyatları 10 kat artarken biz bunu vatandaşlarımıza yansıtmamak için gayret gösterdik. Yılbaşı itibarıyla tarifelerde zorunlu düzenlemeye gitmekte kaldık. Vatandaşlarımızın 2-3 kat faturalarının arttığı yönündeki şikayetleri sonrası elektik kurumlarımıza tarifelerin düzenlemeye gitmesi talimatını verdik. Elektrik faturalarında aylık tüketimi, 150 kilovattan 210 kilovata çıkarıyoruz.  Büyümenin sürdürülerek telafisi zor kayıpların önlenmesi. Ve tüm diğer bakımlardan en başarılı yönetmiş ülkelerin başında geliyor. Gelişmiş diye tabir edilen ülkelerin çoğu bu zorlu süreçte sınıfta kalmıştır. Herkesin içine kapandığı, şalter indirdiği bir dönemde biz tarihimizin en büyük üretim ve ihracat atağını gerçekleştirdik. Milli birlik ve beraberliğimizi korumada, terörle mücadelede bölgesel ve küresel meselede ön alıcı olmada gösterdiğimiz başarıyı salgın sürecinde bir üst aşamaya çıkardık. Türkiye artık belirleyici ülkeler arasına girmiştir. Artık geleceğe daha bir güvenle, umutla, azimle bakıyoruz. 3 YENİ DESTEK PAKETİ MÜJDESİ Kredi garanti fonu kefaletiyle kullandırılacak 3 destek paketi. 3 yeni paketle firmalarımıza 60 milyar liralık kefalet limiti açıyoruz. İhracat destek paketi ise döviz kazancı faaliyeti yürüten KOBİ'lerimize hitap etmektedir. Bu kapsamda alınacak kredilerin amacına uygun kullanılmasını temin etmek için bankaların gereken dikkati göstereceğine inanıyoruz. Dezavantajlı çocuklar için destek paketini devreye alıyoruz. Tüm bu felaketlerde hem arama kurtarma hem yeniden inşaa faaliyetleriyle sonuç alıcı afet yönetimiyle vatandaşlarımızın mağduriyetini kısa sürede giderdik. Engellilerimize yönelik memur atamasını 8 Şubat'ta yapacağız. GİRESUN VE TRABZON'DAKİ AÇILIŞ TÖRENLERİ Eser ve hizmet siyasetimizin meyvelerini toplamak olarak kabul ettiğimiz bu açılış törenlerinin aynı zamanda şehirlerimizin nereden nereye geldiğine de vesile oluyor. Hafta sonlarını şehirlerimizde vatandaşlarımızla kucaklaşarak hasret geçirmekte kararlıyız. Biz asla ülkesinden bir Haber, milletinden kopuk salon siyasetçilerinden olmadık, olmayacağız. İnşallah bu hafta sonu Zonguldak'ta olacağız. Kadınıyla ve erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla her kesimden insanımızla aramıza kimseyi sokmadık, sokmayacağız. ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE
"YANGIN SÖNDERME UÇAKLARININ SAYISINI 20'YE ÇIKARIYORUZ" Diğer yandan havaların ısınmasını beklemeden, orman yangınlarıyla mücadelemizi güçlendirecek adımlarımızı atıyoruz. İHA'ları 8'e, yangın söndürme uçaklarımızın sayısını 20'ye, helikopter sayımızı 50'ye çıkarıyoruz. Türkiye'nin girdiği kalkınma ve büyüme sürecinde elbette sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Ülkemizin önüne kurulan tuzakları aşarken, maruz kaldığımız saldırıları savuştururken yaşadığımız sıkıntılar da var. Bize düşen buna rağmen hedeflerimize doğru ilerlemeye devam etmek, buna rağmen başarmaktır. "OYUNLARI BOZDUK" Sadece günü kurtarma peşinde koşsaydık bu kadar hücuma maruz almazdık. Türkiye 84 milyon vatandaşıyla , sanayiden savunmaya her alanda kendine güveniyorsa bunu birilerinin ihsanına değil kendi emeğimize ve gayretimize borçluyuz. Bugüne gelirken nelerle karşılaşmadık, neler yaşamadık ki. Milletimizi sosyal kaos çıkarmak niyetiyle birbirine düşürmek istediler. Devletimize PKK'dan FETÖ ve DEAŞ'a kadar ne kadar terör örgütü varsa üzerimize salarak diz çöktürmeye çalıştılar. Hamd olsun bu oyunların hepsini de bozduk. Serbest piyasa kurallarıyla, ahlakla vicdanla ilgisi olmayan her saldırıya gereken tüm tedbirleri alarak bertaraf ettik. Bu arada ortaya çıkan yüksek enflasyondan milletimizi koruyacak adımları da birer birer atıyoruz. Asgari ücretten, memur maaşına kadar yaptığımız artışlar bu adımlardan biridir. Her yeni ayın bir öncekinden daha iyi olduğunu göreceğimiz bir döneme girdik. Bu süreçte vatandaşımızın her şikayetine kulağımız da gönlümüz de açık olacak. 20 yıldır bu ülkenin ve milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Milletimize verdiğimiz her sözü tuttuğumuz gibi, büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ederken hayat pahalılığını indirme sözümüzü de yerine getireceğiz. Her şeyin anahtarı bu ahittir. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için bu hususa her şeyden fazla hassasiyet göstermemiz şarttır. Son dönemde kimileri siyasi hassasiyeti kaşıyarak, kimileri ekonomik sorunların sonuçlarını çarpıtarak Türkiye'nin bu büyük gücüne saldırıyorlar. Bugüne kadar başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar.

2 yıl önce

Almanya'da tüketiciler yüksek enerji fiyatlarından şikayetçi

DW Türkçe’nin haberine göre; Almanya'da tüketiciler, artan elektrik ve doğal gaz fiyatlarının kendilerine ekonomik yük olarak dönüşmesinden korkuyor. Kantar adlı bir kamuoyu şirketinin Federal Tüketici Dernekleri Federasyonu için yaptığı kamuoyu araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 62'si yaşanmakta olan enerji krizinin gelecekte kendilerine mali yük oluşturmasından endişe ediyor. Anket yapılan kişilerin yüzde 36'sı ise kendileri için böyle bir tehlike görmüyor. "Hükümetin ödeme yapamayan kullanıcıların elektrik ve doğal gazını geçici olarak kesmesine" onay verenlerin oranı ise yüzde 71. Enerji sağlayıcılar tarifelerini artırıyor Federasyonun verilerine göre Almanya'nın en kalabalık 14 kentinde enerji sağlayıcılar yeni müşterileri için fiyatlarını yükseltmeye başladı. Köln, Frankfurt, Leipzig, Dortmund ve Dresden kentlerinde yeni tarifelerin uygulanmaya başladığına dikkat çeken federasyon, yeni tüketicilerin kullandıkları elektriğe bağlı olarak mevcut kullanıcılardan yıllık ortalama bin 654 euro daha fazla ödeyebileceğini kaydetti. Hükümetten tüketiciye enerji yardımı Federal Tüketici Dernekleri Federasyonu, bu nedenle hükümetten tüketiciler üzerinde oluşabilecek mali yükü azaltmasını talep etmişti. Hükümet de bu nedenle geçen hafta bir kereye mahsus bir enerji ve yakıt yardımını karar bağlamıştı. Düzenleme, artan enerji fiyatları nedeniyle dar gelirli hanelere ve öğrencilere bir kereye mahsus para yardımını öngörüyor. Federal bütçeden karşılanacak yardım dar gelirli olduğu için kira desteği alan 710 bin hane ile üniversite öğrencileri ve meslek eğitimi gören gençleri kapsıyor. Yardım alacağı tahmin edilen birey sayısı da toplamda 2 milyon 100 bin olarak açıklanmıştı. Almanya Tüketiciyi Koruma Derneği ise artan enerji fiyatları karşısında öngörülen söz konusu devlet yardımını yetersiz bularak hane başına en az 500 euro yardım verilmesini talep ediyor.

2 yıl önce

Bakan Bilgin: Migros çalışanı işçilerin şikayetleriyle ilgili soruşturma başlattık

Twitter hesabından paylaşımda bulunan Bakan Bilgin, "Migros çalışanı işçilerin şikayetleri ile ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak soruşturma başlattık. Hiç bir işçimizin, emekçimizin mağdur edilmesine göz yummayacağız" dedi. https://twitter.com/vedatbilgn/status/1494983868813819909?s=21 Migros'un, İstanbul'un Esenyurt ilçesindeki deposunda çalışan işçiler, yüzde 8’lik zammı kabul etmeyip greve başlamıştı. Şirket, greve giden Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası üyesi 257 işçiyi işten çıkarma kararı almıştı.

2 yıl önce

CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun işten kovdurttuğu güvenlik görevlisi şikayetçi olacak

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Yenikapı-Hacıosman metro hattındaki 4. Levent durağında tartıştığı ve şikayeti üzerine işten çıkarıldığı iddia edilen özel güvenlik görevlisi Hakan Karakuş, Tanrıkulu'dan şikayetçi olacağını söyledi. Metro İstanbul'da 5 yıldır güvenlik görevlisi olarak çalışan 33 yaşındaki Karakuş, CHP Milletvekili Tanrıkulu ile Yenikapı-Hacıosman metro hattında bulunan 4. Levent durağında tartıştı. Tartışmanın ardından Tanrıkulu'nun şikayeti üzerine yaşanan süreçte işten çıkarıldığını öne süren Karakuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Şubat'ta saat 16.15 sıralarında 4. Levent metro istasyonunun kuzey çıkışında Tanrıkulu'nun istasyondaki büfede çalışan bir kadın ve erkek görevliye adres sorduğunu, adresi bilmedikleri için arkadaşının soruyu kendisine yönelttiğini söyledi. Bir yandan adresi tarif ederken bir yandan da görevli olduğu turnike bölgesine baktığını aktaran Karakuş, "Sonrasında aynı soruyu bu sefer bana yöneltti. 'Bu taraftan çıkıp aşağı inip karşıdan çıkarsanız gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz.' dedim. Sonrasında 2-3 adım geriye doğru gitti. Geldiğinde omuzuma vurarak 'Benimle neden ilgilenmiyorsun?' dedi." ifadelerini kullandı. Karakuş, Tanrıkulu'nun sonrasında yaşadıkları diyalog sırasında milletvekili olduğunu söyleyip kendisine hakaret içerici sözler sarf ettiğini savunarak, olayı uzatmamak için "Tamam, siz haklısınız." ifadesini kullanması üzerine Tanrıkulu'nun, "Seni mahvedeceğim, gününü göreceksin. Sana göstereceğim." şeklinde karşılık verdiğini aktardı. Bunun üzerine "Ne yapabilirsiniz, yapın, şikayet etme hakkınız var." dediğini ifade eden Karakuş, şöyle devam etti: "Elini kimliğime doğru uzatınca, '1 saniye' dedim. Çıkarttım kimliği. Telefonun kamerasını açtı. 'Kusura bakmayın resim çekmenize müsaade edemem ama 4. Levent istasyonu kuzey çıkışı Hakan Karakuş derseniz, bana zaten ulaşırlar. Şikayetiniz değerlendirmeye alınır.' dedim. Benim hiçbir şekilde terbiyesizliğim yok. Makamlara ve unvanlara hizmet etmiyorum. Bu şekilde yaklaştım ama kendisi tehditlerini savura savura gitti." Hakan Karakuş, olaydan 20 dakika sonra telefonunun çaldığını ve kendisine "Sen kiminle kavga ettin, farkında mısın?" dendiğini belirterek, sonrasında kendisine bir tutanak gönderildiğini kaydetti. Yaşanan süreçte daha sonra disiplin kuruluna çağrıldığını anlatan Karakuş, buradaki görüşmeden sonra 22 Şubat'ta işten çıkarıldığını ifade etti. "İnsan hakları savunucusuysa, benim de hakkımı savunsun" İşe iadesi için mahkemeye başvurduğunu dile getiren Karakuş, "Benim milletvekiliyle bir işim yok. O da stresli, yoğun bir gün geçirmiş, kötü bir zamanına denk gelmiş olabilir. Ben direkt işimi elime almak istedim. Çünkü benim bakmakla yükümlü olduğum insanlar var. Annem, babam var. İkisi de tedavi görüyor, kanser hastası, araştırabilirler. Bunlara bakmakla yükümlüyüm. İşe iade mahkemesini açtım." dedi. Hakan Karakuş, dün akşam Tanrıkulu'nun videosuna denk geldiğini ve çok üzüldüğünü anlatarak, "Dediğini yaptı, beni işimden etti. Acaba mutlu muydu, uyuyabildi mi? Ben dün akşam uyuyamadım. Umarım o uyumuştur. Bir işçinin ekmeğiyle oynamak, bir anda bu şekilde işten atmak, tazminatsız, senelik izinlerim içeride, hiçbirini alamamışken, işsizlik maaşı dahi alamıyorum." diye konuştu. Sezgin Tanrıkulu'dan bizzat şikayetçi olacağını dile getiren Karakuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan hakları savunucusu bir insanın, hani bir güvenlik personeline 'İyi ki de işten atılmış. Geçmişte işte tutanakları da varmış.' demesi... İspat etsin, kendisinden özür dileyip önünde diz çökeceğim. Ben böyle bir adamsam neden milletvekilinin davasından dolayı işten atıldım? İşkur'da dahi bu yazıyor. O zaman geçmişte yapmış olduğun suçlardan dolayı atılabilirdim. Ekmekle oynamak bu kadar kolay olmamalı. Bazen insanların bir tutunacak dalı vardır. Bu dalı da sorgusuz sualsiz, araştırmadan koparmak çok kolay. Bunu yapmasınlar. İnsan hakları savunucusuysa ben de bir insanım, benim de hakkımı savunsun. Ben bir haksızlığa uğradım. Bunun hesabını da devletime ve yargıya bırakıyorum." https://twitter.com/genelgundem/status/1501167708498534400?s=21

2 yıl önce

Kartal'da İBB zabıtları çaycıyı darp etmişti! Şikayetçi oldu…

Kartal'da 4 yıldır seyyar olarak çay satan Yusuf Susuz, polis merkezine şikayetçi olarak verdiği ifadede, 29 Mart'ta Kartal sahilinde eşi ve oğluyla çay içerken İBB'ye zabıta ekiplerinin yanlarına geldiğini kaydetti. Zabıtalar arasında bulunan ve daha önceki bir şikayetinden dolayı mahkemelik oldukları zabıta memurunun elindeki çayı dökerek kendisini ittiğini ifade eden Susuz, bu kişinin çaydanlık ve tüpünü de aldığını anlattı. Bunun üzerine Cevizli Mahallesi'ndeki İBB ek hizmet binasına giderek müdürle görüşmek istediğini söylediğini aktaran Susuz, burada zabıta kıyafetli bir kişinin de aralarında bulunduğu bir grup tarafından darbedildiğini öne sürdü. Hastaneye gidip darp raporu aldığını anlatan Susuz, kendisini darbedenlerden şikayetçi olduğunu belirtti. Emniyetin, saldırganların kimliklerinin tespiti için İBB'den olayın yaşandığı bölgede görev yapan zabıtalarla ilgili bilgi istediği ancak İBB'nin henüz bir bilgi göndermediği öğrenildi. Yusuf Susuz, yaklaşık 10 yıl önce açık kalp ameliyatı olduğunu ve iş bulamadığı için sahilde seyyar çaycılık yaptığını söyledi. Susuz, "Ev geçindiriyorum, iki çocuğum var. Sahile girdiğimden beri zabıtalar beni sıkıştırıyor, malımı alıyorlar. Birkaç defa arabama, özel mülküme girdiler, malzemelerimi aldılar. Balık tutuyordum, geldiler motoruma girdiler, bana saldırdılar." dedi.

2 yıl önce

Ergün Poyraz: "Bana saldıranlar PKK'lıdır. Bu saldırıyı da azmettiren Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel'dir. Hepsinden şikayetçi olacağım"

Oda Tv’nin haberine göre; Aydın Kuşadası'nda önceki gün saldırıya uğrayan Ergün Poyraz yoğun bakımdan çıktı. Saldırı sonrası ilk kez konuştu. Ergün Poyraz "Bana saldıranlar PKK'lıdır. Bu saldırıyı da azmettiren Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel'dir. Hepsinden şikayetçi olacağım" dedi.  'BANA SALDIRAN PKK'LIDIR' Ergün Poyraz kendisine düzenlenen saldırının arkasında yatan gerekçenin 750 bin tonluk mıcır ihalesi olduğunu iddia ederek şöyle konuştu: "Bana saldıran Turan Bagı PKK'lıdır. PKK'ya finansör sağlıyorlar. Bunlara belediye tarafından 750 bin ton mıcır ihalesi verdiler ve mıcırı almak için 300 gün süre tanınmış. Bu süre sonunda bu kişilerin 750 bin ton mıcırı teslim etmesi gerekiyordu. Bu adam (Turan Bagı) dört sene öncesine kadar bir firmada gece bekçisiydi. Gece bekçisi bir adam hemen bir firma kuruyor ve 750 bin ton mıcır ihalesi alıyor. Bugüne kadar bir kilo mıcır yapmıyor."  Belediyeye verdiği dilekçelerin Turan Bagı'nın ofisinden çıktığını  ifade eden Ergün Poyraz, "Belediyeye bu şirket sahiplerinin PKK'lı olduğuna dair verdiğimiz dilekçeler bu kişilerin ofislerinde yapılan aramalarda çıktı. Benim verdiğimi dilekçelerden bu kişilerin haberi varmış. Buradan bu çıkar" diye konuştu. BELEDİYEYE CEVAP VERDİ Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel dün yaptığı açıklamalarda Ergün Poyraz'ın kendileri aleyhinde yazdığı yazıların nedeninin 2 yıl önce düzenlenen kitap fuarında Ergün Poyraz'ın istediği haksız talepleri karşılamadıkları için olduğunu söylemişti.  Ömer Gönel'in bu iddiasını da sorduğumuz Ergün Poyraz," Bakın ben kitap fuarını yaptığımda belediye bir bardak çay vermedi. Şimdi yalan konuşuyor. O fuarda 302 bin lira para harcadıklarını söylemişler faaliyet raporunda. Ama o fuarda 302 kuruşluk harcama yapmadılar" diye yanıt verdi.

2 yıl önce

Orhan Pamuk, İspanyollar'a "Ukrayna'dan önce Türkiye'nin barışa ihtiyacı var" diyerek ülkesini şikayet etti

İspanya'da bulunan Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, başkent Madrid'de Matadero Madrid Edebi Sohbetler programına katıldı. Ukrayna-Rusya savaşı ve bu bağlamda Türkiye'nin rolüne ilişkin açıklamalarda bulunan Pamuk'un söyleşini El Mundo haberleştirdi. Orhan Pamuk, Ukrayna ve Rusya arasındaki müzakerelerde Türkiye'nin başarılı bir dönem geçirdiğini kabul etti. Ancak diplomaside arabulucu rolündeki başarısının yanında Türkiye'nin kendi içindeki sorunları çözmesinin daha önemli olduğunu söyleyerek suçlayıcı ifadeler kullandı. 'BAŞIM SIKÇA DERDE GİRDİ' "Türkiye'nin dünyaya barış getirmek yerine barışı ve demokrasiyi kendine vermekle başlaması gerekir" diyen Pamuk, katılımcılara röportajlarında sıklıkla siyasi sorulara yanıt verdiği için birçok kez başının derde girdiğini ve Türkiye'de ifade özgürlüğü olmadığını öne sürdü.

1 2 3 4 5 6