26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

300 aile Kılıçdaroğlu’ndan şikayetçi oldu

Milyonlarca öğrencinin uzun bir çalışma temposu sonrası üniversite hayallerini gerçekleştirmek için YKS sınavına gireceği zaman CHP medyası, öğrencilerin moralini altüst eden bir yalan habere imza atmıştı. KILIÇAROĞLU, YALANI PAYLAŞIP ORTAK OLMUŞTU "Katarlı gençlere sınavsız tıp eğitimi hakkı verildiği" yönündeki asılsız haber, Sözcü, Cumhuriyet ve T24 haber sitesinde yayımlanırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter'dan bu haberi paylaşarak yalana ortak olmuştu. Çocukları YKS'ye giren Türkiye'nin farklı yerlerinden 300'den fazla aile, çocuklarının sınav öncesi moralinin bozulduğunu ve motivasyonlarının düştüğü gerekçesiyle yalan haberi yapanlar ve yayanlar hakkında şikayetçi oldu. "MiLYONLARCA ÖĞRENCİNİN HAYATIYLA OYNADI" Mağdur ailelerin avukatlığını üstlenen Doğukan Yılmazer, "Sınava saatler kala, Katarlı öğrencilerin üniversitelere sınavsız alınacağı seklinde ve ilgili devlet kurumlarınca çok kısa süre içerisinde yalanlansa da servis edilmeye devam edilen bir haberle amaçlanan iktidarı yıpratmak olsa da doğrudan milyonlarca öğrencinin hayatıyla oynandı. Bir gün sonra söz konusu habere ilişkin yayımlanan tekzip ve düzeltmeler ise insanların aklıyla alay etmekten başka bir anlam ifade etmemektedir. Dünden bu yana görüştüğüm bütün ebeveynler ve eğitimcilerin ortak görüsüdür ki sınava giden saatlerde çocukların umutları gibi psikolojileriyle de oynanmıştır. Anne babalar dün gece çocuklarıyla yasadıkları diyalogların, mesajlaşmalarının fotoğraflarını gönderiyorlar. Türkiye'nin dört bir yanından bana, onları anlıyor ve üzülüyorum. Bizler de o çocuklarla aynı yollardan geçtik. Gençlerin hayalleriyle oynamak bu kadar kolay olmamalı" dedi. "2 MİLYONDAN FAZLA GENCİMİZE HAKSIZLIK EDİLDİ" Avukat Yılmazer, "Büyük mağduriyet oluşmuş durumda. Çocukların gardları düşmüş, motivasyonları yerle bir. Eğitimcilerden, psikologlardan görüşler aldım bu süreçte. Oluşan mağduriyet nedeniyle tazminat davası açmaya hazırlanıyoruz. Bize başvuran ailelerden ücret almayacağız. Bu yalan, çarpıtma haber bir iki medya organının servisiyle kalsa belki bir parça etkisi daha düşük olabilirdi ancak ülkenin ana muhalefet partisinin lideri gibi üst düzey siyasetçiler hatta bazı üniversite profesörleri de paylaşınca gençlere sanırım yalnızca `inanmak` kaldı. Buradaki üzüntümüz siyasi parti liderlerinin de olayın aslını bilmeden böyle bir algı oluşturulmasına yardım etmesidir. 2 milyondan fazla gencimize haksızlık edildi" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Bakan Soylu, Kılıçdaroğlu’na Engin Altay’ı şikayet etti: Buradan şikayetçiyiz

Öte yandan, Kemal Kılıçdaroğlu’da Engin Altay’ın “CHP’li belediyelerin yardımları sel bölgesine alınmıyor” iddiaları yalanlamıştı.

2 yıl önce

İzmirliler çöp içinde yaşıyor Bornova'da boş araziye yığılan çöplerden esnaf şikayetçi

İzmir’in Bornova ilçesi Egemenlik Mahallesi Işıkkent mevkiinde bulunan Ayakkabıcılar Sitesi, yine çöp sorunu ile gündemde. Çok sayıda ayakkabıcının çalıştığı alanda, boş araziye atılan çöp yığınları dikkat çekiyor. 3 yıl öncesine kadar her gün gelen çöp kamyonlarının artık bazen ayda bir geldiğini dile getiren esnaf, çareyi çöplerini boş araziye atmakta bulduklarını ifade etti. Çöplerin en ufak bir kıvılcımda tutuştuğunu, bazı dükkanların yangın nedeniyle zarar gördüğünü belirten esnaflar, Bornova Belediyesinden kalıcı ve kesin bir çözüm bekliyor. Esnaf Ömer Odabaş, “Burada çöp sorunu var. Seçimlerden önce çöp arabaları her gün gelip sokaklardan tek tek esnafın çöpünü alıyordu ama sonra kamyonlar geçmez oldu. Millet boş bulduğu yere çöpünü atıyor. Bazen 15 günde bir gelip temizliyorlar ama yine doluyor. Bazen yollar kapanıyor, dükkanların önüne kadar çöp geliyor. Esnaf çöpünü nereye atacak? Yer göstersinler." "Her gün bir sürü ayakkabı malzemesi çöpü çıkıyor. Bunlar burada dönem dönem çıra gibi yanıyor. Çöp arabalarının mahallemizden yeniden geçmesi lazım. Bornova Belediye Başkanı bir sene önce buraya geldi, ortamı gördü ama burası çöpten kurtulmadı. Sadece burada değil, ilerideki otobüs duraklarında da çöp yığınları var” dedi. Çöp atılan boş arazinin yanındaki dükkanda çalışan esnaf Ender Eralp de, “Dükkanımızın içi haşere doluyor. Dükkanın dibinde çöp olduğu için yangın çıktığında dükkan zarar görüyor. Dükkanın kapısının önüne kadar çöp yığılıyor. Şikayet ettik ama maalesef sonuç çıkmadı. 3 sene öncesine kadar çöp kamyonu her sabah düzenli olarak sokaklardan geçiyordu ama sonra geçmemeye başladı ve çöpler bu araziye atılmaya başlandı. Burada kimyasal atıklar var." Bir kül, yangın çıkması için yetiyor. Biz kalıcı çözüm istiyoruz ama gelip topluyorlar, sonra bir ay gelmiyorlar. Burada zaten çöp konteyneri yok. Konteynerler aşağı sokakta var. Oradaki kapasite yetmediği gibi, insanlara da buraya çöp atmak daha kolay geliyor. Kalıcı çözüm, çöp kamyonlarının her sabah buradan geçmesi” diye konuştu. Esnaf Fuat Demir, “Nereye baksanız çöp var. Çöpler yandığında dükkanlara da zarar veriyor. Çöpler toplandığında da yetersiz kalıyor. Haftada bir çöp toplanması yetersiz. Her gün toplanması lazım. Esnaf çöpünü atacak yer bulamıyor. Çöpleri buraya atmaları yanlış ama atacak yer yok ki” derken, Naci Koç isimli esnaf, esnafın da bu konuda duyarlı olması gerektiğini söyledi. Koç, “Çöplerin karşısında gıda işletmeleri var. Sağlık açısından iyi değil ama buraya bir çözüm bulunamıyor. Esnaf da çöpü buraya atıyor. Uzağa gitmek istemiyorlar, yakın olduğu için bu araziye çöp atıyorlar” ifadelerini kullandı. Ümit Kaçaroğlu esnaf da, “Bornova Belediyesinin burayı toplaması lazım. Çöpler yanınca her yer duman oluyor. Eskiden buradaki çöpler her gün toplanıyordu. Şimdi toplamıyorlar. Esnaf çöpünü nereye atsın? Çok fazla çöp var. Konteynerler yetmez. Çöp vergisi alıyorlar ama neden toplamıyorlar?” diyerek tepkisini dile getirdi.

2 yıl önce

Şehit yakını, İYİ Partili Türkkan hakkında şikayetçi oldu

1997 yılında Bingöl'ün Gözer yaylasında çobanlık yaparken çatışma esnasında atılan havan bombasıyla şehit olan İsa Gümren'in ağabeyi Tahir Gümren, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ziyaretinde, "Bu kadına inanmayın, bu kadın beni mahkemeye verdi, ben bunun yüzünden cezaevine gireceğim" diyerek tepki gösterdi. Daha sonra İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın ise Gümren'in boynuna sarılarak bir süre dinlediği ve kendisine küfrettiği öne sürüldü. Akşam saatlerinde Bingöl Emniyet Müdürlüğü'ne giden Gümren, Türkkan hakkında şikayetçi oldu. '1997 YILINDAN BERİ YAŞADIĞIM BİR ACI VAR' Şehit Aileleri Derneği'ne gelen şehit yakını Gümren, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gümren, yaşadığı olayı anlatarak, "Galiba yaşadıklarım montajmış, bende rüşvet almışım. Biri beni göndermiş sanırım, bunu anlayamadım. Biz onlar gibi değiliz, öyle paralarımız yok, kim bizi göndersin de para versin. Benim 1997 yılından beri yaşadığım bir acı var. Parçalanmış bir kardeşin acısı var içimde. Lütfü Beye sorun, kardeşinin bedeni parçalandı ve parçalarını çuvalda topladılar mı? O Meral Hanıma da söyleyeyim; senin kardeşinin bedeni böyle parçalansaydı galiba bunu yapmazdınız. Meclis'e giderken başka, Şırnak'a giderken başka, Hakkari'ye giderken başka oluyor kendisi" dedi. 'BANA KÜFÜRLER EDEN O ŞAHIS DİZLERİYLE BENİM AYAĞIMA VURDU VE HALA YARASI VAR' İçinde yıllarca çektiği bir acı olduğunu ve bunu haykırmak istediğini belirten Gümren, şunları söyledi: "Ben bir kaç gün önce Akşener'in Bingöl'e geleceğini duydum. Arabadan indiğinde yanına gidip bir şey diyeceğim ya da bir dilekçe verecektim ve kimse bana izin vermeyecekti. Bende sesim gür diye en iyisi bağırayım dedim ve bağırdım da. Çünkü sen Hakkari'ye gidince farklısın, İstanbul'a gidince farklısın, İzmir'e giderken farklısın. Sen teröre destek veren insan, utanmadan bizden de oy istiyorsun. Onu gerçekten hiç anlayamadım. Eğer şerefi varsa, özellikle sözüm ona beni temsil eden milletvekili erkek gibi çıksın desin ki ben bu adama hakaret ettim ben de çıkıp bütün Türkiye'den özür dilerim. Eğer erkekse, delikanlıysa, çoluk ve çocuk sahibiyse, kulağıma söylediği o çirkin sözü söylemeye dilim varmıyor. Biz namus için yaşarız. Eğer benim yanımda bir psikolojik sorunu olan birisi bir şey söyleseydi anlardım ama o laf asla söylenmez. O sözü bana diyemezdi. O, bana küfrettikten sonra biri sağa çekti biri sola çekti. Kendi ayağımla gidip emniyete şikayette bulundum ve şimdi de gidip görüntüden tespit ettim. Gerçekten bana küfürler eden o şahıs dizleriyle benim ayağıma vurdu ve hala yarası var. Utanmadan açıklama yapıyor ve bunlar yalan diyor. Sen hangi yüzle insanların karşısına çıkıp oy isteyeceksin. Ben şehit ailelerine sırtımı dayarım sadece. Ben medya üzerinden bir tepki verdim ve cezamı aldım. Eğer bir Genel Başkan her gün bir vatandaşa mahkeme açıp kazanıyorsa yazıklar olsun ona. Sen hiçbir yere gitmeden, yargılanmadan, sorgulanmadan ceza yedin mi? Ben Bingöl'de oturuyorum, mahkemem İstanbul Çağlayan'da olmuştur. Benim hiçbir şeyden haberim yok. Benim kardeşim şu an benim gözümde, aynı sahneyi yaşıyorum. Şikayette bulundum" dedi. 'ŞEHİT AİLEMİZ SİYASETİN MALZEMESİ DEĞİLDİR' Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyon Başkanı Ziya Sözen ise milletvekilinin bu akşam özür dileyip, istifası etmesi gerektiğini belirterek, "Şehit ailemize geçmiş olsun diyorum. Şehit ailelerimiz siyasetin malzemesi değildir, şehit ailelerimize Türkiye'nin neresinde kim tarafından haksız uygulama yapılırsa, PKK terör örgütü desteklenirse, PKK'nın siyasal uzantılarıyla ilgili destek veren siyasilerin açıklamaları olursa bugün ki kardeşimizin yaptığı gibi iyi niyetli bir şekilde gittikleri yerde tepkilerle karşılaşmaları doğaldır. Siyasiler ucuz sözler kullanmamalı, siyasiler kendilerine oy istedikleri vatandaşa küfretmemelidir. Şehit ailelerimiz Meral Akşener'in ve partisindeki bazı yetkililerin HDP ile kahvaltı programı ve benzeri kullandıkları ifadelerden dolayı arkadaşımız zamanında sosyal medyada tepkisini dile getirmiş. Bu tepkiden dolayı da Akşener kendisini mahkemeye vermiştir. O mahkeme süreci devam ederken Akşener'in buraya geleceğini öğrenen şehidimizin yakını, 14 yaşındaki kardeşi biz şehit aileleri olarak acımızı her gün yaşıyoruz. Bu acımızı yaşarken HDP'ye destek verenler bugün olduğu gibi yarın da Türkiye'nin neresinde olursanız olun bizi karşınızda bulacaksınız. Lütfü Türkkan, özrün kabahatinden büyük, bu arkadaşımıza ağza alınmayacak küfründen dolayı öncelikle tüm şehit ailelerimizden, gazilerimizden ve Bingöl halkından özür dilemelisin. Bu küfür sadece bu kardeşimize yapılmadı o yüzden biz sağa sola bakmadan kendisinin bir an önce bu akşam siyasetten çekilmesi lazım. Çıkıp ben bu kardeşimize küfrettim ve özür dilerim demesi lazım. Bütün siyasi partililer Bingöl ve diğer illerde siyasi faaliyetlerini yürütebilirler. Bizde bu duruma saygı gösteririz" diye konuştu.

2 yıl önce

Almanya'da tüketiciler yüksek enerji fiyatlarından şikayetçi

DW Türkçe’nin haberine göre; Almanya'da tüketiciler, artan elektrik ve doğal gaz fiyatlarının kendilerine ekonomik yük olarak dönüşmesinden korkuyor. Kantar adlı bir kamuoyu şirketinin Federal Tüketici Dernekleri Federasyonu için yaptığı kamuoyu araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 62'si yaşanmakta olan enerji krizinin gelecekte kendilerine mali yük oluşturmasından endişe ediyor. Anket yapılan kişilerin yüzde 36'sı ise kendileri için böyle bir tehlike görmüyor. "Hükümetin ödeme yapamayan kullanıcıların elektrik ve doğal gazını geçici olarak kesmesine" onay verenlerin oranı ise yüzde 71. Enerji sağlayıcılar tarifelerini artırıyor Federasyonun verilerine göre Almanya'nın en kalabalık 14 kentinde enerji sağlayıcılar yeni müşterileri için fiyatlarını yükseltmeye başladı. Köln, Frankfurt, Leipzig, Dortmund ve Dresden kentlerinde yeni tarifelerin uygulanmaya başladığına dikkat çeken federasyon, yeni tüketicilerin kullandıkları elektriğe bağlı olarak mevcut kullanıcılardan yıllık ortalama bin 654 euro daha fazla ödeyebileceğini kaydetti. Hükümetten tüketiciye enerji yardımı Federal Tüketici Dernekleri Federasyonu, bu nedenle hükümetten tüketiciler üzerinde oluşabilecek mali yükü azaltmasını talep etmişti. Hükümet de bu nedenle geçen hafta bir kereye mahsus bir enerji ve yakıt yardımını karar bağlamıştı. Düzenleme, artan enerji fiyatları nedeniyle dar gelirli hanelere ve öğrencilere bir kereye mahsus para yardımını öngörüyor. Federal bütçeden karşılanacak yardım dar gelirli olduğu için kira desteği alan 710 bin hane ile üniversite öğrencileri ve meslek eğitimi gören gençleri kapsıyor. Yardım alacağı tahmin edilen birey sayısı da toplamda 2 milyon 100 bin olarak açıklanmıştı. Almanya Tüketiciyi Koruma Derneği ise artan enerji fiyatları karşısında öngörülen söz konusu devlet yardımını yetersiz bularak hane başına en az 500 euro yardım verilmesini talep ediyor.

2 yıl önce

CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun işten kovdurttuğu güvenlik görevlisi şikayetçi olacak

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Yenikapı-Hacıosman metro hattındaki 4. Levent durağında tartıştığı ve şikayeti üzerine işten çıkarıldığı iddia edilen özel güvenlik görevlisi Hakan Karakuş, Tanrıkulu'dan şikayetçi olacağını söyledi. Metro İstanbul'da 5 yıldır güvenlik görevlisi olarak çalışan 33 yaşındaki Karakuş, CHP Milletvekili Tanrıkulu ile Yenikapı-Hacıosman metro hattında bulunan 4. Levent durağında tartıştı. Tartışmanın ardından Tanrıkulu'nun şikayeti üzerine yaşanan süreçte işten çıkarıldığını öne süren Karakuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Şubat'ta saat 16.15 sıralarında 4. Levent metro istasyonunun kuzey çıkışında Tanrıkulu'nun istasyondaki büfede çalışan bir kadın ve erkek görevliye adres sorduğunu, adresi bilmedikleri için arkadaşının soruyu kendisine yönelttiğini söyledi. Bir yandan adresi tarif ederken bir yandan da görevli olduğu turnike bölgesine baktığını aktaran Karakuş, "Sonrasında aynı soruyu bu sefer bana yöneltti. 'Bu taraftan çıkıp aşağı inip karşıdan çıkarsanız gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz.' dedim. Sonrasında 2-3 adım geriye doğru gitti. Geldiğinde omuzuma vurarak 'Benimle neden ilgilenmiyorsun?' dedi." ifadelerini kullandı. Karakuş, Tanrıkulu'nun sonrasında yaşadıkları diyalog sırasında milletvekili olduğunu söyleyip kendisine hakaret içerici sözler sarf ettiğini savunarak, olayı uzatmamak için "Tamam, siz haklısınız." ifadesini kullanması üzerine Tanrıkulu'nun, "Seni mahvedeceğim, gününü göreceksin. Sana göstereceğim." şeklinde karşılık verdiğini aktardı. Bunun üzerine "Ne yapabilirsiniz, yapın, şikayet etme hakkınız var." dediğini ifade eden Karakuş, şöyle devam etti: "Elini kimliğime doğru uzatınca, '1 saniye' dedim. Çıkarttım kimliği. Telefonun kamerasını açtı. 'Kusura bakmayın resim çekmenize müsaade edemem ama 4. Levent istasyonu kuzey çıkışı Hakan Karakuş derseniz, bana zaten ulaşırlar. Şikayetiniz değerlendirmeye alınır.' dedim. Benim hiçbir şekilde terbiyesizliğim yok. Makamlara ve unvanlara hizmet etmiyorum. Bu şekilde yaklaştım ama kendisi tehditlerini savura savura gitti." Hakan Karakuş, olaydan 20 dakika sonra telefonunun çaldığını ve kendisine "Sen kiminle kavga ettin, farkında mısın?" dendiğini belirterek, sonrasında kendisine bir tutanak gönderildiğini kaydetti. Yaşanan süreçte daha sonra disiplin kuruluna çağrıldığını anlatan Karakuş, buradaki görüşmeden sonra 22 Şubat'ta işten çıkarıldığını ifade etti. "İnsan hakları savunucusuysa, benim de hakkımı savunsun" İşe iadesi için mahkemeye başvurduğunu dile getiren Karakuş, "Benim milletvekiliyle bir işim yok. O da stresli, yoğun bir gün geçirmiş, kötü bir zamanına denk gelmiş olabilir. Ben direkt işimi elime almak istedim. Çünkü benim bakmakla yükümlü olduğum insanlar var. Annem, babam var. İkisi de tedavi görüyor, kanser hastası, araştırabilirler. Bunlara bakmakla yükümlüyüm. İşe iade mahkemesini açtım." dedi. Hakan Karakuş, dün akşam Tanrıkulu'nun videosuna denk geldiğini ve çok üzüldüğünü anlatarak, "Dediğini yaptı, beni işimden etti. Acaba mutlu muydu, uyuyabildi mi? Ben dün akşam uyuyamadım. Umarım o uyumuştur. Bir işçinin ekmeğiyle oynamak, bir anda bu şekilde işten atmak, tazminatsız, senelik izinlerim içeride, hiçbirini alamamışken, işsizlik maaşı dahi alamıyorum." diye konuştu. Sezgin Tanrıkulu'dan bizzat şikayetçi olacağını dile getiren Karakuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan hakları savunucusu bir insanın, hani bir güvenlik personeline 'İyi ki de işten atılmış. Geçmişte işte tutanakları da varmış.' demesi... İspat etsin, kendisinden özür dileyip önünde diz çökeceğim. Ben böyle bir adamsam neden milletvekilinin davasından dolayı işten atıldım? İşkur'da dahi bu yazıyor. O zaman geçmişte yapmış olduğun suçlardan dolayı atılabilirdim. Ekmekle oynamak bu kadar kolay olmamalı. Bazen insanların bir tutunacak dalı vardır. Bu dalı da sorgusuz sualsiz, araştırmadan koparmak çok kolay. Bunu yapmasınlar. İnsan hakları savunucusuysa ben de bir insanım, benim de hakkımı savunsun. Ben bir haksızlığa uğradım. Bunun hesabını da devletime ve yargıya bırakıyorum." https://twitter.com/genelgundem/status/1501167708498534400?s=21

2 yıl önce

Kartal'da İBB zabıtları çaycıyı darp etmişti! Şikayetçi oldu…

Kartal'da 4 yıldır seyyar olarak çay satan Yusuf Susuz, polis merkezine şikayetçi olarak verdiği ifadede, 29 Mart'ta Kartal sahilinde eşi ve oğluyla çay içerken İBB'ye zabıta ekiplerinin yanlarına geldiğini kaydetti. Zabıtalar arasında bulunan ve daha önceki bir şikayetinden dolayı mahkemelik oldukları zabıta memurunun elindeki çayı dökerek kendisini ittiğini ifade eden Susuz, bu kişinin çaydanlık ve tüpünü de aldığını anlattı. Bunun üzerine Cevizli Mahallesi'ndeki İBB ek hizmet binasına giderek müdürle görüşmek istediğini söylediğini aktaran Susuz, burada zabıta kıyafetli bir kişinin de aralarında bulunduğu bir grup tarafından darbedildiğini öne sürdü. Hastaneye gidip darp raporu aldığını anlatan Susuz, kendisini darbedenlerden şikayetçi olduğunu belirtti. Emniyetin, saldırganların kimliklerinin tespiti için İBB'den olayın yaşandığı bölgede görev yapan zabıtalarla ilgili bilgi istediği ancak İBB'nin henüz bir bilgi göndermediği öğrenildi. Yusuf Susuz, yaklaşık 10 yıl önce açık kalp ameliyatı olduğunu ve iş bulamadığı için sahilde seyyar çaycılık yaptığını söyledi. Susuz, "Ev geçindiriyorum, iki çocuğum var. Sahile girdiğimden beri zabıtalar beni sıkıştırıyor, malımı alıyorlar. Birkaç defa arabama, özel mülküme girdiler, malzemelerimi aldılar. Balık tutuyordum, geldiler motoruma girdiler, bana saldırdılar." dedi.

2 yıl önce

Ergün Poyraz: "Bana saldıranlar PKK'lıdır. Bu saldırıyı da azmettiren Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel'dir. Hepsinden şikayetçi olacağım"

Oda Tv’nin haberine göre; Aydın Kuşadası'nda önceki gün saldırıya uğrayan Ergün Poyraz yoğun bakımdan çıktı. Saldırı sonrası ilk kez konuştu. Ergün Poyraz "Bana saldıranlar PKK'lıdır. Bu saldırıyı da azmettiren Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel'dir. Hepsinden şikayetçi olacağım" dedi.  'BANA SALDIRAN PKK'LIDIR' Ergün Poyraz kendisine düzenlenen saldırının arkasında yatan gerekçenin 750 bin tonluk mıcır ihalesi olduğunu iddia ederek şöyle konuştu: "Bana saldıran Turan Bagı PKK'lıdır. PKK'ya finansör sağlıyorlar. Bunlara belediye tarafından 750 bin ton mıcır ihalesi verdiler ve mıcırı almak için 300 gün süre tanınmış. Bu süre sonunda bu kişilerin 750 bin ton mıcırı teslim etmesi gerekiyordu. Bu adam (Turan Bagı) dört sene öncesine kadar bir firmada gece bekçisiydi. Gece bekçisi bir adam hemen bir firma kuruyor ve 750 bin ton mıcır ihalesi alıyor. Bugüne kadar bir kilo mıcır yapmıyor."  Belediyeye verdiği dilekçelerin Turan Bagı'nın ofisinden çıktığını  ifade eden Ergün Poyraz, "Belediyeye bu şirket sahiplerinin PKK'lı olduğuna dair verdiğimiz dilekçeler bu kişilerin ofislerinde yapılan aramalarda çıktı. Benim verdiğimi dilekçelerden bu kişilerin haberi varmış. Buradan bu çıkar" diye konuştu. BELEDİYEYE CEVAP VERDİ Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Gönel dün yaptığı açıklamalarda Ergün Poyraz'ın kendileri aleyhinde yazdığı yazıların nedeninin 2 yıl önce düzenlenen kitap fuarında Ergün Poyraz'ın istediği haksız talepleri karşılamadıkları için olduğunu söylemişti.  Ömer Gönel'in bu iddiasını da sorduğumuz Ergün Poyraz," Bakın ben kitap fuarını yaptığımda belediye bir bardak çay vermedi. Şimdi yalan konuşuyor. O fuarda 302 bin lira para harcadıklarını söylemişler faaliyet raporunda. Ama o fuarda 302 kuruşluk harcama yapmadılar" diye yanıt verdi.

1 2 3