07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu baltayı taşa vurdu! Şirin gözükmek istediği Alevi ve Bektaşileri kızdırdı…

Rumeli Balkan Güç Birliği Trakya Rumeli Bektaşi Dernekleri Federasyonu Başkanı Recep Osman Erdoğan ile Alevi Anadolu İnanç Önderleri Birliği Genel Başkanı Hıdır Bulut, İBB’nin düzenleyeceği “Serçeşme Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali”ne ismine tepki gösterdikleri basın açıklaması düzenledi. “Kanımıza dokunuyor” Eseyurt’ta bulunan Rumeli Balkan Güç Birliği Trakya Rumeli Bektaşi Dernekleri Federasyonu merkezinde, saat 13.00’teki basın toplantısında konuşan Recep Osman Erdoğan, “Bir festival adı altında bir eğlence programı yapıyorsunuz ve bu eğlence programının adına Serçeşme Hacı Bektaş Festivali koyuyorsunuz. Ayıptır arkadaşlar. Bu bizim kanımıza dokunuyor. Vicdanınızı Allah aşkına yoklayın. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İnanç Masası’nı arayıp bilgi almak istediğimde bana söylenen söze bizim toplumumuz gerçekten çok içerledi. Bana dediler ki, ‘siz bu konuyu politize ediyorsunuz.’ Biz hiç kimseyi politize etmiyoruz. Bizim için inançlar, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli çok önemlidir” dedi. “Hacı Bektaş-ı Veli’nin kemikleri sızlıyor” Erdoğan, “İki gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mustafa Şentop’un kendisini arayıp konu hakkındaki hassasiyetlerine teşekkür ettiğini dile getiren Erdoğan, “Burada kullanılan ve burada kullanılan simge bizim kutsalımız olan Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin gerçekten kemiklerini sızlatıyor. Onun için ben buradan özellikle seslenmek istiyorum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’na. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçin” diye konuştu. “Kültür Bakanlığı yapıyor, oraya gitsinler” Alevi Anadolu İnanç Önderleri Birliği Genel Başkanı Hıdır Bulut, “Hacı Bektaş-ı Veli’yi siyaset arenasına çekmeyin. Kendi kendinize siyasetinizi yapın. Hacı Bektaşi Veli festivali diye bir şey yok. Hacı Bektaşi Veli’nin şenlikleri var. Kültür Bakanlığı yapıyor, oraya gitsinler” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

AFAD'dan 'seçilmiş kişilere' yardım dağıtıldığına ilişkin iddialara yanıt!

İçişleri Bakanlığı AFAD’dan yapılan açıklama şöyle; “11 Ağustos 2021 tarihinde Batı Karadeniz’de başlayan aşırı yağışlar sonucunda Bartın, Kastamonu ve Sinop illerimizde sel ve su baskınları meydana gelmiştir. Yaşanan sel, su baskını ve heyelan afetleri sonucunda, Kastamonu’nun Abana, Azdavay, Bozkurt, Çatalzeyin, Devrekani, İnebolu, Küre, Pınarbaşı ve Şenpazar ilçeleri; Sinop’un Merkez, Ayancık, Türkeli, Gerze, Boyabat ve Erfelek ilçeleri ile Bartın’un Ulus ilçesi Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi olarak ilan edilmiştir. Bugün bazı medya kuruluşlarında yer alan yardımların Gerze’de “seçilmiş” kişilere dağıtıldığına ilişkin mesnetsiz iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Bugüne kadar ülkemizin dört bir köşesinden hayırsever vatandaşlarımızın, kurum ve kuruluşlarımızın bölgeye gönderdiği 3.460.347 kalem ürünün (gıda kolisi, su, bebek bezi vb.) Afet Yönetim Karar Destek Sistemi (AYDES) aracılığıyla girişi yapılmıştır. Gelen yardımlar, Bozkurt ilçesi ile birlikte, selden etkilenen ve Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan edilen Gerze gibi diğer ilçelerdeki ihtiyaç sahiplerine, Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında Ayni Bağış Depo Yönetimi ve Dağıtım Çalışma Grubu’nun koordinasyonunda, herhangi bir ayrım yapılmadan dağıtılmaktadır. Gerçeği yansıtmayan ve herhangi bir dayanağı olmadan yayımlanan bu tarz haberlerin, bölgede yaraların sarılması için günlerdir vefakarca görev yapan yardım görevlilerini üzdüğünü ve çalışmalara destek yerine köstek olduğunu hatırlatırız.”

2 yıl önce

“Aktif vakaların yüzde 81'i tam aşılı olmayan kişilerdir”

Bakan Koca'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Bugün 18 yaş üstü vatandaşlarımızın yüzde 78'inden fazlası tek doz, yüzde 60'ından fazlası iki doz aşılanmış durumda. Bugün itibariyle aktif vakaların yüzde 81'i tam aşılı olmayan kişiler. Hastaneye yatan vatandaşlarımızın yüzde 90'ı da tam aşısı olmayan kişiler. Vefat edenlerin yüzde 10'u tam aşılı kişiler. Vefat edenlerin yüzde 90'ı ya aşı olmamış ya da eksik aşı olmuş. Her koşulda okulları açık tutmak en önemli ödevimizdir. Her bir velimiz kendi çocuğunu ve sınıfını korumak için zaman kaybetmeden aşı olmalıdır. Çocuklara okulda hastalık bulaşır mı sorusu sorulabilir. Bunu düşünüyorsak önce kendimiz tedbirlere uymalıyız. Bilim Kurulu yeni dönemde okulların kapanmasını gündeme almak istemiyor. Artık salgın okulları kapatmak için bir sebep olmayacak çünkü elimizde aşı var. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Eğitimin yüz yüze devam etmesi hayati önem taşıyor. Öğrencilerin sınıf ortamında eğitim görmesi elzemdir. Yüz yüze eğitim tercih olmaktan çıkmış ve zorunluluk haline gelmiştir. Okullarımızda ihtiyaç duyulan maske ve temizlik malzemelerini gönderdik. 2021-2022 eğitim döneminde 650 milyon TL'yi tüm okullarımıza gönderdik. Sadece karşılaşmak için söylüyorum, 2020-2021'de tüm okullarımıza 223 milyon TL'lik ödeme göndermiştik. Üç katı ödemeyi okullarımıza eriştirdik. Okullarda alınması gereken önlemler rehberini tüm valiliklere gönderdik. 58 bin okulumuz için 113 bin kişilik temizlik personeli görevlendirildi. Okullarımızın hijyenik ihtiyaçlarını karşılayacak güce sahibiz. Minikler okula başladı, iki günlük süreç başarılı bir şekilde tamamlandı. Okullarımızın bir daha kapanmaması için sorumluluk sadece bize değil, velilere, servis şoföründen kantinlere kadar tüm paydaşlara düşüyor. Okullarımız ilk açılan ve son kapatılan yerler olmalıdır. YÖK Başkanı Özvar'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Üniversitelerimiz akademik faaliyetlerine devam etmektedir. Salgın süresinde kampüslerimizi kapatmadık. Biz eğitim ve öğretim faaliyetlerimizi uzaktan yapmaya karar verdik. Üniversiteler bu ortamda öğretimi sürdürmeyi başardı. 2021-2022 öğretim yılında eğitimi yüz yüze yapma kararı aldık. Üniversitelerimiz, bu karardan itibaren her biri kendi kendi kurullarıyla beraber gerekli tedbirleri aldılar. Gerek kampüs ortamlarında uygulanacak kurallara ilişkin birer kılavuz çalışması gerçekleştirdik. YÖK olarak yüz yüze eğitim faaliyetlerini sürdürmek istiyoruz. Salgın şartlarının ülkemizde nasıl gelişeceğini öngöremediğimizden salgının seyrine göre, yüz yüze eğitim sırasında diğer eğitim-öğretim usulleri de üniversiteler tarafından kullanılabilir. Üniversitelerimizde hibrit eğitime geçilecek. Derslerin yüzde 40'ı çevrim içi yapılabilecek. YÖK Başkanı olarak yüz yüze eğitime gelecek öğrenci kardeşlerimden, meslektaşlarımdan ricam aşı olmalarıdır. SORU - CEVAP (12 yaş ve üzerine aşılama) Biz 18 yaş ve üstü, üniversite öğrencileri için tanımlandı. 15 yaş ve üstü için tercihe bıraktık. 12 yaş ve üstü kronik hastalığı olan çocuklar için de ayrıca tanımla yapıldı. Aşılama zorunlu değil, tercihe bırakarak devam edilmesi kanaatindeyiz. 12 yaş üstü de 15 yaş üstü olduğu gibi tercihe göre yapılabilir. (Vakalardaki artış) Vaka sayılarımızda yükseliş oldu ama şimdi bir yerde takıldı. Bu rakamların da oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz. Varyantların dereye girmesiyle, bulaşıcılığı artırdığını biliyoruz. Şu dönemde kısıtlamaları gündemimize almadık. Hareketlilik yoğun şekilde artmış oldu. Maske kullanımı giderek azaldı ve vaka sayıları arttı. Yeni dönemde vakalarımız artık 15-45 yaş arasında en yoğun. Kimisi aşının bulaşı önlemediğini söylüyor. Bu duruma göre değişebiliyor. Aşı bulaşı da engelliyor. Vakaların yüzde 90'ını aşısını tam yaptırmamış, olmamış olanlar oluşturuyor. Aşının etkili olduğunu biliyoruz. Aşılarını olup hayatını kaybedenlerin ek hastalıkları da olmuş oluyor. Aşı oldu hayatını kaybetti şeklinde dezenformasyon yapılmaya çalışılıyor. Sonuçlarını bildiğimiz bu aşıları neden kendimize yaptırmayalım? (Sinovac ve Sputnik V ile ortak aşı üretimi) Sputnik 200 bin kişi için doz geldi. Birinci ve ikinci dozun farklılığı var aynı aşı değil. Testleriyle ilgili sorun yok. Yeni bir aşı tipi için Rusya'dan yaklaşım oldu. Üretim ile ilgili çalışmalar yerel bir firma ile devam ediyor. Üretim safhasına henüz gelmiş değil. Sinovac ile Çin'le görüşmelerimizde Türkiye'de yatırım yapmalarını istedik. Hazırlıklarının olduğunu çok uzun sürmeyeceğini söylediler. (Aşılara rağmen vaka ve vefat sayılarındaki yükseklik) Bu aşısızların salgını olmaya devam ediyor, olay çok net. İsrail'deki çalışmalar mRNA aşısında 7-8 ay sonra hatırlatma dozu gerektiğini gösteriyor. Aradan üç ay geçtiyse mutlaka aşısını yaptırmış olmalı. Aşıyı tamamlamış olanların da riskli hastalık grubunda sorun olarak çıktığını biliyoruz. Vakaların yüzde 83'ü aşısını tamamlamayanlar. Tek doz aşı korumuyor. İki doz aşı olunmalı. İki doz inaktif aşı olanlar üçüncü dozu da olmalı. Aşısı tamamlanmamış kişi sayısı 35 milyon. Bu kişilerin vaka yükü yüzde 13, hastane yükü yüzde 10. Aşılanma oranlarını yükseltmek istiyoruz. Aşılama oranıyla birlikte salgın ülke gündeminden düşecek. Vatandaşımızın aşıya ilgisi arttı. (Kafe ve restoranlar için ek tedbir alınacak mı?) AVM, restoran, kafeler için PCR uygulamasını gündemimize almadık. Aşılanmayanların okula alınmaması gibi bir durum olmaz. Öğretmenlerimizin aşılama oranlarının arttığını görüyoruz. Şu an en az bir doz aşı yaptıran öğretmen ve çalışanlar yüzde 88'i buldu.

2 yıl önce

Vakaların yüzde 90’ı aşısız kişilerden

Bakan Koca'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Heyecan verici bir sebeple karşınızdayım. 18 aylık mücadelemizde kutlanmaya değer bir gün. Aşılamada 100 milyon dozu aştık. 100 milyonuncu doz aşı hayırlı olsun. 100 milyonuncu doz aşı Kocaeli Gebze'de yapıldı. Yeri geldiğinde yüksek dağlara çıkan, aşı yapmak için tarlalara giden sağlık çalışanı arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Şu dakikalar itibarıyla 100 milyon dozun bir hayli üzerindeyiz. 18 yaş ve üzerinde ilk doz aşı oranımız yüzde 82, ikinci doz 63.8, 6 milyon 32 bin kişi ise tam doz aşısını yaptırdı. İlk doz aşısını olup ikinci dozu yaptırmayan 11.3 milyon kişi bulunuyor. İlk doz aşının koruyuculuğu yok. Beklediğimiz sonucu aşıları tamamlayarak alabiliriz. Aşıların zaman geçmeden yapılması hayat kurtarır. Şu an koronavirüs sebebiyle yatanlardan bir kısmı aşıları tam olmayan kişilerdir. Aşılar tamamlanır tamamlanmaz hemen o gün koruyucu olmayacak. Hastanelerdeki aktif vakalardan yüzde 90'ı aşıolmamış veya aşısı tamamlanmamış kişilerdir. 3 doz aşı olan vatandaşlarımızın vaka sayıları içindeki oranı yüzde 2'dir. Aşısı tamamlanmış kişi, iki doz inaktif aşı olup, ikinci doz aşısından sonra hatırlatma yaptıran veya iki doz mRNA aşısını yaptıran kişidir. Hatırlatma dozu zamanı gelen yaklaşık 6 milyon insanımız var. Bu akşam yarına randevu almalarını hiç vakit kaybetmeden hatırlatma dozunu yaptırmalarını rica ediyorum. Bilmenizi isterim, bilimin tespit alanı dışında kalanlar hariç her sorunun bir cevabı var. Tam doz aşılama oranında henüz yeterli düzeye ulaşamadık. Aşının tam dozla sağlanan koruyucu gücüne toplumun büyük kısmında sahip değiliz. Tedbirleri sıkı şekilde sürdürmüyoruz. Virüsün yeni varyantları daha hızla yayılıyor. Bilim Kurulu'nun aşıda hatırlatma dozunu uygulamaya alması büyük gelişmelerin önünü kesmiştir. Dünyadaki örneklere baktığımızda Türkiye olarak aldığımız kararın doğruluğunu gösteriyor. Çözüm tam doz aşıdır. Aşılarımızı birlikte hızlı şekilde tamamlamak hepimizin yararınadır. Bir kısmımız aşıları olur, diğer kısmımız ertelerse başarıyı azaltır. YERLİ AŞIYA ACİL KULLANIM ONAYI BAŞVURUSU 100 milyon doz aşıyı tamamladığımız bugün bir müjde daha vermek istiyorum. Yerli aşımız Turkovac acil kullanım onayı alacak düzeye geldi. Daha seri üretim yapılacak altyapı çalışmaları tamamlandı. Ekim ayında onay alırsa seri üretime geçeceğiz. SORU-CEVAP (Mu varyantı) Varyantlarla ilgili koruyucu tedbirlerin bir farklılığı yok. Onun için de aşı olmamız gerekiyor. Vatandaşımız açısından bir farklılık yok. Bizim açımızdan önemi var. Bakanlık boyutunda varyantların varlığı ve tedbirlerin nasıl alınması gerektiği bizim için önemli. Toplumda yüzde 90'ın üzerinden Delta varyantı var. Mu varyantında iki vakamız var ve İstanbul'da. İki vaka da ayaktan takip edilen ciddi bir sorunu olmayan hastalar. Mu varyantının daha ağır seyrettiğini biliyoruz. mRNA aşısı için 3-4 ay sonrasının verilerini biliyoruz. Koruyuculuğun azaldığını fakat devam ettiğini biliyoruz. Toplumumuzu bu anlamda bilgilendirmiş olacağız. Hatırlatma dozu şu an için mRNA aşıları için geçerli değil. Hatırlatma dozunu inaktif aşılar için önemsiyoruz. Koruyuculuğu 6 katına çıkarıyor. (Aşı yaşı 12'nin altına inecek mi?) Biz 18 yaş ve üzerini önemsiyoruz. 12 yaş ve üzeri için de ek hastalığı olanlar için tanımlamayı yaptık. 12 yaş üstü kişilerin de aşılanmasını da önemsiyoruz. Velinin, ailenin onayıyla aşıyı yaptırmanın önünü açmış olduk. 12-13-14 yaş aralığında yüzde 3'ü geçmedi. Oran yüksek değil. (Sahte aşı kartı ve PCR testi) Aşıları kimlerin yapması gerektiğini biliyoruz. Bu aşıyı yaptıran birimleri de takip ediyoruz dijital ortamda. İstismarın yapıldığı bilgisi bize gelmedi. Olacağını düşünmüyorum ama olursa da müeyyidenin güçlü olacağını, hiçbir şekilde çekinmeyeceğimizi ifade ediyorum. (Vefat ve vaka sayılarının yüksekliği) 18 yaş ve üzeri yatan hastada, yüzde 90'ı aşısını tamamlamamış olan kişiler. Aşısını tamamlamayanlar vaka sayımızın yüzde 80'ini oluşturuyor. Toplamdaki rakamı 26 milyon. Aşısını tamamlamış kişilerin sayısı 36 milyon ve yaş ortalaması 46. Tamamlayanların yaş ortalaması daha yüksek. Yüzde 10'una tekabül ediyor. 26 milyonun yaş ortalaması daha düşük. Aşısını tamamlamayanların yaş ortalaması 36... 36 milyon aşılanmamış olsaydı, var olan hasta sayısı 3 kat artmış olacaktı. Vaka sayımız da 4-5 kat artacaktı. (Aşı temini) Geçen yıl aşıların temininde bir sorun yaşamamıştık. Bu yıl da geçen yıl siparişi verilen miktardan daha fazlası tedarik edildi. Sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. İki hafta içinde Almanya'nın da doz aşısını geçmiş olacağız. Son 2-3 aydan bu yana 100 binde yapılan aşı sayısı anlamında genelde ilk 2-3 ülke içindeyiz. Günlük nüfus başına yapılan aşı oranı da dünyada ilk 3 arasında. (Yoğun bakımlardaki Sinovac aşısı olan hastalar) Daha önce ilk aşıyı yaptırdığımız grup sağlık çalışanları oldu. Aşısını yaptırmış hekim arkadaşlarımızdan hiç kaybettiğimizi duydunuz mu? 1-2 doz arkadaşımız oldu, Sinovac yaptırıp hatırlatma dozunu olmayan. İnaktif aşılarda koruyuculuğun bir süre sonra azaldığını biliyoruz. İnaktif aşıların 3 aydan sonra hatırlatma dozunu başlattık. 9 milyon kişi üçüncü dozunu da yaptırdı. Bunların hastane yükü yüzde 1.6, hatırlatma aşısını yaptırmayanların hastane yükü 6-7 kat daha fazla. (PCR zorunluluğu) Vatandaşımızın güvenliği için yabancılardan da PCR istiyoruz. Her geçen gün PCR testi sayısı artıyor. Şu an herkesten istemiyoruz. Okulda aşısını yaptırmayan öğretmen ve hizmet edenler, iki seyahat edecekler, sinema, tiyatro, konser gibi alanlarda istiyoruz. Şu an kapasiteyle ilgili bir sorun yok. (Öğretmenlerin aşılanması) Öğretmenlerimizin iki doz aşısını yaptıranların oranı yüzde 77'yi, en az bir doz olanların da 90'ı geçti. (Okullarda salgının ilk hafta seyri ve yerli aşıdaki gelişmeler) Pazartesiden itibaren illerimizde örnek olabilecek okulları taramak istiyoruz. Biz üçüncü doz aşı içinde uygulama yapıyoruz. Yarın bitmiş olacak. Önümüzdeki dönemde iki kıyaslamayla ilgili sonuçlar ve Faz-3 çalışmaları devam ediyor. (Tedbirlerin güncellenmesi) Yeni dönemde biz okulları kapatmak istemiyoruz. Çünkü artık elimizde aşı var. En fazla sınıf kapatılabilir. Onu da mümkün mertebe kapatmaktan yana değiliz. Önümüzdeki süreçte eğitimin aksamadan sürdürülmesi istiyoruz. Toplumsal bağışıklık henüz oluşmadı. Tedbirler devam etmeli.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de kürsüye çıkardığı kişilerin suç dosyası kabarık: Biri FETÖ’cü, diğeri sabıkalı…

CHP, erken seçim çağrısıyla başlattığı mitinglerin ilkini dün Mersin’de gerçekleştirmişti. CHP ve HDP teşkilatlarından yapılan çağrıya rağmen büyük hüsrana uğrayan Kemal Kılıçdaroğlu, 37 bin kişilik alanı bile dolduramamıştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki resmi hesabından açıklamada bulundu ve “Milletin Sesi dedik, milletimizi Mersin’de dinledik. Ülkemizin dört bir yanında acı çeken herkes bu kürsüye çıkacak. Saray bu çığlığı duyacak!” iddiasında bulundu. KÜRSÜYE ÇIKARDIĞI KİŞİLERİN SUÇ DOSYASI KABARIK CHP liderinden önce konuşma yapmak için kürsüye çıkarılan kişilerin suç dosyasının kabarık olduğu tespit edildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de katıldığı “Milletin Sesi Mitingi”nde konuşma yapan Cennet Yünlü’nün FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturmasının şüphelisi olduğu, aynı mitingde konuşma yapan Mesut Tur’un da “Kasten yaralama, tehdit ve evden hırsızlık” suçunu işlediği ve babasının da PKK/KCK mahalli komitesinde yer aldığı gerekçesiyle yargılandığı öğrenildi. “Milletin Sesi Mitingi”nde konuşma yapan ve “İki üniversite mezunu ve işsiz” olarak takdim edilen Cennet Yünlü’nün, FETÖ/PDY yönelik soruşmasının şüphelisi olduğu bildirildi. Cennet Yünlü’nün, “Silahlı Terör Örgütü Kurma, Yönetme ve Üye” suçundan adli sicil kaydının olduğu tespit edildi. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tarafından yürütülen soruşturma dosyası kapsamında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan şüpheli A.D isimli şahsın ifadesinde; “Cennet Yünlü’yü FETÖ/PDY’ye ait olan evde kalan kişi olarak bilirim. FETÖ/PDY’ye ait olan evde yapılan sohbet toplantısına katılan kişidir” dediği öğrenildi. ESNAF DEDİLER AZILI SUÇLU ÇIKTI “Milletin Sesi Mitingi”nde konuşma yapan ve esnaf olarak sunulan Mesut Tur’un “Kasten yaralama, mala zarar verme, tehdit, hakaret ve evden hırsızlık” suçlarından adli sicil kaydının olduğu öğrenildi. Mesut Tur’un babası S.T.’nin terör örgütü PKK/KCK’nin mahalli komitesinde yer aldığı öğrenildi. Mesut Tur’un babasının 18 Mart 1993 tarihinde Mersin’de PKK/KCK terör örgütüne yönelik soruşturmada örgütün mahalli komitesinde faaliyet göstermek suçundan dolayı firari sanık olarak aranmakta iken yakalandığı bildirildi.

2 yıl önce

İmamoğlu'ndan İBB'nin terör iltisaklı kişileri işe almasına tepki gösteren vatandaşa yanıt: Senin beynin tutulmuş

CHP Belediye Başkanları Çalıştayı için Kayseri’de bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu esnafı ziyaret etti. "SENİN BEYNİN TUTULMUŞ" Bir esnafın kendisine yönelttiği, "PKK'lıları İBB'de neden işe aldınız" sorusuna yanıt veren İmamoğlu, "Türkiye'de bir belediye PKK'lıyı işe alacak da benim devletim nerede, niye gelip tutuklamıyor onu. Senin beynin tutulmuş." diyerek iddiaları yalanladı. ADAYLIĞA GÖZ KIRPTI: VATANDAŞI DİNLEYİP DOĞRU KARARI VERECEKLER Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkındaki soruya da yanıt veren İmamoğlu, "Şu anda bir ittifak heyeti var, tartışacak, vatandaşı dinleyecek ve doğru bir karar verecek." diyerek adaylığa göz kırptı.

2 yıl önce

Bilim Kurulu Üyesi: “TURKOVAC uygulanan kişilerde ağır hastalanan veya hastaneye yatan olmadı”

Aynı zamanda TÜSEB'e bağlı Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı olan Prof. Dr. Ateş Kara, acil kullanım onayı başvurusu yapılan yerli inaktif Kovid-19 aşısı TURKOVAC'la ilgili yürütülen klinik çalışmalarda elde edilen ön sonuçları değerlendirdi. TURKOVAC aşısının klinik çalışmalardaki verilerinin oldukça olumlu olduğunu, inaktif aşı Sinovac'la yürütülen karşılaştırmalı verilerden de olumlu sonuçlar alındığını belirten Kara, TURKOVAC'la ilgili iki grup veri üzerinden değerlendirme yapıldığını anlattı. Kara, bu kapsamda ilk olarak yerli aşının etkinliğinin saptanmasına için bir gruba TURKOVAC, diğer gruba da mevcut kullanılan aşının uygulandığını ifade ederek, şu bilgileri paylaştı: "Şu ana kadar elde ettiğimiz verilerde, TURKOVAC uygulanan kişiler arasında ağır hastalanan, hastaneye veya yoğun bakıma yatan olmadığını gördük. Ayrıca diğer aşının uygulandığı grupta da çok ağır hastalanan olmadı. Kovid-19 pozitif olanların sayılarını karşılaştırdığımızda da TURKOVAC'da avantajlı olduğumuzu görüyoruz. Bu, aşının etkinliğini, koruyuculuğunu gösterme yönünden bir avantaj. Bu noktada ilk verilerimiz çok olumlu. Bu verilerin hepsi, detaylarıyla acil kullanım onayını değerlendiren komisyonlara sunuldu. Çok titiz değerlendiriliyor." Aşının yan etkileriyle ilgili ilk sonuçlar da olumlu Aşının yan etkilerinin ele alındığı, güvenlik yönüyle ilgili ikinci grup çalışmada ise yaklaşık 3-4 bin kişiye ulaşılmasının amaçlandığına dikkati çeken Kara, "Bu noktada başlangıca göre bir avantajımız var; inaktif aşılar genel anlamda kullanıldığı ve dünya genelinde yaklaşık 3,5 milyar kişiye uygulandığı için olası istenmeyen etkilerinin neler ve hangi sıklıkta olduğunu biliyoruz. TURKOVAC'ta da bu etkilerin görülüp görülmediğine bakıyoruz. O verilerin de olumlu olduğunu gördük" dedi. Kara, bu iki grup verinin acil kullanım onayı sürecinde avantaj sağlayan sonuçlardan olduğuna dikkati çekti. Aşının üretim aşamasına yönelik çok sayıda test uygulanıyor. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kara, aşının üretim aşamasına yönelik de çok sayıda test uygulandığının altını çizerek, TURKOVAC'ın üretilebilir olduğunun saptandığını söyledi. Ayrıca üretim sürecinde aşının antijen miktarının vücut açısından yeterli olup olmadığı ve son kullanma tarihinin belirlenmesine ilişkin, "stabilite" testlerinin yapıldığını anlatan Kara, TURKOVAC'ın onay alması durumunda üzerine "3 aylık kullanım süresi vardır" diye yazılabileceğini ifade etti. Bu kullanım süresinin periyodik olarak yapılacak stabilite testlerinden elde edilen sonuçlara göre 6 aya çıkabileceğini aktaran Kara, birkaç yıl sürecek testler sonucunda da kullanım süresinin 1 veya 2 yıl olarak belirlenebileceğini dile getirdi. Kara, aşılarla ilgili bu testlerin çok titiz, "kişiyi en fazla nasıl korurum" yaklaşımıyla gerçekleştirildiğinin altını çizdi. "Bizim en büyük avantajlarımızdan bir tanesi" Kara, TURKOVAC'ın hatırlatma dozu olarak uygulanmasına yönelik yürütülen klinik çalışmanın bulgularına ilişkin de şu bilgileri paylaştı: "İnaktif ve mRNA aşılarında ilk iki dozdan sonra uygulanan hatırlatma dozuyla, antikor seviyesinde hızlı bir zıplama görülüyor. TURKOVAC'ın hatırlatma dozu olarak uygulandığı çalışmalarda da böyle bir zıplamayı görüyoruz. Bu da bizim en büyük avantajlarımızdan bir tanesi. Veriler, aşının hatırlatma dozu olarak kullanılabilir olacağını gösteriyor." Kara, bu sonuçları bir araştırmacı olarak yorumladığına dikkati çekerek, esas çok yönlü değerlendirmenin TURKOVAC'ın acil kullanım sürecini inceleyen bağımsız ve tarafsız komisyondaki hocalar tarafından yapılacağını ve bunun sonucunda bir karara varılacağını vurguladı. TURKOVAC'ın acil kullanım onayı alması güvenilir olduğunu kanıtlayacak Komisyonun bu kapsamlı değerlendirmeleri sonucunda TURKOVAC'a acil kullanım onayı verilmesinin aşının her yönüyle güvenilir olduğu anlamına geleceğine işaret eden Kara, şunları kaydetti: "Yapılan incelemelerde üretiminin, istenmeyen etkilerinin, etkinliğinin 'uygun' şeklinde değerlendirilmesi durumunda, şu an nasıl ülkemizde istenirse mRNA, istenirse inaktif Sinovac aşısı olunabiliyor, üçüncü bir aşı olarak TURKOVAC da rahatlıkla kullanılabilir olacak. İsteyen herkes TURKOVAC'ı da aşı dozu olarak tercih edebilecek."

2 yıl önce

CHP’li Ekrem İmamoğlu, İBB’deki dün savunduğu terör bağlantılı kişileri bugün sattı: “Tut kulağından götür at hapse”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Merkezi’nde 11 büyükşehir belediye başkanının katıldığı basın toplantısında İBB’deki terör bağlantılı kişiler hakkında başlatılan özek teftişiyle ilgili konuştu. Dün sosyal medya hesabı Twitter’dan “Hak yemem hakkımı da yedirmem” dedim. Bugün de diyorum ki; “İstanbul’a hizmet eden 86 bin yol arkadaşımın yanındayım, ezdirmem” Suçu olanla sonuna kadar birlikte mücadele edelim. Ama şu bilinsin ki; İBB ailesine saldıranlar karşısında beklenmedik bir birliktelik ve güç görecek.” açıklamasında bulunan CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarından sonra CHP Genel Merkezi’nde yaptığı “Ya ne teftişi sen bakanlıksın, terörist konusunda takdirde bulunmuşsan, netleşmişse tut kulağından götür at hapse.” dedi. İmamoğlu’nun bu açıklaması “işe aldığı terör bağlantılı isimleri” sattı şeklinde yorumlandı.

1 2 3 4 5 6 7