03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan olması planlı mıydı?

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Bülent Orakoğlu, bugünkü köşesi yazısında 6'lı Masa'nın Cumhurbaşkanı adayı olma konusundaki isteğiyle öne çıkan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında çarpıcı bilgileri kaleme aldı. Orakoğlu, ''Kılıçdaroğlu’nun Johns Hopkins Üniversitesi ziyaretinin asıl nedeni gizlediği çok önemli sırrı mı?''  başlıklı yazısında Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ve ABD eliyle göreve getirildiğini kaleme aldı. İşte yazarın dikkat çeken o yazısı... Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ı evinde ziyaret etmesi bazı yazarlar tarafından ikili arasında olumlu bir görüşme olarak yansıtılsa da gerçek bu değil sanırım. Baykal’ın kabuldeki resminden Kılıçdar-oğlu’nun ziyaretinden hiç hoşlanmadığı açıkça görülebiliyor. Ayrıca Baykal’a yakınlığı ile bilinen CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ise, “Dikkat ederseniz 3 kişinin fotoğrafı var. Orada halinden memnun mutlu olan gülücükler dağıtan Sayın Kılıçdaroğlu. Deniz Baykal’ın yüzüne baktığımızda acı, ıstırap ve büyük bir hayal kırıklığı görüyoruz.” ifadelerini kullanmıştı. Baykal şüphesiz kendisine yapılan kaset kumpası sonrasında Kılıçdaroğlu’nun kendi koltuğuna oturmasında bir şeylerden şüphelendiği anlaşılıyor. Uzun yıllar CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan Baykal’ın istihbarat dünyasından yakın dostları olduğu yadsınamaz, gerçeklerin kendisine iletildiğini düşünüyorum. Eski CHP Milletvekili Mehmet Sevigen Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ı ziyaretine ilişkin ziyareti YeniŞafak’a emrivaki olarak nitelemiş Baykal’ın Kılıçdaroğlu’nu desteklemediğini defalarca randevu isteklerini geri çevirdiklerini son olarak Kılıçdaroğlu’nun ağabeyinin vefatı neden ile zoraki bu görüşmenin yapıldığını açıklamıştı. Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal ile zoraki görüşmesi aslında FETÖ kumpası ile görevinden istifa etmek zorunda kalan Baykal’ın kendisinden şüphe edip etmediğini test etmek için yapılmış olabilir. Zira CHP’den ihraç edilen Mehmet Sevigen’in, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu zor sorular yönelterek cevap vermeye zorlaması Kılıçdaroğlu hakkında bazı şüpheler taşıdığının açık işareti sanırım. Baykal’a yapılan kaset kumpası sonrası Kılıçdaroğlu’nun aday olduğunu hatırlatan Sevigen, “Aday ol diye sana kim baskı yaptı? Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kim getirdi? Enis Berberoğlu’na o kaseti sen mi verdin? Sen mi gönderdin gazeteye?” sorularını yöneltti. 75 SAYFALIK RAPORDAKİ ‘KEHANET’ GİBİ TÜRKİYE’Yİ SARSACAK ÖNGÖRÜLERDEN BİRİ 72. SAYFADAKİ İFADELERDİ CHP liderinin Amerikan derin devletinin kontrolü altında olan Johns Hopkins Üniversitesi’ni seçmesi ise asla bir tesadüf değil. Zira Kılıçdaroğlu, 30 Kasım-4 Aralık 2013 tarihleri arasında da aynı üniversiteye konuk olmuştu. Kılıçdaroğlu’nun icazet gezisinde ikinci kez Amerika derin devletinin kontrolündeki Johns Hopkins Üniversitesi’ni seçmesi bu ziyaretten neyi amaçladığı ile doğru orantılıdır. CHP liderinin o dönemde Gezi kalkışmasıyla ilgili sözler söyleyip, Gezi’deki terör olaylarını “halk direnişi” gibi sözlerle savunması asıl amacını örtme amaçlıdır. Johns Hopkins Üniversitesi, her ne kadar Kılıçdaroğlu’nun “illegal ini” olsa da, o üniversitenin “daha derin” bir yönü var. Kılıçdaroğlu CHP milletvekili iken, Ekim 2008 tarihinde Johns Hopkins Üniversitesi’ne bağlı Amerikan-İsveç merkezli Slikroad (İpek Yolu) Enstitüsü tarafından bir rapor hazırlandı. Svante E.Cornell ve Hail Magnus Karavelli imzalı 75 sayfalık rapordaki “kehanet” gibi Türkiye senaryoları Türkiye’deki siyasetin dizayn edilmesi açısından dikkat çekiciydi. Raporun içinde Türkiye’yi sarsacak demokrasi dışı öngörülerden en önemlisi raporun 72. sayfasındaki ifadelerdi: “CHP’den istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal’la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak.” Ne ilginç ki rapor yayınlandığında CHP Grup Başkan Vekili olan Kılıçdaroğlu, tam 2 yıl sonra 2010’da FETÖ’nün kaset kumpasıyla devrilen Deniz Baykal’ın yerine o koltuğa oturuyordu. Görünüşe göre KIlıçdaroğlu Johns Hopkins Üniversitesi’ne 2013 ve 2022 yıllarında gitmiş görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olacağı öngörüsü veya kumpasın 2008 tarihli olması Kılıçdaroğlu’nu aklamaz. Zira bu durum Kılıçdaroğlu ile FETÖ arasındaki ilişkinin çok daha derin ve üst düzeyde olduğunun açık işaretlerini veriyor. Önemli olan ise Kılıçdaroğlu’nun 2022 yılının son aylarında FETÖ ve ABD’nin derin yapılarından ne istediğidir sanırım? FETÖ, Türk siyasetini dizayn etme hedefleri doğrultusunda CHP Genel Başkanı’nı değiştirmek için bundan tam 10 yıl önce düğmeye bastı. Dönemin CHP lideri Deniz Baykal’ı ve CHP Milletvekili Nesrin Baytok’u yıllarca usulsüz bir şekilde dinleyen örgüt, son olarak 6 Mayıs’ta bazı internet siteleri üzerinden Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntüleri yayınladı. Böylece CHP’de yıllar sürecek değişimin temelleri atılmış oldu. Baykal, 10 Mayıs 2010 tarihinde istifa ederken, faillerin ortaya çıkmaması için çalışılan kumpasta dava 7 yıl sonra açılabildi. Elebaşı Gülen ile birlikte olayı soruşturan FETÖ’cü istihbaratçılar ve FETÖ’cü savcı Cemil Tuğtekin sanık olarak yargı karşısında hesap veriyor.

1 yıl önce

Şimdi de emanet oy kavgası: CHP-İYİ Parti gerilimi 2018'in defterlerini açtırdı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki yargı kararının ardından başlayan CHP-İYİ Parti gerilimi, emanet oy tartışmasına kadar vardı. CHP, İYİ Parti’ye 2018 seçimlerinde verdiği emanet oyları geri almak için hesaplar yapmaya başladı. 6’lı masada büyük fırtına, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve kurmaylarının “Kazanacak bir isim aday gösterilmeli” diyerek belediye başkanları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu işaret etmesiyle başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise kendisine örtülü olarak gönderilen ‘çekil’ mesajına, iki başkana “Ya bana katılın ya önümden çekilin” diyerek rest çekti. İKİNCİ KRİZ: SARAÇHANE Bu çıkışın ardından bir süre soğumaya bırakılan kriz, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki yargı kararının ardından yeniden patlak verdi. Kılıçdaroğlu’nun karar açıklandığı saatlerde Almanya’da olmasını fırsat bilen İmamoğlu ve Akşener, Saraçhane’de ‘korsan’ bir miting düzenleyerek gövde gösterisi yaptı. Miting adeta İmamoğlu’nun adaylık mitingine dönüştü. Mitingin kendinden habersiz düzenlendiğini belirterek rahatsızlığını ortaya koyan Kılıçdaroğlu, yeniden inisiyatifi eline alarak 1 gün sonra tüm 6’lı masa üyeleri ile birlikte bir miting daha düzenledi. Ancak bu da krizi bitirmeye yetmedi. Kılıçdaroğlu, Akşener’e açıktan bir mesaj vererek “Bir parti başka bir partinin iç işlerine karışmamalı. Her partinin kendi kuralları vardır” uyarısı yaptı. Akşener’in cevabı ise aynı sertlikte oldu: “Mersin hariç diğer tüm belediye başkanları, CHP ve İYİ Parti'nin çalışmaları sonucu seçildi. O kadar büyük saygısızlıklar gördüm ki bu süre içerisinde, o çok ayıp bir şeydi. Kendi seçtirdiğim belediye başkanı için kimden izin alacağım, öyle bir durumumuz yok. CHP üyesi olarak seçilebilirler ama onların sorumlulukları bize ait.” CHP EMANET OYLARI İSTİYOR İkinci krizin aşılması için iki lider 6'lı formatın dışına çıkarak baş başa bir görüşme gerçekleştirdi. Çankaya Belediyesi'nin Ahlatlıbel Tesisleri'nde gerçekleşen görüşme sonrasında ‘Kriz çözüldü’ görüntüsü verilse de çatışma derinden devam ediyor. İki taraf simdi de eski defterleri karıştırmaya başladı. Seçime girebilmesi için 2018’de 15 vekili ödünç veren CHP, bu kez de İYİ Parti’den ‘emanet’ oyların dönüşünü bekliyor. İYİ Parti’nin 2018’de barajı geçmesi için tabandan bazı CHP’lilerin oy verdiğini ifade eden CHP’li kurmaylar, İYİ Parti’nin bahsedildiği gibi oy oranı bulunmadığını savunuyor. OYLAR GERİ DÖNECEK CHP’de 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı yarışına katılan Meral Akşener’in yüzde 7, partisinin ise milletvekili seçiminde yüzde 10 oy aldığı hatırlatılıyor. Akşener ile İYİ Parti arasındaki oy farkının, İYİ Parti’nin o dönem yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajını geçmesi için verilen emanet oylar olduğu iddia ediliyor. CHP’de 2023 seçiminde verilen emanet oyların İYİ Parti’den geri geleceğini konuşuluyor. CHP kanadı, İYİ Parti’nin Atatürkçü söylemlerini artırsa da ulusalcı, milliyetçi sol oylarının geri döneceğinden emin. Masadaki diğer ortaklardan olan DEVA Partisi’nde de aynı görüş hakim. Deva’nın kurmayları İYİ Parti’nin oylarının kırılgan olduğu savunuyor ve İYİ Parti’nin gerçekte topluma yansıyan oy oranlarına sahip olmadığı belirtiliyor.

1 yıl önce

Halk TV'de İslam düşmanlığı! Başörtülü kadınlara “terörist” benzetmesi

Halk TV'de yine İslam düşmanlığına imza atıldı. Ayşenur Arslan'ın Medya Mahallesi programına konuk olan CHP'li Onay Alpago başörtüsüne yönelik anayasa değişiklik teklifini eleştirken, başörtülü kadınları teröriste benzetti. 'TERÖRİST MİDİR DEĞİL MİDİR?' Başörütülü kadınları hedef alan Onay Alpago, "Anayasa yapılmak istenen iki değişiklik var. Kıyafetle alakalı değişiklikte özgürlük adı altında bir düzenleme yapılıyor. O düzenlemenin son cümlesinde 'hiç bir kadın kıyafetinden dolayı ayrımcılığa tabii tutulamaz' deniyor. Peki, o kadın dini inancı gereği ile tercih ettiği kıyafetiyle çarşaf giyebilir, peçe takabilir. Peki o kadın ne taşıyor, terörist midir değil midir nereden bileceğiz?" dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1610230035805257728?s=46&t=Mj2UgXxBuoS5VX5R51aKwg

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu yine sahip çıktı! Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’a özgürlük istiyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu terör örgütü soruşturması kapsamında cezaevinde bulunan HDP'li Selahattin Demirtaş'ın haksız yere hapishanede olduğunu söyledi. 'HAKSIZ YERE YATIYORLAR' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında Demirtaş'a ve Osman Kavala'ya destek verirken, "Bu ülkenin hapishanesinde haksız yere yatanlar var. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, haksız yere yatıyorlar! Adaleti savunmazsanız siyaset yapmanızın mantığı yoktur. Her haksızlığa itirazımızı yapacağız" dedi.

1 yıl önce

Enver Aysever Fırat Çakıroğlu için geçtiğimiz yıl paylaşımda bulunmayan Mansur Yavaş'a sordu: Bu nasıl ülkücülük?

CHP'ye yakınlığıyla bilinen gazeteci Enver Aysever, Youtube yayınında PKK'lı terörist tarafından uğradığı bıçaklı saldırıda hayatını kaybeden Fırat Yılmaz Çakıroğlu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. "PAYLAŞIM YAPMAMASI İLGİNÇ BİR DURUM" Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın 2022 yılında Çakıroğlu için bir paylaşımda bulunmadığını ifade eden Aysever, Yavaş'ın paylaşım yapmamasının ilginç bir durum olduğunu şu sözlerle anlattı: "2022 yılında Mansur Yavaş bir paylaşımda bulunmuyor. Mansur Yavaş niye bir paylaşımda bulunmuyor 2022 yılında? "KÜRT OYLARINA İHTİYACI VAR" Çünkü cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Çünkü Kürt oylarına ihtiyacı var. O zaman ben de soruyorum nasıl bir ideolojik tutarlılık? Nasıl bir ülkücüyüz biz, davayı satmayız, milletperveriz falan nerede?" YAVAŞ GEÇTİĞİMİZ SENELERDE FIRAT ÇAKIROĞLU'NU ANMIŞTI Yavaş, 2021 yılında yaptığı paylaşımla Fırat Çakıroğlu'nu şu sözlerle anmıştı: "Fırat Yılmaz Çakıroğlu bugün yaşasaydı öğretmen olacaktı. Kendi gibi mert ve yiğit çocuklar yetiştirecekti. Fırat’ı ve tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun, vaktiyle bir Fırat varmış, var olsun." NE OLMUŞTU? Ege Üniversitesi'nde 20 Şubat 2015'te çıkan kavgada Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu hayatını kaybetmiş, 7 kişi yaralanmıştı. Gözaltına alınan Sosyoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Nurullah Semo tutuklanmış, Semo, "kasten öldürmek", "devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak" suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmıştı. Soruşturma kapsamında haklarında dava açılan sanıklar eski EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ile eski Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersin Doğer'e "görevi ihmal" suçundan 20 biner lira para cezası verilmişti. Ayrıca, aynı suçtan yargılanan rektör yardımcısı Prof. Dr. Atilla Silkü ve genel sekreter Prof. Dr. Mehmet Bülent Özkan beraat etmişti.

1 yıl önce

CHP'li Yarkadaş, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıklayacağını belirtti: Gemileri yaktı

Altılı masada cumhurbaşkanı adaylığı tartışmaları sürüyor. Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında gerçekleşen görüşme sonrası aradaki gerginliğin yerini uzlaşıya bırakıldığı kulislerde konuşuluyordu. Çok geçmeden CHP eski Milletvekili Barış Yarkadaş'tan dikkat çeken açıklama geldi. '4 SLOGANLAR KAMPANYA YAPACAK' Kılıçdaroğlu'nun seçim çalışmalarına ilişkin plan yapmaya başladığını belirten Yarkadaş, "Görülen net bir şey var. Kılıçdaroğlu her koşulda adaylığa hazır. 18 Ocak'taki toplantıdan sonra belki de 24 Ocak'ta Kemal Bey'in adaylığı 4 sloganla gündeme gelebilir. Bunlar; 'liyakat, adalet, refah ve kalkınma' olabilir. Uğur Mumcu'nun katledilmesinin yıl dönümü, bu bir iddia olarak dile getiriliyor" dedi. 'GEMİLERİ YAKTI' CHP'li Yarkadaş, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıklayacağı tarihe ilişkin, "Kılıçdaroğlu'nun bu görüşmeleri tamamladıktan sonra 15 Şubat ile 1 Mart arası adaylığını açıklayacak. Altılı masa olsa da olmasa da adaylık konusunda kararlı" dedi.

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu'nun 27 yıl önce yaptığı yatırım işe yaradı! EYT'ye en çok o sevindi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın EYT sorununu çözmesi, SSK Genel Müdürü'yken erken emekli olsunlar diye çocuklarını küçük yaşta 1 ay sigortalı gösteren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yaradı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) sorununu çözmesi ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, 25-27 yıl önce SSK Genel Müdürlüğü sırasında 'erken emekli olsunlar' diye çocuklarını küçük yaşta 1-2 ay sigortalı göstermenin karşılığını aldı. Karardan önce Twitter'dan 'EYT loading (yükleniyor)' mesajıyla 'ben dediğim için yapıldı' algısı oluşturmaya çalışan Kılıçdaroğlu, karardan sonra 'loading halkım loading' mesajı paylaştı. Ancak arşivdeki haberler, o 'loading'in çocukları için de geçerli olduğunu hatırlatıyor; zira Kılıçdaroğlu, aynı yıllarda "Emeklilik yaşı 60 olmalı" derken, o yaşı beklemesinler diye kendi çocuklarını küçük yaşta SSK'lı yaptırmıştı. ÇOCUK YAŞTA 1-2 AYLIK SSK Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun çocuklarını küçük yaşta sigortalattığına dair haberler Kasım 2008'de medyaya yansıdı. Dönemin Vakit gazetesinin haberine göre, o günlerde CHP Grup Başkanvekili olarak 'yolsuzluk dosyaları' ile ünlü olan Kılıçdaroğlu'nun, SSK Genel Müdürlüğü sırasında, çocuklarını 'erken emekli olsunlar' diye bir holdingde 'çalışıyor' göstererek, sigortalı olmalarını sağladı. Habere göre, Kılıçdaroğlu, 1976 doğumlu büyük kızı Azime Aslı'yı 19 yaşında İstanbul merkezli Ekinciler Demir ve Çelik San. A.Ş.'de Mart 1995'te sigortalı yaptırdı. Ancak sadece 1 ay sigorta primi yatırıldı ve SSK girişi yapılmış oldu. KILIÇDAROĞLU: ÇALIŞMASIN MI? Kılıçdaroğlu'nun 1979 doğumlu küçük kızı Zeynep de lise öğrencisi iken 17 yaşında yine aynı şirkette ve yine 'bir ay' çalışmış görünüyor; işe giriş çıkış tarihi Haziran 1996... Kılıçdaroğlu, 1983 doğumlu oğlu Kerem'i ise, 1997'de ilköğretim öğrencisi iken yine aynı şirkette Mart-Mayıs 1997 tarihleri arasında 60 gün çalışmış gösterdi. Arşiv haberlerine göre, Ekinciler şirketi daha sonra, Kılıçdaroğlu'nun oğlunun 01.03.1997-30.04.1997 tarihleri arasında şirketleri bünyesinde sigortalanmış olduğunu doğruladı; şirketin Ankara irtibat bürosunda part-time çalıştığını savundu, ancak hangi saatlerde mesai yaptığı veya görevinin ne olduğunu açıklamadı. Kılıçdaroğlu ise gazetecilerin soruları üzerine, "Sigortalı çalıştı. Çalışmasın mı, yasadışı mı? Ankara'da saygın bir firmada part-time çalıştı. Çalışmasına ben de karşıydım. Oğlum o çalışmadan sonra, baterinin bazı aygıtlarını aldı. Bateriye biz karşıydık, evde çalarsa komşular rahatsız olacaktı. Ama aldı" dedi. TORUNU İÇİN 'ETİK DEĞİL' DEDİ Mart 2009'da ise Kılıçdaroğlu ailesiyle ilgili yeni bir 'çocuk yaşta sigortalı yapma' haberi ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu'nun 18 aylık torunu, 30 Nisan 2008'de yürürlüğe giren yeni SGK kanunundan bir gün önce SSK'lı yapılmıştı. O günlerde CHP'nin İBB başkan adayı olan Kılıçdaroğlu, "Yapılanı etik olarak doğru bulmuyorum. Yapılan yanlış. Ancak bu benim torunumu sevme hakkımı elimden alamaz" dedi. EYT'DEN NASIL YARARLANACAKLAR 8 Eylül 1999'da emeklilik için gereken prim günü ve yıl şartına kademeli olarak 'yaş' şartı eklendiği için, yeni EYT düzenlemesi, Kılıçdaroğlu'nun çocuklarını küçük yaşta sigortalı yaptırmasını avantajlı hale getirdi. Kerem Kılıçdaroğlu, 1997'de 14 yaşında SSK girişli yapıldığı için, 2039'da 56 yaşında emekli olması gerekirken, 2026'da 43 yaşında emekli olabilecek. Yani emekliliği 16 yıl erkene çekilmiş olacak. Kerem Kılıçdaroğlu, akademisyen olarak devlet memurluğundan emekli olmak isterse, ayrıca 9 bin günü de tamamlaması gerekecek; ancak yaş beklemeyecek. Zeynep Kılıçdaroğlu, 8 Eylül 1999'a kadar üniversite öğrencisi iken çalışmaya başladıysa, doğal olarak EYT'den yararlanacak. Ancak, avukat olan Zeynep Kılıçdaroğlu, üniversiteden sonra çalışmaya başladıysa, 53 yaşında emekli olması gerekirken, babasının kendisini SSK'lı yapmasından dolayı 43 yaşında, 10 yıl erken emekli olacak. Azime Aslı Kılıçdaroğlu Nadir'in ise bir aylık SSK'lı göründükten sonra çalışıp çalışmadığına dair açık kaynaklarda bilgi yok. Çalışmaya devam etmemiş ise erken SSK'lı olmanın bir önemi yok. Ya da emeklilik şartlarına 'yaş' şartının eklendiği 8 Eylül 1999'dan 18 yaşından büyük olduğu için kalıcı bir işte çalışmaya başladıysa, doğal olarak EYT'den yararlanacak. Ancak, bu tarihten sonra kalıcı bir işe girmiş ise, babasının kendisini SSK'lı yapmasından dolayı EYT'den yararlanacak; 50 yaşında emekli olması gerekirken, 3 yıl önce, 47 yaşında emekli olacak. YASALAR NE DİYOR 4857 sayılı Kanunun 71. maddesinde "15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, 14 yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocuklar; bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler" deniliyor. 5510 sayılı kanuna göre 18 yaşının altındaki işe giriş sigorta süresinin başlangıcı olarak sayılmasa da; 4447 ve 4759 sayılı Kanunlara göre 'işe giriş koşulları' bakımından ilk işe girilen tarihteki düzenlemeler esas alınıyor. Bu nedenle, işe giriş koşulları 8 Eylül 1999'da değiştiğinde, o tarihten önce sigortalı olanlar, çocuk yaşta bile olsalar EYT düzenlemesinden yararlanıyorlar. EMEKLİLİK YAŞI 60 OLMALI DEMİŞTİ Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Mayıs 1996'da SGK Genel Müdürü olarak, İzmir'de yapılan 'Sosyal Devlet ve Sosyal Güvenlik Kuruluşları' panelinde, emeklilik yaşının yükseltilmesini savunarak, şöyle konuşmuştu: "1950 yılında kadın ve erkekte emeklilik yaşı 60'tı. 1996 yılında kadında 38, erkekte 43... Böyle bir sistemde siz sosyal sigortacılık modelini geliştiremezsiniz. Sosyal sigortacılık 'cömert sigortacılık' demek değildir. İşçi arkadaşlarımız 'mezarda emekliliğe hayır' diyebiliyorlar. Ama indirirken herkes çok mutlu. Bugün Almanya'da 65 olan emeklilik yaşını 67'ye çıkarırken bile, uzun uzun tartışıyor. Eğer bugün Uganda'da emeklilik yaşı kadınlarda 50, erkeklerde 55 ise; müsaade ediniz, Türkiye'de de bu kadar olsun. Yani sistem ciddi bir tıkanmaya doğru gidiyor." Kılıçdaroğlu; '35 Soruda SSK Gerçeği' adlı kitapçıkta da, yazdığı sunuş yazısında, "DPT'nin verilerine göre 55 yaşındaki bir kadının geri kalan ömrü ortalama 22 yıl, 60 yaşındaki bir erkeğin ise 16 yıldır. Dolayısıyla emeklilik yaşının kadınlarda 55'e, erkeklerde 60'a yükseltilmesinin mezarda emeklilik olarak değerlendirilmemesi gerekir" ifadelerini kullanmıştı.

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı özerklik istedi

ÖZERKLİK İSTEDİ Nuşirevan Elçi, “Türkiye’de yetkiler dağıtılmalı. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ya da özerklik. Devletin şimdiki yapısı değiştirilmeli.” dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1609960015825145860?s=46&t=qT5FxdrydLKZG0GsuMgyAQ

1 2 ... 340 341 342 343 344 345 346 ... 660 661
Server Error
500
Server Error