28 Nisan Pazar 2024

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin'deki terör saldırısı ile ilgili konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin'deki terör saldırısı ile ilgili konuştu

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada "2023'te müjdeyi vereyim rekor bir oyla Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerini Allah'ın izniyle göğüsleyebiliriz. Ben inanıyorum, inandığımıza göre bu işi Allah'ın izniyle başaracağız" dedi. Cumhurbaşkanı'nın bu sözleri salonda uzun süre ayakta alkışlandı. Erdoğan, AK Parti teşkilatlarına talimatlar da verdi. Konuşmasında dün gece Mersin'deki terör saldırısına da değinen Erdoğan, "PKK'lı alçaklar bir polisimiz şehit etti, bir polisimizi yaraladı. Teröristler anında hak ettikleri karşılığı buldular. Bu teröristlerin hangisinin izini takip ederseniz edin ucu ya HDP’ye ya CHP’nin gazeteci, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi diyerek sahip çıktığı kesimlere ya da Batı ülkelerine çıkar" ifadelerini kullandı. Yunanistan'ın Adalar'a zırhlı araç sevkiyatına da tepki gösteren Erdoğan, "Batı Trakya ve Adalar'a yığılan silahlar bizim için bir anlam ifade etmez. Amerika'dan, Avrupa'dan gelen destekler zannediyor musunuz sizi kurtarır? Kurtarmaz" diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin genel merkezinde AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

 

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından önemli satırbaşları:

Tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapan Akdeniz’in bugün gerilimle enerji rekabetiyle son dönemde de göçmen ölümleriyle anılmasından büyük üzüntü duyuyoruz. Suriye’deki iç savaş ve katliamlardan kaçan çoğu çocuk ve kadın binlerce mazlum son nefesini Akdeniz’in azgın sularında verdi. atılı ülkeler tam 11 yıldır bu ölümlerin önüne geçmek yerine yaşanan trajediler karşısında 3 maymunu oynamayı tercih etti. Bölgesel krizleri engelleyecek, çatışmaları sonlandıracak, insanları göçe zorlayan sebepleri ortadan kaldıracak hiçbir adım atılmadı. Dahası mültecilere kapanan kapılar, insanımızı katleden PKK’lı teröristler ile FETÖ'cü alçaklara sonuna kadar açıldı. Lavrion Kampı başta olmak üzere Avrupa’nın hemen her ülkesinde vatandaşımızın kanını dökmüş caniler himaye görüyor. Ellerini kollarını sallayarak özgürce gezebiliyor

 

Suriye ve Irak'ın kuzeyinde terör yuvaları başlarına yıkıldıkça terör örgütü mensupları kimi ülkelerde alenen kendilerine kamplar kuruyor. Bize komşuluk hakkından bahsedenlerin her şeyden önce bu insanlık ve demokrasi düşmanlarına göz yummaması gerekir. 

 

TERÖRİSTLER ANINDA HAK ETTİKLERİ KARŞILIĞI BULDULAR

 

Dün gece Mersin'de PKK'lı alçaklar bir polisimiz şehit etti, bir polisimizi yaraladı. Teröristler anında hak ettikleri karşılığı buldular. Bu teröristlerin hangisinin izini takip ederseniz edin ucu ya HDP’ye ya CHP’nin gazeteci, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi diyerek sahip çıktığı kesimlere ya da Batı ülkelerine çıkar. 

 

HDP'Yİ ALLAYIP PULLAYARAK MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞANLARIN ELLERİNDE DÖKÜLEN HER KANIN İZİ VARDIR

 

HDP’yi allayıp pullayarak meşrulaştırma ve iktidara ortak etme peşinde koşanların ellerinde yapılan her saldırısında dökülen kanların izi vardır, olacaktır. Aynı durum Batılı ülkeler için de geçerlidir.  Kandil’i, Suriye’yi başlarına yıktığımız teröristlerin batı ülkelerinden giderek daha fazla himaye görmesi her şeyden önce bu devletlerin kendi huzurlarına ve güvenliklerine yönelik bir tehdittir. Unutmayın yılan eninde sonunda kendisine uzanan eli de sokar. Teröristin yeri sokaklar değil döktükleri kanın hesabını verecekleri mahkemeler ve hapishanelerdir. Komşularımızdan başlayarak tüm ülkelerde hiçbir ayrım yapmadan terör örgütlerine karşı gerekli tedbirleri almalarını bekliyoruz.

 

Türkiye olarak Ege ve Akdeniz’in ne insan kanıyla, ne gözyaşıyla, ne de husumetlerle kirletilmesini asla tasvip etmiyoruz. Tüm kalbimizle barış istiyoruz, huzur istiyoruz. Kendi vatanımızla birlikte bölgemizde istikrar ve güven istiyoruz. Anlaşmazlıklarımızı uluslararası hukuk temelinde hakkaniyete uygun bir biçimde diyalogla çözmek istiyoruz. Şimdiye kadar hep şunu savunduk; biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz. Milletimizin ve Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizin mavi vatandaki çıkarlarını sonuna kadar savunmaktan asla çekinmeyiz. 

 

Bu anlayışla bir taraftan diplomasiyi öne çıkarırken bir taraftan da 'denizlere hakim olan cihana hakim olur' diyen Barbaros Hayrettin Paşa’nın izinden giderek, savunma sanayimizi güçlendiriyoruz. Denizcilik, savunma sanayinde en çok projeye sahip olduğumuz ve mesafe kat ettiğimiz alanların başında geliyor.Ülkemiz halihazırda dünyada bir savaş gemisini milli olarak tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülkeden biridir. Geçtiğimiz günlerde havadan incelediğimiz çok maksatlı amfibi hücum gemimizin inşası süratle devam ediyor.Milli savaş gemilerimizi, sismik araştırma gemilerimizi, istihbarat gemilerimizi, sahil güvenlik gemilerimizi, botlarımızı biz kendimiz üretebiliyoruz. Hamdolsun bu projelerde yüzde 70'e varan yerlilik oranına ulaştık.

 

Birileri İzmir’in Yunan’dan kurtuluş gününü Osmanlıya hakaret günü haline getirirken biz ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz. Birileri Sultan Abdülhamid Han’a aleni düşmanlıkla siyasi prim peşinde koşarken biz atalarımızın tamamına hürmet gösteriyor, hepsini bağrımıza basıyoruz. Birileri Batı'ya öykünüp kendi ecdadına küfrederken biz hiçbir komplekse kapılmadan tüm değerlerimize sahip çıkıyoruz. Bundan sonra aynı hassasiyetle de yolumuza devam edeceğiz. Zulmü alkışlamayacak, zalimi sevmeyecek, gelenin keyfi için geçmişimize sövenlerden olmayacağız. Hele hele üç buçuk soysuzun ardında asla zağarlık yapmayacağız; zağarlık, köpeklik yapmayacağız

 

YUNANİSTAN'I KIŞKIRTARAK ÜZERİMİZE SALANLARIN NİYETİNİ GAYET İYİ BİLİYORUZ

 

Yunanistan'ı kışkırtarak üzerimize salanların niyetini gayet iyi biliyoruz. Bir yandan hadsizlere haddini bildirirken hedeflerimizden sapmayacak, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Karası, denizi ve havasıyla ülkemiz savunmasından taviz vermeyecek; ama vaktimizi, enerjimizi, dikkatimizi dağıtmaya yönelik kirli senaryolara da pabuç bırakmayacağız. Bir yandan hadsizlere haddini bildirirken hedeflerimizden kesinlikle sapmayacak, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Batı Trakya ve Adalar'a yığılan silahlar bizim için bir anlam ifade etmez. Çünkü bizim gücümüz ve imkanlarımız bunların çok ötesindedir ama bu durumun söz konusu ülke için gizli bir işgal anlamına geldiğini de hatırlatmak isteriz. Netice itibarıyla o topraklarda yüzlerce yıllık emeğimiz ve halen yaşayan çok sayıda soydaşımız, dindaşımız var. Bunlar adına yaşanan gelişmelerden üzüntü duymakta vazifemizdir. Batı Trakya’da herhangi bir derneğin ya da okulun adında 'Türk' ifadesinin geçmesinden rahatsızlık duyan Yunanistan’a, Başbakanına, Cumhurbaşkanına hatırlatmak isteriz; kendinize gelin.Amerika'dan, Avrupa'dan gelen destekler zannediyor musunuz sizi kurtarır? Kurtarmaz. Sadece patinaj yaparsınız, başka bir işe yaramaz.

 

PEK ÇOK ÜLKE 40- 50 YILIN EN YÜKSEK ENFLASYONUYLA MÜCADELE EDİYOR

 

Dünya terörden çatışmalara, gıdadan kuraklığa, yükselen İslam ve yabancı düşmanlığından iklim değişikliğine kadar çok ciddi krizlerle boğuşuyor.Nereye baksak, yüzümüzü nereye çevirsek adeta bir ateş çemberiyle karşılaşıyoruz. Salgının sağlıkla ilgili boyutu geride kalırken, küresel ekonomide yol açtığı tahribat giderek daha fazla gün yüzüne çıkıyor. Daha salgının ekonomik bilançosu tam ortaya çıkmadan Rusya-Ukrayna kriziyle her şey daha girift bir hal almıştır. Nitekim Amerika'dan Avrupa'ya pek çok ülke son 40-50 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu ülkelerde yaşayan herkes yüzde 8, yüzde 9 oranında açıklanan rakamlarla gerçek enflasyon oranları arasındaki devasa farkı gayet iyi biliyor. Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkileri, gıdadan enerjiye kadar farklı alanlarda hissedilmeye başlandı. Kimileri artık rafları boşaltıyor, kimileri personelini çıkartıyor ve bu süreç böyle devam ediyor.

Kış yaklaştıkça Batı dünyasını korku sardı. Hatta birileri de 'Eğer Turizm olarak bir yere gidecekseniz Antalya'ya gidin' diye tavsiyelerde bulunuyor. Batılı liderler hemen her gün yaptıkları açıklamalarla halklarını oldukça zor geçeceği anlaşılan kış şartlarına hazırlamaya çalışıyor. Tüm bu can yakıcı hakikatlere rağmen jeopolitik hesaplar nedeniyle barışa giden yol maalesef bir türlü açılmıyor. Türkiye, savaşı sona erdirmek için samimiyetle çalışan, bu uğurda çaba harcayan yegane ülke durumundadır. Gerek savaşan ülkelerin görüşme masasında bir araya getirilmesi gerek tahıl koridorunun açılması gerekse esir takasında sergilediğimiz diplomatik başarı bunun en açık örneğidir. Kimsenin dolduruşuna gelmeden kendi önceliklerimiz ve milletimizin çıkarları çerçevesinde adımlarımızı belirliyoruz. Savaşın ilk günlerinde bu politikamız sebebiyle bizi hata yapmakla suçlayanlar kendi haklılığımızı teyit ediyor. Dışarıdan aldığı talimatlarla bizim dengeli tavrımızı eleştirenler şimdi bizi takdir etmek mecburiyetinde kalıyor.

 

BU SIKINTILI SÜREÇTE DE VATANDAŞIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEMEKTE KARARLIYIZ

 

Türkiye, küresel ekonomik krizin menfi yansımalarını da başarıyla yönetmektedir. Diğer ülkeler enflasyonun yanında durgunluk, işsizlik tehdidiyle cebelleşirken bizim istihdam oranlarımız artıyor. Yılbaşından sonra ekonomideki rakamları, istikrarı, ekonomideki güçlenerek yürümeyi hep birlikte göreceğiz. Sanayi üretiminde, tarımda, turizmde salgın öncesi dönemleri yakaladık, hatta kimi alanlarda geçtik. Sosyal yardım şemsiyemizi genişleterek, tüm kesimlere destek olarak, gençlerimize sağladığımız imkanları arttırarak milletimize sahip çıkıyoruz. Bu sıkıntılı süreçte de vatandaşımızı enflasyona ezdirmemekte kararlıyız. 

 

KAMPANYAMIZ REKOR BAŞVURU SAYISI İLE ÇOK BÜYÜK TEVECCÜH GÖRDÜ

 

Benden dinledikleriniz sizde kalmasın. Bunu gittiğiniz her yerde anlatmalısınız. Anlatacağız. Hayat nasıl boşluk kabul etmezse siyasette de ihmale, gevşemeye, rehavete yer yoktur. Bizim bıraktığımız her boşluğun karşımızdakiler tarafından yalanla, iftirayla, çarpıtmayla, hezeyanla doldurulması mukadderdir. Bunun için atalarımız ‘Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşır’ demişlerdir. Siyaset arenasında iş yapanların eser ve hizmet üretenlerin, kalbi ülkesi ve milleti için çarpanların herkesten daha cesur, daha gayretli olması gerekiyor. 2023’e yaklaştıkça tek sermayeleri yalan ve iftira olan muhalefet kanadının farklı yollara tevessül olacağı anlaşılıyor. Bizimle hizmette, eserde, projede yarışamayanlar çareyi projelerimize kara çalmakta arıyorlar.

 

Bunun son örneğini sosyal konut projesinde gördük. Biz artan kira ve konut fiyatlarını dengelemek, milletimizin konut ihtiyacını gidermek için tarihi nitelikte bir adım attık. İlk Evim İş Yerim projemizle milletimizin karşısına çıktık. Muhalefet bizim 1 milyon 170 bin konutumuzu görmemezlikten gelerek inşa edeceğimiz bu yeni konutlara çamur atıyor. Biz inşa etmişiz.

 

Gençlerimize, emeklilerimize, engellilere, şehit ve gazi yakınlarına özel kontenjanlar ayırdığımız bu kampanyamız rekor başvuru sayısı ile çok büyük teveccüh gördü. Daha düne kadar konut kıtlığından, kiraların yüksekliğinden dem vuranlar siz ne yaptınız? Ne yaptığınızı bir söyleyin. 14 tane büyükşehir belediyeniz var, ne yaptınız? Ben de belediye başkanlığı yaptım. İstanbul’da KİPTAŞ’ı kurarak önce KİPTAŞ’la süratle konutlar inşa etmek süratiyle vatandaşlarımızı konut sahibi yaptım. Siz ne yaptınız? Yapamazsınız. Yapacağınız bir şey de yok. Sadece iftira, yalan, dolan. Başka bir şey yok. Önüne arkasına bakmadan kampanyayı kötüleme yarışına girdiler. 

 

Türlü bahanelerle projeye çamur atmaya kalktılar.Basiretsizliklerini, çapsızlıklarını, millete ve memlekete dair hiçbir dertleri olmadığını ikrar eden pek çok skandal beyana imza attılar. CHP ve şürekası ne hizmet ederler ne de hizmet edene izin verirler.

Erdoğan'ın "2023'te müjdeyi vereyim rekor bir oyla Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerini Allah'ın izniyle göğüsleyeceğiz" sözleri salonda uzun süre ayakta alkışlandı

 

2023'TE REKOR BİR OYLA CUMHURBAŞKANLIĞI VE MECLİS SEÇİMLERİNİ ALLAH'IN İZNİYLE GÖĞÜSLEYECEĞİZ

 

Sadece son 2 haftada yaşananlar bizimle 6’lı masa arasındaki vizyon ve ufuk farkını göstermeye yeterli. Bu dönemde Türkiye'nin en büyük şansı AK Parti ve Cumhur İttifakı varken en büyük talihsizliği de bu takoz muhalefetidir. İnşallah 2023 seçimleri ülkemizdeki pek çok dönüm noktasıyla birlikte takoz siyasetinin de çöp sepetine atıldığı bir milat olacaktır.

 

Milletime sesleniyorum; bunun için bize ve AK Parti’nin illerdeki sancak beyleri olan il başkanlarımıza önemli görevler düşüyor. Şu 3 şeyi yapmaktan asla bıkmayacak, asla geri durmayacağız. Birincisi, geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarıdır. İkincisi; gencinden yaşlısına her kesimden insanımızın hayatına dokunan eser ve hizmetlerimizdir. üçüncüsü; muhalefet sadece lafla vakit öldürürken 2023 vizyonuyla ülkemizin geleceğine dair hayali, programı, projesi olan tek siyasi hareket olduğumuzu anlatmamızdır. Bunları milletimize her fırsatta anlattığımızda ve onların gönül dünyalarına girdiğimizde 2023’te, müjdeyi vereyim; rekor bir oyla Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerini Allah’ın izniyle göğüsleyebiliriz. Ben inanıyorum, inandığımıza göre bu işi Allah'ın izniyle başaracağız.

 

Şayet bizde muhalefetin hep yapageldiği, bugün de tekrarladığı gibi oturduğumuz yerden ahkam keserek siyaset yapmaya kalkarsak onların akıbetine uğramaktan kurtulamayız. Bu kadro bu işi başarır. Ben size inanıyorum. Ve inandığımız bu yolda kararlı bir şekilde yola devam edeceğiz. Zira biz milletten kopuk değiliz. Ama unutmayın; milletten kopuk siyaset, milletten kopuk siyasetçi, milletten kopuk yönetici olmaz, olamaz.Hep söylediğim gibi; AK Parti'yi kuran da, iktidara getiren de 2023'te tekrar iktidar sorumluluğunu verecek olan da milletimizdir.

Yeni Yorum