15 Mayıs Çarşamba 2024

Devlet neden HDP/DEM Partili belediyelere kayyum atamıştı?

Devlet neden HDP/DEM Partili belediyelere kayyum atamıştı?

Gazeteci Ceyhun Bozkurt son 6 aydaki siyasi gelişmelere ışık tuttuğu yazısında; DEM Partili Pervin Buldan’ın TBMM’de neden eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef aldığından, CHP ile DEM Parti’in ‘Kent Uzlaşısı' adı altında gerçekleştirdiği sinsi ittifakın planını deşifre etti. Ayrıca Bozkurt, 'DEM Partili belediyelere neden kayyum atanmalı?' sorusuna cevap verdi.

 

İşte Bozkurt’un "Terör, Uyuşturucu, Kayyum, Oh Oh Ve Petrol" başlıklı o yazısı:

 

"TBMM’de 23 Nisan’da toplanan Genel Kurul’da konuşan HDP/DEM’li Pervin Buldan, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ismini anmadan “O kayyumları savunan bir İçişleri Bakanınız vardı. Her kürsüye çıkışta bizim grubumuza bakarak, parmak sallayarak, oh oh diyerek o kayyumları savunan bir İçişleri Bakanınız vardı” dedi ve konuşmasını şöyle bitirdi:

 

“Şimdi biz size ne diyelim. Oheş olsun size diyelim. Oheş olsun size.”

 

Oheş veya Ohaş, “Oh oh”un Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde kullanılan halidir.

 

Bunu söyleyen Pervin Buldan da, şu an Van milletvekili. Aslında kendisi Hakkarili. Partisinin de eski Eşbaşkanı. Kendisi aynı zamanda uyuşturucu kaçakçılığı ve PKK terör örgütüne destek ile suçlanan, 3 Haziran 1994 tarihinde faili mechul bir saldırıyla öldürülen Savaş Buldan’ın eşi. Savaş Buldan’ın kardeşi Nihat Buldan’ın 2008 yılında o dönem DTP milletvekili olan Pervin Buldan’a ait ve TBMM giriş kartlı araçla uyuşturucu kaçakçılığını yaptığı belirlenmiş, Nihat Buldan suçüstü yakalanmıştı.

 

2012 yılı Ağustos ayında da BDP Milletvekili Pervin Buldan’nın akrabaları, Nihat Buldan’ın oğlu Sedat Buldan ile yeğeni Rojhat Buldan uyuşturucu operasyonunda yakalanmıştı.

 

Pervin Buldan, uyuşturucudan ölen insanların ardından da “Oheş” diyor mudur bilmeyiz ama “Oh paralar PKK’ya gitmiyor, millete gidiyor” diyen eski Bakan Süleyman Soylu’ya ve devlete bunu söylüyor. Peki devlet neden bazı HDP/DEM’li belediyelere kayyum atamıştı. Bazı örneklerle hatırlayalım:

 

– 1 Mayıs 2014: BDP Hakkari İl Örgütü organizesinde, Meskan Tepe’de yapılacak olan kalekol inşaatını protesto etmek amacıyla yapılacak eylem etkinliklerle ilgili olarak alınan tedbirler kapsamında Depin polis kontrol noktasında yapılan rutin uygulama esnasında il merkezinden Çukurca istikametine giden Hakkari Belediyesi‘ne ait 30 AF 001 plakalı araçta yapılan aramalarda; 16 kutu torpil olarak tabir edilen patlayıcı malzeme, 15 adet çakmak gazı tüpü, çok sayıda cam bilye ve çivi, 7 adet bant, 14 adet kutu kola, 84 adet molotof yapımında kullanılan boş şişe, 2 bidon benzin, 2 adet torpil tüfek rampası, 4 adet kalkan olarak kullanılan metal levha, 10 adet sapan ele geçirildi.

 

– 1 Kasım 2014: Hakkari il merkezi Bulvar Caddesi belediye önü ve cadde üzerinde HDP koordinesinde yaklaşık bin 500-bin 600 kişinin katılımıyla “Kobani´ye destek” adı altında düzenlenen miting ve yürüyüş esnasında, belediye karşısında bir banka önüne gelen Hakkari Belediyesine ait 30 AF 535 plakalı itfaiye aracının vinç kısmında bulunan iki şahıs tarafından PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ve YPG mensubu örgüt mensuplarının resimlerinin bulunduğu iki adet pankart asıldı.

 

– 15-16-17 Ağustos 2015: Muş’un Varto ilçesinde terör örgütü mensuplarınca hendek kazma olaylarında Varto Belediyesi‘ne ait kepçe kullanıldı. Kepçe operatörü yakalanarak sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı. Belediye bünyesinde kurulan Mordem Kültür Merkezi YDG-H mensubu şahıslar tarafından terör örgütüne eleman kazandırma amaçlı kullanıldığı tespit edildi.

 

– 14 Ağustos 2015: Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir kamyon içerisinde 2 şahıs yakalandı ve araç içerisinde yapılan aramada, 100 kg. amonyum nitrat, 26 adet patlayıcı ele geçirildi.

 

– 18 Ağustos 2015: AK Parti Van İl Başkanlığı hizmet binası önündeki Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait konteyner noktasının bahçesinde 3 şüpheli şahsın görülmesi üzerine ikaz edilen şahıslar kaçarak uzaklaşmış ve şahısların görüldüğü yerde yapılan aramada çanta içerisinde 1 adet anti tank mayını ele geçirildi.

 

– 10-12 Ekim 2015: Mardin’in Dargeçit ilçesinde meydana gelen barikat, hendek ve silahlı terör eylemleri esnasında Dargeçit Belediyesi‘ne ait kepçe hendek kazma ve barikat kurma amacıyla kullanıldı.

 

– Mardin Derik´te Kale Mahallesi Atatürk Caddesi No: 9 yakınlarında PKK/KCK terör örgütü tarafından kepçe ile silahlı şahısların kazı yaptığı bilgisi edinilmesi üzerine olay yerine giden zırhlı ekiplere örgüt mensuplarınca yapılan roketatarlı saldırı sonucu 5 polis memuru yaralandı. 20 Şubat 2016 tarihinde ekiplerce takibe alınan beyaz renkli kepçenin Kale Mahallesi Atatürk Ortaokulu civarında hendek kazmak ve barikat oluşturmak için malzeme taşıdığının görülmesi üzerine, kepçenin hendek kazması ve barikat kurmasının engellenmesi maksadı ile silahlı müdahalede bulunularak, Derik Belediyesine ait kepçe gayri faal hale getirildi.

 

– 17 Aralık 2015: 155 polis imdat hattına “Zeynelabidin Mahallesinde belediye çalışanları teröristlere parke taşlarını söküp duvar örmede yardım ediyorlar. Bugün sabah saatlerde plakasını alamadığım belediye çalışanlarına ait bir araç çakıl döktü. Biz mahalle sakinleri olarak bunlardan çok rahatsızız oluyoruz artık” şeklinde ihbarda bulunuldu. Konu ile ilgili yapılan çalışmalar neticesinde, Marsu-Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğüne ait olduğu tespit edilen 47 AL 764 plakalı kamyonun Önder Caddesi üzerine ekip araçlarının geçişlerini engelleyecek şekilde çakıl döktüğü ve kamyonun Petek Sokak üzerinden boş olarak çıktığı tespit edildi. Olay ile ilgili olarak 3 şahıs gözaltına alındı ve sevk edildikleri adli makamlarca serbest bırakıldı.

 

– 9 Temmuz 2016: Mardin/Artuklu ilçesinde, Cevizli Jandarma Karakolu’na düzenlenen ve iki askerin şehit olduğu, bir vatandaşın yaşamını yitirdiği ve 16’sı sivil 40 kişinin yaralandığı saldırıda kullanılan 8 ton bomba yüklü kamyonun Mardin/Mazıdağı Belediyesi’ne ait olduğu, bu saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin ise Mardin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı İlaçlama Birimi’ne ait bir araçla olay yerinden kaçtıkları tespit edildi.

 

– 26 Ağustos 2016: Şırnak/Cizre ilçesinde, Çevik Kuvvet Grup Amirliği’ne düzenlenen ve 12 polisin şehit olduğu, 86 kişinin yaralandığı 10 ton patlayıcı yüklü araçla gerçekleştirilen bombalı saldırıda, Şırnak Belediyesi’ne ait hafriyat kamyonunun kullanıldığı anlaşıldı.

 

– Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait üç araçta yapılan kontrolde; eyleme giden terör örgütü mensupları molotofkokteyli ile yakalanmıştır.

 

– PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG/YPJ içerisinde faaliyet yürütürken intihar eylemi yapan Arin Mirxan kod adlı Dilar Gencxemiş isimli teröristin isminin Suruç ilçe  merkezi Yıldırım Mahallesi’nde bulunan parka verildiği, parkın çevre düzenlemesinin Suruç Belediyesince yapıldığı, Belediyenin internet sitesinde parkın açılışıyla ilgili resimlerin yayınlandığı, parkın girişinde bulunan tabelada Suruç Belediyesi ibaresinin yazılı olduğu tespit edildi.

 

Onlarca, hatta yüzlerce örnekle devam edebiliriz. Sayının çok fazla olması nedeniyle bu olayları münferit olarak nitelemek zor. Örgütsel bir plan ve organizasyon çerçevesinde terör örgütüne destek verenler hakkında Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hukuk ne yapacaktı?

 

“Aferin, iyi yaptınız mı” diyecekti.

 

Hukukun ve vatandaşların, devletin güvenliğinin gereğini yaptı.

 

Şimdi bu konuda kayyum karşıtı olanların özlemini duydukları şey bu mu?

 

Yaklaşık 2 yıldır, özellikle de 31 Mart seçimleri öncesi ve sonrası sesleri çok daha gür çıkan bu kesimin, terör örgütüyle koordineli planını yazmıştım. Ancak belediyelerle bağlantılı bir başvuru daha yaptılar ki, aynen “PKK’dan Defakto Özerklik Hazırlığı” başlıklı yazımdaki plana uygun hareket ettiklerini anlayabiliyoruz. (Bkz. https://www.worldofturkiye.com/ceyhun-bozkurt-19-nisan-2024-pkkdan-defakto-ozerklik-hazirligi/ )

Diyarbakır Barosu’nun, PKK’ya müzahir siyasi ayakla çok yakın olduğunu bilmeyeniniz yoktur. İşte bu baro, Diyarbakır’daki petrol aramalarının durdurulmasına yönelik dava açtı.

 

Önce SuperHaber internet sitesindeki köşemde 5 Mayıs 2023 tarihinde yazdığım “YEDİLİ MASANIN ÜYESİ HDP’NİN ÖZERKLİK PLANININ DETAYLARI” başlıklı yazımın “MALİ YAPI” arabaşlıklı bölümünü aynen buraya aktarayım:

 

“MALİ YAPI

 

HDP’nin kontrolündeki özerk bölgelerin tüm yeraltı ve yer üstü kaynakları HDP’li belediyelerin, yani PKK’nın kontrolüne geçecek. Bugün Suriye’nin kuzeyinde Deyrizor bölgesinde çıkan petrol, PYD/YPG, yani KCK terör örgütü tarafından kontrol ediliyor. Suriye tek bir damlasını bile alamıyor. HDP benzer bir modeli istiyor. 2014 yılında HDP’li Gültan Kışanak “Güneydoğu’daki petrolden pay istiyoruz” derken ve aynı yıl HDP milletvekili Ayla Akat Ata Petrol’den belediyelere pay verilmesini talebini içeren kanun teklifini bu amaçla hazırladı.

Yani HDP başarılı olursa, Gabar’da çıkardığımız olmak üzere bu yapının hakimiyet kazanacağı bölgelerdeki yerel kaynaklar örgüte akacak.“

 

Bu bölümdeki bilgilerle birleşince Diyarbakır Barosu’nun amacının petrolün çıkarılmasını engellemek değil, petrolü Türkiye’nin çıkarmasını engellemek olduğunu çok daha net anlaşılıyor.

 

“BİLİNÇLİ, PLANLI, ÖRGÜTLÜ, ORGANİZE EYLEMLER”

 

Bu gelişmeyi bir de yıllarca terör örgütüyle mücadele eden Eski Emniyet ve TEM Müdürü Osman Kaya’ya sordum. Kaya, olayı “garabet” olarak nitelerken, ne anlama geldiği konusunda da şunları söyledi:

 

“Üzerine basa basa, hançeremizi yırtarak ifade edelim! Bu garabet: Etnik ayrılıkçı PKK terör örgütünün iddia ve amaçları bağlamında, yine terör örgütünün emir ve talimatları kapsamında, terör örgütünün aparatlarınca gerçekleştirilen faaliyetler, hareketler, cüretkar stratejik hezeyanların mütemmim cüzüdür. Başından beri birbirini takip eden, birbirinden bağımsız olmayan, birbirini tamamlayan stratejilerin… Bu dava, -Türkler tarafından- işgal edilmiş bir coğrafya, yine -Türkler tarafından- sömürülen kaynaklar hezeyanına, yalanına, iftirasına, ithamına dayanmaktadır; vahimdir!…”

 

Osman Kaya, meselenin vahim bir başka boyutu olarak da, “seçimler öncesinde İstanbul’un bir ilçesi için “etnik bir bölge” olduğu alçaklığının serdedilmesine karşı olması gereken tepkinin,  -maalesef-usulünce gösterilmemesi”ni gösterdi.

Her gün bir yenisi ile yüz yüze geldiğimiz bu gelişmelerin/garabetlerin, ülkemizi -adım adım- hem sosyolojik hem de vatan toprakları açısından yırtma çabasının tezahürü olduğunun altını çizen Osman Kaya, “Kesinlikle rasgele, tesadüfü olaylar, çıkışlar değildir. Bilinçli, planlı, örgütlü, organize eylemlerdir” diye konuştu. Kaya sözlerine şöyle devam etti:

 

“Bu korkunç vehamet, terör örgütü PKK’nın ‘kent ittifakı’ adı altında domine ettiği, milletimizin iradesini kırmaya matuf stratejinin, beslenmesi, büyütülmesi, milletimizin varlığının, değerlerinin ve kutsal devletinin tasfiyesi amacına matuftur. 

 

Milletimizi, değerlerimizi ve devletimizi hedef alan bu amaç/strateji,   -maalesef- ekonomik problemlerimiz başta, yaşadığımız sorunları vitrine koyarak, hibrit harbin algı ambalajlarıyla perdelemekte, kararmaktadır.”

 

“DÖNER KESME TULUATI”

 

Osman Kaya, PKK terör örgütünün ve müzahir yapılarının yaptıklarını güncel gelişmelerle de okumak gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Yönetme iddiası, politik tercih, muhalif mevzi, alternatif iktidar iddiasıyla yakından-uzaktan ilgili, ilişkili olmadığı aşikar olan, ‘döner kesme’ tuluatı da dahil, oynanan bütün bu oyunlar, hedefi Türk milleti ve devleti olan ana amacın/stratejinin taktik parçaları/varyasyonlarıdır… Farkında ve uyanık olmak; sözünü, tavrını, kararını ve tercihini bu gerçekler üzerinden ortaya koymak vatanseverler açısından farz-ı ayn’dır.”

 

Özetle yine zor bir döneme giriyoruz. Allah bu milletin yardımcısı olsun."

Yeni Yorum