Son Dakika:
Hazine ve Maliye Bakanlığı, e ticaret, sosyal medya ve uzaktan çalışma yoluyla gelir elde edenleri yakın takibe aldı. Konuyla ilgili bir süre önce başlatılan RADAR sistemi ile bu alanda gelir sağlayanlar takip ediliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati yaptığı yazılı açıklamada, “Elde edilen gelir bazında bugüne dek 6 bin mükellef analiz edildi, gelirlerini kısmen veya tamamen beyan dışı bırakan mükellefler özelinde saha denetimlerine başlandı” dedi. Bakan Nebati, sosyal medya geliri elde eden 65 bin kişiden ise 50 binin kısmen veya tamamen gelirini beyan etmediğini tespit ettiklerini aktardı. SANAL TİCARETE MALİ DENETİM COVID-19 salgınının da etkisiyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de e-ticaret sektörünün hızla büyüdüğünü dikkat çeken Nebati, bu süreçte, sanal ticaret pazarları aracılığıyla gerçekleşen ticari işlemlerin mali denetiminin önem arz ettiğini bildirdi. Nebati, e-ticaret sektörünün sağlıklı büyümesine katkı sağlamak için Risk Analizi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen kapsamlı çalışmalar neticesinde, oluşabilecek vergi kayıplarını detaylı bir şekilde inceleyip analiz ettiklerini söyledi. RADAR SİSTEMİYLE YAKIN TAKİP E-ticaret ile ortaya çıkan iş modelleri, pazarlama stratejileri, yenilikçi bir altyapı anlayışı ile kurulan RADAR sisteminin yakından izlendiğini dile getiren Nebati, “Bu yolla, elde edilen gelir bazında bugüne dek 6 bin mükellef analiz edildi, gelirlerini kısmen veya tamamen beyan dışı bırakan mükellefler özelinde saha denetimlerine başlandı. Bu denetimlerin sıklığı ve çapını artıracak ve sektöre yönelik tüm verinin mali ve finansal boyutunu yakından izleyeceğiz” diye konuştu. Sosyal medya üzerinden elde edilen reklam gelirleri, canlı yayın platform gelirleri, içerik üretim gelirleri, çevirimiçi oyun gelirleri yani kısaca sosyal medya gelirlerinin vergisel yükümlülüklerini yakından izlediklerini aktaran Nebati, “Bugüne dek Youtube, Facebook, Instagram, Bigo Live, Twitch, TikTok, Dlive ve Scorp mecraları üzerinden yapılan analizler sonucu, 65 bin kişi analiz edildi” dedi. Bunlardan 50 bininin sosyal medya aracılığı ile elde ettiği gelirler üzerinden vergisel yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmediğinin tespit edildiğini ifade eden Nureddin Nebati, bunların da 3 bin 500’ü için saha denetimlerine başlandığını ifade etti. Önümüzdeki süreçte bu alanın çok daha yakından izleneceği bilgisini veren Nebati, “E-spor sektöründe elde edilen oyuncu, turnuva, kulüp, reklam bazlı tüm gelirler RADAR sistemi tarafından yakından izleniyor. Bugüne dek yapılan çalışmalar kapsamına giren 3 bin kişilik analizde 588 kişi için işlem başlatıldı” şeklinde konuştu. DİJİTAL GÖÇEBELERLE MÜCADELE Nebati, uzaktan çalışma yolu ile gelir elde eden dijital göçebelerin de kayıt dışı ile mücadelede yakın takibe alındığını vurgularken, “Serbest çalışan yazılımcılar, grafik ve tasarım gibi hizmetler veren dijital göçebeler, aracı platformlar üzerinden tespit edilmiş olup, gerekli işlemler başlatılmıştır” dedi.
Twitter üzerinden Türkiye'ye karşı kara propaganda faaliyeti yürüten "@uyanhadi_" kullanıcı adlı hesabın gerçek kimliği tespit edildi. Emniyet bilişim şubenin yürüttüğü çalışma sonucunda, kendisini Atatürkçü gibi göstermeye çalışan hesabı kullanan kişinin, 44 yaşındaki firari FETÖ imamı Ahmet Tepe olduğu belirlendi. TÜM BAĞLANTISI ÇÖZÜLDÜ Trol Twitter hesabı ile bağlantılı mail adresini de belirleyen bilişim uzmanları, bu mail adresine Almanya IP adresinden erişim sağlandığını tespit etti. Sabah'ın haberine göre, FETÖ'cü Ahmet Tepe'nin, belirlenen IP adresini kullanarak zaman zaman e-Devlet üzerinden kendisine ait bilgilere erişim sağladığı da belirlendi. ARANIYOR FETÖ'nün Jandarma Genel Komutanlığı mahrem imam yapılanmasında yer alan Ahmet Tepe, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma", "Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık" ve "Resmi Belgede Sahtecilik" suçlarından aranıyor. Tepe'nin geçmişte Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde çözümleyici ünvanı ile çalıştığı, 17 Ağustos 2016'da Kanun Hükmünde Kararname ile görevden çıkarıldığı öğrenildi. 7 Temmuz 2013'te Türkiye'ye giriş kaydı bulunan FETÖ'cünün daha sonra kaçak yollardan yurt dışına çıktığı değerlendiriliyor.
Fransız Meclisi internet üzerinden üzerinden terörü öven ve terör propagandası içeren paylaşımlara izin veren sosyal medya platformlarına caydırıcı cezalar öngören yasa tasarısını kabul etti. Tasarı ay başında Fransız Senatosu tarafından oy birliğiyle kabul edilerek parlamentoya sunulmuştu. Yeni yasa terörü destekleyen paylaşımlara ve bunları yayınlayan platformlara ağır cezalar getirdi. 1 SAAT İÇİNDE SİLİNECEK Ayrılıkçı ve terör içerikli yayınların şikayet edildiği Pharos platformuna yapılan başvurular sonrasında yayınların paylaşımına izin veren internet sitesi veya sosyal medya platformuna yayınları kaldırmaları için bir saat süre verilecek. Paylaşımları kaldırmayan platformlara 250 bin eurodan yıllık cironun yüzde 4'üne varan para cezası verilebilecek. Söz konusu platformun yöneticilerine bir yıl hapis cezası verilecek. Paylaşımların yayınlandığı platform veya sitenin merkezinin AB'ye üye olan başka bir ülkede olması durumunda, İşitsel ve Dijital İletişim Düzenleme Kurumu (Arcom) inceleme yapacak. Kurum yabancı ülkedeki içeriğin "terör şüphesi olmasını" bile paylaşımın kaldırılmaması için gerekçe sayabilecek. ALMANYA DA SERT DÜZENLEME YAPTI Almanya 2017'de 'NetzDG yasasıyla' Avrupa'nın en sert sosyal medya düzenlemesini yaptı, yasaya ilerleyen tarihlerde yeni ekler de yapıldı. Almanya'da 2017'de çıkarılan ve kısa adı NetzDG olan yasayla, Facebook, Twitter gibi sosyal medya platformları kullanıcıların yayınladıkları içerik konusunda sorumlu hale getirildi. Kullanıcıların taleplerini inceleyecek şikayet mekanizması oluşturmayan, suç niteliği taşıyan içerikler zamanında silmeyen sosyal ağlar için para cezaları öngörüldü. Ağır ve sistematik ihlallerde, şikayet mekanizması sorumlusuna 5 milyon euroya kadar, sosyal medya platformuna da 50 milyon euroya kadar çıkabilen para cezaları uygulanabiliyor. Yasa Alman adli kovuşturma makamlarının bilgi taleplerine yanıt verebilecek bir irtibat görevlisinin, Almanya'da görevlendirilmesini zorunlu hale getirdi. 2020'de sadece sosyal ağlar değil, video paylaşım platformları da NetzDG yasası kapsamına dahil edildi. TEHDİDE 3, HAKARETE 2 YIL Sosyal platformlar ölüm tehdidi ve şiddete çağrı konulu içerikleri sadece silmekle değil, suç teşkil eden bu paylaşımları Federal Emniyet Teşkilatı'na (BKA) bildirmetle de yükümlü. Halkı düşmanlığa ve şiddete teşvik eden, barışçıl kamu düzenini hedef alan, çocuk pornografisi içeren ya da terör örgütü propagandası niteliği taşıyan içerikler, emniyete bildirilmesi gerekenler sosyal medya paylaşımları arasında. Şüphelilerin kimliklerinin hızlı tespiti için IP adresleri ve bağlantı noktası numaraları da güvenlik güçlerine iletiliyor. Cinayet ya da terör saldırısı planı gibi ağır suçlar olduğunda, hakimin onay vermesi şartıyla, güvenlik birimleri ilgili kullanıcıların şifrelerini de sosyal platformlardan talep edebiliyor. Fiziki şiddet ve cinsel saldırı tehditleri de, ölüm tehdidi gibi suç sayılıyor, internet üzerinden bu tür tehditlerde bulunan sosyal medya kullanıcıları üç yıla kadar hapsediliyor. Ayrıca internet üzerinden hakaret suçunu işleyenler de iki yıla kadar hapis ile cezalandırılabiliyor. MECLİS'E GELMİŞTİ! TÜRKİYE'DE YASA YENİ DÖNEME KALDI Türkiye'de sosyal medya yasasına ilişkin düzenleme Meclis'in 1 Temmuz'da tatile girmesinin ardından yeni döneme kaldı. Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Ekimde yeniden görüşülecek teklif şu düzenlemeleri içeriyor: DEZENFORMOSYONA HAPİS: "halk arasında, endişe, koru veya panik yaratma saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimsenin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması" öngörülüyor. Böylelikle failde özel kast, gerçeğe aykırı bilgide özel nitelik ve eylemde elverişlilik aranacak. CEVAP VE DÜZELTME: Teklifle; internet haber sitelerinde cevap ve düzeltme hakları açık bir şekilde teminat altına alınıyor ve içeriğin yayından çıkarılması ile erişimin engellenmesi durumlarında da düzeltme ve cevap metninin bir hafta süre ile yayınlanmaya devam edileceği belirleniyor. BTK'YA YETKİ: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na katalog suçlarla daha etkin mücadele edilmesi için, internet ortamında yer alan yayınlarla ilgili "yurt içi, yurt dışı" ayrımı olmaksızın 4 saat içinde içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi verme yetkisi tanınıyor. İNGİLTERE DE CEZALANDIRIYOR İngiltere'de de sosyal medya platformları üzerinden yanlış bilgilendirmeye yaptırım var. Medya denetim kurumu Ofcom, şirketlere 18 milyon sterline veya yıllık küresel cirolarının yüzde 10'una kadar ceza kesebiliyor ve sitelere erişimi engelleyebiliyor.
Sadece CHP'ye yakın fikirlerin egemen olduğu ve farklı görüşlerin lince ve sansüre uğraması nedeniyle tepkilerin odağında olan Ekşi Sözlük'ün geldiği durum bir sözlük yazarının yaptığı son paylaşımla gözler önüne serildi. "Poker player" adlı sözlük yazarı 15 yıllık sözlük yazarlığını bıraktığını açıkladığı paylaşımda Ekşi Sözlük yönetiminin AK Partili yazarları bir operasyonla "çaylak yazar" statüsüne düşürdüğünü söyledi. Sözlükte AK Partili yazarların tek kelime yazamadığının altının çizildiği paylaşımda "Bu faşist uygulamanın sahipleri de ülkede diktatörlük olduğunu iddia ediyor" dedi. "Poker player" adlı kullanıcının paylaşımında şu ifadeler yer aldı: Yaklaşık 15 senelik Ekşi Sözlük yazarıyım. Bugün itibari ile Ekşi Sözlük yazarlığını bırakıyorum. Başak Purut dün sözlükte aktif olarak yazan bütün AK Partili yazarları bir operasyon ile çaylak yaptı ve sözlügü yalnızca radikal muhalefetin fikirlerinin konuşulabildiği bir platforma dönüştürdü. AK Partililer olarak Ekşi Sözlük'ü terk ediyoruz. 2022 yılında fikirlerin açıklanmasına getirilen bu ölçekte bir engellemenin siyasi sonuçları olacaktır. Başak Purut da bu bedelden kendisine düşen payı ödeyecektir. Artık sözlükte bir AK Partili tek kelime bile yazamıyor. Bu faşist uygulamanın sahipleri de ülkede diktatörlük olduğunu iddia ediyor. "Vettini Vezzeytuni" , "Fuxx", "Putları Yeniden Deviren Nesil", "Örgütlü Direniş" gibi pek çok hesabın sahibiyim (birden fazla hesap sahibi olmak yasak değildir, aynı başlığa yazmak yasaktır). Son beş senede tek kelime küfür ve hakaret etmeden yazmama rağmen, Ekşi Sözlük'ün baskı ve sansür uygulamalarına maruz kaldığım için, aldığım onlarca çaylak hesabının zaman içinde yazar olmasıyla sürekli olarak yazmayı başarabildim. o yüzden CHP'nin algı operasyon merkezi olarak kullandığı Ekşi Sözlük'te CHP trollerinin sürekli hedefi oldum. Hiç kimsenin formatı umursamadığı bu platformda, seneler boyunca formata uyarak yazmak zorunda kalan AK Partili bir yazarım. Evet, CHP'nin olduğu hiçbir yerde fikir özgürlüğünün olmayacağının kanıtıdır Ekşi Sözlük. Ekşi Sözlük'te Allah'a, Kitap'a, Peygamber'e küfür edebilirsiniz ve ceza almazsınız. Türk halkına, Kürt halkına, Arap halkına küfredebilirsiniz. Ülkenin cumhurbaşkanına, bakanlarına, milletvekillerine küfredebilirsiniz. CHP'nin hakim olduğu ve devletin dokunamadığı bu mecrada CHP dışında her şeye küfretmek serbesttir. Şu anda bile diktatör denilen Recep Tayyip Erdoğan başlığında ana avrat küfürleri görebilirsiniz. Yukarıdaki hesaplarımdan birisi ise Kemal Kılıçdaroğlu'na "Meclis bahçesindeki etkisi bir sincap kadar" dediğim için kapatıldı. Evet CHP'nin vadettiği fikir özgürlüğü işte bu kadardır. "BURASI CHP'NİN ÖZERK BÖLGESİ" Sözlükteki CHP trolleri beni hep, Atatürk'e hakaret etmekle ve halkı tahrik etmekle itham ettiler. Halbuki 15 sene boyunca yazdığım hiçbir entry 5816 sayılı kanuna muhalefet ettiği için silinmedi. (Atatürk öldü dediğim için bir tanesi silindi ancak CHP'lilerin savcılığa yaptığı başvuru kabul edilmedi. Düşünsenize adamlar savcıya Atatürk'ün ölmediği üzerinden şikayette bulundu, savcı da bunları azarlayıp gönderdi) Ekşi Sözlük'te CHP trolleri AK Partililerin çocuklarını öldürüp kireç kuyularına atmakla tehdit ederken bile, halkı tahrik etmiş sayılıp ceza almadılar. CHP'nin gözünde Müslümanlar halk değildir çünkü. Onlara istediğiniz her şeyi söyleyebilirsiniz. Burası CHP'nin özerk bölgesi ve burada yalnızca CHP'nin ideolojisi, yalanları ve iftiraları paylaşılabilir. Muhtemelen arkamdan yine yüzlerce küfür ve hakaret okuyacaksınız. Küfretmeden başladığım Ekşi Sözlük macerasını yine küfretmeden tamamlıyorum. Siz zaten kendinize CHP'li ismini uygun görmüşsünüz. Ben bundan daha ağır bir küfür zaten bilmiyorum. Hangi küfrü etsem CHP'li olmanın yarısı kadar ederinde. Size giderken de küfretmeyeceğim, bu da aramızdaki fark olsun. "FARKLI FİKİRLERE İZİN VERMİYORSUNUZ" Sözlükte AK Parti fikirlerini göremeyince 20 seneden beri olduğu gibi yine ülkede çoğunluk ve tek ses olduğunuzu düşünecek seçimlerden sonra da kim veriyor AKP'ye bu kadar oyu diye şaşıracaksınız. Göremiyorsunuz çünkü, farklı fikirlere izin vermiyorsunuz. Benim temsil ettiğim fikirlerin bu ülkedeki gücünü ve çoğunluk olduğunu anlamak istemiyorsunuz. Kaybedeceksiniz. Gerçeklerden kaçtığınız için neden kaybettiğinizi de yine anlamayacaksınız. Fikirlerimiz farklı olsa da pek çok muhalif yazarla seviyeli tartışmalarımız da oldu. Hepsine selam ederim. Saygılar, hürmetler..
İktidara geldiklerinde atılan tweetler nedeniyle kimseye dava açılmayacağını ilan eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 15 binin üzerinde vatandaşla sosyal medya nedeniyle adliyelik olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti ve MHP’li isimlere sosyal medya üzerinden yapılan hakaretleri “özgürlük” olarak nitelendiren Akşener, aynı durum kendi başına gelince ikiyüzlü davranıyor. Bir yandan Sosyal Medya Yasası’na karşı çıkan Akşener, öte yandan da kendisine yönelik hakaret içerikli olduğunu iddia ettiği tweetleri affetmiyor. AKŞENER DAVA REKORTMENİ Akşener’in sosyal medyada kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle 15 binin üzerinde vatandaşa dava açtığı öğrenildi. Akşener'in vatandaşla davalık olduğu "hakaret" suçu Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesinde düzenleniyor. Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan olan "hakaret" suçu ise uzlaştırma kapsamında yer alıyor. Uzlaştırma uygulamasına göre, başlatılan soruşturma veya yargılama sırasında, şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcinin, savcı tarafından görevlendirilen tarafsız bir uzlaştırmacı marifetiyle anlaştırılmaları suretiyle, uyuşmazlığın giderilmesini öngörüyor. PARAYI VER DAVADAN KURTUL Dava açıldıktan sonra da uzlaşma yoluna giden avukatların, davadan vazgeçmek için vatandaşlardan 10 bin ile 50 bin TL arasında para istediği öğrenildi. Parayı verenler davadan kurtulurken, vermek istemeyenler hakim karşısına çıkıyor. F.Y. isimli bir vatandaş, sosyal medyada Akşener’le ilgili “Saatlik kadı, sen bir kere Türk değilsin soyuna bak” şeklinde paylaşım yaptı. Bu sözlerden dolayı kendisine hakaret edildiğini gerekçe gösteren Akşener, F.Y. hakkında suç duyurusunda bulundu. Uzlaşma olmadığı için vatandaş hakkında hakaretten dava açıldı. İzmir 48. Asliye Ceza Mahkemesi, F.Y.’yi adli para cezasına çarptırdı. ADLİ PARA CEZASI VERİLDİ M.B isimli bir vatandaş da “Bu geri zekalı kadın, içinde bulunduğu bu ruh haliyle kalkmış memleketi yönetmeye talip olmuş. Önce sen küçük beynini yönet. Sporun üzerinden oy devşirmeye çalışmak tam anlamıyla acizliktir, aptallıktır hatta şaşkınlık” paylaşımı yaptı. Akşener’in şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada konu uzlaştırmacıya gitti ancak uzlaşma sağlanmaması üzerine dava açıldı. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, hakaret suçundan adli para cezasına hükmetti. İ.K isimli vatandaş ise Facebook hesabındaki “Ulan bunların hepsi salakmış. Bunlar Türkiye’yi nasıl idare edecekler? Allah göstermesin, Allah bunlara fırsat vermesin” şeklindeki sözlerinden dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet edildi. Şehit yakını da var Akşener gibi partisinin de aynı yolda olduğu çarpıcı bir örnekle kendini gösterdi. İYİ Partili Lütfü Türkkan, Bingöl ziyaretinde Meral Akşener’e tepki gösteren şehit yakınına küfürler savurmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kamuoyunun büyük tepkisini çeken bu olayla ilgili Türkkan hakkında fezleke hazırlamıştı. İYİ Parti’nin de şehit yakınına dava açtığı öğrenildi. Yazardan 50 bin TL istedi Bir başka örnek de bir köşe yazarının Akşener’le ilgili yazısı nedeniyle yaşandı. Köşe yazarı, yazısında “Ankara’da merak edenler varmış: Acaba Meral Akşener’den bir Emmanuel Macron çıkar mı? Dişi olduğuna göre de Emmanuel değil Emmanuelle tabii. Gerçi Emmanuelle deyince bizim kuşağın aklına, toprağı bol olsun başka bir hanım gelir ama neyse” ifadelerini kullandı. Akşener’in avukatları, uzlaştırma sırasında 50 bin TL para talep etti. Uzlaşma sağlanamaması üzerine yazar hakkında hakaretten dava açıldı ve yargılama sonucunda beraat etti. 68 yaşındaki kadına “madam” davası Twitter’da 2020’de Meral Akşener’e yönelik “madam” ifadesinin kullanıldığı bir etiket açılmıştı. 68 yaşındaki A.D. de bir tweeti alıntılayarak kendi hesabında paylaştı. Bunun üzerine A.D. için suç duyurusunda bulunuldu. Özür dileyerek uzlaşma talebinde bulunan A.D.’nin talebi kabul edilmedi ve dava açıldı.
Bilgi manipülasyonu, bilgi ekosistemini etkilemek, bozmak veya çarpıtmak için çeşitli içeriklerden yararlanır. Bu içerikler, halkın tutumlarını veya inançlarını etkilemek, bireyleri belirli bir şekilde hareket etmeye, davranmaya ikna etmek veya nefret ve şiddeti kışkırtmak için kullanılabilir. Yanlış bilgi ve propaganda yoluyla yürütülen dezenformasyon ve manipülasyon çalışmaları ile toplumsal gerilimleri istismar etmek, toplumda var olabilecek kutuplaşmayı artırmak ve kurumlara olan güveni azaltmak hedeflenmektedir. Günümüzde sosyal ağlar, kamuoyu oluşumuna katkı sağlamakla birlikte sosyal hareketlerin planlandığı, organize edildiği, başlatıldığı ve yönetildiği önemli araçlara dönüşmektedir. Sosyal medya platformu Twitter’da, Mayıs ayı içerisinde Ülkemizdeki 12 milyon 479 bin hesap üzerinden 145 milyon adet tweet atılmış, bu tweetleri atan hesapların %23’ünün bilgisayarlar tarafından yönetilen Bot Hesaplar olduğu görülmüştür. Yine Mayıs ayı içerisinde ülkemizde sosyal medyada gündem olan 10 etiket (hashtag) incelendiğinde, bu etiketler üzerinde yoğun olarak etkileşimde bulunan hesapların %52’sinin bilgisayarlar tarafından yönetilen Bot Hesaplar olduğu anlaşılmıştır. Yapılan çalışma neticesinde özellikle Twitter üzerinden Ülke gündemini meşgul ederek algı operasyonları yapan hesapların çoğunun bot hesap olduğu tespit edilmiştir.
Sözde eğitim verdiği küçük çocukları istismar ettiği ortaya çıktığı için hakkında soruşturma yürütülen LGBT sapkınlığının merkezi Tarlabaşı Toplum Merkezi'nin kapatılması için sosyal medya da kampanya başlatıldı. Tarlabaşı Toplum Merkezi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile yaptığı işbirliği ile hatırlanıyor. İşte Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne sosyal medyada gösterilen tepkiler: https://twitter.com/ozlemdogan_/status/1526604958522609667?s=21&t=-WsdL5F7OfryRGGooJMP4Q https://twitter.com/zekibahce/status/1526607338144157699?s=21&t=-WsdL5F7OfryRGGooJMP4Q https://twitter.com/mkkaymak/status/1526611004133605378?s=21&t=-WsdL5F7OfryRGGooJMP4Q
Amerika Birleşik Devletleri'nde sığınmacı olarak yaşayan Uludağ ve İnci Sözlük'ün kurucusu Serkan İnci, Twitter üzerinden Türkiye'deki mülteciler konusunda provokasyon yapıyor. ABD'de sığınmacı olarak hayatını sürdüren İnci, oradan Türkiye'deki sığınmacıları kovmaya çalışıyor. Klavyesiyle milleti tahrik etmeye çalışan İnci'nin Twitter'daki paylaşımı, "Yakında Araplar, biz zaten buradaydık, Halep’te Antep’te Anadolu’daydık. Siz Türkler sonradan Moğolistan’dan geldiniz, Alın bakanınız da bunu söyledi diye politika geliştirip kendi memleketimizde bizi istemeyecekler. Görürsünüz, not alın." oldu.
