05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Türkiye'ye karşı şer ittifakı kurdular! 2023 için hain plan ortaya çıktı

Yahudi sermayesinin finansörlüğünde, eski Mossad başkanı tarafından kurulan Turkish Democracy Project (TDP) adlı psikolojik harekât platformu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 2023 seçimlerinde devirmek için harekete geçti Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hedeflerine emin adımlarla ilerlemesi, Türkiye düşmanı çevreleri rahatsız ediyor. Şimdiye kadar tüm çabalarına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı deviremeyen uluslararası örgütler, bu kez tek bir çatı altında birleşerek harekete geçti. Sabah'ın haberine göre, finansörlüğünü Yahudi sermayesinin yaptığı ve eski Mossad başkanlarının kurduğu Turkish Democracy Project (TDP) adlı düşünce kuruluşu ve psikolojik harekât platformunun Erdoğan'ı 2023 seçimlerinde devirme planı deşifre oldu. PLANIN İLK ADIMI Plan kapsamındaki en büyük adım geçtiğimiz Haziran ayında atıldı. Türkiye'de siyasi ve ekonomik kriz için kolları sıvayan Turkish Democracy Project (Türk Demokrasi Projesi), ABD'de faaliyete geçirilen UANI, CEP ve JFK adlı kuruluşların bünyesinde yer alan, bürokrasi ve istihbarat geçmişi olan kişiler ile FETÖ mensuplarının katkılarıyla 23 Haziran 2021'de ABD'nin New York şehrinde kuruldu. Bu üç think-tank kuruluşunda yer alan ve TDP'yi kuran isimlerin ortak özelliği, ABD'nin siyaset, dış politika ve istihbarat alanlarında görev yapmış, karar alma mekanizmalarında yer almış kişilerden oluşması. MOSSAD BAŞKANLARI KURDU TDP'nin kurucuları arasında ise İsrail Gizli Servisi Mossad'ın eski başkanları Meir Dagan, Tamir Pardo yer alıyor. Kuruluşun danışma konseyinde yer alan John Bolton, Eski İç Güvenlik Konseyi Bakanı Frances Townsend ve eski Florida Valisi Jeb Bush'un da aralarında olduğu 7 üyenin aynı zamanda TDP'nin Danışma Konseyi'nde de yer alması dikkat çekiyor. TDP'nin yönetim yapısında 1 başkan, 9 kişilik danışma konseyi ve 1 kıdemli danışmandan oluşuyor. KİMLER VAR? Başkanlığını ABD'nin eski BM Büyükelçisi Mark D. Wallace üstlendi. Yönetimde ise şu isimler yer alıyor: ABD'li eski senatör Joseph Lieberman, Eski İç Güvenlik Konseyi Bakanı Frances Townsend, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın İç Güvenlik Danışmanı John Bolton, Eski ABD Başkanı George W. Bush'un kardeşi eski Florida Valisi Jeb Bush, eski ABD Dışişleri Bakanlığı danışmanı David L. Phillips, CIA'in eski İran uzmanı Norman T. Roule, CIA eski Operasyon Direktör Yardımcısı Robert G. Richer, ABD'nin eski BM Daimi Temsilcisi eski Büyükelçi Alejandro D. Wolff, İtalya'nın eski ABD ve İsrail Büyükelçilisi Giulio Terzi di Sant'Agata, danışman ve analist Diliman Abdulkader, yönetici Madeleine Joelson. FETÖ VE BAE DESTEKLİ TDP, faaliyetlerini "turkishdemocracy. com" isimli internet sitesi ve "turkish_ project" adlı Twitter hesabından haber ve yazı paylaşarak sürdürüyor. İnternet sitesinde, FETÖ menşeli Ahval, Duvar English, Al Monitor, The Jerusalem Post gibi ülkemiz aleyhindeki yazılara yer verdiği bilinen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail destekli yabancı medya organlarının haber/ analizleri yayımlanıyor. Sosyal medya hesaplarından da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hakkında negatif algı oluşturma amaçlı kaleme alınan yazı, yorum ve raporlar paylaşılıyor. Özellikle Ahval ve Al Monitor gibi FETÖ/PDY ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklenen medya organları ile etkileşim içinde olunması dikkat çekiyor. TDP'nin arka planında ise 2 farklı aktör var. Bunlardan ilki Pensilvanya merkezi FETÖ/PDY'nin mensuplarından firari Aykan Erdemir ve eski Polis Akademisi öğretim görevlisi firari Süleyman Özeren. Bu iki ismin TDP bünyesinde görev aldıkları yönündeki haberler nedeniyle TDP'den ayrıldıkları öne sürülüyor. Ahval isimli örgüte müzahir sitenin Temmuz ayında Youtube hesabında 'TDP Türk halkı için çalışıyor' başlığıyla TDP CEO'su Mark D. Wallace ile yapılan bir röportaj yayınlanması, örgütün TDP'ye arka plandan verdiği desteği gözler önüne seriyor. ARTIK TEK ÇATI ALTINDALAR TDP yönetiminin en önemli özelliği, ABD'nin siyaset, dış politika, güvenlik ve istihbarat alanlarında resmi olarak görev yapıp ardından ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik planlamaları doğrultusunda faaliyet gösteren kuruluşlarında yönetici ve danışman olarak yer alan isimlerden oluşması oldu. Örgüt, ABD'nin politikaları ve milyarder Thomas Scott Kaplan'ın Ortadoğu'ya yönelik çıkarları doğrultusunda bir araya gelen alanında uzman kişiler tarafından kuruldu. Türkiye karşıtı faaliyet gösteren kuruluşlardaki isimler TDP bünyesinde tek çatı altında bir araya geldi. YAZIŞMALAR ELE VERDİ TDP'ye FETÖ'nün dışında destek veren ikinci aktör ise BAE. İsrail lobisi ile ilişkisi bulunan BAE'nin Washington Büyükelçisi Yousef Al Otaiba'ya ait e-posta yazışmaları 2017'de açık kaynaklara sızdı. Otaiba'nın, UANI CEO'su M. D. Wallace ile 2014 itibarıyla bağlantılı olduğu ortaya çıkarken, Wallace'ın UANI tarafından yapılacak bir organizasyonun finansmanı hakkında Otaiba ile yaptığı mesajlaşma, kuruluşun ABD'nin İran'a yönelik politikasını yakından takip eden BAE'nin çıkarları doğrultusundaki faaliyetleri destekler nitelikte.

2 yıl önce

AB Konseyi Başkanı Michel Türkiye'nin Belarus uçuşlarıyla ilgili kararı için teşekkür etti

Polonya Cumhurbaşkanının Başbakanlık Devlet Sekreteri Jakub Kumoch, Twitter hesabında "THY'nin Suriye ve Yemen diplomatik pasaportuna sahip kişilerin, Minsk uçuşlarına kabul edileceğini doğruladığı" paylaşımını yaptı. Kumoch öte yandan bu uygulamanın diplomatik pasaporta sahip Iraklılar için geçerli olmadığını belirtti. Bu arada Türkiye’deki Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün sosyal medya hesabında Türkiye'den Belarus'a seyahat etmek isteyen Irak, Suriye ve Yemen vatandaşlarına bilet satışı yapılmaması kararı alındığı bildirildi. Paylaşımda, "Avrupa Birliği ve Belarus arasında yaşanan yasadışı sınır geçişleri sorununa bağlı olarak Türkiye havaalanlarından Belarus'a seyahat etmek isteyen Irak, Suriye ve Yemen vatandaşlarına bilet satışı yapılmaması ve uçağa alınmamaları kararlaştırılmıştır." ifadeleri kullanıldı. Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel de Twitter hesabında Türk makamlarına ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne "desteği ve işbirliği" için teşekkür etti. Belarus'a seyahatlerde Belarus'un farklı ülkelerdeki diplomatik misyonları vize vermeye devam ediyor. Belarus'a yasal yollarla ulaşan çok sayıda göçmenin sınır hattından Polonya'ya geçmek için çabalaması nedeniyle iki ülke arasında AB'nin de taraf olduğu bir diplomatik kriz yaşanıyor.

2 yıl önce

İngiltere’nin Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarmasının ardından İngiliz turistler Türkiye’ye akın etmeye başladı

Türkiye’ye 2022 yılı için ciddi rezervasyon talebi aldıklarını aktaran Easyjet Holidays CEO’su Garry Wilson, 2023 yılı satışlarına da başladıklarını duyurdu. Wilson, Antalya’da Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul ile görüştü. Türkiye’ye 2022 yılı için çok önemli rezervasyon talebi olduğunu vurgulayan Wilson, 2023 satışlarını devreye aldıklarını duyurdu. 1 milyon koltuk Türkiye için 600 bin koltuk kapasitelerini 1 milyona çıkartacaklarını vurgulayan Wilson, “En büyük amacımız Easyjet’i Avrupa’dan Türkiye’ye en çok turist getiren havayolu şirketi yapmak” diye konuştu. Wilson, “Easyjet olarak kış boyunca Antalya’ya uçmaya devam edeceğiz. İngiltere’nin üç havalimanından haftalık 7 uçuş planımız var. Bu uçuşlar kış boyunca devam edecek ve mart ayı ile yaz operasyonlarımıza başlayacağız” dedi. Türkiye’nin pandemi sonrasında çok hızlı aksiyon gösterip güvenli turizm sertifikalarıyla ciddi önlemler aldığını belirten Wilson, “Londra’da Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile biraraya gelerek planlamalarımızı konuştuk” dedi. Türkiye’nin farkı Türkiye’nin pandemi döneminde yaptığı çalışmalara da değinen Wilson, “Gerek aktif çalışmaları, gerek otellerdeki sertifika programları, gerek kaynak pazarlardaki reklam çalışmaları ve bu süreçte tatile gelen müşterilerin memnuniyeti ile Türkiye, rakip destinasyonlar arasında kendisini pozitif ayrıştırdı. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde Türkiye’nin İngiliz vatandaşlarına vize muafiyeti getirmesi, Türkiye’ye gelecek turist sayısına da pozitif katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

2 yıl önce

Türkiye kirli planlarını altüst etti! Darbeci dostu Hafter'in bozguna uğratılmasını hazmedemeyen Macron, Türkiye'yi hedef aldı

Ankara, Türk askerlerinin Libya hükümetinin resmi daveti üzerine ülkede bulunması nedeniyle, Rusya'nın Wagner paralı asker grubunun aksine Türk kuvvetlerinin yabancı savaşçı olarak sınıflandırılamayacağına defalarca işaret etti. Ancak desteklediği diktatör Hafter'in bozguna uğramasıyla planları suya düşen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aynı yalanı sürdürmeye devam ediyor. Türkiye hazımsızlığı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris'te düzenlenen Libya konulu uluslararası konferansın ardından yaptığı açıklamada, hazımsızlığını yalanlarla dile getirdi. Türkiye ve Rusya'nın, varlığının bölgedeki güvenliği tehdit ettiğini söyleyen Macron, 'Türkiye ve Rusya'ya bağlı paralı askerler acilen Libya'dan çekilmeli dedi. Macron'un darbeci katil dostu Nisan 2019'da Libya'da binlerce sivili katleden darbeci General Halife Hafter ile Mısır, Rusya, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen güçleri, başkent Trablus'u ele geçirmek için bir saldırı başlattı. 14 aylık plan ve Trablus'taki meşru hükümeti bitirme hayali, Türkiye'nin BM destekli hükümete askeri desteğini artırmasıyla suya düştü. Böylece Trablus'un düşmesi önlendi. Devam eden süreçte, Hafter'i geri püskürten meşru hükümet, kritik noktaları yeniden ele geçirmeye başladı. Hafter destekçileri, kirli planlarını altüst eden Türkiye'ye her fırsatta benzer suçlamalar yöneltiyor.

2 yıl önce

"Türkiye'yi ekarte etmek isteyen ortak hareket yapılan anlaşmayla bertaraf edildi"

Libya Devlet Yüksek Konsey Başkanı Halid el-Mişri, Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi (MID) tarafından düzenlenen Uluslararası İstanbul Buluşmaları programı kapsamında gazetecilerle bir araya geldi. Türkiye ile Libya ilişkilerinin tarihi geçmişi olduğunu söyleyen Mişri, ilişkilerin ekonomik, askeri, siyasi yönden daha da güçlenerek devam ettiğini anlattı. Mişri, Trablus'un 4 Nisan 2019'da Libya'nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'ın saldırısına maruz kaldığında ilk ve hatta tek tepki veren ülkenin Türkiye olduğunu hatırlattı. Yunanistan, Mısır ve İsrail'in Türkiye'yi Akdeniz'deki kaynaklardan ekarte etmek için ortak hareket ettiğine dikkati çeken Mişri, "Türkiye ve Libya, Akdeniz'de 'Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması'nı imzalayarak Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını koruma altına almıştır. Bölgede hak sahibi olmasına rağmen Türkiye'nin enerji kaynaklarını kullanmamasına yönelik atılan adımlar da bu anlaşmayla bertaraf edildi. Libya ve Türkiye, Fransa'nın Doğu Akdeniz'deki komplosunun farkında. Fransa başarılı olamayacak. Çünkü Libya, Ankara ile ilişkilerini çok daha güçlendirecektir." diye konuştu. Mişri, ABD, Fransa gibi ülkelerin Hafter'e asker ve silah desteği verdiğini ve Türkiye'nin oradaki varlığına karşı çıktığını dile getirerek Türkiye'nin her şeye rağmen Trablus hükümetine desteğini sürdürdüğünü ve bu desteğinin de Hafter'in Trablus'ta yenilmesine neden olduğunu aktardı. Mişri, şunları kaydetti: "Türkiye'nin Libya'daki varlığı tamamen uluslararası hukuka uygundu. Çünkü Trablus hükümeti birçok ülkeye çağrıda bulundu ve sadece Türkiye yanıt verdi. Türk güçleri hariç tüm bu taraflar gayriresmi ve gayrimeşru yollarla geldi. Türkiye ise aleni bir şekilde geldi. Türk askerinin varlığı tamamen uluslararası anlaşmalara uygun. Türk askeri ayrıca sadece eğitim ve destek amaçlı bulundu." Libya'da Yüksek Danıştay'ın kurallara uygun ve yasal bir seçim yapmak istediğini dile getiren Mişri, Fransa ve Mısır'ın buna müdahale etmeye çalıştığına işaret etti. ABD ve diğer ülkelerin kendilerine dikte etmeye çalıştığı bir seçim pozisyonunu kabul etmeyeceklerini belirten Mişri, "Türkiye ve İtalya ise Libya'da hatalı bir seçim yapılmasından yana değil ve desteklemiyor. Çünkü hatalı yasalarla yapılan bir seçimin ülkenin bölünmesine neden olacağını, yeni bir savaşa sürüklenerek bölüneceğini düşünüyor ve bu konuda bize destek çıkıyor." diye konuştu. Mişri, 24 Aralık'ta yapılması planlanan başkanlık ve parlamento seçimlerinin adil bir ortamda yapılması durumunda Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin çoğunluğu elde edeceğini vurguladı.

2 yıl önce

Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Bjerde: Türkiye altı ayı çok güçlü geçirdi

Türkiye, Paris İklim Anlaşması'nın belirlediği hedefleri karşılamak için Dünya Bankası, Fransa ve Almanya'nın mali destek verdiği bir plan çerçevesinde yaklaşık 3.2 milyar dolar kredi alacak. Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Bölgesi'nden Sorumlu Başkan Yardımcısı Anna Bjerde, bu desteğin 2 milyar dolarını kendilerinin karşılayacağını, toplam desteğin bir kısmının kredi, bir kısmının da hibe olarak aktarılacağını söyledi. Geçtiğimiz hafta Ankara'da temaslarda bulunan Bjerde, Hürriyet'e konuştu. Bjerde, Türkiye'nin önce Ulusal Katkı Beyanı'nı revize edip, Paris Anlaşması kapsamında uzun vadeli stratejisini hazırladıktan sonra projeler için fon sağlanmaya başlanacağını anlattı. Buna göre öncelikli projeler arasında su yönetimi, ulaşım sektöründe karbonsuzlaşma, enerji dönüşümü yer alacak. Anna Bjerde, özetle şunları söyledi: BEŞİNCİ BÜYÜK MÜŞTERİMİZ "Türkiye, Dünya Bankası'ndaki en büyük 5. müşterimiz olarak toplamda 7 milyar doları kapsayan 22 proje ile öne çıkan programlarımızdan biri. Türkiye'de iklim odaklı birçok proje yapıyoruz. İmzaladığımız mutabakat muhtırası Türkiye'nin, Paris Anlaşması'nın onaylanmasının ardından geldi. Bu onay, 2053 yılına kadar net sıfır emisyona geçileceği duyurusu ile birleştiğinde, biz kalkınma ortaklarının; Dünya Bankası, Almanya hükümeti, Fransa hükümeti olarak Türkiye'nin hedef seviyesini yükseltmesine yardımcı olabilmesinin önünü açtı. Ama aynı zamanda IFC, EBRD ve BM'nin de Türkiye'nin bu konudaki niyet seviyesini yükseltmesine yardımcı olmak için bu mutabakat zaptı etrafında harekete geçeceğini görüyorum. Mutabakat zaptının uygulanması açısından sıradaki adım, Türkiye'nin Ulusal Katkı Beyanı'nı (NDC) revize ederek, 2030 yılına kadar emisyonu yüzde 21 oranında azaltma taahhüdünü daha da arttırmasını bekliyoruz. Diğeri ise Türkiye'nin Paris Anlaşması taahhütlerini nasıl karşılayacağı konusunda uzun vadeli bir strateji hazırlaması olacak. KREDİ VE HİBE OLACAK Bu kapsamda 3.2 milyar doları, bir kısmı kredi bir miktar hibe olmak üzere mobilize edeceğiz. Kalkınma ortakları olarak özel şirketler için (ekstra) 3.2 milyar doların üzerinde ek kaynak seferber edeceğiz. Türkiye'nin su kıtlığı konusunda endişeleri var. Atık suyu mümkün olduğu kadar daha verimli bir şekilde azaltarak ve dönüştürerek Türkiye'nin su kaynaklarını verimli bir şekilde yönetmesine yardımcı olmak istiyoruz. DÜŞÜK KARBONLU ÇÖZÜM Türkiye, 'e-mobilite'ye büyük ilgi gösteriyor. Araçlar için çok daha düşük karbonlu çözümlerle birlikte, toplu taşıma ve demiryollarından yararlanmak çok daha verimli bir çözüm. En önemli ama aynı zamanda en zorlu kısım enerji geçişi olacaktır. Zor olan kısım kömürden çıkış süreci çünkü Türkiye enerjide ithalata bağımlı. Kömürün bir kısmı ithal, bir kısmı da yerli olarak üretiliyor. Kömürden geçiş mümkün. Ancak adil bir geçiş olması gerekir. Halihazırda destek verdiğimiz jeotermal alanına özel sektörün ilgisini görüyoruz. Bu konuda ek finansman sağlamak üzereyiz." AŞI ÖNERİSİ Buradaki yetkililerle aşı konusunda yardıma ihtiyaç olup olmadığını da görüşmeye başladık. Bu talihsiz pandeminin bir süre daha devam edeceğini ve hazırlıklı olmanın iyi olacağını düşünüyoruz. Türkiye şu anda aşılamada iyi durumda, ancak gelecek yıl da ek dozlara ihtiyaç olacak. Finanse edebileceğimiz bir tür aşı projesine yardımcı olmak için desteğimizi önerdik. TÜRKİYE POZİTİF BÜYÜYEN AZ SAYIDA ÜLKEDEN BİRİ 2020 tüm dünya için çok zor bir yıldı. Son 80 yılın en derin ekonomik durgunluğunu gördük. Türkiye, 2020'de oldukça şaşırtıcı bir şekilde az da olsa pozitif büyüme gösteren az sayıda ülkeden biri oldu. 2021 şu ana kadar inanılmaz bir toparlanma dönemi oldu. Türkiye bu yılın ilk altı ayını çok güçlü geçirdi. Türkiye'nin 2021'i muhtemelen yüzde 8'in üzerinde bir büyüme ile bitireceğini tahmin ediyoruz.

2 yıl önce

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan: Türkiye ve İran arasında uzun vadeli iş birliği için yol haritası hazırlama konusunda anlaştık

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Türkiye ile İran arasında uzun vadeli iş birliği için yol haritası hazırlanması konusunda anlaştıklarını söyledi. Abdullahiyan, Tahran'a resmi ziyaret gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak basın toplantısında konuştu. İki ülke ilişkilerini hızlandırmak için ortak mekanizmalar kuracaklarını dile getiren Abdullahiyan, "Türkiye ve İran arasında uzun vadeli iş birliği için yol haritası hazırlama konusunda anlaştık. Bu konuda diplomatik müzakereleri başlatacağız. Sayın Erdoğan'ın Tahran'a yapacağı ziyarette bunu sonuca ulaştıracağız ve mutabakat zaptı iki cumhurbaşkanının katılımıyla imzalanacak." dedi. Çavuşoğlu ile ilişkilerin önündeki engellerin bertaraf edilmesi konusuna vurgu yaptıklarını aktaran İranlı Bakan, "İki ülkenin ilişkileri tarihi ve dostanedir. Biz buna özel önem veriyoruz. Ticari, ekonomik, enerji, sınır ve konsolosluk alanında iş birliğine vurgu yaptık. İlişkileri hızlandırmak için ciddi bir engel görmüyoruz. İki ülkenin geniş bir potansiyeli var. İş adamlarının önündeki engeller tespit edildi bu konudaki pürüzlerin giderilmesi için kısa sürede adımlar atılacak." ifadelerini kullandı. İlişkilerin son 2 yılda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından etkilendiğine işaret eden Abdullahiyan, iklim konuları ve çevresel tehditlere karşı mücadelenin de Ankara ve Tahran'ın gündeminde olduğunu kaydetti. İran Dışişleri Bakanı, "Birçok bölgesel meselede görüş birliği içindeyiz. Bölgesel ve uluslararası konularda faydalı görüşme yaptık. Afganistan konusuna da yoğunlaşıyoruz. Batı Asya'daki huzur ve istikrar bizim için önemli. Ankara ve Tahran yönetimleri bu konuda aktifler." diye konuştu. Birleşik Arap Emirlikleri, İran ile Türkiye arasındaki transit yolla ilgili de hem ikili hem de çoklu ticari iş birliğine önem verdiklerini belirten Abdullahiyan, imzalanacak mutabakat zaptında bu hususların da yer alacağını söyledi. Abdullahiyan, ayrıca, Yemen'deki savaşın sona ermesi ve Afganistan'da geniş katılımlı hükümetin kurulması temennisinde bulundu.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: Macron'un "Türkiye askerlerini çeksin" çağrısı skandaldır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamasından bazı satırbaşları: "Rum-Yunan ikilisinin bütün güçlerini kullanarak KKTC'nin haklarını gasp etme yönündeki saldırgan ve maksimalist davranışları, Kıbrıs Türk davasının ne kadar önemli bir dava olduğunu bir kere daha gösteriyor" "Cumhurbaşkanımızın Türk Devletler Teşkilatı Zirvesi vesilesiyle yaptığı konuşma önümüzdeki dönemin vizyon belgesi olarak tarihe geçmiştir" "Macron'un Türkiye'nin askerlerini çekmesi çağrısı skandaldır. Türkiye eğitim amacıyla oradadır. Yabancı asker statüsünde Türkiye'nin değerlendirmesi yanlıştır" "Türkiye meşru hükümetin daveti üzerine eğitim için oradadır. Macron'un Rusya ve Türkiye'nin Libya'da bulunmasına yönelik açıklamaları skandaldır" "Afrika'yı tapulu mülkü olarak gören Fransa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika'ya gitmesini tehdit olarak kabul ediyor" "Kılıçdaroğlu helalleşmeden bahsediyor. Helalleşme önemlidir. Bir iradeyi gösterir, bir iyi niyeti gösterir. Fakat problem şudur: Bu helalleşme dediğinizin altını nasıl dolduracaksınız?"

1 2 ... 48 49 50 51 52 53 54 ... 186 187