04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

ABD'nin 'karakutusu' James Jeffrey: Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Biden çözebilir

CNN Türk'e konuşan ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey bölgede kalıcı çözüm için Türkiye'nin katkısının yadsınamayacağını söyledi. Jeffrey'nin açıklamalarından satır başları şöyle: "Ben ve diğerlerinin yıllarca söylediği gibi Türkiye ve ABD'nin dış politikalarını koordine edilmesi bu dönem çok daha büyük önem taşıyor. İki ülke de DAEŞ, Rusya ve yakında nükleer silah üretebilecek İran tarafından tehdit altında. Bunlar Türkiye için de ciddi tehditler. Türkiye olmadan bu tehditlerin hiçbirine karşı iyi bir politika gerçekleştirilemez, bu kadar basit. "SORUN ANCAK ERDOĞAN-BİDEN DÜZEYİNDE ÇÖZÜLEBİLİR" Çatışmalara bakalım, Suriye'de mücadeleler, Afganistan'daki durum, Kosova Ukrayna'daki faaliyetlerimiz bu noktalarda Türkiye ve ABD buralarda hep aynı tarafta. İki ülkenin toplam günü NATO'nun büyük bir kısmını oluşturuyor. İki taraftan da kaynaklı yanlış anlaşılmalar ve kötü diplomasiden dolayı ilişkilerde zorluk yaşanıyor ve bunun çözülmesi gerekli. Bu da ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden seviyesinde çözülebilir. Görüşme olur, telefon olur önemli olan iki liderin ikincil meseleleri bir kenara bırakması. S-400 alımı gözardı edilip lafa değil eyleme bakın denilebilir. "PUTİN 19. YÜZYILDA YAŞIYOR" Sayın Putin 19. yüzyılda yaşıyor. Türkler bunu iyi anlar çünkü siz de o zamanın büyük güçlerinden biriydiniz. O dönemin kurallarının daha farklı olduğunu biliyorsunuz. Putin o günlere geri dönmek istiyor. Biden yönetimi Putin'e iyi bir teklif yaptı. İkinci olarak Biden Ukrayna'ya sınırı olan ülkelere asker gönderdi. Bu NATO birliğini vurgulamak ve ABD'nin tüm müttefikleri korumak adına adım atmaya hazır olduğunu gösteren önemli bir hamleydi. Putin bir işgalle tüm uluslararası sistemi bozmaya kararlıysa bunu engelleyemeyiz. Ancak bedelini artırarak burayı işgal edeceği son yer haline getirebiliriz. Çin 2 gün önce Putin'i Pekin'de ağırladı. Ancak ortak açıklamada Ukrayna'nın adı bile geçmedi. Çin bile Rusya'nın adımlarını endişe ile izliyor. Neler olacağını bekleyip göreceğiz. Biz elimizden geleni yaptık artık top Putin'de. "BİDEN'IN NET BİR POLİTİKASI YOK" DEAŞ lideri ölmüş olabilir ama hala askeri varlıkları devam ediyor. Hem Suriye hem Irak hem de Türkiye ve Avrupa açısından büyük bir tehdit. Esad kontrolündeki bölgelerde aktifler, Esad onları kontrol edemiyor bu nedenden dolayı Suriye'de ABD varlığı sürecek. Bu ve Suriye ile ilgili noktalarda Türkiye ile beraber çalışıyoruz. Ancak Biden hükümetinin Suriye konusunda net bir politikası yok. Türkiye'nin güvenlik endişelerini, DAEŞ sorununu, kimyasal silah sorununu ve mülteci sorununu genel bir Suriye politikası olmadan çözemezsiniz. Biden hükümetinde de bu yok. "ABD TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİL" Türkiye'nin az önce bahsettiğim tehditlere karşı kendi topraklarını koruyabilmesi için ABD ile iyi bir ilişkisi olmalı. Buradaki temel sorun bu sürecin ABD dış politika sistemine takılmış olması. Şu an soğuk savaş kadar tehlikeli bir süreçteyiz ve ABD hükümeti tehlikenin farkında değil. 30 yıllık bir gereksiz dış politika yükü altında olduklarını söyleyebilirim. Soğuk Savaş döneminde yaptığımız gibi Japonya, Almanya Türkiye ve Fransa gibi kilit müttefiklere ilişkilerimize öncelik verilmeli.

2 yıl önce

Zafer Partisi'nin Suriyeli çocuklara ABD'li vakıflar tarafından özel okul eğitimi verildiği iddiasına Gaziantep Valisi Davut Gül’nden cevap…

Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın çizgisiyle, siyasetini tamamiyle göçmen düşmanlığı üzerine kuran Zafer Partisi, Suriyeli, Afgan ve Pakistanlı göçmenlere yönelik nefret suçu işlemeye devam ediyor. Her gün sosyal medyada bir yeni yalan üretip bunu yaymak için özel bir ekip kullanan Zafer Partisi’nin son iddiası da resmi makamlarca yalanlandı. Sosyal medya üstünde bot hesaplar aracılığıyla, Gaziantep’te Suriyeli göçmen öğrencilerin, ABD tarafından özel okullarda okutulduğu yalanının yayılması üzerine, Gaziantep Valiliği’nden ve Vali Davut Gül’den açıklama geldi. Zafer Partlilerin yaydığı iddiada, Gaziantep’te Suriyeli anne ve babasız on bin çocuğun ABD’li vakıflarca özel okullarda okutulduğu sözlerine yer verilmişti. https://twitter.com/tcfazilet/status/1492510397777293313?s=21 VALİ’DEN RESMİ RAKAMLARLA AÇIKLAMA Vali Gül, iddiaları net bir dille ve resmi rakamlarla yalanladı. Gaziantep’te şu an özel okul öğrencisi sayısının 25 065 olduğunu ve bunların sadece 467’sinin Suriyeli öğrenci olup ücretlerini tamamen ailelerin kendi imkanlarıyla karşıladığını beyan etti. https://twitter.com/gul_davut/status/1492837845651890180?s=21

2 yıl önce

Pakistan Başbakanı Han: ABD'nin müdahalesi, Afganistan'da daha çok terörist doğurdu

Başbakan Han, CNN’e verdiği röportajda, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, Afganistan’daki son durum ve diğer meseleler hakkında açıklama yaptı. Han, ABD’nin kendi vatandaşlarına insansız hava aracı saldırılarının doğru ve teröristleri hedef aldığını söylediğini anımsatarak, "Köylerde patlayan bombalar nasıl sadece teröristleri hedefler?" dedi. ABD halkının bu şekilde patlayan bombaların yol açtığı yan zararlardan haberi olmadığını belirten Han, Washington yönetiminin insansız hava aracı saldırılarına ilişkin politikasını gözden geçirmesi gerektiğini kaydetti. Han, ABD’nin Afganistan’da teröre karşı savaşının daha çok terörist doğurduğunu söyledi. 80 bin kişi öldü Pakistan’ın Afganistan'da ABD ile iş birliği halinde olduğu gerekçesiyle intikam saldırılarına maruz kaldığını hatırlatan Han, "Tüm ülkede intihar bombaları vardı. Biz 80 bin kişi kaybettik” diye konuştu. Han, Afganistan’daki mevcut durum sebebiyle 40 milyon kişinin dar boğazda olduğuna işaret ederek, ABD halkının Taliban hükümetinden hoşlanmama ile son derece zor şartlarla karşı karşıya kalan Afganları birbirinden ayırt etmesi gerektiğini dile getirdi. 'Taliban'ın alternatifi yok' Afganistan’da bir şeylerin ilerlemesi adına şu an dünya için tek seçeneğin Taliban ile ilişki kurmak olduğunu vurgulayan Han, "Şu anda Taliban’a bir alternatif var mı? Hayır yok" dedi. Han, Taliban’ın gönderilmesi halinde bu durumun Afgan halkı için faydalı olup olmayacağını sorgulayarak, dünyanın Taliban’a sırt dönmesinin ülkede kaosa yol açacağına dikkati çekti. ABD’nin Taliban’ı er veya geç tanıması gerektiğini ifade eden Han, dünyanın Taliban’ı tanımadan önce bazı garantiler istediğine işaret etti. Cammu Keşmir'de yargısız infazlar vurgusu Han, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki duruma da değinerek, ülkesinin Pekin Büyükelçisi'nin bölgeye gittiğini ve rapor ettiklerinin Batı medyasında yer alanlardan farklı olduğunu savundu. Cammu Keşmir’de son 35 yılda yaklaşık 100 bin Keşmirlinin öldüğünü belirten Han, bu bölgede 800 bin Hint askeri olduğunu ve yargısız infazların yaşandığını kaydetti.

2 yıl önce

ABD eski Kara Kuvvetleri Komutanı Ben Hodges: Bölgenin anahtarı Türkiye'nin elinde

ABD eski Kara Kuvvetleri Komutanı Ben Hodges CNN TÜRK'e açıklamalarda bulundu. Rusya'nın 2 hafta içerisinde Ukrayna'ya yönelik askeri harekat başlatacağını belirten Hodges, "Büyük çaplı bir saldırı olacağını sanmıyorum. Karadeniz ve Azak Denizi'ne çıkartma olacağını tahmin ediyorum" dedi. ABD'nin Türkiye ile daha yakın çalışması gerektiğini belirten Hodges, "Bölgenin anahtarı Türkiye. Karadeniz'deki gücü, Boğazlar üzerindeki gücü, bölgedeki herkesle ilişkisi ile bence Türkiye şu ana kadar çok yardımcı oldu" dedi. ABD'nin terör örgütü YPG'ye destek vermesinin hata olduğunu ifade eden Hodges, şu ifadeleri kullandı; "Stratejik düşünüp Türkiye'nin haritada nerede bulunduğunu göz önünde tutmuyoruz. Bence YPG'ye silah vermek yanlıştı. Bu taktiksel açıdan işimize geldi. Ancak stratejik bir ilişkiyi zedeledi." Türkiye'nin önümüzdeki aylarda kritik bir rol üstlenebileceğinin altını çizen Hodges, sözlerine şöyle devam etti: NATO'nun en ileri askeri komutanlığını Türk askerler yönetiyor. Bence birçok kişi bunun farkında değil. Türkiye kendi bilgi kampanyasını başlatmalı Türkiye'nin yaptığı işlere bakın kritik bir rol oynuyoruz demeli. Böylece birçok kişiyi bilgilendirebilir. Kongre delegasyonları Türkiye'ye davet edilmeli. İnsanlar Türkiye'nin önemini görmeli. Bence Türkiye önümüzdeki aylarda kritik bir rol oynayabilir.

2 yıl önce

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ilk kez konuştu: 'Türkiye dünya sahnesinde giderek büyüyor'

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake, Türkiye-ABD ilişkilerini, ABD Kongresinde edindiği politika tecrübelerinin diplomasiye nasıl yansımalarının olacağını, Türk halkıyla kurduğu bağı, aileye ve kültürel değerlere verdiği önemi, eşi Cheryl Flake ile konutunda anlattı. ABD Başkanı Joe Biden tarafından ülkesinin Ankara Büyükelçisi olarak geçen yıl temmuz ayında aday gösterilen Flake, ABD Senatosu'nun onayının ardından 7 Ocak 2022'de Türkiye'ye geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güven mektubunu 26 Ocak'ta sunarak görevine başlayan Flake, diplomasi kariyerine başlamadan önce uzun yıllar siyasetle ilgilendi. ABD Senatosunda 2013-2019'da Arizona eyaleti senatörü olarak görev yapan Flake, 2001-2013'te de Temsilciler Meclisi üyeliği görevinde bulundu. Flake'in siyasi kariyerindeki önemli dönüm noktalarından biri, 2019'da eski Başkan Donald Trump'ın yönetimi ve Cumhuriyetçi Partinin politikalarıyla ayrıştığı gerekçesiyle Senato'dan emekli olması. Flake, Cumhuriyetçi olmasına rağmen 2020 başkanlık seçiminde Demokrat Partili Biden'ı destekledi. "Çok önemli bir zamanda, çok önemli bir görev" Ankara'da göreve başladığında "Parti siyaseti, suyun kıyısında biter" başlığıyla kaleme aldığı yazıyla Türk halkına hitap eden Flake, siyasetten diplomasiye geçişini, "Benim yolculuğum, ABD Büyükelçilerinin alışageldik yolculuğundan daha farklı oldu." sözleriyle ifade etmişti. Flake, ABD'nin Ankara Büyükelçisi olarak kendi döneminde nasıl bir fark ortaya koyacağını ise göreve başlamasının ardından verdiği ilk röportajda şöyle anlattı: "Ben diplomat değildim, Dışişleri Bakanlığının bir mensubu değildim. 20 yıllık politikacıydım. Politikacı olduğum dönemde 'Eğer bu işi yapmasaydınız ne yapmak isterdiniz?" sorusu bana sıklıkla yöneltilirdi. Ben de sık sık 'Dışişleri'nde olmak isterdim.' diye yanıtlardım. Çünkü yaptıkları işin son derece önemli olduğunu, yumuşak gücün önemini bildiğimden, kariyer diplomatlarımıza büyük hayranlık duyuyorum. Kariyerim boyunca Dışişleri'ne büyük hayranlık duydum ama Temsilciler Meclisi'nde 12 yıl, Senato'da 6 yıl görev aldım. Yani toplam 18 yıl farklı bir ortamda, farklı bir iş alanında yer aldım." Flake, göreve gelişinin bu nedenle farklı bir yolla olduğunu belirterek "Biden yönetimi bana bir görev üstlenmeyi düşünüp düşünmediğimi sorduğunda, 'Sadece önemli bir görev olursa düşünürüm.' dedim ve bu görev gerçekten önemli. Türkiye önemli. Dünya sahnesinde büyük bir role sahip. Bizim için önemli bir müttefik. Dolaysıyla bu, çok önemli bir zamanda çok önemli bir görev. Hiçbir şey burada olmak kadar beni mutlu edemezdi." diye konuştu. "Mevcut yakın ilişkimizin faydasını görüyoruz" Büyükelçilik görevinde, "güçlü ikili ilişkilerin devamı" yönünde katkı sunacağını ve ilişkilerin daha da güçlü olabileceğini dile getiren Flake, "ABD ve Türkiye olarak mevcut yakın ilişkimizin faydasını görüyoruz. Güvenliğimiz güçlendi. Türkiye, 70 yıldır NATO'nun önemli bir üyesidir. Dolayısıyla bu alanda birçok ortak çıkarımız bulunuyor." dedi. Türkiye-ABD ilişkilerinin sadece güvenlik alanından ibaret olmadığını vurgulayan Flake, ekonominin de iki ülke açısından önemli ve gelişen bir alan olduğuna dikkati çekti. Flake, "Türkiye ile kapsamlı ve büyüyen bir ticari ilişkimiz, önemli pazarlarımız var. Dolayısıyla teşvik etmemiz ve geliştirmemiz gereken, hayati önem taşıyan pek çok şeye sahibiz." ifadelerini kullandı. Bölgesel gelişmelere de dikkati çeken Flake, "Kuşkusuz, şimdi Ukrayna'da olduğu gibi bölgede ortaya çıkan tehditler karşısında, Türkiye ile ilişkilerimiz çok daha önem arz ediyor." diye konuştu. "Türkiye, önemli bir NATO üyesi" Flake, Türkiye ve ABD'nin NATO nezdindeki iş birliğine ilişkin ise "Türkiye, önemli bir NATO üyesi. İkinci en büyük F-16 filosuna sahip, NATO misyonlarına en büyük katkı sunan üçüncü ülke." dedi. ABD'nin NATO Büyükelçisi Kay Bailey Hutchison'la bu hafta yaptığı telefon görüşmesini de aktaran Flake, şöyle devam etti: "(Hutchison) NATO'daki rolü ve özellikle, ABD'ye ve yurt dışındaki NATO misyonlarına yönelik taahhütlerine bağlılığı nedeniyle Türkiye'ye ABD'nin teşekkürlerini iletmemi istedi. Dolayısıyla bu, özellikle Rusya gibi bir tehdit söz konusuyken son derece önemli. Şunu da söylemeliyim ki, Türkiye Ukrayna'nın egemenliğini desteklemekte kararlılığını sürdürüyor. Bu bizim için bölge ve dünya için çok önemli. Aynı zamanda egemenliğini koruması için Ukrayna'ya yardım da etti. Öte yandan Türkiye, 'eğer bir diplomatik çözüm yolu varsa buna başvurmaya olan bağlılığımızı' da paylaşıyor. Bu konuda büyük destek verdi." "Türkiye ABD'deki Avrupalı öğrenci sayısına en büyük katkı veren ülke" Halklar arasındaki bağların güçlenmesi açısından değişim programlarının son derece önemli olduğunu belirten Flake, eşi Cheryl Flake'in 1985'te Brigham Young Üniversitesi bünyesindeki "Genç Büyükelçiler" adlı müzik, dans ve performans grubunun üyesi olarak Türkiye'ye geldiğini anlattı. Flake, "Eşim, 'Ben o zamanlar genç büyükelçiydim, şimdi sen de daha yaşlı bir büyükelçi oldun.' diyor. Bu, bir değişim programının neler yapabileceğine mükemmel bir örnek." dedi. Eğitim, değişim programları ve İngilizceye önem verdiklerini vurgulayan Flake, "Türkiye ABD'deki Avrupalı öğrenci sayısına en büyük katkı veren ülke. ABD'ye dünya genelinde gelen öğrenciler arasında ise 15. sırada yer alıyor ve bu sayı giderek artıyor. Değişim programları kapsamında ise şu anda yaklaşık 170 Türk öğrenci Fulbright Programı kapsamında ABD'de burslu öğrenim görüyor. Diğer birçok değişim programımız gibi bu, önemli bir program." diye konuştu. Flake, yurt dışındaki üniversitelere kayıt olduklarında dil konusunda sıkıntı yaşamamaları için Türk vatandaşlarına yönelik birçok İngilizce öğrenme programları da olduğunu aktardı. Resmi ya da turizm amaçlı olsun, iki ülke arasında çok iyi değişim programları olduğunu söyleyen Flake, "Buradaki konsolosluğumuz oldukça yoğun. Türk vatandaşlarının ABD'ye gelmesinden çok memnunuz ve Amerikalılar da buraya gelmeyi çok seviyor." ifadelerini kullandı. "Türkiye ekonomi alanında da çok önemli" Flake, iki ülkenin ekonomik iş birliğine ilişkin ise "İnsanlar Türkiye'nin sadece güvenlik alanında önemli olduğunu düşünme eğiliminde ama Türkiye ekonomi alanında da çok önemli." dedi. Türkiye ve ABD'nin geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 28 artışla yaklaşık 28 milyar dolar tutarında ticaret yaptığını belirten Flake, "Türkiye'de 100 bin civarında iş imkanı yaratan yaklaşık 50 milyar dolar tutarında ABD yatırımı var. Bunlar büyük meblağlar." değerlendirmesinde bulundu. Flake, Türkiye'nin ABD'ye ihracatının geçen yıl yüzde 45 arttığını anlatarak "Biliyorsunuz, (Kovid-19) salgın pek çok ülkenin ihracatını gerçek anlamda azalttı ve Türkiye bu süre zarfında ihracatını artırmayı başardı. Bunun çoğu da ABD'ye yönelikti." dedi. Ekonomik ilişkilerin çok önemli ve gelişmekte olduğunu söyleyen Flake, "Bazı iddialı hedefler belirledik, önceki (ABD) yönetim döneminde 100 milyar dolarlık ticaret hedefi koyduk. Bu iddialı bir hedef ama ne zaman Amerikalı ve Türk iş insanlarıyla bir araya gelsem bu hedefe ulaşmak istediklerini görüyorum. Zamanla bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum." diye konuştu. (Türkiye'nin ortak mekanizma için ABD'ye sunduğu önerilere yanıt) "Kısa zamanda gelecek" Flake, Türkiye-ABD ilişkilerinin geliştirilmesi için kurulması kararlaştırılan ortak mekanizmayı ve ilişkilerdeki sorunlu konuların ele alınacağı çalışma grubuna ilişkin son durumu da değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Biden'ın 31 Ekim 2021'de Roma'daki görüşmelerini hatırlatan Flake, iki ülke liderinin, Türkiye ve ABD'nin birlikte çalıştığı ya da tam olarak aynı görüşte olmadığı konulara ilişkin yüksek düzeyli diyaloğu teşvik eden bir stratejik mekanizma kurduğunu söyledi. Flake, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman'ın geçen yıl, Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Karen Donfried'in de geçen kasım ayında Türkiye'ye geldiğini ve Türkiye'den üst düzey bir heyetin de geçen eylül ayında ABD'yi ziyaret ettiğini hatırlattı. İki ülke arasındaki sorunların ele alınacağı çalışma grubuna dair Türkiye'nin görüşlerini içeren belgeye ABD'den ne zaman yanıt geleceğine ilişkin ise Flake, şunları kaydetti: "Bu stratejik mekanizmadan tam olarak yararlanmak için daha üst düzey ziyaretler yapılmasını umuyoruz. Türkiye bunun için bir format belirledi ve bunu teslim aldık. Hükümetimiz, yanıt vermeden önce benim bu göreve başlamamı bekledi. Şimdi bu yanıt kısa zamanda gelecek." “Türkiye asli müttefikimiz" Flake, ABD Kongresi'nde Türkiye'ye dair birçok konuda çalıştığını belirterek "Çünkü Türkiye bizim asli müttefikimiz ve dünya sahnesinde önemli bir oyuncu. Türkiye, Rusya'nın bölgedeki maceracılığını ve saldırganlığının geriye itilmesi açısından önemli bir müttefiktir." dedi. ABD ve Türkiye'nin Kafkasya'da ve Kuzey Afrika'da birlikte çalıştığını söyleyen Flake, Senato'da Afrika alt komitesine başkanlık ettiği altı ay boyunca Türkiye'nin Afrika'ya artan olumlu katkılarını gördüğünü anlattı. Flake, "Türkiye coğrafi olarak, geniş erişim alanı ve dış politikası açısından her zaman merkezde yer almıştır ve özellikle bugün bölgesel olarak karşı karşıya olduğumuz zorlu sorunlar göz önüne alındığında, Türkiye gibi vazgeçilmez bir müttefikimiz olduğu için şanslıyız." diye konuştu. ABD'nin PKK/PYD-YPG ile iş birliği ve FETÖ'nün ABD'deki varlığı Flake, "Türkiye, ABD'nin terör örgütü PKK/PYD-YPG ile iş birliğini ve FETÖ'nün ABD'deki varlığını sürdürmesini, iki ülke ilişkilerinde son dönemin en ihtilaflı konuları olarak listeliyor. Artık iki ülke arasında yeni bir diyalog mekanizması olduğuna göre, terörle mücadelede yeni ve somut iş birliği adımları olacak mı?" şeklindeki soruya, Türkiye ve ABD'nin terör örgütü DEAŞ'tan kurtulma yönünde ortak taahhüdü olduğu yanıtını verdi. İki ülkenin DEAŞ'la mücadele alanında büyük adımlar attığını dile getiren Flake, Suriye'nin kuzeybatısında ölü ele geçirilen DEAŞ elebaşı İbrahim El Haşimi el Kureyşi'ye yönelik operasyonun da bu taahhüttün ne kadar önemli olduğuna işaret ettiğini anlattı. Flake, DEAŞ'la mücadelenin henüz bitmediğini belirterek "Türkiye, bu mücadelede müttefik olmuştur." dedi. ABD'nin, PKK'yı 1997'de terör örgütü kabul ettiğini hatırlatan Flake, "Türkiye'nin kendi vatandaşlarına karşı sorumluluğunu kabul ediyoruz. PKK tarafından katledilen Türklerin yasını tutuyoruz. Ancak IŞİD'den kurtulma çabalarımızda başarılı olduğumuzdan da emin olmalıyız. Dolayısıyla bu konuda (ülkeler arası) iş birliği yapabileceğimiz birçok alan var." ifadelerini kullandı. Flake, FETÖ'ye ilişkin ise "Bireysel konular ve iade talepleri ise Türk Hükümeti ile diyalog içinde olduğumuz konular. Hangi kanıtların gerekli olduğu ve benzeri konular açısından bu sorunları çözmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla birlikte çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. F-16'ların alımı/modernizasyonu ve F-35'ler F-16'ların modernizasyonu ve yeni F-16'ların alınması konusunda iki ülke arasındaki görüşmeleri de değerlendiren Flake, şunları kaydetti: "F16'lara ilişkin görüşmeler yolunda gidiyor. Aslına bakarsanız, 'LoR' olarak adlandırılan talep mektubunun hazırlanmasına destek olmak için aralık ayında (ABD'den) gelen heyet gibi daha geçen hafta burada bir heyet vardı. Görüşmeler iyi gidiyor. Ancak bu uzun, karmaşık ve çok teknik bir süreç. Dolayısıyla üzerinde çalışıyoruz. Türkiye'nin bu talebini olumlu bir gelişme olarak görüyoruz ve Biden yönetimi sürece destek konusunda kararlı." Türkiye'nin F16’lara ilişkin talebinin NATO'ya bağlılığı da gösteren olumlu bir gelişme olduğunu dile getiren Flake, "Açıkçası birlikte çalışabilirliğe sahip olmanın son derece önemli olduğunu biliyoruz." dedi. Flake, Türkiye'nin, F-35 savaş uçakları için ABD'ye yaptığı ödeme karşılığında bir tazminatın söz konusu olup olmadığına ilişkin ise "Bu, çok karmaşık bir süreç. Ancak avukatlar ve muhasebeciler her gün bu konu üzerinde çalışıyor. Ama üstesinden geleceğiz." dedi. Ukrayna, Afganistan ve Türkiye'nin Ermenistan'la normalleşme süreci Bölgesel gelişmeleri de değerlendiren Flake, Ukrayna'daki son duruma ilişkin, "Türkiye'nin NATO'ya üyeliğinin 70. yıl dönümü olan bu yıl burada olmak harika. Önemli bir zamandayız, bu da önemli bir ilişki. Türkiye her yerde NATO misyonlarına büyük katkı sağlıyor. Bugün neyle karşı karşıya olduğumuz düşünüldüğünde, bu katkı hiç bu kadar önemli olmamıştı." diye konuştu. Flake, Türkiye'nin NATO kapsamında yer aldığı önemli bir noktanın da Afganistan olduğunu belirterek ülkede Taliban'ın yönetimi devraldığı süreçte Türkiye'nin baştan sona orada bulunduğunu ve Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikalılara da yardım ettiğini anlattı. Büyükelçi Flake, "Türkiye'nin Afganistan'ın geleceğinde ve örneğin Afganistan'ı dünyaya bağlayarak Afganistan vatandaşlarının ve hepimizin yararına olacak havalimanının güvenliğinin sağlanması açısından rol oynayacağını umuyoruz. Bu, önemli bir rol." dedi. Türkiye'nin Ermenistan'la normalleşme sürecinin de "harika" bir gelişme olduğunu belirten Flake, "Bunu memnuniyetle karşılıyoruz. İlki Rusya'da gerçekleşen, ikincisi Viyana'da düzenlenecek görüşmeler bizi çok mutlu ediyor. Yaşananlar gerçekten çok cesaret verici. İstanbul ve Erivan arasında doğrudan uçuşların başlaması da önemli bir işaret." değerlendirmesinde bulundu. "Yakında (ABD'den) üst düzey ziyaretler olacağını düşünüyorum" Flake, Türkiye'ye yakın zamanda üst düzey bir ziyaret olup olmayacağına ilişkin, "Bunu her zaman isteriz. ABD Büyükelçisi olarak buraya birçok üst düzey ziyaret yapıldığını görmek isterim. Üst düzey ziyaretler olacağını düşünüyorum. Açıkçası, biliyorsunuz ki, Ukrayna'daki durum üst düzey yetkililerimizin çok fazla zamanını ve enerjisini alıyor. Ancak yakında (ABD'den) üst düzey ziyaretler olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı. "Duyduğum ezan sesi, paylaştığımız değerlerin hatırlatıcısı" Flake'in Mormon inancına mensup olması, Temmuz 2021'de ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine aday gösterilmesinin ardından Türk basınında da ilgi uyandırdı. İnancının görevine ve Türkiye'ye bakışına nasıl yansıdığını anlatan Flake, "İnancımız bizim için çok önemlidir. Aileye verilen önem gerçekten çok önemli." dedi. Flake, ailesinin bulunduğu Arizona'dan yaklaşık 2 bin mil uzakta bulunan Washington'da ABD Kongresindeki 18 yıllık görevi boyunca her hafta sonu eve dönmeye özen gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Sanırım 18 yılda belki bir, belki iki kez kiliseye hafta sonu ailece gitmemişizdir. Bu bizim için önemli. Burada gün içinde birçok kez duyduğum ezan sesi de paylaştığımız değerlerin hatırlatıcısı; 'doğru olanı yapmaya ve iyi olmaya olan güçlü inanç ve aileye verilen önem.' İnancımız çok önemli ve tam da bu sebepten kendimizi burada bu kadar rahat hissediyoruz." Cheryl Flake de birbirlerini bulup aşık oldukları ve aynı inanca mensup oldukları için çok şanslı olduklarını belirterek, "Nasıl bir aile istediğimizi kesinlikle biliyorduk, ortak değerlerimiz var." ifadesini kullandı. Sefire Flake, eşinin güçlü inanca sahip olmasının evliliklerine bağlılığından duyduğu mutluluğu da dile getirdi. Tenis kortunda diplomasi mesajı: "Diplomaside iyi olmak istiyorsan, oyununa hakim olmalısın" Konutlarındaki tenis kortunda spor yapan Flake çifti, genelde birbirine karşı değil, aynı takımda olup çiftler tenisi oynadıklarını söyledi. Özellikle aile ve arkadaşlarla tenis oynamaya büyük önem verdiklerini anlatan Büyükelçi Flake, genelde 10 ya da 12 kişi korta çıkarak kardiyo tenis oynadıklarını anlattı. Flake, tenis ve squashın çok iyi egzersiz yapma yolları olduğunu belirterek, "Cheryl, benden daha fazla oynar. Her ikimiz de çok severiz. Zor bir günün ardından ya da sabah erken saatte oynayabilmek, kortun yakında olması harika." dedi. Tenis oynamasının diplomasiye yansımalarını ise Flake, "Diplomaside iyi olmak istiyorsan, oyununa hakim olmalısın ve dinlenmelisin. Ruh sağlığın yerinde olmalıdır." ifadesini kullandı. Teniste genelde hangisinin kazandığına ilişkin soruya Cheryl Flake, "Genelde çift olarak oynuyoruz. Normal olarak aynı takımdayız." yanıtını verdi. Büyükelçi Flake ise "İkimiz nadiren kaybederiz." diye konuştu.

2 yıl önce

Türkiye, ABD ile olan rekor ticaret hacmini daha da artırmayı hedefliyor

Konuya ilişkin olarak soruları yanıtlayan Yalçındağ, Kovid-19 salgını sebebiyle 2019 ve 2020 yıllarında durağan seyreden Türk-Amerikan ikili ticaretinin 2021 yılının başı itibarıyla toparlanma sinyalleri verdiğini dile getirdiklerini anımsattı. Özellikle yılın ikinci yarısı itibarıyla ihracatta görülen pozitif ayrışmayla ABD ile ticaret hacminin yıl sonunda yüzde 29 artış göstererek 28 milyar dolarlık rekor bir seviyeye ulaştığını aktaran Yalçındağ, "Şüphesiz bu başarıyı tarihimizde ilk defa ABD'ye ticari fazlası vererek elde etmiş olmamız bizi daha da gururlandırdı. Resmi rakamlara baktığımızda 2021 yılında ABD'ye ihracatımız geçen yıla göre yüzde 45 artış göstererek 15 milyar dolara, ABD'den ithalatımız ise yüzde 14 artışla 13 milyar dolara ulaştı. " ifadelerini kullandı. Yalçındağ, ihracattaki bu kayda değer yükselişle birlikte ABD'nin Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında Birleşik Krallık'ı geride bırakarak Almanya'nın ardından ikinci sıraya yerleştiğini söyledi. TİCARETTE STRATEJİK ORTAK: ABD Yalçındağ, "Bu noktada Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet Muş'a da bir parantez açmak isterim. Türk iş dünyasının çabalarının yanı sıra, Sayın Bakanımızın 20 trilyon dolarlık ekonomiye sahip ABD'yi 'ticarette stratejik ortak' olarak tanımlaması ve karşılıklı ticareti kolaylaştırmak adına atmış olduğu adımların bir sonucu olarak bu başarıya ulaşıldığı kanaatindeyiz. Önümüzdeki süreçte yeni iş birliği fırsatlarının da değerlendirilmesiyle birlikte ikili ticaretimizin daha yüksek seviyelere ulaşacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu. Amerikan Şirketler Derneği (AmCham Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu da ABD ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin yaklaşık 190 yıl önce başladığını belirtti. Bu süre zarfında ekonomik ilişkilerin her iki ülkeyi geliştiren bir yaklaşımla hayata geçirildiğini ifade eden Turnaoğlu, ABD ile ticaretin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ilerleme potansiyeline sahip olduğunu bildirdi. Turnaoğlu, nitekim ikili ticaret hacminin 2021'de rekor kırarak 28 milyar dolar düzeyine ulaştığını vurguladı. ABD ile ekonomik ve ticari ilişkilerde hayata geçirebilecekleri çok daha güçlü bir potansiyel gördüklerini aktaran Turnaoğlu, mevcut durumda Türkiye'deki 2. en büyük yatırımcı ve 4. en büyük ticari partneri olan ABD'nin Türkiye'nin de en hızlı büyüdüğü ihraç pazarları arasında yer aldığını dile getirdi. Turnaoğlu, bunun yanı sıra, sadece Amerikan şirketlerinin Türkiye'den dünyanın diğer ülkelerine her yıl 10 milyar dolara yakın ihracat yaptığını belirterek, ABD açısından bakıldığında, Türkiye'nin ithalatta 31., ihracatta ise 27. sırada konumlandığını kaydetti. Ticaretin geldiği seviyenin yanı sıra dikkati çekmek istedikleri bir diğer konunun ekonomik alanda pozitif yönde gelişen ilişkilerin her türlü alandaki ikili ilişkileri destekleyici nitelikte olacağına yönelik inançları olduğunu söyleyen Turnaoğlu, "Amerikan şirketleri, genel olarak uzun vadeli yatırımlar yapıyor ve yatırım kararlarını 7-10 yıllık perspektiflerle gerçekleştiriyor. PwC iş birliğiyle hazırladığımız rapora göre, orta ve üst düzey teknoloji sıçraması sağlayan Amerikan yatırımları, dönüştürücü etkileri nedeniyle diğer yatırımlardan ayrışıyor. Temsil ettiğimiz 110'dan fazla ABD merkezli şirket, Türkiye'de açtıkları inovasyon merkezleri, üretim tesisleri ve fabrikalar ile uzun vadeli yatırımlar gerçekleştiriyorlar. Üyelerimizin Türkiye ekonomisine toplam katkısı 50 milyar doların üzerinde ve doğrudan 100 bin kişiyi istihdam ediyorlar." ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE, DÜNYA MARKALARI İÇİN CAZİBE MERKEZİ OLMA ÖZELLİĞİNİ KORUYOR" Turnaoğlu, AmCham olarak iki ülke arasındaki yatırım ve ticareti artırarak Türkiye'yi dünyaya taşıyan güç olmayı hedeflediklerini belirtti. Merkezleri ABD'de olan ve Türkiye'de faaliyet gösteren üyelerinin Türkiye'de ticari faaliyetlerini sürdürmeye ve iki ülke arasında mutabık kalınan 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine bundan sonraki dönemde de katkıda bulunmaya devam edeceklerini bildiren Turnaoğlu, Türkiye'nin stratejik konumu, genç nüfusu ve çok yönlü yönetim tecrübesi ile dünya markaları için cazibe merkezi olma özelliğini koruduğunu aktardı. Özellikle salgın döneminde tedarik zincirinde sürekliliğin korunmasıyla Türkiye'nin cazibesinin daha da arttığını gözlemlediklerini söyleyen Turnaoğlu, şunları kaydetti: "Ülkemiz, Amerikan şirketleri açısından çeşitli yatırım fırsatları içeriyor. Günümüzün dijitalleşen dünyasında teknoloji altyapısının güçlü olması, Türkiye'nin çekiciliğini artıran diğer bir unsur olarak öne çıkıyor. AmCham olarak yerel iş ortaklarımızı küresel değer zincirleri ile buluşturuyoruz. Bunun yanı sıra öncelikli hedeflerimize, Türkiye ve ABD'de arasında karşılıklı yatırıma katkıda bulunuyoruz. Ülkemizde dünya standartlarında yetenekler geliştirerek uluslararası şirketlerdeki Türk yöneticilerinin sayısının ve etkinliğinin artmasını destekliyoruz. Ülkemizde kurumsal yönetişimin gelişimi için çalışıyoruz. Bu hedeflere ulaşmak için üretken ve sürdürülebilir bir iş birliği platformu oluşturmaya ve sürdürmeye yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz." TÜRKİYE'NİN ABD'YE İHRACATI 2022'YE DE HIZ KESMEDEN GİRDİ Bu arada, Türkiye'nin ABD'ye ihracatı 2022'ye de hız kesmeden girdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, ocak ayında ABD 1 milyar 91 milyon 247 bin dolarla Türkiye'nin en fazla dış satım yaptığı ikinci ülke oldu. ABD böylece Almanya'yla birlikte geçen ay Türkiye'nin 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiği iki ülkeden biri oldu. Türkiye'nin ABD'ye ihracatı, ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre 281 milyon 976 bin dolar tutarında artış kaydetti. Söz konusu rakamla, ABD aynı zamanda geçen ay Türkiye'nin dış satımını değer bazında en fazla artırdığı ülke olarak da kayıtlara geçti.

2 yıl önce

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Rus birliklerinin Ukrayna sınırına yaklaşmaya devam ettiğini açıkladı

Bir televizyon programına katılan Blinken, Rusya'nın, Ukrayna sınırlarına konuşlandırılan bazı güçlerini çektiğine yönelik açıklamasını değerlendirdi. Blinken, "Rusya'nın dediği bir şey var. Bir de Rusya'nın yaptığı şeyler var. Güçlerinde herhangi bir geri çekilme görmedik. Ukrayna sınırları boyunca çok tehditkar bir şekilde olarak kalıyorlar. Söylediklerini uygularlarsa iyi olur. Ama şimdiye kadar görmedik." dedi. Rusya'nın çektiği küçük unsurları da anlamlı bir çekilme olarak nitelendirmediklerini kaydeden Blinken, "Burada sadece bu kuvvetlerin sınıra yakın bölgelerde kaldığını görmüyoruz aynı zamanda kritik birliklerin sınırdan uzağa değil, sınıra doğru hareket ettiğini görmeye devam ediyoruz. Yani görmemiz gereken tam tersi. Bu kuvvetlerin uzaklaştığını görmemiz gerekiyor." diye konuştu. Blinken, bir başka televizyon programında ise "olası bir saldırının öncüsü olabilecek güçlerin halen sınıra yakın bölgelerde kalmaya devam ettiğini gördüklerini" belirtti. Rusya'nın birliklerini çekmesini memnuniyetle karşılayacaklarını ifade eden Blinken, Moskova ile diplomasiye hazır olduklarını ancak olası bir saldırıda Rusya'ya karşı atacakları adımların da hazır olduğunu vurguladı. Blinken, Rusya Parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması'nın, Ukrayna'nın doğusundaki Rus yanlısı ayrılıkçıların kurduğu sözde yönetimlerin tanınması için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e çağrıda bulunulmasına yönelik kararına da tepki gösterdi. Yaptığı yazılı açıklamada Blinken, "Kremlin'in bu kararı onaylaması, Rus hükümetinin, Ukrayna'nın Donbas bölgesinin Rusya tarafından kontrol edilen kısımlarının siyasi, sosyal ve ekonomik olarak Ukrayna'ya yeniden entegrasyonunu öngören Minsk anlaşmaları kapsamındaki taahhütlerini toptan reddetmesi anlamına gelecektir." ifadelerine yer verdi. Blinken, bu kararın yürürlüğe girmesinin, Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü daha da baltalayacağını söyledi. Bu kararın uluslararası hukukun ağır bir ihlali olacağına dikkat çeken Blinken, bunun aynı zamanda Rusya'nın krize barışçıl bir çözüm bulmak için diplomasiye devam etme taahhüdünün de altını boşaltacağını kaydetti.

2 yıl önce

ABD'nin Rusya Büyükelçi Yardımcısı Gorman sınır dışı edildi

ABD'nin Rusya Büyükelçi Yardımcısı Gorman Ukrayna gerilimi nedeniyle Rusya'dan sınır dışı edildi. Rusya, Gorman'ın ülkeyi terk etmesi için 48 saati olduğunu açıkladı.

1 2 ... 30 31 32 33 34 35 36 ... 87 88