30 Nisan Salı 2024
1 yıl önce

Adalet Bakanı Bozdağ, Diyarbakır Cezaevi'nin kapısına kilit vurdu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır programına eşlik eden Adalet Bakanı Bozdağ ile Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı toplu açılış töreni öncesinde müzeye çevrilmek üzere Adalet Bakanlığı’ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilen Diyarbakır Cezaevini ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. İncelemenin ardından açıklama yapan Bakan Bozdağ, cezaevinde yaşanan olayların Türk demokrasi tarihine geçen kara bir leke olduğunu belirterek, "Bugün Diyarbakır cezaevinin kapısına kilit vuruyor ve böylelikle bir dönemin daha kötü hatıralarıyla hak ihlalleriyle anılan bir mekanı kapatmış, kapısına kilit vurmuş oluyoruz. İnşallah bundan sonraki süreç burada geçmişten ders alan ve geleceğe daha iyi hazırlanan bir Türkiye için burası bilim, kültür ve bir ibret ve iyilik merkezi olarak Diyarbakırlılar başta olmak üzere aziz milletimize hizmet edecektir." dedi. "İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE KONUSUNDA SIFIR TOLERANS UYGULAMASINI HAYATA GEÇİRDİK" Diyarbakır Cezaevi’nin de kapatılmasıyla Türkiye’de kötü muamele ve işkence gibi olaylarla anılan cezaevi kalmadığını vurgulayan Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün burada bu mekanın kapısına kilit vurmak suretiyle Türkiye’de geçmişte kötü hatıraların ve hak ihlallerinin merkezi olmuş yerlerden birinin daha kapısına kilit vurmanın şeref ve onurunu yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi daha önce Yassıada mahkemelerinin yapıldığı ve ülkemizin seçilmiş Başbakan’ı ve bakanlarının idamına giden süreçlerin ve onların cezaevi dönemlerinin yaşandığı o büyük cinayete ilişkin hadiselerin bulunduğu alanı da biz Demokrasi ve Özgürlükler Adası yaptık ve oranın da kapısına hem kilit vurduk, hem büyük bir anı merkezi, hatıra merkezi ve demokrasi tarihimiz, özgürlükler bakımından da önemli bir mekan haline getirdik. Daha önce yine Ulucanlar Cezaevinde aynen Diyarbakır Cezaevimiz gibi kötü hatıraların ve hak ihlalleri ile anılan bir yerdi. Oranın da kapısına kilit vurduk. Daha sonra orayı da anı müzesi haline getirdik. Türkiye’de son 20 yıl içerisinde pek çok insan hakları ve demokratikleşme yönünde tarihi adıma imza attık. Olağanüstü hal yönetimini bu dönemde kaldırdık. İnkar ve asimilasyon politikalarına bu dönemde son verdik. Ana diller, yerel dil ve lehçeler üzerindeki baskı ve yasakları bu dönemde kaldırdık. İnsan hakları konusunda önemli adımlar attık. İşkence ve kötü muameleye zaman aşımı uygulanmayacağını yasalarımıza geçirdik ve işkence ve kötü muamele konusunda sıfır tolerans uygulamasını bu dönemde hayata geçirdik. İnşallah bu kapanan cezaeviyle de geçmişte kötü muamele ve hak ihlalleri ile anılan Türkiye’de faal halde bulunan herhangi cezaevi de kalmayacaktır.” Bakan Bozdağ, yeni dönemde de demokratikleşme, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda önemli reformlara imza atmaya devam edeceklerini kaydetti. "TÜM BUNLAR, SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN İRADESİYLE OLDU" Kötü muamele ve işkence ile anılan cezaevlerinin kapılarına kilit vurulması ve buraların anı merkezi haline getirilmesi hususlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür eden Bakan Bozdağ, “Sayın Cumhurbaşkanımıza bu bütün değişiklikleri ortaya koyma iradesi ve kararlılığından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Gerek Yassıada’nın, Demokrasi Özgürlükler Adası olması, gerekse diğer adımların atılması, gerekse bugün burada hak ihlalleri ve kötü uygulamalarıyla anılan Diyarbakır Cezaevinin kapısına kilit vurulması Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle olmuştur. Şahsım ve aziz milletimiz adına, Diyarbakırlılar adına bende Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum.” dedi. "CEZAEVİNİN KAPISINA KİLİT VURAN BİR ADALET BAKANI OLMANIN ŞEREFİ BANA YETER" Diyarbakır Cezaevindeki incelemelerin ardından kapıya kilit vuran Bakan Bozdağ, anahtarı Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a teslim ederek, “Ben kapıya kilidi taktım. Cezaevinin kapısına kilit vuran bir Adalet Bakanı olmanın şerefi bana yeter. Bundan sonra daha güzel anılmasını sağlayacak değerli Kültür Bakanımızdır. Ben anahtarı da kendisine emanet ettim. Artık bu anahtar cezaevi müdürlerinin, infaz koruma memurlarının eliyle değil, anı müzesi sahiplerinin, kültür elçilerinin, iyilik ile yarışanların elinde olacaktır. Ben sayın bakanımıza büyük bir onurla böyle bir kapıya kilit vurmanın heyecan ve şerefiyle anahtarı teslim ettim. Bundan sonra söz de icraat de onun” diye konuştu. ERSOY: CEZAEVİNİ BİR BİLİM VE KÜLTÜR YUVASI HALİNE GETİREN BİR BAKANLIK OLMA ŞEREFİNİ YAŞAYACAĞIZ Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Bakan Bozdağ’dan anahtarı teslim alarak, geçmişte yaşanan hatalardan ders alınması gerektiğini vurguladı. Cezaevini kültür ve bilim yuvası haline getiren bakanlık olmaktan şeref duyduğunu aktaran Bakan Ersoy, şöyle konuştu: “Geçmişteki yanlışlarımızdan, hatalarımızdan ders çıkarmalıyız ve gelecekte bunları tekrarlamamak içinde hatırlamamız gerekiyor. O yüzden burası yeniden planlanırken aslında anı-müze olarak planlanacak ama cazibe noktası haline gelmesi için kültürel etkinliklerle, kültürel noktalarla da canlandırılacak. Önemli olan başta Diyarbakır olmak üzere vatandaşların birçok sebepten dolayı burayı düzenli olarak ziyaret etmeleri ve her ziyarette geçmişte yapılan yanlışları görüp ders çıkarmaları esas alınıyor. Eskiden girilmesi yasak olan, girilmesi çok zor olan girdikten sonra da çıkması çok zor olan bir yerdi. Şimdi girilmesi de çıkması da kolay olan halkla bütünleşen bir merkez haline gelecek. Çok önemli bir adım atıyor Sayın Cumhurbaşkanımız. Sayın Bakanın da belirtiği gibi Bakanım cezaevi kapatan bir Bakan olma onurunu yaşıyor. Biz de cezaevini bir bilim yuvası, kültür yuvası haline getiren bir bakanlık olma şerefini yaşayacağız inşallah.”

1 yıl önce

Bakan Soylu: Bir PKK'lı teröristi ikna ederek adalete teslim etmek üzere Cezayir'den getiriyoruz

Dokuz Eylül Üniversitesi 2022-2023 Akademik Yılı Açılışı nedeniyle Sabancı Kültür Merkezi'nde düzenlenen törene katılan Soylu, Türkiye'nin ilk kez etrafındaki coğrafyaya uzanan, kendisini ifade eden, sorunlara, geçmişine sırtını dönmeyen, çoğulculuğu bir fırsat olarak gören bir tabloyla tarihi bir fırsat yakaladığını vurguladı. Bundan yüz yıl sonra bu dönemde yakalanan fırsatın tartışılacağını anlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer biz 21. asrın başından itibaren Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu iradeyle birlikte savunma sanayisini yüzde 20'den 80'e çıkarmasaydık bugün Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Kızıltepe, Nusaybin'de... Afrin'den Hakurk'a kadar, karşı tarafta da Tel Abyad'dan Resulayn'a kadar füzelerle, bombalarla sınır bölgelerimizdeki insanların hayatı zindana dönmüş olacaktı. Zeytin Dalı Harekatı ile beraber Amerika, Kanada hepsi bize ambargo koydular, bize 'giremezsin' dediler. Peki biz niçin girmek istedik? Karşı taraftaki terör örgütünün, sınırlarımızı ve ülkemizi taciz etmesinin engellenmesini sağlayabilmek, oradaki insanlarımızın can ve mal güvenliğini temin etmek için girdik. Başka bir şey için değil. Peki ne yaptılar? İnsansız hava araçlarının kameralarını Kanada ambargoladı. Almanya, 'benim verdiğim tanklarla giremezsin', Amerika 'benim verdiğim mühimmatları orada kullanamazsın' dedi. Endişelenmedik mi, endişelendik doğru. Ama başka bir şey yaptık. Bu ülkenin gücünü bir kez daha sınadık ve kazandık. Genç mühendisler, Amerika'nın, Kanada'nın, Avrupa'nın vermediğini bir ay içerisinde ürettiler ve Türkiye'ye Afrin'de bir terör örgütünü tasfiye etme zaferini kazandırdılar." Türkiye'nin terörle mücadelede 15 Temmuz'dan sonra konsept değişikliğine gittiğini, terör örgütünün havzasının daraltıldığını anlatan Soylu, 2014 yılında terör örgütüne katılan sayısının 5 bin 558 iken bugün 41'e indiğine dikkat çekti. "PKK, bir kadın örgütüdür" Bugün kayyum yöneticilere itiraz edenlerin bulunduğunu, geçen hafta Diyarbakır'ın ilçelerini ziyaret ettiğini, altyapılarının Anadolu'nun birçok ilçesinden daha iyi hale geldiğini gördüğünü aktaran Soylu, şunları kaydetti: "PKK, bir kadın örgütüdür. Kadın örgütü olmasının temelinde birçok kendi adına sosyoloji, felsefesi de vardır. Sadece terörle mücadeleyi değil terörizmle mücadeleyi ortaya koyan bir anlayışı sergiledik. Bunun devam etmesinin sonucudur. PKK ile ilgili yeni bir iş başlattık. Annelerin, babaların, ailelerin, kardeşlerin üzerinden on binlerce insanla görüşerek... Şu anda Cezayir'den bir PKK'lı teröristi ikna ederek adalete teslim etmek üzere getiriyoruz. 2016'nın başında terör örgütüne katılmış, 2019, 2020 yıllarında Cezayir'e gitmiş. Annesiyle irtibat kurduk ve getirdik. " Teröristlere annelerinin "teslim ol" mesajlarını iletmek üzere de çalışma yaptıklarını dile getiren Soylu, "Biz karar verdik, 29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye'de bir tek terörist kalmayacak. Bunun için bütün mücadeleyi yapıyoruz. Artık Türkiye, kendi içerisindeki bu PKK terör hadisesini tamamlamış ve bitirmiş olacak. Belki bizim, Cumhuriyet'in ikinci asrına bırakabileceğimiz en önemli olgulardan bir tanesi de budur." diye konuştu. Bu mücadelede elde edilen başarının arkasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'nin terörle mücadelesini profesyonelleştirmesinin önemli payının bulunduğuna dikkati çeken Soylu, doğu ve güneydoğunun kalkındırılmasının da bu çalışmanın bir boyutu olduğuna işaret etti. Türkiye'deki terörist sayısının 120'nin altına düştüğünü söylediğini, ancak bu rakamın daha da aşağıya indiğini vurgulayan Soylu, "İnşallah onu da belli bir rakamdan sonra söylemiş olacağım." ifadesini kullandı. Göç konusundaki çözüm önerileri Soylu, Cumhuriyet'in birinci asrının yaşayanlarının ve evlatlarının onu ikinci yüzyıla taşıdıklarını, bunu da ciddi küresel sorunları olan, istikrar timsali gelişmiş ülkelerin bile istikrar sorunları yaşadığı bir yüzyılda yaptıklarını belirtti. Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde yaşanan sorunları anlatan Soylu, dünyanın dört temel krizi bulunduğunu, bunların salgın, enerji krizi, göç ve bunların getirdiği ekonomik meseleler olduğunu aktardı. Bakan Soylu, göç krizinin daha yeni başladığını belirterek, göç veren ülkeler zengin olmadan, oralardaki sorunlar sona ermeden sorunun bitmeyeceğini söyledi. Dünyadaki zengin ülkelerin, göç sorununu yerinde çözebilecek imkana sahip olmasına rağmen bunu yapmadığını, büyük devletlerin göç politikasında küresel bir öneri getiremediklerini kaydeden Soylu, şöyle devam etti: "Dünyada göç politikasıyla ilgili en gerçekçi, en temel çözümleri ve önerileri Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye koymuştur. Çok net. 2011 yılından itibaren politikasız hiçbir adım atmadık. Türkiye'ye gelenlerin biyolojik verileri dahil olmak üzere geldiği kamplar dahil olmak üzere sınır ötesinde nerede onları tutabileceğimize yönelik yaptığımız planlamalar dahil olmak üzere. İstihdama nasıl katlanabileceğini ortaya koymak üzere. Sadece bu yıl şu ana kadar 2,5 milyon insana kendi ülkelerine dönene kadar uyum eğitimi vermek dahil olmak üzere. Düzensiz göçle mücadele, düzenli göçle ilgili ve uyumla ilgili strateji belgeleri ve politikalar dahil olmak üzere, çıkarılan kanunlar olmak üzere Türkiye, Avrupa'dan, dünyadan çok daha bilinçli, çok daha stratejik adımlar atmıştır. Avrupa ancak günde 9 bin kişinin geçtiği 2015 yılının sonunda Suriye'deki savaşın sonuçlarını anlayabildi."

1 yıl önce

Solculara ‘hak, hukuk adalet’ aratan CHP’li Kani Beko’dan iki kızı ve damadına belediyede torpil

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko’nun iki kızı ve damadının İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalıştığı ortaya çıktı. TV NET ekranlarında Taha Hüseyin Karagöz’ün sunduğu Sert Sorular’a konuk olan Beko, ”Karşı karşıya geldiğiniz İzmir Büyükşehir Belediyesinde 2 kızınız ve damadınızın kadrolu işe alındığı iddiası doğru mu?” sorusuna, ‘’Doğru’’ diyen Beko için sosyal medyada, ‘’Solculara-devrimcilere hak, hukuk, adalet arat. Kendi çocuklarını torpille işe aldır. Harika bir mücadele örneği sergiliyorlar’’ şeklinde yorumlar yapıldı. Beko, kızının spor bölümünden mezun olduğunu ve bakmakla yükümlü olan bir ailesi, çocukları olduğunu kaydederek, bunun için çalışması gerektiğini söyledi. İşte Beko’nun açıklaması; https://twitter.com/tvnet/status/1585388465289629697?s=46&t=67hEibd56dOIjFj9jsZ8fQ

1 yıl önce

CHP'li 3 vekil hakkında hazırlanan fezlekeler TBMM'ye sunulmak üzere Adalet Bakanlığı'na gönderildi

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Yalova 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/145 esas sayılı dosyasının 27 Ekim 2022 tarihli duruşmasına izleyici olarak katılan CHP Milletvekilleri Ali Mahir Başarır, Seyit Torun ve Turan Aydoğan'ın duruşma sırasında yargılamaya müdahale etmeleri, mahkeme heyetine hakaret ve tehditvari sözler sarf etmeleri ve kürsüye yürümeleri ile ilgili olarak Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı belirtildi. Söz konusu soruşturma dosyasının yetkisizlikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Cumhuriyet Başsavcılığımızca yapılan soruşturma sonucunda adı geçen milletvekilleri hakkında duruşma hakimlerine alenen hakaret ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından dolayı ayrı ayrı tanzim edilen fezlekeler, TBMM Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmiştir."

1 yıl önce

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP'li Ali Mahir Başarır’ın içinden geçti!

https://twitter.com/bugunguncel/status/1592929627525505024?s=46&t=47dUEoy-sKMDN4bDwuV4_g Yalova Adalet Sarayı'nda mahkeme salonunu basarak hakimleri ve savcıları tehdit eden CHP'li vekil Ali Mahir Başarır'a Adalet Bakanı Bekir Bozdağ sert tepki gösterdi. Bozdağ, “Ben Adalet Bakanıyım, Hakimler Savcılar Kurulunun Başkanıyım, orada görev yapan hâkime, savcıya hakaret edene cevap vermek, haddini bildirmek, had bilmeze had öğretmek benim vazifem” dedi. Şanlı Türk ordusuna “satılmış” diyecek kadar alçalan; şehit cenazesinde 32 dişini göstererek sırıtan Başarır, kendini şamar oğlanına çeviren Adalet Bakanı Bozdağ'ın üzerine yürüdü.

1 yıl önce

Bakan Bozdağ: Yapılan siyasi taraftarlık adalete zarar vermektedir

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında kesinleşmiş hapis ve siyasi yasak yok. Böyle bir algı oluşturuldu. Bu karar karşı temyiz yolu açıktır, nihai karar sonra açıklanacak." dedi.

1 yıl önce

Fransa Adalet Bakanı, PKK’lı teröristleri kabul etti!

Fransa Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti tarafından örgütün Fransa yapılanması CDK-F heyeti kabul edildi. Heyette, terör örgütü PKK’ya üye olma, terör örgütü propagandası yapma suçundan aranan, 2019 yılında Fransa tarafından PKK/KCK terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle mal varlığı dondurulan CDK-F’nin sözcüsü Agit Polat yer aldı. FRANSA’YI SAVAŞ ALANINA ÇEVİRDİLER Geçtiğimiz günlerde, Terör örgütü PKK, Paris’i savaş alanına çevirmiş, 30’un üzerinde Fransız polisi yaralanmıştı. https://twitter.com/remybuisine/status/1606637135469350913?s=46&t=UK85dVh03TJimiZJ5vZSmxXhYYtHA-2MCiPcdG9puqw

1 yıl önce

İBB tarafından işten çıkarılan vatandaştan Ekrem İmamoğlu'na tepki: Hak diyorsun, adalet diyorsun!

Durmuş, 'Ekrem başkan, 17 bin kişiyi işten çıkardın. Hak diyorsun, adalet diyorsun. Bunu söyleyin önce.' diyerek tepki gösterdi. Yaşanan bu olay sonrası İmamoğlunu'nun korumaları Durmuş'u salondan çıkarttı. KİPTAŞ'ın kentsel dönüşüm projesi kapsamında 1. etabı tamamlanan ve 155 daireden oluşan Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri'nin anahtar teslim töreni yapıldı. Törende konuşan İmamoğlu, yaşadıkları engellemelere rağmen projenin ilk etabını planlanan tarihten önce tamamladıklarını söyledi. Bu sırada, Birol Durmuş isimli bir vatandaş "Ekrem başkan, 17 bin kişiyi işten çıkardın. Hak diyorsun, adalet diyorsun. Bunu söyleyin önce." diyerek tepki gösterdi. Kürsüden vatandaşa karşılık veren İmamoğlu, "Sen saygısız bir konuşma yapıyorsun. Böyle olmaz. Beyefendi otursun, sakinleşsin." dedi. İmamoğlu'nun korumaları, daha sonra Durmuş'u salondan çıkardı. Salondan dışarı çıkarılırken tepkisini sürdüren Durmuş'un üzerine "Lanlı konuşma" diyen bir koruma yürümek istedi. Sivil polisler, araya girip gerginliğin büyümesini önlerken Durmuş, "Beni mi döveceksiniz?" diyerek korumaya tepki gösterdi. "12 YIL BOYUNCA ÇALIŞTIĞIM İSPARK'TAN ÇIKARILDIM" Durmuş, "İBB seçimleri öncesi, o dönem AK Parti adayı Binali Yıldırım'ın kazanacağı yönünde paylaşımlar yaptığım için 12 yıl boyunca çalıştığım İSPARK'tan çıkarıldım. Sözde demokratlar, sözde özgürler. Kanser oldum." dedi. Akciğer kanserine yakalandığını aktaran Durmuş, "Üç sene önce sağlıklı adamdım. Kafama taktım, kolay mı? Siz beni engelli yaptınız. Kiramı veremiyorum. Devletin verdiği engelli parası ve sosyal yardımlarla yaşıyorum." diye konuştu. Belediyeden olduğunu belirten bir yetkili, Durmuş'a kendisini Ekrem İmamoğlu ile görüştüreceğini söyledi. Programda, konuşmasını yaptıktan sonra sahneye çağrılan vatandaşlara anahtarlarını teslim eden İmamoğlu alandan ayrıldı.

1 2 3 4 5 6 7 8