28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

Pakistan Başbakanı Han: ABD'nin müdahalesi, Afganistan'da daha çok terörist doğurdu

Başbakan Han, CNN’e verdiği röportajda, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, Afganistan’daki son durum ve diğer meseleler hakkında açıklama yaptı. Han, ABD’nin kendi vatandaşlarına insansız hava aracı saldırılarının doğru ve teröristleri hedef aldığını söylediğini anımsatarak, "Köylerde patlayan bombalar nasıl sadece teröristleri hedefler?" dedi. ABD halkının bu şekilde patlayan bombaların yol açtığı yan zararlardan haberi olmadığını belirten Han, Washington yönetiminin insansız hava aracı saldırılarına ilişkin politikasını gözden geçirmesi gerektiğini kaydetti. Han, ABD’nin Afganistan’da teröre karşı savaşının daha çok terörist doğurduğunu söyledi. 80 bin kişi öldü Pakistan’ın Afganistan'da ABD ile iş birliği halinde olduğu gerekçesiyle intikam saldırılarına maruz kaldığını hatırlatan Han, "Tüm ülkede intihar bombaları vardı. Biz 80 bin kişi kaybettik” diye konuştu. Han, Afganistan’daki mevcut durum sebebiyle 40 milyon kişinin dar boğazda olduğuna işaret ederek, ABD halkının Taliban hükümetinden hoşlanmama ile son derece zor şartlarla karşı karşıya kalan Afganları birbirinden ayırt etmesi gerektiğini dile getirdi. 'Taliban'ın alternatifi yok' Afganistan’da bir şeylerin ilerlemesi adına şu an dünya için tek seçeneğin Taliban ile ilişki kurmak olduğunu vurgulayan Han, "Şu anda Taliban’a bir alternatif var mı? Hayır yok" dedi. Han, Taliban’ın gönderilmesi halinde bu durumun Afgan halkı için faydalı olup olmayacağını sorgulayarak, dünyanın Taliban’a sırt dönmesinin ülkede kaosa yol açacağına dikkati çekti. ABD’nin Taliban’ı er veya geç tanıması gerektiğini ifade eden Han, dünyanın Taliban’ı tanımadan önce bazı garantiler istediğine işaret etti. Cammu Keşmir'de yargısız infazlar vurgusu Han, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki duruma da değinerek, ülkesinin Pekin Büyükelçisi'nin bölgeye gittiğini ve rapor ettiklerinin Batı medyasında yer alanlardan farklı olduğunu savundu. Cammu Keşmir’de son 35 yılda yaklaşık 100 bin Keşmirlinin öldüğünü belirten Han, bu bölgede 800 bin Hint askeri olduğunu ve yargısız infazların yaşandığını kaydetti.

2 yıl önce

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın “Afgan mafya liderine Türkiye’de vatandaşlık verildi” yalanı

https://twitter.com/umitozdag/status/1495703636567105541?s=21 Türkiye’deki yasaları çok iyi bilen Ümit Özdağ, bulunduğu ülkede suça karışmış bir kişinin Türkiye’de vatandaşlık alamayacağını çok iyi biliyor. Türkiye’den vatandaşlık isteyen herkese uygulanan arşiv araştırması ile “Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığı, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydı ve hakkında herhangi bir sınırlama olup olmadığı” tespit ediliyor. FETÖ terör örgütü üyelerine “algı yönetimi” dersleri veren Ümit Özdağ’ın “Bir ülkeyi karıştırmak için neler yapmalısınız” dersinde FETÖ’cü talebelerine anlattığı taktikleri, bugün Türkiye’de kullanmasını hayretle takip ediliyor.

2 yıl önce

NATO'nun korktuğu başına geldi! BBC analisti 'Yeni Afganistan doğuyor' dedi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ordusunun stratejik nükleer gücünü "alarm seviyesine" geçirdiğini açıkladı. Kremlin'de üst düzey savunma yetkilileriyle bir araya gelen Putin, Batı'nın Rusya'ya karşı düşmanca adımlar attığını, "yasa dışı ekonomik yaptırımlar uyguladığını" söyledi. Putin nükleer gücü alarm seviyesine getirme gerekçesi olarak NATO yetkililerinin "agresif açıklamalarını" gösterdi. BBC analizine göre bu adım Putin'in, Batı ülkelerinin Rusya'ya yönelik yaptırımlarına öfkesini ve aynı zamanda ülkesinin NATO tehdidi altında olduğuna dair paranoyasını gösteriyor. Bu açıklama Batı'da da büyük dikkat çekti. Bu tür bir gerginlik tam da NATO askeri planlamacılarının korktuğu şeydi. NATO'nun Ukrayna'ya asker göndermeyeceğini açıklamasının nedeni de buydu. Öte yandan Rusya'nın işgali planlandığı gibi ilerlemiyor. İşgalin dördüncü gününde hâlâ hiçbir büyük Ukrayna kenti Rus kontrolüne geçmedi ve Rusya ağır kayıplar veriyor gibi gözüküyor. Bu durum Moskova'da sabırsızlık ve hayal kırıklığına yol açacak. Belarus sınırındaki görüşmelerden de hem Moskova hem Kiev'i tatmin edecek bir sonuç çıkması zor gözüküyor. Putin Ukrayna'nın tamamen Rus etkisine girmesini istiyor. Zelenskiy ise ülkesinin bağımsızlığını savunuyor. Buradan bir uzlaşma çıkması zor. Bugün Batı'ya verilen nükleer uyarıyı da buna ekleyince, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısının önümüzdeki günlerde yoğunlaşmasına ve sivillerin hayatına, şu ana kadar gösterildiğinden daha da az özen gösterilmesine tanık olabiliriz.  PUTİN İÇİN UKRAYNA, AFGANİSTAN'A DÖNÜŞEBİLİR Tarih savaşı başlatmanın bitirmekten çok daha kolay olduğunu gösteren pek çok örnekle dolu. ABD'nin 2001'de Afganistan'ı, 2003'te de Irak'ı işgali kesinlikle bu örneklerden ikisi. Vladimir Putin için ise Ukrayna böyle bir örneğe dönüşebilir. Tüm askeri planlar yalnızca düşmanla ilk temas anına kadar geçerlidir derler. Rusya'nın Ukrayna'daki planları için de bunu söylemek mümkün. Royal United Services Institute düşünce kuruluşundan Avrupa güvenliği uzmanı Ed Arnold, Rusya'nın ilk saldırılarının etkileyici olmadığını ve beklenenden daha yavaş olduğunu söylüyor. Bunun birden fazla nedeni olduğunu düşünüyor. İşgallerde kullanılan askeri doktrinin, genellikle ezici bir güçle düşman ülkeye girmek şeklinde olduğunu belirten Arnold, Rusya'nın Ukrayna etrafındaki 150-190 bin askerinin tamamını henüz kullanmadığına dikkat çekiyor. İLK İŞGAL YARI GÜÇLE BAŞLATILDI Bunun nedeni, Rusya'nın geri kalan birlikleri işgalin ilerleyen safhaları için saklaması olabilir. Orduların planlarını gözden geçirirken bir miktar gücü yedekte tutması normal bir yaklaşım. Batılı yetkililer, ilk işgalin sınırdaki güçlerin yarısıyla başlatıldığını tahmin ediyor. Saldırıların birden fazla cepheden başlatılması da işleri daha karmaşık hale getirdi. Rusya beklendiği kadar hava saldırısı ve top atışı da yapmadı. Arnold "Burada en önemli nokta, Rusya'nın beklemediğini tahmin ettiğim güçlü bir Ukrayna direnişiydi" diyor. Öte yandan Rus generallerin karşılaşılan aksaklıkların üstesinden gelebileceğini düşünüyor. İngiltere ordusunda üst düzey komutanlık yapmış Sir Richard Barrons ise Rusya'nın askeri hedeflerini kısa bir süre içinde gerçekleştirebileceği görüşünde. Barrons Rus saldırısının ilk hedeflerinin Ukrayna ordusunu dağıtmak, merkezi hükümeti devirmek ve Ukrayna'nın bir kısmını ilhak etmek olduğunu söylüyor. Rusya bu hedeflerin bir kısmı için ilerleme kaydetmiş görünüyor. Ukrayna'nın güneyinde işgali genişleten Rus birlikleri, 2014'te işgal ettikleri Kırım ile Rusya arasında bir kara bağlantısı sağladı. Arnold bunun "küçük bir hedef" olduğunu belirtiyor. Ukrayna'nın en deneyimli askerlerinin bir kısmı yıllardır Donetsk ve Luhansk'taki cephelerde yer alıyor. Bugüne kadar Rusya'nın bu bölgelerden ilerleme girişimlerini cesurca püskürttüler. Fakat etrafları kuşatılırsa buna devam etmekte zorlanacaklardır. Ukrayna ordusunun büyük bir kısmının çatışma içinde olması, onları başka yerlere sevk etmeyi de zorlaştırıyor. Rusya Kiev'e doğru ciddi bir şekilde ilerledi. Ciddi bir direniş merkezi olan başkentin ele geçirilmesi ana hedeflerden biri. Vladimir Putin, Volodimir Zelenskiy'in demokratik bir şekilde başa gelmiş iktidarını kendi rejimiyle değiştirmek istiyor. Ed Arnold "Kiev ele geçirilmezse Rusya başarılı sayılamaz" diyor. Burada esas soru, bunun ne kadar kolay olacağı. Rus birlikleri kenti kuşatmaya çalışıyor gibi gözüküyor. Fakat ne kadar ilerlerlerse karşılarındaki direnç de o kadar artıyor. Kent savaşları genellikle savunan tarafa büyük bir avantaj sunar. Saldırganlar sokak sokak ilerlemekte zorlanır, binalar birer savunma mevzisi haline gelir. Siviller hem direnişin parçası hem de hedef olurlar. Kent savaşları en zor ve kanlı savaşlardır ve daha fazla askeri güç gerektirir. Dinyeper Nehri Ukrayna'nın doğusu ile batısı arasında doğal bir bariyer oluşturuyor. Ed Arnold Rus birliklerinin bu nehrin batısına geçmemeyi tercih edebileceğini söylüyor. Kiev ve ülkenin doğusunu işgal ederlerse, nehrin batısına ilerlemenin getirisinin düşük olacağını ekliyor. Vladimir Putin başkent işgal edilip Ukrayna ordusu yenildikten sonra direnişin sonlanacağını umuyor olabilir. Fakat 190 bin askerlik bir ordu bir işgal için yeterli olsa da, askeri uzmanlar bu sayının Avrupa'nın en büyük ikinci ülkesini işgal altında tutmak için yeterli olup olmadığı konusunda şüpheli. Irak'ta İngiltere ordusunun komutanlığını yapmış olan General Barrons, "Putin 150 bin kişilik bir orduyla Ukrayna'nın tamamını işgal altında tutmayı umuyorsa, bu ancak halkın rızasıyla mümkün olabilir" diyor. Ukrayna'nın doğusunda Rusya yanlıları olsa da Rusya'nın atayacağı bir hükümet 40 milyondan fazla olan nüfusun rızasını almakta zorlanacaktır. General Barrons Rusya'nın Ukrayna ordusunu yenecek gücü olduğunu fakat Ukrayna ordusunun yenilmesinin ardından ciddi bir sivil direnişin devam edeceğini düşünüyor, "Putin'in bütün Ukrayna'yı kontrol edebileceğini düşünmesi büyük bir hesap hatası olabilir" diyor.

2 yıl önce

Afgan ve Suriyeli sığınmacıları ölüme iten Yunanistan Başbakanı Miçotakis: Ukrayna'dan gelecek mültecileri kabul etmeye hazırız

Rusya Ukrayna savaşı 6. gününde devam ederken, yüzlerce Ukraynalı mülteci ülkeyi terk ediyor. Çevre ülkeler, yüzlerce aileyi güvenli bölgelere yerleştirmeye çalışırlen Yunanistan'dan skandal bir hamle geldi. "KABUL ETMEYE HAZIRIZ" Afgan ve Suriyeli sığınmacıları ölüme iten Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'yı hedef alan yaptırımlarını desteklediklerini ve Ukrayna'dan gelecek mültecileri kabul etmeye hazır olduklarını duyurdu. "ONLAR BİZDEN" Miçotakis, açıklamasında "Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve Ukrayna halkı ile tam dayanışma" ifadesine yer verdi. Ukrayna'nın Avrupa Birliği (AB) tercihini memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Miçotakis, "Onlar, bizlerden biri" ifadesini kullandı. ÖLÜME GÖNDERMİŞLERDİ Ancak Yunanistan, her yardıma ihtiyacı olan mülteciye karşı böyle değil. Geçtiğimiz günlerde Yunanistan, onlarca mülteciyi korunmasız bir şekilde geri itmiş ve ölmelerine sebep olmuştu. Bu skandal, dünya gündemini oldukça meşgul etmişti.

2 yıl önce

Reytingi düşen haber siteleri ‘Afgan akını’ yalanına sarılıyor

Sosyal medyada etkileşim peşinde koşan ve elde ettikleri etkileşim istatistikleri ile reklam alma derdinde olan haber sitesi görünümlü sosyal medya kullanıcılarının ‘yalan haberciliği’ devam ediyor. Türkiye’de reytingi yüksek olan Suriyeliler ve Afganlar konusunda neredeyse her gün yalan haber üretip paylaşan sosyal medya hesaplarının birinde yayınlanan bir video kısa süre içinde diğerlerinde de yayılıyor. Özellikle son dönemde Türkiye’nin İran sınırından ülkeye kalabalık gruplar halinde giriş yaptığı gösterilen Afganlarla ilgili paylaşılan videolar tamamen sahte! İNSAN KAÇAKÇILARININ REKLAM FİLMİ Söz konusu görüntülerle Afganistan, Pakistan gibi ülkelerden Türkiye’ye gelmek isteyenleri dolandıran insan kaçakçıları, çektikleri kurgu videolar ile masum insanları dolandırıyor ve çoğu zaman zor iklim şartlarında ölüme terk ediyor. İnsan kaçakçıları, kurdukları YouTube kanalları üzerinden ‘işlerini kaliteli ve kusursuz yaptıkları’ algısı oluşturan videolarla Afganistan ve Pakistan başta olmak üzere bölgeden pek çok insanı dolandırıyor. Paralarını aldıkları insanları İran sınırları içinde bırakan insan kaçakçıları, “Türkiye sınırının çok yakında olduğunu, güvenlik için yürümeleri gerektiğini” söyleyerek düzensiz göçmenleri ölüme terk ediyor. Her yıl bahar aylarının gelmesiyle birlikte Van’ın İran sınırına yakın bölgelerde yüzlerce Afganistan ve Pakistan vatandaşının cesedi bulunuyor. YOUTUBE KANALLARINDA REKLAM YAPMIŞLAR Kurdukları YouTube kanallarında işlerini kusursuz ve konforlu yaptıkları algısı oluşturmak için reklam videoları yayınlayan insan kaçakçılarının videoları profesyonel bir ekip tarafından çekiliyor. YouTube platformunu ustalıkla kullanan insan kaçakçılarının videolarda oynattığı sözde mültecilerin ise çoğunun kendi adamları olduğu anlaşılıyor. VİDEOLAR YILLAR ÖNCESİNE AİT Geçtiğimiz günlerde bazı medya organlarının ve siyasilerin ‘sınırlarımız güvensiz’ başlıklarıyla yayınladıkları videoların ise insan kaçakçılarının YouTube kanallarından alındığı ve yeni kaydedildiğini iddia ettikleri görüntülerin geçen yıllara ait olduğu ortaya çıktı. İnsan kaçakçılarının Afganistan ve Pakistan’dan Türkiye’ye gelmek isteyen insanları kandırmak için çektiği videolardan telefon numarasını keserek paylaşan Aykırı haber sitesi daha önce de göçmenlerle ilgili yaptığı pek çok haberi düzeltmek zorunda kalmıştı.

2 yıl önce

Almanya, Ukraynalı mültecilere yer açmak için geçici barınaklardaki Suriyeli, Afgan ve Afrikalı aileleri çıkarmaya başladı

Ukrayna krizi Batı'nın mülteci politikasındaki ikiyüzlülüğü gözler önüne serdi. Rusya'nın işgali sonrası Ukraynalıların önemli bir bölümü Avrupa Birliği ülkelerine sığınmayı tercih etti. Bu ülkeler de kapılarını Ukraynalılara sonuna kadar açtı. Fakat bu durum hâlihazırda Avrupa'da mülteci olan Ortadoğulu, Afrikalı ve Afgan mültecileri çıkmaza sürükledi. Almanya geçici barınaklardaki Suriyeli, Afgan ve Afrikalı aileleri çıkarmaya başladı. Danimarka ise Ukraynalı mültecilere yer açmak için "Suriye artık güvenli" diyerek yüzlerce Suriyeli mültecilerin oturma iznini geri çekti. Alman makamları Ukraynalı mültecilere yer açmak adına çok sayıda Suriyeli mülteci aileyi kaldıkları geçici barınaklardan çıkardı. UYARMADAN SÜRGÜN Yeni Şafak'ın haberine göre, Suriyeli aktivistler, yetkililerinin Suriyeli aileleri Almanya'da "Haimat" olarak adlandırılan geçici barınaklardan çıkararak önceden uyarıda bulunmadan sınır dışı ettiğini doğruladı. Nakledilen mülteciler zorla sürüldükleri yeni bölgede şartların çok kötü olduğunu ve küçük odalarda onlarca kişinin kaldığını söyledi. Aktivistler bu kararın sadece Suriyeli aileleri değil, Afgan ve Afrikalı aileleri de kapsadığının altını çizdi. Almanya, yaklaşık 780 bini Suriyeli olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden yaklaşık iki milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. HAPİSHANEYE GÖNDERDİLER Mülteci ayrımı dalgası Danimarka'da da kendini gösterdi. Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasından kısa bir süre sonra, Danimarka Göçmenlik Bürosu ülkedeki 98 belediyeden Ukraynalı mültecileri kabul etmelerini talep etti. Hükümet yetkilileri Ukraynalılara yer açmak için Suriye'nin bazı bölgelerinin güvenli olduğunu gerekçe gösterip yüzlerce Suriyeli mültecinin oturma iznini geri çekmeye başladı. Ukraynalı mültecilere açık kapı politikasını uygulayan Danimarka hükümeti, oturma izinlerini iptal ettiği yüzlerce Suriyeli mülteciyi hapishanelerde bir suçlu gibi bekletiyor. Aynı zamanda Danimarka, Esad güçleri tarafından öldürülme veya tutuklanma riskiyle karşı karşıya kalan mültecilere sığınma hakkı vermeyen ilk Avrupa ülkesi.

2 yıl önce

Van'ın İpekyolu ilçesinde Afganistan uyruklu 50 düzensiz göçmen yakalandı

Van İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince "göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti" ile mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar aralıksız devam ediyor. Göçmen Kaçakçılığı ile Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ile özel harekat polisleri, ihbar üzerine Hafiziye Mahallesi'ndeki tek katlı eve operasyon düzenledi. Evde yapılan aramada yurda yasa dışı yollardan girdikleri belirlenen 50 Afganistan uyruklu yakalandı. Düzensiz göçmenler, Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğüne götürüldü. Organizatör olduğu iddiasıyla 2 kişi gözaltına alındı.

2 yıl önce

CHP’liler bir öyle bir böyle! İzmir Barosu kaçak Afganların sınır dışı edilmesine karşı çıktı

Güvenlik güçlerince İzmir’de yakalanan 100 Afgan düzensiz göçmenin sınır dışı edilme kararına CHP’ye yakınlığı ile bilinen İzmir Barosu karşı çıktı. İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada geri gönderme kararının uluslararası hukuka aykırı olduğu iddia edildi ve kaçak Afgan göçmenlerin serbest bırakılmaları istendi. ‘İŞLEMLERE DERHAL SON VERİLMELİ’ İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada, “İzmir Geri Gönderme Merkezi yetkililerince yürütülen bu işlemlere derhal son verilmesini talep ediyoruz” denildi. Baro ayrıca, geri gönderilmek istenen mültecilere talep etmeleri halinde avukat desteği sunmaya hazır olduğunu bildirdi. Söz konusu açıklama şöyle: “17.04.2022 tarihinde İzmir Geri Gönderme Merkezi’nde, sayıları net olmamakla birlikte 100 kadar Afganistanlı göçmen ve mültecinin işkence ve kötü muameleye maruz bırakılarak “gönüllü geri dönüş belgeleri” imzalamaya zorlandıkları ve zorla parmak basmalarının temin edildiği ihbar edilmiştir. Bunun üzerine 18.04.2022 tarihinde Yönetim Kurulu üyemiz Av. Ayşe Kaymak, Geri Gönderme Merkezi’ndeki bazı yabancılar ile görüşmüştür. Görüşme yapılan kişilerce, 14.04.2022 tarihinde Afganistan Konsolosluk görevlileri tarafından Geri Gönderme Merkezi’nin ziyaret edildiği ve bu ziyaretle birlikte pasaportu olmayan yabancıları Afganistan’a sınır dışı etmek için düzenlenmesi gereken belgeleri imzalamalarının istendiği bildirilmiştir. ‘TALİBAN’A TESLİM EDİLEMEZLER’ Etnik kökenleri nedeniyle zaten yıllardır kötü muameleye uğrayan Hazara kökenli aileler; Afganistan’ın Taliban kontrolüne geçmesinden sonra zorla askere alınmaya çalışılan genç erkekler; zorla evlendirilmeye çalışılan ve eğitim hakları ellerinden alınan kız çocukları ve kadınlar; çeşitli sivil toplum örgütlerinde, insani yardım kuruluşlarında çalıştıkları için hain ilan edilen doktorlar, tercümanlar; devletin farklı kademelerinde görev yapan yetkililer, ülkelerinden kaçmak zorunda kalmışlardır. Bu kişilerin Taliban kontrolündeki konsolosluk görevlileriyle yüzleştirilmeleri dahi insan haklarına aykırıdır. Aydınlatılmış onamları alınmadan, kişilerin her biri için geri gönderilebilecek kişilerden olup olmadıkları yönünde araştırmalar yapılmadan yürütülen sınır dışı işlemleri, kanunlarımıza ve taraf olduğumuz sözleşmelere aykırıdır. Bu hukuksuz uygulama nedeniyle geri gönderilecek insanların göreceği en ufacık zararın, akacak her damla kanın sorumlusunun, görevini yapmayanlar olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 15 16