29 Nisan Pazartesi 2024
1 yıl önce

Selçuk Bayraktar: Yüksek teknolojiyle mana alemi Karabağ'da birleşiyor

TEKNOFEST dolayısıyla Azerbaycan'da bulunan Bayraktar, Ermenistan'ın işgalinden kurtarılan Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'yı ziyaret etti. Bayraktar'a ziyaretinde Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan'ın da aralarında bulunduğu birçok kurumun yöneticisi eşlik etti. İşgalden kurtarılmasında yerli ve milli insansız hava araçlarının önemli rol üstlendiği Şuşa'da Bayraktar; Cıdır Düzü, Aşağı Gövher Ağa Mescidi başta olmak üzere şehirde öne çıkan yerleri eşi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve beraberindekilerle ziyaret etti. Selçuk Bayraktar, Cıdır Düzü'nde yaptığı açıklamada, Karabağ'ın, gençlik yıllarında içlerinde kanayan bir yara olduğunu belirterek, "Allah'a şükür Türk orduları, Sayın Cumhurbaşkanlarımız, şehitlerimizin o aziz ruhu sayesinde Karabağ ve Şuşa tekrar hürriyetine kavuştu ve gayrimeşru işgalden kurtuldu. Milli olarak geliştirdiğimiz insansız hava araçlarımız burada ordularımıza destek oldu. Biz mühendisler için bir yüksek teknoloji eserinin böylesine anlamlı bir muharebede kullanılması en büyük onur ve şeref vesilesi." diye konuştu. "YÜKSEK TEKNOLOJİYLE MANA ALEMİ KARABAĞ'DA BİRLEŞİYOR" Teknolojiyi tek başına geliştirmenin pek bir anlamı olmadığını vurgulayan Bayraktar, onu anlamlı kılanın hangi nedenle, niyetle ve hedefle geliştirildiğiyle ilgili olduğunu ifade etti. Bayraktar, Bayraktar TB2'nin anlamını kazandığını aktararak, şunları kaydetti: "Mühendislik ve teknik ekibim adına rahmetli babam Özdemir Bayraktar, ağabeyim ve genel müdürümüz Haluk Bayraktar ve bana Karabağ Nişanı tevdi edildi. Bu da hayat boyu taşıyacağımız en büyük onurlardan. Az önce Karabağ'ın sembolü olan, yakamda rozetini gördüğünüz Har-ı Bülbül çiçeğiyle de tanıştık. Şuşa'nın polis müdürü bizlere burada çok nadir yetişen Karabağ'ın sembolü olan Har-ı Bülbül'ü de takdim etti. Eşimle birlikte ona İstanbul'a döndüğümüzde odamızın bir köşesinde gözümüz gibi bakacağız. TEKNOFEST'in de ilk kez yurt dışında düzenlendiği döneme denk geliyor bu ziyaretimiz. Bu da çok anlamlı. Çünkü TEKNOFEST uluslarımızın, milletimizin bağımsızlığı ve müreffeh olması için yüksek teknolojiyi geliştirme misyonunu tüm toplumla paylaştırma çabası. Özellikle yeni nesillerle buradaki verilen vatan mücadelesinin nasıl ki gelecek nesillere aktarılması çok önemliyse yeniden aynı acı olaylar yaşanmaması için TEKNOFEST'te de bu yüksek teknolojiyi geliştirerek verilen bağımsızlık çabasının tüm toplumla, gençlerle paylaşılması çok önemli. Yani her iki anlam burada. Yüksek teknolojiyle mana alemi Şuşa'da, Karabağ'da bir anlamda birleşmiş oluyor." "TOPRAĞIMIZDA GÖZÜ OLANLA SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİMİZİ DÜNYANIN BİLMESİNİ İSTERİZ" Doğa harikası ve bir kültür mirası olan, ecdattan kalan bu mirasın anlamını ve vatanın değerini daha iyi anlamak, bu teknolojiyi neden geliştirdikleri sorusunun cevabını bulmak için Şuşa'ya geldiklerini vurgulayan Bayraktar, "Türk milletinin ve TEKNOFEST'in uzandığı tüm coğrafyaları imkanları olursa TEKNOFEST'e buradan davet ediyorum. Aynı zamanda imkanları olursa bu kadim topraklarımızı, Karabağ ve Şuşa'yı ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum." değerlendirmesinde bulundu. Bayraktar, uzaktan yaşamakla gelip gözle görüp dokunma arasında çok büyük fark olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vatan hangi mücadelelerle, hangi zorluklarla korunur onu anlamak için gelip toprağı karış karış yürümek ve ecdadımızın bizlere bıraktığı eserleri de görmek gerekiyor. Orada yaşayan insanlarla halleşmek gerekiyor. Burada az önce 11 yaşında burayı işgalden dolayı terk etmek zorunda kalan polis müdürümüzle de görüştük. 30 sene sonra çocuklarıyla beraber burada kendi mahallesine, kendi çocukluğunun geçtiği yere çocuklarıyla beraber dönmüş. Başka hikayeler de dinledik. TEKNOFEST'te de yaşlı teyzelerimizden nasıl acılarla buraları bıraktıklarının hikayesini dinledim. Bütün bunları ancak gelip görüp yaşadığınızda anlayabiliyorsunuz. Bunları bizim çocuklarımıza aktarmamız, o şuuru ve vatan sevgisini aşılamamız gerekiyor. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok ama bizimkinde gözü olanla da sonuna kadar mücadele edeceğimizi, bunu yapmak için her alanda bilimse bilim, teknolojiyse teknoloji, cesaretse cesaret, bu yüreğe ve inanca sahip olduğumuzu tüm nesillerimizle birlikte bunu yapacağımızı dünyanın bilmesini isteriz. Şuşa'da arazinin sarp ve kayalık olduğunu biliyorduk. Böyle kıymetli olan yerlerin mücadelesi de daha çetin olur. Karabağ eşsiz bir doğaya sahip. Buraların Türk ordularının gayretiyle kurtarılması ve dünya tarihine de SİHA ile kazanılan ilk muharebe olarak geçmesi bizler için çok büyük anlam ifade ediyor. Bu tutkuyu ve anlamı nesillerimizle paylaşmak üzere TEKNOFEST'i düzenliyoruz. TEKNOFEST, Türkiye'nin sınırlarını artık büyük bir coşkuyla aştı. Can Azerbaycan'da ilk defa yapılıyor ve o vesileyle bizler de buraya gelebildik. İnşallah genç kardeşlerimiz çok daha önemli işlere imza atacaklar. Sadece savunma sanayisinde değil, uluslarımızı, milletimizi bağımsız ve müreffeh kılmak için çok büyük projelere imza atacaklar. Bütün gayretimiz bunun için." Azerbaycan tarih ve kültürünün simgelerinden olmasının yanı sıra hem bölgeye hakim coğrafi konumu nedeniyle stratejik önem taşıyan Şuşa, 8 Mayıs 1992'de Ermenistan güçlerince işgal edilmişti. Azerbaycan ordusu, Şuşa'yı 8 Kasım 2020'de işgalden kurtarmıştı. Zaferin ardından Şuşa, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 7 Mayıs 2021 tarihli kararnamesiyle Azerbaycan'ın kültür başkenti ve yine Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 2022 yılı "Şuşa Yılı" ilan edildi.

1 yıl önce

Selçuk Bayraktar: Dünya Türk'ün neler yapabileceğini Karabağ Savaşı'nda gördü

Türkiye dışında ilk kez Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali "TEKNOFEST"in son gününde de etkinlikler tüm hızıyla devam ediyor. Uçakların, insansız hava araçlarının, helikopterlerin ve zırhlı araçların sergilendiği festivale ziyaretçiler büyük ilgi gösteriyor. Festivalin son günü olması dolayısıyla buruk bir sevinç yaşandığını belirten Baykar Teknoloji lideri Selçuk Bayraktar, "Bir taraftan çok heyecanlıyız, bir taraftan üzgünüz. TEKNOFEST'in bugün son günü. Hiç bu kadar büyük bir ilgi beklemiyorduk. Burada, Bakü'de Türk uşaklarının geleceğinin yazıldığı ve hayallerinin yeşertildiği yerde olmak geleceğimiz için bizi çok mutlu ediyor. Keşke daha da devam etseydi ama gerçekten hiç unutamayacağımız bir deneyim oldu. TEKNOFEST'i ilk defa yurtdışında düzenledik ve can Azerbaycan'da oldu. O anlamda çok mutluyuz" dedi. "DÜNYA TÜRK'ÜN NELER YAPABİLECEĞİNİ KARABAĞ SAVAŞI'NDA GÖRDÜ" O esnada gökyüzünde devam eden Akıncı gösterisini işaret eden Bayraktar, "Toplumdaki büyük ilgiyi gördüm. Bu bizleri çok umutlandırıyor. Bu da büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Özellikle bizler bu kardeşliğimizi güçlendirirsek çok daha büyük işler yapacağız. Dünya zaten Türk'ün neler yapabileceğini Karabağ Savaşı'nda gördü. İnşallah tüm teknolojinin sivil alanlarında, tüm dünyaya dokunabilecek şekilde işler yapacak bizim uşaklar. O günleri de hep birlikte göreceğiz" açıklamasında bulundu. "İNŞALLAH BİR DAHA BÖYLE ACILAR YAŞANMAZ" Şuşa'yı ziyaret ettiğini ve çok etkilendiğini belirten Bayraktar, "Eşimle ve ekibimizle birlikte Şuşa'ya gittik. Gördüğüm manzara karşısında çok etkilendim. Eşimle iki rekat şükür namazı kıldık. Rabbime bugünleri gösterdiği için şükrettim. Çünkü bütün bunları ve zaferi veren rabbimiz. İnşallah bir daha böyle acılar yaşanmaz. Biz de nesillerimizi bu şuurla yetiştirmeliyiz ki böyle acılar bir kez daha yaşanmasın" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Gazeteci İsmail Saymaz, İYİ Partili üst düzey bir isimle görüşmesini aktardı: "Kılıçdaroğlu 3 Temmuz'daki altılı masa toplantısında adaylığını açıklayabilir."

Seçim tartışmaları yoğunlaşırken, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusu da daha fazla gündeme gelmeye başladı. Halk TV yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşe yazısında, İYİ Parti'nin önde gelen isimlerinden birinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakmadıklarını söylediğini yazdı. Saymaz'ın 'Çubuk'ta linç edilen Erdoğan ve Bahçeli olsaydı..." başlıklı yazısındaki ilgili bölüm şöyle: "Telefonun ucundaki İyi Parti'nin ağır topu, 'Artık Salı Grubu toplantılarımızda en çok cumhurbaşkanı adaylığı meselesini konuşuyoruz' deyince şaşırdım. Salı Grubu'nu ilk kez o konuşmada duyuyorum. İyi Parti'nin TBMM'deki grup başkanı, iki başkan vekili ve Başkanlık Divanı'ndan altı yöneticisi olmak üzere önde gelen dokuz ismi gölge kabine şeklinde her salı toplanıyor. Teşkilatlardan akan bilgiler ile TBMM gündemi ortaklaştırılıyor. Yol haritası çıkarılıyor. Görüşler rapora dönüştürülerek, Akşener'e aktarılıyor. '3 Temmuz'da gündeme getirecek' İyi Parti'nin ağır topu, kritik bir duyuma ulaştıklarını kaydediyor. 'Nedir?'diye sordum. 'Kılıçdaroğlu, 3 Temmuz'da bizim ev sahipliğimizde yapılacak altılı masa toplantısında 'Cumhurbaşkanı adayı olmayı düşünüyorum' diyebilir.' Sordum: 'Kemal Bey'in adaylığına nasıl bakıyorsunuz?' Şunları söyledi: 'Partimize sürekli ziyaretçi geliyor. Çarşamba günleri grup toplantısı olduğu için ana baba gününe dönüyor. Geldikleri yerlerde, Kılıçdaroğlu aday olursa kimsenin oy vermeyeceğini söylüyorlarmış. 'O mu aday olacak?' diye bize soruyorlar. Biz 'Henüz karar vermedik' diyoruz. 'Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamayız' algısı oluşmuş. Bu sözlere hepimiz muhatap oluyoruz. Farklı düşünen bir kişi yok. 'Mecbur kalırsak veririz' diyenler var ama azınlıktalar. Mutlak çoğunluk aksini düşünüyor.' 'Hangi gerekçeleri ileri sürüyorlar?' diye sordum. Şöyle devam etti: 'Aleviliğini öne atıyorlar. Bu konudan ayrıştırmak kabul edilebilir değil. Bir de HDP ile ilgili lafları dolayısıyla MHP ve AK Parti'den gelenlerde 'HDP'nin peşinden mi gideceğiz' algısı var.' 'Ya aday olursa?' dedim. Şu karşılığı verdi: 'Biz tartışmadan karar almıyoruz. Genel Başkan tahmin ediyorum ki il başkanlarını da çağırır. Hatta ilçe başkanlarına kadar inebilir. Buradan 'Hayır' çıkar. Genel Başkan'ın partiye rağmen 'Evet' demesi zor. Önce bizleri ikna etmeli. Aşağıyı serbest bırakırsa kimse evet demez.' İyi Parti'nin ağır topu telefonu kapatırken, 'Bizde Kılıçdaroğlu'nu sevmeyen yok, onu diyeyim. Kendi aramızda konuşuyoruz; hiç birimiz kötü demiyoruz. Şansı olsa hepimiz destekleyeceğiz. O ümidi vermiyor. Bir ideal için kurduk partiyi, kaybedersek hangi yüzle siyaset yapacağız?' diyor."

1 yıl önce

AB fonlarını PKK’ya aktaran 16 kişi tutuklandı: GÖÇİZDER

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun tespitlerine göre söz konusu derneğin elde ettiği yaklaşık 338 bin dolarlık fonla çıkardıkları yayınlarda, seminer gibi etkinliklerde terör örgütü propagandası yaptıkları ve Türkiye'yi karaladıkları belirlenmiş, 3 Haziran'da İstanbul'da 15 ilçe ile Ankara, Malatya, Muğla ve Kocaeli illerindeki yapılan eş zamanlı operasyonlarda 22 şüpheli yakalanmıştı. 16 KİŞİ TUTUKLANDI Çok sayıda örgütsel doküman, yasaklı yayın ve dijital materyalin ele geçirildiği operasyonda yakalanan 22 kişi, Terörle Mücadele Şubesindeki sorgularının ardından dün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi. AB'den aldıkları fonları bölücü terör örgütü PKK'ya aktardıkları ya da örgütsel propagandalarda kullandıkları gerekçesi ile 16 kişi çıkarıldıkları mahkemece "Terörün Finansmanı Suçu" çerçevesinde tutuklanarak cezaevine konuldu.16 şüpheli tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi. HENDEK-BARİKAT EYLEMLERİNE YAPILAN MÜDAHALELERİ SÖZDE "KATLİAM" OLARAK NİTELENDİRMİŞLER Sosyal göç hareketleri konusunda araştırma yapmak ve proje geliştirmek amacıyla AB'den aldıkları finans desteğini bölücü terör örgütü PKK/KCK'ya aktardığı tespit edilen GÖÇİZDER'in, propaganda içerikli kitap, rapor vb. yayınlarda özellikle 2015 ve 2016 yıllarında güvenlik güçlerince yapılan hendek-barikat eylemlerine yapılan müdahaleleri sözde "katliam" olarak nitelendirdikleri anlaşıldı. Aynı yayınlarda Avrupa Birliğine üye ülkelere Türkiye'yi Kürt vatandaşlara bilinçli olarak kötü muamele edildiği yalanını yazan derneğin, Kürt kökenlilere yönelik hak ihlallerinin yapıldığı algısını yaymaya çalıştıkları tespit edildi. AKTARILAN FONLAR MASAK RAPORUNDA İstanbul Bahçelievler'de faaliyet gösteren söz konusu dernek aracılığıyla sağlanan yabancı fonların örgütsel etkinliklerde kullanıldığı görüldü. Hileli, danışıklı hukuk işlemleri ile elde edilen kaynakların da terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda harcandığı belirlendi. MASAK tarafından yapılan incelemede, özellikle 2015 yılında yaşanan hendek ve barikat olayları sırasında göç etmek zorunda kalan, çıkan çatışmalarda ölen veya yakını terör örgütünün dağ kadrosunda faaliyet yürüten kişilerin ailelerine sistematik şekilde, aynı oranda para aktarıldığı tespit edildi. MASAK raporunun yanı sıra teknik ve fiziki dinleme ve izleme ile açık kaynaklardan elde edilen bilgiler doğrultusunda 3 Haziran'da İstanbul merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda 22 kişi yakalanmıştı.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’nın ‘GÖÇİZDER’ raporu ortaya çıktı! AB fonları Kandil’e aktarılmış

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı DİAYDER isimli PKK terör örgütüne eleman devşirip örgüt adına faaliyet gösteren derneğe yaptığı operasyonun ardından bu kez yine PKK terör örgütü adına faaliyetlerde bulunan Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER)‘e 5 Haziran tarihinde bir operasyon düzenlendi. Sabah’taki habere göre; İstanbul merkezli 5 ilde, terör örgütü PKK’nın amaç ve hedefleri doğrultusunda faaliyet gösterdiği tespit edilen GÖÇİZDER yönelik operasyonda gözaltına alınan 22 şüpheli gözaltına alındı. Sözde derneğin özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan göçlerin sözde devletin baskısı sonucu meydana geldiği izlenimi vererek göç eden ailelerin yanında olduğu izlenimiyle örgüte dâhil etmeye çalıştıkları ortaya çıktı. ASIL AMAÇ TÜRKİYE’Yİ ULUSLARARASI ARENADA ZOR DURUMA SOKMAK Avrupa Birliği tarafından yüksek meblağlarla fonlanan örgütün, özellikle dağda çocuklarını kaybetmiş ailelere (DEĞER) yönelik yürüttüğü faaliyetleri mercek altına alındı. Göç İzleme Derneği’nin asıl amacının PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet yürüten, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden yaşanan göçlerin sözde Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından yapılan baskı ve zulümler nedeniyle olduğunu savundukları belirlendi. Göç eden aileleri sözde yardım ve dayanışma adı altında devlet aleyhine kışkırtan, ayrıca örgütün göç eden ailelerinin yanında olduğu imajı vererek örgüte bağlılığını arttırmaya çalıştıkları ortaya çıktı. Örgütün asıl amacı ise bu faaliyetlerle Türkiye’yi uluslararası arenada zor duruma düşürmek. AB FONLARI KADROLU ÖRGÜT MENSUPLARINA AKMIŞ Dernek PKK/KCK terör örgütü Avrupa çatı yapılanması Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) baskısı ile Türkiye’de faaliyete geçirmek üzeri sundukları sözde projelerin Avrupa Birliğince kabul gördüğü ve belirtilen derneğe bu projelerde kullanılmak üzere yüksek meblağlarda döviz yardımında bulunulduğu saptanan deliller arasında yer aldı. Avrupa Birliğinden gelen fonların ise kadrolu örgüt mensupları olarak tabir edilen deneyimli örgüt mensuplarının finansmanında kullandığı eylem ve etkinliklerde kullanılan materyallerin maliyesinin bu kanaldan sağlandığı belirlendi. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN RAPORU DERNEĞİN ÖRGÜT FAALİYETLERİNİ DEŞİFRE ETTİ 2020 yılında İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri tarafından hazırlanan raporda sözde derneğin usulsüz faaliyetleri şu şekilde sıralandı; – Dernekler tarafından tutulacak defter ve kayıtlar ile ilgili usul ve esaslar yönetmeliğe uygun tutulmadığı, – Hibe ile alınan paranın bildirim yapılmadan önce bir kısmının kullanıldığı, – Dernek tarafından yayınlanan ve basım yılı ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmayan Türkiye de Yerinden Edilenlere Yönelik Hak Arama Kılavuzun isimli süresiz yayında PKK/KCK terör örgütü propagandası yapıldığı tespit edildiği belirtilerek suç duyurusunda bulunuldu. HER BÖLGE İÇİN ÖZEL FAALİYET DEFTERİ TUTTULAR İstanbul Emniyeti tarafından derneğe yapılan operasyonda özellikle örgütün DEĞER ailelerinin örgütle ilişiğini kesmemek adına çalışmalar yürüten faaliyetler yapıldığı, ayrıca bu faaliyetlerle ilgili özel defterler tutularak isimlendirildiği ortaya çıktı. İl il özel çalışma yaparak örgütsel faaliyet yürüten sözde derneğin, cezaevinde yatan örgüt mensuplarının aileleri için ayrı, doğu ve güneydoğu Anadolu’da göç etmeyi düşünen aileler için ayrı yürüyüş ve eylemler için faaliyete sokmak istedikleri kişiler için özel çalışma defterleri ele geçirildi. ESKİ DERNEK BAŞKANININ FAALİYET HARİTASI ÖRGÜTTEN Gözaltına alınan derneğin eski başkanlarından Songül Köse’nin PKK terör örgütünün bütün unsurlarının kontrol ederek aralarında koordinasyon sağlayan ve örgüt adına yapılan tüm legal ve illegal eylemleri organize ettiği belirlendi. Köse’nin faaliyetleri arasında cenaze üzerinden örgütün propagandasını yapmak, ölen örgüt mensuplarının ailelerine maddi yardımda bulunmak, ölen örgüt mensupları ile ilgili sinevizyon anma ve taziye gibi programlar düzenleyerek hem ölen örgüt mensubunun ailesini hem de yapılan ajitasyon ile diğer çevreleri örgüt etrafında kenetlemek olduğu tespit edildi. 2.2 MİLYON LİRALIK FONU ÖRGÜTE AKTARDILAR Savcılığın derneğin, 2018 yılından itibaren Avrupa Birliği fonlarından hibe alabilmek için göç konularını esas alan çok sayıda Avrupa birliği projesi hazırladıklarını, Avrupa Birliği fonları kapsamında 2018 yılında 320 bin Euro (o dönemki kurla 1 milyon 936 bin lira), 2019 yılında 350 bin lira hibe aldıklarını belirledi. Toplamda 2 milyon 286 bin lira hibe alan derneğin, daha sonra 350 bin Euro hibe alınması planlandığı, fonların kadrolu örgüt mensuplarına aktarıldığı saptandı. KOD ADI: PINAR GÖÇİZDER’in başkanı Kamile Kandal’ın ise Pınar kod adıyla örgütte anıldığı ve AB’den alınan fonların şu şekilde örgüt adına harcandığı ortaya çıktı. Bu kapsamda Avrupa birliğinden alınan hibeleri masraf, fatura, banka hesap hareketleri üzerinden üyelerine ve anlaşılan kurumlara aktarıp masraf gösterdiği, akabinde üye ve kurumlardan bağış alarak gelen paranın dernek tarafından serbest harcanacak gelirine aktarıldığı tespit edildi. Derneğin Avrupa Birliği’nden aldığı hibeleri çeşitli muhasebe hareketleri ile kendi dernek hesabına aktardığı devamında ise üyeler aracılığı ile PKK/KCK terör örgütünün önem arz ettiği ve terör örgütünün ‘DEĞER AİLESİ’ olarak kabul ettiği ailelere ve cezaevinde tutuklu bulunan örgüt mensuplarına aktardığı anlatıldı. 16 KİŞİ TUTUKLANDI İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda yakalanan 22 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlanırken, şüphelilerden 16’sı tutuklandı, 6’sı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Öte yandan savcılığın yürüttüğü soruşturma devam ediyor.

1 yıl önce

Dengeleri değiştiren adım! Dışarıdan sipariş alınmaya başlandı: Bayraktar TB-2 ve AKINCI'ya entegre edildi

İnsansız hava araçları… Hem yurt içinde hem de sınır ötesinde gerçekleştirilen operasyonlarda adından söz ettiriyor. Kritik operasyonlardaki nokta atışları, terör unsurlarının eylem kabiliyetlerini sınırlandırıyor. TRT Haber'den Deniz İyidoğan'ın haberine göre Bu başarıların arkasında hiç şüphesiz milli SİHA ve İHA’ların güçlü performansı yatıyor. Yerli teknoloji firmalarının geliştirip ürettiği alt sistemler de savunma alanındaki gücü perçinliyor. Türkiye, savunma sanayindeki millileşme çalışmalarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Özellikle terör operasyonlarında sergilediği başarılarla adından söz ettiren Türk SİHA ve İHA’lar için geliştirilen sistemler oldukça önemli. İşte bu sistemlerden en kritik olanı da haberleşme ve bu sistem de bu fabrikada Türk mühendisler tarafından üretiliyor. "EN ÖNEMLİ ÜRÜNÜMÜZ YER VE HAVA TAKİP ANTEN SİSTEMLERİ" NETA Savunma Teknolojileri Projeler Müdürü Mehmet Akif Tulum, “En önemli ürünümüz ise İHA ve SİHA platformları için kullanılan yer ve hava takip anten sistemleridir. İha ve SİHA’ların havada kaldığı süre boyunca yerle olan haberleşmesini aynı zamanda iki yönlü sağlayan haberleşme anten sistemleridir. Yer sisteminde de İHA’ların üzerinde de her iki tarafta da bir anten ve modem sistemi var. Bu iki sistem birbiriyle havada belli bir menzilde ve belli bir data rate de haberleşmekte" diye konuştu. 3 yıllık bir çalışmanın ardından yerli olarak üretimi yapılan bu sistem, hem teknik özellik hem de fiyat bakımından yurtdışındaki muadillerinden oldukça iyi. Son 1 yıldır da seri üretimi yapılan bu ürünler bugün Bayraktar TB-2 ve AKINCI'YA entegre edildi. Mehmet Akif Tulum, "İHA ve SİHA’ların haberleşme sürecinde en önemli 2 parametrelerden bir tanesi menzil ve data rate seviyeleri. Diğeri ise gps verisi olmadan haberleşme sağlayabiliyor olması. Bunlardan menzil ve data rate üzerinde değerlendirmek gerekirse yurtdışındaki muadillerine nazaran biz bu teknik gereksinimi menzil olarak da data rate olarak da ikiye katlamış bulunmaktayız. Menzil seviyesi yaklaşık 300 kilometre, data rate seviyesi ise yaklaşık 10 mega bit seviyelerine gelmiş bulunmakta” dedi. HAVA TAKİP ANTEN SİSTEMLERİ SİHA VE İHA’LARIN HAREKET KABİLİYETİNİ DE ARTIRIYOR Bunun yanı sıra ses ve görüntü aktarımında da kaliteyi üst seviyelere çıkarmış durumda. Tulum, “Bu anten sistemleri daha önce yurtdışından tedarik ediliyordu. Biz bu ürünleri akıncı ve TB-2 özelinde seri üretim aşamasına getirmiş bulunmaktayız. Toplamda baykar’a teslim etmiş olduğumuz ürün adedi yaklaşık 200 settir. Bu ürünler aynı zamanda tusaş tarafında aksungur ve anka üzerinde de görüşmelerimiz sürmekte” dedi. Haberleşme sistemi Türk mühendisler tarafından geliştirildi.

1 yıl önce

TEKNOFEST Girişim Programı başlıyor: Selçuk Bayraktar 'ilk kez' diyerek duyurdu

2018 yılından bu yana TEKNOFEST'te finalist olmuş ve çalışmalarını girişime dönüştürmüş yarışmacılar ön kuluçka ve hızlandırma programına başvurdu. Seçilen ekiplere hibe desteğinin yanı sıra farklı alanlarda girişimcilik eğitimlerinden alanlarında uzman isimlerden yatırımcı ve iş birliği görüşmelerine kadar 12 farklı olanak sağlanmış olacak. Bugün ise İstanbul'da yarışmacıların çalışmalarının tanıtıldığı bir lansman gerçekleştirildi. T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar konuyla ilgili TRT Haber'de açıklamalarda bulundu: 'HEDEFİMİZ DÜNYAYA DAMGA VURMALARI' "TEKNOFEST'in merkezinde ileri teknoloji yarışmaları barındırıyordu. Yıllardır biz genç kardeşlerimizi aynı zamanda yarışmalara katılıp ülkemizi yüksek teknolojide, bilimsel alanlarda girişimlerini kurup dünyaya damgasını vurmalarıydı hedefimiz. Bu yıl ilk kez TEKNOFEST girişim programını başlattık. Yarışmalarda finale kalmış, dereceye girmiş genç kardeşlerimizin projelerini geliştirmek maksadıyla. Daha öncesinde yarışmalara katılıp bu alanlarda girişimlerini kurmuşlardı. 'YÜZLERCE GİRİŞİM BAŞVURUSU OLDU' Halihazırda bir kısmı kurmuşken diğerlerine destek olmak maksadıyla Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı'Mızın başlattığı programla TEKNOFEST Girişim Programı başlattık. Ön kuluçka ve hızlandırma destekleri veriliyor. Türkiye'den yüzlerce girişim başvurusu oldu. Bunlardan finale kalanlar, bir kısmı kendi girişimlerini kurmuş genç kardeşlerimizdi diğerleri ise kendi girişimlerini kurmak için bir araya gelmiş gruplara eğitimler verildi. Finale kalanlar da bugün desteği kazandıklarında ileri seviye eğitimlere tabi tutularak ülkemizin milli teknoloji hamlesindeki tam bağımsız yarınlarına hizmet etmek için yolculuklarına devam edecekler."

1 yıl önce

Baykar, Bayraktar TB2 almak için bağış toplayan Polonyalılara da jest yaptı

Polonya'daki yardım kampanyasının organizatörü ve gazeteci Slawomir Sierakowski'ye Baykar tarafından gönderilen mektupta, Polonyalıların topladığı yardımların Ukrayna'daki yardım kuruluşlarına yönlendirilmesi teklif edilerek bu ülkeye ücretsiz "Bayraktar TB2" insansız hava aracı sağlanacağı kaydedildi. Mektupta, kampanyayı destekleyen Polonya halkına duyulan minnettarlık ifade edilerek, yüz binlerce vatandaşın katıldığı çalışmanın etkileyici olduğu vurgulandı. Sierakowski'ye bir teklif iletilen mektupta, şöyle denildi: "Kampanyanız çerçevesinde, Ukrayna halkına bir Bayraktar TB2 sağlayacağız. Böylece anavatanlarını daha iyi koruyacaklar. Topladığınız bağışların da Ukraynalı hayır kurumları tarafından Ukrayna'yı güçlendirecek amaçlara tahsis edilmesine nezaret edeceğiz. Arzumuz, teklifimizin ve bu kampanyanın, bir an önce sona ermesi için dua ettiğimiz bu zor zamanlarda masum Ukraynalıların hayatını kurtarmada başarılı olmasıdır." UKRAYNA İÇİN BAYRAKTAR TB2 BAĞIŞ KAMPANYALARI Ukrayna ordusuna ve halkına destek için Bayraktar TB2 satın alınıp bağışlanması amacıyla bir dizi ülkede kampanyalar başlatılmıştı. Kampanyalar sonunda Ukrayna'da 3, Litvanya'da 1 Bayraktar TB2 alımı için hedeflenen rakamlara ulaşıldı. Baykar, Ukrayna ve Litvanya'daki kampanyalara karşılık olarak toplam 4 Bayraktar TB2'yi hibe edip, toplanan kaynağın da Ukrayna halkı için kullanılmasını istemişti. Kanada'da da aynı amaçla açılan kampanya ise devam ediyor.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 15 16