29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Artvin’deki sel felaketine ilişkin açıklamalarda bulundu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Rize ve Artvin'deki sel felaketine ilişkin açıklamalarda bulundu. İşte Bakan Soylu'nun açıklamaları: Birçok arabayı sel sular altına aldı. Tüm bunlarla ilgili hasar tespitlerimiz gerçekleştirilecektir. El birliğiyle üstesinden geleceğiz. Bizi sevindiren şey can kaybının olmaması. Çok az yaralımız var. Hastanemizin alt katını su basmıştı. Acil bölüm hizmetini yapmaya devam ediyor. Tüm iş makinalarımız çalışmaya devam ediyor. İnşallah bunun üstesinden geleceğiz. Beklenenin çok üstünde, mevsim normallerinin üstünde bu yağışlar. Böyle bir bilgi ok. Yanlış bilgi. Herhangi bir baraj da yok baraj patlaması da yok. Vatandaşımızın ‘baraj patlayıp geldiği’ yönündeki bilginin doğru olmadığını söylemek istiyorum. Bu bilginin yanlış olduğunu ifade etmeye çalıştık. Yarın gece saat 24.00’e kadar, tabi bu Meteoroloji’nin ilk uyarısı, tüm yöneticilerimiz aracılığıyla paylaştık, yağış uyarısı devam ediyor. Kuvvetli yağış uyarısı devam ediyor. Tüm tedbirlerimizi buna göre alıyoruz. 24.00’e kadar yağış bekliyoruz. İnşallah olmaz ki bu hasarları gidermemiz için fırsat tanır. Rize’deki birçok ekibimizi çektik. Rize’de arama kurtarma çalışmalarımız devam ediyor. Oranın da bir bölümünü tutmak suretiyle tüm makineleri buraya çektik. 5 KÖY YOLU KAPALI Rize'de yaşanan selle ilgili son bilgileri anlatan Vali Kemal Çeber, "Mikro klima iklimi var burada. Yoğun yağış uyarısını alırız ama uzmanlarımız yağışın hangi ilçeyi vuracağını bilmez. Her tarafta tedbir alınır. Ardeşen Tunca ilçelerimizde yoğun yağış aldık. Son 12 saattir 110 kilograma yakın yağış düştü buraya. Çok şiddetli bir yağışı ifade eder. Tüm tedbirleri almıştık. Can kaybı ve yaralanma olmadı. 5 köy yolu kapalı. 4'ünü kendimiz kapattık, 1'i heyelan sebebiyle kapandı. 2 mahsur kalma olayımız vardı. Anne-baba onları kurtardık. Diğerinde de can güvenliği riski yok. Spor salonlarımızı, KYK yurtlarımızı ve evlerimizi kontrol ettik" dedi.  "KAYIP DENEN KİŞİLERE ULAŞILDI" Vali Çeber kayıp haberlerine de açıklık getirdi. Çeber, "Yağışlar şu an itibariyle azaldı. 4 saatten sonra normale dönecek. İlimiz için de parça parça bölgesel sağanak uyarısı var. Onu da takip ediyoruz. İçişleri Bakanımız burada. Artvin ilimize de bakacağım birazdan. İçişleri Bakanımız da oraya geçiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da nokta nokta talimatları verdi, bilgileri aldı. (Kayıp ihbarı) Teyit edebildiğimiz yok. Kayıp denen kişilere ulaşıldı. Herhangi bir kayıp olmadığı bilgisi aldık. Bazen benden önce bu bilgiye ulaşmış olabilirsiniz. Sizi o noktada doğrulayamıyorum" dedi. 

2 yıl önce

Amal'ın İngiltere yolculuğu başladı

GAZİANTEP'TEN İNGİLTERE'YE Suriyeli mülteci çocukların yaşadığı sorunları gündeme getirmek amacıyla tasarlanan dev kukla, dört ay sürecek yolculuğuna başladı. İngiltere'de sona erecek yolculuğun başlangıç noktası Gaziantep'ti. Amal'ın yürüyüşe başlaması nedeniyle Gaziantep Kalesi önünde tören düzenlendi. Törene çok sayıda mülteci çocuk katıldı. Etkinlikte çocuklar ellerindeki fenerler ile Amal'ın yolunu aydınlatarak yürüyüşüne eşlik etti. Tuttukları şıklarla kuklaya yolu gösteren mülteci aileler ve çocukları arasından ilerleyen Amal'ın kuklası, vatandaşlar tarafından da ilgi gördü. Etkinlikte sanatçılar Ali Demirel ve Balkan Karişman Gaziantep Kalesi üzerinde ışık ve lazer gösterisindeydi. İNGİLİZ TİYATRO TOPLULUĞUNUN PROJESİ İngiltere merkezli Good Chance Tiyatrosu tarafından hayata geçirilen ve Türkiye'den birçok kuruluş ve sanatçının destek verdiği proje kapsamında hazırlanan kukla Amal, annesini bulmak üzere yola çıkan bir kız çocuğunun hikayesini anlatıyor. Küçük Amal'ın hikayesi ile dünya devletlerine farkındalık oluşturmak ve ülkelerinden iç savaştan kaçarak sınırı aşan çocukların sığındıkları ülkelere geliş hikayelerinde yaşadıkları sorunlarına dikkat çekmek hedefleniyor. 8 BİN KİLOMETRELİK YOLCULUK Gaziantep'ten başlayan ve dört ay sürecek 8 bin kilometre yolculuğu olan Amal'ın kuklası, yolculuğu esnasında 120 farklı etkinliğe katılarak gittiği şehirde mültecilerle buluşacak.

2 yıl önce

NYT: ABD, Kabil'deki Büyükelçiliğine saldırmamaları için teminat istedi

ABD yönetiminin, Kabil Büyükelçiliğindeki personelin tahliyesine karışmaması ve bunun için oraya giden Amerikan askerleriyle çatışmadan kaçınması durumunda "Taliban'ın başkente girmesinin hem uluslararası toplum hem de Afganlılar tarafından daha rahat kabul görebileceğini" ilettiği öne sürüldü. Amerikan Washington Post (WP) gazetesinde yayımlanan ve Afganistan'daki son durumu ele alan haberde, ABD yönetiminin Taliban'ın Amerikan askerlerine saldırmaması için girişimlerde bulunduğu belirtildi. ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad'ın Katar'ın başkenti Doha'da Taliban yetkilileriyle bir araya gelerek görüşmelerde bulunduğu hatırlatılan haberde, ABD'nin "Taliban'dan Kabil Büyükelçiliğindeki personelin tahliyesine kadar bir şey yapmamasını" istediği bildirildi. Habere göre ABD'li yetkililer, Kabil Büyükelçiliğindeki personelin tahliyesine karışmaması ve bunun için oraya giden Amerikan askerleriyle çatışmaya girmemesi durumunda "Taliban'ın başkente girmesinin hem uluslararası toplum hem de Afgan halkı tarafından daha rahat kabul görebileceği" değerlendirmesini Taliban'a iletti. ABD'nin söz konusu tahliye işlemini sorunsuz gerçekleştirebilmek için Taliban'la kurduğu temaslarla ilgili cuma günü New York Times (NYT) gazetesinde çıkan haberde de ABD'li müzakerecilerin, Kabil'i ele geçirmesi muhtemel görülen Taliban ile iletişime geçerek başkentteki Amerikan Büyükelçiliğine saldırmayacakları yönünde teminat almaya çalıştıkları belirtilmişti. Aynı haberde Halilzad'ın, "Taliban liderlerini, gelecekteki bir Afgan hükümetinin parçası olarak Amerikan mali yardımı ve diğer yardımları almak isteyeceklerini öngörerek, büyükelçiliğin açık ve güvende kalması gerektiğine ikna etmeyi umuyor." sözlerine de yer verilmişti. NYT: ABD, Taliban'dan Kabil'deki Büyükelçiliğine saldırmamaları yönünde teminat istedi Öte yandan ABD'nin, Taliban'dan, Afganistan'ın başkenti Kabil'in ele geçirilmesi halinde Amerikan Büyükelçiliğine dokunulmaması için güvence istediği iddia edildi. New York Times gazetesinde yayımlanan makalede, isimlerinin açıklanmasını istemeyen üst düzey iki Amerikalı yetkiliye dayandırılarak, ABD'li müzakerecilerin, Kabil'i ele geçirmesi muhtemel görülen Taliban ile iletişime geçerek başkentteki Amerikan Büyükelçiliğine saldırmayacakları yönünde teminat almaya çalıştıkları belirtildi. ABD'nin, Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad liderliğinde Taliban yönetimiyle irtibata geçtiği ifade edilen makalede, Afganistan'daki şehirleri hızla devralan Taliban'ın gelecek aylarda başkent Kabil'i de ele geçirmesi durumunda, en azından Amerikan Büyükelçiliğinin tahliye edilmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığı bildirildi. Makalede, Biden yönetiminin, ABD birliklerinin resmi olarak ülkeden çekilmesini tamamlamaya çalışırken, yaklaşık 1400 Amerikalı da dahil olmak üzere 4 bin çalışandan oluşan büyükelçilik personelini önemli ölçüde azaltmak için acil bir plana gerek olmadığı yönündeki açıklamalarına işaret edildi. Bununla birlikte Kabil Büyükelçiliğinin, ABD hükümeti için çalışmayan tüm Amerikalıların "Afganistan'ı derhal terk etmesi" çağrısında bulunduğu belirtildi. Taliban'a "dış yardımlar için meşruiyet" mesajı Amerikalı diplomatların Taliban ile görüşmelerine dair detaylı bilgilere yer verilen makalede, Halilzad için "Taliban liderlerini, gelecekteki bir Afgan hükümetinin parçası olarak Amerikan mali yardımı ve diğer yardımları almak isteyeceklerini öngörerek, büyükelçiliğin açık ve güvende kalması gerektiğine ikna etmeyi umuyor." ifadesi kullanıldı. Makalede, Taliban liderinin ülkenin meşru bir temsilcisi olarak görülmek istediğine ve kısmen ekonomik destek almak için Rusya ve Çin de dahil olmak üzere diğer küresel güçlerle ilişki kurmaya çalıştığına vurgu yapıldı. Makalede, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın dün yardım konusuyla ilgili "Meşruiyet esasen uluslararası desteğin ve insani yardımların Afgan halkına erişebilir olmasını bahşeden bir bilettir." değerlendirmesine de yer verildi ve Biden yönetiminin Amerikan Büyükelçiliğinin boşaltılmasının diğer diplomatik misyonların ve uluslararası desteğin ayrılmasını hızlandıran bir domino etkisi yaratabileceğinden, bunun da Afgan hükümetinin çöküşüne yol açabileceğinden endişe duyduğu bilgisi paylaşıldı. Tahliye ihtimaline karşın "Acil durum eylem komitesi" kuruldu Taliban'ın ülkenin kuzeyinde Mezar-ı Şerif dışındaki bütün şehirleri ele geçirmesinin Kabil'de büyük endişe oluşturduğu ve ABD Büyükelçiliğinin muhtemel tahliyesi için kurulan "Acil durum eylem komitesinin" olası senaryolar için düzenli toplantı yaptığı bildirildi. Kabil'deki maslahatgüzar Ross Wilson'ın, Taliban'ın gücü, şiddet, korku ve savaş yoluyla tekelleştirme girişimlerinin yalnızca uluslararası izolasyona yol açacağı konusunda uyardığı vurgulanan makalede, şunlar kaydedildi: "Nisandan itibaren, büyükelçilik, Kabil'de güvenlik daha fazla savunulamaz hale geldiğinden zorunlu olmayan çalışanları eve göndermeye başlarken, diğer personelin, kendilerini tehlikede hissettikleri takdirde kariyerlerine herhangi bir ceza verilmeden ayrılmalarına izin verildi. Bununla birlikte, tahliyenin Amerikan vatandaşları ile birlikte büyükelçiliğin tüm yabancı personelini kapsayıp kapsamadığı açık değil ve ABD'ye yardım ettikleri için Taliban tarafından kesinlikle hedef alınacak olan Afgan çalışanların akıbeti üst düzey yöneticiler için ciddi endişe kaynağı.'' Taliban vilayet merkezlerini ele geçirmeye yöneldi ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararı alması ve Afgan yönetiminin Taliban ile barış görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Taliban saldırıları hız kazandı. Taliban, hazirandan itibaren onlarca ilçeyi ele geçirdikten sonra kuşatmaya aldığı vilayet merkezlerine yöneldi. Afganistan-İran sınırındaki Nimroz vilayet merkezi Zaranc, Taliban'ın ele geçirdiği ilk vilayet merkezi oldu. Ardından çoğu kuzeyde olmak üzere 11 vilayet merkezinde Afgan güvenlik güçleri Taliban'a karşı kontrolü kaybetti. Kabil yönetimi halen 24 vilayet merkezinde hakim durumda. Çatışmaların son aylarda yoğunlaşması sivil kayıplarını ve göçleri artırdı. BM'ye göre 2021'in ilk yarısında 1659, son bir ayda ise 1000'den fazla sivil hayatını kaybetti. Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu, mayıs ayı başından ağustosa kadar yaklaşık 1 milyon sivilin evlerinden olduğunu açıkladı. BM, 18 milyon Afgan'ın insani yardıma ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.

2 yıl önce

AK Parti MKYK sona erdi! Ömer Çelik’ten önemli açıklamalar

İşte Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar... Bütün açılardan şimdiye kadar yapılanlar, bundan sonra ne tür tedbirler alınmasıyla ilgili değerlendirme yapılıyor. Cumhurbaşkanımızın Afganistan konusuyla ilgili olarak da geniş kapsamlı değerlendirmeleri oldu. Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınlarıyla karşı karşıya kaldık. 54 ayrı ilimizde hemen hemen cumhuriyet tarihimizin en büyük yangınları çıktı. Yangınların failleriyle ilgili bazı yakalamalar ortaya çıkmaya başladı. Hem de fitne ateşiyle mücadele etmek zorunda kaldık, birçok yalan ortaya çıktı. 18 uçak, 68 helikopter, 9 İHA, binin üzerinde arazözle bu yangınlara müdahale edildi. Kapasitemizi daha çok artırmamız gerektiği, önümüze bunun daha büyük bir sorun olarak geleceğini, daha yüksek kapasiteyle bu sorunları karşılamamız gerektiğini gösteriyor. Tabii en önemli meselelerden bir tanesi orman varlığımızı korumak ve artırmak. Ne zaman yangın çıksa gerçekle alakası olmayan iddialar ortaya çıkıyor. Buralar aynen orman olarak korunacaktır. Doğayı daha çok korumak için ne kadar kapasite artırmamız gerekiyorsa tedbirleri almaya devam edeceğiz. Tam yangınlar biterken bir sel felaketiyle karşı karşıya kaldık. Kısa sürede çok büyük yağmurlarla karşı karşıya kalındı. Şöyle bir tablo söz konusu oldu, Bartın'da metrekareye 362 kilogram gibi büyük miktarda yağış ortaya çıktı. Altyapıdaki sorunlarla birleşince maalesef bu felaketin ortaya çıkmasına neden oldu. Yapılaşmayla ilgili olarak, altyapıyla ilgili olarak konular üzerinde daha ciddi tedbirlerin alınması konusunda bir irade söz konusudur. KORONAVİRÜSLE MÜCADELE Pandemi süreciyle ilgili gündem devam ediyor. Aşılama çalışmaları konusunda Sağlık Bakanlığımız bu süreci yürütüyor. Pandemi yönetim sistemi, kişisel sağlık sistemi gibi aslında sağlık sistemimizin sahip olduğu altyapı, burada güçlü bir karşılıkla pandemi sürecini yönetmemizi mümkün kıldı. Türkiye'nin sağlık çalışanlarının bu derece fedakarca titizlik göstermesinin insanlık vesikası olarak kayda geçtiğini ifade etmek isterim. Aşılanma gönüllülük esasına göre yürütülüyor. Vatandaşlarımız kolayca randevu alabiliyorlar. Aşı konusuyla ilgili çeşitli taraflar, çatışmalar ortaya çıkıyor. Bu konu siyasetçinin karar vereceği bir karar değil. Bütün dünyadaki bilim insanları bu belayla mücadele etmek için aşının yapılmasının zorunlu olduğunu ifade ediyorlar. Bilim insanlarına güveniyoruz. Birçok ülke aşıya ulaşmak istiyor, ulaşamıyor. Ülkemizde aşıya ulaşım konusunda bir sıkıntı yok. Hayatını kaybedenlerin büyük bir kısmı aşısı olmayanlar... Her meselede olduğu gibi bu meselede de gerçek bilgi üzerinden tartışma yapmak gerekiyor. Bilim insanlarına kulak vermek gerekir. YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI En önemli konulardan bir tanesi okullar meselesi... 2021-2022 eğitim öğretim yılı 6 Eylül'de başlayacak. Bütün çalışmalar yapıldı. Tüm kademelerde haftada 5 gün eğitim yapılacak. Aşılama çalışmalarının bu noktaya gelmesinin bize bu imkanı sağladığını söylemek isterim. Pandemi öncesi gibi gerçekleşecek eğitim. Mazareti varsa, yüz yüze eğitime katılamıyorsa çocuk EBA'ya bağlanabilecektir.  Bu normalleşme seviyesini koruyabilmemiz için rehbere uyulmasının son derece önemli olduğunu belirtmek isterim. Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı pansiyonlarda kalan öğrencilerin daha rahat etmesi için personel sayıları artırılacak. Öğrenci ve personelin okul içinde maskeli olması önemli. İhtiyaç halinde maskeler okul içinde ücretsiz dağıtılacak. İstediğimiz şey normalleşmenin korunması, tedbirlerin güçlü bir şekilde devam etmesi. Bu dengeyi gözettiğimiz sürece daha iyi mesafeler alacağımıza inanıyorum. TERÖRLE MÜCADELE Terörle mücadele güçlü bir şekilde devam ediyor. Terör örgütlerine karşı çok güçlü bir mücadele veriliyor. Türkiye'nin terörle mücadelesini başka yere çekmek isteyenlerin kara propagandasıyla da karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye'nin hem Irak'la ilişkilerinin olumlu şekilde ilerlemesinden rahatsız olan odakların bu propagandaları yaptıklarını biliyoruz. Sincar'da sağlık merkezinin vurulduğu iddiası yalan haberdir. TSK, terörle mücadelesini hukuka uygun olarak devam ettirmektedir. TSK'nın sivil mekanları hedef alması hiçbir şekilde söz konusu değildir, bunların hepsi yalan haberlerdir. 

2 yıl önce

Jandarmada atamalar gerçekleşti! 15 general ve albay bir üst rütbeye terfi ettirildi…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan kararlara göre, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığına bağlı tuğgeneraller Hakan Saraç, Turgay Aras, Ali İhsan Ersoy ve Alper Sır 30 Ağustos, albay rütbesindeki Abdullah Ateş, Cengiz Yurtcan, Ahmet Camuz ve Yüksel Çiçek ise 15 Eylül itibarıyla emekliliğe sevk edildi. Jandarma Genel Komutan Yardımcıları Ali Çardakçı orgeneral ve Halis Zafer Koç korgeneral olurken, Yusuf Kenan Topcu, Aykut Tanrıverdi ile Ali Doğan da tümgeneralliğe terfi ettirildi. Jandarma kıdemli albaylar Hüseyin Bekmez, Gökhan Çiloğlu, Sinan Şen, İsmail Sıkı, Ali Gemalmaz, Necip Çarıkcıoğlu, Mustafa Çekiç, Hidayet Arıkan, Eyüp Subaşı ve İbrahim Güven’in rütbesi ise tuğgeneralliğe yükseltildi. Ayrıca, 28 generalin yeni görevlerin ataması yapılırken, 32 albayın da il jandarma komutanı olarak atamaları gerçekleştirildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan AK Parti Mersin İl Danışma Toplantısında önemli açıklamalar

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Yaklaşık 2 buçuk yıl sonra tekrar tarımın, güneşin, tabi güzelliklerin şehri Mersin'de bulunmaktan memnuniyet duyuyorum. Dün Ahi Evran'ın ve Neşet Ertaş'ın şehri Kırşehir'deydik. Önceki hafta Rize'de Karadenizli uşaklarla bir araya geldik. Bugün ise Mersinli kardeşlerimize misafir oluyoruz. Salgın şartlarının hafiflemesiyle birlikte insanımızla hasret gideriyoruz. Sadece bu ayın başından itibaren pek çok eser, hizmet ve tesisin açılışını yaptık. Adli yıl açılışında 422 bin metrekare kapalı alana sahip yeni Yargıtay binamızı hizmete aldık. Bir taraftan yangın ve sel felaketleriyle mücadele ederken diğer taraftan AKINCI'nın teslimatını gerçekleştirdik. Pakistan Cumhurbaşkanı ile birlikte ilk gemi denize indirme törenine iştirak ettik. Eğitimden çalışma hayatına, ulaşımdan spora kadar birçok alanda açılışlar gerçekleştirdik. Yan gelip yatma yok. Bu arada gençlerimizle bir araya gelerek onların coşkusuna ortak olduk. Sıcak demedik, yağmur demedik, uzak demedik, milletimizle kavuşmak için tüm şartları zorladık. Muhalefet genel başkanları evlerinin odaları arasında dolaşırken biz tüm Türkiye'yi geziyoruz. Muhalefet sadece belli illere hapsolmuşken biz 84 milyonun tamamına ulaşıyoruz. Onların gündeminde iftira var. Yalan terörü var. Onların gündeminde yıkım var, engellemek var. Onların gündeminde Türkiye'yi eski karanlık günlerine geri döndürmek var. Onların gündeminde sessiz çoğunluğun sesini yine kısmak var. Onların gündeminde ülkeyi germek, kaosa sürüklemek, insanımızı kutuplaştırmak var. Bunların da yalandan, slogandan, tahrikten başka siyaset vizyonları yok. İşte şimdi A'dan Z'ye bütün kuşaklar burada. Nasip olursa pazar günü ABD'deyiz. Ve pazartesi günü New York'ta BM'nin tam karşısında 36 katlı Türk Evi'nin açılışını da yapacağız. Hamdolsun bu da tabi bize nasip oldu. Nitekim son günlerde yaşananlar, muhalefetin Türkiye'nin refahı gibi bir derdi olmadığını göstermiştir. Muhalefetin nasıl bir Türkiye hayali kurduğunu hepimiz gördük. Seçim öncesinde bol keseden dağıttıkları ne kadar vaat varsa hepsinin altında ezildiler. Seçim meydanlarında millete verdikleri sözlerin hiçbirini hayata geçiremediler. Hiçbir işi doğru düzgün yapamıyorlar. Artık illerde sular akmıyor sular. En temel belediye hizmetlerini yerine getiremeyen bir beceriksizlikle karşı karşıyayız. Elbette her insan hata da yapar, yanlışa da düşer ama insanı diğer canlılardan ayıran akıl ve vicdandır. İnsan, aklını kullanarak yanlışı doğrudan, iyiyi kötüden, zulmü adaletten ayırma kabiliyetiyle donatılmıştır. Hatası varsa düzeltmek her bireyin yapması gereken asgari görevidir. Onları bitmek tükenmez kavgalarıyla baş başa bırakıp biz işimize bakıyoruz. Onlar anlasa da anlamasa da biz Türkiye'yi büyütmeye, insanımızın huzurunu artırmaya çalışıyoruz. Onlar destek verse de vermese de biz ülkemizin itibarını yükseltmeye devam ediyoruz. "BİZE OY VERSİN VERMESİN 84 MİLYONUN HER BİR FERDİ BİZİM GÖZÜMÜZDE AYNIDIR" Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. AK Parti olarak ecdadımız gibi hizmet eden izzet bulur diyoruz. Biz merhum Neşet Ertaş gibi 'Aşkınan çalışan yorulmaz' diyoruz. İnsanımızın içten söylediği 'Allah razı olsun' ifadesi dünyadaki tüm makamlara değişilmez. Allah'ıma hamd ediyorum, sizler gibi yol arkadaşları bana lütfettiği için hamd ediyorum. Birileri diyor ki 'Z kuşağı, Y kuşağı muhalefetin yanında' Burada, burada... Gençlerimizin ışıldayan gözlerinde şahit olduğumuz umudu ve özgüveni hiçbir makama değişmeyiz. Biz bu aziz millete hizmetkar olmaktan şeref duyuyoruz. Bizim hizmet anlayışımızda partizanlık yoktur. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim nazarımızda insanı mezhebine, inancına, diline göre ayırmak da yoktur. Bize oy versin vermesin 84 milyonun her bir ferdi bizim gözümüzde aynıdır. Muhalefetin içinde bulunduğu siyasi tükenmişlik bize referans olmaz. Bizim ölçümüz başkaları değil, ilkelerimizdir. Biz hizmet götürürken aldığımız oy oranına değil, ihtiyaca bakarız. Biz proje geliştirirken ülkemize yapacağı katkıya bakarız. 20 yıldır hiçbir ayrım yapmadan siyasi tercihine aldırmadan tüm Türkiye'ye hizmet ediyoruz. Ülkemizin ayağına taş değmesin, milletimiz dara düşmesin diye gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Bizim Türkiye'den başka vatanımız, milletimizden başka sevdamız yok. Biz sizleri seviyoruz ya, bizim aşkımız milletimize. Bizim ülkemize eser kazandırmaktan başka hiçbir aşkımız yok. İşte bu anlayışla sadece Mersin'e 38 milyar TL tutarında yatırım gerçekleştirdik. İşte bugün de Mersin'de toplam bedeli 3 milyar 260 bin TL'yi bulan yatırımların açılışlarını yapıyoruz. Akkuyu ziyaretimizden sonra açılışını gerçekleştireceğimiz tüm bu eserlerin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Akkuyu Nükleer Santrali'ni denetlemeye geldik. Mersinimize neler kazandıracağını düşünün. "ÖNÜMÜZDEKİ SÜREYİ EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMELİYİZ" 2023 yılı ülkemiz ve milletimiz açısından tarihi önemli bir yol olacaktır. Sevgili gençler, cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023'te seçimleri de gerçekleştireceğiz. AK Parti ve  Cumhur İttifakı olarak 2023'te yeniden güven tazeleyerek millete hizmet yolculuğumuzu devam ettirmek istiyoruz. Bunun için şimdiden planlı, programlı, aktif bir şekilde çalışmaya başlamalı, önümüzdeki süreyi en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Sadece geçmişteki başarılarımızı değil, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı da milletimizle paylaşmalıyız. Biz diğerleri lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmıyoruz. Son 19 yılda Mersin'le beraber ülkemizin 81 vilayetine kazandırdığımız sayısız eserin referansıyla konuşuyoruz. Her eleştiriye anında cevap vereceğiz, her karalamaya anında karşılık vereceğiz. Allah'ın izni ve milletimizin desteğiyle Türkiye için daha büyük hedeflere de birlikte ulaşacağız.  Sizlerden önümüzdeki dönemde çok daha aktif, çok daha azimli olmanızı istiyorum. Allah yolunuzu bahtınızı açık etsin diyor, tüm Mersinli kardeşlerimle selamlarımı iletmenizi istiyorum.

2 yıl önce

Kızı hayatını kaybeden polis babasından açıklamalarını istismar eden CHP’li Ali Mahir Başarır’a tepki

Mersin'in Mezitli İlçesinde rahatsızlanan arkadaşının yerine 2 saatliğine görev yapan polis memuru N.E’nin intihar etti.  CHP’li CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın intihar eden polis memurunun babasının iddialarını gündeme taşıyarak istismar etmesi üzerine polis memurunun babası bir açıklama yayınladı. Emekli başkomiser baba Adil Ekiz Facebook hesabında yaptığı açıklamada, “Ben dün akşam kızım vefatı yaşamış olduğum üzüntümü sosyal medyada paylaşmıştım. Ancak benim bu üzüntümü siyasi malzeme olarak görüp yıllarca çalışmış olduğum emniyet teşkilatını yıpratmak amacında olan kişi ve grupların olması beni dahada üzmüştür. Her kurum ve kuruluşta doğru insanlar olduğu gibi yanlış insanlar da bulunmaktadır. Benim amacım ne Emniyet teşkilatını nede herhangi bir siyasi partiyi yıpratmak değildir. Benim amacım yanlış insanların gerekli cezayı almasını sağlamaktır.Bana destek veren herkese teşekkür ederim. Saygılarımla..” dedi.

2 yıl önce

Büyükada'daki tahliye gerginliğiyle ilgili art arda açıklamalar: Kaftancıoğlu'nun ifadeleri yalan ve iftiradır

Büyükada'da bulunan Şehir Hatları Vapur İskelesi'ndeki TÜGVA Adalar İlçesi Temsilciliği'nin İBB tarafından tahliye edilmek istenmesi üzerine polis ile zabıta ekipleri arasındaki gerginliğin ardından CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve beraberindekiler buraya geldi. Kaftancıoğlu, iskelenin önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada CHP’li İBB’nin mahkeme kararına aykırı bir şekilde zorla tahliye etmeye çalışmasını savundu. KAFTANCIOĞLU: TÜGVA'NIN TAHLİYE İŞLEMİNİN İPTALİ İÇİN BİR DAVA AÇMIŞLAR Kaftancıoğlu, "İBB, burayı incelediğinde görmüş ki kiralayan vakıf, burayı üçüncü kişilere devretmiş. Bu üçüncü kişiler, bir siyasi partinin ya da yandaşlarının ya da TÜGVA'lıların her kimse bilmiyoruz, burayı kullanmışlar. İBB, protokolde uygun olmayan işlemi yaptıkları için tahliyeleri yönünde tebligat yollamış. Tebligatın gereği yerine getirilmemiş. Yine İBB Başkanımız, yargıya başvurmuş. Tahliye işlemiyle birlikte TÜGVA'nın tahliye işleminin iptali için bir dava açmışlar. Bu davada TÜGVA, 27 Ocak 2021'de yürütmeyi durdurma kararı almış, tahliye sürecini durdurmuş. Ama İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin 28 Mayıs 2021 tarihli ve 2021-158 sayılı kararı ile tahliye işleminin iptali ve yürütme durdurulması işleminin reddine karar verilmiş ve sürecin önünde hukuki hiçbir engel de kalmamış. Yani 16 milyon İstanbullunun olan Büyükada iskelesinin tahliye edilmesi gerektiği yargı eliyle de tescil edilmiş." dedi. TÜGVA BAŞKANI EMİNOĞLU: GENÇLERİMİZ BURADA DARP EDİLMİŞTİR TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu, yaptığı basın açıklamasında, “Canan Kaftancıoğlu'nun bütün kullandığı ifadelerin asılsız, yalan ve iftiradır. Gençler gasbedilmiş binalarını korumak için burada. Gençlerimiz burada darbedilmiştir. Bir polisimiz yaralanmıştır. TÜGVA olarak dünden beri büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. 2018'den beri kiracı olarak kaldığımız Adalar İlçe Gençlik Merkezimiz hukuksuzca CHP'li İBB zabıtaları tarafından basılmış, vakfımıza ait olan eşyalar hiçbir tutanak tutulmadan kelimenin tam anlamıyla gasbedilmiş ve bilinmeyen bir yere götürülmüştür. CHP zihniyeti bu eylemiyle açıkça şunu söylemiştir; 'Biz hak, hukuku, kanunu tanımıyoruz. Biz istediğimiz kiracıyı çıkarır, malına da çökeriz.' Bu eylem tüm İstanbul'daki kiracıların hukukunun tehlikede olduğunu göstermektedir" ifadesini kullandı. TÜGVA'LI GENÇLER OLARAK NE HAKKIMIZI YEDİRİRİZ, NE DE SİZİN TEHDİTLERİNİZE BOYUN EĞERİZ" Eminoğlu, "CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, TÜGVA ve İBB arasında olan idari bir konuyu siyasallaştırıyor. CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ne yapmak istemektedir? Gençleri linç mi edeceksiniz Canan Hanım? Zaten militanınız gibi davranan zabıtalarınız, arkadaşlarımızı darbetti. Günü gününe kirasını ödediğimiz binaya çökecek misiniz Canan Hanım? Dün zabıtanız, bugün partilileriniz kira sözleşmesi devam eden binamıza tabiri caizse çökmeye kalktılar. Canan Kaftancıoğlu, geldiğiniz marjinal öğretilerde vandallıkla çapulculuk bir ahlak olmuş olabilir. Ama biz TÜGVA'lı gençler ne hakkımızı yediririz ne de sizin tehditlerinize boyun eğeriz. CHP İl Başkanı TÜGVA'nın neyinden rahatsız? Dinini ve milletini seven bir gençlik yetiştirmesinden mi? On binlerce gencimize Kur'an ve siyer eğitimi vermesinden mi? On binlerce gencimizin bilim insanı olarak yetiştirilmesinden mi? Teknofest'te Türkiye birincisi çıkarmasından mı rahatsız? Canan Kaftancıoğlu, neden rahatsızsınız? Ve neden sürekli yalan söylüyor, insanları provoke ediyorsunuz. Nerede o tahliye kararı? CHP'li İBB'ye karşı hakkını savunan biziz. Çiğnediğiniz hukuka ve kanunlara sahip çıkmaya çalışan biziz" diye konuştu. Eminoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: "İçerideki bilgisayarlarımızı, yazıcılarımızı, bütün printerlarımızı tabiri caizse gasbettikleri için içeride kalemle işte şu kağıtlara basın açıklamamızı yazmak zorunda kaldık. Bunların zihniyeti budur. Bunlar yalancıdır, bunlar iftiracıdır, gaspçıdır ve bunlar çökme zihniyetini devam ettirmektedir. Bu zihniyeti biz yüzyıllardır biliyoruz burada. Ve bu zihniyete karşı mücadelemizi son nefesimize kadar inşallah devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, açıklamasının ardından tekrar binanın önüne geldi. CHP Kaftancıoğlu, TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu'nun basın açıklamasını dinledikten sonra basın mensuplarına ikinci kez açıklama yaptı. Kaftancıoğlu, “Biraz önce açıklama yapan genç kardeşlerimi ben büyük bir dikkatle dinledim. Şöyle bir cümle kurdular. 'Canan Kaftancıoğlu, yalan söylüyor, tahliye belgesi nerededir? diye' Cumhuriyet Halk Partisi'nin genci olmak demek, halk için mücadele etmek demektir. Haklı mücadele etmek demek, boş ezberlenmiş cümlelerle biraz önce olduğu gibi slogan atmak değil, bilgiyle, belgeyle halkı vatandaşı aydınlatmak demektir. Bakın biz slogan atmıyoruz. Birilerinin dolduruşuna gelip ortamı provoke etmiyoruz. Sevgili genç kardeşim, orası gençlerin olsun, zaten biz bunun için mücadele ediyoruz" diye konuştu.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 19 20