04 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

Başörtüsü için anayasa değişikliği... MHP lideri Bahçeli: Hayırlı bir teşebbüs, destek vereceğiz...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başörtüsü mevzusunu çözmüş olan Türkiye Cumhuriyeti'nde bu konunun sanki çözülmemiş gibi tekrar gündeme taşınması üzücü olmuştur. Bu tartışmayı tamamen sonlandırmak için yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu ortadadır." dedi. İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları: "Daha önce Başörtüsü konusunu çözmüş olan TBMM’de sanki konu çözülmemiş gibi olayın gündeme taşınmış olması, bu taşınmanın ötesinde bir tartışmaya sebep olması ülkemiz açısından üzücü olmuştur. "HAYIRLI BİR TEŞEBBÜS, DESTEK VERECEĞİZ" Bugünkü TBMM’de Cumhur İttifakı’nın oluşturan partilerin istişaresi sonucunda bir metin TBMM’ye Anayasa değişikliği olarak sunulduğu vakit MHP bunun gerçekleşmesi için elden gayreti gösterecek. 9 ayda çevreyi kirleten 3 bin 165 tesise, 385 milyon TL ceza Bu gayretin çerçevesinde de mecliste oluşan bütün siyasi partilerin bu hayırlı bir teşebbüsü ortaya koymuş olan Cumhurbaşkanımıza da onun yönetimini de saygı duyarak destek vermelerini de talep etmekte olduğumuzu belirtirim. ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI Şu an için Türkiye’nin sorunlarının ve dış politikanın yoğunlaştığı bir ortamda seçimlerin erkene alma tartışması siyaseten malzeme yapılmamalıdır. Seçimler yasa çerçevesinde 18 Haziran'da yapılacaktır. Kendilerinin aday belirlemede zorluk çektikleri bir ortamda 6 masalı siyasi grubun erken seçim tartışmasını Türkiye’ye sunmuş olmaları yanlış bir davranıştır. Seçimlere diyelim ki yarın gireceğiz. Cumhurbaşkanı ve meclis seçimi var. Ama cumhurbaşkanı adayları yok. Adayları olmayan bir yerde gürültünün manası yok. Seçim gününü sabırla beklesinler yeri geldiğinde de hedeflerine varmak için gayret göstersinler."

1 yıl önce

Destici'den 'anayasa değişikliğiyle' ilgili altılı masaya net mesaj: Meclise gelince şapka düşecek kel görünecek

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Eskişehir'de bir otelde partisinin İl Kadın Kolları tarafından düzenlenen 'Kadın Buluşmaları' programına katıldı. Destici, programa davet edilen şehit yakınları ile engelli bireylerin masalarını tek tek gezerek, çiçek hediye etti. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olabilmek ve aday olduğu takdirde de seçimi kazanabilmek için başörtüsüyle ilgili bir yasa değişikliği teklifini gündeme getirdiğini söyledi. Bu konudaki anayasa değişikliği teklifinin hazırlandığını anlatan Destici, şunları kaydetti: "CHP'ye ve onun şu anda ABD'de bulunan Genel Başkanına sesleniyorum. Diyorum ki 'Gel eğer sen inanç hürriyeti konusunda samimiysen, başörtüsü serbestliği konusunda samimiysen gel hep birlikte anayasayı değiştirelim ve bu meseleyi kökünden çözelim' diyorum. Ama göreceksiniz yapmayacaklar. Çünkü 2008'de yine AK Parti, MHP, BBP anayasayı değiştirdi ama Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin Grup Başkanvekili olarak Anayasa Mahkemesi'ne gitti ve bunu iptal ettirdi. Biz CHP'yi tanıyoruz ama şu anda bakalım İYİ Parti ne yapacak? Sayın Meral Akşener ne yapacak? Bu hususta da CHP'nin yanında mı duracak? Yoksa inanç hürriyetinin yanında mı duracak? 6'lı masanın yanında mı duracak? Başörtüsü serbestliğinin yanında mı duracak? Sadece o değil Sayın Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu ne yapacak? Bunları da bir bir göreceğiz. Bizim anayasa değişikliği teklifimiz hazırlanıyor. En kısa zamanda meclise gelecek. Orada da kim ne yapacak göreceğiz. O zaman şapka herkesin önüne düşecek ve kel görünecek."

1 yıl önce

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan 'anayasa değişikliği' açıklaması

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bir TV kanalının canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Bozdağ'ın, açıklamalarının satır başları şöyle; (Başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği teklifi) Anayasanın 24. maddesine bir fıkra eklemek suretiyle orada yeni bir düzenlemeyi hayata geçirmek için adım atacağız. Eklenecek fıkra din ve vicdan hürriyetini teminat altına alan bir formülasyon içerecek. Türkiye'de hem başı açık hem de başını örten vatandaşlarımız bakımından anayasal güvenceyi tahkim eden bir adım atıyoruz.

1 yıl önce

Ailenin korunması! Hikmet Sami Türk: Anayasa değişikliği için referandum gerekmeyecek formül mümkün

Başörtüsüne anayasal güvence getiren ve aile kurumunu korumayı içeren iki maddelik anayasa değişikliği teklifi, AK Parti, MHP ve BBP milletvekilleriyle 1 bağımsız milletvekilinin toplam 336 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Teklifin ocak ayında Anayasa Komisyonu gündemine şubat başında da Genel Kurul’a inmesi öngörülüyor. Düzenlemenin referanduma gitmeden kabulü için 400 milletvekilinin desteği gerekiyor. Teklifle; Anayasa’nın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24’üncü maddesine 6’ıncı ve 7’inci fıkralar ekleniyor. 6’ınıcı fıkrayla kadının temel hak ve hürriyetlerini kullanması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmasında başının açık veya örtülü olması şartına bağlanamayacağı hüküm altına alındı. Teklifle 41’inci maddedeki ‘evlilik birliği’ tanımı yeniden yapılarak, ‘evlilik birliğine bir kadın ve erkek arasında olan bir hukuku ilişki’ denildi. 'AYRIM GÖZETİLMEKSİZİN KANUN ÖNÜNDE EŞİT' Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, teklife ilişkin Karar'a değerlendirmelerde bulundu. Türk'ün açıklamaları şöyle: "Bir bölümü Anayasa’nın 24. maddesinin I ve III. fıkraları ile 42 ve 67. maddelerinin I. fıkraları ve 70. maddesinin kadınlar açısından tekrarı niteliğinde olan, ayrıca kendi içinde tekrarlar içeren 1. maddenin konusu itibariyle uygun yer, Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” kenar başlıklı 10. maddesidir. Çünkü 10. maddede herkesin “cinsiyet” nedeniyle “ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit”, kadınlar ve erkeklerin “eşit haklara sahip” olduğu belirtilmiştir. Teklifin 1. maddesi ile önerilen I. fıkra ise, dinî inanç bağlantısı kurmaksızın “başı açık veya örtülü” olan kadınlar arasında “temel hak ve hürriyetlerin kullanılması” bakımından bir ayırım yapılamayacağını hükme bağlıyor. Bu hükmü tamamlamak üzere Anayasa’nın 10. maddesinin son fıkrası, –Teklifin 1. maddesi ile önerilen II. fıkranın son cümlesi doğrultusunda, dinî inanç bağlantısı kurmaksızın– genel bir ifade ile şöyle yazılabilir: “Devlet organları ve idare makamları ile diğer kuruluş ve kişiler, yapılan iş veya işlemin niteliğinden kaynaklanan bir zorunluk bulunmadıkça, bütün iş ve işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Bu bakımdan daha önce Anayasa’nın 10 ve 42. maddelerinde yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet yasaklarını kaldırmak amacıyla değişiklik yapan 9.2.2008 tarih ve 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Anayasa Mahkemesi’nin 5.6.2008 tarih ve E. 2008/16, K. 2008/116 sayılı Kararıyla iptal edildiğini anımsamakta yarar var. Anayasa Mahkemesi, bu Kararında “Anayasa’nın 10 ve 42. maddelerinde yapılan düzenlemenin yöntem bakımından dini siyasete alet etmesi, içerik yönünden de başkalarının haklarına ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle lâiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu sonucuna” ulaşmıştı. Karara göre, “Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen Cumhuriyetin temel niteliklerini dolaylı bir biçimde değiştiren ve işlevsizleştiren bu düzenleme Anayasa’nın 4. maddesinde ifade edilen değiştirme ve değişiklik teklif etme yasağına aykırı olduğundan, Anayasa’nın 148. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen teklif koşulunun yerine getirilmiş olduğu kabul edilemez.”(2) Anayasa Mahkemesi’nin 14 yıl önce oyçokluğuyla verdiği Kararın gerekçesi budur. İleride lâiklik ilkesine dayalı yeni bir iptal gerekçesi ile karşılaşmamak için Kanun Teklifinin Meclis’te görüşülmesi sırasında göz önünde bulundurulmasında yarar var. AİLENİN KORUNMASI Kanun Teklifinin 2. maddesi, Anayasa’nın 41. maddesinin “Ailenin korunması ve çocuk hakları” şeklindeki kenar başlığını araya “evlilik birliği” ibaresini koyarak değiştiriyor ve maddeye şu cümleyi ekliyor: “Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir.” “Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir.” Herkesçe bilinen yerleşik “Aile” kavramı için eş anlamlı bir terimle “Evlilik birliği” terimi kullanılarak yapılan bu tanımla ilgili 2. maddenin gerekçesi şöyle: “Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumak ve aileye yönelik her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almak devletin aslî görevidir. Düzenlemeyle, evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir. Bu suretle her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilâve anayasal güvence sağlanmakta ve ailenin toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlanmaktadır.” 22.11.2001 tarih ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun “Aile Hukuku” başlıklı İkinci Kitabının “Evlenme” başlıklı Birinci Bölümünde “Evlenme Başvurusu ve Töreni” başlıklı Üçüncü Ayırımın “Başvuru makamı” kenar başlıklı 134. maddesi şöyledir: “Birbiriyle evlenecek erkek ve kadın, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte başvururlar. Evlendirme memuru, belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendirdiği memur, köylerde muhtardır.” 136. maddede ise evlenecek erkek ve kadının evlendirme memurluğuna verecekleri “Belgeler” gösterilmiştir: “Erkek ve kadından her biri, nüfus cüzdanı ve nüfus kayıt örneğini, önceki evliliği sona ermiş ise buna ilişkin belgeyi, küçük veya kısıtlı ise ayrıca yasal temsilcisinin imzası onaylanmış yazılı izin belgesini ve evlenmeye engel hastalığının bulunmadığını gösteren sağlık raporunu evlendirme memurluğuna vermek zorundadır.” Türk Medenî Kanunu’nda evli çiftlerin eşit hak ve yükümlüklere sahip olduklarını belirtmek için –gebelikle ilgili 153 ve 288. maddelerde “karı”, babalıkla ilgili 285, 288 ve 289. maddelerde “koca” sözcüğünün zorunlu olarak kullanılması dışında– hep “eşler” sözcüğü kullanılmıştır.(3) Türk Medenî Kanunu Tasarısı TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildikten sonra, 3.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun’la yapılan kapsamlı Anayasa değişiklikleri arasında 41. maddenin I. fıkrasındaki “Aile Türk toplumunun temelidir.” hükmüne bu doğrultuda “… ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” hükmü eklenmiştir. Bu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 7. Protokol’ün 5. maddesinde öngörülen “Eşler arasında eşitlik” ilkesine de uygundur. AİLE KAVRAMIYLA BAĞDAŞMAYAN SAPIK İLİŞKİ...' Şimdi Kanun Teklifi ile Anayasa’nın 41. maddesine eklenmesi öngörülen cümle, bazı ülkelerde kabul edilen, fakat aile kavramıyla bağdaşmayan sapık bir ilişkiyi resmîleştiren eşcinsel evliliklere anayasal düzeyde kapıyı kapamak içindir. Türkiye, tarihte toplumların ahlâkî çöküntüsüne yol açan bu tür ilişkilerin dünyada yaygınlaşması, yeni Sodom ve Gomorra kentleri(4) ya da Lût kavimleri(5) oluşması tehlikesi karşısında kaygılıdır. O nedenle Kanun Teklifi ile getirilen hüküm, düşünce olarak yerindedir. Fakat “aile” kavramı için aynı madde içinde ikinci bir terim kullanılması isabetli değildir. 41. maddenin –kenar başlığı değiştirilmeksizin– I. fıkrasının aşağıdaki gibi yazılması uygun olacaktır: “Erkek ve kadının evlenmesiyle kurulan aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” Önerilen Anayasa değişikliğinin Meclis’te kabulü için Kanun Teklifini veren milletvekillerinin sayısı (336) yeterli değildir. Bu konuda diğer muhalefet partilerinin de desteğini kazanacak geniş bir uzlaşma gerekir. Teklifin 360-399 oyla kabulü ise, zorunlu halkoylamasını gündeme getirecektir. Her yönüyle lâiklik temelinde yapılacak bir düzenleme, halkoylamasına gerek bırakmayacak bir uzlaşmayı sağlayacak formül olabilir."

1 yıl önce

İsveç'te terörle mücadeleye ilişkin anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği duyuruldu

İsveç, NATO'ya üye olabilmek için yerine getirmesi gereken üçlü muhtıra maddeleri arasında yer alan terörle mücadelede somut adımlar atmaya başladı. Konu bağlamında İsveç'te terörle mücadeleye yönelik yeni anayasa değişikliğinin 1 Ocak 2023'te yürürlüğe girdiği duyuruldu. İsveç Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklama, "Anayasa değişikliği terörle mücadelede daha güçlü olanaklar sunuyor" başlığı ile paylaşıldı. Açıklamada, "İsveç, terör tehdidine karşı koymak amacıyla tek başına ve diğer devletlerle birlikte yoğun bir çaba göstermektedir. Terör, terörden etkilenen toplumlar nezdinde ağır zorluklar oluşturmakta ve hem uluslararası barış ve güvenliği hem de hem de ulusal güvenliği tehdit etmektedir. Terör, çok ciddi suç teşkil eden eylemleri içeren ve düzeni tehdit edici bir yapıya sahip olup demokrasi, insan haklarından özgürce faydalanılması ve ekonomik ve sosyal gelişim karşısındaki en ciddi tehditlerden biridir." ifadeleri kullanıldı. Yürürlüğe giren değişikliğin terörle mücadele anlamında daha güçlü imkanlar sunduğu vurgulanan açıklamada, "Anayasa değişikliği, terör faaliyeti yürüten veya terörü destekleyen grupların örgütlenme hürriyetinin kanun çerçevesinde kısıtlanması konusunda imkanların artması anlamına gelmektedir. Bu değişiklik, kanun koyucular açısından, örneğin bir terör örgütüne katılımı daha geniş bir çerçeveyle suç unsuru haline getirmeyi ve terör örgütlerini yasaklamayı olanaklı kılmaktadır." değerlendirmesi yer aldı. Açıklama, İsveç'in Ankara Büyükelçiliği'nin sosyal medya hesabından da paylaşıldı. YASA HAZİRANDA SAHADA UYGULANACAK İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström'de 23 Aralık 2022'de AA'ya yaptığı açıklamada, Anayasa değişikliğinin 1 Ocak 2023'de yürürlüğe gireceğini, 7 Mart'ta ise konu ile ilgili parlamentoya ceza yasası sunacaklarını ve İsveç Ceza Kanunu'nda yeni bir suç oluşturulacağını söylemişti. İsveç topraklarında terörist aktivitelerin tanıtımını ve propagandasını yapmanın, bayraklarını sallamanın da dahil suç kabul edileceğini aktaran Billström, yasanın 1 Haziran 2023'te sahada uygulanacağını dile getirmişti.

1 yıl önce

AK Parti'den MHP'ye Anayasa değişikliği ziyareti! "CHP ve İYİ Parti millete hesap verecek"

AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz ve Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekilleri Erkan Akçay ve Muhammed Levent Bülbül'le bir araya geldi. Görüşmede 'başörtüsü düzenlemesi' ele alındı. Görüşme sonrası açıklama yapan AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz, "Önümüzdeki hafta gündeme alınmasında mutabık kaldık. 85 milyon bunun arkasında, millet teklife destek veriyor. Teklife 400'ün üzerinde destek bekleriz. 85 milyon bunun arkasında, millet teklife destek veriyor. Genel kurul ve komisyonlarda uzlaşmaya açığız. CHP ve İyi Parti desteklemiyorsa millete hesap verecek'" dedi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Anayasa değişikliği teklifi reform sürecinin adeta zafer tacı olacak!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Şule Yüksel Şenler Vakfı Hizmet Binası Açılış Programı'nda konuştu. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:  Bugünden itibaren hizmet binamızın da kullanılmasıyla, vakfımızın yelpazesinin genişleyeceğini düşünüyorum. İstanbul'umuzun manevi muhafızı Eyüp Sultan Hz. komşu vakfımız, tüm vatandaşlarımıza sonuna kadar açıktır. Vakıf binamızın açılmasına vesile olan Şule ablamızın manevi mirasına sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum. Öyle insanlar vardır ki hayatlarıyla bize fener olurlar, rehberlik ederler. Kulluğumuzu hatırlatırlar, onların aydınlık yüzlerine bakınca insanı insan yapan yüce değerleri de görürüz. Ömürlerine sayısız eseri ve mücadeleyi sığdıran böylesi insanlar geride hep şükranla dua ile anılacak bir miras bırakmışlardır. Şule Yüksel Şenler hanımefendi işte böyle seçkin bir insandı. Şule ablamız mücadelesiyle sonucu ne olursa olsun, hakkın hatırını daima en üstte tutmuştur. Huzur Sokağı romanıyla yürekli bir dava kadınıydı. Kaleme aldığı kadın sayfaları, köşe yazıları ve kitaplarıyla milyonların gönüllerinde taht kurmuştu.  "ŞULE YÜKSEL ŞENLER DİRENİŞİN SEMBOLÜYDÜ" Güçlü kalemin yanında emsalsiz bir hatip olan Şule Yüksel Şenler, gittiği yerlerde meydanlar onu dinlemek için gelenlerle dolup taşmıştı. Türkiye'yi karış karış gezmesi, İslami tecrübelerini anlatması gençlerimizi derinden etkilemiştir. Şule hanım öyle günler yaşadı ki gazete manşetlerinde hedef gösterildi, dönemin Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edildi. İsmi marjinal örgütlerin listelerinde yer aldı. Evi kundaklanmaya, ateşe verilmeye, canına kast edilmeye çalışıldı. Ama bunların hiçbiri inandığı değerleri savunmaktan bir an bile alıkoymadı.  "VESAYET ZİNCİRLERİNİ TEK TEK PARÇALADIK" Tüm baskılara rağmen Şule Yüksel hanım direnişin sembolü haline geldi.  Şule Hanım'ı itibarsızlaştırmaya çalışanların en büyük hazımsızlığı, Anadolu insanına verdiği cesaret duygusudur. Türkiye'de kadınların elde ettiği başarılarda Şule Yüksel Şenler'in büyük payı vardır. Milletin iradesine vurulan vesayet zincirlerini tek tek parçaladık. Üniversite kapılarında gözyaşı döken genç kızlarımızın acılarını dindirdik. Kamu kurumlarında başörtülü kadınlarımızın baskı altında kalmadan çalışabilmesinin önünü açtık. Artık başörtülü valimiz, hakimlerimiz, savcılarımız var. İmam hatip okullarına yönelik katsayı zulmü gibi uygulamaları kaldırdık. Kur-an Kurslarımızı hedef alan darbe düzenlemelerini tarihe gömdük. Darbelerin mağdur ettiği toplum kesimlerinin haklarını iade ettik. Bugün kadınlarımız kılık kıyafetleri sebebiyle haksızlığa uğramadan toplumda yer alıyor. BAŞÖRTÜSÜNDE ANAYASAL DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ Başörtüsünde anayasal değişikliği teklifi yasalaşınca reform sürecimizin adeta tacı olacaktır, kimse eski yaraları deşmeye cesaret edemeyecek.  Kadınlarımız aile yapımız ve geleceğimiz adına hayati önemdeki anayasal değişikliğe hiçbir milletvekilimizin hayır demeyeceğine inanıyorum. Son günlerde yaşanan kimi tartışmalar daha düne kadar sosyal medyada ahkam kesenler yan çizdiğini gösteriyor. Başörtüsü ve aile konusunda kaçak güreşmenin hiçbir bahanesi olamaz. Beklentimiz gerçekleşmezse bu durumda egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demiyor muyuz? O zaman millete gideceğiz. Biz tüm kadınlarımızın haklarını korumakta kararlıyız.