26 Nisan Cuma 2024
3 yıl önce

Vladimir Putin: “Ülkedeki vakalar artıyor. Ölüm oranının artması çok endişelendiriyor”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkenin bazı bölgelerinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) durumunun zor olduğunu belirterek, "Ülkedeki vakalar artıyor. Ölüm oranının artması çok endişelendiriyor." dedi

2 yıl önce

Önce kışkırttılar, şimdi günah çıkartıyorlar! CHP’den peş peşe Afgan videoları açıklaması

Eski ABD Başkanı Obama’ya seçim kazandıran Benenson Strategy Group (BSG) ile anlaşma yapan CHP, ajansın yönlendirmesiyle son dönemde sosyal medyadaki etkisini artırdı. Çalışmalarını CHP Genel Merkezi’nde yürüten BSG, son dönemde Türkiye’de gündemden düşmeyen, sınırlardan Afgan geçişleri ve mültecilerde nefret uyandırmayı amaçlayan pek çoğu kurgu olan videoların da arkasındaki isim. Bu videolar vasıtasıyla Z kuşağının dikkatini çeken “mülteci sorunu” sosyal medyada çok farklı boyutlara taşınıyor. Yakın zamanda açılan “Sığınmacı Gündemi” gibi pek çok Twitter hesabının BSG tarafından açıldığı, günde en az 10 defa sığınmacı videoları yayınlayan “Muhbir”, “Aykırı” gibi hesapların da ajansın yönlendirmesiyle CHP Genel Merkezi tarafından fonlandığı iddia edildi. CHP’DEN PEŞ PEŞE SAĞDUYU ÇAĞRILARI CHP Genel Merkezi destekli ve BSG kontrolündeki sosyal medya hesapları tarafından yayınlanan videoların pek çoğunun kurgu ve yalan çıkması üzerine CHP’li yetkililerden açıklamalar peş peşe geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba “Mültecilerle ilgili yalan haberlerin sayısında endişe verici bir artış var. Bu tür provokatif paylaşımlara karşı herkesin sağduyulu olması gerekiyor. Sorumlu mülteciler değil; mültecileri kendi iktidarının sürmesi için pazarlık unsuru yapan siyasi anlayıştır, AKP’dir!” açıklamasını yaptı. KILIÇDAROĞLU UYARDI CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter hesabından yaptığı açıklamada sağduyu çağrısında bulundu. Sevgili Halkım, Son günlerde ülkemizdeki Afgan ve Suriyeli sığınmacılar üzerinden yapılanların provokasyon olduğu açıktır. Göndere Afgan bayrağı çekme, sözde gazeteci bir provokatörün verdiği mesajlar, Suriyeli bir gencin “CHP’ye karşı birleşelim” çağrıları, saldırı ve ölümler… Ben bu işin nereye gidebileceğini görebiliyorum; Saray iktidarının ülkeyi yangın yerine çevirmesine izin vermeyeceğim. Biz bu sığınmacı sorununu çözeceğiz; ve tabii ki bunu aklıselim ile yapacağız. Davul zurna ile uğurlayacağız misafirlerimizi. Lütfen sakin olun ve bize güvenin.

2 yıl önce

ABD'de koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor: Yoğun bakım ünitelerinde yer kalmadı

ABD'de Sigorta analiz şirketi QuoteWizard’ın Sağlık ve İnsan Hizmetleri Departmanı (HHS) verilerini analiz ederek yayımladığı rapor, geçen hafta ülkedeki yoğun bakım ünitelerinin yüzde 77'sinin kullanıldığını ortaya koydu. Arkansas ve Alabama yetkilileri, hafta başında yoğun bakım ünitelerinin tamamının dolduğunu açıklarken, Kentucky Valisi Andy Beshear eyalette yoğun bakım hastalarına yer açmak için hastanelerde yer değişiklikleri yapıldığını duyurdu. Yoğun bakım ünitelerinin yüzde 94'ünün kullanıldığı Florida’da 50 hastane sağlık çalışanı sayılarının yetersiz olduğunu bildirirken, 60 hastanenin daha hafta sonundan itibaren sağlık çalışanı sayılarının yeterli olmayacağını öngördüğü belirtildi. Forbes dergisi, geçen hafta Texas'ın kuzeyindeki hastanelerin kapasite yetersizliği nedeniyle aşılı hastalara öncelik vermeye başlayacağını haber yapmıştı. QuoteWizard, yoğun bakım kapasitelerinin yüzde 90'ından fazlasını kullanan ABD’nin güneyindeki beş eyaletin (Florida, Georgia, Alabama, Mississippi, Texas), aynı zamanda Kovid-19 salgınının en yoğun görüldüğü bölgeler olduğunun altını çizdi. Raporda, yoğun bakım ünitesi yetersizliğinin bir kapasite değil, talep probleminden kaynaklandığı vurgulandı.

2 yıl önce

Bayraktar TB2'ye ilgi artıyor

Baykar Teknoloji Lideri ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı TEKNOFEST kapsamında Tuz Gölü'nde düzenlenen Roket Yarışları'nı izlemek için geldiği Aksaray'da, ülke gençlerini bilim ve teknolojiye teşvik etmekten duydukları memnuniyeti dile getirdi. "Bu gibi yarışmalar bir anlamda mucitlerin çıkmasına ön ayak oluyor" diyen Bayraktar, otomotiv sektörünün ve bu sektörde büyük devrim sayılan elektrikli ve akıllı otomobillerin de böyle yarışmalardan doğduğunu söyledi. Otomotiv sanayisinin doğuşuna bakıldığında Paris'te düzenlenen bir teknoloji yarışmasının göze çarptığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: "O dönemde motor teknolojisi üzerine bir yarışma yapılmış. 'Peki yakın dönemde akıllı arabalara geçişte ne etkili oldu?' diye soracak olursanız, benim de araştırma görevlisi olarak yurt dışında eğitim gördüğüm dönemde, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir yarışma düzenlendi; Otonom Akıllı Araçlar Yarışması ve bu dönüşümün temelinde de o yarışma yatıyor. Bugün en büyük devrimlerden biri olarak bu arabalar yavaş yavaş hayatımıza girmeye başladılar. Bu gibi yarışmaların böyle bir anlamda kıvılcım çakıp, tutuşturup, dönüşümü tetiklediğini, yeni alanlar açtığını görüyoruz." Bayraktar, TEKNOFEST'in bu anlamda önemli ve dev bir organizasyon olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Biz burada bir anlamda geleceğin trendlerine bugünden hazırlanan öğrencileri bir taraftan yarıştırıp, tüm toplumun önünde bunu bir festival olarak kutlayıp, bu milli teknoloji hamlesinin paradigma dönüşümünü gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Nedir o paradigma dönüşümü? 20 sene önce insansız hava araçları için 'Hiç uğraşmayın, dışarıdan alın. Dışarısı yürümüş gitmiş. Siz sadece onlarla aramızdaki bağı kurarsınız' diyen anlayıştan bugün 'biz insansız hava aracı yaptık mı, dünyanın en iyisini yaparız. Bir kere yaptık mı en gelişmişini yaparız, bu yaptığımız şey de dünyanın en iyisi olur' anlayışına evrildiğini görüyoruz. İşte tam da hedeflediğimiz bu. Diğer tüm sivil alanlarda da biz bırakın dışarıdan almayı 'Kendimiz gayret gösterirsek yaparız. Yapınca da en iyisini yaparız' anlayışını yerleştirmeyi hedefliyoruz." "Bayraktar TB3 ve insansız savaş uçağı projemizi hızla geliştirmeye devam ediyoruz" Baykar'ın geliştirdiği insansız hava araçlarına ilişkin bilgi veren Bayraktar, şöyle konuştu: "İnsansız hava araçlarımıza tüm dünyadan büyük bir ilgi var. Özellikle İdlib ve Azerbaycan Karabağ harekatlarından sonra bu ilgi çok arttı. Aslında Bayraktar TB2 insansız hava aracımız İdlib harekatına (Bahar Kalkanı Harekatı), Zeytin Dalı Harekatı'na, Fırat Kalkanı Harekatı'na ve son olarak da Azerbaycan'daki harekata katıldığından dünyadan yoğun bir ilgi var hatta Bayraktar TB2 için 'zaman zaman talepleri yetiştirmekte zorlanıyoruz' diyebilirim. Baykar bu sayede gelirlerinin yüzde 70'inden fazlasını ihracattan elde ediyor. Şu ana kadar imzalanmış 10'dan fazla sözleşme var. Bunların bir kısmının ihracatı da gerçekleşti. Diğer taraftan Akıncı'ya da çalışıyoruz. Akıncı'nın ilk teslimatını gerçekleştirdik.Ona da yoğun bir ilgi var. Henüz o taleplere yanıt vermedik çünkü hava araçlarımızı teslim etmeyi ve kalifiye etmeyi bekledik. Şu anda Bayraktar TB2 alan her yerden, ihracat sözleşmesini imzaladığımız her yerden, artı başka ülkelerden de ilgi olduğunu görüyoruz. Akıncı daha gelişmiş bir sistem çünkü çok daha stratejik görevleri yapabiliyor. Biz de bir yandan Bayraktar TB3 ve insansız savaş uçağı projemizi hızla geliştirmeye devam ediyoruz." Selçuk Bayraktar, ülkenin savunma sanayisinde adından söz ettirmeye devam edeceğine inandığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Teknolojinin tarihine baktığımızda, savunma sanayisi hep lokomotif olmuş. Kullandığımız bütün büyük teknolojilerin kökünün savunma sanayisinde olduğunu görüyoruz. Bilgisayar teknolojisi, küresel konumlama sistemi, bütün dünyayı dönüştüren değiştiren internet teknolojisi böyle ilk defa savunma sanayisi maksadıyla ortaya çıkmış teknolojiler. Kullandığımız cep telefonları, mobil cihazların hepsinin altyapısı savunma sanayisinin ihtiyaçlarıyla doğmuş. Ülkemiz o 'erken doğum' dönemini yaşıyor. Bundan sonra bu sivil alanlara yayılarak, savunma sanayisindeki başardığı bu dönüşümü sivil alanlara da yaymayı başarırsa, dünyada çok daha geniş bir yelpazede ülkemizden büyük teknoloji girişimlerinin çıktığını göreceğiz. SİHA'lardaki bu başarıyı, diğer sivil alanlarda, çok farklı alanlarda görmeye başlayacağımızı düşünüyorum."

2 yıl önce

Taliban'ın üst düzey yöneticileri arasında görüş ayrılığı iddiaları artıyor

BBC'nin üst düzey bir Taliban yetkilisine dayandırdığı haberine göre, cumhurbaşkanlığı sarayında yeni hükümetin oluşturulması ele alındı. Taliban'ın önde gelen liderlerinden olan ve geçici hükümette, başbakan yardımcılığına getirilen Birader, geçici hükümetin yapısından memnun değil. Birader, diplomasiye ağırlık verilmesini isterken geçici hükümette, Mülteciler Bakanlığı vekilliğine getirtilen Hakkani ve destekçileri ise Taliban'ın zaferi savaşla kazandığını savundu. Birader ve Hakkani, bu anlaşmazlık nedeniyle sert sözlerle tartıştı. BBC'ye göre, ikilinin destekçileri, tartışma sırasında kavga ederken olayın ardından Birader Kabil'den ayrılarak Kandahar'a gitti. BBC'ye açıklama yapan kaynaklar, Kabil'e dönmesi beklenen Birader'in, kamera karşısına çıkıp bir tartışma yaşandığını yalanlayabileceğine dikkati çekti. Bu gelişmenin ardından, Afgan sosyal medya hesaplarında bir süre kamuoyu karşısına çıkmayan Birader'in, hayatını kaybettiği yönünde iddialar yayıldı. Ancak Birader'in öldürüldüğü iddialarının hemen ardından Kabil'de 5 Eylül'de Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths ile toplantıdan fotoğraf yayımlanmıştı. Abdulgani Birader Birader, ABD ve diğer ülkelerle yürüttüğü diplomatik ilişkiler nedeniyle öne çıkmıştı. Bu nedenle geçici hükümete Birader'in öncülük etmesi bekleniyordu. Ancak Birader, Taliban geçici hükümetinin Başbakanı Molla Muhammed Hasan'ın yardımcılığına getirildi. Birader, eski hükümet döneminde savunma bakanı yardımcılığı görevini yürütüyordu. ABD işgaliyle Taliban hükümetinin düşmesinden sonra grubun başlattığı saldırılarda Birader, önemli bir figür oldu. Taliban'ın 4 kurucusundan biri olan Birader, Taliban'ın kurucusu Molla Ömer'in en çok güvendiği kişilerden biri olarak kabul ediliyor. Birader'in Molla Ömer'in kız kardeşiyle evli olduğu ve Ömer'in kendisine "kardeş" anlamına gelen "Birader" unvanını verdiği belirtiliyor. Pakistan'ın güneyindeki Karaçi kentinde 2010'da güvenlik güçlerince yakalanan Birader, ABD ile sürdürülen barış görüşmelerine katkısı olacağı düşüncesiyle eski ABD Başkanı Donald Trump'ın talebi doğrultusunda, 2018'de serbest bırakıldı. ABD ile Taliban arasında imzalanan barış anlaşmasına Taliban adına Molla Birader imza atarken müzakerelerde birçok devlet adamıyla üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi. Ocak 2019'dan bu yana Taliban'ın Doha'daki siyasi ofisinin başkanlığını yürüten Birader, ABD-Taliban barış anlaşması kapsamında 3 Mart 2020'de Trump ile telefonda görüşerek bir ABD başkanıyla görüşen ilk Taliban yöneticisi oldu. Birader, Kabil'in Taliban'ın kontrolüne girmesinden kısa süre sonra diğer üst düzey grup üyeleriyle kameralar karşısına geçmiş, Afganistan'ı yönetirken izleyecekleri politikalara dair ilk basın açıklamasını yapmıştı. Birader, burada yaptığı açıklamada, Afganistan'ı kontrol altına alma hedefine bu kadar çabuk ulaşacaklarını beklemediklerini söylemişti. Halil El-Rahman Hakkani Hakkani, Taliban'ın önemli kanatlarından olan Hakkani Grubu'na mensup. Pakistan-Afganistan sınırı boyunca Taliban'ın ekonomik ve askeri varlıklarını yöneten Hakkani Grubu, ülkedeki birçok bombalı eylemden sorumlu tutuluyor. Hakkani'nin yeğeni ve Hakkani grubunun lideri olan Siraceddin Hakkani de geçici hükümette "içişleri bakanı vekili" olmuştu.

2 yıl önce

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal: TEKNOFEST yarışmalarına katılım sayısının özellikle liseli kardeşlerimizde artıyor olması…

Bursa'da Yunuseli Havalimanı'nda binlerce gencin katıldığı TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında düzenlenen İnsansız Hava Araçları (İHA) Yarışmalarını takip eden Mandal, etkinliklerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Mandal, her yıl coşkunun artarak devam ettiğini, lise öğrencilerinin de güzel bir şekilde yarıştığını söyledi. Yarışmalara katılımın her sene çok fazla arttığını dile getiren Mandal şöyle konuştu: "21-26 Eylül tarihlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı'nda olacağız. Kendini genç hisseden ve Milli Teknoloji Hamlemiz kapsamında bu ülkenin tasarlayan, geliştiren, üreten gençleriyle, teknoloji coşkunlarıyla, teknoloji yıldızlarıyla birlikte olacağız. Sayının özellikle liseli kardeşlerimizde artıyor olması, 'Ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesi'nde ben de varım.' noktasında cesaretlendiriyor. Ülkemizin teknoloji bazlı başarıları bu genç arkadaşlarımıza büyük bir ilham, aynı zamanda tutku ve sorumluluk oluşturuyor. Genç arkadaşlarımızda heyecan var ama bunu tutkuya dönüştürmek ve en önemlisi de bir sorumluluğa dönüştürmek her zaman mümkün olmuyor, bunun en güzel yöntemi de bu kapsamda ülkemizde örnek rol model olacak arkadaşlarımız, büyüklerimiz var artık." Mandal, gençlerin artık teknolojinin gelişiminde sorumluluk aldığını ve bunun da TEKNOFEST gibi yarışmalar sayesinde gerçekleştiğini belirtti. "TÜBİTAK DA BU SÜREÇ ESNASINDA ÖĞRENİYOR" Prof. Dr. Hasan Mandal, gençler için bu tür yarışmalarda derece almaktan ziyade bir şeyler öğrenmenin daha önemli olduğunu vurguladı. Gençlerin TEKNOFEST sayesinde birbirinden de çok şeyler öğrendiğini ve bunların dereceye girmekten önemli olduğunu anlatan Mandal, "TÜBİTAK kamu anlamında görevlendirilmiş ve 1963'ten beri bu konuları kendine görev edinen bir kurum. TEKNOFEST'te 36 yarışma var, bunun 12'sinin düzenleyicisi TÜBİTAK. Biz bu yarışmaları geçmişte daha dağınık yapılarda ve bunu bir çatı altında değil de ülkemizin çok değişik şehirlerinde yapıyorduk. Şu an çok geniş katılımlı ve bu TEKNOFEST'te zirveye ulaşacak." dedi. Mandal, TÜBİTAK'ın TEKNOFEST'te daha fazla sorumluluk alacağını dile getirdi. Kurumun bu konudaki planlamaları hakkında bilgi veren Mandal şunları kaydetti: "Biz de kendi kapasitemizi geliştiriyoruz. İnşallah gelecek yıllarda yeni yarışma kategorileri oluşturacağız. İnsansız hava aracı kategorisinde ilk kez geçen yıl lise kategorisi oldu. 2019'da liseliler şunu söyledi bize, 'Biz niçin seyretmeye geliyoruz? Biz bunu yapabilecek yetkinlikteyiz.' Geçtiğimiz yıl şunu da dediler, 'Döner kanat var, sabit kanat var, niçin bizleri sınırlandırıyorsunuz?' Bu yıl üçüncü kategoriyi açtık, serbest kategori. Orada çok güzel tasarımlar ve uçuşlar var. TÜBİTAK da bu süreç esnasında öğreniyor, nasıl genç arkadaşlarımız öğrenip, kendilerini ona göre hazırlıyorlarsa biz de bu arkadaşlarımızdan heyecan alıyoruz, cesaret alıyoruz. O yüzde gelecek yıllarda TÜBİTAK'ı izlemeye devam edin."

2 yıl önce

Putin: Türkiye’ye doğal gaz sevkiyatı artıyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, başkent Moskova'da düzenlenen Rusya Enerji Haftası Forumu'nun ana oturumunda, küresel enerji piyasaları ve güncel konulara dair değerlendirmelerde bulundu. Salgın dönemi nedeniyle yaşanan krizin, küresel enerji piyasalarını derinden etkilediğine işaret eden Putin, "Geçen yıl küresel enerji tüketimi yüzde 4,7 düştü. Bu düşüş sektör için son 70 yılda yaşanan en ciddi şoktu. Talepteki düşüş nedeniyle fiyatlar da düzeltmeye gidildi, örneğin Avrupa'da doğal gaz maliyeti 2018'e kıyasla 2,5 kat düştü." diye konuştu. Petrol piyasalarında da önemli gelişmelerin yaşandığını anımsatan Putin, "Hiçbirimiz, petrol fiyatlarının tarihte ilk defa eksi bir değere düşeceğine inanamazdık. Ancak geçen yıl petrolü depolamak, petrolün kendisinden daha pahalı hale geldi." görüşünü paylaştı. Avrupa'da yaşanan enerji kriziyle ilgili Rusya'nın "destek vermeye" hazır olduğunu belirten Putin, "Gaz sevkiyatını daha fazla artırmamız istenirse, artırmaya hazırız. Ortaklarımızın bizden istediği kadar artırabiliriz. Asla reddetmedik." ifadesini kullandı. "Gaz sevkiyatımız artıyor" Putin, Avrupa'ya çeşitli rotalardan gaz sevkiyatını artırdıklarına dikkati çekerek, "Türkiye üzerinden, Mavi Akım rotasıyla, TürkAkım ve Ukrayna üzerinden de gaz sevkiyatlarını artırıyoruz." açıklamasında bulundu. Avrupa'da yaşanan enerji krizi nedeniyle Avrupalı yetkilileri suçlayan Putin, "Avrupa'daki enerji krizi doğal gaz açığından ötürü kaynaklanmadı. Avrupa'daki gaz fiyatları elektrik açığı nedeniyle yaşandı. Bazı ortaklarımızın yaptığı gibi, kendi hatalarından ötürü başkasını suçlamaya gerek yok. Elektrik açığı ise rüzgar enerjisi eksikliğinden yaşandı. Avrupa depolama tesislerini zor durumda bırakan sert kışın ardından, Avrupalılar spot piyasasına güvendiler." dedi. Son 10 yıldır Avrupa enerji piyasalarında sistematik hatalar yapıldığını öne süren Putin, "Avrupa'da büyük çaplı bir piyasa krizine neden oldular. Nükleer enerji ve doğal gaz, elektrik üretiminde ana kaynaklarken, böyle krizler yaşanmıyordu." sözlerini sarf etti. Silahlanma yarışı nedeniyle ABD'ye suçlama Konuşmasında küresel siyasi gelişmelere yer veren Putin, "Silahlanma yarışı maalesef hızlanıyor. Bu yarış, ABD'nin Anti-Balistik Füze Antlaşması'ndan çekilmesiyle başladı." diye konuştu. ABD'nin, Afganistan'da bir trajediye neden olduğunu vurgulayan Putin, "Özgürlük ve demokrasi, belirli bir halkın kültürü ve gelenekleriyle ilişkilendirilemez. ABD, Afgan halkının geleneklerine, kültürüne ve tarihine meydan okuyarak, Afganistan'a girdi. Sonuç ise trajedi oldu." düşüncesini dile getirdi. Güney Çin Denizi'ndeki sorunların bölge ülkeleri tarafından çözülmesi gerektiğini anlatan Putin, "Güney Çin Denizi'ndeki tüm sorunların, dış müdahale olmadan, uluslararası hukuk kapsamında çözülmesi için bölge ülkelerine fırsat verilmesi gerektiğine inanıyoruz." yorumuna yer verdi.

2 yıl önce

Muş'ta çocuklarını terör örgütünden kurtarmak isteyen ailelerin sayısı artıyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı evlat nöbetinin ardından Muşlu aileler de 7 Nisan'dan bu yana yaptıkları eylemlerini kararlılıkla sürdürüyor. Evlatlarına kavuşma ümidiyle çarşamba günleri HDP İl Başkanlığı binası önünde bir araya gelen ailelerin sayısı her geçen hafta artıyor. Kentte iki ailenin başlattığı oturma eylemine katılanların sayısı, bu hafta iki ailenin de katılımıyla 23'e yükseldi. Evlatlarına kavuşacakları günün hayaliyle yaşayan aileler, eylemlerinde hem terör örgütüne tepkilerini dile getiriyor hem de teslim olmaları için çocuklarına seslerini duyurmaya çalışıyor. "SAYIMIZIN ARTMASI BİZE MORAL OLUYOR" Oğlu Ersin Koçhan için eylem yapan Ayten Koçhan, AA muhabirine, çocuğunun 7 yıl önce Bursa'dan kaçırıldığını söyledi. Evlatlarına kavuşma ümidiyle her hafta HDP binası önünde ailelerle bir araya geldiklerini anlatan Koçhan, "Her geçen gün aile sayısı artıyor. Bu bizi mutlu ediyor. Oğlum, beni duyuyorsan gel teslim ol. Onların size faydası yok. Burada 23 aile olduk. Kar kış demeden evlatlarımızı burada bekleyeceğiz. Gelin devletimize teslim olun. Bayrak üstüne bayrak, devlet üstüne devlet olmaz yavrum, gel teslim ol. Beni görüyorsan kaç gel. Yolunuz yol değil, onlar sizi kandırıyor." diye konuştu. Naciye Sönmez Yıldız ise oğlunun 15 yaşındayken Bitlis'in Tatvan ilçesinde okurken kaçırıldığını belirtti. Evladını HDP'den isteyen Yıldız, "Burada her geçen gün aile sayımız artıyor. Her gün burada büyüyoruz. Her gün sesimiz artıyor. İki aile daha bize katıldı. Çocuğum orada, günah. Zavallı oğlum orada ne yapıyor? Bizim çocukların orada işi yok. Her gün oğluma dağda işkence yapıyorlar. Oğlumun babası yok." dedi. "KARDEŞİM GELENE KADAR BURADA OTURACAĞIZ" 2014'te kandırılarak dağa götürülen kız kardeşi Gülizar için eyleme yeni katılan Ayhan Karakaya da tepkisini ve talebini dile getirdi. Bulanık ilçesinden eyleme katıldığını belirten Karakaya, "Kardeşim, geri gel. Gelene kadar burada eylemimizi sürdüreceğiz. Kardeşim inşallah sesimi duyar gelir. İstanbul'da terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını biliyoruz. Kardeşimin evi İstanbul'daydı. 27 yaşında kaçırıldı. Burada ilk defa eyleme katıldım. Kardeşim gelene kadar burada oturacağız. Kardeşim sana sesleniyorum, evine gel." ifadesini kullandı. Kardeşi Atilla için eyleme katılan Ümit Özcan da ilk olarak HDP binası önünde Teker ailesiyle eyleme başladıklarını anlattı. O günden bu yana 21 ailenin daha kendilerine destek vererek eyleme katıldığını aktaran Özcan şunları kaydetti: "Kar, çamur yağmur demeden bu eyleme devam edeceğiz. Kardeşimi HDP ve PKK'dan istiyorum. Evlatlarımız gelene kadar eyleme devam edeceğiz. Allah devletimizden, sayın Cumhurbaşkanımızdan ve İçişleri Bakanımızdan razı olsun. İlk günden bu yana bize destek verdiler. Kardeşim, gel orası senin yerin değil. Senin yerin Türkiye Cumhuriyeti'nin yeridir. Devletine ve polisine teslim ol. Orası senin yerin değil. Seni orada kullanıyorlar. Her gün aile sayısı artıyor. Biz de mutlu oluyoruz. Bilsinler ki biz azalmıyoruz, gittikçe çoğalıyoruz."

1 2 3