12 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

Analiz - Sultan Şenyazar | Üniversite olayları bizi hiçbir zaman demokrasiye götürmedi. Mesela darbeye karşı üniversite olayları olmadı

Bir soru sormak isterim. Bir üniversite öğrencisi, okul hayatı boyunca rektörü kaç kez görür? Veya bir rektörün yönetiminden, doğrudan nasıl etkilenir ki rektörün seçimiyle bu kadar ilgilenir. Türkiye’de binlerce lise var. Lisede öğrenciler, devletin atadığı müdürün yönetiminde eğitim alıyorlar, o müdürle temas ediyorlar, her gün görüyorlar ama bir yıl sonra üniversiteye başlıyorlar ve diyorlar ki hayır rektörümüzü biz seçeceğiz. Ve bunun için günlerdir eylemler yapılıyor. Yalnız burada bir incelik var, öğrenci eylemleri, rektörü öğrenciler seçsin iddiasiyla yapılmıyor aslında. Rektör üniversite içinden seçilsin diyorlar. Yani bu eylemi planlayanlar, aslında öğrencilere bir seçme hakkı talep ediyor değil. Öğretim görevlilerinin talebini dile getirmek için öğrencileri kalkan olarak kullanıyor.

3 yıl önce

15 seçim kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu: “Demokrasiye inanıyorsanız, gelmesini bildiğiniz gibi gitmesini de bileceksiniz”

BirGün'den Ankara temsilcisi Nurcan Gökdemir ve parlamento muhabiri Hüseyin Şimşek’e konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti liderlerinin koltuk sevdalısı olmaması gerektiğini vurguladı. Demokrasinin en önemli kuralının gelindiği gibi gitmesinin de bilinmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı; "Demokrasiye inanıyorsanız, gelmesini bildiğiniz gibi gitmesini de bileceksiniz. Halkın oyları ile nasıl geldiyseniz, halkın oyları ile de gitmesini bileceksiniz. Halk sizi getirdi iktidar yaptı, 19 yıldır iktidardasınız. Zaten Türkiye’nin hiçbir sorununu çözemediniz. Seçim yasasında değişiklik düşünebilirler, Anayasa’da değişiklik düşünebilirler, başka yasalarda değişiklik düşünebilirler. Kendi konumlarını güvence altına almak isteyebilirler. AK Parti, artık Türkiye’yi yönetemiyor. Acaba yerimi nasıl korurum, arayışı içinde. Aslında nasıl yerimde kalırım, öyle düzenlemeler yapayım ki seçim sonucunda ben yerimde kalabileyim, koltuğumu koruyabileyim, düşüncesi tam olarak. Makam hırsına kapılan ve makamını korumak için çaba harcayanlar, ülkenin sorunlarını zaten görmezler."

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Danıştay'ın dikkat çektiği hassasiyet doğru bir hassasiyet

Polisin olduğu olaylarda halkın cep telefonuyla video çekmesinin engellenmesine dair emniyet genelgesine yargı “dur” dedi. Danıştay 10. Dairesi, genelgenin yürütmesini oybirliğiyle durdurdu. Kararda, söz konusu genelgesinin haberleşme hürriyeti ile basın hürriyetini kısıtlayıcı nitelikte olduğu belirtildi. Temel hak ve hürriyetlerin yalnızca kanunla sınırlandırılabileceği vurgulandı. Karara ilişkin değerlendirmede bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “Ama orada esas meselenin ana amacını taşıyan noktada bir eksiklik söz konusu değil. Bu hassasiyet değerlendirilecek ve aynı şekilde Danıştay’ın da arzu ettiği şekilde bir düzenleme ile devam edilecek diye düşünüyorum” dedi. Tekirdağ’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Danıştay’ın polisin müdahale ettiği olaylarda vatandaşların görüntü çekmesini yasaklayan genelgenin yürütmesini durdurmasına ilişkin konuştu. Bakan Soylu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Danıştay’ın yaptığın incelemede esasen bizim amacımızı, bizim hedefimizi ortaya koyan bir durdurma gerçekleştirmedi. Orada belki de bir hassasiyete dikkat çekti ki, o hassasiyet zaten bizim hassasiyetimiz. Yani Danıştay’ın dikkat çektiği hassasiyet doğru bir hassasiyet. Belki anayasada bütüncülüğü olduğu için çok altı çizilmeyen, yani basın özgürlüğü konusundaki bu hassasiyete dikkat çekilmesi konusunda bir irade ortaya koydu. Biz o anayasada var diye böyle bir değerlendirme yapmamış arkadaşlar. Burada Danıştay’ın hassasiyeti doğru bir hassasiyet. Arkadaşlarımız da, Danıştay’ın ortaya koyduğu hassasiyet konusunda çalışmalarını yürütmektedir. Ama orada esas meselenin ana amacını taşıyan noktada bir eksiklik söz konusu değil. Bu hassasiyet değerlendirilecek ve aynı şekilde Danıştay’ın da arzu ettiği şekilde bir düzenleme ile devam edilecek diye düşünüyorum. DANIŞTAY’IN KARARI Danıştay’ın kararına konu Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesi 27 Nisan 2021’de yayımlandı. İlgili birimlere gönderilen genelgede; polisin olduğu olaylarda vatandaşların görüntü almasına fırsat verilmemesi, ısrar edenler hakkında adli işlem yapılması istendi. İzinsiz olarak kişilerin ses ve görüntülerinin kayda alınmasının "özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği” ve bu durumun personelin görevini engellediği savunuldu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan pitbull saldırısına uğrayan Asiye ile ilgili önemli açıklama: Bedelini ödeyecekler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuştu. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Maaşallah Gaziantep ne güzellik bu. İnşallah 2023'e de Samanyolu'yla birlikte yürüyerek gidelim. Sizleri en kalbi duyularımla hürmetle muhabbetle selamlıyorum. Bugün Gaziantep bir başka. İl Danışma Toplantısı vesilesiyle bizi bir araya getiren Rabbime şükran ediyorum. Bugün açılışını yapacağımız eser ve hizmetlerin Gaziantepli kardeşlerimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Bugün 15 ay sonra yeniden Gaziantepli kardeşlerimizle bir araya gelmenin bahtiyarlığı içindeyim. (Salondaki pankart) Gençlik, ilginç bir noktayı yakalamış, "Gölgelerin üzerimize geldiği en zor zamanda güneşin doğuşuna binlerce kez şahit olduk. Yine haklı çıktın." Antep yürekli bir şehirdir. Antep cefakar bir şehirdir. Antep 2002'den beri kutlu davamıza sahip çıkmış vefakar bir şehirdir. Kurtuluşunun 100. yılında canlarıyla, kanlarıyla Antep'i savunan tüm kahramanlara rabbimden rahmet diliyorum. Rabbim mekanlarını cennet eylesin. Rabbim şehitlerimizin yolundan bizi ayırmasın. Gaziantep her alanda tarih yazmaya devam ediyor. Gaziantep bugün ekonomiye katkı sağlayarak ülkemize örnek oluyor. Gaziantep'in yatırımda, istihdamda, büyümede Türkiye'de örnek olmaya devam edeceğine inanıyorum. "NE İŞİNİZ VAR SİZİN BÜYÜKELÇİLERLE" İçinde olduğumuz salgın döneminde milletimiz sorunlarla uğraşırken muhalefet yangına körükle gidiyor, sorunları istismar ettiler. Milletin sıkıntısını paylaşmak yerine oy devşirme hesabı yapanlar var. Büyükelçilere mektup yazdılar. Ne işiniz var sizin büyükelçilerle ya? Ağzını her açtığında bu ülkenin memurunu tehdit eden bir genel başkan var. Biz ise IMF'le defteri kapattık. Borcu biz ödedik biz. 27 buçuk milyar dolar rezerv vardı, şimdi 120 milyar dolara dayandı. Yönettikleri şehirlerdeki beceriksizliklerini burada saymıyorum bile. Felaket çığırtkanlığı yapanlara asla kulak asmadık. Salgın sürecini başarıyla yönettik. Bay Kemal, şehir hastanesi nedir bilmiyor. Sen ne anlarsın bütçeden, bütçe kalemlerinden. Eğer çok merak ediyorsan, gitti Merkez Bankası'nı ziyaret etti. Diyor ki Merkez Bankası bağımsız değil. Ya orası bağımsız olmasa seni içeri alırlar mı? Sonra da İstatistik Kurumu'na gitti. PİTBULL SALDIRISINA UĞRAYAN ASİYE İLGİLİ AÇIKLAMA 4 yaşındaki Asiye yavrumuzu pitbull köpekleri parçalama noktasına geldi. Biz hayvanseverler noktasında bir yasal düzenleme yaptık, şimdi bu yasal düzenlemeyle orataya bedel çıkıyor. Asiye yavrumuz dün gece kendisini ambulans uçakla buradan kardeşim Ömer Özkan beyin hastanesine Antalya'ya naklettik. Orada gerekli operasyonlar kendisine yapılacak. Şimdi bu köpekler parası bol olanların köpekleri. Hiç dertleri yok, o yavru param parça oluyor, bu adamlar hala babasını nasıl aldatırız bunun içindeler. Kandıramayacaksınız, bunun bedelini ödeyeceksiniz. Biz babayı da yavruyu da inşallah elimizden gelen tüm hassasiyetle tedavisini yaptıracağız. Hep birlikte dua edelim, babasını da kapıcı olarak çalıştığı o yerden alıyoruz, onu da çok ideal bir yere sevk edeceğiz. KILIÇDAROĞLU'NUN BEDAVA ELEKTRİK VAADİ' Siyaset kritik dönemlerde zor kararlar almayı gerektirir. Siyasetçinin görevi ikbal peşinde koşmak değil, sorumluluk yerine getirmektir. Gelecek yerine sadece bugüne odaklananlar fırsat pencerelerini göremez. Bu sene büyüme rakamlarımızın çift haneleri zorlayacağına inanıyorum. Muhalefetin Türkiye'ye sunabilecek hiçbir vizyonu olmadığı bu süreçte ortaya çıkmıştır. (Kılıçdaroğlu'nun 'bedava elektrik' vaadi.) Belediyelerin elektrikle ne işi var? Elektriği kimin dağıttığını bile bilmiyorlar. Arkadaşlarımız güzel bir şey söyledi. Adana sende, hadi yap. Muğla ve Antalya'da yangın oldu. Belediyeler sizde, oralarda ne yaptınız?

2 yıl önce

SOHAYKO'dan skandal hamle: Asiye'nin ailesine dava açtılar

Dört yaşındaki Asiye Ateş'in Gaziantep Beştepe Mahallesi'nde, 22 Aralık günü oturdukları sitenin bahçesinde oynarken iki pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğraması sonrasında dehşet veren olaya tepkiler her geçen gün büyüdü. Saldırı sonrasında devlet sokak hayvanlarıyla ilgili alınması gereken önlemler konusunda harekete geçerken çeşitli kuruluşlardan da olayla ilgili açıklamalar yapıldı. Bu kuruluşlardan biri de SOHAYKO Derneği oldu. Dernek sosyal medya üzerinden bir açıklamada bulunarak olayın sorumlusunun Asiye'nin ailesi olduğunu ve aile hakkında şikayetçi olacaklarını duyurdu. Açıklamanın tamamı şöyle: 'ASİYE'NİN DIŞARIDA NE İŞİ VARDI?' “Tekrarlıyoruz.. Gaziantep'te 4 yaşındaki asiye kızımızın evinde süt içmesi çizgi filim izlemesi gerekirken yanında annesi babası olmadan basket sahasında bu köpeklerle ne işi vardı? 'KÖPEKLER NEDEN BİRDEN BİRE SALDIRDI?' Basket sahasına köpeklerle birlikte güle oynaya giren bu köpeklerle sarmaş dolaş fotoğrafları olan asiye kızımıza köpekler neden birden bire saldırdı? 'KÖPEKLERİ KİM TAHRİK ETTİ?' Kim köpekleri Asiye'nin üzerine kışkırttı? Kim bu köpekleri tahrik etti? O sırada anne baba neredeydi? Neden ulusal basın ve tüm haber kanalları Asiye'nin kendi halinde oyun oynarken sahipsiz sokak köpeklerinin saldırısına uğradığını iddia etti? Asiye'nin hayatını tehlikeye atan sorumsuz anne babadan, köpekleri ağızlıksız dolaştıran o sırada Asiye'yi köpeklerin yanına sokan kişilerden, Derneğimiz ve dernek başkanımızı tehdit eden hakaret eden tüm kendini bilmezlerden şikayetçi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.. Bizi susturamayacaksınız..”

2 yıl önce

Mevlüt Çavuşoğlu Çin'de: Uygur Türkleri ile ilgili hassasiyetlerimizi aktardık

Çavuşoğlu, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile yaptığı görüşmede Uygur Türkleri ile ilgili "görüş, beklenti ve hassasiyetlerimizi aktardık." dedi. Mevlüt Çavuşoğlu, görüşmeye ilişkin paylaşımı şu şekilde:

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AB ülkelerine çağrı: Ukrayna'nın üyeliği için gösterdiğiniz hassasiyeti Türkiye için de gösterin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Türkiye-Kosova arasındaki süreci değerlendirme imkanımız oldu. Balkanlar ve Ukrayna başta olmak üzere bölgemizde yaşanan gelişmelerle ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Firmalarımız enerji sektörü başta olmak üzere birçok alanda Kosova'daki yatırımlarını artırmaya hazırdır. Ticaret hacmimiz salgına rağmen geçen yıl 600 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Türkiye, Kosova'nın tüm komşuları ile iyi ilişkiler geliştirmesini istemektedir. Bölgesel barış ve istikrar için elimizden gelen gayreti göstermeye hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bölgemizdeki ve ötesindeki tüm aktörlerin bölgesel barış ve istikrarı öne çıkarması elzemdir. (Kosova'da FETÖ'yle mücadele) Demokrasimize kasteden, 251 vatandaşımızı alçakça şehit eden terör örgütünün varlığının sonlandırılması büyük önem arz ediyor. Osmani'nin açıklamalarından satır başları: Türkiye'nin halkı ve kurumlarına bize verdikleri destek için teşekkür etmek istiyorum. Kosova'nın sesi çıkmadı uluslararası arenada. Türkiye bize bu konuda yardımcı olmuştur. Özellikle Başkan Erdoğan'ın bizzat verdiği desteği bugün tekrar hatırladık. Kosova ve Kosova halkı adına sayın Erdoğan'a teşekkür ediyorum. Ukrayna'da olayları gördüğümüzde doğal olarak düşünüyoruz ki Kosova'nın NATO'ya girme zamanı gelmiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler de çok değerledir. Aramızdaki yakın iş birliği daha da derinleşecek. Eğitim, sağlık, ekonomi olarak birçok alanda iş birliğimiz genişleyecek. Pandemi döneminde Türkiye'nin Kosova'ya verdiği destek de çok önemliydi. Sayın Erdoğan'ın Ukrayna halkına vermiş olduğu desteği de takdir ediyorum. Bu durum kıtamız için çok zor bir durumdur. Rusya'nın amaçları bellidir. Rusya'nın amaçları sadece Ukrayna'ya yönelik değildir. Rusya Batı Balkanlar'da istikrarsızlık amaçlıyor. İstikrarsızlık içinde olan bir Balkan tüm ülkeler için sorun teşkil edecektir. Balkan ülkelerinin barışının bozulmasına izin vermemiz gerekiyor. Sırbistan, Rusya'dan destek alarak bu şekilde ilerlemeye çalışıyor. Belli ki Rusya'nın amaçları bu yöndedir. Bu konuda kararlı şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Bizim müttefiklerimiz bizi asla yalnız bırakmadı. Özellikle en önemli müttefikimiz Türkiye bize hiçbir zaman sırtını dönmemiştir. Aramızdaki iş birliğini daha fazla derinleştireceğiz. Soru - cevap bölümü: Cumhurbaşkanı Erdoğan: (Kosova'nın NATO üyeliği) Kosova'nın tanınması noktasında ilk adım ABD tarafından atılmıştır ve o zamanlar ben başbakandım. Kabine toplantısındaydık. Haberi aldık ve ikinci tanıyan ülke Türkiye olarak biz olduk. Ondan sonraki süreçte de Kosova'nın dünya genelinde tanınması için her türlü adımı attık. Hala da buna devam ediyoruz. Şimdi de tanınmasını sağlayacağımız bazı ülkelerle görüşmelerimiz devam ediyor. Değerli kardeşim Osmani, bazı ülkelerin adını bana verdi. Onlarla görüşme yapıp Kosova'yı tanıyan ülke sayısının artmasını sağlayacağız. NATO konusuna gelince. Türkiye'nin bu konuda bir sorunu yok. Biz Kosova'yı tanıma konusunda adımlarımızı atarız ve NATO'nun bir üyesi olması konusunda Kosova'yı tanırız. AB ÜLKELERİNE ÇAĞRI Öncelikle 1959-1963 Türkiye'nin AB üyeliğinde oyalama taktiklerinin olduğu dönemdir. Türkiye o dönemde AB'ye kabul edilmedi. Şu anda Ukrayna ile ilgili bir gündem oluştu. Biz kimseyi AB'ye alın, almayın gibi bir gayretin içine girmeyiz. Biz kendimizden sorumluyuz. Fakat şu an Ukrayna'yı AB'ye alma gayretlerini de takdirle karşılıyoruz. Ama bu AB üyelerine de diyorum ki acaba Türkiye'yi niçin AB'ye almakta tereddüt ediyorsunuz veya almıyorsunuz? NATO'nun genişlemesine engel değiliz. Tam aksine genişlemenin faydalı olacağını savunuyoruz. Bu adımları atarken bunu dünya barışı için istiyoruz. Ama AB konusunda ben tekrar AB üyesi ülkelere diyorum ki şu anda Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti lütfen Türkiye için de gösterin. Yoksa Türkiye'ye birileri savaş açıp saldırdığı zaman mı gündeme alacaksınız? Şu an AB üyesi ülkeleri arasında savunma iş birliği yapmamız gereken ülkeler var. Bu ülkeler aynı zamanda NATO ülkesi. Biz beraberiz, müttefikiz. Türkiye'ye vermeniz gereken araç gereçleri neden vermiyorsunuz? Yine bir savaş mı çıkmasını bekliyorsunuz? Bunlar samimi değil. NATO da AB de laf üretiyor.

2 yıl önce

'Erdoğan Gezi'de kimseyi dinlemedi' diyen Babacan'ın eski konuşması ortaya çıktı: Başbakan tüm taraflarla hassasiyet içinde görüşüyor

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, T24'e Gezi olayları ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. O dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, olayları daha da körüklediğini öne sürerek kimseyi dinlemediğini belirten Babacan, "Arşivi tarasınlar o günkü hükümetteki bakanlar içerisinde Gezi ile ilgili ben ne söylemişim? Açsınlar baksınlar. O gün, Erdoğan'ın tamamen gözünü karartıp kimseyi dinlemeden bir şeyler yaptığı dönemde ne söylediğime bakın." ifadelerini kullandı. 2013'TE "ERDOĞAN TÜM TARAFLARLA HASSASİYET İÇİNDE GÖRÜŞÜYOR" DEMİŞTİ Ancak Babacan, 2013'te HaberTürk'te katıldığı programda, "Sayın başbakan tüm taraflarla hassasiyet içinde görüşüyor. Molotof kokteyli atanlara tabi gereken yapılacak" ifadelerini kullanmıştı. Babacan 2013 yılındaki ve bugünle çelişen açıklamasında tam olarak şunları ifade etmişti: "Sayın Başbakanımız bizzat, çok da zaman ayırarak herkesi dinledi. Kaygıları, endişeleri, talepleri, arzuları varsa eğer korkuları farklı grupların temsilcilerinden dinledi. Yargı süreci var ve tamamlanması gerekiyor. Arkasından halkın görüşü de alınarak, nihayetinde bir sonuca gidiyor. Başbakanımızın, hükümetimizin gayretleri karşılığını bulur. Özellikle bu illegal örgütler, dünya kamuoyunun işin görüntüsünü anlamasını zor hale getirdiler. Şiddet boyutu tırmanınca da, hükümet olarak geri atmamız... Bunlar bizim yapabileceğimiz şeyler değil. Molotof kokteylleriyle çevreye zarar verilmesi, dükkanlara araçlara zarar verilmesini, polislerimize yönelik hareketler... Bunları oturup seyredecek durumumuz yoktu."

1 2 3 4