29 Nisan Pazartesi 2024
1 yıl önce

Ukrayna donanması, Türk SİHA’larıyla Rusya’ya ait iki tekneyi batırdı

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 67 gündür devam ederken Ukrayna Donanması bugün bir video paylaşarak Karadeniz’deki Yılan Adası yakınlarında Rus donanmasına ait iki savaş teknesinin batırıldığını duyurdu. TÜRK SİHA’LAR KULLANILDI Paylaşılan görüntülerde Türk yapımı SİHA’ların kullanıldığı belirtilirken, Rusya’ya ait Raptor tipi savaş gemisinin anında battığı belirtildi. Raptor devriye gemilerinin Karadeniz’in kuzeybatısında devriye gezdiği aktarıldı. GENELKURMAY BAŞKANI SOSYAL MEDYADAN DUYURDU Bir süre önce Ukrayna’nın saldırısında ağır hasar alan Moskva isimli amiral gemisinin olduğu bölgede olayın gerçekleştiği belirtildi. Genelkurmay Başkanı Valeri Zaluzhniy, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “Sabaha karşı iki Raptor tipi tekne Yılan Adası yakınlarında yok edildi” dedi. RUSYA’DAN HERHANGİ BİR AÇIKLAMA YOK Bölgedeki Rus personelinin tahliyesi ve yeni askerlerin taşınması için kullanılan Raptor teknelerine düzenlenen saldırı ile ilgili Moskova’dan bir açıklama gelmedi. Yüksek hızlı arama-kurtarma teknesi saatte 160 kilometre hıza kadar çıkabiliyor.

1 yıl önce

Financial Times: Batılı bankaların Rusya'dan çıkışı 10 milyar dolarlık kayıp yaratacak

Batılı bankalar Ukrayna krizi nedeniyle Rusya'dan çıkma kararı alırken, 10 milyar dolarlık darbeye hazırlanıyor. BloombergHT'nin Financial Times'dan (FT) aktardığına göre bu hafta Avrupalı bankalar, daha önce ABD'li bankaların yaptığı gibi Rusya operasyonlarının sona ermesiyle oluşacak kayıplar için milyarlarca euroluk karşılık ayırdı. FT'nin hesaplamalarına göre Batılı bankaların Rusya riskinin toplamı 86 milyar dolar düzeyinde. Bu bankaların Rusya'da toplamda 40 bin çalışanı bulunuyor. FT'nin haberine göre Avrupalı bankalar arasında en büyük kayıp riski Fransız banka Societe Generale'de. Toplam Rusya riski 19 milyar dolar bankanın Rusya'dan çıkış kararı dolayısıyla 3,9 milyar dolarlık kayıp yaşaması öngörülüyor. Societe Generale'i İtalyan Unicredit izliyor. Bankanın toplam Rusya riski 5.6 milyar dolar olarak hesaplanırken, Rusya pazarından çıkışı dolayısıyla 1.4 milyar dolarlık kayıp yaşaması öngörülüyor. ABD'li Citigroup'un da 1 milyar dolarlık zarar yazması bekleniyor.

1 yıl önce

Bakan Karaismailoğlu'ndan Atatürk Havalimanı açıklaması: Doğu-Batı pisti acil durumlar için açık kalacak

Almanya'da düzenlenecek Uluslararası Ulaşım Fuarı'na katılmak üzere Berlin'e giden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul Havalimanı VIP Salonu'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bakan Karaismailoğlu, Atatürk Havalimanı'nda yapımına başlanılan millet bahçesi ve havalimanı metro çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. "ATATÜRK HAVALİMANI İHTİYACI KARŞILAMAYAN BİR HAVALİMANI OLDU" Atatürk Havalimanı ile ilgili sorulan soru üzerine Bakan Adil Karaismailoğlu, "Ülkemizde son 20 yıldır olan bütün çalışmalarda sadece ulaşım sektörü için 172 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bunun sonucunda vatandaşımızın hayatı kolaylaştı. Hayatına konfor geldi. Bunlar hep güçlü alt yapı sayesinde oldu. Atatürk Havalimanı yılların havalimanı. Tamamen yerleşim yerinin ortasında kalmış, kapasitesi dolmuş ve ihtiyacı karşılamayan bir havalimanı oldu. Tabi ki burada bir değişim ve yeni yatırım yapmak gerekiyordu. Bu eleştiriyi yapanlara Sabiha Gökçen Havalimanı'nı niye yaptınız, buraya uçak mı inecek diyen kişiler değil mi ?" dedi. "DOĞU-BATI PİSTİ ACİL DURUMLAR İÇİN AÇIK KALACAK" Karaismailoğlu, " İstanbul Havalimanı dünyanın en iyi havalimanları arasında yer alıyor. Sabiha Gökçen ise ilk 5 havalimanı arasında yer alıyor. Bunların hepsi hem Türkiye'ye hem de Dünya'ya hizmet veriyor. Siz şehir içinde kalmış, kapasitesini doldurmuş havalimanına alternatif bir havalimanı yaptınız. Bu kadar kaliteli bir havalimanı yaptınız ve de devletin kasasından bir kuruş çıkmadan. 10 milyar Euro'luk bir yatırımla bunu hayata kazandırdınız. Devletin kasasından bundan sonra bir kuruş çıkmayacak. Atatürk Havalimanı'nın kapasitesi dolmuş, her gün binin üzerinde uçak iniyor. O uçakların egzoz emisyonu yerleşim yerlerinde buluyordu. Atatürk Havalimanı kapatıldıktan sonra E-5 yükü yüzde 30 azaldı. Atatürk Havalimanı'nın tamamen kapatmıyorsunuz. Burada Doğu-Batı açık kalacak ve acil durumlar için kullanılacak" diye ifade etti. "O PİST İSTANBUL HAVALİMANI'NDAKİ UÇUŞLARI RİSKE EDİYORDU" Atatürk Havalimanı'nda yapımına başlanılan millet bahçesi projesi ile ilgili konuşan Karaismailoğlu, "Havalimanındaki Kuzey-Güney pistine hem oradaki acil durum hastanesi yapıldı hem de İstanbul Havalimanı'ndaki uçuşları da riske ediyordu. Bu pist kapatılarak İstanbul'un hizmetine sunulacak devasa bir millet bahçesi olarak dünyaya örnek bir proje olacak. Bununla gurur duymaları lazım eğer şehri seviyorlarsa vatandaş için çalışmaya gayret ediyorlarsa bunun zaten önünü açmaları lazım. Bakıyorsunuz bir yanda bir tane İETT otobüsün işletemeyen bir zihniyet gelip şehre yapılacak bir yeşil alana karşı çıkması yaptıkları saçmalıktan ya da muhalefet ettikleri zannettiklerinden başka bir şey değil" diye konuştu. "YAPILAN İŞLERE AKLI ERMEYENLERİN YORUMU BİZİ GÜLDÜRÜYOR" Geçtiğimiz günlerde açılışı gerçekleştirilen Rize-Artvin Havalimanı'nı ile ilgili açıklamalarda bulunan Adil Karaismailoğu, "Özellikle son 20 yıldır bütün sektörlerde olan büyük atılımlar artarak devam ediyor. Havayolu sektöründe de muazzam atılımlar oldu. 30 milyon yıllık yolcu sayımızı 210 milyona çıkarmıştık havalimanı sayımızı 58'e çıkardık. Özellikle Rize-Artvin havalimanı dünyadaki sayılı havalimanlarından biri oldu. Karadeniz'in coğrafi yapısındaki sıkıntılardan dolayı böyle düz alanlar ve havalimanı yapılacak alanlar mümkün değildi. En zorunu tercih ederek. Sadece Uzak doğuda bazı havalimanlarına benzeri olarak Rize-Artvin Havalimanı'nı tam denizi doldurarak 3 milyon metrekarelik bir alanda hakikaten Türkiyemize yakışır bir havalimanı tesis ettik. 3 milyon metrekarelik ve 3 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı oldu. İnşallah bundan sonra Rize'ye Artvin'e Doğu Karadeniz'e ülkemize hatta Gürcistan'a ve bütün Karadeniz'e komşu olan ülkelere hizmet edecek. Bu yapılan işlere aklı ermeyen bazı kişiler bu havalimanının 3 milyon yolcu garantili olduğunu söylemeye çalışmaları bizi hem güldürüyor hem üzüyor. Çünkü vatanına milletine yapılan hizmetin sürekli tersten algılanmaya çalışıp onun aleyhine gündem üretmeye çalışanları acıklı ve üzülerek izliyoruz onlara cevaplarımız devam edecek " diye konuştu. ARAÇ SAYISI 25 MİLYON OLDU Ulaştırma Bakanlığının yatırımları ile ilgili soru üzerine Karaismailoğlu, "Bakın biz bu zamana kadar 172 milyar Dolarlık yatırım yaptık. Bundan sonra 2053'e kadar da 198 milyar Dolarlık yatırım yapacağız. Burada 210 milyona çıkmış yolcu sayısı 2035'te 270 milyona çıkacak. 2053'te de havayolunda 344 milyon yolcuya çıkacak. Aynı şekilde demiryolunda da bugün 19,5 milyon yolcuyu hızlı trenlerle taşıyoruz. Yarın 2053'e geldiğimizde 370 milyona çıkacak. Hareketlilik artacak. Nüfus artacak. Biz önümüzde çıkacak sorunları bugünden planlayıp çözüm üretiyoruz. 20 yıl önce Türkiye'de 8 milyon araç vardı şu an 25 milyon araç var. Biz bu yatırımları yapmasaydık 25 bin 650 km bölünmüş yolumuzu çıkarmasaydık 25 milyon aracın hareketini nasıl sağlayacaktık" şeklinde konuştu. "YATIRIMLAR SAYESİNDE KAZALAR YÜZDE 80 AZALDI " Bakan Karaismaioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "İktidarlar niçin vardır, vatandaşımızın hayatını kolaylaştırmak için. Bakıyorsunuz trafik kazalarının yüzde 80'i azalması bu yatırımlar sayesinde oldu. Tam 12 bin vatandaşımızın canını kurtardık. Bakın bu eleştirdikleri Osmangazi Köprüsü'nü bayram boyunca 290 bin araç kullanırken bir günde 69 bin araç kullandı. Hadi bu köprü olmadığını düşünün 60 bin araç Eskihisar-Topçular arasındaki feribottan bu kadar araç nasıl geçecekti. 20 saate varan beklemeler olacaktı. Eski bayramları bir hatırlasınlar eski haberlere bir baksınlar bayram yoğunluğu ve trafik kazalarından başka haber yoktu. Bu bayramda bu haberleri hiç gördünüz mü? Bunlar hepsi vatandaşımıza konfor olarak zaman olarak ve akaryakıt tasarrufu olarak geri döndü. Yaptığımız işler çok kıymetlidir vatanımız için milletimiz için büyük Türkiye'nin geleceği içindir bu yatırımlar." KAĞITHANE AĞUSTOS'DA HALKALI İSE ÖNÜMÜDEKİ YIL HİZMETE GİRİYOR Havalimanı-Kağıthane metrosunun Ağustos ayında hizmete sunulacağını hatırlatan Bakan Adil Karaismailoğlu konuşmasını şöyle tamamladı: "Bütün imalatlar bitti, sinyal ve sertifikasyon test süreçleri devam ediyor. En geç ağustos ayında Kağıthane-İstanbul Havalimanı metro hattımızı hizmete açıyoruz. Halkalı-Havalimanı hattımızda da önümüzdeki yıl bu vakitlerde açmak için de hummalı bir çalışma var. Oradaki tünel kazıları tamamen bitti. Bundan sonra beton kaplamalarına ardından ray montajlarına devam edeceğiz. Bir yıl içerisinde Halkalı tarafını da bitirdiğimizde Gayrettepe'den Halkalı'ya kadar 70 kilometre devasa bir metro ağını İstanbul'la buluşturacağız. Bu metro hattı sadece havalimanı metrosu değil, Başakşehir'de Arnavutköy'de oturan bir vatandaşımızın Kağıthane'ye Beşiktaş'a kadar metro ile ulaşımı demektir. 6 ilçeyi birbirine bağlayacak çok önemli bir hattır. Hükümetimiz bütçesinden çok ciddi paralar harcayarak bu metroları İstanbul'unun hizmetine sunmak için hummalı bir çalışma içerisinde. Ne gerekiyorsa hükümetimiz üstüne vazife olan şeyleri çok hızlı şekilde yapmaya devam ediyor. İnşallah İstanbul'u yönettiğini zanneden kişilerin de üstüne vazife olan işlerle uğraşarak İstanbulluların hayatını kolaylaştırma yönünde de faaliyetlerde bulunurlarsa hem bizler hem İstanbullular sevinir."

1 yıl önce

Bakan Soylu’dan Yunanistan’a: “Hem komşu, Hem NATO’da müttefik, Hem Terör Destekçisi, cici batı”

Bakan Soylu, “Batı Cephesi bildiğiniz gibi PKK, Lavrion’dan Atina’ya yürüyor Yunanistan ile NATO’da birlikteyiz Bu birliktelikte; Lavrion Kampında PKK/PYD terörist yetiştirmeleri FETÖye kol kanat germe Söylemimize rağmen ısrar VAR Hem komşu Hem NATO’da müttefik Hem Terör Destekçisi Cici Batı” dedi. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1531970811346800643?s=21&t=8-8vc8Rk4fg2n05EMBNO0g

1 yıl önce

Fırat'ın batısındaki PKK varlığını bitirecek harekat

Suriye'nin kuzeyine yönelik yapılacak beşinci harekat, güvenli bölgeleri birleştirmenin yanı sıra Münbiç'te kontrolün sağlanmasıyla Fırat'ın batısındaki PKK varlığına son verecek. Tel Rıfat'tan Amanoslara sızma girişimlerine set çekecek harekat, Gaziantep, Adana ve Şanlıurfa'daki yarım milyona yakın Suriyelinin eve dönüşünü de hızlandıracak. Suriye'nin kuzeyine yönelik beşinci harekat, yeni güvenli bölgeler oluşturmanın yanı sıra terör örgütü PKK'ya farklı darbeler de vuracak. Uzmanlar, operasyon için seçilen Tel Rıfat ve Münbiç'in kritik noktalar olduğunu vurguluyor. Teröristlerin, güvenliğin sağlandığı Afrin'e en çok Tel Rıfat'tan sızma girişiminde bulunduğu, bunun da Hatay'ı tehdit ettiği belirtiliyor. FIRAT'IN BATISI TEMİZLENECEK Münbiç'in denetim altına alınması, PKK'nın Amanoslara sızma girişimine de set çekecek. 2020'de İskenderun ve Amanoslarda etkisiz hale getirilen PKK'lı 4 teröristin Münbiç'ten 2 paramotorla havalanıp Türkiye'ye geçtikleri belirlenmişti. PKK, Amanoslarda orman yangınları da çıkartmıştı. Yeni Şafak'ın haberine göre, Münbiç'te kontrolün sağlanmasıyla PKK'nın Fırat'ın batısındaki varlığı da son bulacak. SURİYE'YE DÖNÜŞÜ HIZLANDIRIR Bölgeyi önce DEAŞ, ardından PKK'nın kontrol etmesiyle Münbiç'ten Gaziantep, Adana ve Şanlıurfa'ya yarım milyona yakın insan göç etmişti. Tel Rıfat'tan da İdlib ve Hatay'a göç etmiş 200 bine yakın Suriyeli sığınmacı bulunuyor. İstikrar ve güvenin sağlanması, bu insanların topraklarına dönüşünün önünü açacak. Suriyelilerin evlerine dönüşü hızlanacak. HAREKÂT TRAFİĞİ Tel Rıfat ve Münbiç'e harekat hazırlığı, Astana sürecini başlatan garantör ülkeler arasında diplomasiyi hızlandırdı. Ankara, Rusya ve İran Dışişleri Bakanlarını ağırlayacak. Önümüzdeki çarşamba "tahıl koridoru" gündemiyle Türkiye'ye gelmesi beklenen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la Suriye sahasındaki son gelişmelerin masaya yatırılması bekleniyor. Söz konusu ziyarette Rus Bakana Türkiye'nin hassasiyetlerinin bir kez daha aktarılacağı belirtiliyor. Türkiye'nin önemli bir diğer konuğu ise İran'dan olacak. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin-Emir Abdullahiyan'ın da önümüzdeki hafta Türkiye'de olması bekleniyor. Tarihi henüz netleşmeyen görüşmede ana gündem maddesi Suriye'deki son gelişmeler olacak.

1 yıl önce

Uyuşturucu Risk Analizi: ‘Batıda uyuşturucu riski doğuya göre daha fazla’

EGM Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından geliştirilen 'Uyuşturucu Risk Analizi' ile il ve ilçelerdeki uyuşturucu suç potansiyeli belirleniyor. İllerde 42, ilçelerde ise 32 kriter üzerinden bilimsel yöntemler ile yapılan analizler sonucu il ve ilçelerdeki risk sıralaması belirleniyor, yapılacak projeler ile alınacak önlemler elde edilen sonuçlar üzerine geliştiriliyor. Analiz çalışmasında İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu verileri kullanılarak kriterler belirleniyor. EGM Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığında görevli komiser Eren Öğ yaptığı açıklamada, genel narkotik risk kriterleri belirlenirken 'uyuşturucu kent sorunudur' varsayımı ile yola çıkıldığını belirterek, bu kapsamda kentleşmeyi ifade eden kriterlerden yararlanıldığını söyledi. ‘Bilim metotları ile bilimsel düşünerek, bilim insanlarından yardım alarak uyuşturucu ile mücadele ediyoruz’ Eren Öğ, uyuşturucu ile mücadelenin tüm metotlarını ele alan bir yaklaşıma sahip olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi: "Bilim metotları ile bilimsel düşünerek, bilim insanlarından yardım alarak uyuşturucu ile mücadele ediyoruz. İllerimizde 42, ilçelerimizde 32 kriter ile tamamen bilimsel yöntemler kullanıp risk analizi yaparak en riskli il ve ilçemizi belirliyoruz. Bunu tüm il ve ilçelerimize yaydık. İllerimiz için 30 özel, 12 genel kriter kullanıyoruz. Bu 12 genel kriter; 15-64 yaş grubu, 15-24 yaş grubu, 100 bin nüfusa düşen bekar oranı, ilin aldığı yurt içi göç yoğunluğu, yabancı turist sayısı, ilde ikamet eden göçmenler dahil yabancı nüfus sayısı, bina sayısı, 100 bin kişiye düşen hastane yatak sayısı, sanayi istihdam oranı, toplam işlenen tarım alanı azlığı, 100 bin kişiye düşen motorlu kara taşıt sayısı, 100 bin kişide lise altı öğrenim durumu. Bu kriterler özel kriterler ile harmanlanarak illerimiz için risk analizi çalışması yapılıyor. İlçelerimiz için de 26'sı özel, 6'sı genel olmak üzere toplam 32 kriter belirlendi. Bu genel 6 kriter de; 15-64 yaş grubu, 15-24 yaş grubu, 100 bin nüfusa düşen bekar oranı, bina sayısı, toplam işlenen tarım oranı azlığı ve 100 bin kişide lise altı öğrenim durumundan oluşmakta. Bu kriterler tamamen bilimsel." ‘Batı bölgelerimizde uyuşturucu suç potansiyeli, doğu bölgemize göre daha fazla’ Eren Öğ, yapılan analiz çalışmasıyla il ve ilçelerin risk durumunu belirlediklerini kaydederek, şöyle konuştu: "İl ve ilçelerimizi ne konuda, hangi kriterlerde daha riskli, hangi kriterlerde ortalamanın altında diye görüyoruz. Batı bölgelerimizde uyuşturucu suç potansiyeli, doğu bölgemize göre daha fazla. Riskli çıkan il ve ilçelerimizde özellikle eğitim, operasyonel ve önleyici faaliyetlerimizi arttırıyoruz. Merkez teşkilat olmak üzere, taşra teşkilatlarımız da dahil risk analizi yapan birimlerimiz mevcut, tüm veriler merkez teşkilat olarak bizde toplanıyor. İlçeler için risk analizi çalışmalarımızı raporlamaya 2021 yılında başladık. 2022 yılı ilçeler uyuşturucu risk raporunu da kısa bir süre önce tamamladık. Valilerimize, ilçe kaymakamlarımıza, il emniyet müdürlerimize ilettik. Şu anda il risk raporumuzun çalışmaları devam ediyor, onu da en kısa sürede tamamlayacağız. 2022 yılı ilçeler risk raporu veya 2021 yılı il risk raporuna baktığımız zaman batı bölgesindeki il ve ilçelerimiz uyuşturucu suç potansiyeli konusunda riskli gözüküyor. Bunun önemi oradaki önleyici, operasyonel ve eğitim faaliyetlerimizi daha çok arttırmak ve uyuşturucu mücadelesine ayrılan kaynak ve kapasitenin doğru yönetilmesini sağlamak."

1 yıl önce

Türkiye'nin muhtemel Suriye harekatıyla ilgili çarpıcı açıklama: Münbiç, PKK-YPG'nin Fırat'ın batısındaki tek varoluş noktası açısından son derece önemli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, Türkiye'nin güney sınırında yer terör unsurlarına yeni bir askeri harekat başlatılacağını duyurmuştu. Açıklama sonrasında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da harekatın zorunluluğu vurgulanmıştı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin terör unsurlarına yönelik başlatacağı operasyonu TVNET'te değerlendiren Emekli Tuğgeneral Doç. Dr. Fahri Erenel, Tel Rıfat ve Münbiç'in neden önemli olduğunu anlattı. Erenel, "Münbiç özellikle PKK-YPG'nin Fırat'ın batısındaki tek varoluş noktasıdır. Bu sebeple son derece önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu. "MÜNBİÇ OLDUKÇA KRİTİK BİR NOKTA" Erenel'in muhtemel bir operasyona ilişkin yaptığı değerlendirmeler şöyle: "Ana iki bölge üzerinde, Münbiç ve Tel Rıfat üzerinde yoğunlaşıyoruz. Tel Rıfat üzerinde Ruslar ile ağırlıklı olarak bir müzakere sonucunda, Lavrov ile de bu sınır görüşülecek. Burada bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Tel Rıfat, hem Halep'i kontrol eden İran kontrolündeki milislerin bulunduğu bölge. El Bab ve Afrin'e yönelik saldırıların çıkış noktası burası. Tel Rıfat konusunda Rusya ile bir mutabakat sağlandığını düşünüyorum. Burada temel sorun Münbiç. Bu konuda Amerikalılarla bir anlaşmanın sağlandığını değerlendirmiyorum. Münbiç'in Suriye açısından oldukça kritik bir nokta olduğunu düşünüyorum. Münbiç bölgesi, Arap nüfusun kuzeyinde de Türkmenlerin olduğu bir bölgeydi. Buraya ABD, PKK unsurlarını kasıtlı olarak yerleştirdi. İlk kez burada bir askeri yapılanmaya, Münbiç Meclisi gibi yapılanmalara gittiler. Burası ABD'nin kontrolündeydi, sonra bazı üsleri Rusya'ya bıraktılar. Yine ABD'nin Münbiç üzerinde PKK varlığı nedeniyle etkisi sürüyor. Münbiç özellikle PKK-YPG'nin Fırat'ın batısındaki tek varoluş noktasıdır. Bu sebeple son derece önemli olduğunu düşünüyorum."

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Batı niye susuyor?”

Ege Denizi’ndeki Geri İtmeler ve Boğulan İnsan Hakları Özel Raporu'nun kamuoyuna duyurulması programında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’de yaşayan Suriyeli sayısını açıkladı. Türkiye’de yaşayan Suriyeli sayısı Türkiye'ye bugüne kadar 4 milyon 100 binin üzerinde Suriyelinin geldiğini dile getiren Soylu, kalanların ise 3 milyon 700 bin olduğunu söyledi. Soylu, “2-2,5 yıldır Türkiye’de olduğunu tespit ettiğimiz 3 milyon 700 bin kardeşimiz var. 321 bin uluslararası korumaya başvuran var… Yani 4 milyon 100 bin civarında Türkiye’ye gelmiş insan var. Ve biz bunlara sahip çıkıyoruz. Bizim onları barındıracağımız yerlerimiz var.” şeklinde konuştu. "İnsanların hakkını onlarda bırakmayacağız" Yunanistan’ın göçmen politikasını da ağır şekilde eleştiren Soylu, “45 bin insanı geri ittiler. Kiminin botunu batırdılar kimisine plastik mermiye vurdular. İnsanlık dışı manzaralar ve buna sessiz kalan bir Batı dünyası var. Doğu’nun altı zengin, Batı’nın üstü zengin. Doğu’nun üstü fakir, Batı’nın altı fakir. Dünyanın kavgası budur. Bu insanların hakkını onlarda bırakmayacağız.” dedi. “İlticaya başvuranları da bize gönderemezsiniz” 18 Mart’ta Yunanistan ile yapılan mutabakatı hatırlatan Soylu, “Biz onlarla 18 Mart’ta bir mutabakat yaptık. Dedik ki; eğer sizin tarafınıza geçerlerse Türkiye’ye geri gönderebilirsiniz. Ama kayıt tutacaksınız dedik. Kayıt tutmadılar. İlticaya başvuranları da bize gönderemezsiniz dedik. Ama son 5 yılda gitgide aldıkları mülteci sayısı düştü. Ne zaman geri itmeler başladı, bu rakamlar düşüşe geçti. Yunanistan’daki muhatabımıza dedik ki ‘Sizin bize gönderdiklerinizi almayız.’ “Batı niye susuyor?” Ne zaman insanlara yaptığınız işkenceye son verirseniz döner alırız dedik. 1,5 yıldan beri kimseyi almıyoruz. Çünkü oraya başvuranların kayıtlarını almıyorlar, nedeni ise uluslararası korumaya başvurulmasını engellemek. Çözümü de insanları iterek, öldürerek, korkutarak bulmuşlar. Peki, Batı niye susuyor?” diye sordu.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 13 14