30 Nisan Salı 2024
2 yıl önce

CHP Grup Başkanvekili Altay: HDP'yi terör örgütü olarak görmüyoruz

TV 100 ekranlarında yayınlanan Pınar Işık Ardor sunumundaki 'Pazar Siyaseti' proramının bugünkü konuğu CHP Grup Başkanvekili Engin Altay oldu. Engin Altay, canlı yayında Pınar Işık Ardor'un sorularını yanıtladı. "HDP'Yİ TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYORUZ" Konuşmasında HDP ile ilgili görüşlerine yer veren Altay, "Biz HDP'yi terör örgütü görmüyoruz. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın cezaevinde tutulmasını doğru bulmuyoruz. Bu konularda açk ve cesuruz." diye konuştu. "İLİŞKİLERİ VARSA MİNİMALİZE EDİLMELİ" Altay, Ardor'un, "HDP'ye PKK'nın siyasi kolu demiyorsunuz" sözleri üzerine ise şu yanıtı verdi: "HDP'nin PKK ile ilişkisi varsa minimalize etmesini ben de isterim. İddialar var, gördüğüm bir ilişki ben bilmiyorum. Bir siyasi partinin terör örgütüyle ilişkisi olmamalı. "LEGAL VE MEŞRU BİR PARTİ" HDP 6 milyon oy almış en az AK Parti kadar, MHP kadar, CHP kadar İyi Parti kadar legal bir siyasi partidir, meşrudur. PKK da Türkiye Cumhuriyet için bir tehdittir, eli kanlı terör örgütüdür, bertaraf edilmelidir."

2 yıl önce

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’tan İBB’ye teftiş açıklaması: Bu isimleri ortaya çıkarmak devletin vazifesidir

Kurtulmuş, katıldığı bir televizyon programındaki canlı yayında gündeme ilişkin sorularını cevapladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki (İBB) teftişin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Burada Büyükşehir Belediye Başkanı ya da Büyükşehir Belediye Başkanlığına açılmış bir soruşturma söz konusu değildir. Büyükşehir'de ya da şirketlerinde çalışan terör örgütleriyle irtibatlı, iltisaklı olduğu iddiası olan bazı isimlerin tespit edildiği söyleniyor. Ve bu isimlerle ilgili bir tahkikat, bir teftiş yapılacaktır. Yoksa bu kurumsal anlamda belediyenin ya da belediye başkanının şahsıyla ilgili bir soruşturma değildir. Bir kere bunu böyle görmemek lazım. Devletin, ister belediye olsun, ister diğer kamu kurum, kuruluşları olsun, burada çalışan vatandaşlarımızın devlete sadakat prensibi içerisinde çalışması bütün demokratik devletlerde aranan bir koşuldur. Yani hem devletin, kamunun kurum ve kuruluşlarında çalışacak ama Türkiye'de devleti yıkmaya çalışan ya da rejimi değiştirmeye çalışan bir takım terör gruplarıyla irtibatlı, iltisaklı olacak. Bunu dünyanın hiçbir demokratik ülkesi kabul etmez." değerlendirmesinde bulundu. İBB Başkanına seslenerek endişe edilecek bir durum olmadığını dile getiren Kurtulmuş, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na da buradan sesleniyorum. Endişe etmeye gerek yok. Eğer burada çalışanlar içerisinde gerçekten terörle ilgili isimler varsa bunları ortaya çıkarmak tabii ki hükümetin vazifesidir. Hükümet de bu vazifesini yapmak üzere. Nasıl yapacak? Bir teftiş mekanizmasını kullanarak ve tek tek her bir dosyayla ilgili kimse bu isimler, bunlarla ilgili gerekli incelemelerini yaparak bir karara varacak. Bunu tekraren söylüyorum, İBB ile ya da başkanıyla ilgili bir soruşturma meselesi değildir." diye konuştu. Kurtulmuş, soru üzerine, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa'dan gelen çeşitli çağrılara da değinerek, "Türkiye dışarıdan yönetilecek bir hukuk sistemine sahip değildir. Türkiye bağımsız bir hukuk sistemine sahip ve bu hukuk sistemi kendi içerisinde kararını verecektir. Fakat Avrupa Birliği ile bu tür geçmişte de böyle şeyler oldu. Bu davaları biraz da politik olarak değerlendirip Türkiye'ye karşı bir politik baskı aracı olarak kullanıyorlar. Bunu doğru bulmadığımızı bir kere ifade etmek isterim." şeklinde konuştu. Türkiye'nin yeni ekonomi modeli ile üretim odaklı bir sisteme döndüğüne işaret eden Kurtulmuş, şunları ifade etti: "Ya geçmiş dönemlerde denendiği gibi ve maalesef Türkiye'de başarısız olunduğu gibi siz tasarruf açığınızı dışarıdan yüksek faizle ve düşük kur ile alacaksınız ve Türkiye bir ithalat cennetine dönecek. Ya da üreteceksiniz. Alın teriyle üreteceksiniz. Bunu dünya piyasalarında satacaksınız. Ve dışarıdan ihtiyacınız olan dövizi sağlayacaksınız. Türkiye bu yolu tercih etmiştir. Ben bunu 2013 mayısından sonra başlayan bir süreç olarak görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yani IMF ile ilişkimizi sıfırladığımız noktada borçlarımızı ödeyerek kendi bağımsız ekonomi politikamıza yönelmeye başladığımız süreçten sonra alınması gerektiğini düşünüyorum." Kur korumalı mevduat sistemine yönelik "örtülü faiz" eleştirilerine de değinen Kurtulmuş, "Sadece politik söylem olarak ortaya konulmuş, atılan bu adım hakkında vatandaşlarımızın, özellikle geniş muhafazakar kitlelerin tereddüt geçirmesini sağlamak üzere uydurulmuş bir sözdür. O işin örtülü ya da açık bir faizle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Vatandaşımızın Türk lirası nezdinde yapmış olduğu yatırımların korunmasıyla ilgili bir devlet garantisidir. Böyle görmek lazım." dedi. Kurtulmuş, doğalgazda kademeli tarifeye geçerek alım gücüne destek olacaklarını ifade ederek, şu bilgileri paylaştı: "Milletin alım gücünün azalmaması, negatif etkilenmemesi için biliyorsunuz Türkiye'de doğalgaz faturasının dörtte üçünü devlet ödüyor. Elektrik faturasının da yarısını devlet ödüyor. Bu olağanüstü büyük bir destektir. Bu hayat pahalılığı karşısında vatandaşımızın ezilmemesi için. Şimdi bir çalışma daha yapılıyor. Doğalgazın evlerin cinsine göre, bir göz gecekondudaki doğalgaz harcamasından alınacak fiyatla, lüks bir malikanede doğalgaz kullanan vatandaşımızdan alınacak fiyatın farklı olması. Bunun kademelendirilmesiyle ilgili çalışmalar da yapılıyor. Böylece vatandaşımızın alım gücünün daha iyi olması temin edilmeye çalışılıyor." Dış politikada bir değişim olup olmadığı sorusuna AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, bölge ülkeleri ile değişen şartlara göre dış politikadaki dinamiklerin de değiştiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Türkiye olarak en büyük avantajımız bölgedeki oynanan oyunun ne olduğunun farkındayız. Bir kere Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Suudi Arabistan, Suriye başka ülkeler, bölge ülkeleri. Bu ülkelerin halklarıyla Türkiye olarak hiçbir zaman problemimiz olmadı. Bunun altını böyle kalın bir şekilde çizmemiz lazım. Biz bu bölgenin halklarıyla kardeş olan bir milletiz. Ve kimseyle de bu anlamda bir sorunumuz yok. Zaman zaman bu benzer ülkelerde çıkan sorunların hiçbirisinin kaynağı da Türkiye değildir. Buna hatta Yunanistan'ı da ekleyebilirsiniz. İşte diğer bölge ülkelerini de ekleyebilirsiniz. Şimdi biz bu coğrafyada oynanan oyunun ne olduğunu biliyoruz. 'Böl, parçala yönet.' Daha fazla dağıtmak, daha fazla parçalamak, daha fazla bölmek, inisiyatifsiz hale getirmek ve bölgenin dışarıdan gelecek olan bir takım müdahalelere açık hale gelmesi. Oyun böyle değil midir? Hele hele Amerikan'ın, Irak'ı işgaliyle birlikte başlayan süreç tamamen böyledir."

2 yıl önce

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım: İstanbul kıyaslamayı yapacak ve kararını 2024'te ona göre verecektir

Pendik'te gecekondu dönüşümünde inşa edilen Harmandere Konutları'nın 2. etabının anahtarları, Binali Yıldırım ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe'nin katıldığı törenle hak sahiplerine teslim edildi. Törende konuşan Binali Yıldırım, bazılarının sözü kar üzerine yazdığını, kar eriyince sözün de eriyip gittiğini ama AK Parti'nin sözü gönüllere yazdığını söyledi. Yıldırım, günü geldiğinde sözlerin bir bir yerine getirilir olduğunu belirterek, "20 yıllık süre içerisinde sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin her köşesinde dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürerek bu günlere geldik. 20 yıl boyunca değerli İstanbullular, değerli kardeşlerim bizi hiç ama hiç yalnız bırakmadınız." dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yolun yarısını gittiğini ifade eden Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kalan yarısını da izleyelim bakalım. İstanbullu bir tercih yaptı. Onun tercihinin başımızın üzerinde yeri var. Belki bu tercih bizim için fırsattır, İstanbul için fırsattır. 25 yıl gönül belediyeciliğiyle bu değişimin 94'ten öncesi unutuldu. Bu değişimi kıyaslama imkanı bulacak İstanbullular. AK Parti belediyeciliği nasıldı, hemşehrilerine nasıl hizmet ediyordu, nasıl bir anlayışla çalışıyordu, nasıl dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürüyordu, şimdi nasıl? Bunu kıyaslama, göz önüne getirme fırsatı verdi. Bunu değerlendirecek İstanbul ve kararını 2024'te ona göre verecektir. Hizmetler ve dönüşümler burada durmayacak, devam edecek. Önemli olan dönüşümü yapmak değil, yapılan işin de vatandaşın içine sinmesidir." 'Demek reklam çok daha sorunlu, onu çözmeye çalışıyorlar' AK Parti İl Başkanı Kabaktepe de AK Parti döneminde KİPTAŞ'ın yılda ürettiği konut sayısının 4 bin olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bugünkü belediye yönetimi, bizim 4 binlik hızımızı 20 bine çıkaracağını söylüyor. 2,5 yılda bizim hızımızla gitseydiniz 10 bin konut yapmanız lazımdı. Kendi iddia ettiğiniz hıza göre de 50 bin konut yapmanız lazım. İstanbul'un en büyük kulesine çıktım baktım, yeni yapılan Çamlıca'daki kuleye. KİPTAŞ'ın yaptığı 50 bin evi arıyorum hala, bulan varsa bana söylesin. Veya bizim hızımızla yapmışlarsa 10 bin konutu da göremedim. Büyükşehirin 2022 bütçesinde sosyal konuta ayrılan para 12 milyon. Depreme ayrılan para 492 milyon. İkisini topladığınızda 500 milyon yapıyor. Reklama ayırdığı para 849 milyon. Demek reklam çok daha sorunlu, onu çözmeye çalışıyorlar." Recep Tayyip Erdoğan'ı 2023'te yeniden başkan yapacaklarına inandığını dile getiren Kabaktepe, "2024'te de İstanbul'da bu toplama yönetimin, bu guguk kuşu siyaseti yapanların, bu köpük belediyeciliğinin, bu merdiven belediyeciliğinin yerine yeninden AK Parti belediyeciliğine İstanbul'un kavuşacağına inanıyorum." dedi. Törende konuşmaların ardından tapu ve anahtar teslimi yapıldı. 10 bin 344 metrekare alana kurulu, 3 bloktan oluşan, 178 daire ve 12 dükkan barındıran modern konutların ikinci etabının anahtar teslim törenine, Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin, bazı milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

2 yıl önce

HDP'li Semra Güzel'in terörist sevgilisi ile görüntülerine tepkiler sürüyor! AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan: Gerekeni yapacağız

HDP vekili Semra Güzel'in terörist sevgilisiyle terör kampındaki pozları büyük infial yarattı. A Haber yayınına katılan AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, meseleyi hem hukuki hem de siyasi boyutu ile ele aldı. Özkan, hukuki olarak vekilin yasama dokunulmazlığı ile soruşturmadan kurtulabileceğini ifade etti, şunları söyledi: Meselenin siyasi ve hukuki boyutu var. Hukuki boyutu ikiye ayrılıyor. Birincisi kapatma davası. Bu görüntüler de o davada değerlendirilecektir. Kişinin yasama dokunulmazlığı kapsamında bu görüntüleri değerlendirilir mi, açılacak bir terörle ilgili iddianame hazırlamak mümkün mü, yasama dokunulmazlığından yararlanabilir mi? Bu meseleye bakacak olursak Anayasanın 81. maddesi yasama dokunulmazlığı ve kürsü dokunulmazlığından bahseder. Bir suç iddiasının terörle ilgili olsa bile kovuşturmanın başlayabilmesi için Cumhuriyete karşı işlenmiş bir suç olup olmadığı dikkate alınarak, bunların da soruşturılması milletvekili olmadan önce başlatılarak devam edilebilir. İlgili vekilin, milletvekili olmadan önce eğer terör ile ilgili suçtan dolayı bir soruşturma başlatılmamış ise bu görüntüler nedeniyle yasama dokunulmazlığından yararlanıyor olacak ve maalesef soruşturmaya devam edilemeyecek. "SİYASİ OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAMIZ GEREKİR" Özkan, terör örgütüne alenen destek veren vekilin siyasi olarak alınacak karar ile Meclis'ten gönderilebileceğini ifade etti. Özkan, partilerin üzerine düşeni yapması gerektiğini belirterek şunları söyledi: Siyasi olarak biz vekillerin ve parti gruplarının üzerine düşen bir vazife var. Böylesi Kürt vatandaşlarımıza ihanet eden, 85 milyon vatandaşımızın kardeşine ihanet eden terör örgütüne destek veren, fotoğraf veren ve terör örgütünü cesaretlendiren milletvekili görünümlü şahıs ile ilgili ne yapmak gerekiyorsa, bizim de onu yapmamız gerekir. Biz diyoruz ki, terör örgütü ile aranıza mesafe koyun, meşru siyaset zeminine gelin. Terörü desteklemediğinizi ifade edin diyoruz. Bırakın aralarına çizgi çekmeyi sürekli terör örgütünü cesaretlendirecek bir yaklaşım içindeler.

2 yıl önce

AK Parti Grup Başkanvekili Turan'dan Kılıçdaroğlu'na "HDP'li Güzel" tepkisi: Kıymetli ortağını incitmemek için adeta kelimelere dans ettirdi

Turan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, öldürülen PKK'lı teröristle fotoğrafları basına yansıya HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel konusunda sessiz kaldığını söyleyerek bu duruma tepki gösterdi. "Kılıçdaroğlu CHP'sinin gündeminde terörle mücadelenin hiç olmadığını" ifade eden Turan, "Kılıçdaroğlu, ittifak ortağının vekilinin teröristle fotoğrafı sorulunca kıymetli ortağını incitmemek için adeta kelimelere dans ettirdi. Elinde silah olan teröriste bir tek laf yok. O teröristin tabi olduğu terör örgütü PKK'ya bir tek laf yok. O teröristlere destek olan, ziyarete giden vekile bir tek laf yok. O vekili utanmadan listeye koyan HDP'ye hiç tepki yok; varsa yoksa Erdoğan, varsa yoksa AK Parti." şeklinde konuştu. "KILIÇDAROĞLU, HDP VAGONUNDAN ATILMA KORKUSU MU YAŞIYOR?" Kılıçdaroğlu'nun, eylemleri ve söylemleriyle siyasi tarihe "tutarsızlık abidesi" olarak geçtiğini söyleyen Turan, "Normalde bir ana muhalefet partisi, iktidar partisinin alternatifidir. Kerhen aldıkları yüzde 25 oyları, yüzde 26 hiç olmadı ama eğer şu an iktidar olsalardı bu zihniyet terörle nasıl mücadele edecekti? CHP'nin FETÖ ile mücadele stratejisi nedir? PKK ile mücadele stratejisi nedir, hatta var mıdır? Bir tek cümle bilmiyoruz. Kılıçdaroğlu, HDP vagonundan atılma korkusu mu yaşıyor? İttifak ortaklarını kızdırmamak için daha ne kadar susacaklar? Yüz ifadesi, bu soruların en net cevabı aslında." değerlendirmesinde bulundu. Turan, "Allah bu ülkeyi, bu aziz milleti, bu zavallılardan korusun. Bizler, son terör örgütünün kökü kazınıncaya kadar dün olduğu gibi bugün de kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu zihniyetler, gölge etmesin başka ihsan istemeyiz. Biz milletimizle başaracağız." dedi.

2 yıl önce

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'dan sert tepki: Belli ki Kılıçdaroğlu provokasyon peşinde

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından bir açıklamada bulundu. Elektriğe yapılan zamların geri çekilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, "Ben bugünden itibaren gelecek hiçbir elektrik faturamı ödemeyeceğim." dedi. Kılıçdaroğlu'nun yeni bir provokasyonun fitilini ateşleyen bu sözlerine AK Parti'den ilk tepkiyi Grup Başkanvekili Bülent Turan gösterdi. "BELLİ Kİ PROVOKASYON PEŞİNDE" "Zor bir süreçten geçiyoruz. Tüm dünyada enerji fiyatlarında bir artış var. Devletimiz bunu milletimize en asgari yansıtmak için adımlar atıyor." diyen Turan, şu ifadeleri kullandı: "Eleştiri/öneri baş tacı; ama siyasi sorumluluk makamındaki birinin dili/önerisi bu mu olmalı? Belli ki Kılıçdaroğlu provokasyon peşinde." https://twitter.com/turanbulent/status/1491498482217148417?s=21

2 yıl önce

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay: “CHP'ye oy veren ve üye olan herkesin gönlündeki aday Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'dur.”

2023 yılında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iken, Millet İttifakı'nda belirsizlik devam ediyor. Adaylık için CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismi ön plana çıksa da ittifak cephesinde, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını istemeyenlerin sayısı da bir hayli fazla. Bugün de konuyla ilgili CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, açıklamalarda bulundu. "KILIÇDAROĞLU GÖNÜLLERDEKİ ADAYDIR" Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ile ilgili bir soruyu yanıtlarken "CHP'ye oy veren ve üye olan herkesin gönlündeki aday Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'dur." diye konuştu. "MERAK EDİYORSANIZ ERKEN SEÇİM YAPALIM" Kılıçdaroğlu'nun bu konudaki açıklamalarına işaret eden Altay, "Biz aynı noktadayız, vakti zamanı geldiğinde bu açıklanacaktır. Ama çok merak ediliyorsa, saray da bunu çok merak ediyorsa öğrenmenin bir yolu var. Seçim tarihini bugün açıklasın, yarın adayımızı açıklayalım." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Selçuk Bayraktar, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç tarafından hedef alındı. Tepki gecikmedi: Yüreğin varsa Ekrem İmamoğlu'na da tepki göster!

Aralarında TÜGVA, TÜRGEV, T3 Vakfı, ÖNDER İmam Hatip Derneği, İlim Yayma Vakfı, Ensar Vakfı'nın bulunduğu dernek ve vakıfların İBB tarafından para aldığına ilişkin bazı basın yayın organlarında yayımlanan "STK-Okul- Yurt Faaliyeti Raporu"nun sahte olduğu belgelendi. Söz konusu raporun sahte olduğu ve İBB'nin adı geçen dernek ve vakıflara para aktarmadığı yine CHP'li İBB yönetiminin mahkemeye sunduğu belge ile tescillendi. İBB Destek Hizmetleri Başkanlığı'ndan Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunulan rapor; büyükşehirden vakıf ve derneklere tek bir kuruş ödeme yapılmadığını ortaya konuldu. https://twitter.com/selcuk/status/1509628176716247047?s=21&t=-N3VyewmffFcFqGd_GO3qA "Çalışma ve rapor bulunmamaktadır" CHP'li Ekrem İmamoğlu idaresindeki İBB'nin Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü'nün; Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderdiği 5 Kasım 2020 tarihli yazıda, "İBB'nin STK, okul, yurt faaliyetlerine yönelik olarak; Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı uhdesindeki birimler tarafından 2018'de 'İBB-STK, Okul Yurt, Faaliyet Raporu-2018' adı altında hazırlanmış herhangi bir çalışma ve rapor bulunmamaktadır" denildi. İBB'nin mahkemeye sunduğu belgeyle yalanı ortaya çıkan Çiğdem Toker'e T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bu, 2019 yerel seçim döneminde vakfımız aleyhine başlatılan kirli kampanyayı ve İBB'den para aldığı yalanını ilk yayan gazeteci müsveddesi. Gazetecilik; yalancılık, sahtekarlık, yüzsüzlük, arsızlık da değildir!" ifadeleriyle tepki gösterdi. https://twitter.com/enginozkoc/status/1509802315099914241?s=21&t=-N3VyewmffFcFqGd_GO3qA "Yüreğin varsa İmamoğlu'na da tepki göster!" Çilingir sofrasında görüntüleri ortaya çıkan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, utanmadan sıkılmadan yalanı mahkeme tarafından tescillenen Çiğdem Toker'in avukatlığı yaptı. Yalancının borozanlığını yapmakla kalmayan Özkoç, Selçuk Bayraktar'ı şu sözlerle hedef aldı: "Çiğdem Toker, emek veren, araştırma yapan, pek çok yolsuzluğu ortaya çıkarmış saygın bir gazetecidir. Bu seviyesiz üslup, adaletin, kimler için nasıl işletildiğini ortaya koyuyor!" Kendi partisinden olan Ekrem İmamoğlu'nun İBB'si tarafından da yalancı olduğu belgelenen Çiğdem Toker'e sahip çıkan Engin Özkoç'un bu çirkin tavrı sosyal medyada tepki çekti. Vatandaşlar Özkoç'a "Yüreğin varsa Ekrem İmamoğlu'na da tepki göster!" çağrısında bulundu.

1 2 3 4 5 6