08 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu, Süleyman Soylu’dan bilgi aldı

Bakan Soylu, Kılıçdaroğlu’na can kayıpları, kayıplar ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi Kılıçdaroğlu’na ziyaretinde Ekrem İmamoğlu da eşlik etti.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: FETÖ’nün Etiyopya’daki tüm okullarının geçtiğimiz hafta Türkiye Maarif Vakfımıza devredildiği bilgisini de sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Bugün Etiyopya ile dostluk temelindeki ilişkilerimize yeni bir ivme kazandırdık. 1 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi için atılması gereken adımları değerlendirdik. Etiyopya'da 2.5 milyar dolar seviyesinde Türk yatırımı var. Altyapıdan ulaşıma, tekstilden mobilyaya birçok şirketimiz Etiyopya ekonomisine katkı sağlıyor. Şirketlerimizin yatırımlarının artmasını arzu ediyoruz. Etiyopya'da müşterek mazi ve dostluğumuzun nişanesi olan birçok ata yadigarı eser mevcuttur. Bugünkü görüşmelerimizde bölgesel ve uluslararası gelişmeleri de değerlendirdik. Etiyopya'daki ve Afrika'daki gelişmeleri ele aldık. Etiyopya'nın barışı, huzuru ve bütünlüğü bizim için önemlidir. İstikrarın korunmasına büyük önem veriyoruz. Sudan ve Etiyopya arasındaki gerginlik de gündemimizde yer aldı.

2 yıl önce

Türk SİHA ve İHA'lara ait bilgileri yurt dışına sızdırdıkları ortaya çıktı!

Savunma alanındaki kritik projelerin ihale bilgilerinin sızdırılmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki (DKK) milli projelerin ihale bilgilerinin yabancı firmalara sızdırılmasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Başsavcılık 9 kişinin "zincirleme olarak devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" suçundan 35'er yıla kadar hapsini istedi. DKK'de görevli 2 binbaşının ise "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama" suçundan 10'ar yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İHBARLA BAŞLADI Yeni Şafak'ın haberine göre; Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, soruşturmaların Başsavcılığa gelen ihbar mektuplarıyla başladığı anlatıldı. Bu kapsamda dinleme kararı çıkartılarak sanıklar teknik ve fiziki takibe alındı. DKK envanterinde bulunan bazı cihaz ve materyaller, alınması planlanan helikopterler ve özellikleri ile nerelerde kullanılacağı hakkında bilgilerin verildiği tespit edildi. Ayrıca ASELSAN ve ROKETSAN tarafından geliştirilen bazı milli projeler hakkında bilgi alışverişinde bulunulduğu da dinlemelere takıldı. MENFİ SONUÇ UYARISI Sanıkların, yerli ve milli İHA-SİHA'ların teknik özellikleriyle ilgili gizli bilgileri de firmalara aktardığı anlaşıldı. Bu konuyla ilgili SSB'den alınan raporda "Milli insansız hava araçlarına ait ifadelerinin tamamının yüksek önemi haiz kritik teknik bilgiler olduğunun görüldüğü, yurt içi ve sınır ötesi operasyonlarda sahada oyun değiştirici olarak görev alan milli İHA ve SİHA'lara ilişkin kritik önemi haiz teknik bilgilere üçüncü kişilerce sahip olunması ve hasım unsurlarla paylaşılması durumunda; devletin güvenliği ve sahada yürütülen operasyonların başarısı açısından menfi sonuçlara sebebiyet verebileceği anlaşılmıştır" vurgusu yapıldı. Başsavcılık, sanıkların telefon konuşmalarında yer alan bilgilerin gizli olup olmadığını Milli Savunma Bakanlığı'na da sordu. Bakanlık bilgilerin bir kısmının devlet sırrı niteliğinde, bir kısmının da gizli-hizmete özel nitelikli gizli bilgilerden oluştuğu yanıtını verdi. FİRMALARA SATTI SSB'de eski proje müdürü olan sanık Yusuf Hakan Özbilgin'in, yabancı firma temsilciliği yapan şirket sahibi Mustafa Sırrı Akın ve firma çalışanı Emre Özlük'le sık sık görüştüğü belirlendi. Özbilgin'in yapılan bu görüşmelerde SSB'nin projeleri ve yapılacak ihalelerle ilgili bilgiler ile BAYKAR'a ait İHA ve SİHA'larla ilgili bilgileri firma yöneticilerine aktardığı kaydedildi. Özbilgin'in ayrıca ASELSAN, TUSAŞ, kuvvet komutanlıkları gibi çok sayıda kurumun projelerine ilişkin bilgileri de firmalara aktarıp maddi menfaat elde ettiği kaydedildi. ZAAFİYETE SOKAR Emekli olmadan önce DKK Teknik Başkanlığı Deniz Havacılık Daire Başkan Vekili görevini yürüten sanık emekli albay Murat Ali Çömez'in, DKK'nın helikopter tedarik planlamaları ve mevcut helikopterlerle ilgili bilgileri Emre Özlük'e aktardığı anlaşıldı. Çömez, TSK'nın tüm ihtiyaçlarını ve stratejilerini içeren "On Yıllık Temin Tedarik Planı"na giren helikopterlerle ilgili bilgileri de Özlük'e verdi. Bu konuyla ilgili SSB'den istenen görüşte şu yanıt verildi: "TSK'nın 'Gizli' gizlilik dereceli ve tüm ihtiyaçlarını ve stratejilerini içeren On Yıllık Temin Tedarik Planı'nın üçüncü kişiler tarafından bilinmesi; devletin güvenliğini, askeri gücünü ve yürütülen/yürütülecek askeri operasyonları tehlikeye atma ihtimali ile TSK'nın gelecekte sahip olacağı yetenek ve kabiliyetlere karşı hasım unsurlarca karşı tedbir geliştirme ihtimali bakımından oldukça önemli zaafiyet ve sakıncalar doğurabilecektir."

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç'ten 10 ülkeye "Osman Kavala" tepkisi: Türkiye'ye bu şekilde ültimatom kabul edilemez

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, bakanlıkta basın bilgilendirme toplantısı düzenledi. Bilgiç, haziran ayında yapılan Antalya Diplomasi Forumu'nu gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, bu forumun ikincisinin 13 Mart'ta Antalya'da yapılacağını söyledi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bilgiç, F-35 projesi Türkiye'nin F-16 modernizasyonuna ilişkin, "F-16 filomuzun iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, modernizasyon faaliyetleri zaten ihtiyaca göre yıllarca yapılıyor. S-400 tedariki nedeniyle F-35 programından ayrılmak durumunda kaldık. F-35 programından ayrılmamız sadece Türkiye'ye değil NATO'nun da caydırıcılığına önemli bir darbe vuran bir adım. Türkiye F-35 projesinin kurucu ortaklarından biri, biz yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Bu F-35 projesi çerçevesinde ABD'ye yaklaşık 1,4 milyar dolar ödeme yaptık. Bizim için aslında seçenekler basit ya bu programa geri döneceğiz ya bize vaat edilen uçakları alacağız ya da paramızı iade edecekler. Bu çerçevede F-35 için ödenen meblağın F-16 filomuzun modernleştirilmesi için kullanılması da bir seçenek olarak gündemde. Bu konuyu ABD'li paydaşlarımız ile tartışıyoruz. Bunun sonucuna göre de hareket edeceğiz" dedi. 'HEDEFİMİZ KALICI İSTİKRARIN SAĞLANMASI' Bilgiç, Suriye Anayasa Komitesi görüşmelerinin devam ettiği zaman içinde, rejim güçlerinin İdlib'de sivillerin ölümüne neden olan saldırısına ilişkin, "Rejimin dün toplu saldırıları neticesinde aralarında çocukların da bulunduğu çok kişinin hayatını kaybettiğini öğrendik. Cenevre'de 6'ncı turu devam eden Anayasa Komitesi Toplantıları sırasında sivillerin bu şekilde doğrudan hedef alındığı saldırı aslında rejimin askeri çözüme yönelik tavrını maalesef koruduğunu gösteriyor. Bizim temel hedefimiz İdlib'de kalıcı istikrarın sağlanması. Tabiatı ile siyasi çözümü öncülüyoruz. Rejimin destekçileri Rusya ve İran'a de gerekli mesajları vermekteyiz" diye konuştu. 'KABİL ZİYARETİ İÇİN KESİN TARİH SÖYLEMEK ZOR' Bilgiç, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Kabil'e yapacağı ziyaretin netleşip netleşmediğine ilişkin soruya, "Bu ziyaret konusu aslında New York'ta gündeme gelen bir husustu. Daha sonra Endonezya Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye yaptığı ziyarette görüş alışverişi yapıldı. Lojistik düzenlemeler, kimlerin katılacağına ilişkin gerekli düzenlemeler devam ediyor. Kesin tarih söylemek zor; ama düzenlemeler devam ediyor" yanıtını verdi. Bilgiç, Suriye Şam yönetimi ile gelecek dönemde diyaloğun mümkün olup olmadığı sorusuna, rejim ile herhangi bir temasın bulunmadığı yanıtını verdi. 'KESİNLİKLE KABUL EDİLEMEZ' Sözcü Bilgiç, 10 büyükelçiliğin Osman Kavala açıklaması ile ilgili, "AB Konseyi'nin 47 üyesi var. Onların sadece 10'u böyle bir açıklamada bulundu. Biz açıklamaya tepki verdik. Hiçbir organ, makam, merci, kişi tarafından yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere, hakimlere emir ve talimat verilemez, tavsiye ve telkinde bulunulamaz. Türkiye'de devam eden bir yargı süreci var. Aslında yargıya müdahale edilmemesi gerektiğini bu ülkelerin kendileri çok da iyi biliyor. Türkiye'de bu şekilde Türkiye devletine ültimatom verilmesi kesinlikle kabul edilemez. Biz bunu kabul etmediğimizi söyledik. Büyükelçiliklerin görevleri ve yükümlülükleri bulundukları ülkelerin iç işlerine karışmamak. Kabul etmediğimizi, reddettiğimizi söyledik" dedi. 'BİZİM AÇIMIZDAN AB'NİN NE SÖYLEDİĞİ ÖNEMLİ DEĞİL' Bilgiç, AB Komisyonu'nun Türkiye raporuna ilişkin ise "AB Komisyonu'nun raporu çifte standartlı yaklaşım ile yayımlanmış bir rapor. Tepkimizi geniş şekilde ortaya koyduk. Bizim açımızdan AB'nin ne söylediği çok önemli değil. Rapor baştan aşağıya çifte standart ile yazılmış. İddialar var raporda; biz bunların hiçbirini kabul etmiyoruz" diye konuştu. ABD İLE İLİŞKİLER Tanju Bilgiç, ABD ile ilişkilerle ilgili "Türkiye olarak biz her ülke ile iyi ilişkiler tesis etmek istiyoruz. ABD ile müttefikiz. NATO'da beraberiz. Müşterek çıkarlar ve benzer hedeflere sahibiz. Koronavirüs sonrası dünya ekonomisi gibi konularda benzer görüşlerimiz var. ABD yetkilileri ile temas ediyoruz. İlişkilerimizin mükemmel olduğunu da söylemek zor. Özelikle PKK, YPG, PYD ve FETÖ terör örgütlerine destek, tek taraflı yaptırımlar gibi konularda izledikleri tutum nedeniyle ABD ile ilişkilerimizde bazı sorunlar var. Bizim temel beklentilerimiz 'ilişkilerimizi etkin yönetelim' diğer yandan sorunlarımızı çözelim. Önümüzdeki dönemde de ABD ile temaslarımız sürecek" dedi. 'GEREKLİ CEVABI VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ' Sözcü Bilgiç, Doğu Akdeniz konusuna ilişkin, "Doğu Akdeniz konusunda hem Yunanistan hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Doğu Akdeniz'de gerginliği arttıracak adımlar atıyor. Akdeniz'de kıta sahanlığımıza araştırma gemisi gönderme çabaları devam ediyor. Biz bu tahriklere hem sahada hem de masada yanıtlarını veriyoruz ve haklarımızın ihlaline de asla müsaade etmiyoruz. Rum kesimi de kasım ayında yeni bir sondaja başlayacaklarını duyurdu. Bu gerçekleşirse biz de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için Türkiye olarak bu tür meydan okumalara gerekli cevapları vermeye devam edeceğiz" diye konuştu. Dışişleri Sözcüsü Bilgiç, Yunanistan ile istişari görüşmelerin de devam ettiğini vurguladı. Bilgiç, "Cumhurbaşkanı'mız açık şekilde ifade etti. Türkiye'ye herhangi bir tehdit nereden gelirse gelsin Türkiye'nin tepkisi ile karşılaşacaktır. Türkiye Cumhuriyeti gerekli adımları kararlı şekilde atacaktır. Bu Suriye için de geçerli. Ne zaman şartlar uygun olursa Türkiye Cumhuriyeti gerekli operasyonu, harekatı yapar" dedi.

2 yıl önce

FETÖ elebaşı Gülen'in avukatını rüşvetle ulaştığı ByLock bilgilerini sattığı ortaya çıktı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), rüşvetle 10 bin terör şüphelisinin soruşturma bilgilerinin sızdırdığının ortaya çıkmasının ardından aynı yöntemle ByLock kullanıcı havuzuna da ulaştığı ortaya çıktı. Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in avukatı Adnan Şeker ile 6 sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün gerekçesi taraflara tebliğ edildi. Gerekçede yer alan tespitlere göre, Şeker'in başında bulunduğu şebeke, rüşvetle UYAP'tan sızdırdığı 10 bin terör suçlusunun soruşturma bilgileri gibi, emniyetin ByLock havuzundaki kullanıcı bilgilerine de ulaştı. Bilgileri satın alan ve ByLock kullanıcı listesinde olduğunu öğrenen bazı örgüt mensupları yurt dışına kaçtı. Örgütün bu şekilde bilgileri sızdırdığı, Yaşar Şeker ile örgüt üyesi M.O'nun yazışmalarının deşifre edilmesiyle ortaya çıktı. M.O, 17 Ocak 2019'da Şeker'den, isim ve kimlik numarası verdiği kişinin ByLock kullanıcı listesinde olup olmadığını sorgulamasını istedi. Yaşar Şeker de ağabeyi Adnan Şeker'e WhatsApp üzerinden, "Abi, bir arkadaşın lock kaydı var mı öğreneceğiz de siz bakıyor musunuz buna? Bu ne nasıl oluyor?" diye sordu. Adnan Şeker de usulsüz sorgulama yaptırabileceği örgüt mensubunu işaret ederek, "Lock kaydı dediği ByLock listesinde olup olmadığı. Bakılabiliyor, 'top sakallı hıyar' bakıyor." cevabını verdi. Bunun üzerine Yaşar Şeker, ByLock sorgusu yaptırabildiklerini, bunun sonucunda kullanıcı ID'si ve irtibat bilgilerini görebildiklerini M.O'ya bildirdi. Bunun ardından örgüt mensubunun listede yer alıp almadığına ilişkin sorgulama, 230 lira rüşvet karşılığında kimliği henüz tespit edilemeyen bir kamu görevlisi aracılığıyla yaptırıldı. Şeker kardeşler, havuzdan ulaştıkları bu bilgileri örgüt mensuplarına kimi zaman 300 avro karşılığında sattı. ByLock sorgusu yapılmasına aracılık eden ve yazışmalarda "top sakallı" olarak anılan kişinin Murat B. isimli Whatsapp kullanıcısı olduğu bildirilen gerekçeli kararda, "Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yazısında, ByLock sorgusunu yapan şüphelinin (kamu görevlisinin) tespiti için ByLock sorgu kayıtlarının incelenmesi hususunda izin talep edildiği, bu amaçla ilgili kurumlardan yazışma yapılmasının talep edildiği belirtilmiştir.” tespiti yapıldı. Kardeşini de sorgulatmış Yaşar Şeker’in yazışmalarında, ByLock sorgulamaları için "top sakallı"nın her seferinde para istediği bilgisine yer verilen kararda, "Yaşar Şeker, şahsın kendisine sorgulamaları 230 TL karşılığında yaptırabileceğinden bahsettiği ve Yaşar Şeker'in Murat B. isimli şahsa yaptırdığı sorgulamalar karşılığında verdiği paraları ajandaya not ettiği görülmüştür." ifadeleri kullanıldı. Yaşar Şeker'in aynı şekilde kardeşi Mustafa Şeker'i de sorgulattığı aktarılan kararda, "Sorgulama sonucunda, Mustafa Şeker'in ByLock kullanıcı listesinde yer aldığı ve ByLock kullanım yoğunluğunun kırmızı kategoride olduğu sonucunun iletildiği, bu şekilde sanıkların örgüt mensupları vasıtasıyla kişilerin ByLock listesinde olup olmadıklarını öğrendikleri anlaşılmıştır." ifadeleri kullanıldı. Bir başka yazışmada ise Yaşar Şeker ağabeyine, "Bu iddianamelere ulaşma konusu vardı ya sanırım ulaşabiliriz gibi. Birisini bulduk da bağlantı kurabilirsek onun aracılığıyla" mesajını gönderdi. Adnan Şeker'in, "Öyle mi? Harika olur. Ayrıca yakalama ve tutuklama kararlarına da ulaşılabilirse çok büyük bir rant ve iş olur." cevabını vererek söz konusu bilgilere ulaşmaları halinde usulsüz sorgulama içinde yüklü miktarda para elde edeceklerini kaydetti. Karar Bir dönem örgüt elebaşı Gülen'in avukatlığını da üstlenen Adnan Şeker'in başında olduğu şebeke, rüşvet verdiği katip aracılığıyla FETÖ'cülerin yanı sıra PKK, DHKP-C ve MKP'li yaklaşık 10 bin terör şüphelisinin soruşturma ve yakalama bilgilerini sızdırdığı ortaya çıkmıştı. Şeker'in bu işlem için yurtdışındaki firari örgüt mensuplarından 300 avro, yurt içindeki şüphelilerden ise 400 lira aldığı, UYAP üzerinden usulsüz işlem yaptırdığı katibe ise sorguladığı her kişi için 50 lira verdiği tespit edilmişti. Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sonucunda Adnan Şeker, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıl, "zincirleme şekilde rüşvet vermekten" 17 yıl 6 ay, "gizliliği ihlalden" 2 yıl 6 ay ve "suçluyu kayırmadan" ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

2 yıl önce

Bakan Nebati, bankacılara yeni ekonomi programı hakkında bilgi verdi

Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar'ın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mehmet Ali Akben, Türkiye Katılım Bankaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İkram Göktaş ve TBB Yönetim Kurulu Üyeleriyle bir araya geldi. YENİ EKONOMİ PROGRAMI KONUŞULDU Toplantıda küresel ve yurt içi ekonomi ile bankacılık sektöründeki gelişmeler görüşüldü. Bakan Dr. Nebati yeni ekonomik programa ilişkin bankacılara bilgi paylaşımında bulunarak, değerlendirmelerini aldı. Karşılıklı görüş alışverişinin yapıldığı toplantının amacının sağlıklı, istikrarlı büyüme performansı olduğu belirtildi. Bankalar tarafından yapılan değerlendirmede, son dönemde ülkemizdeki finansal piyasalarda yaşanan gelişmelere dikkat çekilerek, "Güçlü bilanço, likidite ve özkaynak yapısı, gelişmiş teknolojik uygulamaları ile uluslararası standartlarda faaliyet gösteren Türkiye bankacılık sektörü, Ülkemiz ekonomisi için sürdürülebilir değer oluşturma misyonu doğrultusunda faaliyetlerini kesintisiz bir şekilde yürütmektedir. Bankalarımız kurallarıyla işlemekte olan serbest piyasa mekanizması içinde kaynaklarını, hanehalkı ile reel sektörün finansal ihtiyaçlarını karşılama yönünde kullanmaya devam edecektir" açıklamasında bulunuldu.

2 yıl önce

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin: Verdiğimiz asgari ücret içerisinde bu AGİ desteği artık herkese var. Oransal olarak asgari ücrete yansıdı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin milyonlarca emeklinin beklediği maaş zamlarıyla ilgili "Emeklilerimiz çok önemli. Düşük gelirli emeklileri gözeten bir düzenleme yapacağız." dedi. "ENFLASYONUN ÜZERİNDE BİR SOSYAL TRANSFER GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ" Bakan Bilgin, "Bütün emekli grupları içine alan bir düzenleme yapacağız. Ekonomideki dalgalanmaları onları biraz önce bahsettiğim sosyal transferi onlar için de ele alacağız. Memurları söylemem lazım. Biz Memur Sendikalarımız görüşmeler yaptık. Sonra sözleşmeyi yaptık bir konfederasyonumuzla orada vardığımız bir mutabakat var. Birkaç husus var o da şudur: Eğer enflasyon bizim sözleşmemizde belirlediğimiz ücretin üzerine çıkarsa biz farkı vereceğiz. Bu farkı aynı zamanda bir sosyal transfer olacak düzeyde de gerçekleştireceğiz. Enflasyon diyelim ki yarım puan aştı sosyal refah olarak bunu değerlendireceğiz. Emeklilerimizin en alt düzeydeki emekli maaşında daha yukarılara gidecek şekilde kademeli bir şekilde ele alacağız. Çalışan memurlarımızın enflasyonun üzerinde bir sosyal transfer gerçekleştireceğiz." dedi. 3600 EK GÖSTERGE AÇIKLAMASI 3600 ek gösterge konusuna da değinen Bakan Bilgin "Sözleşmemizde olan bir başka şey de 3600 meselesidir. Bakanlık bünyesinde çalışmalarımızı tamamladık. Önümüzdeki hafta pazartesiden itibaren bu meseleyi de gündemimize alacağız takvimlendireceğiz. Bakanlık bünyesindeki çalışmalar bitti komisyon çalışmasını sosyal ortaklarımızla ele alıp onu da inşallah yeni yılın başında gündeme sokacak hale getireceğiz. Esas emeklilik durumlarını ve haklarını güçlendiren bir düzenlemedir. Açıkladığımız farklı kategorilerdeki memur maaşlarına göre belirleniyor ve ciddi bir etki yapıyor. Kamu çalışanlarımızın 3600 ile ilgili talepleri yıllardır devam etmektedir. Biz bunu sözleşme maddesi haline getirdik ve 2022'de çözüleceğini söyledik. Bizim tarafımızdan bu bitirilmiş ve Meclis'e intikal ettirilmiş olacaktır." açıklamasında bulundu.

2 yıl önce

Ümit Özdağ’dan TBMM’de 600 milletvekilinin bilgisayarları değişti yalanı

Zafer Partisi Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, Meclis’teki makam odalarına yeni bilgisayarların tahsis edilmesine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi. Özdağ, “600 vekilin bilgisayarı değiştirilmiş. İnsanlar aç iken bu çok ayıp bir harcama. Halka porsiyon küçült derken bu yapılmaz” dedi. Duvar gazetesinde yer alan habere göre; Zafer Partili Özdağ’ın bu paylaşımının ardından TBMM Genel Sekreterliği yazılı açıklama yaptı. Milletvekillerin bilgisayarlarının talepleri doğrultusunda değiştirildiğini belirten TBMM Genel Sekreterliği, Özdağ’ın da yeni bilgisayar talep ettiğini, bu nedenle yeni bilgisayar verildiğini belirtti. Meclis tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kaydedildi: TBMM YALANLADI “Sayın milletvekillerimizin bilgisayarları, re’sen değil sadece ve sadece talepleri halinde değiştirilmektedir. Nitekim, Sayın Ümit Özdağ’ın bilgisayarı da, kendisinin 20/12/2021 tarihli dilekçesi ile talep etmesi üzerine değiştirilmiştir. Paylaşımda bahsi geçtiği şekilde bütün milletvekillerimizin bilgisayarlarının değiştirilmesi söz konusu değildir.”

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11