07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

İstanbul'da 13 ilçede 20 adrese DEAŞ operasyonu

İstanbul Emniyetine dayanan bilgiye göre, Terörle Mücadele (TEM) ekipleri, kentte DEAŞ adına faaliyette bulunan ve geçmiş dönemlerde Irak ve Suriye’deki çatışma bölgelerinde kaldıkları belirlenen radikal akımlara meyilli şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Suriye ve Irak’ta kontrol ettiği toprakları büyük ölçüde kaybeden örgütün Türkiye’ye sızan üye ve sempatizanlarına yönelik yürütülen söz konusu soruşturma kapsamında önceki gün yeni bir operasyon düzenlendi. 13 İLÇEDE 20 ADRESE EŞ ZAMANLI BASKIN Emniyet ekiplerince İstanbul’da 13 ilçede 20 adrese yapılan eş zamanlı baskında, yabancı uyruklu 14 şüpheli gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda, çok sayıda örgütsel doküman ve dijital malzeme ele geçirildi. Terörle Mücadele Şubesine getirilen şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor. Öte yandan istihbarat raporlarına yansıyan veriler, örgütün Suriye ve Irak topraklarının bir bölümünde sağladığı saha hakimiyetini kaybettiğine işaret ediyor.

2 yıl önce

Diyarbakır merkezli DEAŞ operasyonu: 17 gözaltı kararı

Terör örgütü DEAŞ ile irtibat ve iltisaklı şüphelilerin tespitine yönelik Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında adli teknik takipleri yapılan, Diyarbakır'da 16, Bursa, Muğla ve Malatya' da 1'er olmak üzere toplam 19 şüpheliye yönelik düzenlenen eş zamanlı operasyonda 17 kişi gözaltına alındı. Adreslerinde yapılan aramalarda, 1 adet kurusıkıdan bozma tabanca ve bu tabancaya ait 1 adet şarjör ile birlikte çok sayıda dijital materyal ve toplatılma kararı bulunan kitaplara el konuldu. Haklarında gözaltı kararı çıkarılan 2 şüphelinin ise yakalanmasına yönelik çalışmalar sürüyor. 

2 yıl önce

DEAŞ'ın sözde Türkiye sorumlusu yakalandı

DEAŞ’ın, Kırmızı Kategoride aranan “Türkiye Vilayeti Sorumlusu” Ebu Usame el Türki Kod Kasım GÜLER, MİT’in Suriye’de gerçekleştirdiği nefes kesen operasyonla yakalanıp, Türkiye’ye getirildi. Silah ve patlayıcılarla birlikte Türkiye’ye illegal geçerek sansasyonel eylem planladığı öğrenilen Ebu Usame el Türki Kod Kasım GÜLER, MİT tarafından Suriye’de tespit edilip, takibe alınmasının ardından başarılı bir operasyonla Türkiye’ye getirildi. Kırmızı kategoride aranıp yakalanan ilk DEAŞ mensubu olan Kasım GÜLER’in üzerinden çok sayıda örgütsel doküman ile gizli bilgiler çıktı. Ebu Usame el Türki Kod Kasım GÜLER’in; - 2008-2010 yılları arasında Afganistan-Pakistan alanına geçerek İslami Cihat Birliği bünyesinde çatışma bölgelerinde faaliyet gösterdiği, - 2014 yılında örgüt lideri Halife Ebubekir El Bağdadi'ye biat ederek DEAŞ’a katıldığı, - 2018 yılında örgüt içerisinde üst düzey görevlerde yer aldığı, - Sözde “Türkiye Vilayeti sorumluluğunun” ardından ise DEAŞ’ın Rusya, Avrupa ve Türkiye Mali sorumlusu olduğu, öğrenildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK ve DEAŞ'a karşı varlık gösteren ilk ülke biz olduk

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Bölgemizin ve dünyanın meselelerini konuşmak, çözüm yolları üretmek için buradayız. Foruma Antalya'nın ev sahipliği yapması tesadüf değildir. Tıpkı Akdeniz gibi farklı kültürlerin ortak yuvasıdır.  Antalya Diplomasi Forumu'nun inşallah zamanla küresel diplomasinin kalbinin attığı bir zemine dönüşeceğine inanıyorum. Buradan vereceğimiz mesajlar tüm dünyaya dalga dalga yayılacaktır.  2020'de 16 milyon turisti sorunsuz bir şekilde ülkemizde ağırladık.  Diplomasi insanlığın toplu halde yaşamaya başladığı tarihlerden beri kullanılan bir tabirdir. Bugün diplomasi deyince sadece devlet ve hükümet yetkilileri arasında kapalı kapılar ardından yapılan görüşmelerden bahsetmiyoruz.  Artık siyasetçilerle birlikte STK', iş dünyası, medya ve üniversiteler arasındaki mesajlar da dış politikayı şekillendiriyor. Dijital diplomasi de bu dönemin kazanımlarındandır. Dönem, sorunların suhuletle çözümünde diplomasiyi daha fazla devreye alma dönemidir. Sıkılı yumruklarla musafaha olmaz. Sıkılı yumrukları gevşetecek en etkili yol hala diplomasidir.  Dünyadaki değişimi doğru okuyan vizyoner bir diplomasi trafiğini hakim kılmamız gerekiyor.  ANCAK 100 GÜN SONRA GÜNDEMİNE ALDI Koronavirüs salgınında bu ihtiyacı hepimiz bir kez daha hissettik. Uluslararası toplum salgının yıkıcı etkilerini yönetmekte iyi bir imtihan veremedi. BM salgını ancak 100 gün sonra gündemine alabildi. Salgın karşısında işbirliğini yerini rekabetçi politikalara bıraktı. Afrikalı, Asyalı kardeşlerimiz kaderlerine terk edildi. Bir çok ülkede toplumsal huzursuzlukların nüksetmesi, Akdeniz'de ölümlerin artması bunun en çarpıcı örneklerindendir. AŞI MİLLİYETÇİLİĞİNE FIRSAT VERİLMEMELİDİR Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımızın imdadına koşmaya çalıştık. 158 ülkeye ve 12 kuruluşa sağlık malzemesi gönderdik. Sığınmacıların sağlık hizmetlerine erişimini sağladık. Aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir. Şantaj, baskı, politika dikte aracı olarak kullanılması yanlıştır. Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı inşallah tüm insanlıkla paylaşacağız. Eskinin alışkanlıklarıyla günümüzün sorunlarına çözüm bulamayacağımız açıktır. Küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapılar mevcut haliyle çözümün değil sorunun bir parçasıdır. Dünya 5'ten büyüktür demeye devam ediyoruz. 8 milyar insanın kaderi BM üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamaz. 190 ülkeye bir süreliğine masada oturma hakkı veren, kendi kaderleriyle ilgili söz hakkı tanımayan bir sistem adalet üretemez. Güvenlik Konseyi'nin daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Reform taleplerini dile getiren ülkeleri dışlamaya yönelik gizli - açık baskılar da olabilir. Türkiye ile ilgili son dönemde sık sık tedavüle konulan eksen tartışmaları, hazımsızlığın işaretidir. Tüm insanlık adına hakkı ve adaleti sağlamaya devam edeceğiz. Bunun uzun bir süreç olduğunun bilincindeyiz.  DEAŞ'IN 4500 MENSUBUNU ETKİSİZ HALE GETİRDİK Türkiye 252 dış temsilciliği ile dünyanın en geniş 5. büyük diplomatik ağına sahip ülke konumundadır.  Barışa, istikrara katkı sağlamak için çaba harcıyoruz. Suriye'de halkın iradesini yansıtacak bir siyasi çözümün olması için var gücümüzle çalıştık. 10 yıldır  4.5 milyona yaklaşan Suriyeli kardeşimizi misafir ediyoruz. Suriye'de faaliyet gösteren PKK, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı sahada varlık gösteren ilk ülke biz olduk. DEAŞ'ın Suriye'deki varlığına büyük ölçüde son vererek Avrupa ve dünyanın güvenliğine katkı sağladık. Şu an itibariyle DEAŞ'ın 4500 mensubunu etkisiz hale getirdik. Gerek terör örgütleriyle mücadelede uluslararası toplumdan beklediğimiz desteği alamadık. DEAŞ'la mücadele kılıfı altında güney sınırımız boyunca terör devleti kurulmaya çalışıldı. PKK'nın haraç toplamasını engelleyecek bir kaç göstermelik operasyon dışında hiç bir kararlı adım atılmadı. Terörün her türlüsü ile mücadele herkesin görevidir. Suriye'de barışın sağlanması sadece Türkiye'nin değil hepimizin sorumluluğudur.   KKTC'nin iki devletli çözüm önerisini destekliyoruz. Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz hala masadadır. Enerji kaynaklarının işbirliğine vesile olması bizlerin elindedir. Yunanistan'la son dönemde yakaladığımız ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Eski devlet geleneği demek eski diplomasi kültürü de demektir. Afro-Avrasya ülkesi olan Türkiye'nin 3 kıtayı kuşatan geniş bir vizyonla yürütülmektedir.  Salgınla beraber vahim bir hal alan İslam karşıtlığı ile mücadelede en ön saflarda yer alıyoruz. 2008'de İstanbul'da, 2014'te  olmak üzere iki kez Türkiye - Afrika Ortaklık Zirvesi düzenledik. 28 Afrika ülkesini ziyaret ettim. Somali'yi bundan 10 yıl önce eşimle birlikte ziyaret eden ilk dünya lideri olduk.  3. Türkiye - Afrika Ortaklık zirvesine inşallah Eylül ayında Türkiye'de ev sahipliği yapmayı arzuluyoruz. Önümüzdeki dönemde pergelin bir ayağını Türkiye'ye sabitleyip diğeriyle Afrika'dan Latin Amerika'ya Pasifik'ten Asya'ya tüm coğrafyalarda iş birliğini artırmak istiyoruz.

2 yıl önce

Ankara'da terör örgütü DEAŞ'a operasyon! 26 yabancı uyruklu gözaltına alındı

Ankara'da terör örgütü DEAŞ'a yönelik düzenlenen operasyonda 26 yabancı uyruklu gözaltına alındı.

2 yıl önce

Fransız şirketin hükümetin bilgisi dahilinde DEAŞ'a finansman sağladığı ortaya çıktı: Terör örgütüne 13 milyon avro yığmışlar

Fransa devletinin, çimento şirketi Lafarge'ın terör örgütü DEAŞ ile arasındaki anlaşmadan bilgisi olduğu ortaya çıktı. DAEŞ'A HARAÇ Liberation gazetesinin özel haberine göre, Fransız istihbarat servisine ait Ağustos 2014 tarihli gizli notta, Lafarge'ın Suriye'de faaliyetlerini devam ettirebilmek için DEAŞ ile anlaşma yaptığı belirtiliyor. Fabrikayı ele geçiren DEAŞ'ın Lafarge'a ticari faaliyetlerini sürdürmesi ve kontrolündeki bölgelerde ulaşım izni verdiği yer alan notta, bu iznin arkasında bir anlaşma olduğu ifade ediliyor. ÜCRET KARŞILIĞINDA İZİN Notta, iznin belli bir ücret karşılığı alındığı kaydediliyor. Haberde, anlaşma tarihinde Lafarge'ın Suriye'nin kuzeyindeki Celebiye'de bulunan çimento fabrikasının kontrolünü halen elinde tuttuğu, terör örgütünün fabrikayı 2014 Eylül ayında ele geçirdiği belirtildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: DEAŞ’a karşı dünyada kararlı mücadele eden tek ülke vardır, o da Türkiye’dir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna-Hersek ve Karadağ ziyareti sonrası medya mensuplarıyla bir söyleşi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar: Bosna Hersek ve Karadağ’a gerçekleştirdiğimiz ziyaretler çerçevesinde temaslarımızı tamamladık. Ziyaretimin ilk durağı olan Saraybosna’da Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi üyeleriyle bir araya geldik.

2 yıl önce

New York Times: ABD'nin Afganistan'da düzenlediği son hava saldırısında öldürdüğü kişi DEAŞ militanı değil

New York Times, Afganistan'ın başkenti Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı yakınlarında ABD'nin bir insansız hava aracıyla (İHA) gerçekleştirdiği hava saldırısıyla ilgili kamera kayıtları üzerine yaptığı araştırmada, hedef alınan Zemari Ahmadi'nin DEAŞ'a çalışmadığı ve de iddia edildiği gibi aracında patlayıcı taşımadığı sonucuna vardı. Araştırmanın detaylarının verildiği analiz yazısında, ABD askeri yetkililerinin saldırı düzenledikleri aracı kullanan kişinin kimliğini bilmediklerini kabul ettiğine, 43 yaşındaki Ahmadi'nin araca yüklediği ağır malzemenin "patlayıcı olabileceği" sonucuna varıldığına, ellerinde bu konuda kesin bir bilginin bulunmadığına dikkat çekildi. Hava saldırısında ölen Ahmadi, ABD yardım kuruluşu çalışanı çıktı Kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu, ABD'nin DEAŞ üyesi olduğunu iddia ettiği Zemari Ahmadi'nin California merkezli bir yardım ve lobi grubu olan Nutrition and Education Internatinal (NEI) isimli kuruluşta elektrik mühendisi olarak çalıştığı anlaşıldı. Kayıtlarda, saldırı günü Ahmadi'nin iş arkadaşları ile Kabil'de Taliban'ın kontrolü altındaki bir parkta bulunan mültecilere gıda yardımı dağıttığı ve öğleden sonra aracıyla arkadaşlarını aldığı yere bırakarak evine döndüğü tespit edildi. Ahmadi'nin iş arkadaşlarını bıraktığı noktada yanında getirdiği bidonlara su doldurarak araca yüklemesi, ABD'ye ait İHA kamera görüntülerinde "patlayıcı" olarak algılandı. NEI çalışanının evinin bahçesine giriş yaptığı sırada ABD'nin hava saldırısı sonucu hayatını kaybettiği saldırıda, aynı aileden 7'si çocuk olmak üzere 10 sivilin öldürüldüğü bildirildi. Bidonlara su doldurduğu görüntü kaydı ortaya çıktı New York Times, ABD askeri yetkililerin patlayıcı taşıdığı iddiasıyla öldürdüğü Afgan vatandaşı Ahmadi'nin, su akmayan evindeki ailesine götürmek üzere beyaz aracının bagajında taşıdığı bidonlara su doldururken kaydedilen görüntülerini yayınladı. Videonun devamında, Ahmadi'nin yıllardır üyesi olduğu yardım kuruluşu NEI'nin merkezindeki çalışma görüntüleri de yer aldı. Ayrıca, ABD'nin iddia ettiğinin aksine, uzmanlar tarafından incelenen video ve fotoğraflarda vurulan araçta ikinci bir patlamanın izine rastlanmaması, patlayıcı madde taşımadığına delil olarak gösterildi. ABD Afganistan topraklarını terk ederken 29 Ağustos 2021 günü Kabil'de "DEAŞ’ın Afganistan kolu DEAŞ/H unsurlarına ait olduğu ve Kabil'deki havalimanına saldırı düzenleyeceği" iddiasıyla, saatlerce havadan takip ettiği bir aracı vurduğunu duyurmuştu.

1 2 3 4 5 6 7