16 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

İzmir'in Çeşme ilçesinde Yunanistan unsurlarınca denize atılan ve geri itilen 47 düzensiz göçmen kurtarıldı

Çeşme açıklarında lastik bot ve can salı içinde bir grup düzensiz göçmen olduğu bilgisi üzerine bölgeye giden sahil güvenlik botları, Türk karasularına geri itilen lastik bot ve can salındaki 42 düzensiz göçmeni kurtarıp kıyıya çıkardı. Ayrıca, Dikili ilçesi açıklarında görevli sahil güvenlik unsurları tarafından tespit edilen hareketli lastik bottaki 9 düzensiz göçmen yakalanarak işlemlerin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.

2 yıl önce

Yunanistan 25 sığınmacıyı darp ederek açık denizde ölüme terk etti

Ege'deki sığınmacıların karşılaştıkları sorunları dile getiren sivil inisiyatif grubu "Aegean Boat Report"un yaptığı yazılı açıklamada, 9 Ocak'ta 25 sığınmacıyı taşıyan bir teknenin Midilli Adası'na ulaştığı belirtildi. Açıklamada, sığınmacıların Midilli'de olduklarına dair fotoğraf, video ve sesli mesaj gönderdikleri aktarıldı. Paylaşılan görüntülerde ormanlık alanda saklanan sığınmacıların kıyafetlerinin ıslak olduğunun görüldüğü belirtilen açıklamada, sığınmacıların aynı zamanda geceyi yiyecek ve su olmadan geçirdiği kaydedildi. Açıklamada, sığınmacıların, 10 Ocak'ta Aegean Boat Report'a yeniden ulaşıp polisin kendilerini bulduğunu ve denizin ortasında bir tekneye bıraktıklarına dair bir sesli mesaj gönderdiği vurgulandı. Daha sonra Türk Sahil Güvenlik birimlerinin 25 kişilik sığınmacı grubun Seferhisar açıklarında bulunduğunu Aegean Boat Report'a ilettiği ifade edilen açıklamada, sığınmacılara ait oldukları belirtilen ses kayıtlarının detaylarına yer verildi.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Doğu Akdeniz'de söz sahibi ülke Türkiye

Beypazarı Belediyesi'nce düzenlenen '7'nci Geleneksel Kızak Şenliği'ne katılmak için Ankara'ya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD'nin, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın üzerinde çalıştığı Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nden (EastMed) desteğini çekmesiyle ilgili açıklamada bulundu. Tatar, Rumlar ve Yunanların, kendilerini tehdit olarak gördüğünü belirterek, "Kıbrıs'ın etrafındaki doğal zenginliklerin paylaşımında bizi ve Türkiye Cumhuriyeti'ni işin dışına itmek için kendilerine göre bir projeydi. O projenin mümkün olmadığı ortaya çıktı dolayısıyla bizim bildiğimiz bir şeydi. Amerika ve diğer ülkeler de bu konuda kanaat oluşturmuşlar" diye konuştu. 'BU HESAP DOĞRU VE ADİL DEĞİL' Kıbrıs ve çevresindeki barışın devamı için mutlaka eşitlik temelli bir anlaşma olması gerektiğini vurgulayan Tatar, "Eşitlik temelli bir anlaşmaya da KKTC'nin dahil olması lazım. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da her vesilede vurguladığı gibi Kıbrıs'taki hidrokarbon zenginliklerinin paylaşımında mutlaka geniş bir toplantının olması lazım. Bu toplantıya hem Türkiye Cumhuriyeti müdahil olacak hem Kıbrıslı Türkler müdahil olacak ve eşitlik temelinde nasıl bir anlaşma olabileceğinin değerlendirilmesi yapılacak. Maalesef Rumlar, Yunanlar ve bazı Avrupa ülkeleri Kıbrıs'ta Türkler yokmuş gibi hesaplar yaparak, bizi işin dışına itmek suretiyle kendilerine çekmeye çalışıyorlar fakat bu hesap tutmuyor. Bu hesap doğru ve adil değildir. Herkes de bunu görüyor. Biz bu mücadelede Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmenin mutluluğu içerisindeyiz. Türkiye her fırsatta, 'Doğu Akdeniz'de ne hakkımızı ne de KKTC'nin hakkını yedirmeyiz' diyor. Bu da bize güç vermektedir çünkü ileride bu zenginliklerin paylaşımında Kıbrıs Türklerinin de hakkı ve payı vardır" dedi. 'TÜRKİYE'NİN MÜDAHİL OLMADIĞI DENKLEMDE BARIŞIN SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL' KKTC'nin geçmişten gelen ve uluslararası hukuktan doğan haklarının korunması için bu mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti tarafından sahiplenilmesinin kendilerine güç verdiğini dile getiren Tatar, "Biz halkımıza diyoruz ki 'Kıbrıs'ta 2 eşit halk vardır, 2 ayrı devlet vardır. Onların ne kadar egemenliği olursa bizim de o kadar egemenliğimiz var'. Kıbrıs'a baktığımızda Rodos'tan, Girit'ten sonra Kıbrıs'ın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bir kez daha Kıbrıs'ın ne kadar değerli ve statüsünün fevkalade stratejik, fevkalade jeopolitik olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Kıbrıs çok önemlidir, çok değerlidir. Coğrafya bakımından, tarih bakımından, ticaret yollarının kesiştiği bir nokta olarak da önemlidir. Türkiye'nin sadece 40 mil uzaklığındadır. Türkiye İskenderun Körfezi'nden Ege adalarına kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle Akdeniz'de en fazla söz sahibi olması gereken, bugün 85 milyon, yarın 100 milyonluk büyük bir ülkedir. Doğu Akdeniz'de en güçlü ve en büyük potansiyel olarak gelecekte söz sahibi olacak ülke Türkiye'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin müdahil olmadığı herhangi bir denklemde barışın sürmesi mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti her zaman orada olacak. O zaman adil bir çözüm şekli ortaya çıkabilir. Maalesef şu an bu duruma yakın değiliz. Karşı taraf bizi hep dışlamaya çalışıyor" diye konuştu. 'SİLAHLANMALAR BEYHUDE' Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sınır hattına asker ve silah konuşlandırmasıyla ilgili de "Rum kesimi sürekli sınırlara asker ve silah konuşlandırıyor. 1974 Barış Harekatı'yla Kıbrıs'ta Türk halkının hakkı kazanılarak iki devlet oluşturulmuştur. O zamandan beri güney tarafında epey silahlanma olduğunu biliyoruz. Ancak 40 mil uzaklıkta 85 milyonluk bir Türk milleti vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü bütün dünya biliyor dolayısıyla biz Türkiye'ye bakıyoruz. Hiçbir zaman meydanı boş bırakmayız. Kimse çatışma istemez; ama güney tarafının da dikkat etmesi lazım. Bu silahlanma kime yöneliktir? Bunun hesabını kitabını bir kez daha gözden geçirmeliler çünkü karşılarında büyük bir millet var. Daha fazla konuşmaya bile gerek yok, silahlanmalar beyhudedir" dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, Yunanistan'ın 3 göçmeni denize attığını duyurdu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Barbarlık, canilik... Çeşme Karaada açıklarında Yunan Sahil Güvenliği, 3 göçmeni denize attı, 2'si kurtarıldı, 1 göçmen hayatını kaybetti. Özgürlük ve insan hakları havarisi Avrupa Birliği uyusun. Cani Frontex de hesap vermeli." ifadelerini kullandı. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1488242519922126854?s=21 Bakan Soylu, kurtarılan bir göçmenle yapılan görüşmenin görüntülerini de paylaştı. Kurtarılan göçmen, Yunanistan polisinin cep telefonlarını ve paralarını aldığını, bir yakınının yüzme bilmediğini söylemesine rağmen Yunan Sahil Güvenlik görevlilerinin bunu dikkate almadığını ve kendilerini denize attığını anlattı. Yakınının boğulduğunu bildiren göçmen, yanında bulunan diğer kişiyle yüzerek adaya ulaştığını ve Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin kendilerini kurtardığını ifade etti. "Düzensiz göçmenler ada üzerinde kurtarıldı" Sahil Güvenlik Komutanlığı açıklamasında da bugün saat 11.20'de Karaada'da düzensiz göçmen olduğunun belirlendiği, bölgeye Sahil Güvenlik botunun sevk edildiği ve düzensiz göçmenlerin ada üzerinde kurtarıldığı aktarıldı. Bir düzensiz göçmenin kayıp olduğunun öğrenilmesi üzerine bölgeye 2 Sahil Güvenlik botu daha gönderildiği ayrıca bir dalış timi, bir Sahil Güvenlik uçağı ve jandarmaya ait bir insansız hava aracının sevk edildiği ifade edilen açıklamada, arama kurtarma faaliyetlerine başlandığı bildirildi. Açıklamada, şu bilgilere yer verildi: "Düzensiz göçmenlerle yapılan ayrıntılı mülakatta, 31 Ocak'ta Yunanistan unsurları tarafından gece saatlerinde 3 kişi olarak doğrudan denize atıldıkları, 2 düzensiz göçmenin yüzerek kendi imkanları ile karaya çıktığı, bir düzensiz göçmenin ise kayıp olduğu beyan edilmiştir. Kayıp olduğu değerlendirilen bir düzensiz göçmenin bulunması maksadıyla bölgede başlatılan arama-kurtarma faaliyetlerine devam edilmektedir. Olayla ilgili Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli tahkikat başlatılmıştır."

2 yıl önce

Ege Denizi'nde göçmen kaçakçılarına İHA'lı operasyon

İzmir İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü, Foça ilçesindeki bir koydan çok sayıda düzensiz göçmenin İtalya'ya kaçırılacağı bilgisi üzerine harekete geçti. Foça açıklarında göçmenlerin bulunduğu tekne insansız hava aracıyla tespit edildi ve takibe alındı. Daha sonra teknenin bulunduğu yere Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı ekipler sevk edildi. Teknedeki aramada, 197 düzensiz göçmen ile göçmenleri İtalya'ya götürmeyi planlayan 4 organizatör yakalandı. Ekiplerce düzensiz göçmenlerin kaçırılmasını planlayan ve teknenin hareketini karadan takip eden 6 organizatörün daha bulunduğu belirlendi. Bu kişilerin bulunduğu bölge de jandarmaya ait insansız hava aracıyla tespit edildi. Kaçmaya çalışan 6 şüpheli, İHA'nın sağladığı görüntü ve koordinatlarla Foça İlçe Jandarma Komutanlığı Asayiş Timleri ile Sahil Güvenlik Özel Harekat (SÖH) ekiplerince gözaltına alındı. 10 şüphelinin jandarmadaki işlmleri devam ediyor.

2 yıl önce

Ege Denizi’nde can pazarı! Yunanistan’ın ölüme ittiği 588 düzensiz göçmeni Türk Sahil Güvenliği kurtardı

Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Seferihisar ilçesi açıklarında balıkçı teknesinde düzensiz göçmenlerin olduğu bilgisi üzerine bölgeye ekipler yönlendirildi. Sahil Güvenlik botları tarafından tespit edilen hareketli balıkçı teknesi durduruldu. Teknedeki 240 düzensiz göçmen ile organizatör oldukları değerlendirilen 5 kişi yakalandı.   Aynı bölgede yolcu motoru içerisinde düzensiz göçmen olduğu bilgisi üzerine Yunanistan unsurlarınca uluslararası sularda bozuk şekilde bırakılmış yolcu motorundaki 252 düzensiz göçmen kurtarıldı.   GÖÇMENLER SAHİL GÜVENLİKTEN YARDIM İSTEDİ Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına geri itilen bir yelkenli teknedeki 39 göçmeni de karaya çıkaran ekipler, Dikili ilçesi açıklarında ise lastik bottaki 29 düzensiz göçmen ile motor arızası nedeniyle sürüklenen ve yardım talebinde bulunan başka bir lastik bottaki 28 düzensiz göçmene yardım eli uzattı. Kurtarılan ve yakalanan 588 düzensiz göçmen, işlemlerin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne teslim edildi. Gözaltına alınan 5 şüpheli hakkındaki yasal işlemlerin sürdüğü öğrenildi.

2 yıl önce

İmamoğlu destekçisi gazeteci Deniz Zeyrek’e Kemal Kılıçdaroğlu’nun korumalarından saldırı

Millet İttifakı’nın güçlendirilmiş parlamenter sistemi açıkladığı toplantıyı takip eden Sözcü Gazetesi Yazarı Deniz Zeyrek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ağır eleştirilerde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun danışmanının üzerine yürüdüğünü anlatan Zeyrek, “Sayın Kılıçdaroğlu hep ‘liyakat’ diyor ya. Bu konuda önce çuvaldızı kendine batırmalı” dedi. Zeyrek, geçtiğimiz günkü toplantının yaklaşık beş yıldır davet edildiği ilk etkinlik olduğunu söyledi. “Aynı dönemde, CHP’ye küfreden birçok gazetecinin davet edildiği, benim çağrılmadığım onlarca CHP toplantısı olmuştu” diyen Zeyrek, “Bu yasakların mimarı olan CHP’li danışmanlara hak ettikleri mesafeyi koymuş, kendileriyle muhatap dahi olmamıştım” ifadelerini kullandı. KILIÇDAROĞLU’NUN KORUMASI ÜZERİNE YÜRÜMÜŞ! “Altılı zirvede, istemeden bir CHP’li danışmanla muhatap olmak zorunda kaldığını” kaydeden Zeyrek, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bu durumdan duyduğum rahatsızlığı kendisine yansıttım. Aman Allah’ım, beyefendi tam bir kabadayı çıktı. ‘Sen kimsin’ diye bağırmalar, yanında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir koruması olduğu halde arkamdan gelip, üstüme yürümeler… Sanırsınız korumayla bir olup beni oracıkta dövecekler. Cürete bak!”   KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ: BU MU LİYAKAT? CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Zeyrek, şu ifadeleri kullandı: “Sayın Kılıçdaroğlu hep ‘liyakat’ diyor ya… Bu konuda önce çuvaldızı kendisine batırmalı. AK Parti’nin sistemin dışına ittiği, işsiz bıraktığı, ağır bedeller ödemiş o kadar nitelikli, deneyimli duayen gazeteci dururken, kendisinin bu tercihi insana ‘bu mu liyakat’ dedirtiyor.  Muhalefetteyken bunu yapanlar, bir Cumhurbaşkanı’nı arkalarına alırsa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u bize mumla aratırlar. Benden söylemesi!”

2 yıl önce

CHP Kadın Kolları eski Genel Başkanı Deniz Pınar Atılgan: "Kılıçdaroğlu ülkesini değil kendi bekasını düşünür!"

CHP Kadın Kolları eski Genel Başkanı Deniz Pınar Atılgan, Tuba Kalçık'a verdiği röportajda partisini topa tuttu. Hem CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, hem İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu eleştiren Atılgan, "Kılıçdaroğlu CHP gibi bir partiye büyük zarar verdi. Baykal döneminde kapının önünden geçemeyecek insanları partiye soktu. HDP gibi bir parti ile iş birliği yapıyor, korkudan hâlâ açık açık söylemese de yaptığını herkes biliyor." dedi. Atılgan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyaseti bilmediğini, Deniz Baykal'ın güçlü liderliğinden korktuğu için de ona yakın herkesi ihraç ettiğini söyledi.  şte çok konuşulacak o röportaj: -CHP'den ihraç edildiniz mi?
 İhraç edildiğime dair bana bilgi gelmedi, hiç de sormuyorum. Savunmamı isterlerse de yapmam. Ben suçlu değilim ki, beni affetsinler diye kendimi anlatayım. CHP'ye bu fırsatı da vermem. Benim partim için yaptığım emekler ortada. Ayak oyunlarıyla beni uzaklaştırdılar. Bana yapılanları da asla affetmiyorum. Kılıçdaroğlu helalleşelim diye açıklamalar yapıyor ama ben ona hakkımı helal etmiyorum. CHP'de Kadın Kolları Genel Başkanlığı yapmış biri olarak şunu çok açık şekilde söyleyebilirim ki, Kılıçdaroğlu yönetimi partide kadınların önünü açmıyor. Ancak söylemde 'siyasette eşit temsil' deniliyor. -Bunu biraz açar mısınız? CHP'de yüzde 33'lük kadın kotasını büyük mücadele sonucu çıkardık. Kota uygulamasında isteğimiz kadınların 'seçilebilecek' yerlerden yüzde 33'lük kota olmasıydı. Ancak Kılıçdaroğlu bunu yapmadı. Hatta Parti Meclis Toplantısı'nda itiraz ettim bu duruma. Ancak işe yaramadı. Yüzde 33'lük kadın kotası uyguluyoruz diyorlar ama partideki kadınlarımızı seçilemeyecek yerden aday gösteriyorlar. Ne işe yarıyor o zaman bu kota? Tamamen göz boyama. Böyle adaletsiz bir durum olabilir mi? Kılıçdaroğlu her ağzını açtığında siyasette kadınlarımızla yürüyeceğim diyor ama sadece lafta. Söylediğiyle yaptığı çok farklı. İktidarı eleştiriyor ama AK Parti'de de, MHP'de de kadın kolları başkanları milletvekili oluyor. CHP'de Kılıçdaroğlu döneminde hiçbir kadın kolları başkanı vekil yapılmadı. Bunu nasıl açıklayacak? Sabah akşam eleştirdiği Cumhur İttifakı emek veren kadınlara sahip çıkıyor. YÜZLERCE KADIN HAKSIZLIĞA UĞRADI
 -Kılıçdaroğlu neden böyle yapıyor sizce? 
 CHP'de emek verenler değil, tepeden inmeler yönetimde yer alıyor. Emeği bilmeyen insanlar yönetiyor partiyi. O yüzden fedakarca çalışanlar partide hak ettikleri yerde değiller. Peki partiye yıllarca emek veren kadınlarımıza neden fırsat verilmedi? İşte ben buna isyan ediyorum. Benim gibi yüzlerce kadına haksızlık edildi. Kılıçdaroğlu döneminde kadın kolları genel başkanlığı yaptığım için yakından biliyorum. Parti kendi içindeki emekçi kadınlara sahip çıkmıyor. Bana yapılan haksızlıkları da bir kenara bırakıp söylüyorum bunu. Ama bu böyle gitmez, gitmeyecek de. Çok eleştirdikleri Baykal döneminde emekçi kadınlarımıza çok daha fazla kıymet veriliyordu.
 RÖPORTAJ VERDİM DİYE BENİ DE İHRAÇ ETSİNLER
 -Mehmet Sevigen SABAH gazetesine yaptığı açıklamalardan dolayı CHP'den ihraç edildi... 
 Çok yanlış yaptı CHP. Sevigen'i de, Yılmaz Ateş'i de, İnce'yi de uzaklaştırdılar partiden. Kılıçdaroğlu'nun Baykal'dan intikam almak adına böyle yaptığını düşünüyorum. Gazetenize ben de röportaj veriyorum. İstiyorlarsa beni de ihraç etsinler, hiç korkum yok. Kılıçdaroğlu'nu eleştiriyorum ya da size konuşuyorum diye partiden atacaklarsa, o onların ayıbı olur. Referandum döneminde partiden farklı açıklamalarda bulunduğum zaman da beni hedefe koymuşlardı. Siyaseten yolunun açık olduğunu düşündüğüm Muharrem İnce de bir süre sonra bana benzer açıklamalar yaptı. Ben doğru bildiğimi söylerim. Ne vatan hainiyim ne de bir yere yanaşmaya çalışıyorum. Kılıçdaroğlu beni bir kere bile arayıp 'Neden böyle açıklamalar yaptın?' diye bile soramadı. Soramaz çünkü haksız olduğunu biliyor. Kılıçdaroğlu nasıl işine geliyorsa öyle davranıyor. Hem basın özgürlüğü diye her konuşmasında söylüyor hem de eleştiri kabul etmiyor. Parti içinde de herkese sözler veriyor, mavi boncuk dağıtıyor, sonra da verdiği sözleri tutmuyor. KILIÇDAROĞLU'NUN ERDOĞAN KARŞISINDA ŞANSI YOK -Kılıçdaroğlu, neden Baykal'dan intikam almak istiyor sizce? 
 Kılıçdaroğlu, Baykal döneminde kim varsa partiden ihraç etmek için elinden geleni yapıyor. Halbuki Baykal onu vekil yaptı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yaptı, yolunu açtı. Genel başkanlık koltuğuna da hiç emek vermeden oturmuş biri Kılıçdaroğlu. Ben ilk dönem ona destek vermiştim. Ama büyük yanlışlar yaptı, gerçek CHP'lileri uzaklaştırdı. Kılıçdaroğlu siyaseti bilmeyen biri, bundan dolayı da Baykal'ın güçlü liderliğinden korktuğu için ona yakın herkesi ihraç etti. Eline kim belge verirse araştırmadan insanları hedefe koyuyor. Çocuksu kahramanlıkla bir yere varacağını düşünüyor ama partinin güvenilirliği zedeleniyor onun yüzünden. Cumhurbaşkanı'nı eleştiriyor gece gündüz ama Erdoğan'ın liderliği onda yok. Erdoğan'ın karşısında şansı da yok. CHP'liler güçlü lider istiyor partiye. Kılıçdaroğlu gibi bir lideri hak etmiyoruz. Beş benzemez parti ile ittifak yapıyor ama Kılıçdaroğlu bence aday olmayacak. Keşke olsa. Yine partinin dışından bir ismi aday gösterecek bence. Bakın Ankara'yı kazandık diye konuşuyor, Mansur Yavaş CHP'li bir aday değildi ki. Koskoca CHP'den Ankara için aday bile yok muydu? Partiden kimseye güvenemediği için dışarıdan aday göstererek aldı Ankara'ya. 
 PARTİYE BÜYÜK ZARAR VERDİ
 Kılıçdaroğlu CHP gibi bir partiye büyük zarar verdi. Baykal döneminde kapının önünden geçemeyecek insanları partiye soktu. HDP gibi bir parti ile iş birliği yapıyor, korkudan hâlâ açık açık söylemese de yaptığını herkes biliyor. Erdal İnönü, Leyla Zana'larla iş birliği yaptığı için Baykal SHP'deki genel sekreterlik görevinden istifa etmişti. Şimdi partinin başında olsaydı HDP'lilerle ittifak yapmazdı. Milli konularda da hep devletin yanında yer alırdı. Kılıçdaroğlu bu konuda da çok eksik. MÜZAKERE İÇİN ERDOĞAN'IN ÖNERİLMESİ GURUR VERİCİ
 -Kılıçdaroğlu hangi konuda eksik? 
 Kılıçdaroğlu milli konularda bile önüne arkasına bakmadan iktidarı eleştiriyor. Hiç iyi bir şey yapmıyor mu Cumhur İttifakı? Bakın bugün Rusya bile Ukrayna ile müzakere için Erdoğan liderliğindeki Türkiye'yi öneriyor. Bence gurur verici bir durum bu. Ülkemizin uluslararası alanda güçlenmesi beni mutlu eder. Kılıçdaroğlu, sadece kendi bekasını düşünüyor, ülkenin bekasını değil. Şimdi bana iktidara yanaşmak için böyle açıklama yapıyor diyecek bir kesim olacak biliyorum. O yüzden şunu baştan söyleyeyim, ben yaparsam siyaseti yine CHP'de yaparım. Benim başka partilere gitme gibi bir niyetim yok, hiç de olmadı. Ama Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'de siyaset yapmam, görev verseler de kabul etmem.
 İMAMOĞLU BELEDİYE BAŞKANI GİBİ DEĞİL PARTİ BAŞKANI CHP KADIN KOLLARI GİBİ DAVRANIYOR -Ekrem İmamoğlu'nu nasıl buluyorsunuz? 
 İmamoğlu, İstanbul'un sorunları dışında her şey ile yakından ilgileniyor. Belediye başkanı gibi değil de parti genel başkanı gibi davranıyor. Zamanında başka CHP'li belediye başkanları da aynı hatayı yapmıştı. Onların da sonu başarısızlık oldu. İmamoğlu da aynı hazin sonu yaşayacak. TACİZCİLERİ KORUYAN CHP'NİN 8 MART'TAKİ SÜSLÜ MESAJLARINA KİMSE İNANMAZ -8 Mart Kadınlar Günü'ne dair neler söylemek istersiniz? Siyasette kadınların önündeki engelleri kaldırmak için çok çalıştım, mücadele etmeye de devam edeceğim. Partimde birçok haksızlığa maruz kaldım. Bu kadar fedakarlık yaptığım partimin içinde bulunduğu durumu görünce üzülüyorum. Kaftancıoğlu gibi yöneticiler, tacizleri kapatabilmek için mağdur olan kadınları partiden atıyor. CHP bu sene de yine kadınlara yönelik süslü mesajlar yayınlayacak. Ama taciz olayları karşısında bile böyle davranılıyorsa, kusura bakmasınlar ama o mesajlara kimse inanmaz.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 23 24