19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

İngiltere Başbakanı Johnson: Ukrayna’nın işgali demokratik bir devletin yıkılmasına yol açacaktır

Ukrayna ve Rusya krizini müttefiklerle görüşmek üzere Münih Güvenlik Konferansı’na katılan İngiltere Başbakanı Boris Johnson yaptığı açıklamada, Ukrayna’ya yönelik bir saldırının hala muhtemel göründüğüne yönelik uyarıda bulunurken, “Başkan Putin’in ne yapmak istediğini tam olarak bilmiyoruz ama alametler korkunç. Ukrayna işgal edilirse, demokratik bir devletin yıkımına tanık olacağız. Ukrayna’nın muhtemel işgali tüm dünyada şok etkisiyle yankılanacaktır ve dünya için aşırı bir tehlike unsuru olacaktır. Avrupa’da olabilecek bir savaşın eşiğinde olduğumuz için tarihin çok tehlikeli bir anında duruyoruz. Bu konferanstaki herkes Ukrayna’ya destek ve dayanışma için birlik içinde durmak istiyor. Bu anın ciddiyetini hafife almamalıyız" dedi. "En ağır yaptırımları uygulayacağız" Johnson, İngiltere’nin Ukrayna’ya egemenliklerini korumaya yardımcı olacağına dair güvence vererek, Batılı müttefikleri "birlikte güçlü durmaya" çağırdı. Johnson, "Batılı bakanlar olarak Kiev’i ziyaret ettiğimizde, Ukrayna halkına ve liderlerine egemenliklerinin ve bağımsızlıklarının tamamen arkasında durduğumuz dair güvence verdik. İngiltere her zaman dünya çapında özgürlük ve demokrasi için ayağa kalkacaktır. Eylemlerimiz, sözlerimizde kararlı olduğumuzu gösteriyor" dedi. Johnson ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumu için "müttefiklerle birlikte en ağır yaptırım paketini uygulamaya hazırız" şeklinde konuştu. "Çok geç olmadan gerilim düşürülmelidir" İngiltere Başbakanı Johnson açıklamasının devamında, "Bir nesil özgürlüklerden sonra, şimdi bir nesil kan dökülmesine ve sefalete karşıyız. Şu anda felaketi önlemeli ve sağduyunun hakim olmasını sağlamalıyız. Rusya, bu felaket girişiminden kesinlikle hiçbir şey kazanamayacak ve her şeyi kaybedecektir. Bu nedenle Moskova’yı çok geç olmadan gerilimi düşürmeye çağırıyorum" dedi. "Rusya’dan sahte bahanelerin geleceğini biliyorduk" Batılı müttefiklerin Rusya tarafından hazırlanmış bir sahte işgal bahanelerine karşı hazır olduklarını söyleyen Johnson, Rusya’nın Ukrayna sınırından çekildiği iddiasına atıfta bulunarak, "Ukrayna hakkında bir dizi yalan iddialara karşı hazırdık. Bunun geleceğini biliyorduk, daha önce de gördük ve bu oyunlara kimsenin aldanmaması gerekir" dedi. Johnson ayrıca, diplomasinin başarılı olmasını umduğunu söyleyerek dünyanın Rus tehdidine karşı dürüst olması gerektiğini belirtti. Johnson, yaptırımların Rus saldırganlığını caydırmak için yeterli olmayabileceğini de ifade etti.

2 yıl önce

Rusya Devlet Başkanı Putin: Somut bir tehditle karşı karşıyayız. Rusya sorunları barışçıl yöntemlerle çözmeye çalışıyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin 'Güvenlik Konseyi' toplantısında konuştu. Vladimir Putin, "Rusya her türlü çabayı gösteriyor" derken, "Rusya sorunları barışçıl yolla çözmeye çalışıyor" ifadelerini kullandı. "Güvenliğimiz için gereken koşulların sağlanmasını istiyoruz" diyen Rusya Devlet Başkanı, "Somut bir tehditle karşı karşıyayız" diye konuştu. PUTİN-MACRON GÖRÜŞMESİ SABAHA KADAR SÜRDÜ Müzakereler sürecinde Macron ile ayrıntılı görüştüğünü kaydeden Putin, "Dün gece sabah 02.00'ye kadar Fransa Cumhurbaşkanı ile konuştum. Bana ABD'nin pozisyonu değişti dedi. Ama ne değişti dediğimde cevap veremedi." dedi. Putin, Ukrayna'nın NATO'ya katılması tartışmalarına yönelik ise "Bana Ukrayna'nın yarın NATO'ya kabul edilmeyeceği söylendi. Ukrayna'nın hazır olmadığını söylüyorlar. Benim de cevabım şu oldu: 'Taviz söz konusu değil. Bekleyip Ukrayna'yı hazırlamak istiyorsunuz. Ortada buluşmak zorundayız' dedim. Fransa cumhurbaşkanı ile sabah 2'ye kadar konuştuk. Amerikalıların pozisyonunun değiştiğini söyledi ama nasıl değiştiğini sorduğumda cevap veremedi," dedi.

2 yıl önce

Emniyet bünyesinde "Dolandırıcılık Şube Müdürlüğü" kuruldu: Devlet kesinlikle para istemez

Hırsızlık suçunun azalmasında önemli rol oynayan Asayiş Daire Başkanlığında, Kovid-19 salgınıyla, teknoloji kullanılarak yapılan dolandırıcılık yöntemlerine karşı vatandaşların bilinçlendirilmesi ve bu yöntemle dolandırıcılık yapanların özel yöntemler kullanılarak belirlenmesi amacıyla yapısal değişikliğe gidildi. Bu kapsamda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun talimatıyla Dolandırıcılık Şube Müdürlüğü kuruldu. Daha önce Asayiş Şube Müdürlüğü çatısı altında, özellikle dolandırıcılık suçlarıyla mücadelede başarılı çalışmalara imza atan Murat Sarıyıldız Dolandırıcılık Şube Müdürü olarak görevlendirildi. Müdürlükte görev alacak diğer personel de titizlikle seçildi. DEĞİŞİKLİK İL EMNİYET MÜDÜRLÜKLERİNE DE YANSIYACAK Murat Sarıyıldız, yeni kurulan Şube Müdürlüğünün kuruluş amacı hakkında açıklamalarda bulundu. "Son zamanlarda dolandırıcılık konusunda teknolojik gelişmelerle birlikte yapısal bir değişiklik oldu. Bu yapısal değişiklikle, dolandırıcılıkla daha etkin mücadele amacıyla Asayiş Daire Başkanlığı bünyesinde Dolandırıcılık Şube Müdürlüğü kuruldu. Faaliyetlerimize bundan sonra böyle devam edeceğiz" ifadelerini kullanan Sarıyıldız, değişikliğin il emniyet müdürlüklerine de yansıyacağını belirtti. Sarıyıldız, Asayiş Şube müdürlükleri bünyesinde yankesicilik ve dolandırıcılık büro amirlikleri bulunduğunu, yankesicilik kısmının hırsızlık büro amirliklerine devredileceğini ve yeni kurulacak Dolandırıcılık Büro amirliklerinin sadece dolandırıcılık suçlarını aydınlatacağını söyledi. Sarıyıldız, il emniyet müdürlüklerinin operasyonlarına desteğin yanı sıra merkezde yapacakları analizlerle kapsamlı operasyonlara katkı sağlamayı hedeflediklerini belirtti. Asayiş Daire Başkanlığı'nın geçmişte de vatandaşın dolandırıcılık suçlarına karşı bilgilendirilmesi için bir dizi çalışma yaptığını anlatan Sarıyıldız, bu amaçla vatandaşlara SMS'ler gönderildiğini, vatandaşlarla toplantıların yapıldığını, afişler ile emniyetin sosyal medya hesapları üzerinden ve cami hutbelerinden konuya ilişkin bilgilendirme faaliyetlerinin yürütüldüğünü kaydetti. DOLANDIRICILIK YÖNTEMLERİNE KARŞI UZMANINDAN ALTIN ÖĞÜTLER Bilgilendirme çalışmalarının aralıksız süreceğini belirten Sarıyıldız, vatandaşları dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyararak şunları kaydetti: "Vatandaşlarımız özellikle kendisini polis, asker ve savcı olarak tanıtıp 'adınız terör örgütüne karıştı, altınınızı, paranızı bize verin, inceleyeceğiz' şeklindeki telefon aramalarına kesinlikle itibar etmesin. Parasını, ziynet eşyasını kesinlikle vermesin. Cep telefonlarına gelen 'Hediye kazandınız' veya bir hukuk bürosundan 'Adınıza icra takibi başlatıldı para gönderin' şeklindeki mesajlara itibar etmesinler. Bu tür mesajlara vatandaşlarımız, hakkında bir icra takibi olmasa bile korkusundan inanıyor. Bu yönde bizim bilgilendirme çalışmalarımız devam ediyor. Güvenli internet sitelerinden alışveriş yapsınlar, kapora adı altında bir para gönderimi yapmasınlar." "DEVLET KESİNLİKLE PARA İSTEMEZ" "Devlet kesinlikle para istemez" diyen Sarıyıldız, soruşturmayı yürüten polisin, vatandaşı en yakın karakola davet ederek ifadesini aldığını söyledi. Sarıyıldız, vatandaşlardan bu tarz durumlarla karşılaşmaları halinde en kısa sürede 112'yi arayarak bilgi vermelerini istedi.

2 yıl önce

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy: Kendimizi savunacağız saldırmayacağız

Rusya'nın Ukrayna'ya operasyon başlatmasının ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'den ilk açıklama geldi. Zelenskiy, 'Eğer canımıza, özgürlüğümüze, çocuklarımıza saldırılırsa, kendimizi savunacağız, saldırmayacağız, kendimizi savunacağız.' dedi. Zelenskiy, ülke çapında sıkıyönetim ilan etti.

2 yıl önce

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'e mektup gönderen 15 Latin Amerika ülkesi: Ukrayna ile dayanışma içindeyiz

Video konferans sistemiyle bir araya gelen Amerikan Devletleri Örgütüne (OAS) üye devletler, Ukrayna'daki gelişmeleri ele aldı. Zelenskiy hükümetine hitaben ortak bir mektup yazan bölgenin dışişleri bakanları, vatandaşlarının tahliyesi için izin verilmesini talep etti. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarını reddeden bildiriye imzan atan üyelerin çoğu, Ukrayna halkının içinden geçtiği zor koşullara işaret ederek Ukrayna halkı ve hükümeti ile dayanışmalarını ifade etti. "Kalıcı bir çözüme ulaşılacağına inanıyoruz" Mektupta, son gelişmelerin endişeyle takip edildiği belirtilerek "Diyalog ve diplomatik müzakerelerin çok yakında, ulusunuzda normalliğin yeniden tesis edilmesinin yanı sıra bölgenin ve dünyanın istikrarı için kalıcı bir çözüme ulaşılacağına inanıyoruz." denildi. Ukrayna'da bulunan Latin Amerika ve Karayip vatandaşlarının güvenliği hususunda endişenin de paylaşıldığı mektupta, "Hükümetinizin anlayışı ve değerli iş birliği sayesinde Ukrayna'da gayet hoş karşılanan çok sayıda Latin Amerikalı ve Karayipli için düzenli ve güvenli bir tahliyenin koordine etmemiz için izninizi talep ediyoruz." ifadeleri kullanıldı. Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı saldıryı reddeden bildiriye imzan atan ülkeler ABD, Kanada, Şili, Kosta Rika, Ekvador, Guatemala, Jamaika, Meksika, Panama, Paraguay, Peru, Dominik Cumhuriyeti, Surinam, Trinidad ve Tobago, Uruguay ve Kolombiya oldu. Çekimser kalan ülkelerin ise Arjantin, Brezilya, Bolivya ve Nikaragua olduğu bildirildi.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülke Türkiye'dir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Çatışma dinamiklerinin yaygınlık kazanması, hakimiyet mücadelelerini yaygınlaşarak ileri bir aşamaya sıçrama emaresi taşıması düşüncemin temelini oluşturmaktadır. Barış ve istikrara duyulan haklı talepler her seferinde kesintiye uğramıştır. Medeniyet ve milletler arasındaki fay hattı, bazen sudan sebeplerle bazen de daha fazlasını elde etme hırsıyla çatlamıştır. Zincirleme felaketleri beraberinde getirmiş, insanlığın umudunu birer birer devirmiştir. Rusya'nın askeri operasyonu uluslararası hukuka, Minsk sürecine bütünüyle terstir. Ukrayna'nın işgali de Soğuk Savaş sonrasının en ciddi krizlerinden birisi olarak sivrilmiştir. Rusya sözünde durmamış, 2014'ten itibaren işgal planlarını aşama aşama takbik etmiştir. Bir devletin toprakları çok tehlikeli bir şekilde saldırıya uğramıştır, bu saldırı bütün vehametiyle sürmektedir. BM, cılız ve zayıf kınama mesajlarından başka hiçbir şey yapamamış, hiçbir irade gösterememiştir. "DONBASS'I UKRAYNA'DAN KOPARMA HAMLESİ BÖLÜCÜLÜKTÜR" Dünya ekonomik yaptırım kararlarıyla oyalanmıştır. Putin'in tarihe yalancı şahitlik yaptırarak işgali haklı çıkarmaya çalışması çelişki içinde bocaladığının göstergesidir. Ayrılıkçı Donbass'ın Rusya'nın parçasının olduğunu söylemesi yanlıştır. Tarihin şahitliğine müracaat edersek Türk milletinin konuşmaya, tarih hatırlatmasının hiçbir devletin ne yüzü ne de cüreti yetecektir. Tarihi gerçekler konuşmaya bir kez başlarsa Türk milletinin okunan fermanını duymayan, dize gelmeyen kalmayacaktır. Değerli arkadaşlarım Donbass'ı Ukrayna'dan koparma hamlesi bölücülüktür. Putin'in Donestk ve Luhansk'ı tanıma kararının ardından ayrılıkçı bölgeye asker sevk ettiği malumunuzdur. Rusya, Ukrayna'nın NATO'ya alınmaması konusunda yazılı güvence talep etmiş fakat alamamıştır. Esasen Ukrayna arada kalmış, güç blokları çemberinde sıkışmış, deyim yerinde filler tepinirken çimenler ezilmiştir. Dün kanlı gündemin üst sıralarında Bosna, Bağdat, Kabil, Şam vardı, bugün Kiev girmiştir. Putin'in muhataplarıyla ters düşmesinden dolayı Ukrayna işgaline mecbur kaldıklarını söylemesi çok yenidir. Ukrayna madem NATO üyesi yapılmayacaktı bunda yıldır ABD tarafından boş vaatlerle avutulmuştur. Bu kapsamda Ukrayna'yı ateş çukuruna çeken bir yanda Rusya iken diğer yanda Batılı ülkeler değil midir? ABD ile AB ülkeleri küresel sahnenin ön tarafında yaptırım kararları açıklarken arka planda müzakere zemini aradıklarını kimse inkar edemeyecek, bize de yutturamayacaktır. Ekonomik, finansal ve siyasi yaptırımların artırılması, Rusya'nın saldırganlığına engel olamamıştır. Batı sürekli top çevirmiş, otomatik pilota bağlanmış kınama mesajlarıyla durumu kurtarmayı zannetmiştir. Bize göre Ukrayna'nın bugüne kadarki talihsizliği bağımsız kararlar alamamış olmasıdır. 2014 yılından itibaren sistematik bir kuşatma, ele geçirme süreci bu ülkeyi rehin almış, felç etmiştir. Donbass bölgesi 8 yıldır kaynayan kazan, patlamaya hazır bombadır. Rusya, Ukrayna üzerinden eski hakimiyet havzalarına tutunmayı hedeflerken ABD de Rus tehlikesine dayanarak ortak tehdit mimarisi etrafında toplamaktadır. Ukrayna kesintisiz devam eden nüfuz ve güç mücadelelerine bahane olan ülkelerden sadece 1 tanesidir. Sürekli savaşlar dönemi kapısı maalesef açılmaktadır. "RUSYA VE UKRAYNA İLE MASAYA OTURABİLECEK TEK ÜLKE TÜRKİYE'DİR" Ukrayna'nın zalim işgali, buna karşı gösterilen etkisiz tepkiler, yeni dünya düzeni hakkında hepimize fikir vermektedir. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi, devletlerarası yeni bir yöntemi de gün ışığına taşımıştır. Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'nde kendisiyle ilgili alınan kınama kararını reddetme hakkı olması çarpıklıktır. Bu kuruluşun baştan aşağı reforma ihtiyacı olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. İnsanlığın güvenliği 5 devletin çıkarıyla bir ve aynı görülemez. Geldiğimiz aşamada MHP olarak Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmaların ivme kaybetmesi maksadıyla Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak istediğimiz görüşlerimiz şunlardır: Ukrayna'nın egemenlik haklarına mutlak surette saygı duyulmalıdır. Çok acil ateşkes rejimi tesis edilmelidir: Rusya askeri unsurlarını geri çekmelidir. Krizin çözülmesi için tek seçenek diplomasi ve diyalogtur. Rusya ve Ukrayna heyetleri arasında mutabakat arayışları önemlidir. Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülke Türkiye'dir. Dostluk ve komşuluk hukukumuz olan hiçbir ülkeyi gözden çıkarmamız mümkün değildir. Türkiye cephe ülkesi olmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Dış politika hassas bir alandır, milli beka her zaman önceliğimizdir. Putin haksızdır, fakat bu durum ilişkilerimizi zedelememelidir. Biz ondan bundan medet ummayız, savaşın karşısındayız, kalıcı ve köklü barışın yanındayız. Küreselci, eyyamcı değiliz, Türk milliyetçileriyiz. Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık olduğunu çok iyi biliriz. MUHALEFETE SERT TEPKİ Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması sonucunda Batı'nın ikiyüzlülüğü kanıtlanmıştır. AB, Ukrayna krizinde çürük eleştiriden başka hiçbir şey yapmamıştır. Dünyanın geleceği adına endişemiz daha da katlanmıştır. Türkiye, Ukrayna krizinde milli bir duruş sergilemiştir. Ne var ki zillet ittifakı bundan bile rahatsız olmuştur. Çatışmaları neredeyse hükümete fatura edecek kadar gafil hale düşmüşlerdir. Hükümete kara çalanlar İstanbul'a kar yağdığında iki mahalle arasındaki ulaşımı sağlayamadıklarını ne çabuk unutmuşlardır. Rusya'nın operasyonu esnasında CHP Genel Başkanı ile İP Genel Başkanı S-400 aleyhine açıklamalar yapmışlardır. Zillet ittifakının ana ortakları majestelerinin muhalefeti olarak sivrilmiştir. Demokrasinin güvencesi NATO değil milletin tertemiz iradesidir. "MONTRÖ SÖZLEŞMESİ HUSUSUNDA TÜRKİYE'NİN TUTUMU SAĞLAM" Tehdit nereden geliyorsa S-400'ün yönü oraya dönecektir. Tasa etme sayın Kılıçdaroğlu, üzerinde yaşadığımız topraklar dualıdır, bereketlidir. Ne aç kalırız, ne de açıkta yaşarız. Zillet ittifakı yeter ki gölge etmesin, Allah'ın izniyle karanlıkları yarar da çıkarız. Türkiye hür ve bağımsız bir ülkedir, Kılıçdaroğlu hala bu gerçeğin farkında değildir. Ön sıralarda CHP olmak üzere Montrö'yü kasıtlı olarak yanlış yorumlayanlar, Türkiye'nin elini zayıflatmak isteyen çevreler olarak dikkat çekmiştir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin 19. maddesinin 1. fıkrasında Türkiye'nin savaşsız olduğu durumlarda gemilerin Karadeniz'e çıkabilecekleri tespit edilmiştir. Montrö Sözleşmesi hususunda Türkiye'nin tutumu sağlam ve berraktır. Küresel ve bölgesel gelişmelerin kurşun gibi ağır olduğu bugünkü ortamda Zillet ittifakının çarpık eleştirileri sorumlu muhalefet anlayışıyla da çelişmektedir. ALTI PARTİNİN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM METNİNE TEPKİ Esas olan önce ülkem ve milletim diyebilmektir. 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümünde Ankara'da dizilen güdümlü 6 parti 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıklamışlardır. Metinde Türkiye, Türk milleti, inanç, irade yoktur. Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi güçsüzleştiren Türkiye'nin taslak metnidir. Kılıçdaroğlu'na bakarsak 6 partiye tarih bir sorumluluk yüklemiş. 48 sayfalık metnin içeriği tam takır kuru bakırdır. Bu metni tarihi yapan tek şey 28 Şubat zihniyetine uygun olarak güçlendirilmiş istikrarsızlık bildirisi olmasıdır. Yeni bir 28 Şubat bildirisi olarak tarihe geçecektir. Biz uzlaşamama metni olduğu çok açıktır. Devletin güçsüzleştirilmesi amaçlanmaktadır. 1961 anayasası döneminde olduğu gibi OHAL şartlarında devletin mücadele gücünün zayıflatılacağı görülmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ortaya konulan güçlü devlet modeli tersine çevrilerek, parlamenter sistemde gensoru yöntemiyle düşürülebilen hükümetler hedeflenmektedir.

2 yıl önce

Rusya Devlet Başkanı Putin: Ruslar ve Ukraynalılar aynı halktır

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Ulusalcılar 8 yıldır burada inşa halindeydi. 5 tankı bu mücadele esnasında ortadan kaldırdılar. 25 Şubat'ta 162. Bölük burada yer aldı. 15 tankı vardı bölüğün, 6 zırhlı tankı vardı. Düşmana kolayca karşılık verdiler herhangi bir kayıp vermeden. Ben de bir karar imzaladım. Burada bu savaş esnasında kendisi son derece özgüvenliydi. Gerçek bir kumandan olarak kendini patlattı ulusalcılarla birlikte. Neden bunu yaptı? Çünkü Nazilerle savaşıyordu." dedi. "BİZ TEK BİR HALKIZ" "Ben bu tür örnekleri gördüğüm zaman, bu tür kahramanlık örneklerini gördüğüm zaman, düşünün bu kişi Rus bile değil, tutuklu. Çeçenistan'danım, Osetya'danım diyor bu insanlar. 300'den fazla etnik grup var Rusya'da. Bu son derece büyük. Çeşitli etnik kökenden gelen insanları barındırmaktan gurur duyuyorum. Ancak biz tek bir halkız. Ruslar ve Ukraynalılar aynı halktır." ifadelerini kullanan Putin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yerleşim bölgelerinde ağır mühimmat tuttuklarını biliyoruz. Bu şekilde haydutların davranışını görüyoruz. Bu silahları yerleşim bölgelerinden, ortadan kaldırma noktasındaki taahhütlerine uymadılar. Daha fazla bomba koyuyorlar, yüzlerce insanı esir alıyorlar. Ukrayna'daki, üniversitedeki öğrenciler dahil. Harkov'da 3 binden fazla Hindistan'dan gelen öğrenci mahsur kaldı. Bu naziler Çinli öğrencilere karşı ateş açtılar. Bunlar tahliye olmak üzere harekete geçmiş öğrencilerdi. Yüzlerce kişi esir alınmış durumda. Polonya'ya gitmeleri isteniyor. Bu noktada ülkenin öteki tarafında olduğu için hayatlarını riske atacaklar. Transfer ediyorlar. Siviller ve yabancı yurttaşlar daha güvenli bölgelere gitsin istiyoruz. Ancak buradaki Naziler bunlara izin vermiyorlar." "İNSANLARI KALKAN OLARAK KULLANIYORLAR" "Buradaki yetkililer Ukrayna Dışişleri Bakanına baskı kurmalı. Neonaziler kendi halklarına bunları yapıyorlar. İnsan kalkanı olarak onları kullanıyorlar. Donesk'te, Luhansk'ta diğer şehirlerde bunları görüyoruz. Makineli tüfekleri, tankları yerleştiriyorlar. Sadece faşistler bu tür askeri taktikleri uygular. Sovyet Birlikleri de bu noktada zaten benzer davranışlarda bulunmuşlardı. Bizim görevimiz burada ölen insanların ailelerine yardımcı olmak. Rus halkının güvenliği için savaşanların ailelerine yardımcı olma görevimiz var. Özel harekatta hayatlarını kaybeden insanların aileleri 7 milyondan fazla ruble tazminat alacak. Ekstra ödeme yapmamız gerektiğini düşünüyorum hayatını kaybedenlerin ailelerine." diyen Putin, açıklamasının devamında şunları kaydetti: "Savunma Bakanlığımız 5 milyon ruble tazminat ödeyecek. Sigorta da alacaklar bu özel harekata katılanlar ve yaralananlar, zarar görenler de aynı şekilde. 2 milyon 960 bin ruble alacaklar ve eğer engelli durumuna düşerlerse aynı şekilde tazminat alacaklar. Aynı zamanda Savunma Bakanlığını da korumak üzere diğer emniyet kuvvetlerinden katılan memurlarımıza destek olacağız. "TÜM HEDEF NOKTALARA ULAŞILDI" Ukrayna'da askerlerimiz Rusya için savaşıyorlar. Ukrayna'nın silahını bırakması için bunu yapıyorlar. Bizim sınırlarımızda, komşularımızda bir tehdit olmasın Rusya'ya diye savaşıyorlar. Biz her zaman hayatını kaybeden askerlerimizi hatırlıyor olacağız. Onların ailelerini, çocuklarını, yakınlarını, sevdiklerini korumak adına elimizden geleni yapacağız. Şunu ifade etmem lazım, özel harekat devam ediyor programa göre. Bütün tespit ettiğimiz hedeflere ulaşıldı. Savunma Bakanlığımız daha haberler verecektir."

2 yıl önce

Devlet Bahçeli’den Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretine tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır ziyareti sırasında yaptığı konuşmaya tepki gösterdi. Twitter üzerinden CHP Lideri'ne sorular yönelten Bahçeli, şunları söyledi: “DEMOKRAT BİR İMAJ VERMEYE HEVESLENMİŞTİR” “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti, yaşanan ibretlik sahneleri, yapılan ilkesiz açıklamaları, yaygınlaşan itibarsız tavırları deşifre etmekle kalmamış, bölücülüğün CHP bünyesine nasıl tutunduğunu belgelemiş, resmetmiş ve teyit etmiştir. Kılıçdaroğlu, düzenlenen toplantıya katılanlara hitaben gerçekleştirdiği konuşmasının bir yerinde, 'Bana her şeyi açık açık sorabilirsiniz' diyerek sözde demokrat bir imaj vermeye, gerçeklerle bağdaşmayan her düşünceye açık bir profil çizmeye heveslenmiştir. “BÜYÜK KÜRDİSTAN’IN KURULMASINDAN YANA MISIN?” Tarihsel kökü Diyarbakır’da kurulan Akkoyunlulara dayanan bir vatan evladı olarak Kılıçdaroğlu’na benim de sorularım vardır ve cevabını almak en doğal hakkımdır. Sayın Kılıçdaroğlu, madem bu kadar geniş gönüllü ve hazır cevapsın, o zaman hodri meydan. PKK, 1978 yılında, Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Fis köyünde birinci sözde kongresinde, Marksist-Leninist çizgide büyük Kürdistan’ın kurulmasını hedef olarak belirlemişti. Sayın Kılıçdaroğlu, dört parçalı büyük Kürdistan’ın kurulmasından yana mısın, değil misin? Açıkla. “CEVABI UZUN UZUN VERMENE GEREK YOK” Terörist Demirtaş’ın annesini ziyaret etmeyi düşünüyorsan, hemen arkasından Şanlıurfa’ya geçip İmralı canisi Abdullah Öcalan’ın ailesini de ziyaret edip onlarla hasret gidermeyi planlıyor musun? Cevabı uzun uzun vermene gerek yok. Evet/hayır demeni yeterli kabul edeceğim. Sayın Kılıçdaroğlu, son sorum şudur: 28 Şubat 2022 tarihinde yuvarlak masa etrafında buluştuğun zillet ortaklarına bağımsız büyük Kürdistan’a taraftar olup olmadıklarını sorup onların gerçek niyetini, kafalarının içinde saklı duran kanaatlerini öğrenmeyi aklından geçiriyor musun? “CHP GENEL BAŞKANI İSTİKRARSIZLIĞIN VE ZALİM EMELLERİN KURYESİDİR” Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti, Türkiye’nin öncülüğünde Antalya Diplomasi Forumu’nda bir araya gelen Rusya Dışişleri Bakanı ile Ukrayna Dışişleri Bakanı’nın ateşkes ve barış arayışını kundaklama girişimidir ve dış bağlantılı siyasi bir operasyondur. Ülkemiz tarihi bir buluşmaya ev sahipliği yapıyorken Kılıçdaroğlu’nu dürte dürte harekete geçirip fitne görevine sevk edenler, hem küresel husumetin hem de bölgesel çatışmaların devamını projelendiren odaklardır. CHP Genel Başkanı istikrarsızlığın ve zalim emellerin kuryesidir. “BİR İYİ BİR DE KÖTÜ HABERİM VAR” Sayın Kılıçdaroğlu, sana bir iyi, bir de kötü haberim var: Kötüden başlayayım, hevesin kursağında kalacak. İyi habere gelince, inanıyorum ki, Rusya ile Ukrayna arasında kalıcı nitelikli çözüm ve barış iklimi eninde sonunda tezahür edecek. Taşeronluğunu yaptığın çıkarcı dostlarına söyle, Türkiye’nin önünü hiç kimse kesemeyecek."

1 2 ... 14 15 16 17 18 19 20 ... 54 55