Son Dakika:
Yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşayan Türkiye'ye birçok ülkeden arama kurtarma ekibi gelirken, Genel Yayın Yönetmenliğini terör örgütü PKK'nın yayın organı Özgür Gündem'in yazı işleri müdürlüğünü yapan Merdan Yanardağ'ın yaptığı CHP fonlu muhalif yayın organı TELE 1 ise toplumun ve kurtarma ekiplerinin moralini bozmak için sürekli provokatif yayınlar yapıyor.
Türkiye’yi sarsan tarihin en büyük depremlerinde yardım ekipleri depremle mücadele ederken Hatay bölgesinde kümelenen fenomen adı altındaki soytarıların etkileşim almak için uydurdukları yalanlar da dehşete düşürüyor. https://twitter.com/bugunguncel/status/1623403359699861504?s=46&t=SB2wzAIhjEJX3Cyrk6r4Zg HATAY’DA KİRLİ PROPAGANDA 10 ili etkileyen ve 4’üncü gününe girilen deprem sonrası arama kurtarma çalışmaları bir umut devam ederken, yüzyılın felaketinde büyük yıkımlardan biri de Hatay’da oldu. Türkiye’nin her şehrinden yardımların gittiği Hatay ile ilgili sosyal medyada kirli propagandalar da kol geziyor. JAMMERLAR GEZİYOR İDDİASI Dün akşam saatlerinde bir canlı yayına bağlanan kişi, “Şehirde plakasız araçlarla jammerlar geziyor” dedi. İddialar yayılınca, sosyal medya adeta ayaklandı. GERÇEK ORTAYA ÇIKTI Gerçek, çok geçmeden ortaya çıktı. İddianın sahibi “Delimine” lakaplı kişi, Instagram hesabından bir bilgilendirme mesajı yayınladı. ‘YANLIŞ ANLAŞILDIM’ Sözlerinin yanlış anlaşıldığını savunan fenomen, şu ifadeleri kullandı: Arkadaşlar bahsettiğim bu araçlar, özel askeri ekip radyo frekans cihazlarıymış. Her yere radyo frekansı yollayıp, depremde nereler yıkılmış harita çıkarıyorlarmış. Sözlerim yanlış anlaşılmış olabilir. Durum çok hassas olduğu için hemen toparlayayım dedim.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Serim, 'Terör örgütleri yurtdışında bağış adı altında kirli emelleri için para topluyor.' açıklamasında bulundu.
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, İskenderun'da muhalif kesimlerce engellenen kentsel dönüşüm üzerinden kara propaganda başlattı. CHP'li Antmen'in başlattığı algı operasyonunun ardından AK Parti'nin mücadelesi ve İskenderun'daki kentsel dönüşüm gerçeği ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, HDP'nin silahlı kolu bölücü terör örgütü PKK/KCK'nın sözde basın komitesi mensubu olduğu ileri sürülen 11 şüpheli hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Sabah yazarı Mahmut Övür’ün “Yavaş neden konuştu?” başlıklı yazısı şöyle: Hayal kırıklığı yüzündeki çöküntüden belliydi. Ancak hayal kırıklığı yaşayan sadece o değildi. Önceki gün Habertürk TV'ye çıkan ABB Başkanı Mansur Yavaş herkesi şoke eden bir çıkış yaptı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı veya yardımcılığı konusunda çok da hevesli görünmeyen Yavaş, meğer yardımcılığı bile kimselerle paylaşmak istemiyormuş: "Birkaç gün vaktimiz olsaydı şunu önerecektik; cumhurbaşkanı yardımcısı olarak beni ve Ekrem Başkan'ı ilan edin, sayın genel başkanlarımız milletvekili olsun ve partilerin başında olsunlar diyecektik." Şu sözleri de krizin işareti gibi: "Bu benim fikrim. Bunu sayın genel başkanlarla konuşacağım ama takdir masanın." Yavaş hâlâ umutlu ki, "Genel başkanlarla konuşacağım" diyebiliyor. Acaba bu umudu sadece Yavaş mı taşıyor yoksa arka planda Akşener ve bazı küresel merkezler de var mı? HABERTÜRK'ÜN SEÇİLMESİ TESADÜF MÜ? Siyaset kulislerinde bu işin arka planının çok daha karmaşık olduğu, Habertürk TV'nin de bu konuda özel bir misyon üstlendiği konuşuluyor. Önce Akşener'in, sonra da Yavaş'ın yayına çıkartılması buna örnek olarak veriliyor. Bunun da tesadüf olmadığı, bu grup ile Yavaş arasındaki ilişkinin ve sıkı bağların iki dönem Beypazarı Belediye Başkanlığı yaptığı döneme kadar uzandığı, sonra da İyi Parti'nin devreye girmesiyle siyasi boyut kazandığı söyleniyor. Bu tablodan çıkan sonuç şu: Altılı Masa'nın Kılıçdaroğlu'nu dayatmayla cumhurbaşkanı adayı yapmasını, sadece Akşener ve partisi değil, onların arkasındaki güçler de istemiyor. Aksi halde Yavaş, pişmiş aşa su katarcasına ortaya çıkıp iki cumhurbaşkanı yardımcılığı meselesini yeniden tartışmaya açmazdı. Acaba Akşener, İmamoğlu, Yavaş ve arkasındaki güçler "Biz yanlış yaptık" diye pişman mı oldu? Anlaşılan Kılıçdaroğlu'nun adaylığı kesinleşmeden kriz ihtimali bitmeyecek... CHP'DE ESKİ-YENİ MİLLETVEKİLİ KAVGASI Altılı Masa'daki adaylık kavgası soğumadan partilerde beklenen liste kavgası da başladı. Beklenti öncelikle CHP listelerine girecek DEVA, Gelecek, DP ve Saadet Partililerin sayısı ve yerleriyle ilgili olacağı doğrultusundaydı. Büyük ihtimalle onunla da ilgisi var ama ilk kavga CHP'de adaylık başvurusuyla ilgiliydi. Parti yönetimi, eski milletvekillerinin başvurmamalarını istemiş. İsteyenler de Bülent Tezcan, Engin Altay ve Engin Özkoç gibi eski kurtların başını çektiği üyeler. Onlara göre, iki dönem veya çok daha önce milletvekilliği yapanlar adaylık başvurusu yapamayacak. Bu kararın duyulması CHP kulislerini bayağı karıştırdı. En çok sorulan soru da şu: Peki, üç veya dört dönemdir milletvekilliği yapan MYK üyeleri, grup başkan vekilleri adaylık başvurusu yapacak mı? Yaparlarsa CHP'de kıyamet kopar. Ama CHP'lilere göre asıl kıyamet yüzde birlik, binde dörtlük partilerin CHP listelerinde görünmesiyle yaşanacak. Kılıçdaroğlu aday oldu ama herhalde ağız tadıyla bir adaylık süreci yaşayamayacak.
FETÖ'nün 14 Mayıs seçimlerine sızmak için hazırladığı planlar ortaya çıktı. Teröristbaşı Gülen'in kriptolu olarak gönderdiği talimatlarda örgütün seçimlerde veri girişinin yapıldığı noktalarda görev almaları istendi. Seçimleri muhalefetin kaybetmesi halinde seçim sonuçlarını tartışmaya açacak, kaos oluşturacak ortamın hazırlanması isteniyor.
Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) yakınlığı ile bilinen Metropoll Araştırma Şirketi Başkanı Özer Sencar, katıldığı bir yayında 14 Mayıs seçim sürecinde yürütülen kampanyalarla ilgili düşüncelerini aktardı. CHP'nin 2015 yılındaki seçimlerde bir Amerikan şirketiyle çalıştığını belirten Sencar, 14 Mayıs seçimleri için de CHP'nin süreci çok iyi yönettiğini iddia etti. 'YABANCI EL'E İŞARET ETTİ Sencar, 2015 yılında olduğu gibi bu süreçteki 'yabancı ele' işaret ederek "Bu kampanyayı ben yerli Türk vatandaşlarının organize ettiğini düşünmüyorum. Burada yabancı bir el var" dedi. "TÜRK VATANDAŞLARININ ORGANİZE ETTİĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM" Bu kampanyadaki 'yabancı el'in kim olduğunu bilmediğini aktaran Sencar, "Son üç ayda, özellikle son üç ayı dikkate alıyorum. CHP çok iyi bir kampanya yönetiyor. Çok başarılı buluyorum. Bu kampanyayı ben yerli Türk vatandaşlarının organize ettiğini düşünmüyorum. Burada yabancı bir el var. Yani profesyonel bir el olduğunu düşünüyorum" dedi.
