27 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Demokrasi havarisi CHP’li Tunç Soyer, CHP’li kadın meclis üyesinin adaylık isteğini dikkate almadı

Soyer'in kendisini denetlemesi için seçtiği bu 3 ismin dışında CHP'nin Karşıyakalı Meclis Üyesi Birgül Sural Üner de aday olmak istedi. Geçtiğimiz yıl da denetim komisyonunda yer alan Üner, adaylık konusunda ısrarcı oldu ve seçimin ilgili yönetmelik gereği gizli oylama ile yapılmasını talep etti

3 yıl önce

Telegram kullanıcılarının dikkat etmesi gerek hususlar

Telefon numaranız. Telefon numarasını seçin. Telefon numaramı kim görebilir kısmını "Hiç kimse", "Beni numaramla kim bulabilir" kısmını “Kişilerim” olarak değiştirin

3 yıl önce

Sahte Clubhouse uygulamasına dikkat: Kullanıcı verilerini çalıyor

Clubhouse nedir? Clubhouse nasıl kullanılır? Aslında bir haberleşme uygulaması olan clubhouse, diğer uygulamalara göre bir çok farklılık gösteriyor. Clubhouse‘ın en önemli özelliği ise davetiyesiz giriş yapılamaması. Yazılı mesaj, beğeni, yorum, fotoğraf paylaşımı, görüntülü konuşma yapılamıyor.Diğer sosyal medya uygulamalarında olan bir ana sayfa akışı bulunmuyor, sesli sobeh odaları üzerinden kullanıcılar etkileşime giriyor. Uygulamada bir çok sesli sohbet odaları bulunuyor. Bu ses odalarında iletişim sadece ses yoluyla gerçekleşiyor. Uygulama şimdilik sadece iOS kullanıcılarına hizmet veriyor. Clubhouse uygulamasına üye olmak için uygulamayı kullanan bir arkadaşınızın size davet kodu göndermesi gerekiyor. Davet kodu olmadan üye olamıyorsunuz.

3 yıl önce

Devlet Bahçeli’den gençlere: Tercihlerinizde İletişim Fakültelerini dikkate alın

MHP'ye yakın televizyon kanalı BengüTürk TV'de üst düzey görev değişikliğinin yaşandığı sırada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den dikkat çeken bir çıkış geldi. Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda gençlerden üniversite tercihlerinde iletişim fakültelerini dikkate almalarını istedi.

2 yıl önce

Prof. Dr. Ortaylı "Soykırım" diyen tarihçilere dikkat çekti: "Bir broşürlük bilgileri yok"

Ünlü tarihçi, Prof. Dr. İlber Ortaylı 1981’de Reagan’dan sonra 40 yıldır hiçbir ABD Başkanının, Türkiye’ye yönelik böylesi ağır bir suçlama getirmemesini, ‘soykırım’ ifadesini kullanmamasını Türkiye’nin ABD ve Türkiye’deki güçlü dostlarına bağlayarak “Kimdi bunlar? Hem ABD hem de Türkiye’deki güçlü Yahudi lobisinden bahsediyorum. Bugün artık bu güçlü dostlarımız yok. Türkiye’de gelişen lüzumsuz bir antisemitizm Türkiye’yi sarmakta ve neticelerinden biri de işte bu." ifadelerini kullandı. TELAFFUZ EDİLMESİ KOLAY DEĞİLDİR Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş'ın haberine göre, Prof. Dr. Ortaylı yapılmış en büyük soykırımın Yahudi soykırımı olduğunu belirterek, "Gelelim bugün olduğumuz noktaya; dünya arenasındaki siyasetçilerin- parlamenterlerin ve halkların ağzında ‘1915 olayları, Türklerin Hıristiyanlara yönelik haçlı seferidir, soykırımdır’ gibi laflar var. Oysa soykırım ağır bir suçtur ve telaffuz edilmesi de öyle kolay değildir. Dünyada en büyük soykırım Yahudi soykırımdır, sonrasında çingenelere uygulanan soykırım gelir. Naziler Yahudilerle birlikte çingeneleri de toplayıp, günahsız insanları, konsantrasyon kamplarında sistematik şekilde yok etti. Buna soykırım denir. Şimdi dünya soykırım kavramını genişletme derdinde. Yaşanan her karşılıklı katliam ‘soykırım’ değildir. Bir imparatorluğun yıkılışında yaşanan, bu gibi çatışmaların hepsini ‘soykırım’ çatısı altında toplamaya çalışmak bu işi yapanların suçlarını örtbas etmek ve bu yolla suçlarını hafifletmek istemekten kaynaklıdır." şeklinde konuştu. ‘SOYKIRIM’ DİYEN TÜRK TARİHÇİLER BİLGİSİZ 1915 olaylarına "soykırım" diyen tarihçilerin bilgisiz olduğunun altını çizen Ortaylı sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye’deki tarihçilerin de neye soykırım denilip denilmeyeceğini iyi bilmesi, olayları iyi araştırması gerekmektedir. Bugün Türkiye’de de 1915 olaylarını ‘soykırımdır’ diye tabir eden tarihçiler var ve inanın bir broşürlük kadar bile bilgileri yok. Bir şey bilmiyor, konuşuyorlar. İlgili literatürler Türkçe’ye çevrilmemiş. Nereden anladın da okudun? ‘Bu Osmanlı’nın işidir biz Türkiye Cumhuriyetiyiz’ diyenler var. Buna dünyada kimse inanmaz." BİR KISIM BUNU İLERİCİLİK ZANNEDİYOR "Böyle bir argümanla Türkiye’yi savunmazsınız. Uygulanacak yaptırım ve belaları da savuramazsın. Böyle ucuzlukların lüzumu yok. Bir kısım bunu Cumhuriyetçilik, ilericilik zannediyor. Bir kısım da ‘Bu ittihatçıların işidir, Müslümanların böyle bir durumla işi olmaz’ havasında. Bunlar Türkiye’nin hataları. Düşman sayısını arttırmakta üstümüze yok.” TRUMP’TAN TEK FARKI AŞI BÜTÇESİYDİ ABD Başkanı Biden'ın Trump'tan tek farkının aşı bütçesi olduğunu vurgulayan Ortaylı “Biden şu an vaat ettiklerinin hiçbirini yapacak durumda değil. Geldi geleli Trump’tan farklı olarak tek yaptığı aşı konusunda bütçe vermekti. Şimdi aldığı ikinci sayı da bu oldu. Adama puanı biz kazandırdık.” dedi. TÜRKİYE ACİLEN BİR ARAŞTIRMA GRUBU KURMALI Prof. Dr. İlber Ortaylı sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili Türkiye'nin acilen bir çalışma grubu kurması gerektiğinin altını çizerek, “Her 24 Nisan’da, aynı meselenin önümüze ısıtılıp ısıtılıp gelmemesi için, Türkiye’nin aciliyetli olarak enternasyonal nitelikli bir araştırma grubu, ki buna Ermeni alimleri de dahil, kurması ve çalışmaya başlaması şarttır” diyor: “Bu konuyla ilgilenen Türklerin yapacağı ilk iş Ermeni lisanını öğrenmek, edebiyatını, tarihini tetkik etmektir. Müspet yolla o kültürün içine girerseniz söyleyeceğiniz sözün dinlenmesi daha büyük olasılıktır. Tüm dünya ile çatışamayacağımıza göre söyleyecek sözümüzün olması şarttır. Zira, yarın öbür gün davalar başlayacak. Bizi kaç avukat savunabilecek? O nedenle meselenin derinine inmemiz gerek.” şeklinde konuştu.

2 yıl önce

İstanbul Havalimanı'nda akılalmaz kaçakçılık operasyonu! Polisin dikkati planlarını bozdu

Edinilen bilgiye göre Türkiye'ye gelen ve buradan da Avrupa ülkelerine kaçmaya çalışan Mohamad Al-Jamal isimle Lübnan uyruklu bir göçmen, kendisine başka kişiler adına düzenlenmiş pasaport temin eden insan kaçakçıları ile anlaştı. Kaçakçılar, Al-Jamal'ı 'yeni ameliyat olmuş hasta' gibi makyaj yaparak elleri ve kafasını bandajla sarıp yurt dışına çıkarmak için İstanbul Havalimanı'na getirildi. AMELİYATLI OLDUĞUNU SÖYLEDİLER 'Ameliyat edildi' bahanesiyle başında ve burnunda sargı bezleri olan şüphelinin yanında ise şebekenin 'refakatçi' olarak kullandığı İsrail uyruklu Ester Hana A.R. isimli bir kadın da yer aldı. Şebekenin İsrailli üyesi kadın, 'refakatçi' olduğu kişi için yeni ameliyat olduğunu söyleyerek "Yürüyemiyor, konuşamıyor" diyerek yer hizmetlerine bakan görevlilerden yardım talep etti. Havalimanı görevlileri, tekerlekli sandalyeye aldıkları Lübnan uyruklu adama pasaport kontrolüne kadar eşlik etti. Refakatçisi Ester Hana A.R., ameliyatlı olduğu söylenen Lübnan asıllı göçmenin "Mohammed Bannout" adına düzenlenmiş pasaportunu polise uzattı. MASKE İNİNCE GERÇEK ORTAYA ÇIKTI Pasaport kontrolündeki polis, ameliyatlı olduğu söylenen yolcunun maskesini indirmesini istedi. Maskesi indirilen yolcu ile pasaporttaki fotoğrafı karşılaştıran polis durumdan şüphelendi. Ardından iki şüpheli daha sonra risk analiz odasına davet etti. Yolcu ile ilgili yüz hatları ve parmak izi taraması yapıldı. Kontrollerde pasaport ile yolcu üzerinde uyuşmadığı ortaya çıktı. Daha sonra iki kişi gözaltına alındı. Gözaltın alındıktan sonra polise verdiği ilk ifadede Avrupa ülkelerine kaçmak istediğini belirten Al-Jamal, göçmen kaçakçıları ile anlaştığını sahte pasaportu da İsrail uyruklu refakatçi kadından aldığını itiraf etti. 3 KİŞİ HAKKINDA ADLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI İfadelerin ardından harekete geçen İstanbul Havalimanı polisi Lübnanlı göçmene para karşılı pasaportunu satan Mohammed Bannout isimli kişi havalimanında gözaltına alındı. Polis gözaltına alının 3 kişi hakkında adli soruşturma başlattı.

2 yıl önce

Tatil sonrası dönüş yolculuğuna çıkacakların dikkat etmesi gerekenler

Bakan Soylu Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Bayram dönüşü trafik yoğunlaştı. ⚠️Dikkat ✋Sabır ?Kural Lütfen dikkatle, sabırla, kurallara uyalım. Sevdikleriniz ve kendiniz için, Dikkatle #YolVerHayata ❤️??” uyarısında bulundu.

2 yıl önce

Oğuzhan Asiltürk’ten Saadet Partisi’ne 'Milli Görüş' uyarısı: Dikkat etmezsek yok oluruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeyle dikkat çeken, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu ve Milli Görüş Vakfı Başkanı Oğuzhan Asiltürk, daha önce "Erbakan hocamızdan sonra, partide görev yapan kardeşlerimiz, sadece iktidarı tenkit etmekle yetindiler" eleştirisinde bulunduğu Saadet Partisi'ne şimdi de Milli Görüş hatırlatması yaptı. ASİLTÜRK'TEN SAADET'E UYARI Millet İttifakı üyeleri CHP ve İYİ Parti ile birlikte hareket eden Saadet Partisi'ne yeniden Milli Görüş çizgisine yaklaşma çağrısı yapan Asiltürk, Millî Görüş inancına bağlı kalınmazsa Saadet'in diğer partilerden biri gibi olup, sonra da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Milli Gazete’de yayımlanan açıklamasında Asiltürk, şu hatırlatmaları ve uyarıları yaptı: "İTAAT EDİLECEĞİNE SÖZ VERİLDİ" Millî Görüş inancına göre, bir toplumun başındaki yönetici vefat ederse, yerine o görevi yüklenecek yeni bir yönetici seçilir. Millî Görüş Toplulumunun hizmetini yüklenme görevi, Erbakan Hoca’mızdan sonra bana, teklif edildiğinde, bu görevi bir şartla kabul edeceğimi söyledim: “Sizden inançlarımıza uygun bir şey yapmanızı istersem, itaat edeceğinize söz veriyor musunuz”, dedim. Bu talebime yanıt olarak, o toplantıya katılanların tamamı “evet, sen bizden zâten yapmak zorunda olduğumuz şeyi istiyorsun, kabul ediyoruz” dediler. "MİLLİ GÖRÜŞ HİÇ OLUR" Genel Başkan olarak görevlendirilen kişi, dâvânın başında bulunan Erbakan Hoca’mızdan habersiz hiçbir şey yapmazdı. Kendi görüşüne göre hareket etmezdi. Eğer Millî Görüş’ün bu mükemmel düzeni bozulursa Millî Görüş önce diğer partilerden biri olur, sonra da hiç olur. Erbakan Hoca’mız bu uyarıyı sık sık yapardı. Rabbimizin bize yardım etmesi bizim, öncelikle ahlâki ve mânevi değerlere, yâni Allah’ın bizi dâvet ettiği yola, toplumu dâvet etmemize bağlıdır. Bunu ihmal edersek; siyasî çalışmalarımızda ağırlıklı olarak, insanların dünya hayatında ihtiyaçları olan şeylere yönelik konuşmalar yaparsak, inancımızın bize emrettiğini eksik yapmış oluruz. "DESTEĞİN DÜŞÜK OLMASININ SEBEBİ BU" Elbette toplumun maddî ihtiyaçlarını da dikkate alacağız. Ancak bunu yaparken, sâdece toplumun maddi ihtiyaçlarını önemsiyor gibi bir görüntü vermememiz gerekir. Buna dikkat etmezsek ahlakî ve mânevi değerleri savunduğumuz için bizi destekleyenler bizden uzaklaşırlar. Son kamuoyu araştırmalarında desteğimizin düşük çıkmasının sebebi budur. Saadet Partisi’ni, diğer partilerden ayıran en önemli vasfı, Millî Görüş inancına bağlı kalması, ahlâki ve mânevi değerlere bağlılığını ön planda tutmasıdır. Buna dikkat etmezsek, Erbakan Hoca’mızın ifâdesiyle önce diğer partilerden biri gibi olur, sonra da yok oluruz. Şunu unutmamalıyız: Bize oy verecek olanlar, maddî imkânlar elde etmek için bize yaklaşanlar değil, inancımıza saygılı olanlardır. Bir siyasi partinin başarılı olması, inandığı gerçeklere hizmet etmesiyle mümkün olur. Biz toplumun ahlaki ve manevi değerlere bağlılığı arttıkça huzur içinde yaşayacağına inanıyoruz. Bundan dolayı Saadet Partisi’nin öncelikli hedefi, toplumu ahlâki ve mânevi değerlere çağırmak olmalıdır.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 15 16