12 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı koordinesinde yasa dışı bahis operasyonu! Çok sayıda kişi gözaltına alındı…

Operasyonla ilgili bakanlıktan yapılan açıklama şöyle: İçişleri Bakanlığı koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Genel Komutanlığınca; “Yasa Dışı Bahis/Siber Denetim ve Kumar/Oyun Makineleri” suçlarına yönelik olarak ülke genelinde 10.085 ekip, 57.107 personelin katılımıyla “Yasa Dışı Bahis/Siber Denetimi” ve “Kumar/Oyun Makineleri” uygulamaları gerçekleşti. Yasadışı Bahis/Siber Denetimi uygulamasında; 7 yasadışı bahis oynatılan işyerinde, 75 oynatan şahıs hakkında 7258 Sayılı Kanun kapsamında adli işlem, 91 şahıs hakkında yasadışı bahis oynamaktan idari işlem yapıldı. Uygulamada, 19 şahıs gözaltına alındı, 388 aranan şahıs yakalandı. Kumar/Oyun Makineleri uygulamasında; 31.752 işyeri ve 992 dernekte, 47 şahıs gözaltına alındı, 360 aranan şahıs yakalandı, 119 şahıs hakkında adli işlem, 6.913 şahıs hakkında idari işlem uygulandı. 107 umuma açık işyeri ve derneğe idari işlem yapıldı. Yapılan uygulamalarda; Coronavirüs (Kovid-19) salgını ile ilgili olarak, çıkarılan genelgeler ile “Maske Takmamak ve Sosyal Mesafe Yasağına Uymamak” tedbirlerine uymayan 91 şahsa idari para cezası uygulanırken 26 şahsa adli işlem yapıldı. Ayrıca, 6 adet bilgisayar, 1 adet yazıcı, 26.427 TL para, 3 adet tabanca, 7 adet av tüfeği, 55 adet mermi, 1 adet kurusıkı tabanca, 23 adet oyun makinesi, 10 adet tombala makinesi ile muhtelif miktarda uyuşturucu madde, 1355 adet kaçak sigara, çok sayıda yasadışı bahis oyun kuponu, oyun kâğıdı ve oyun pulları ele geçirildi.

2 yıl önce

MİT koordinatı verdi SİHA'lar vurdu! PKK/YPG'nin sözde üst düzey teröristlerin toplandığı bina yerle bir edildi…

Irak'ın Sincar kentinde önceki gün PKK'nın tepe isimlerinden Said Hasan ve korumasının bir araç içerisinde nokta operasyonla öldürülmesinin ardından benzer bir operasyon Suriye'de gerçekleştirildi. Suriye'nin kuzeyindeki Haseki vilayetinin batısında yer alan Til Temir kasabasında terör örgütü PKK-YPG ile sözde Suriye Demokratik Güçleri adı altında terörist faaliyetlerin yürütüldüğü binaya dün TB-2 Bayraktar Silahlı İnsansız Hava Aracıyla nokta operasyon düzenlendi. AKILLI MÜHİMMATLA BİNA YERLE BİR EDİLDİ Sabah'ın haberine göre; Operasyonda YPJ'nin sözde Askeri Konsey Üyesi Sosin Birhat kod adlı kadın terörist Sosin Mouhammad ile PKK'nın Suriye'deki çatı yapılanması ve omurgasını oluşturan Suriye Demokratik Güçleri Askeri Meclis üyesi sözde komutanlarından Agit Girkelege kod adlı Peyvan Remedan, Askeri Konsey üyesi Rubar Heseke kod adlı Ali El Xerze ile sözde Haseki komutanı Seyfullah Ahmad etkisiz hale getirildi. TERÖRİSTLER TOPLANTI İÇİN BİR ARAYA GELDİ Teröristlerin toplantı için bir araya geldikleri tespit edildi. Önceden tespit edilen koordinatlarla iki SİHA tarafından Kanatlı Güdüm Kiti Silah Sistemi (KGK) MK-82 yerli akıllı mühimmatla düzenlenen operasyonda hedef alınan binaya düzenlenen hava harekâtında dört terörist öldürüldü. Bina ise yerle bir edildi. ABD'LİLERE REFAKAT EDİYORDU Öldürülen kadın terörist Sosin Birhat Suriye'nin kuzeyini işgal eden PKK'nın en kritik isimlerinden biriydi. Örgütün Suriye kolu YPG'nin kadın yapılanması olan YPJ'nin en tepe isimlerinden olan ve sık sık Kandil'deki terörist elebaşlarıyla irtibat halinde olan kadın terörist ABD'li üst düzey general ve diplomatların zaman zaman Suriye'nin kuzeyine gerçekleştirdiği ziyaretlere refakat edip gizli toplantılara katılıyordu. PKK'nın Suriye genel sorumlusu Ferhat Abdi Şahin'in de yardımcılığını yapıyordu.

2 yıl önce

İdlib şehidine veda

Suriye'nin İdlib kentinde komando personellerinin arama tarama faaliyetlerini sürdürdüğü sırada bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen tanksavar saldırısında şehit olan Piyade Uzman Çavuş Mücahit Sınırtepe, memleketi Kayseri'de son yolculuğuna uğurlandı. ŞEHİDE EN ACI VEDA Şehit Sınırtepe'nin naaşı Kalem Kırdı Cami'nde düzenlenecek tören için cami avlusuna getirildi. Şehit yakınları, Sınırtepe'nin Türk Bayrağı'na sarılı tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. "DİMDİK AYAKTAYIM, SENİ BEKLİYORUM" Törene eşinin parkasını giyerek katılan Sevinç Oğuz Sınırtepe, "Dimdik ayaktayım, seni bekliyorum" diyerek şehidin tabutuna sarıldı. Şehit Mücahit Sınırtepe ikindi namazını müteakip düzenlenecek törenin ardından Kartal Şehitliği'ne defnedildi.

2 yıl önce

Hakkari'de PKK'lı teröristlerin katlettiği Budak'ın ailesinin acısı dinmiyor

14 Eylül 2016'da evinin kapısı önünde PKK'lı teröristlerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Budak'ın mezarının başında dua eden ailesi, gözyaşı döktü, teröre lanet okudu. Budak'ın ağabeyi Mehmet Budak, kardeşinin bir bayram günü teröristler tarafından planlı bir şekilde şehit edildiğini belirtti. Acısının halen yüreklerinde ilk günkü tazeliğini koruduğunu ifade eden Budak, şöyle konuştu: "Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum, ruhu şad olsun. PKK ve FETÖ terör örgütlerini kınıyorum ve lanetliyorum. Budak ailesi olarak biz şehidimizin yolunda yürümeye devam ediyoruz. Devletimizin yanındayız, bu konuda hiçbir zaman taviz vermedik ve vermeyeceğiz. Acımız taze şehidimizin yedi çocuğu var. Bunlar tabii büyük üzüntüler yaşadılar. Devletimiz her zaman yanımızdaydı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere İçişleri Bakanımız ve diğer devlet erkanı ailemize sahip çıktılar. Onlara yürekten teşekkür ediyoruz." Münire Budak da eşinin terör örgütü PKK tarafından üç çocuğunun gözleri önünde şehit edildiğini belirterek, "Yedi çocuğum var, acımız ilk günkü gibi taze ve yüreğimizde yaşıyoruz. Allah onların belasını versin. Allah, devletimizden razı olsun, bizleri hiç unutmadılar. Buraya her geldiklerinde bizleri ziyaret ettiler. Allah hepsinden razı olsun." diye konuştu.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli’den laiklik tartışmalarına sert tepki: “Ne dine laf söyletir ne de Cumhuriyet’in laiklik sütununu kırdırırız”

İşte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar: Ülkemiz on yıllar boyunca sığ ve kısır tartışmalarla meşgul edilmiş, gücü ve enerjisi devamlı surette içe dönük konu başlıklarında harcanmıştır. Milli ve manevi değerler eksenine tutunan sert kutuplaşmalar zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşarak milli birlik ve dayanışma ruhuna zarar vermiştir. “İSLAM HOŞGÖRÜ DİNİDİR” Bu esnada birbirimize çatık kaşla bakıyorken, haricimizdeki birilerine, hadiselerin bilenmiş akışına müdahale ve mukabelede ne yazık ki geç kalınmıştır. Köprülerin altından sular hızla akıyorken, hala köprü üzerinde cepheleşme hastalığına maruz kalmak talihsiz ve esef verici gelişmelere davetiye çıkarmıştır. İnanç, mezhep, etnik aidiyet, dil ve köken gerilimlerini taammüden kamçılayan, nihayetinde insanlarımızın gönül ve muhabbet bağlarını koparmak için gerginlikleri körükleyen fırsat düşkünleri işin özünde ateşle oynamışlardır. Bir yanda Laikliği siyasi hesapları için acımasızca istismar edenlerle, diğer yanda barış ve kardeşlik dinimizin evrensel mesajlarını çarpıtanlar, görüntüde ayrı, gerçekte aynı kirli maksada kilitlenmiş bağnaz kafalardır. Bilhassa ifade etmek lazımdır ki, kimin Müslüman kimin münafık; kimin mümin kimin münkir olduğunu tayin ve tefrik etme görevi fani insana verilmiş bir ruhsat değildir. İslam hoşgörü dinidir. Rahmet elçisi Efendimizin hayatı, hadisleri; akıl, adalet ve haysiyetle pekişmiş muamele ve mücadelesi hepimize örnektir. “TAHAMMÜLSÜZLÜK ZEHİRDİR” Huzurlu bir toplum hayatı için hoşgörü altın bir davranış kalıbıdır. Tahammülsüzlük zehirdir, girdiği bedeni ve zihni her zaman mahvedecek, bir süre sonra da nefret salgınına dönüşecektir. Manevi hoşgörü acziyet değil, mükâfatını Allah’tan bekleyen ve dileyen ihlaslı bir teslimiyet halidir. Bununla birlikte hoşgörü demek; hiç kimseyi ayıplamamak, kırıcı ve aşağılayıcı olmamak, farklı inanç ve düşüncelere müsamaha göstermek demektir. Onurlu ömründe Resullullah kötülüğe bile kötülükle cevap vermemiştir. Nitekim hoş gören her zaman hoş görülmeye müstahaktır. Camilerimizin, mescitlerimizin, cemevlerimizin sahte anlaşmazlıkların ve sanal ihtilafların merkez üssü haline getirilmesi ağır bir vebaldir. Onun ölüsü camiye girmemeli, bunun cenaze namazı kılınmamalı çağrıları Allah’ın rahmet ve merhametiyle ters düşmektir. Elbette böylesi bir tablonun sonu uçurum, sonucu felakettir. En iyisini hakkıyla bilen Cenab-ı Allah’tır. Din değiştirmedikten ve bazı haller zuhur etmedikten sonra bir Müslüman’ın ölüsüne veya dirisine nasıl yaklaşılacağı, nasıl davranılacağı bellidir. Sevmediğimiz birisinin Camiye sokulmasına, cenaze namazının kılınmasına itiraz etmek demek Türk ve İslam düşmanlarının oyununa gelmek demektir. “LAİKLİK DİNSİZLİK DEĞİLDİR” Düşüncesini, fikriyatını, fiillerini, söylediklerini, yazdıklarını tasvip etmediğimiz her insanın, insan olmaktan kaynaklanan hakları vardır ve herkes bu haklara saygıyla mesuldür. Allah indinde üstünlük takvadadır, kalpleri bilen ve gören yalnızca Allah’tır. Son zamanlarda gazetelerde ve televizyon ekranlarında baş gösteren kaygı verici kamplaşmanın devamı, hatta genişlemesi halinde milli ve manevi hayatımız bir plan dahilinde yürütülen tahrik ve taciz kampanyalarının girdabına kapılacak, bunun bedeli de vahim olacaktır. Bugünkü nazik ve hassas dönemde, Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve Laikliği eş zamanlı olarak sıcak tartışmaların içine sürüklemek Türkiye’nin aleyhine kulis yapan, yıkım senaryosu hazırlayan zalim mihrakların eline koz vermektir. Türkiye bu karanlık tünelden süratle çıkmalıdır. Bir başka sorun ise Laikliğin Anayasa’dan çıkarılma meselesidir. “NE DİNİMİZE LAF SÖYLETİRİZ, NE DE CUMHURİYET’İN LAİKLİK SÜTUNUNU KIRDIRIRIZ” Bu görüşü seslendiren veya destek verenler Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerini dinamitlemek isteyen, kurucu emanetleri kundaklamak için gün sayan hastalıklı ve hasarlı zihniyetlerdir. Laiklik dinsizlik değildir. Kavramsal çatısı dinle çatışmalı da görülmemelidir. Türkiye laik, sosyal ve hukuk devletidir. Millet, Müslümandır. Herkesin dini inanç ve vicdan hürriyetine hürmet duymak asıldır. Bilinmelidir ki, ne dinimize laf söyletiriz, ne de Cumhuriyet’in Laiklik sütununu kırdırırız. Kötü niyet sahipleri sabırları sınayıp sınır ihlali yaparak milletimizin sinir uçlarıyla oynamaya kalkışmamalıdır. Din Allah’ındır, Müslüman Türk milleti mukaddesatı üzerinde karalama yapmak için devreye girenlere müsaade etmeyecektir. Hiç kimse üstüne vazife olmayan konularda fetva makamı gibi hareket etmeye heveslenmemeli, 2023 vizyonumuzun hızını yapay gündemlerle kesmeyi de aklından geçirmemelidir.

2 yıl önce

KHK bahane derdiniz FETÖ’yü affetmek

AK Parti Başakşehir İlçe Danışma Meclisi toplantısına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “2023 hayalleri kuranlara söylüyoruz. 2018’de nasıl zillet ittifakını mağlup etmişsek, 2023’te de açık ara zillet ittifakını mağlup edeceğiz” dedi. Türkiye’de herkesin hayretle baktığı birçok yatırımın altında AK Parti’nin imzası olduğunu dile getiren Soylu, “Uluslararası sistemin taşeronu haline gelmiş ve uluslararası sistemin Türkiye’yi karıştırmak için görevlendirdiği Kılıçdaroğlu’na 2023 yılında öyle bir cevap verin ki, bir daha siyaseti ağzına alamasın” ifadelerini kullandı. DERDİNİZ KHK’LILAR DEĞİL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, KHK’lılar üzerinden ağızlarındaki baklayı çıkarmadan Türkiye’ye mesaj vermeye çalıştıklarına dikkat çeken Soylu, “Bu ülkeyi birilerine peşkeş çekmeye çalışanlara elbette fırsat vermemiz tarihimize ihanettir, geleceğimize ihanettir, milletimize ihanettir. Kılıçdaroğlu, Akşener sizin derdiniz KHK’lılar değil, onlara af peşinde koşmak değil. Aklınızdaki, ağzınızdaki baklayı çıkartın. Siz FETÖ’yü affın peşindesiniz. Biz bunu biliyoruz. Ama bu ülke buna fırsat vermez” diye konuştu. KANDİL HDP'YE TALİMAT METNİ GÖNDERMİŞ Millet İttifakı’nın HDP’ye meşruiyet kazandırmaya, orada da PKK’ya kapı aralamaya çalıştığını vurgulayan Soylu, şöyle konuştu: “Elimizde PKK terör örgütünün HDP’ye 15 gün önce gönderdiği belge var. Nasıl davranacağını, hangi adımları atacağını, siyaseti nasıl yapacağını, PKK’ya nerede bağlı olacağını ifade eden bir talimat metni. Yukarıdan aşağı yazmışlar talimat metnini. Kılıçdaroğlu, Akşener, siz belki kendi koltuğunuz uğruna bu milletin özgürlüğü ve hürriyetini bir kenara bırakırsınız ama şehitlerimiz ve bu millet sizin yakanızı bırakmaz.”

2 yıl önce

Evlat nöbetindeki ailelerin Ekrem İmamoğlu’na tepkisi sürüyor: Kendine yakışanı yaptı

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019’da farklı kentlerden Diyarbakır’a gelen ailelerin HDP il binası önünde başlattığı oturma eylemi 778. gününde de sürüyor. Diyarbakır’da 5 Mayıs 2019’da terör örgütü PKK tarafından kaçırılan oğlu Yusuf için 3 Eylül 2019’da HDP binası önüne gelerek 778 gündür oturma eylemini sürdüren baba Celil Begdaş, Diyarbakır’a bir açılış için gelen CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu kendilerini ziyaret etmediği için kınadı. Begdaş, “İki yıldır biz buradayız, bütün dünya geldi ne yazık ki CHP ve İYİ Parti gelmedi bizi görmemezlikten geldi. İmamoğlu geçen yılda geldi, fidan dikti bize gelmedi. İmamoğlu PKK’nın saflarında duruyor, bu annelerin yanında durmadı. Bu diktiği fidanlar hiçbir zaman yeşermez, çünkü bizim fidanlarımızı getirmediler. Bunlarda vicdan ve merhamet varsa bu aileleri görmemezlikten gelmezler. Ben herkesi vicdana davet ediyorum İmamoğlu bu işte PKK’nın yanında duruyor” dedi. “CHP’nin temeli HDP ve PKK’dır onları nefretle kınıyoruz” Oğlu Mehmet için başlattığı eylemi sürdüren anne Sariye Tokay, "İmamoğlu ve CHP’nin temeli birdir, temelleri HDP ve PKK’dır, biz onları nefretle kınıyoruz, Diyarbakır’a gelip anneleri görmemezlikten geldiler. Onları nefretle kınayarak HDP’ye de sesleniyorum çocuklarımı almadan buradan kalkmayacağız” diye konuştu. “Ne olacaktı gelseydi, onu yemezdik” Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 2013’te dağa kaçırılan kızı Zübeyde Koç için eyleme katılan Esmer Koç, "İmamoğlu, Diyarbakır’a geldi ama bizim ziyaretlerimiz gelmedi. İmamoğlu da baba, evlat sahibidir. Onlara yazıklar olsun gelseydi, bizim ziyaretimizi yapsaydı, ne olacaktı gelseydi, onu yemezdik" şeklinde konuştu. Altı yıl önce 20 yaşındayken kaçırılan oğulları Doğan için Sur ilçesinden gelen Hacı Güger ise İmamoğlu’nun Diyarbakır’daki ziyaretinde HDP yandaşlarıyla gezi düzenlediğini, aileleri ziyaret etmeyerek kendine yakışanı yaptığını vurguladı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 10 büyükelçi mesajı: Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin?

Batı Afrika turu kapsamındaki resmi ziyaretleri verimli bir şekilde tamamladıklarını belirten Erdoğan, böylece bugüne kadar 30 ayrı Afrika ülkesine toplam 41 ziyaret gerçekleştirmiş olduklarını söyledi. Erdoğan, sadece bu tablonun bile tek başına Türkiye'nin Afrika kıtasıyla ilişkilerini geliştirme konusundaki kararlılığının somut bir göstergesi olduğunu vurguladı. "İKİLİ İLİŞKİLER İLE BÖLGESEL KONULARI ETRAFLICA ELE ALDIK" Erdoğan, bu seyahatinde Angola, Togo, Burkina Faso, Liberya ve Nijerya Cumhurbaşkanlarıyla yaptıkları görüşmelerde, ikili ilişkiler ile bölgesel konuları etraflıca ele aldıklarını belirtti. Angola'da, Angola Ulusal Meclisi'ne hitap ettiklerini dile getiren Erdoğan, ziyaret vesilesiyle gerçekleştirilen Türkiye-Angola İş Forumu'nda karşılıklı yatırım ve iş imkanlarını değerlendirdiklerini kaydetti. Erdoğan, "Angola Cumhurbaşkanı Sayın Lourenço ile ilişkilerimizi eğitimden güvenliğe, ekonomiden kültürel hayata kadar her alanda geliştirmek doğrultusunda bir kez daha mutabık kaldık." dedi. TOGO'DAKİ TEMASLAR Bir ilki teşkil eden Togo ziyaretindeki temaslarının, Togo ile son dönemde bakan düzeyinde gerçekleştirilen karşılıklı ziyaretlerle yakalanan ivmeyi daha da güçlendirdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Togo Cumhurbaşkanı Sayın Gnassingbe ile terörle mücadele ve bölgesel meseleler başta olmak üzere birçok konuyu ele aldık. Kendisiyle siyasi ve askeri alanda iş birliğimizi ilerletme arzumuzu da teyit ettik." ifadelerini kullandı. "TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI DAHA ETKİN MÜCADELE ETME HUSUSUNDA MUTABIK KALDIK" Lome'de ayrıca Burkina Faso Cumhurbaşkanı Kabore ve Liberya Cumhurbaşkanı Weah ile de görüştüklerini hatırlatan Erdoğan, "Dört lider, bir çalışma yemeğinde ayrıca bir araya geldik. Bu liderlerle yaptığımız görüşme sonunda yayınladığımız bildiride, diğer pek çok hususun yanı sıra güvenlik alanında iş birliğimizi güçlendirme kararına da vardık. Bu kapsamda dört lider olarak FETÖ, Boko Haram, El Kaide, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı hiçbir ayrım gözetmeden daha etkin mücadele etme hususunda mutabık kaldık." diye konuştu. "AFRİKA’YI PAZAR DEĞİL, ORTAK OLARAK GÖRÜYORUZ" Nijerya Cumhurbaşkanı Buhari ile gerçekleştirdikleri görüşmelerde de ülkeler arasındaki ilişkileri tüm veçheleriyle gözden geçirdiklerini söyleyen Erdoğan, iş birliğini pekiştirecek anlaşmalar imzalayarak ziyaretlerini taçlandırdıklarını belirtti. Erdoğan, "Malumunuz, Afrika vizyonumuz karşılıklı saygı temelinde kazan-kazan ilkesine dayanıyor. Afrika’yı pazar değil, ortak olarak görüyoruz. Bazı ülkelerin Afrika kıtasına bizim gibi iş birliği perspektifinden değil, çıkar penceresinden baktıklarını gayet iyi biliyoruz. Kibir üzerine bina edilmiş bir bakış yerine iş birliği, dayanışma, ortak tarih, bilgi, birikim ve tecrübe paylaşımı üzerine inşa edilmiş bir Afrika yaklaşımını savunuyoruz. Afrikalı dostlarımızın da bizim bu samimi yaklaşımımızın farkında olduklarını memnuniyetle görüyoruz." dedi. "KITA İLE BAĞLARIMIZI VE İŞ BİRLİĞİMİZİ TAÇLANDIRACAĞIZ" İstanbul'da 21-22 Ekim tarihlerinde Üçüncü Türkiye-Afrika Ekonomi ve İşbirliği Forumu'nu düzenlediklerini hatırlatan Erdoğan, "Biz de bu forumun kapanış oturumuna katılacağız. 17-18 Aralık’ta ise Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ni yine İstanbul’da gerçekleştirerek kıta ile bağlarımızı ve iş birliğimizi taçlandıracağız. Ziyaretlerimizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum." dedi. "EVLATLARINI BU VATAN İÇİN ÇOK ÇOK İYİ YETİŞTİRDİ" Söyleşinin soru-cevap kısmına geçmeden önce gazeteciler, 18 Ekim'de hayatını kaybeden Özdemir Bayraktar için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a başsağlığı diledi. Özdemir Bayraktar'ın için son zamanlarda hep yerli ve milli ifadelerini kullandıklarını ifade eden Erdoğan, bütün bunların yanında onunla yaklaşık 40 yıllık ağabey-kardeşlikleri, dostlukları olduğunu söyledi. Erdoğan, Bayraktar'ın aynı zamanda Refah Partisi il başkanı olduğu dönemde, il yönetim kurulunda olduğunu, böyle bir ilişkilerinin de olduğunu kaydetti. Özdemir Bayraktar'ın muhterem bir insan, mütevazı bir insan, işinin dört dörtlük ehli bir insanı olduğunu belirten Erdoğan, "Evlatlarını da gerek Haluk gerek Selçuk gerek Ahmet olsun, hepsini bu vatan için çok çok iyi yetiştirdi. Sürekli büyüyen, gelişen bir yatırımın içerisinde oldular. İHA-SİHA alanına girişleri gerçekten çok daha farklıydı." dedi. "VERDİĞİ SÖZÜ TUTTU, O YARBAYIN KATİLLERİNİ HEP GÖMDÜK" Bayraktar'ın kararlı bir insan olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir şeye azmettiği zaman, üzerine giderek onu bitirme noktasında güçlü bir azmi vardı. Nitekim bu İHA-SİHA’ların geliştirilmesi de böyle oldu. İlk başbakan olduğumuz dönemde, malum Amerika, İHA olayında işi biraz gevşetti, uzattı. Çok uzun sürmedi, Özdemir ağabey İHA ile ilgili adımı çocuklarıyla beraber attı. Tabi o zaman küçük bir atölye gibi bir yerde işe başladı, ardından işi geliştirip büyüttü. En önemli yanı da bu adımları attıktan itibaren oğulları Haluk ve Selçuk’la beraber kah Güneydoğu kah Doğu Anadolu’da bizim askerlere bunların uçuştaki eğitimini veriyorlardı. Bunlardan bir tanesi de yarbayımız Melih Gülova’ydı. O yarbayımız daha sonra şehit olmuştu. Orada onlara verilen eğitimin videolarını, fotoğraflarını bana gösteriyorlardı. Böyle bir aşkla bu işleri sürdürüyordu. Hatta 'Yarbayım sana verdiğim sözü tutacağım, hiç endişe etme' diye bir ifadesi de vardı ve verdiği sözü tuttu, o yarbayın katillerini hep gömdük." "HASTANEYE VARIP KENDİSİYLE HELALLEŞTİM" Özdemir Bayraktar'ın uzun süredir rahatsızlığı olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Afrika’ya hareket etmemden bir gün önce hastaneye varıp kendisiyle helalleştim. Helalleştikten sonra da yola çıktık. Mekanı cennet olsun. Rabbim inşallah sevgili habibine hep birlikte bizi komşu eyler. Tabutunu fabrikaya getirdiler. Orada 3 bin 500-4 bin genç mühendis var, onlarla da helalleşti. Hamdolsun çocukları da aynı şekilde babalarının izinden gidiyorlar." dedi. SORU-CEVAP "ÖZELLİKLE SAHRAALTI BÖLGESİNİ DOLAŞALIM İSTİYORUM" Afrika temaslarınız uluslararası medyada da geniş yer buldu. France24 "Afrika’daki Türk cazibesi", AFP "Erdoğan, Amerikalılara kazan-kazan ortaklığı teklif ediyor", LeFigaro "Erdoğan, Afrika’daki varlığını güçlendiriyor", AlJazeera "Türkiye’nin Batı Afrika’daki son hamlesi Fransa’yı sarstı", TV5Monde "Erdoğan, Afrika’ya seyahat etmeden bir yıl geçirmiyor" dedi. Ziyaret ettiğiniz üç ülkede de Türkiye’ye ve şahsınıza yönelik yoğun sevgilerini ortaya koydukları bir iletişim kampanyasıyla karşılaştık. Bugüne kadar 30 ayrı Afrika ülkesine toplam 41 ziyaret gerçekleştirdiğinizi söylediniz. Afrika neden önemli? Zaten bunlar bu işi yakalamışlar. Nerede ne olduğunu onlar da iyi biliyorlar. Arkadaşlarla bir plan yapmıştık. Togo’da yaptığımız görüşmede de gündeme geldi. Bu planda da nasip olursa inşallah Liberya, Burkina Faso gibi birbirine yakın olan diğer ülkeleri ziyaret edeyim diyorum. Özellikle Sahraaltı bölgesini dolaşalım istiyorum. Güney Afrika’ya daha önce gittim ama güneye doğru da inip buraya bir daha gitmekte fayda var. Güney Afrika tabi bölgenin adeta en diri ülkesi. Üstelik savunma sanayiinde de Güney Afrika çok güçlü. Birlikte atabileceğimiz çok güçlü adımlar var. "NİJERYA’DA DA FETÖ’NÜN ÜZERİNE GİDECEĞİZ" Tabi FETÖ’nün de maalesef Nijerya’da ciddi bir altyapısı var. Burada Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari ile etraflıca bunları görüştük. Şimdi istihbarat başkanlarımıza talimatı verelim dedik, mutabık kaldık ve istihbarat başkanlarımızı çalıştırıp, Nijerya’da da FETÖ’nün üzerine gideceğiz. Burada bir üniversitesi, bir de hastanesi falan var. Bunları devralma talebimizi de görüştük. Dedi ki "Ben o zaman size Sağlık Bakanımı göndereyim, sizdeki sağlık sistemini ve hastaneleri bir yerinde incelesin. Sizin bu alanda başarılı olduğunuzu biliyorum." "Buyursunlar, gelsinler" dedik. Şimdi Sağlık Bakanını kısa zamanda Türkiye’ye gönderecek. "AFRİKA'DA BİZİM YAPACAĞIMIZ DAHA ÇOK İŞLER VAR" Fakat tabi bizim Afrika’daki bu dönüşümümüzün durmaması lazım. Afrika'da bizim yapacağımız daha çok işler var. İş adamlarımızın Angola’daki toplantısı gayet verimli oldu. Ama yetmiyor, bundan sonra bunun takibi gerekiyor. Angola’nın en önemli özelliği, yeraltı zenginliklerinin çok çok fazla olması. Altın var, bakır var. Bunlarla beraber çinko gayet ileri seviyede. Bunun yanında kurşun da var. Bizimle bir paylaşım içerisinde kazan-kazan esasına göre adım atın diyorlar. Elmas yatakları da çok ileri derecede. Fransızlar bunları sömürdü. Ama bunlar bu işin farkına çok geç vardılar. Türkiye olarak bizim derdimiz bunları sömürmek değil. Tam aksine biz yardımcı olalım; hem onlara kazandıralım hem de biz kazanalım diyoruz. Mesela Angola petrol noktasında da baya iyi yerde. O adımları atacak olursak bunlarla beraber bizim yatırımcılarımız, girişimcilerimiz de çok ciddi bir kazanım sağlarlar. Angola’da şu anda bizim yatırımcılarımız yatırım içinde. Burada aynı zamanda çeşitli liman vesaire gibi çalışmalarını da sürdürüyorlar. Doğal gaz ve enerji noktasında arkadaşlarımızın attığı adımlar var. Bunların attığı bu adımlarla beraber aramızdaki insani ilişkileri çok daha iyi bir konuma getirmiş olacağız. "BUNLARIN BİR DAHA ORALARA GİRMELERİ DE KOLAY KOLAY MÜMKÜN OLMAYACAK" Tabi birileri de bunun farkında. Elimizden gidiyor diye endişe ediyorlar. Çünkü bunlar hep tek taraflı çalıştılar. Biz öyle değiliz. Onlar da kazanacak, biz de kazanacağız. Tabi bunların bir daha oralara girmeleri de kolay kolay mümkün olmayacak. Düşünün Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari "Bizim 1 milyon insanımızı öldürdüler" diyor. Fransızlar aynı şekilde Cezayir’de 1 milyon insan öldürdüler. Ruanda’da 700 bin insanı öldürdüler. Bunu söylediğiniz zaman kuduruyorlar. Onlara göre bunları teşhir etmeyeceksin, söylemeyeceksin! "AFRİKA KITASINDAKİ ÜLKELER BU TEKLİFİ GERÇEKTEN ÇOK ÇOK ÖNEMSİYORLAR" Afrika ülkeleri gerek İngilizler gerek Fransızlar tarafından senelerce sömürüldü. Bugün hala o sömürüden izler duruyor. Siz "birlikte kazanma" teklifini öne sürdünüz. O bölge için bunu yapan ilk ve tek lidersiniz. Afrika kıtasında nasıl karşılanıyor bu teklifiniz? Tabi Afrika kıtasındaki ülkeler bu teklifi gerçekten çok çok önemsiyorlar. Çünkü bundan önce gelenler böyle gelmediler. Onlar vurup geçtiler. Bizim gibi paylaşmak, beraber kazanmak, onların kitabında yok. Çünkü kapitalist zihniyette böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Hele modern kapitalizmde hiç yok. Bunlar kapitalizmin cani evlatları. O modern kapitalizm, bunlara neyi yüklediyse onlar da bunun gereğini yaptılar. Hiçbir şey bırakmadılar. Buralara helikopterlerle gelirler; o ocakların olduğu yerlere inerler; altın, elmas, gümüş, aklınıza ne gelirse bütün ocakları sömürürler, alıp kendi ülkelerine taşırlarmış. Oradaki garipler ölmüş, bitmiş, yok olmuş; umurlarında değil. Bunların bütün işi o yer altındaki zenginlikler. Onları da zaten orada bırakmadılar, aldılar kendi ülkelerine taşıdılar. "İŞ ADAMLARIMIZIN YATIRIMLARI İNŞALLAH AFRİKA’YI CİDDİ MANADA UYANIŞA GEÇİRECEK" Fransa medyası ve siyaseti sizin Afrika’ya yönelik ilginizin ne anlama geldiğini çok iyi idrak ediyor. Bunu verdikleri reaksiyonlardan çok açık görebiliyoruz. Ama maalesef bizim ülkemizde de "Ne işimiz var Afrika’da" şeklinde yorumlar yapıldı. Fransızlar bu işin ehemmiyetini çok ciddi olarak anlaşmışken, ülkemizde bir kesim de maalesef bunu itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu anda Afrika şunu çok iyi görüyor, çok iyi anlıyor; diyorlar ki sizin buraya gelişleriniz artık Batı’nın Afrika ile olan ilişkilerini de derdest ediyor. Afrikalı memnun. Bütün mesele şimdi bizim Afrika’yı uyandırmamız, ayağa kaldırmamız. Bizim iş adamlarımızın oradaki yatırımları inşallah Afrika’yı ciddi manada uyanışa geçirecek. "MAARİF VAKFIMIZ, 19 ÜLKEDE FETÖ İLTİSAKLI 216 OKULU DEVRALDI" -Togo’da yaptığınız dörtlü zirve sonunda DEAŞ ve Boko Haram ile birlikte FETÖ ilk kez Afrika özelinde uluslararası bir metne terör örgütü olarak girdi. Hem bunu hem de Afrika’daki varlığımızın FETÖ ile mücadele açısından önemini değerlendirir misiniz? Bir defa Afrika’da ciddi manada FETÖ ile ilgili bir çöküş başladı. Şu anda çok ciddi sayıda okul Maarif Vakfımıza devroldu. Maarif Vakfımız, 19 ülkede FETÖ iltisaklı 216 okulu devraldı. Şu anda bir Nijerya’da ayakta. Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari ile yaptığımız görüşmede tabi bu konuyu da ele aldık. Ama birçok Afrika ülkesinde hamdolsun bize, Maarif Vakfımıza katılımlar oldu. Maarif Vakfına olan bu katılımlar zaten FETÖ’nün artık buralarda çöküşü anlamına gelir. Bu, hızla da devam ediyor. FETÖ, Güney Afrika’da da yavaş yavaş çökmeye başladı. "BİZ ŞU ANDA TAMAMEN, KENDİ İMKANLARIMIZLA YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ" -BM’deki adaletsiz işleyişe dikkat çekmek için söylediğiniz "daha adil bir dünya mümkün" sloganının, Afrika ve Orta Doğu halkları ve hükümetleri nezdinde güçlü bir karşılık bulduğunu görüyoruz. Ziyaret ettiğiniz ülkelerde bütün caddelerin, sokakların bu sloganla doldurulduğunu gördük. Bu ülke insanlarının böyle bir beklentisi olduğu çok açık. Sizin BM çerçevesinde başlattığınız "Dünya 5’ten büyüktür" şeklindeki siyasi inkılabın bölge halkları üzerinde gerçek anlamda bir tesiri olduğunu görüyoruz. Tabi bundan dolayı özellikle Fransa’nın ciddi bir rahatsızlığı var. Fransa bir süredir özellikle Cezayir’le ciddi bir siyasi kriz içerisinde. Macron’un bundan dolayı Türkiye’nin Cezayir halkını, devletini cesaretlendirdiği yönünde sözleri olmuştu. Peşinden de Türkiye’ye karşı tahrik edecek şekilde borç batağındaki Yunanistan’a yönelik ciddi silah satışı oldu. En son da yine Türkiye karşıtı bir hamle olarak Lafarge’ın Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerine destek verdiğini de gördük. Fransa’nın Türkiye karşıtı bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Fransa, Macron’la aslında çok ciddi bir kriz yaşıyor. Özellikle de son dönemlerin Fransa’sında bu yönetim, Fransa için en talihsiz yönetimdir. Ben Fransa’da Sarkozy ile tanıştım, Chirac ile tanıştım; bunların hiçbiriyle mukayese edilmezdi. Chirac’ta bir devlet adamlığı vardı. Sözse söz, olaya böyle bakardı. Çok ilginçtir, mesela, AB Liderler Zirvesinde üç adam vardı ki onlar Türkiye’yi ezdirmediler; Chirac, Schröder, Berlusconi… Türkiye o dönem içerisinde bütün AB Liderler Zirvesine istisnasız katılmıştır. Fakat Sarkozy ve değerli dostum Merkel geldikten sonra Türkiye’yi Liderler Zirvesine davetle ilgili tutum değişti. Tabi bu bizim Avrupa Birliğine giriş sürecimizi de olumsuz etkiledi. Adamların Türkiye’ye bakışı farklı. Eğer Türkiye’nin önünü açacak olurlarsa, biliyorlar ki Türkiye sıçrar. Bunlar Türkiye’nin sıçramasını ister mi, kabul eder mi? Biz şu anda tamamen, kendi imkanlarımızla yolumuza devam ediyoruz. "BU SOROS ARTIĞINI SAVUNANLAR, BUNU NASIL BIRAKTIRIRIZ GAYRETİ İÇİNDELER" Bakın şimdi AİHM bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. 10 tane Büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, bunu nasıl bıraktırırız gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş? Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? Amerika’sı, Almanya’sı, hangisi böyle bir şeyi şu ana kadar yaptı? Yapmadılar ve yapmazlar. Konuştuğu zaman sana verecekleri cevap şudur, "yargı bağımsızdır." Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en güzel örneklerini veriyor. "SENİN ÇOCUKLARIN BABASI İÇERİDE DE, YASİN BÖRÜ ŞEHİT OLDU GİTTİ" Muhalefet partileri de büyükelçilerin diliyle aynı dili kullanıyorlar… Bunlardan başka bir şey bekleyemeyeceğiz. AK Parti ve MHP olarak Cumhur İttifakında biz milletimizin hakkı söz konusu olduğunda aynı hedefe vururuz. Ama diğerleri aynı hedefe vurmazlar. Onlar birlikte hareket ediyor. Neymiş? 4 senedir yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Şimdi HDP de Selahattin Demirtaş’ı çıkarmanın gayreti içerisinde. Hale bakın. Terörist adam ya… 53 tane vatandaşımız bunun çağrısıyla ölüyor Diyarbakır’da. Yasin Börü yavrumuzun nasıl şehit edildiğini biliyorsunuz. Bütün bunlar ortadayken bakıyorsunuz bir televizyon kanalı bunun hanımını çıkarıyor, konuşturuyor, o da "çocuklarımın babası içeride" diyor. Senin çocukların babası içeride de, Yasin Börü şehit oldu gitti. Diğerleri, yine aynı şekilde şehit edildi. Peki onların yavruları yok mu? Onların hali ne olacak? Hiç bunu konuşmuyorlar. Bizim bu konudaki tutumumuzu, tavrımızı da sürekli eleştiriyorlar. Kusura bakmasınlar, biz bu görevde olduğumuz sürece hukuk ne ise bunun gereğinin yapılmasını istemeye mecburuz. Buradan taviz veremeyiz. "TÜRKİYE OLARAK BİZ GÜÇLÜYÜZ VE BİZE SIZAMIYORLAR" Kavala ile ilgili, "Türkiye’ye ders vermek haddinize mi?" diyerek çok net konuştunuz. Muhalefet de büyükelçilerin tarzıyla konuşuyor, bunu milli bir konu olarak görmüyor. Siz bunu nasıl görüyorsunuz? Bunlar niye Osman Kavala ve Demirtaş meselesine odaklandılar? Bunun arka planında ne görüyorsunuz? Terörün beslendiği odaklar belli. Bunlar zaten terörün beslendiği odaklar. Selahattin Demirtaş da öyle. Daha devam eden davaları var. Kavala hakeza öyle. Fakat Kavala’nın özelliği daha farklı. Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise, Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya çalışıyorlar. Şimdi Soros’un oğlu da giriyor. O da babası gibi. Bunların çok iyi takip edilmesi lazım. Bunlar mesela şu anda Balkanlara sızmanın, Balkanları sindirmenin gayreti içerisindeler. Bunlara da tabi fırsat vermeyeceğiz, verilmemesi lazım. Kosova’da, Makedonya’da, Arnavutluk’ta, her yerde buna benzer şeyleri yaparlar. Dolayısıyla bizim bilincimizin altına bunu bir defa yerleştirmemiz lazım. Elhamdülillah, Türkiye olarak biz güçlüyüz ve bize sızamıyorlar. Terörist sayısında ciddi bir düşüş var. Bundan sonra da terörle mücadeleye aynı kararlılıkla devam edeceğiz. "BİZ BU 1 MİLYAR 400 MİLYON DOLARIMIZI ÖYLE VEYA BÖYLE ALACAĞIZ" Afrika turuna çıkmadan önce yaptığınız basın toplantısında F-35’lerden dolayı 1,4 milyar dolar alacağımız karşılığı olarak Amerika tarafından bize F-16 alımı ve mevcutların modernizasyonu için bir teklif geldiğini açıkladınız. Bu durum ABD Dışişleri Bakanlığına soruldu; yalanlamadılar da doğrulamadılar da. Yine bir oyalama taktiği yürütüyorlar. Bundan vazgeçmeyecek mi Amerika? Şu anda tabi alt düzeyde bu görüşmeler söz konusu. Ama biz bu 1 milyar 400 milyon dolarımızı öyle veya böyle alacağız. Bütün bunlar konuşuluyor. Şu anda Savunma Bakanlarımız karşılıklı olarak bu görüşmeleri yapıyorlar. Şimdi Milli Savunma Bakanımız, Amerika Savunma Bakanıyla bir araya gelecek, görüşecekler. Mesafe alacağız diye inanıyorum. Roma’da G20 Toplantısında Biden ile biz de bunu tabi konuşacağız. "Ne yapıyoruz ne oluyor" diye soracağız. Hiçbir şekilde Türkiye’nin haklarının yenmesine fırsat vermeyiz. "ADETA BİR DELİ BİR KUYUYA BİR TAŞ ATTI, 40 AKILLI ÇIKARAMADI" Ana muhalefet genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun "siyasi cinayetler işlenebilir" şeklinde sözleri oldu. Siz de bununla ilgili suç duyurusunda bulundunuz. Bu konuyla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? Her şeyden önce ana muhalefetin başındaki zatın bu açıklamaları tamamen deli saçması. Ya siyaseti öğrenecek ya siyaseti öğrenecek; bunun başka çıkışı yok. Siyasi cinayet dediğin zaman senin yapman gereken bir şey var. Nedir o? İspat edeceksin. Böyle bir ispat söz konusu değil. Adeta bir deli bir kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkaramadı. Bu da böyle. Bunu neye göre söylüyorsun? Çünkü hukuktaki kaide çok açık net ortada; müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Senin bunu ispat etmen lazım. Bunu ispat etmediğin sürece bu sana yapışıp kalır. Nitekim bütün arkadaşlarımız bu konuyla ilgili gerekenleri söylediler. Ama bu da aynı, yanındakiler de aynı. Aynı şeyleri dönüp dönüp konuşuyorlar. Avukat arkadaşlarımız şu anda bununla ilgili davaları açtılar. O da tutuştu. Niye? Çünkü olmayan şeyi konuşuyor. Diğeri de aynı şekilde, olmayan şeyi konuşuyor. Malum, şimdi başsavcılık bunları davet etti. Başsavcının davetiyle de bunlar ifadeyi verecekler. Bakalım ne söyleyecekler, göreceğiz. "SEÇİM ZAMANINDA YAPILACAK" Seçimlere daha çok var, bir yıldan fazla zaman var. Ancak muhalefet partilerinde gerek liderlerin söylemlerinde, gerekse sözcülerin açıklamalarında son dönemde bir özgüven artışı hissediliyor. Girdiği bütün seçimleri kazanmış bir lider ve Türkiye’nin en tecrübeli siyasetçisi olarak, muhalefetteki bu durumu nasıl yorumluyorsunuz? Bunlar neredeyse iki yıldır hep erken seçim demiyorlar mı? Çok açık net bir gerçek var ortada; ben "seçimler zamanında yapılacak diyorum, asla geri adım yok" diyorum. Devlet Bey, aynı şekilde, Haziran 2023’ü söylüyor, "seçimler zamanında yapılacak" diyor. Ama bunlar hala avara kasnak gibi dönüp dönüp duruyorlar. Yok böyle bir şey, olmayacak böyle bir şey. Seçim zamanında yapılacak. Türkiye, seçimlerin zamanında yapılması olayını yaşayacak. O tarih de Haziran 2023’tür. "HASSAS NOKTALARA OPERASYONLARIMIZ DEVAM EDİYOR" Suriye ve Irak’a sınır ötesi operasyonun iki yıl uzatılmasını öngören tezkere Meclis Başkanlığına sunuldu. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Millet İttifakı ortakları İyi Parti ve CHP’ye askeri tezkereler konusunda tutum değiştirme çağrısında bulundu. Yani bir milli güvenlik meselemizi pazarlık konusu haline getirdiler. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Bir de geçen günlerde “Artık tahammülümüz kalmadı, gereken adımları atacağız” demiştiniz. Bu da sınır ötesi operasyonun sinyali olarak nitelenmişti. Bu konuya ilişkin söylemek istediğini yeni şeyler var mı? Şu anda bizim bölgede ciddi manada hassas noktalara operasyonlarımız devam ediyor. Kesinlikle taviz vermek yok. Suriye’deki bu süreci devam ettiriyoruz. Şu an itibarıyla da rejim nasıl bir tavır alır onu bilemiyorum ama biz özellikle İdlib’deki bu yaklaşım tarzına karşı gereği neyse onu yapmaya ve bütün ağır silahlarımızla beraber cevabını vermeye devam ediyoruz. Bu işi kendi akışına bırakamayız. "ZENGEZUR KORİDORUNUN AÇILMASIYLA İLGİLİ KARARLILIĞIMIZ DA AYNI ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR" Haziran ayında Bakü’ye gidip Şuşa’yı ziyaret etmiştiniz. Zengezur Koridorunun açılması için de adımların atılacağını biliyorduk. Bu konuda bir gelişme var mı? 26 Ekim’de Fuzuli havalimanının açılışı için yine orada olacaksınız. Programınızla ilgili detaylar var mı? Programda Bakü yok ama havalimanını inşallah açıyoruz. Bu konuyla ilgili olarak İlham Aliyev kardeşimle de görüştük. O günkü programda havalimanıyla birlikte oradaki birkaç karayolunun ve tarımla ilgili atılan bazı adımların açılışını da inşallah yapacağız. Zengezur Koridorunun açılmasıyla ilgili kararlılığımız da aynı şekilde devam ediyor. Bu arada bizim mayın tarama araçlarımızdan Azerbaycan’a verdik, veriyoruz. Onlar da çok takdir topladı. Mayın taramada bu araçlar çok çok başarılı oldular. Togo ve Burkina Faso’ya da ikişer tane verdik. Onlar da çok mutlu oldular. "İRAN, YENİ YÖNETİMİ DE ÖYLE ZANNEDİYORUM Kİ BU YANLIŞI DEVAM ETTİRMEZ" İran’ın Nahçivan ve güney Kafkasya sınırında bir askeri hareketliliği söz konusu. İran bir taraftan da Azerbaycan’ın İsrail ile ilişkilerine atıfta bulunuyor. Türkiye’nin Kafkasya’da aktif ve kalıcı aktöre dönüştükten sonra İran’ın bu eylemlerinin bir anlamı var mı ve bu sıcak bir krize dönüşür mü? Benim şahsen böyle bir beklentim yok. İsrail’in Azerbaycan ile olan ilişkileri nedeniyle, İran kalkıp da Azerbaycan’a karşı, Azerbaycan’ı hedef tahtasına koymak gibi bir duruma girmez. Çünkü bugün İran’daki Azeri oranı ortadadır. Bu tabi düşündürür. Öyle kolay değil. Yapılan iş yanlıştır. İran, yeni yönetimi de öyle zannediyorum ki bu yanlışı devam ettirmez. "LİBERYA CUMHURBAŞKANI WEAH ESKİ BİR FUTBOLCU" Togo, Burkina Faso ve Liberya liderleriyle buluşmanızda bahçedeki dörtlü sohbetten keyifli anlar yansıdı. Orada neler yaşandı, ne konuşuldu da o keyifli görüntü ortaya çıktı? Liberya Cumhurbaşkanı Weah eski bir futbolcu. Futboldan sonra siyasete girmiş. Galatasaray’ı çok sevdiğini söylüyor. Monaco, Paris Saint-Germain, AC Milan, Chelsea ve Manchester City ve Marsilya gibi birçok büyük futbol kulübünde oynamış. Yılın futbolcusu da seçilmiş. Ronaldo’nun da aldığı Altın Top Ödülünü o da almış. Tabi çok iyi de transfer paraları almış. Bunun üzerine yaptığımız bir espri üzerine gülümsediğimiz hoş bir sohbet oldu.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 43 44