05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektör’ünün arabasının üzerine çıkan eylemcilerin suç dosyası kabarık!

İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi’nde Rektör Prof. Dr. Naci İnci’nin makam aracının önünü kesen ve aracın üzerine çıkarak tepinen göstericiler gözaltına alındı. Üniversitede önceki gün yaşanan ve güvenlik kameraları tarafından da kaydedilen izinsiz gösteri sırasında bir grup, Rektör İnci’nin makam aracının önünü kesti ve gruptan bir kişi otomobilin üzerine çıktı. Bu gösterici, güvenlik görevlileri tarafından aracın üzerinden indirildi. İzinsiz gösterinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında dün 7 kişi gözaltına alındı. YARALAMA, TEHDİT, MALA ZARAR VERME Gözaltına alınan 7 öğrenciden 2’si çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Diğer 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olaylarla ilgili üniversitede görevli güvenlik görevlilerinin de bilgisine başvuruldu. Gözaltına alınanların dosyası kabarık çıktı. Olay sırasında yarı çıplak halde aracın üzerine çıkan Ersin Berke G.’nin çok sayıda suç kaydı bulunuyor. “Mala zarar verme, Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, görevli memura mukavemet, yaralama, özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit” bunlardan sadece bazıları. Gözaltına alınan Beliz İ.’nin dosyası da Ersin Berke G.’yi aratmadı. Beliz İ.’nin de “Mala zara verme, Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, hakaret, devletin egemenliğini aşağılama” gibi suçlardan çok sayıda kaydı bulunuyor. Eylemlere katılan Eftelya K., Hamza A., Mehmet İ., Elif B. de benzer suçlara bulaşmış. PKK PROPAGANDACISI Yine eylemciler arasında bulunan Caner Ö.’nün adı da “Cumhurbaşkanı’na Hakaret” dosyasında bulunuyor. İsmail G. ile ilgili de geçmişte PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı için hakkında işlem yapılmış. Ayrıca gruptakilerin bazılarının üniversitedeki LGBT-İ yapılanmasında bulunduğu öğrenildi.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de kürsüye çıkardığı kişilerin suç dosyası kabarık: Biri FETÖ’cü, diğeri sabıkalı…

CHP, erken seçim çağrısıyla başlattığı mitinglerin ilkini dün Mersin’de gerçekleştirmişti. CHP ve HDP teşkilatlarından yapılan çağrıya rağmen büyük hüsrana uğrayan Kemal Kılıçdaroğlu, 37 bin kişilik alanı bile dolduramamıştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki resmi hesabından açıklamada bulundu ve “Milletin Sesi dedik, milletimizi Mersin’de dinledik. Ülkemizin dört bir yanında acı çeken herkes bu kürsüye çıkacak. Saray bu çığlığı duyacak!” iddiasında bulundu. KÜRSÜYE ÇIKARDIĞI KİŞİLERİN SUÇ DOSYASI KABARIK CHP liderinden önce konuşma yapmak için kürsüye çıkarılan kişilerin suç dosyasının kabarık olduğu tespit edildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de katıldığı “Milletin Sesi Mitingi”nde konuşma yapan Cennet Yünlü’nün FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturmasının şüphelisi olduğu, aynı mitingde konuşma yapan Mesut Tur’un da “Kasten yaralama, tehdit ve evden hırsızlık” suçunu işlediği ve babasının da PKK/KCK mahalli komitesinde yer aldığı gerekçesiyle yargılandığı öğrenildi. “Milletin Sesi Mitingi”nde konuşma yapan ve “İki üniversite mezunu ve işsiz” olarak takdim edilen Cennet Yünlü’nün, FETÖ/PDY yönelik soruşmasının şüphelisi olduğu bildirildi. Cennet Yünlü’nün, “Silahlı Terör Örgütü Kurma, Yönetme ve Üye” suçundan adli sicil kaydının olduğu tespit edildi. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tarafından yürütülen soruşturma dosyası kapsamında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan şüpheli A.D isimli şahsın ifadesinde; “Cennet Yünlü’yü FETÖ/PDY’ye ait olan evde kalan kişi olarak bilirim. FETÖ/PDY’ye ait olan evde yapılan sohbet toplantısına katılan kişidir” dediği öğrenildi. ESNAF DEDİLER AZILI SUÇLU ÇIKTI “Milletin Sesi Mitingi”nde konuşma yapan ve esnaf olarak sunulan Mesut Tur’un “Kasten yaralama, mala zarar verme, tehdit, hakaret ve evden hırsızlık” suçlarından adli sicil kaydının olduğu öğrenildi. Mesut Tur’un babası S.T.’nin terör örgütü PKK/KCK’nin mahalli komitesinde yer aldığı öğrenildi. Mesut Tur’un babasının 18 Mart 1993 tarihinde Mersin’de PKK/KCK terör örgütüne yönelik soruşturmada örgütün mahalli komitesinde faaliyet göstermek suçundan dolayı firari sanık olarak aranmakta iken yakalandığı bildirildi.

2 yıl önce

CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu arasında dosya savaşı

Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu arasındaki dosya savaşlarına köşesinde yer verdi. İşte o yazı: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, telefonlarının dinlenildiğini iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Konuşmalarını kaydetseydik Pensilvanya ile konuşmasını duyardık” diye karşılık vermişti. Soylu, Kılıçdaroğlu’nun Pensilvanya ile diş muayenehanesinde görüştüğünü ve 15 Temmuz’dan önce gerçekleşen görüşmede, “Yurtta barış, dünyada barış” sloganının konuşulduğunu söylemişti. Her konuda video çekip, gece yarısı tweet’ler atan Kılıçdaroğlu bu iddia karşısında suskunluğunu koruyor. Ama CHP’de başka ilginç bir gelişme yaşanıyor. Nedir o? Süleyman Soylu daha önce de bu iddiayı gündeme getirmişti. Hem de bir defa değil, birkaç kez. Ama o zaman CHP’ye yakın medya sessiz kalmıştı. Bu kez muhalif medya Soylu’nun iddialarına ilgi gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun, Pensilvanya ile o dönem danışmanı olan diş doktoru Ali Arif Özzeybek’in muayenehanesinde görüştüğüne dair dosyayı yayınladılar. Ali Arif Özzeybek ise görüşmeyi yalanlamadı, sadece “Ben bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum” demekle yetindi. Soylu, Kılıçdaroğlu’nun Pensilvanya ile diş muayenehanesinde görüştüğünü ve 15 Temmuz’dan önce gerçekleşen görüşmede, “Yurtta barış, dünyada barış” sloganının konuşulduğunu söylemişti. Her konuda video çekip, gece yarısı tweet’ler atan Kılıçdaroğlu bu iddia karşısında suskunluğunu koruyor. Ama CHP’de başka ilginç bir gelişme yaşanıyor. Nedir o? Süleyman Soylu daha önce de bu iddiayı gündeme getirmişti. Hem de bir defa değil, birkaç kez. Ama o zaman CHP’ye yakın medya sessiz kalmıştı. Bu kez muhalif medya Soylu’nun iddialarına ilgi gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun, Pensilvanya ile o dönem danışmanı olan diş doktoru Ali Arif Özzeybek’in muayenehanesinde görüştüğüne dair dosyayı yayınladılar. Ali Arif Özzeybek ise görüşmeyi yalanlamadı, sadece “Ben bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum” demekle yetindi. 15 TEMMUZ’UN SLOGANI Burada önemli olan iki nokta var. Görüşmenin 15 Temmuz’dan önce gerçekleştiği ifade ediliyor. İlginç olanı, 15 Temmuz darbe girişiminin bildirisinin altında “Yurtta Sulh Konseyi” ismi yer alıyordu. Görüyoruz ki o slogan Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’dan birkaç ay önce Pensilvanya ile görüşmesi sırasında “Yurtta barış, dünyada barış” olarak telaffuz edilmiş. Pensilvanya’nın 15 Temmuz darbe girişiminin hazırlıklarına 1 Kasım seçimlerinin hemen ardından başladığı ortaya çıktı. Belli ki darbenin sloganı da önceden belirlenmiş. Ama bunun Kılıçdaroğlu ile görüşme sırasında kullanılması önemli. İMAMOĞLUCU MEDYANIN İLGİSİ Bence ikinci ama daha önemli bir nokta var ki, o da Kılıçdaroğlu hakkındaki iddiaya, CHP’ye yakın medyanın bir kısmının olağanüstü ilgi göstermesi. Neden acaba? Bu sorunun cevabını bulmak üzere kulislere kulak kabarttım. Karşıma CHP içindeki kamplaşma çıktı. Cumhurbaşkanı adaylığı için Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında müthiş bir güç mücadelesi yaşanıyor. Kılıçdaroğlu’nun baş başa görüşmesine rağmen İmamoğlu geri adım atmıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça bu rekabet hızlanmaya başladı. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu mücadelesinde yeni bir aşamaya geçildi. İmamoğlucularla, Kılıçdaroğlucular ayrışmaya başladı. CHP’deki kurultay sürecinin ertelenmesinin tek nedeni seçimler değil. İmamoğlu - Kılıçdaroğlu mücadelesinin kurultay sürecinde kıran kırana bir savaşa dönüşmesini önlemek için kurultayı ertelediler. CHP’de belediye başkanları, il teşkilatları ve milletvekilleri arasında İmamoğlucular ve Kılıçdaroğlucular ayrışması başladı. Ama asıl mücadele İmamoğlu’nu destekleyen medya ile Kılıçdaroğlu’nu destekleyen gazeteciler arasında yaşanıyor. Belediye imkânlarını kullanarak İmamoğlu bu yarışta öne geçmiş gözüküyor. DOSYALAR TUTULUYOR Kılıçdaroğlu’nun Pensilvanya ile görüşmesine daha önceki yıllarda ilgi göstermeyen muhalif medyanın şimdi gündem yapmasının altında bu mücadele yatıyor. Artık Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu ekipleri birbirleri hakkında dosyalar tutmaya başladılar. MESUT YILMAZ- HASAN CELAL GÜZEL OLAYI Sizi buradan alıp ANAP’taki liderlik mücadelesine götürmek istiyorum. Özal’dan sonra ANAP’ın başına geçmek için kıran kırana bir mücadele yaşanıyordu. Mesut Yılmaz’ı, TÜSİAD başta olmak üzere İstanbul’un iş dünyası, Semra Özal, liberaller ve merkez medya destekliyordu. Başbakan Yıldırım Akbulut ise klasik parti tabanından destek alıyordu. Ama Özal ailesini karşısına almıştı. Özal’ın, “Tank Hasan” adını taktığı Hasan Celal Güzel’i ise muhafazakâr-milliyetçi taban ile “milli unsurlar” istiyordu. Hasan Celal Güzel, içinde trajik bir trafik kazasında hayatını kaybeden Hande Mumcu’nun da yer aldığı “Özal-Bush görüşmesinin tutanakları” iddialarıyla tasfiye edildi. Bunu niye hatırlattım? MASONLUK İDDİASI Parti içi muhalefet kimi zaman çok ilginç tasfiyelere neden olabiliyor. Demirel’in mason olduğuna dair iddialar da yine AP kongresi öncesinde gündeme taşınmıştı. Parti içi rakipleri tarafından. ANAP kongresi öncesinde de Mesut Yılmaz’ın mason olduğuna dair bir dosya dolaştırılıyordu. Mesut Yılmaz’a ulaşıp elimdeki dosyanın ışığında mason olup olmadığını sormuştum. İddialardan haberi olmuştu. İddia edilen belgeyi incelettiğini, sahte olduğunu ve sonradan üretildiğinin tespit edildiğini söylemişti. Mason olmadığını söyleme gereği duymuştu. İnsan yaşlı olunca bunları hatırlıyor. Bakalım CHP’deki Kılıçdaroğlu-İmamoğlu mücadelesi bizi nerelere götürecek? KOÇERO’NUN GÜLÜ CHP’NİN SINAVINA DÖNÜŞTÜ KOD adı “Koçero Meleti” olan PKK’lı terörist Volkan Bora ile PKK kampında eli silahlı fotoğrafları çıkan HDP Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili ilk toplantı perşembe günü yapılacak. Anayasa-Adalet Karma Komisyonu ilk toplantısında bir hazırlık komisyonu oluşturacak. Semra Güzel, hazırlık komisyonunda yazılı ya da sözlü olarak savunma yapabilecek. HDP milletvekili aynı hakkı Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında da kullanabilecek. Kendini nasıl savunacak, merak ediyorum. “O kalaşnikof sözlüm tarafından nişan hediyesi olarak takıldı, aileler arasında nişanlanmıştık, PKK kampında balayımızı geçiriyorduk” mu diyecek bilemiyorum. Kafanızı karıştırmadan madde madde PKK kampında silahlı, Meclis’te milletvekili olan Semra Güzel olayını anlatmak istiyorum. 1- KCK KONTENJANINDAN HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında komisyonda 34 dosya var. Ama ikisi ele alınacak. 2019 yılında yürütülen PKK’yla ilgili bir soruşturma kapsamında Semra Güzel hakkında 2021 yılı mart ayında PKK üyeliğinden fezleke düzenlenmiş. KCK Konseyi tarafından sevgilisi Koçero Meleti’nin 2017 yılında Adıyaman’da düzenlenen bir operasyonda etkisiz hale getirilmesi nedeniyle, “değerli aile” kontenjanından milletvekili olarak önerilmiş. 2- İLAÇLAR KARE KODUYLA BELİRLENDİ Adıyaman’da PKK’lılara yönelik olarak düzenlenen operasyonda PKK’lıların kullandığı eşyalar arasında bulunan ilaç kutularının kare kodlarının incelenmesi sonucunda hangi eczaneden verildiği ve hangi doktorlar tarafından yazıldığı tespit edildi. Türk Tabipler Birliği Diyarbakır Şube Eş Başkanı olduğu dönemde Semra Güzel ile Behçet Yıldırım’ın teröristlerin tedavisinde kullanılmak üzere ilaç yazdığı belirlendi. 3- 2016 YILINDA GİTMİŞ Semra Güzel’in PKK kampındaki silahlı fotoğraflarının yayınlanması üzerine düzenlenen fezleke ise geçen hafta Meclis’e ulaştı. Burada Semra Güzel’in çözüm sürecinde değil, PKK’lı kurye Hasan Doymaz’ın ifadesine göre 2016-2017 yıllarında PKK kampına gittiği ortaya çıktı. PKK kampındaki eli silahlı HDP milletvekili Semra Güzel’i değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutan Kılıçdaroğlu bu işe ne diyecek? 4- CHP NE YAPACAK? Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması oylaması CHP ve İYİ Parti hakkında da bir sınava dönüşecek. Meral Akşener, dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oy kullanacaklarını açıkladı. Hakkını teslim etmek gerekiyor. Ama Irak ve Suriye tezkeresinin oylamasında HDP ile birlikte hareket eden CHP’nin tutumu ise merak ediliyor. PKK’da “Koçero Gülü” şifresini kullanan Semra Güzel’in oylaması CHP’nin sınavına dönüştü.

2 yıl önce

HDP'li Semra Güzel'in skandal fotoğrafları HDP'nin kapatma davası dosyasına girdi

PKK'lı terörist ile fotoğrafı çıkan HDP Milletvekili Semra Güzel'e ait fotoğraf, bilgi ve belgeler Anayasa Mahkemesi'nde görülen HDP'nin kapatma davasına ek delil olarak gönderildi. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP'nin Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapatma davasıyla ilgili dosyaya eklenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 2 klasör dolusu ek delil gönderdi. Klasörlerde, Adıyaman kırsalında öldürülen terörist Volkan Bora ile birlikte fotoğrafı ortaya çıkan Semra Güzel ile ilgili fotoğraflar, belgeler ve ifadeler yer alıyor. Ayrıca eski HDP Milletvekili Behçet Yıldırım ile ilgili ifadeler ve belgelerde klasörde bulunuyor. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı'nın PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında 26. Dönem Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım ile 27. Dönem Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak sucundan soruşturma başlatıldı. Yürütülen soruşturma dosyalarının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Anayasa'nın 69. Maddesi gereğince Anayasa Mahkemesine açılan HDP'nin kapatılmasına delil olabileceği değerlendirildi. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 2 klasör dolusu belge ve ifadeler Anayasa Mahkemesine sunması için gönderdi. Dosyada, Semra Güzel ve Behçet Yıldırım ile ilgili, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezlik bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelen ve bu şekilde, Anayasa'nın 68. Maddesinin 4. Fıkrasına, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 78, 80, 81, 82 ve 90. Maddelerine aykırı eylemlerde bulunduğu HDP'nin kapatılma davasına ek delil olarak değerlendirin bilgi ve belge bulunuyor.

2 yıl önce

Bekir Bozdağ'dan HDP'li Semra Güzel'in dokunulmazlık dosyası hakkında açıklama: Bir buçuk iki ay içerisinde komisyon çalışmalarını tamamlayacak

PKK'lı teröristle fotoğrafları ortaya çıkan HDP vekili Semra Güzel'in dokunulmazlık dosyası hakkında açıklama yapan Bozdağ, 'Bir buçuk iki ay içerisinde komisyon çalışmalarını tamamlayacak ve kararını açıklayacaktır.' dedi.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu, İBB’de terör iltisaklı çalışanlar olduğunu kabul etti: 8 personelle ilgili dosya var

İmamoğlu’nun açıklamasının devamı şöyle; “Bir suçlu varsa suçunun cezasını çeker suçlu değil sokakta geziyorsa o vatandaşın bir kurumda çalışma hakkı vardır. Bunu herkes için konuşuyorum. Vatandaş cadı avı yapar gibi de davranamazsınız. İkincisi 8 kişi. Üç yıldır karaladılar olmadı yerden yere vurdular olmadı.”

1 yıl önce

İYİ Parti’den Ümit Özdağ’a ‘sekreter tacizi’ dosyası! Buğra Kavuncu’ya neden FETÖ’cü dedi! İYİ Partili genç kitle Zafer Partisi’ne mi kayıyor…

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, popülist ve ırkçı söylemleri ile İYİ Parti’nin genç seçmen kitlesini kendisine çekmesi İYİ Parti yönetimini harekete geçirdi. Ümit Özdağ‘ın İYİ Parti ile yollarını ayırmasına sebep olduğu iddia edilen bir skandal, İYİ Parti kurmayları tarafından bazı gazetecilere özel sohbetlerde aktarılmaya başlandı. SEKETERİ TACİZ DOSYASI İddiaya göre; Ümit Özdağ, İYİ Parti’de genel başkan yardımcısı olduğu dönemde, kendisine sekreter olarak tahsis edilen parti çalışanına tacizde bulundu. İYİ Parti Genel Merkezi’nde herkesin dilinde olan söylentiye göre Ümit Özdağ tarafından tacize uğradığını iddia eden sekreter, İstanbul İl Başkanlığı görevine getirilmeden önce genel merkezde genel başkan yardımcılığı görevinde bulunan Buğra Kavuncu’nun eski sekreteri… BUĞRA KAVUNCU’YA SALDIRMA SEBEBİ SEKRETER Mİ? Özdağ’ın durup dururken kendi partisinin il başkanını FETÖ üyesi olmakla suçlamasının altında yatan sebep iddialara göre bu taciz olayı. İYİ Parti’nin kurulmasıyla birlikte Akşener tarafından Strateji, İletişim, Propaganda ve Tanıtım Genel Başkan Yardımcılığına getirilen Özdağ, ilk günlerde kendisine tahsis edilen sekreterin verimli olmadığını söyleyerek başka bir sekreter görevlendirilmesini ister. Aynı günlerde genel başkan yardımcılığı görevini sürdüren Buğra Kavuncu’nun İstanbul İl Başkanlığına atanması üzerine İYİ Parti’nin en çalışkanı olarak tanınan Kavuncu’nun sekreteri Ümit Özdağ’a kaydırılır. Kendisine tahsis edilen yeni sekreterden çok memnun olan Özdağ, iddialara göre sekretere gönlünü kaptırır. Genç kadının ‘baba şefkati’ sandığı sevginin ‘sapıklık’ olduğunu anlaması üzerine ise Ümit Özdağ’ın siyasi geleceğini şekillendireceği süreç başlamış oldu. MERAL AKŞENER İSTİFASINI İSTEDİ Özdağ tarafından tacize uğrayan sekreterin durumu ilk olarak Buğra Kavuncu’ya anlatmasıyla İYİ Parti’de fırtınalar koparacak gelişmeler peş peşe yaşanmaya başlandı. Kavuncu’nun eski sekreterini taciz eden Özdağ’ı arayarak sert tepki gösterdiği, telefon konuşmasında karşılıklı küfürleşmelerin yaşandığı, bunun üzerine Özdağ’ın “Senin siyasi kariyerini bitireceğim” diyerek Kavuncu’yu tehdit ettiği; Kavuncu’nun ise apar topar genel merkeze gelerek durumu Meral Akşener’e aktardığı olayın tanıkları tarafından dillendiriliyor. Akşener’in ise durumu öğrenince küplere bindiği, Özdağ’ı odasına çağırarak genel başkan yardımcılığı görevini bırakması istediği ve Özdağ’ı genel merkezden uzaklaştırmak istediği; Özdağ’ın ise olayı gurur meselesi yaparak İYİ Parti’den ihraç edilmesini başlatacak sürecin fitilini ateşleyerek Buğra Kavuncu’yu suçladığı iddiası İYİ Parti Genel Merkezi’nde tüm çalışanların dilinde… DOSYA HAZIR, MEDYAYA SERVİSİ BEKLİYOR İYİ Parti tarafından Ümit Özdağ için hazırlanan dosya seçimlere yakın zamanda medyaya servis edilecek. İçinde İYİ Parti Genel Merkezi’nde çekilen görüntülerin de olduğu iddia edilen dosya, seçim tarihinin netleşmesinden sonra uygun bir vakitte medya ile paylaşılacak. Irkçı ve popülist söylemleri ile İYİ Parti’nin genç seçmenini kendi tarafına çektiği anketlere yansıyan Özdağ’a karşı Akşener’in bu hamlesinin işe yarayıp yaramayacağını ise zaman gösterecek.

1 yıl önce

CHP’li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın tecavüz dosyası hakkında flaş gelişme! HSK soruşturma başlattı

Aydın’da kendisine iş istemeye gelen S.T.’ye meclis üyesi arkadaşının çiftliğinde alkol ve uyuşturucu vererek tecavüz etmekle suçlanan Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile ilgili soruşturmada Didim Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararı 3 Mayıs 2021’de kaldırıldı. Mağdur kadın S.T.’nin avukatı Murat Sultansu’nun ünlü sanatçı Zerrin Özer’den alıntı yaparak Söke Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı itiraz kabul edilmişti. Söke Sulh Ceza Hakimi Ebru Ümüş Çevik yazdığı cevapla adeta Didim Cumhuriyet Başsavcılığı’na hukuk dersi vermişti. Hakim Çevik, Didim Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmayı eksik delil toplayarak tamamladığı gerekçesiyle ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararını kaldırmış, Didim Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yeni karar doğrultusunda soruşturmayı genişleterek yeniden ele alması ve Söke Sulh Ceza Hakimliği’nin Başkan Atabay ve diğer şüpheliler hakkında iddianame düzenlenmesi bekleniyor. SU BORCUNU SİLDİRDİĞİ 3 BİLİRKİŞİ RAPORUYLA KESİNLEŞTİ CHP’li Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay’ın bar ve otel işletmelerine ait 70 bin liralık su faturalarının “terkin” yöntemiyle sildirtme iddialarına ilişkin, Didim Belediyesi eski su işleri çalışanı İlksen Yalçın suç duyurusunda bulunmuş, konu ile ilgili 7 sene önce soruşturma başlatılmıştı. Atabay’ın başkan seçildikten sonra ilk iş olarak belediye bilgisayarlarında değişiklik yaptırarak sildirdiği 70 bin liralık su borcu 3 bilirkişi raporuyla kesinleşmişti. 3 tane bilirkişi raporu olmasına karşın bugüne kadar soruşturma tamamlanamadı ve 7 yıldır henüz dava açılmadı. ÖZEL ODADA 2.5 SAAT İFADE Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay hakkında yürütülen soruşturma dosyalarının sümen altı edildiği iddiasıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) soruşturma başlattı. HSK tarafından konusunda uzman başmüfettiş Didim’e gelerek inceleme yaptı. S.T.’nin avukatı Murat Sultansu ile şikayetçi Ahmet Orak başmüfettişe bu konularla ilgili Didim Adliyesi’ndeki özel odada 2.5 saat ifade verdi. DİDİM ADLİYESİ VE BELEDİYE ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR? SABAH’a konuşan avukat Murat Sultansu, “Didim Adliyesi’nde hazırlanan özel odada Ahmet Orak ile birlikte başmüfettişe 2.5 saat ifade verdik. İnceleme konusu Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay hakkında devam eden tecavüz ile su faturalarının silinmesi dosyalarının uzun yıllardır neden karara çıkmaması. Didim Adliyesi ile Didim Belediyesi arasında ilişki nedir? Bunlar araştırılıyor” diye konuştu. Dosyaların 2016’dan karara çıkmamasının araştırıldığını belirten Sultansu, “Tecavüz dosyası ne durumda? Bugüne kadar neden oyalanıyor? Didim Adliyesi ile Didim Belediyesi arasında ilişki nedir? Bu konularda müfettişe ifade verdik. Ahmet Deniz Atabay hakkında su borcunun silinmesi ile ilgili soruşturma izni için Danıştay 1. İdaresi Başkanlığı’na 6 ay önce başvuru yapılmış. Soruşturma izni için neden bu kadar beklendi? Başmüfettiş bu sorulara da yanıt arıyor. Bizim için umutlandırıcı gelişmeler oldu. Adalete güveniyoruz” şeklinde konuştu. BAŞSAVCI BELEDİYE BAŞKANI İLE BALIK TUTMAYA GİDİYOR HSK’nın görevlendirdiği başmüfettişe ifade veren işadamı Ahmet Orak, “Başmüfettiş bize soruşturma aşamasında kalan ve davaya dönüşmeyen, sümen altı edilen dosyalarla ilgili sorular sordu. Su faturalarının silinmesi dosyasında ben de şikayetçiyim. Ahmet Deniz Atabay’ın her dosyasında 13 savcı değişmiş. Bu normal bir durum değil. Didim Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Emin Çıplak, Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile beraber balık tutmaya gidiyor. Ahbap çavuş ilişkisi var. Didim Cumhuriyet Başsavcısı ile Belediye Başkanının HTS kayıtları incelenirse doğru söylediğim anlaşılır. Defalarca şikayet etmemize rağmen hiçbir sonuç alamadık. Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın FETÖ Belediyeler imamı Erkan Karaaslan ile beraber hareket ettiğine dair şikayetçi oldum. Ancak Didim Cumhuriyet Savcısı Kemal Mansız, şikayetçilerin ifadesini dahi almadan, bilirkişiye göndermeden Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay hakkında takipsizlik kararı verdi” dedi. BAŞSAVCI BELEDİYE BAŞKANI İLE BALIK TUTMAYA GİDİYOR HSK’nın görevlendirdiği başmüfettişe ifade veren işadamı Ahmet Orak, “Başmüfettiş bize soruşturma aşamasında kalan ve davaya dönüşmeyen, sümen altı edilen dosyalarla ilgili sorular sordu. Su faturalarının silinmesi dosyasında ben de şikayetçiyim. Ahmet Deniz Atabay’ın her dosyasında 13 savcı değişmiş. Bu normal bir durum değil. Didim Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Emin Çıplak, Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile beraber balık tutmaya gidiyor. Ahbap çavuş ilişkisi var. Didim Cumhuriyet Başsavcısı ile Belediye Başkanının HTS kayıtları incelenirse doğru söylediğim anlaşılır. Defalarca şikayet etmemize rağmen hiçbir sonuç alamadık. Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın FETÖ Belediyeler imamı Erkan Karaaslan ile beraber hareket ettiğine dair şikayetçi oldum. Ancak Didim Cumhuriyet Savcısı Kemal Mansız, şikayetçilerin ifadesini dahi almadan, bilirkişiye göndermeden Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay hakkında takipsizlik kararı verdi” dedi.

1 2 3 4 5