27 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu: LGBT kulübünden PKK materyali çıktı!

Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanan ve öğrenciler tarafından protesto edilen Prof. Dr. Melih Bulu, yaşanan son gelişmelerle ilgili Habertürk yazarı Nagehan Alçı'ya konuştu. Rektörlük binasının ablukaya alınması olayının detaylarını anlatan Rektör Bulu, istifa çağrılarına da "Asla istifa etmeyeceğim" şeklinde yanıt verdi. Pazartesi akşamı Bulu'yu aradığını ve olayları sorduğunda "Nagehan Hanım maalesef LGBT son olaylar sonrası aday kulüp üyelikleri sonlandırılınca rektörlüğü ablukaya almaya kalktı." cevabını aldığını belirten Alçı, "Ben bir avuç LGBT kulüp üyesi öğrencinin böyle hedefe konmasını ve günah keçisi haline getirilmesini açıkçası doğru bulmuyorum." dedi.

3 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | HDP’nin Kurtuluş Umudu; Cizre Bodrumları

Cizre’nin Bodrumlarının gün yüzüne çıkması, Sur’un yeniden inşası, Derik’in kalkınması ve nicesi PKK’ya ve HDP’ye çok büyük derttir. Çözüm süreci ve çukur-hendek olayları başta olmak üzere PKK ve HDP’nin Kürtlere attığı kazığın haddi ve hesabı yoktur. Cizre’nin Bodrumlarına o gençleri dizip sivil tek bir can zarar görmesin diye vicdanlarıyla operasyon yürüten onlarca kahramanımızı şehit vermemize neden olanlar er ya da geç gizledikleri derin gerçekler ortaya çıkar çıkmaz hesap vereceklerdir. PKK ve HDP çukurların altında kalan teröristlerin hesabını, strateji ve siyaset hatalarını kendi aralarında henüz görmediler, Kürtler bu gerçekle tam anlamıyla yüzleşip hesap sormaya koyulmadı ama içimiz rahat o günler yaklaşıyor. Boğaziçi Eylemlerinde LGBT’ye daha fazla sığınma ihtiyacı hisseden PKK’nın, HDP’nin çukur ve hendeklerden sonra Kürt gençlerine verebilecekleri tek seçenek LGBT vizyonudur. Bunların meşrebinde çukurdan kaçan LGBT’ye tutulur! Avrupa’ya , Amerika’ya yaranmak adına Kürt gençlerinin LGBT’lileşmesine rıza göstermeyiniz, karşı durunuz, Allah aşkına. Ey kardeşleri olduğum Kürtler! Evlatlarınızı, nesillerin sıhhati ve geleceği adına HDP’den muhafaza buyurunuz, HDP’den ve PKK’dan hesap sorunuz.  

3 yıl önce

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz: Karadeniz'deki vaka artışının nedeni mutant virüs

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, koronavirüs haritasında artan vakaları değerlendirdi. Haritada kırmızı yerlerin çoğaldığına dikkat çeken Prof. Hasöksüz, " Karadeniz Bölgesi'nde Samsun'dan Trabzon'a olan kısımda o illerdeki günlük vaka sayısının gerçekten yüksek olması bu bulaşıcılığı çok yüksek olan mutasyona ait olduğunun göstergesi olduğunu düşünüyorum" dedi. Prof. Hasöksüz, Karadeniz'de gerek iş gerekse ailesel ilişkilerde yoğun davranışların rakamların yükselmesine neden olduğunu belirtti. 3.Dalga uyarısı Her ilin kendi özelliğine bağlı olarak hıfzıssıhha kurullarının bazı önlemleri artıracağını veya azaltacağını dile getiren Prof. Hasöksüz, "Günlük vakalara göre belirlenecek. Kasım ayında 30 bin rakamlarını gördük, Ocak ayında 5 bin rakamlarına düştük. Şimdi bunu 5 bin rakamlarının aşağısına çekemedik, bu rakamlar 9 bin oldu. Bu günlük rakamlar, günlük test yapılma oranlarına bakıldığı zaman düne kadar 6,8 idi test sayısına bağlı vakanın oranı, dün artık 7,32'e çıktı. Bu rakamların artması 3. dalganın habercisi olabilir" dedi. Yeni Şafak’a konuşan Prof. Hasöksüz, "Tedbirlerle ancak yayılım o kadar baskılanmış. Özellikle Karadeniz'deki tedbirlere vatandaşlar uyarsa, o bölgeyi rahatlıkla kurtarabiliriz. Yayılımının diğer şehirlere bölgelere engelleriz" dedi.

3 yıl önce

CHP Parti Meclisi eski üyesi Bedri Baykam’ın öncülüğünde bir araya gelen CHP’liler: Üst üste seçim kaybeden genel başkan görevi bıraksın

CHP’li isimler; Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Tolga Yarman, Mustafa Gazalcı, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Tevfik Kızgınkaya, “CHP için Demokratik Dijital Devrim (D3) Tüzük Taslağı” başlıklı bir bildiri yayımladı: •Cumhurbaşkanlığı adayları, tüm üyelerin katılımıyla seçilmeli. •Genel Başkan, Parti Meclisi, Milletvekilleri ve Belediye Başkanları’nın %3’lük Genel Merkez kontenjanı dışında tüm üyelerle seçilmeli. •İki kere üst üste genel seçimi kaybeden Genel Başkan koltuğunu kaybetmeli ve parti olağanüstü kurultaya gitmeli. •Cinsiyet ve gençlik kotaları kapsamına giren üyelerin, seçilebilir noktalardan listeye girmeli.

3 yıl önce

AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe: 'Bakın bu dramdır'

Ak Parti İstanbul İl Başkanı Osman Kabaktepe de bu duruma tepki gösterdi. Kabaktepe, "Ziyaret paylaşımından kazanç sağlama gayreti... Vay halinize!" mesajıyla bir tweet attı. Durumu bir dram olarak niteleyen Kabaktepe, "Bir ziyaret paylaşımından bile kazanç sağlama gayreti... Ajans bu hallere düştüyse vay halinize! Halbuki sizin sinekten yağ çıkarma anketinizden daha önce paylaşmışız. Nesini beğenmediniz anlamadık." ifadelerini kullandı.

3 yıl önce

Bodrum’da, TOSFED Rallisi Kupa törenine, oyuncu Mustafa Üstündağ'ın da karıştığı kavga gölge düşürdü

Olay, akşam saat 19.30 sıralarında Yakaköy Mahallesinde bulunan özel bir kolejin bahçesinde meydana geldi. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Ralli Kupasının 1'inci Ayak Bodrum Rallisinin kupa töreninin ardından oyuncu Mustafa Üstündağ (44) ve beraberindeki 5 kişi, ralli sırasında yaşanan kazayla ilgili komite üyelerini ihmalkarlıkla eleştirdi. Kupa töreninin yapıldığı alanda Üstündağ ve beraberindeki 5 kişi ile komite üyeleri ve federasyon yetkilileri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine federasyon yetkililerinden 3 kişi darbedilirken, Üstündağ'ın yanındaki H.K. iddiaya göre arbede sırasında tabancayla H.G.'yi sağ dizinden yaraladı. Kavga ihbarı üzerine törenin yapıldığı alana çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan yaralılar özel bir hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. 6 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Olayın ardından çevrede inceleme yapan polis ekipleri aralarında Mustafa Üstündağ'ın da olduğu 6 kişiyi gözaltına alındı.

3 yıl önce

Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Bedros Şirinoğlu, 1915 olaylarına ilişkin konuştu: ABD ve AB iyi niyetli yaklaşımdan uzak

Ermeni Vakıflar Birliği ve Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu, 1915 olaylarının yıl dönümü vesilesiyle ABD'de Beyaz Saray'dan Ermeni halkının acılarını paylaşma maksadıyla mutat açıklamanın beklendiğini dile getirdi. "Türkiye'de yaşayan Ermeni vatandaşlar olarak Türk, Ermeni ve uluslararası kamuoyuna seslenmek istiyoruz." diyen Şirinoğlu, şöyle devam etti: "Bir Türk vatandaşı olarak iki halk arasında sevgi, saygı, dostluğu büyütmeliyiz" "100 yıldan uzun bir zaman önce iki halk arasında yaşanan bazı acı ve üzüntü verici hadiselerin siyasi mercilerce ele alınarak kullanılmasını tasvip etmiyoruz. Acılarımızın gündelik siyaset tarafından araçsallaştırılmasına karşıyız. Tarihte yaşanan elim hadiseler, Ermenistan ve Türk devlet yetkilileri tarafından, yine tarafsız tarihçiler tarafından ele alınabilir. Ama meseleye siyasi saiklerle müdahil olanlar, ABD, AB ve diğer bazı ülkeleri iyi niyetli yaklaşımdan uzak görüyorum. Ermeni halkıyla empati yapmanın ön koşulu, Türk halkının onuruyla oynamak ya da Türkiye'ye yönelik hasmane tutumlar içerisine girmek olmamalıdır. Bir Türk vatandaşı olarak iki halk arasında sevgi, saygı, dostluğu büyütmeliyiz, kin ve nefrete alan açmamalıyız. Dış dünyadan yapılan siyasi müdahaleler bu arzu ve temennilere engel olmaktan başka bir işe yaramamaktadır." "Devletimize güveniyoruz" Bedros Şirinoğlu, Türkiye ve Ermenistan'ın karşılıklı anlayışla bu işi çözmesinin herkesin menfaatine olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Biliyoruz ki Ermenistan'da bugün çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ermenistan'ı Türkiye'ye karşı kışkırtanlar 100 yıl önce de aynı şeyi yapıyorlardı. Neticede 'Kim kaybetti, kim kazandı?' diye bakıldığında bu olaylarda hem Osmanlı Devleti hem Ermeni hem de Türk vatandaşları kaybetti. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nin ferdiyiz. Devletimize güveniyoruz ve yabancı devlet adamlarının siyasi malzeme yaptığı, bizim için çok önemli olan 1915 olaylarının bağımsız komisyonlarda, tarihçiler tarafından ele alınmasını istiyoruz. Hadisenin tarafı olmayanların yapacağı her müdahale yaramızı deşmekten, onu kanatmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Mesele yalnızca Türk ve Ermeni halklarının uhdesindedir."

2 yıl önce

Prof. Dr. Ortaylı "Soykırım" diyen tarihçilere dikkat çekti: "Bir broşürlük bilgileri yok"

Ünlü tarihçi, Prof. Dr. İlber Ortaylı 1981’de Reagan’dan sonra 40 yıldır hiçbir ABD Başkanının, Türkiye’ye yönelik böylesi ağır bir suçlama getirmemesini, ‘soykırım’ ifadesini kullanmamasını Türkiye’nin ABD ve Türkiye’deki güçlü dostlarına bağlayarak “Kimdi bunlar? Hem ABD hem de Türkiye’deki güçlü Yahudi lobisinden bahsediyorum. Bugün artık bu güçlü dostlarımız yok. Türkiye’de gelişen lüzumsuz bir antisemitizm Türkiye’yi sarmakta ve neticelerinden biri de işte bu." ifadelerini kullandı. TELAFFUZ EDİLMESİ KOLAY DEĞİLDİR Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş'ın haberine göre, Prof. Dr. Ortaylı yapılmış en büyük soykırımın Yahudi soykırımı olduğunu belirterek, "Gelelim bugün olduğumuz noktaya; dünya arenasındaki siyasetçilerin- parlamenterlerin ve halkların ağzında ‘1915 olayları, Türklerin Hıristiyanlara yönelik haçlı seferidir, soykırımdır’ gibi laflar var. Oysa soykırım ağır bir suçtur ve telaffuz edilmesi de öyle kolay değildir. Dünyada en büyük soykırım Yahudi soykırımdır, sonrasında çingenelere uygulanan soykırım gelir. Naziler Yahudilerle birlikte çingeneleri de toplayıp, günahsız insanları, konsantrasyon kamplarında sistematik şekilde yok etti. Buna soykırım denir. Şimdi dünya soykırım kavramını genişletme derdinde. Yaşanan her karşılıklı katliam ‘soykırım’ değildir. Bir imparatorluğun yıkılışında yaşanan, bu gibi çatışmaların hepsini ‘soykırım’ çatısı altında toplamaya çalışmak bu işi yapanların suçlarını örtbas etmek ve bu yolla suçlarını hafifletmek istemekten kaynaklıdır." şeklinde konuştu. ‘SOYKIRIM’ DİYEN TÜRK TARİHÇİLER BİLGİSİZ 1915 olaylarına "soykırım" diyen tarihçilerin bilgisiz olduğunun altını çizen Ortaylı sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye’deki tarihçilerin de neye soykırım denilip denilmeyeceğini iyi bilmesi, olayları iyi araştırması gerekmektedir. Bugün Türkiye’de de 1915 olaylarını ‘soykırımdır’ diye tabir eden tarihçiler var ve inanın bir broşürlük kadar bile bilgileri yok. Bir şey bilmiyor, konuşuyorlar. İlgili literatürler Türkçe’ye çevrilmemiş. Nereden anladın da okudun? ‘Bu Osmanlı’nın işidir biz Türkiye Cumhuriyetiyiz’ diyenler var. Buna dünyada kimse inanmaz." BİR KISIM BUNU İLERİCİLİK ZANNEDİYOR "Böyle bir argümanla Türkiye’yi savunmazsınız. Uygulanacak yaptırım ve belaları da savuramazsın. Böyle ucuzlukların lüzumu yok. Bir kısım bunu Cumhuriyetçilik, ilericilik zannediyor. Bir kısım da ‘Bu ittihatçıların işidir, Müslümanların böyle bir durumla işi olmaz’ havasında. Bunlar Türkiye’nin hataları. Düşman sayısını arttırmakta üstümüze yok.” TRUMP’TAN TEK FARKI AŞI BÜTÇESİYDİ ABD Başkanı Biden'ın Trump'tan tek farkının aşı bütçesi olduğunu vurgulayan Ortaylı “Biden şu an vaat ettiklerinin hiçbirini yapacak durumda değil. Geldi geleli Trump’tan farklı olarak tek yaptığı aşı konusunda bütçe vermekti. Şimdi aldığı ikinci sayı da bu oldu. Adama puanı biz kazandırdık.” dedi. TÜRKİYE ACİLEN BİR ARAŞTIRMA GRUBU KURMALI Prof. Dr. İlber Ortaylı sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili Türkiye'nin acilen bir çalışma grubu kurması gerektiğinin altını çizerek, “Her 24 Nisan’da, aynı meselenin önümüze ısıtılıp ısıtılıp gelmemesi için, Türkiye’nin aciliyetli olarak enternasyonal nitelikli bir araştırma grubu, ki buna Ermeni alimleri de dahil, kurması ve çalışmaya başlaması şarttır” diyor: “Bu konuyla ilgilenen Türklerin yapacağı ilk iş Ermeni lisanını öğrenmek, edebiyatını, tarihini tetkik etmektir. Müspet yolla o kültürün içine girerseniz söyleyeceğiniz sözün dinlenmesi daha büyük olasılıktır. Tüm dünya ile çatışamayacağımıza göre söyleyecek sözümüzün olması şarttır. Zira, yarın öbür gün davalar başlayacak. Bizi kaç avukat savunabilecek? O nedenle meselenin derinine inmemiz gerek.” şeklinde konuştu.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 28 29