03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

SİHA'ların örgüt için en büyük tehlike olduğunu itiraf eden terör örgütü DSM elebaşı İlham Ahmed, Batılı ülkelere yalvardı

Türkiye'nin yerli ve milli imkanlarla ürettiği Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ve İnsansız Hava Araçları (İHA) terörün belini kırdı. Nokta atış sınır içi ve sınır ötesi operasyonlarda etkin bir şekilde kullanılan SİHA ve İHA'lar, terör örgütünün Suriye'deki yapılanması için adeta kâbusa dönüştü. Terör örgütünün yaşadığı korku, Suriye PKK'sını siyasi uzantısı DSM elebaşı İlham Ahmed'in ifadelerine yansıdı. "TÜRK SİHA'LARINI DURDURUN" Bir süredir İsveç'te bulunan ve 12 Aralık'ta İsveç Dışişleri Bakanı Ann Lin'le görüşen PKK'lı İlham Ahmed, yaptığı açıklamada tüm dünyaya "Türk SİHA ve İHA'larını durdurun" çağrısı yaptı. İsveç'in en büyük gazetelerinden biri olan Dagens Nyheter'in muhabiri, Erik Ohlsson'un haberine göre, PKK'lı Ahmed, "Bu saldırganlığı durdurmaları için dış dünyadan Türkiye üzerinde daha fazla baskı kurduğunu görmek istiyoruz" dedi. İlham Ahmed'in bugün Türkiye'nin kontrolünde olan Afrin'li olduğuna dikkat çekilen haberde, PKK'lı Ahmed'in "Bağımsızlık istemediklerini ama bağımsız Suriye'nin parçası olduklarını" vurguladığına dikkat çekildi. YALANLAR YİNE GÜNDEMDE Haberde, Türkiye'nin sahada etkin bir şekilde kullandığı İHA ve SİHA'ların ucuz ve manevrası kolay olmasına rağmen kullanıldığı operasyonlardaki etkisine dikkat çekildi. Terör örgütünün "SİHA saldırılarında siviller öldü" yalanının tekrarlandığı haberde, Suriye PKK'sına yönelik operasyonların DEAŞ'la mücadeleye zarar verdiği iddiası dillendirildi. TAŞERONLUĞA DEVAM! Diriliş Postası'nın haberine göre, PKK'lı İlham Ahmed'in Türk SİHA ve İHA'larına yönelik açıklamasının zamanlaması ise dikkat çekti. Türkiye'nin her atılım hamlesine karşı Batı adına taşeronluk yaparak kendini öne atan PKK'nın SİHA ve İHA'larının konuşulduğu günlerde böyle bir açıklama yapması şaşırtmadı. Dağlık Karabağ'da, Libya'da ve Ukrayna'da etkin bir şekilde kullanılan ve sahada gösterdiği başarı ile tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çeken Türk SİHA'ları için "Oyun değiştirici" tabiri sıkça kullanılır oldu. TÜM DÜNYA YAKINDAN TAKİP EDİYOR Uzun yıllardır söz konusu teknolojiyi kullanan ABD, İsrail ve Rus yapımı SİHA ve İHA'lar neredeyse adı anılmaz hale geldi. Afrika'dan Orta Asya'ya, Doğu Avrupa'da Orta Doğu'ya birçok ülkenin satın almak için sıraya girdiği, İngiltere ve Japonya'nın dikkatle takip ettiği Türk teknolojine yönelik hazırlanan raporlar da dikkat çekiyor. Irak gibi ülkeler Rus uçağı almaktan vazgeçip Bayraktar TB2 almak için adım atmaya hazırlanırken, ABD'li senatörler gün aşırı Türk SİHA'larının yakından takip edilmesi gerektiğine dair açıklamalar da dikkat çekiyor.

2 yıl önce

AB ile Polonya arasında gerginlik… Polonya Anayasa Mahkemesi, ülkedeki yasaların belirli konularda AB hukukunun üzerinde olduğuna hükmetti

AB Komisyonundan yapılan açıklamada, Polonya Anayasa Mahkemesinin temmuz ve ekim aylarında aldığı kararlar hakkında ciddi endişeler bulunduğu belirtildi. Polonya Anayasa Mahkemesi, ülkedeki ulusal yasaların belli konularda AB hukukunun üzerinde olduğuna hükmetmişti. AB Komisyonu, Polonya'daki bu kararın Birlik hukukunun uygulanmasına, AB'nin en yüksek yargı makamı olan Adalet Divanının bağlayıcılığı bulunan kararlarını ihlal anlamına geldiğini bildirdi. Komisyon, ayrıca Polonya Anayasa Mahkemesinin "bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ciddi şüpheleri" bulunduğunu, mahkemenin yasayla kurulan "yargı makamının taşıması gereken koşulları" yerine getirmediği düşüncesinde olduğunu kaydetti. AB ile Polonya arasında son yıllarda hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi alanlarda sık sık tartışmalar ve gerginlikler yaşanıyor. AB, Birlik hukukunun ulusal mevzuatın üzerinde bulunduğunu belirtiyor. AB ayrıca Polonya'daki mahkemelere yargıçların atanmasının sorunlu olduğu, yargı bağımsızlığının sağlanmadığı gibi gerekçelerle Polonya'yı eleştiriyor. AB Komisyonu, bu kapsamda daha önce de ilki 2017'de olmak üzere 2019 ve 2020'de Polonya hakkında ihlal süreçleri başlatmıştı. AB'nin ihlal süreci AB'nin bir üye ülke hakkında başlattığı ihlal sürecinde önce Komisyon tarafından resmi bildirim mektubu gönderiliyor ve 2 ay içinde cevap verilmesi bekleniyor. AB Komisyonu, üye ülkenin AB hukuku içinde yükümlülüklerini yerine getirmediğine karar verirse resmi bir talep gönderiliyor ve AB hukukuna uygun davranılması isteniyor. Üyenin buna da 2 ay içinde cevap vermesi isteniyor. Üye ülkenin hala AB hukukuna uygun davranmadığı kanaatine varılırsa AB Komisyonu meseleyi AB Adalet Divanına götürebiliyor. Birçok konu mahkemeye gitmeden çözülebiliyor. Ancak AB üyesi ülkenin hukuku zamanında uygulamadığı düşünülürse AB Komisyonu, Adalet Divanından üye ülkeye ceza vermesini talep edebiliyor. AB Adalet Divanı, üye ülkenin AB hukukunu ihlal ettiğine hükmederse ulusal makamların Divan kararını uygulaması bekleniyor. Karar uygulanmazsa AB Komisyonu yine AB Adalet Divanına başvurarak üye ülkeye mali ceza verilmesini isteyebiliyor. Bu da günlük veya tek seferde verilecek bir para cezası olabiliyor. Polonya'ya daha önce ceza verilmişti AB Adalet Divanı, son olarak temmuzda yargıçlara yönelik disiplin mekanizmasının durdurulması gerektiği yönünde karar almıştı. AB mahkemesi, bu kararı uygulamadığı gerekçesiyle Polonya'ya günlük 1 milyon avro para cezası vermişti. AB Komisyonu, COVID-19 ekonomik sonuçları ile mücadele amacıyla üye ülkeler için hazırlanan kurtarma fonu kapsamında Polonya'ya vereceği 23,9 milyar avro fonu da henüz onaylamadı. AB içindeki bazı ülkeler, Polonya ve AB ile benzer sorunlar yaşayan Macaristan'a Birlik'in kurtarma fonundan verilecek payın "şartlılık mekanizması gereği" onaylanmamasını savunuyor.

2 yıl önce

Bilal Erdoğan, Arapça eğitimindeki kaliteli artışın, aynı zamanda Türkiye ve Katar arasındaki ilişkilerin derinleştiğinin de bir göstergesi olduğunu söyledi

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) ve Katar Münazaraları Merkezi (Qatar Debate) ortaklığında düzenlenen "Türkiye Üniversiteler Arası Arapça Münazara Yarışması"nın finali, FSMVÜ'nün Haliç kampüsünde gerçekleştirildi. FSMVÜ ve Katar Foundation arasında 7 Aralık'ta imzalanan iş birliğinin bir parçası olan yarışmanın finalinde Selçuk Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü birinci olurken, İbn Haldun Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi münazara takımı ikinciliği elde etti. İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, programın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ve Katar arasındaki güçlü bağlara ve Arapçanın ilişkilerdeki önemine değindi. Erdoğan, Türkiye'de Arapça eğitiminde son yıllarda niceliksel ve niteliksel bir artış olduğunu belirterek, "İmam hatiplerimizde olsun, üniversitelerimizde olsun Arapça eğitiminin istenen düzeye gelebilmesi için bir seferberlik var. Özellikle salgın öncesinde imam hatipler arasında çok kaliteli Arapça yarışmaları düzenleniyordu. İnşallah salgın sonrası bunların yeniden hareketleneceğini düşünüyorum. Üniversitelerimizde böyle bir etkinlik olduğu için Qatar Debate programına teşekkür ediyorum." dedi. Türkiye'de İbn Haldun Üniversitesi, FSMVÜ ve Sabahattin Zaim Üniversitesi gibi üniversitelerin Arapça eğitimi konusunda önemli simgeler haline geldiğini dile getiren Erdoğan, dil eğitiminin ikili ilişkileri de geliştirdiğini söyledi. Arapça eğitimlerinin artışının bu boyutunun önemli olduğunu kaydeden Bilal Erdoğan, şöyle devam etti: "Arapça eğitimindeki bu kaliteli artış, aynı zamanda Türkiye ve Katar arasındaki ilişkilerin derinleştiğinin de bir göstergesi. Birçok niyet anlaşmaları imzalanıyor. Katar Foundation ve FSMVÜ arasındaki iş birliği inşallah gelişerek devam eder. Arapça dili bizim için Kur'an-ı Kerim'in Arapça olmasından ötürü çok önemli, ayrıca bizim tüm gönül coğrafyamız için çok önem arz eden bir lisan. İnşallah öğrencilerimiz bu dili hem geçmiş ve değerleriyle güçlü bağlar kurmaları için hem de gelecekte Arap coğrafyası ve bizim coğrafyamız arasında güçlü bağlar kurmak için öğrensinler." Katar Debate Programlar Müdürü Abdurrahman Sebii de Arapça münazara yarışması için İstanbul'da olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu, münazaranın ikili ilişkilere ciddi katkılar sunacağını söyledi. Etkinliğe, FSMVÜ Rektörü Muhammed Fatih Andı, İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Atilla Arkan ve Türkiye'nin eski Doha Büyükelçisi Fikret Özer ile FSMVÜ ve Arap coğrafyasından birçok öğrenci katıldı. Yarışmada ilk üçe giren takımlar, Mart 2022'de Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenecek "Dünya Üniversiteler Arası Arapça Münazara Yarışması''nda Türkiye'yi temsil edecek.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Giresun’da toplu açılış töreninde konuştu! Balıkçıya gitmedik… Sel olduğunda Dereli’deydik…

Cumhurbaşkanı Erdoğan Dereli'nin ardından Çotanak Spor Kompleksi, Aksu Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Doğalgaz Dağıtım Hattı Altyapı Projesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni (Giresun Belediyesi Önü) kapsamında açıklamalarda bulundu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın törende yaptığı açıklamaları şöyle: 3 yıldır gelemediğimiz Giresun'u özlemişiz. Giresun da bizi özlemiş. Karadeniz'in her köşesi gibi Giresun'a olan sevdamız baki kalacaktır. Rabbim birliğimizi beraberliğimizi eksiltmesin. 3 yıl önce geldiğimde verdiğim sözü tutarak AK Parti'yi birinci çıkarmak suretiyle belediyedeki hizmet bayrağını tekrar bize verdiğiniz için şükranlarımı sunmak istiyorum.  Giresun'un tamamında tüm imkanlarımızla çalışıyoruz. Az önce Dereli'deydim... 7 ilçemizde  can ve mal kayıpları yaşamıştık. En çok hasar Dereli'de olmuştu. Dereli'de konut-işyeri ve altyapısıyla yeni baştan inşa ettik. Bu ilçemizi 1 yılda tekrar ayağa kaldırdık. Biz söz verirsek yaparız. Laf değil iş üretiriz iş...  "BALIKÇIYA GİTMEDİK, VATANDAŞLARIMIZIN YANINA GİTTİK" Bugün de konut hastane altyapı projelerinin açılışını yapmak için Dereli'den başladık. Dereli'li kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Doğankent'te de selin yıktığı konut ve işyerlerini yeniden inşa ettik. Dereli'de yapılan işler devletin ve hükümetin vatandaşına sahip çıkma gücünü imkanlarını kararlılığını göstermesi bakımından önemli bir örnektir.  Sel felaketi oldu bakan arkadaşlarım ben hep beraber Doğankent'te Dereli'deydik. Balıkçıya gitmedik, vatandaşlarımızın yanına gittik. Onlarla beraber olduk. Onların dertleriyle dertlendik.  Ama birileri de bir yerlerde kafayı bulmaya gidiyor. Öbür tarafta kar bora fırtına esiyor. Hiç umurlarında değil. Bu belediye başkanlığını ben de yaptım. Hem de İstanbul'da. Kar bora fırtına olacak deprem olacak sel olacak yok Bodrum'a git yok şuraya buraya git, bizim kitabımızda o yok... Bizim kitabımızda halkınla beraber olacaksın.  "20 YILA BAKTIĞIMIZDA NİCE BÜYÜK SINAVLARI AŞTIĞIMIZI GÖRÜYORUZ" Yangın afetlerinde bakan arkadaşlarım neredeydiler Antalya'da Kastamonu Bozkurt'ta... Ben de oradaydım. Ne eksiği var gönderdik. Aynen Dereli'de olduğu gibi. Niye sen devletsin devlet... Onların yanında yerini alacaksın, eksikleri gidereceksin... Sel afeti mi oldu bunu gidereceksin görevin bunu gerektiriyor.  Giresun bizden aldığı enerjiyle bakıyorum aynı sinerji burada da var. Demek ki birbirimize aşığız. Biz sizi seviyoruz. 76 üniversite ile başladık, 206 üniversitemiz var. Biz bu millete aşığız aşık. Bu soğukta sizlerin sıcaklığı ısıtıyor. Yarın da Trabzon'dayız.  Tarımda taşkın koruma, istihdama yönelik projeleri de gerçekleştiriyoruz. Belediyemiz yeni binasıyla daha güzel hizmet verecektir. Böylelikle bugün burada 1 milyar 398 milyon TL'lik, 78 kalem eserin açılışını yapmış oluyoruz. Ülkemizi hakkettiği demokrasi seviyesinin gerisinde bırakmak için milletçe başımıza gelmeyen şey kalmadı. Osmanlı'yı bu sebeple yıktılar. Tek parti faşizminden, darbelere kadar kullanmadık araç bırakmadılar.  Milletimiz bu tuzakları gördü. Bozmayı bildi. Nice siyaset ve devlet adamına verilen büyük desteğin arkasında bu vardır. Bu 20 yıla baktığımızda nice büyük sınavları aştığımızı görüyoruz. Darbe girişiminden ekonomik tetikçiliklere kadar atlatmadığımız badire kalmadı. Pek çok devlet paramparça oldu. Rusya-Ukrayna arasındaki gelişmeleri görüyorsunuz.  "CHP'NİN BAŞINI ÇEKTİĞİ KESİMLER MİLLETİN FELAKETİ ÜZERİNDEN ÇIKARLARINI İNŞA ETME PEŞİNDE KOŞTULAR" Bölgesinde ve dünyada güçlenen devletimiz, giderek büyüyen bir ekonomimiz var. Geleceğe güvenle bakmak için gereken her türlü imkana sahibiz. Güven ve istikrar bizi dünyada güçlü ülkeler arasına yerleştirdi. Son yıllarda tüm güçleriyle ekonomimize yükleniyorlar. Hatırlayın güya dünyanın en büyük ülkesinin başındaki kişi Türkiye ekonomisini maffetme tehditleri savurdu.  Şimdi soruyorum Gabar'da Cudi'de nerede o teröristler hepsini mağaralara gömeceğiz dedik, gömdük mü gömeceğiz dedik mi... Benim vatandaşım sokaklara çıkamıyordu. Çıkıyor mu... Biz bunların inlerine ineceğiz dediğimizde dalga geçiyorlardı. Ülkemizdeki kimi çevreler bu gavurların değirmenlerine su taşımak için birbirileriyle yarıştı. Hamdolsun başaramadılar, başaramayacaklar... Cumhur ittifakı olarak bunların üzerine gidiyoruz... Gitmeye devam edeceğiz. Yalanla milleti kandıracaklarını düşünüyorlar.  Bunlar daha kendi partilerini yönetmekten acizler, belediyelerinde şehirlere hizmet etmekten acizler...  "ENFLASYON DAHA DA DÜŞECEK" Geçtiğimiz aralık ayının 20'sine kadar suni dalgalanmanın önünü nasıl kestiğimizi biliyorsunuz. Piyasanın kendi dinamikleri içinde bu dalgalanmanın durulmasını bekledik, hemen tedbirlerimizi aldık, mekanizmamızı kurduk... Enflasyonun farkındayız, biliyoruz, görüyoruz. Faizle mücadelemi biliyorsunuz. Faizi indireceğiz ve indiriyoruz. Bilin ki enflasyon da inecek daha da düşecek. Asgari ücrette verdiğimiz sözü tuttuk mu... Tuttuk 4.250 TL'ye asgari ücreti çıkardık... Memur ve emekli maaşlarında yüksek oranlı artışlarla insanımızı enflasyona ezdirmedik.  Döviz Kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer pahalılık ortadan kalkar. Bunların hepsi gelip geçici. Milletimizin bizimle beraber yürümesini istiyoruz. Onlar laf üretir biz iş üretiriz. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapmadan yediğimiz her lokma bize zehirdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Dereli ilçesindeki törende yaptığı açıklamaları şöyle: Bir afetin felaketin ardından sizlere verdiğimiz sözü tutmanın bahtiyarlığı içindeyiz. 1 yıl içinde inşallah alt-üst yapısıyla tüm binaları yapacağız dedik, bitirdik. Dereli sakinlerine huzurlu ve mutlu gelecek diliyorum.  Alt yapısıyla üst yapısıyla güzel bir çalışma yapıldı. Bu güzellikler hepsi Dereli sakinleri kardeşlerim için. O günü unutmamız mümkün değil. Anında buradaydık. 15 kardeşimiz rahmetli oldu. Allah'tan rahmet diliyoruz. O bir başka felaketti. Ardından Rize, Artvin, Kastamonu, Bartın tüm bu bölgelerde Bozkurt'ta çok değişik felaketleri yaşadık. Muğla'da Antalya'da yaşadık. Bu yıl felaket yılı oldu. Yılmadık. Kurumlarımız bakanlıklarımızla gece gündüz demeden çalıştık. Hepsini yeniden ayağa kaldırdık. Hala da devam ediyoruz. Bu güzellikleri görünce ben de mutlu oluyorum. Halkımıza verdiğimiz sözü tutmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Köylerde 15-20 kadarını bitirdik, diğerlerini de süratle bitiriyoruz.  Biz inşa ve ihya için varız. Laf ola beri gele yok. İcraat icraat icraat... Öyle bir ana muhalefet var ki yalandan geçilmiyor. Geçen akşam Ulaştırma Bakanım gayet güzel biçimde ağzının payını verdi. Adam öyle bir taktik yapıyor ki saat 22.00'de ben TV'ye çıkacağım, onun da bir Youtube'u var 22.00'de oraya çıkıyor, sözde Cumhurbaşkanını susturacak.  (Kılıçdaroğlu'na) Seviyesi yok ki seviyesine ineyim. Benim için seviye millettir millet. Milletin de seviyesine inilmez, çıkılır. Çünkü biz cumhurla yolumuza devam ediyoruz. Cumhur ittifakı yoluna emin adımlarla ilerliyor. 2023 Türkiye'de bir dönüm noktasıdır. Dönüm noktasında hep beraber ana kademe, gençlik kolları, kadın kolları birlikte çalışmaya var mıyız... Siz varız dedikten sonra mesele bitmiştir. Emin adımlarla bu yola devam ederiz. Çünkü ülkemizde yapacağımız çok iş var. Samsun'dan Sarp'a kadar bu sahili inşa ettik mi ettik... Giresunumuzda üniversitemizden tüm kurumlarımızı inşa ettik mi ettik. Fındıkta kimsenin erişemediği noktaya biz verdiğimiz fiyatlarla eriştik.  Doğal gaz da geldi mi, şu anda doğal gazı aldık mı... Ana muhalefet ne yapıyor, doğal gazın bir haftalık ömrü var diyor... Ya siz ne zaman doğru konuşacaksınız? Bizim doğal gazımız var. Stoklarımız var, tedbirlerimizi alıyoruz. Biz AK Parti'yiz... EV VE İŞ YERLERİ TESLİM EDİLDİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından ev ve iş yerlerinin anahtarlarını hak sahiplerine teslim etti. DERELİ-DOĞANKENT AFET KONUTLARI VE İŞ YERLERİ Giresun'da 22 Ağustos 2020’de etkili olan sağanak nedeniyle sel ve heyelanlar meydana geldi. Özellikle Dereli ve Doğankent ilçelerinde; dereler taştı, cadde ve sokaklar nehre döndü, park halindeki araçlar sele kapılarak sürüklendi. 5'i asker, 11 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin kaybolduğu selde, 19 bina da yıkıldı, 361 yapı hasar gördü, alt ve üstyapı ile elektrik, su ve telefon hatları da hasar gördü. Afetzedeler için ilçede yıkılan ve riskli yapıların yerine TOKİ tarafından 213 konut ve 82 iş yeri inşa edildi. Projede; şehir siluetiyle uyumlu, modern mimarinin yöresel mimariyle buluştuğu yeni konut ve iş yerlerinin yanı sıra, kamu binaları, park ve gezinti alanları da yer alıyor. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’I DUYGULANDIRAN SÜRPRİZ Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Giresun’un Dereli ilçesinde düzenlenen Dereli-Doğankent Afet Konutları, İşyerleri ve Altyapı Yatırımları Açılış Töreni’nde 21 yıl önce Dereli’ye yaptığı ziyarette çekilen fotoğrafların kendisine gösterilmesi ile duygulandı. Giresun’da 22 Ağustos 2020’de yaşanan sel afetinde Dereli ilçesinde yaşayan Muhammet Sarıyıldız’a (53) iş yerinin selde yıkılması nedeniyle törende Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından iş yerinin anahtarı kendisine teslim edildi. Bu sırada Sarıyıldız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 21 yıl önce cezaevinden çıktıktan sonra Giresun’a yaptığı ziyarette Dereli ilçesine de uğradığını belirterek o gün çekilen fotoğrafları kendisine göstererek sürpriz yaptı. Bunun üzerine Erdoğan, “Ben cezaevinden çıktıktan sonra Dereli’ye uğramışım. Burada konuşma yapmışız. O günlerde çekilen fotoğraflar hala duruyormuş. 21 yıl önce, nereden nereye” diyerek mutluluğunu dile getirirken, Muhammet Sarıyıldız da ilçe halkı adına Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti. Sarıyıldız “İlçe halkı adına size saygılarımızı sevgilerimizi sunuyoruz. Sizi yürekten seviyoruz. Vatanımızı milletimiz yaptığınız her şey için sizi yürekten kutluyoruz” diyerek düşüncelerini dile getirdi.

2 yıl önce

Nevşin Mengü 'Kılıçdaroğlu'nun fatura protestosu' anketinden umduğunu bulamadı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada elektrik zamları geri çekilene kadar faturasını ödemeyeceğini duyurmuştu. 'KİŞİSEL PROTESTO' CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu'nun bir talimatı olmadığını bu durumun kişisel bir protesto olduğunu belirterek "Bu onun kişisel protestosudur. Adalet yürüyüşüne başladığı gibi tek başına başlamıştır. İlerleyen günlerde bizlere bir çağrısı olursa memnuniyetle ve mutabakatla hep birlikte uyacağız" dedi. KILIÇDAROĞLU'NUN ELEKTRİK PROTESTOSUNA DESTEK VAR MI? CHP liderinin elektrik protestosunun tartışmaları sürerken, gazeteci Nevşin Mengü de Kılıçdaroğlu'na vatandaşın destek verip vermediğiyle ilgili Twitter'da bir anket başlattı. Gazeteci Nevşin Mengü'nün sosyal medyada yaptığı ankette "Kemal Kılıçdaroğlu zamlar geri alınana kadar elektrik faturasını ödemeyeceğini söyledi. Siz de bu eyleme katılır mısınız?#Bende Ödemiyorum der misiniz?" sorusu soruldu. https://twitter.com/nevsinmengu/status/1491671894281629699?s=21

2 yıl önce

Alman Basınına konuştu! HDP’nin demokrasi cephesinde olduğunu savunan Kaftancıoğlu: “Özgürlük ve demokrasi için savaşmak isteyenler bizimle birlikte mücadele edebilirler”

Uluslararası medya kuruluşları, Türk siyasetiyle ilgili birçok isim hakkında parlatma çalışmalarına devam ediyor. Fransa’da liberal çizgide yayın yapan Le Monde gazetesi, daha önce Meral Akşener ve Canan Kaftancıoğlu’nun Erdoğan karşısında önemli kadın figürler olduğunu iddia etmişti. Son olarak Alman Die Welt gazetesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile röportaj yaptı. "HDP demokrasi gücü" Terör örgütü ile ilişkisi nedeniyle kapatma davası açılan HDP’yi ‘demokrasi güçleri’ arasında gösteren Kaftancıoğlu şunları söyledi: “Şunu ifade etmek lazım Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde bulunduğu ittifakta HDP yok. HDP aday çıkarmayınca HDP seçmeninin bizim adayımıza oy verme davranışı söz konusu. Mücadele, demokrasiden yana olanlar ile demokrasiye karşı olanlar arasındadır. Özgürlük ve demokrasi için savaşmak isteyenler bizimle birlikte mücadele edebilirler"

2 yıl önce

Bill Gates, koronavirüsü ağır atlatma riskinin büyük ölçüde azaldığını ancak yeni bir pandeminin kaçınılmaz olduğunu belirtti

Teknoloji milyarderi Bill Gates Almanya'da düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'na katıldı. Gates dünya nüfusunun büyük bölümünün koronavirüse karşı bağışıklık kazanmasıyla ağır hastalık tehlikesinin büyük ölçüde kalktığını savundu. BAĞIŞIKLIĞIN SEBEBİ VİRÜSÜN KENDİSİ Bunun arkasındaki sebebin aşılar değil virüsün kendisi olduğunu söyleyen Gates, şu ifadeleri kullandı: "Ne yazık ki virüsün kendisi, özellikle de Omicron adlı varyant, bir tür aşı oldu. Virüs, dünya nüfusuna ulaşma konusunda bizim aşılarla yaptığımızdan daha iyi bir iş çıkardı." 66 yaşındaki Gates ayrıca bir pandemi daha yaşanacağını ve bu pandeminin muhtemel koronavirüs ailesinin farklı bir patojenden kaynaklanacağını öne sürdü. "Bir pandemi daha yaşayacağız. Bu sefer farklı bir patojen olacak." açıklamasında bulunan Gates, ileride aşı geliştirmek için daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini ifade etti. "Bir dahaki sefere bunu iki yılda değil, 6 ay gibi bir sürede yapmaya çalışmalıyız." ifadesini kullanan Gates, "Gelecek pandemiye hazır olmanın maliyeti o kadar da fazla değil." diye konuştu. Gates'in bu sözleri sosyal medyada tartışmalara neden oldu.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu 28 Şubat "mağduru" olduğunu savunmuştu! Meğer belgeler sahteymiş…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde katıldığı KRT canlı yayınında 28 Şubat "mağduru" olduğunu savunmuş ve CHP “28 Şubat döneminde fişlendim. Dava açtım, karşımda Erdoğan'ın avukatları vardı” demişti. Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamaları tartışma yaratırken, CHP liderinin "fişlenmediğini" ve sahte bir belge üzerinden bu iddiayı ortaya attığını Sözcü yazarı Aytunç Erkin ortaya çıkardı. Aytunç Erkin, "Kılıçdaroğlu için sahte BÇG belgesi" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı; "Tarih 18 Ağustos 2021… Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat davasında aldıkları müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onanan aralarında Çevik Bir ile Çetin Doğan'ın da bulunduğu 14 sanık hakkında tutuklama kararı verdi. Komutanlar cezaevine gönderildi. Ancak… Komutanların savunmalarında, 28 Şubat davası sahte 5 No'lu CD üzerinden kurgulandı ve uygulamaya kondu. Bunu da Fetullah'ın yargı, emniyet ve askerleri üzerinden operasyona dönüştürdü! 10 Nisan 2012'den itibaren tutuklamalar başladı. Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davaları sürecinde “Kozmik Oda Savcısı” olarak Mustafa Bilgili soruşturmayı davaya dönüştürdü. Bilgili, tutuklamalardan 13 ay sonra, 1309 sayfalık iddianamesini hazırladı. Davanın temelinde de “5 No'lu CD” vardı! Hafıza önemli! Anlatalım: Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Eylül 2015'te ODTÜ'den bir bilirkişi heyeti görevlendirdi. Heyet, 7 ay boyunca  6 bin 350 sayfadan oluşan dijital dosyaları (5 No'lu CD) inceledi. Mahkemenin görevlendirdiği heyet 5 No'lu CD hakkında şu çarpıcı tespitlerde bulundu: “…CD 5'in adli bilişim açısından CMK/134'e uygun olarak elde edilmemiş olduğu, genel bütünlüğünün şüpheli, içindeki iki dokümanın bütünlüklerinin bozulmuş olduğunun ise sabit olduğu, bu nedenlerle de adli bilişim açısından güvenilir olmadığından delil niteliği bulunmadığı değerlendirilmektedir…” İŞTE ÜRETİLEN BELGE: Bu rapora rağmen mahkeme, 5 No'lu CD'ye 826 kez atıf yaptı ve komutanlara ceza verdi. Şimdi geliyoruz CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun “28 Şubat'ta ben de fişlendim” açıklamasına. 8 NUMARALI KLASÖRÜN 179'UNU SAYFASI Kılıçdaroğlu'nun Batı Çalışma Grubu (BÇG) tarafından hazırlandığı iddia edilen “fişleme” belgesi dava dosyasında var! Savcı Mustafa Bilgili iddianamede söz konusu belgeye atıf yaparken, “fişleme” belgesine davanın 8 numaralı ek klasörünün 179. sayfasından itibaren yer verdi. İki sayfası ana, üç sayfası ek şeklinde. Ana kısım sözde rapor biçimindeyken, eklerinde ise 29 SSK personeliyle ilgili fişleme bilgileri yer alıyor. Söz konusu belgenin kaynağı neydi? Soruşturmayı başlatan Savcı Bilgili'ye CD içinde dosya getiren Tamer Tatar isimli eski askerdi. Tatar, 28 Şubat sürecinde FETÖ iltisakı nedeniyle (O dönem Fethullahçılık) ordudan atıldı. İşte Kılıçdaroğlu'nun fişleme belgeleri de CD'nin içindeki belgelerin arasındaydı. Yani belge, CD'yi getirip FETÖ'cü savcıya veren TSK'dan atılma Tamer Tatar'a göre de vardı. Peki “fişleme” kimin tarafından yapılmış? Yine dava dosyasını incelediğimizde BÇG'nin olmadığını görüyoruz! Devam edelim… 1993 YILINDAN BU YANA HEDEFTE Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) hakkında hazırlanan raporlar şunlar: - 1996 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul tarafından hazırlatılan SSK raporu… - Refah-Yol Hükümeti Bakanı Necati Çelik'in göreve getirdiği Ekrem Önal oluru ile SSK Başmüfettişi Mustafa Konuk tarafından hazırlanan 24 Şubat 1997 tarihli rapor… - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Baş Müfettişi İsmet Babür'ün 4 Nisan 1997 tarihli raporu… - Başbakanlık oluru ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan direktifi ile Teftiş Kurulu Başkanı Tuncer Dönmez tarafından Bakanlık Müfettişi Yusuf Aydın'a hazırlattırılan 28 Mayıs 1998 tarihli rapor… - SSK Başmüfettişi Oğuz Tor'un 19 Haziran 2000 tarihli raporu. Peki bu raporlarda ne yazıyor? 1993 yılından itibaren bilgilere yer verilerek özetle: SSK Kartal Devlet Hastanesi İnşaatında yolsuzluk iddiaları gibi arsa ve inşaat ihalelerinde yapıldığı iddia edilen usülsüzlükler… SSK ya personel alımlarında kayırma yapıldığı, personel hakkında “Referans sahiplerinin kimliklerin genel olarak bir eğilimi yansıttığı”… Kemal Kılıçdaroğlu'nun gerçek soyadının “Karabulut” ve annesinin soyadının “Gündüz” olduğu…  İsmen sayılan 22 SSK Personeli hakkında PKK, Dev-Yol, TİKP gibi terör örgütlerine üye oldukları… Örgüt amaçları doğrultusunda faaliyette bulunduklarına ve yargı kararlarına işaret edilerek bu kapsamda inceleme yapıldığı… Dev-Yol, Dev-Sol üyelerinin SSK ya alındığı, 176 SSK personeli hakkında inceleme yapıldığı… Peki BÇG'nin fişleme yaptığı neden ve nasıl iddia edildi? Şimdi geliyoruz sahteciliğe.. "ÜRETİLMİŞ BELGE"YLE OPERASYON 28 Şubat dava dosyasının 8'inci klasörünün 179-185'inci sayfalarında “Sosyal Sigortalar Kurumu'ndaki Bölücü ve Mezhepçi Kadrolaşma İle Yapılmakta Olan Yolsuzluklar” başlıklı iki sayfalık sözde bir belge var. Bu belge, 1998 yılında hazırlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu raporundan alıntılarla ve oldukça kısaltılarak dava dosyasına konulmuş! Hani o 5 No'lu CD vardı ya! O CD içinden yer alan “üretilmiş” belge! Bitmedi… 28 Şubat iddianamesinin 571'inci sayfasında yer alan iki sayfalık “Kılıçdaroğlu belgesi” gerekçeli kararda delil olarak kabul edilmemiş. Çünkü… Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından mahkemeye gönderilen yazılarda, arşivde böyle bir belgenin bulunmadığı belirtilmiş, ki bu da 28 Şubat dava dosyasında yer alıyor! SONUÇ: Açın dava dosyasını, bilirkişi raporlarını ve avukatların temyiz dilekçelerini okuyun!" https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/aytunc-erkin/kilicdaroglu-icin-sahte-bcg-belgesi-6983081/

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 13 14