29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus-Amerikan ilişkilerinin son yıllarda ABD’deki iç siyasi mücadeleye kurban edildiğini söyledi

Rusya ve ABD arasındaki ilişkilere değinen Putin, ABD ile birçok alanda çalışmaya hazır olduklarını dile getirerek, "Uluslararası ilişkilerde istikrar ve öngörülebilirlik en önemli değer. Amerikan ortaklarımız tarafından geçen yıllarda bu konuda bir şey göremedik." şeklinde konuştu. Putin, ABD’nin Rusya’yı seçimlere müdahale etmek ve siber saldırı düzenlemek ile suçladığına dikkati çekerek, "Rus-Amerikan ilişkileri son yıllarda ABD’deki iç siyasi mücadeleye kurban edildi." dedi. Daha önce, ABD’ye siber alanda birlikte çalışma teklifinde bulunduklarını hatırlatan Putin, ABD’nin bu teklifi reddettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kimsenin birbirinin iç siyasi süreçlerine müdahale etmemesi gerekiyor. Ne ABD’in Rusya'nın ne de Rusya'nın ABD'in iç hayatına müdahale etmemesi lazım. Dünyadaki tüm ülkelerin halklarına barış içinde gelişmesine fırsat vermek gerekiyor. Kriz durumlarının, dışarıdan müdahale olmadan halk içinde çözülmesi gerekiyor ancak ABD yönetimi için bu çağrı, pek bir şey ifade etmiyor. ABD yönetiminin yine de diğer ülkelerdeki iç süreçlere müdahale edeceğini düşünüyorum. Bu süreç artık çok zor şekilde durdurulabilir, çünkü çok hızla yürüyor." NATO’nun siber alanını, "savaş" alanı olarak ilan ettiğini hatırlatan Putin, Rusya'nın bundan "rahatsız" olduğunu vurguladı. Putin, Biden’ın kendisini "katil" olarak tanımlamasına ilişkin ise "Çalışma esnasında, farklı taraftan saldırılara alıştım. Bu beni şaşırtmıyor. İnsanlarla uluslararası arenada birlikte çalışıyoruz, tartışıyoruz. Biz gelin ile damat değiliz ve birbirimize sonsuz sevgi ve dostluk konusunda yemin etmiyoruz. Biz ortağız ve bazı konularda birbirimizle rekabet ediyoruz. Sert söylem ise Amerikan kültürünün tezahürüdür." ifadelerini kullandı. "ÇİN’İN DÖRDÜNCÜ UÇAK GEMİSİNİ İNŞA ETMESİ BİZİM İÇİN TEHLİKE DEĞİL" Çin’in dördüncü uçak gemisini inşa etme durumunu değerlendiren Putin, bunun Rusya için tehlike oluşturmadığını söyledi. Putin, ABD’nin Çin’e göre daha fazla uçak gemisine sahip olduğuna dikkati çekti. Rusya'da hapiste bulunan Rus muhalif Aleksey Navalnıy ile bağlantılı kuruluşları aşırılık yanlısı olarak ilan edilmesi konusuna da değinen Putin, ülkede "yabancı ajan" yasasının yürürlüğe girdiğini anımsatarak, "Bu bizim icat ettiğimiz şey değil. Yabancı ajan yasası, ABD'de 1930'larda kabul edildi. Bu yasa, bizimkisine göre daha sert. ABD'nin iç siyasi hayatına müdahalenin önlenmesini amaçlamaktadır. Genel olarak, bu yasanın doğru olduğunu düşünüyorum." dedi. Putin, Rusya'daki birçok sivil toplum kuruluşunun dışarıdan maddi olarak desteklendiğini ve bu nedenle gerekli önlemleri aldıklarını savundu. Ülkedeki siyasi sistemin geliştiğine işaret eden Putin, "Rusya'da 34 kayıtlı siyasi parti var. Bu partilerden 32'si, eylülde ülke genelindeki çeşitli seçim süreçlerine katılacak." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

İBB'nin zam talebi bir kez daha reddedildi

1453 Çırpıcı Sosyal Tesislerinde İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar başkanlığında toplanan UKOME'de, elektronik bilet ücret tarifelerine ilişkin yüzde 22,47'lik zam teklifi gündeme geldi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bölge Müdürü Serdar Yücel, UKOME'de daha önce bütün zamların aralık ayında yapılması kararı aldıklarını dile getirerek, teklifin aralıkta görüşülmesini talep etti. Daha önce yüzde 35 zam yapıldığını hatırlatan Yücel, talep edilen zam oranının aynı zamanda yeni tip koronavirüs salgını döneminde halkı sıkıntıya sokabileceğini kaydetti. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir ise zam teklifinin salgın sebebiyle ertelenmiş bir düzenleme olduğunu belirterek, "Bu yapılan ayarlama aslında geçen aralıkta yapılması gereken ayarlamaydı." diye konuştu. İBB Genel Sekreteri Çağlar da bütün zamların aynı anda olmaması için minibüs ve taksilere yıl başında, toplu taşımaya ise temmuz ayında zam kararı aldıklarını kaydetti. TEKLİF REDDEDİLDİ İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Eyüp Aksu da söz alarak bugünkü zam teklifinin kabul edilmesi halinde, kendi sektörlerine de zam yapılmasını talep etti. Teklif oy çokluğu ile reddedildi. Gündemin bir diğer maddesi olan minibüs taksi, taksi dolmuş ve okul servisleri dışındaki servislerde araç yaş sınırı şartının, 1 Eylül 2021 tarihine kadar başvurulması şartıyla 6 ay süreyle aranmaması teklifi, oy birliği ile kabul edildi. UKOME'de ayrıca M9 metro hatları ile entegre otobüs hatları arasında ücretsiz aktarma yapılmasına yönelik teklif de kabul edildi.

2 yıl önce

'Bataklık Operasyonu' iddianamesi kabul edildi

Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ve kamuoyunda "Bataklık Operasyonu" olarak bilinen soruşturma kapsamında silahlı suç örgütüne yönelik "suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama" ve "uyuşturucu ticareti"ne ilişkin iddianameyi kabul etti. İddianamede, 2 sanık örgüt kurucusu ve elebaşı, 5 sanık örgüt yöneticisi, 53 sanık örgüt üyesi, 13 sanık ise örgüte üye olmamakla birlikte yardım etmekle suçlandı. İddianamede örgüt kurucusu ve yöneticileri olarak yer alan sanıklar Nejat Daş ve Çetin Gören ile "örgüt yöneticisi" olarak gösterilen sanıklar Cemal Deniz Şahan, Perry James Young, Handan Kaymaz, Halil Arslantaş ve Uğur Bülent Göçer'in, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" suçlarından 60'ar kez, "zincirleme olarak suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" suçundan 450'şer yıldan 1470'er yıla kadar, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmaktan" ise 5'er yıldan 12'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanıklar Abdullah Kaan Karabulut, Abdullah Serhat Batman, Ahmet Korkmaz, Ali Sunar, Arzu Erişkin, Asuman Bilici, Atilla Yıldırım, Atilla Can Daş, Ayten Kocaağaoğlu, Baran Karakuş, Baran Onur, Belgin Gören, Doğan Kaptan, Engin Memiş, Ertuğrul Aydoğan, Evin Atılgan, Fadile Köse, Faruk İşcan, Halit Öztürk, Hanife Daş, Hanifi Gören, Hasan Gök, Hayrettin Yıldız, Hidayet Kocaağaoğlu, Hüseyin Atasoy, Hüseyin Kalmuk, İbrahim Halil Akgül, İlhan Acer, İsmail Karabacaklar, Kadir Ağdoğan, Kadir Bilici, Kemal Kandemir, Kevork Durna, Mahmut Bilici, Mahmut Güney, Mahmut Yücel, Mehmet Kul, Mehmet Murat Buldanlıoğlu, Mehmet Selim Akçay, Mehmet Veysi Yüzer, Merve Menga, Musa Nadir Kale, Necmettin Yüksek, Onur Ayar, Orhan Bozkurt, Sait Börekci, Samet Türkoğlu, Selma Bilici, Servet Daş, Vakkas Bilici ve Zülfü Menga hakkında, "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" ve "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçlarından 8 yıl 6'şar aydan 20'şer yıla kadar hapis istendi. "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçundan sanık Ahmet Seçen ile "örgüte üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan Ahmet Kök, Ali Cengiz Kocaağaoğlu, Bekir Tamer, Bülent Kök, Enver Ağdoğan, Faruk Akar, Mehmet Bilici, Metin Erişkin, Oya Kireç, Sevgi Tamer, Taner Ağdoğan, Umut Ağdoğan ve Yalçın Ağdoğan'ın ise 6'şar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talebinde bulunuldu. Suç örgütü elebaşı Gören'in FETÖ ve PKK'ya para gönderdiği iddiası İddianamede, sanıklar Çetin Gören ve Nejat Daş, suç örgütü kurucusu ve lideri olarak yer aldı. İddianamede, Gören'in Brezilya'da "uluslararası uyuşturucu madde ticareti" Hollanda'da "kara para aklama", "sahtecilik", "uyuşturucu madde ticareti", "suç örgütü üyesi olmak" ve "ateşli silah bulundurmak" suçlarından "kırmızı bülten" ile arandığı, İtalya'da ise tutuklama talebinin bulunduğu ifade edildi. Hollanda'da uyuşturucu ticareti suçundan yargılanan Gören'in, 2011'de Türkiye'ye döndüğü, memleketi Gaziantep'teki akrabaları aracılığıyla gayrimenkul işleriyle uğraştığı aktarılan iddianamede, şirketleri aracılığıyla uyuşturucu ticaretinden elde ettiği parayı akladığının tespit edildiği belirtildi. İddianamede etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için itirafçı olan sanık H.A'nın ifadesinde Gören'in eylemlerini detaylarıyla anlattığı bilgisine de yer verildi. Buna göre 1996'da Hollanda'da ikamet ettiği evde 37 kilogram eroin bulunması üzerine Türkiye'ye kaçan H.A, bir süre sonra cezasını çekmek için tekrar Hollanda'ya döndü. H.A, burada tutulduğu cezaevinde kendisi gibi uyuşturucudan tutuklanan Çetin Gören ile tanıştı. İfadesinde Gören'in uyuşturucu ticareti yaptığını burada öğrendiğini belirten itirafçı sanık, tahliye olduktan sonra Hollanda'da bir kafede tesadüfen karşılaştığı Gören'in kendisine uyuşturucu ticareti teklifinde bulunduğunu anlattı. Bunun üzerine 2012'de 400 kilogram kokain ticareti yaptıklarını, bunun 200'ünün Ekvador'daki kokain karteline, 15'inin kendisine, 15'inin Ali Rıza Ustubi'ye 170 kilogramının ise Çetin Gören ile Abdul ve Scarface isimli kişilere ait olduğunu ifade eden H.A, kokainin Hollanda'daki Fas uyruklu kişiler aracılığıyla piyasaya sürüldüğünü aktardı. Bu ticaretten 500 bin avro aldığını, Gören'e ise 7 milyon avro kaldığını anlatan H.A, paranın geri kalan kısmının Hawala (güvenilir aracılar vasıtasıyla) yöntemiyle Ekvador'a gönderildiğini bildirdi. H.A, 8 Ekim 2012'de Güney Amerika'dan Belçika'nın Anwers limanına getirilen muz ve ananas yüklü konteynerlerde 8 ton kokain ele geçirildiği sırada ise Türkiye'de bulunduğunu iddia etti. İtirafçı sanık H.A, Çetin Gören'in Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) gazete ve dergilerine abone olduğunu, örgütün Hollanda abisine elden himmet adı altında 150 bin avro verdiğini iddia etti. H.A, İnterpol kayıtlarının silinmesi için FETÖ'ye ayrıca 500 bin avro veren Gören'in kendisine, "Bu nasıl cemaat arkadaş? Bunların dini imanı para. Benim ne iş yaptığımı bildikleri halde yine de benden 'Allah rızası için' para istiyorlar." serzenişinde bulunduğunu aktardı. FETÖ üyeleri Ahmet Sevilmiş ve Murat Elmas'ın 2014'te kendisiyle görüştüğünü de anlatan H.A, "Benimle alakalı bir soruşturma olduğunu söylediler ve yardımcı olmak için 1 milyon lira himmet parası istediler. Bunun çok olduğunu söylediğimde 'Bu para çok değil zaten sen Allah rızası için himmet vererek bu dertten kurtulmuş olacaksın.' dediler. 1 milyon lira himmet ödemeyi kabul ettim." ifadelerini kullandı. PKK'ya 60 milyon avro aktarmış İddianamede, sanık Gören'in, terör örgütü PKK'ya 60 milyon avro aktardığına dair tespit de yer aldı. Polis tarafından hazırlanan rapora dayandırılan tespitlere göre Gören'in, Gaziantep'te PKK ile bağlantısı bulunan H.A. aracılığıyla 2011-2012 yıllarında Brüksel üzerinden Gaziantep'e kuryeler aracılığıyla 120 milyon avro gönderdiği ifade edildi. Söz konusu paranın 60 milyon avroluk kısmının, H.A'nın ailesi tarafından PKK'ya gönderildiği, kalan 60 milyon avronun ise Gören'in kiralık kasalarında saklandığı öne sürüldü. "Türk Escobar" Nejat Daş İddianamede, suç örgütünün kurucu ve yönetici diğer ismi sanık Nejat Daş'a ait bilgiler de yer aldı. Buna göre örgüt üyeleri arasında kendisinden "abi" olarak bahsedilen Daş, 1990'lı yılların başından itibaren Lucky-S ve Kısmetim-1 gemilerinde Akdeniz'de uyuşturucu madde ele geçirilmesi kapsamında Avrupa'da "Türk Escobar" olarak tanındı. Daş, 1993'te Türkiye'de Lucky-S ve Kısmetim-1 isimli gemilerde yaklaşık 14 ton uyuşturucunun ele geçirilmesi üzerine 35 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Örgüt yönetici ve üyelerine verdiği talimatlarla uyuşturucu madde ticareti suçundan elde ettiği geliri aile şirketi CHS Group firması bünyesinde aklayan Daş, CHS Group firmasının alt kuruluşu olan Şehnaz Döviz bürosunun çalışanlarınca oluşturulan "BOSS GRUP" adlı sohbet grubunda da elde edilen paraların aklanmasına yönelik işlemeleri takip etti. İddianamede, suç gelirinin trafiğine ilişkin şu tespite yer verildi: "Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden Nejat Daş'ın, özellikle öncül suç gelirlerinin Türkiye'ye kurye yolcular ve kurye tır şoförleri tarafından getirilmesinde tam inisiyatif yetkisine sahip olduğu, anılan para trafiğini yönettiği, internet uygulamaları üzerinden kurulan grupla örgüt üyelerine talimat verdiği ve üyeler arasında bilgi alışverişini sağladığı anlaşılmıştır." Gören ile ortaklığını anlattı Nejat Daş ifadesinde, Çetin Gören ile Almanya'da ticaret yapmak için Recep isimli bir kişi aracılığıyla tanıştıklarını, bir süre sonra da İstanbul'da buluştuklarını anlattı. Türkiye'de ticaret yapacağını kaydeden Gören ile Çagatay Döviz ünvanlı iş yerini aldıklarını belirten Daş, sabıkası nedeniyle iş yerinin kaydını kardeşi Handan Kaymaz adına yaptıklarını ifade etti. Bir süre sonra iş yeri ruhsatını devrettiğini, ortaklık için koyduğu 150 bin doları kendisine iade eden Gören ile ticaret ilişkisine nokta koyduğunu aktaran Daş, ancak Gören'in kendisine yönlendirdiği kişilerle Boommeranf isimli şirketi kurduklarını bildirdi. Güney Afrika'dan gelen bilgi notu "Bataklık Operasyonu"nun fitilini ateşledi İddianamede, suç örgütüne yönelik soruşturmanın detaylarına da yer verildi. Buna göre soruşturma, Güney Afrika İçişleri Müşavirliğinden gönderilen ve Emniyet Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Daire Başkanlığı tarafından ilgili birimlere ulaştırılan bilgi notunun değerlendirilmesiyle başladı. Bilgi notunda, Çetin Gören'in, uyuşturucu ticareti yapan suç örgütü elebaşı olarak bilindiği, elebaşı olduğu örgütün kokain ticareti yaptığı ve elde edilen kara parayı aklamaya çalıştığı belirtildi. Gören'in, sahte pasaport ve ehliyetle sahte faturalar kullandığı belirtilen bilgi notunda, sanık hakkında Brezilya adli makamlarınca kara para aklamak, evrakta sahtecilik, uyuşturucu ticareti, suç örgütü üyeliği ve ruhsatsız ateşli silah bulundurma suçlarından 21 Kasım 2016'da kırmızı bülten çıkartıldığı bildirildi. Çetin Gören'in, 24 Mart 2007'de Brezilya'da suça iştirak eden kişilerle tutuklandığı, 2010'da cezaevinden geçici izinle ayrılmasına rağmen dönmediği ifade edilen bilgi notunda, sanığa ait Gaziantep'teki banka kasasında 60 milyon avro bulunduğu kaydedildi. Bu bilgi notunun gönderildiği Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), hazırladığı rapor ve arşiv kayıtlarını, 3 Aralık 2019'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ulaştırdı. Başsavcılık da aynı gün şüpheliler hakkında soruşturma başlattı. Ardından 30 Haziran 2020'de, uyuşturucu ve suç gelirlerine yönelik, kamuoyunda "Bataklık Operasyonu" olarak bilinen süreç başlatıldı. Haklarında yakalama kararı bulunan 94 zanlıdan 74'ü gözaltına alındı, çok sayıda lüks ev ve araç ile şüphelilere ait banka hesaplarına el konuldu. Zanlılardan biri soruşturma sürecinde hayatını kaybetmişti.

2 yıl önce

Trablus'un kalbinde Türk bayrakları açtılar! Hafter protesto edildi!

Libya'nın başkenti Trablus'ta toplanan kalabalık, ülkenin doğusundaki Tobruk kentinde Türk bayrağını hedef alan provokasyonu kınayan gösteri düzenledi.  Trablus'un Şehitler Meydanı'nda toplanan Libyalılar, ellerinde Libya ve Türk bayrakları ile ülkenin doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'i kınayarak 'Savaş suçlusu Hafter'e hayır!' sloganları attı. 'TÜRKİYE'NİN TÜM ÜLKELERE YÖNELİK ONURLU BİR DURUŞU VAR' Türk bayrağı taşıyan Libyalılardan Hüseyin el-Tuveyri, AA muhabirine, 'Bugün, Türk bayrağına saldıranlara karşı Türk bayrağı taşıyoruz. Çünkü Türkiye'nin, Libya'ya, Filistin'e ve tüm ülkelere yönelik onurlu bir duruşu var.' diye konuştu. TOBRUK'TAKİ HAFTER MİLİSLERİNİN BAYRAK KIŞKIRTMASI Libya'da ülkenin doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'in kontrolündeki Tobruk kentinde 5 Temmuz 2021 tarihinde düzenlenen bütçe görüşmeleri sırasında Temsilciler Meclisinin geçici binası önünde Türk bayrağı hedef alınmıştı. Hafter yanlısı milisler, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin, Tobruk kentini ziyareti sırasında konvoyun geçeceği yola Türk bayrakları sererek, provokasyon girişiminde bulunmuştu. HAFTER MİLİSLERİNİN PROVOKASYON GİRİŞİMİNE TEPKİ GELMİŞTİ Dışişleri Bakanlığı, Türk bayrağını hedef alan çirkin eylemi şiddetle kınadığını açıklamış, Libya Dışişleri Bakanlığı nezdinde, gerekli yazılı ve sözlü girişimlerin yapıldığını belirtmişti.

2 yıl önce

Tunus'ta 1 ay süreyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, dün gece Tunus resmi televizyonunda yaptığı açıklamada, Başbakan Hişam El-Meşişi'yi görevden aldığını ve meclisin yetkilerini dondurduğunu duyurmuştu. 1 AY SÜREYLE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI Ülkede siyasi kriz ve protestolar devam ederken, Cumhurbaşkanı Said yayınladığı kararname ile ülke genelinde 1 ay süreyle sokağa çıkma yasağı ilan etti. KORONAVİRÜS BAHANE EDİLDİ Yasağın Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında ilan edildiği belirtildi. Yerel saatle 19.00’dan 06.00’ya kadar uygulanacak olan yasaktan zorunlu şehirlerarası yolculuk yapan, temel ihtiyaçlarını karşılayan ve acil sağlık nedenleri olan vatandaşların muaf olduğu aktarıldı. 3'TEN FAZLA KİŞİNİN BİR ARAYA GELMESİ YASAKLANDI Kararname ile ayrıca meydan ve caddelerde 3’ten fazla kişinin toplanması ve bir araya gelmesi de yasaklandı.

2 yıl önce

Help Turkey etiketinde paylaşım yapan hesapların çoğunun sahte ve bot olduğunu tespit edildi

Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak da görev yapan Mark Owen Jones, "Help Turkey" ve "Global Call" etiketleriyle yapılan paylaşımların gerçek insanlar ve ünlüler tarafından kullanılmakla birlikte, sahte ve bot hesaplar üzerinden yapay olarak yayıldığını ve bu yönüyle bir manipülasyon kampanyasının ürünü olduğunu açıkladı. https://twitter.com/marcowenjones/status/1422275280891269124?s=21 Görünürde Türkiye'de devam eden orman yangınlarına dikkati çekmek üzere uluslararası yardım çağrısı yapan İngilizce ve farklı dillerdeki mesajlar, çok sayıda hesap tarafından yinelenerek paylaşılmıştı. Jones, söz konusu etiketleri Twitter hesabında yaptığı seri paylaşımlarla analiz etti. Bot ve sahte hesaplar Jones, "Help Turkey" etiketi için dünya genelinde 46 bin hesaptan yapılan 160 bin etkileşim üzerine yaptığı ağ analizinde, etiketle en fazla paylaşım yapanların sahte ve bot hesaplar olduğunu tespit etti. Bu tür hesaplardan örnekler veren Jones, etiket ile en fazla paylaşım yapan "@ege20281770" adlı hesabın, aynı gün (2 Ağustos) içinde yaratılan bir hesap olduğuna ve etiket belirli bir yaygınlığa ulaştıktan sonra tüm paylaşımlarını sildiğine dikkat çekti. Jones ayrıca "Badboy2147" adlı mevcut bir hesabın da etiketi kullanarak yoğun paylaşımlar yaptıktan sonra kullanıcı adını değiştirdiğini ve tüm paylaşımlarını sildiğini belirledi. Etiketle en fazla paylaşım yapan 7 bin 400 hesaptan en az 70'inin isim değiştirdiğini veya kapatıldığını belirten Jones, tam rakamın belirlenebilmesi için daha detaylı inceleme yapılması gerektiğini vurguladı. Kopyala ve yapıştır Jones, etiket aracılığıyla yürütülen kampanyada bir diğer dikkat çekici noktanın, hazır mesajların kopyala yapıştır yöntemiyle paylaşılarak yayılması olduğuna işaret etti. Mevcut paylaşımı yeniden paylaşmak yerine içeriğini yeni bir "twit"e kopyalayarak paylaşmanın anlamsızlığına değinen Jones, bu yönteme başvuran 35 bin tekil paylaşım yapıldığının ve bu paylaşımların Türkiye'de gece yarısını geçen bir saatte yoğunlaştığının altını çizdi ve mesajların belirli bir merkezden yapay olarak üretilerek yayılmış olabileceği değerlendirmesinde bulundu. Jones, Koreli pop müzik gruplarının hayran hesapları üzerinden yapılan destek paylaşımlarının da manipülasyon amaçlı kullanılmış olabileceğine vurgu yaparak "Help Turkey etiketinin çok fazla manipülasyon içerdiği açık. Gerçek insanlar ve ünlüler tarafından yayılmakla birlikte binlerce sahte hesap tarafından yapay olarak yönlendirilen bir etiket bu." dedi. "Help Turkey" bir manipülasyon kampanyası örneği Jones, "Help Turkey" etiketiyle yapılan paylaşımların "manipülasyon" kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Bu türden kampanyalarda etiketlerde birden çok şey bir arada bulunur. Gerçek, meşru kullanıcılar vardır, bu etiketleri teşvik eden ve yayan influencer'lar vardır ve özellikle bu örnekte gördüğümüz gibi manipülasyon vardır. Tek bir kişinin veya merkezin yönettiği çok sayıda bot ve sahte hesap etkileşimi arttırmaya ve etiketi trendler içine sokmaya çalışır. Mümkün olduğunca çok paylaşım yaparak etiketi Trend Topic (TT) haline getirmeye çalışırlar. 'Help Turkey' etiketinde bu manipülasyonun varlığını tespit edebiliyoruz." ifadelerini kullandı. Jones, böyle bir manipülasyonu kimin, neden yapmış olabileceği sorusuna, "Bunun manipülasyon olduğunu biliyoruz ama neden başladığını bilmiyoruz. Bu yöntemin zaman zaman reklam ve pazarlama amacıyla kullanıldığını biliyoruz. Ama burada amacın bu olduğunu söylemek mümkün değil. Bu sistematik manipülasyonun arkasında kimin olduğu belli değil. Genelde kişiler ve organizasyonlar bu türden operasyonları o ülkelerdeki hükümetleri zor duruma sokmak için yaparlar. Bunları yapan organizasyonların çok sayıda adı olabilir; PR ajansı, reklam ajansı vs. ama asıl amaçları budur; hükümeti zayıf göstermek." değerlendirmesinde bulundu. "İnsanları öfkeye, endişeye ve paniğe sürüklemek istiyorlar" Bu türden siber saldırıların insanların bilgiye erişimini engellemeyi ve algısını etkilemeyi amaçladığını vurgulayan Jones, "Bu manipülasyonu yapanlar, 'Help Turkey' etiketine tıklayan insanları öfkeye, endişeye ve paniğe sürüklemek istiyorlar. Onları mevcut hükümetin işlevini yerine getiremediğine ikna etmeye çalışıyorlar. Saldırının amacı bu. Bu türden bir operasyonu yürütmek son derece geniş ve maliyetli bir çaba, bunu yalnızca paylaşımların sayısında gözlemlemek mümkün." şeklinde konuştu. Gençler kaynağını bilmedikleri içerikleri paylaşmamalı Jones, sosyal medya kullanıcılarının bu türden sistematik saldırılara karşı korunmak için kaynağını bilmedikleri içerikleri paylaşmaktan kaçınmaları gerektiğini vurgulayarak, "Genç kullanıcılar kendilerini sosyal medya manipülasyonuna karşı eğitmeli. Kim olduklarını bilmedikleri, daha önce paylaşımlarını görmedikleri kaynakların içeriklerini paylaşmaktan kaçınmalı." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Kemerköy Termik Santrali'ndeki alevler etkisini yitirdi: İlk incelemede ana ünitede hasar olmadığı tespit edildi

Milas'ta yangın 6'ncı gününde etkisini sürdürürken, dün gece Kemerköy Termik Santrali'ne sıçradı. Termik santral çevresinde önlem amaçlı açılan hendeklerden de sıçrayan alevler yaklaşık 10 saat termik santralde etkili oldu. Santraldeki yanıcı ve patlayıcı maddelerin ve çalışanların güvenilk amaçlı tahliye edilmesi ve çevresini boşaltılmasının ardından yangına karşı yoğun bir mücadele başladı. Müdahalelerin başarılı olmasının ardından yangın, sabah saatlerinde etkisini kaybetti. Yangının sönmesinde, sabahın ilk ışıkları ile hem karadan hem de havadan müdahalenin güçlenmesinin de etkili olduğu belirtildi. Ekiplerin, bölgedeki çalışmaları sürüyor.

2 yıl önce

Van Valiliği'nden Metro Turizm açıklaması: Araç sürücüsü gözaltına alındı, 7 düzensiz göçmen sınır dışı edildi

Açıklama şöyle: "13.08.2021 tarihinde bazı sosyal medya hesaplarından yapılan "İran sınırından Van’a akın eden kaçak göçmenlerin Van’ın Erciş ilçesinden sonra Metro Turizme ait bir otobüs firması tarafından batı illerine götürüldüğü ortaya çıktı.”görüntüleri ile ilgili olarak; Paylaşımlarda düzensiz göçmenleri aldığı görülen Metro Turizme ait yolcu otobüsü Van ve Ağrı kolluk kuvvetlerinin koordinasyonu ile Ağrı Patnos ilçesinde yol kontrol noktasında durdurularak, otobüste bulunan illegal giriş yaptıkları gerekçesiyle idari para cezası kesilen 7 düzensiz göçmen yakalanarak sınır dışı edilmek üzere işlemlerine başlanmıştır. Olayda organizatör olduğu değerlendirilen araç sürücüsü A.O gözaltına alınmış olup olayla ilgili adlı ve idari işlemler devam etmektedir. Göçmen kaçakçılığıyla mücadele kapsamında düzensiz göçmenlerin sınırı geçmesinin engellemesi, yakalanması, göçmen kaçakçılığı suçuna iştirak eden veya organize eden kişi ve yapıların tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasına yönelik çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülmektedir.” Van Cumhuriyet Başsavcılığı, otobüsün sürücüsü, görevlileri ve firma hakkında resen soruşturma başlatıldığını açıklamıştı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 39 40