03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu’nu parlatmak için reklama kim para harcayacak? İBB'den yıllık enflasyon oranı altında ücret zammı kararı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), çalışanlarına TÜİK tarafından Aralık ayında belirlenen yüzde 36 yerine Kasım ayında belirlenen 21,31 oranında ücret zammı yaptı. İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı'nın yazısına göre, Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı imzalı belgede şöyle denildi:  "24 Aralık 2017 tarihli ve 30280 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği 1 Nisan 2018 tarihinde şirket bünyesinde işçi statüsüne geçirilmiştir. Bu kapsamda çalışan personelin '2021 yılı içerisinde fiyatlar genel seviyesinde gerçekleşen olağandışı artışlar ve aşırı kur hareketliliği göz önünde bulundurularak, çalışanların alım gücünün enflasyon karşısında geriletilmemesi' için Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 3 Aralık 2021 tarihinde yayımlanan 'Tüketici fiyat Endeksi, Kasım 2021' bültenine göre, 'bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı' yüzde 21,31 olarak açıklandığından, günlük  ücretlerine ve (yol ve yemek ücreti hariç) sair ödemelere, 1 Ocak 2022 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 21,31 artış yapılarak ve 1 Ocak 2022 yılından geçerli olmak üzere yemek ücretinin brüt 30 TL ve yol ücretinin aylık mavi akbil bedeli olarak maliyet cetvellerine işlenmesi hususunu olurlarınıza arz ederim." Böylelikle çalışanlara ücret zammı yıllık enflasyon yüzde 36'dan değil, Kasım ayında açıklanan yüzde 21 üzerinden yapılmış oldu.

2 yıl önce

CHP’li belediyeler borç batağında: Fitch Ratings iflas uyarısı yaptı

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in dikkat çektiği İstanbul, İzmir ve Antalya Büyükşehir Belediyelerinin borçları son iki yılda katlandı. CHP yönetimindeki 3 büyükşehir belediyesindeki iflas uyarısı sonrası gözler bu belediyelere çevrildi. Toplamda 62,2 milyar lirayı bulan 3 büyükşehir belediyesinin borç detayları ortaya çıktı. İstanbul ve İzmir’de 30 ay ay önce koltuğa oturan CHP’li başkanların 2,5 yılda borçları katlamaları dikkat çekiyor. İBB’NİN BORCU 43 MİLYAR LİRAYA ÇIKTI İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, CHP yönetiminin saplandığı borç batağını gözler önüne serdi. AK parti yönetiminin belediyeyi devrederken toplam borcun 28 milyar lira olduğunu söyleyen Göksu, “Şu anda toplam borç 43 milyar lira. Bu yıl planlanan programı gerçekleştirebilmek için İBB 16 milyardan daha fazla borç para bulmak zorunda. Bu yıl İBB’nin borç riski 73,1 milyar lira. 2022,2023 ve 2024 projeksiyonu tutulmuş bu planlamalara göre İstanbul Büyükşehir Belediyesine 93 milyarlık borç bırakıp gidecek. İBB 2021 yılında her gün günde 72,5 trilyon para harcamış” açıklamasında bulundu. İZMİR’İN BORCU 5’E KATLANDI CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin borcu ise Tunç Soyer döneminde Aziz Kocaoğlu dönemine göre 5 kat arttı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “12 milyar lira borcun yaklaşık yüzde 70’i döviz bazlı. Borçlandığı tarihten günümüze kadar süreci ele aldığımızda toplam 3 milyar civarında fazladan döviz farkı söz konusu diyebilirim. Bir önceki belediye başkanlığında dış borçlar vardı ama bu kadar yoğunlukta değldi. Önceki belediye başkanlığında yaklaşık 2,5 milyar lira borç vardı. Yaklaşık 5 katı kadar artmış bir borçtan bahsediyoruz. Hizmet anlamında, başlamış ve bitmiş bir proje yok. Yatırıma dönük ve hizmete açılmış bir proje yok. Bunlar kendi şehirlerinin geleceklerini karartan borçlanma yöntemleri" dedi. ANTALYA 30 AYDA 500 MİLYON TL ALDI CHP’li Muhittin Böcek yönetimindeki Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ise 2021 Mayıs itibarıyla toplam 7,2 milyar lira borcu var. 24 Kasım 2021 tarihi itibariyle toplam 242 milyon avro yurt dışı borcu bulunuyor. Döviz bazlı borçlardan kaynaklı meblağ 4 milyar 590 milyon liraya çıktı. CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi, belediye meclisinden aldığı yetkilerle son 30 ayda 500 milyon lira borçlandı. Borçları bütçelerini aşıyor Borçlu İstanbul, İzmir ve Antalya büyükşehir belediyelerinin toplam borcu bütçelerini aşıyor. İstanbul için bu yıl planlanan ve kabul edilen bütçe 43,6 milyar lira olurken, gelirinin 35,6 milyar lira olması dikkat çekiyor. İBB’nin toplam borcunun yıllık bütçesini geçmesi ise Fitch Ratings’in dikkat çektiği riskin gerekçesi oldu. İzmir’de ise bu yılın bütçesi 12,5 milyar lira olarak kabul edildi. Borcu kadar yıllık bütçesi olan belediyenin ödeme planı ise merak ediliyor. Antalya’da da 7,2 milyar liralık borç yıllık bütçeyi ikiye katlıyor. Antalya’da bu yılın bütçesi 3,5 milyar lira olarak kabul edildi.

2 yıl önce

Türkiye’de Haşimi 515 provokasyonunu kim yapıyor? Baggara Aşireti’nden flaş açıklama…

Adana’da, kendilerini “515 Haşimi” olarak tanıtan Suriyeliler döner bıçakları ve sopalarla sokakta yürüdüğü görüntüler infial yaratmıştı. Şahıslardan kimliği belirlenen 20’si gözaltına alındı ve sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne teslim edildi. SINIR DIŞI EDİLDİER Yaşanan bu olay sonrası “515 Haşimi nedir?”, “Haşimiler kimler?” gibi sorulara da cevap aranmaya başlanırken, Haşim aşiretinden konuya ilişkin yazılı bir açıklama geldi. Tüm Türkiye’de tepki çeken olayı kınadıklarını belirten yazıda “Bu fitnede yer alan kim olursa olsun kabilelerimiz tarafından dışlanacaktır” ifadeleri de dikkat çekti. BAGGARA AŞİRETİNDEN AÇIKLAMA 515 Haşimiler ile ilgili Baggara aşireti lideri Beni Haşim’den açıklama geldi. “515 kodu Osmanlı Devleti zamanında Çanakkale Savaşı’nda Osmanlı’nın yanında savaşan kabilelere verilmiş tümen kodudur.” İşte yapılan açıklamanın devamı; BİSMİLLAHIRRRAHMANIRRAHIM: BENİ HAŞIM (SEYYİD) KABİLELERİ’DEN ‘BAGGARA•AŞİRETİ AÇIKLAMASIDIR: SON GÜNLLERDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ SINIRLARI İÇİNDE 515 KOD BAHANE EDİLEREK ATEŞİ KÖRÜKLENMEK İSTENEN BİR FİTNE BULUNMAKTADIR. ANCAK 515 KODU SADECE TURKİYEDE YAŞAYAN ( BILADUŞŞAM BÖLGESİNDEN ) TÜRKİYEDE BULUNAN SADECE 300 BİN BAGGARA AŞİRETİ MENSUBU İÇİN DEĞİL; OSMANLI DEVLETİ ZAMANINDA VE OSMANLININ YANINDA İŞGALCİ DIŞ GÜÇLERE KARŞI TÜM SAVAŞLARDA YER ALMIŞ ‘BENİ HAŞİM KABİLELERİ’NE” VEDE ÇANAKKALE SAVAŞINDA (CİHAD)’TA BU KABİLELERİN TÜMÜNE VERİLMİŞ OLAN 515. TÜMEN YADA TUĞAY KODU OLUP. OSMANLI DEVLETİ ZAMANINDA OLDUĞU GİBİ BU KABİLELER İHLAS VE SADAKAT İLE YANLARINDA DURDUĞU GİBİ, ŞİMDİDE MAZLUM SURİYE HALKININ YANINDA DURUŞUNU VE DESTEĞİNİ ESİRGEMEYEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ VE TÜM HALKININ ‘BENİ HAŞİM KABİLELERİ’ OLARAK YANLARINDA DURACAĞIMIZI VE OLDUĞUMUZU BELİRTEREK; ‘BENİ HAŞİM KABİLELERİ’ ADINA TÜRKİYEDE YAŞAYAN TÜM SURİYELİ VATANDAŞLARIN BU FİTNEDEN UZAK DURMALARINI ŞİDDETLE İSTİYORUZ. BU FİTNEDE YER ALAN KİM OLURSA OLSUN •KABİLELERİMİZ’ TARAFINDAN DIŞLANACAĞINI VE TÜM SORUMLULUĞUN KENDİLERİNDE OLDUĞUNU BEYAN EDERİZ. BENİ HAŞİM (SEYYİD) KABİLELERİ’DEN ‘BAGGARA’AŞİRETİ EVLATLARI ADINA HEPİNİZE •ALLAHIN SELAMINI SUNARIZ’• SALI -11.01.2022

2 yıl önce

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu yıl sonu enflasyon tahminini açıkladı

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yılın ilk enflasyon raporu olan "Enflasyon Raporu 2022-I"in tanıtımı amacıyla sunum gerçekleştirdi. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Son rapordan bugüne dek varyantlara ilişkin risklerin canlı kalması bazı ülkelerde 2022 büyüme görünümünü olumsuz etkiledi. Küresel iktisadi faaliyet üzerindeki risklerin sınırlı olduğunu değerlendiriyoruz, Türkiye'nin dış talep görünümü olumlu seyrini korumaktadır. Doğalgaz fiyatları yüksek seyrediyor. Küresel enflasyonda dikkat çeken artışlar gözleniyor. Dünya genelinde manşet ve çekirdek enflasyon hız kazandı. Enflasyonun etkileri merkez bankaları tarafından yakından takip ediliyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları arasındaki söylem ayrışması artıyor. Gelişmekte olan ülkelere portföy girişleri olduğunu gözlemliyoruz. Portföy akımları hala salgın öncesi seviyelere ulaşamadı. Çin dışındaki hisse senedi piyasalarına da girişler olduğu, Türkiye'ye yönelik sermaye girişleri Kasım ayında devam ederken, Aralık ayında çıkış gözlendi. Türkiye'de iktisadi faaliyet 3. çeyrekte kuvvetli seyrini sürdürdü. Türkiye OECD ülkeleri arasında net ihracatın büyümeye en fazla katkı yaptığı ülkeler arasında yer aldı. Aşılamanın hızlanması küresel ekonomideki toparlanma sürecini destekliyor. Dış talebin iktisadi faaliyete katkısı artıyor. Vaka sayılarında artış gözlense de izolasyon tedbirleri küresel ölçekte daha gevşek uygulanıyor. Daha gevşek önlemler turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesinde önemli rol oynadı. Kartla harcama verilerine göre salgından daha çok etkilenen hizmet sektörlerinde artış oranlarının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Anket verileri firmaların yatırımlarını artırma eğiliminde olduğunu gösteriyor. İlave kapasite ihtiyacının önümüzdeki dönemde de yatırım talebini destekleyecek bir unsur olduğunu değerlendiriyoruz. Uzun vadeli TL finansman imkanları yatırımlar için önemli. "CARİ DENGENİN 2022'DE FAZLA VERECEĞİNİ ÖNGÖRÜYORUZ" Yüksek frekanslı veriler işgücündeki toparlanmanın iktisadi faaliyetle uyumlu görünüm sergilediğini gösteriyor. Önümüzdeki dönemde istihdam artışının devam edeceğini öngörüyoruz. Hizmet gelirleri salgın öncesi seviyelerine ulaştı. Altın ve enerji dışarıda bırakıldığında cari dengedeki iyileşmenin sürdüğünü görüyoruz. Cari dengenin 2022'de fazla vereceğini öngörüyoruz. 4. çeyrekte yıllık kredi büyümesi tarihsel ortalamalara yakınsadı. Ticari kredilerdeki gelişmeyi önemsiyoruz. Yılın son çeyreğinde döviz kuru gelişmeleri enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicilerinden biri oldu. Enflasyondaki yükselişte temel mal, gıda ve enerji grupları öne çıktı. Ertelenen harcamalar üçüncü çeyrekte hızlı bir şekilde gerçekleşti ve iç talep ivmelendi. İç talebin olumlu seyrini koruduğunu gözlemliyoruz. Dış talep olumlu seyrini korudu. Büyümenin daha dengeli bir kompozisyonda gerçekleştiğini değerlendiriyoruz. Döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicisi oldu. Kur gelişmelerinin ve artış eğilimini koruyan ithalat fiyatlarının yanı sıra tedarik zincirlerindeki aksamalar da üretici fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Navlun fiyatları arz yönlü sorunların sürdüğünü teyit ediyor. "500 BAZ PUAN İNDİRİM YAPTIK" Para politikasının etkilendiği talep unsurları çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının ayrışmasına yönelik analizleri değerlendirdik. Politika faizinde eylül aralık döneminde toplamda 500 baz puan indirim yaptık. Ocak ayında 1 haftalık repo faiz oranını yüzde 14 oranında sabit tutulmasına karar verdik. Orta vadeli tahminler üretilirken başlangıç noktası olarak şimdiki iktisadi görünümü esas aldık. Gıda fiyatlar, küresel büyüme gibi dışsal unsurlar için varsayımlarımızı gözden geçirdik. Uluslararası emtia fiyatları geçtiğimiz rapor döneminde yüksek seyrini korumakla beraber oynak bir seyir izledi. Ham petrol fiyatları aralı kayında düşüş gösterirken ocak ayında Omicron varyantının ektilerinin sınırlı kalacağı beklentisiyle tekrar yükseldi. Ham petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarımız 2022 yılında ortalama 80.4 dolara, 2023 yılında ortalama 74.3 dolara güncellendi. İthalat fiyatlarının genel seviyesine ilişkin varsayımlarımız da yukarı yönlü incelendi. Gıda fiyatları başta döviz kuru olmak üzere tarımsal gelişmeleri dikkate alarak 2022 ve 2023 için yukarı yönlü güncelledik. Küresel enflasyondaki artışa bağlı olarak 2022 yılında finansal koşulların bir önceki öngörülenden daha sıkı olacağını varsaydık. YIL SONU ENFLASYON TAHMİNİ Enflasyon tahmin aralığımızın orta noktaları 2022 sonunda yüzde 23,2, 2023 sonunda yüzde 8,2 ve 2024 sonunda yüzde 5 seviyelerine tekabül etmektedir. O gün (20 Aralık 2021) Merkez Bankası tek kuruş satmadı. Bireyseller, kurumsallar, yurt dışı yaklaşık 2,250 milyar dolar satarak kuru düşürdü.

2 yıl önce

Avrupa Merkez Bankası yüksek enflasyon öngördü

Lagarde, Strazburg'da gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurul oturumunda konuştu. Avro Bölgesi'nde hızla yayılan Omicron varyantı ve alınan tedbirler nedeniyle büyüme hızının yavaşladığını anlatan Lagarde, "Arz darboğazları ve yüksek enerji maliyetleri gibi etkenlerin kısa vadede ekonomik aktiviteyi azaltması bekleniyor." diye konuştu. Lagarde, son Kovid-19 dalgasının ekonomiye etkisinin öncekilerden daha az olduğuna dikkati çekerek arz darboğazlarının hafiflediği yönünde de işaretler aldıklarını, bu yılın devamında güçlü ekonomik toparlanma beklediklerini anlattı. Avro Bölgesi'nde enflasyon oranının son aylarda hızla arttığını hatırlatan Lagarde, "Muhtemelen enflasyon yakın gelecekte yüksek kalacak. Enerji fiyatları enflasyondaki artışın ana nedeni olmaya devam ediyor." dedi. Lagarde, ocak ayı enflasyonunun yarıdan fazlasının enerjiden kaynaklandığına işaret ederek, "Enerji maliyetleri de birçok sektörde fiyatları yukarı çekiyor." diye konuştu. Lagarde, "Mevsimsel faktörler, artan nakliye maliyetleri ve gübre fiyatları nedeniyle gıda fiyatları da arttı." ifadesini kullandı. Jeopolitik gerilimlerin arttığını anımsatan Lagarde, sürekli yüksek seyreden enerji maliyetlerinin tüketim ve yatırımı baskıladığını belirtti. Lagarde, orta vadede yüzde 2'lik enflasyon oranı hedeflediklerini anımsatarak, "Net varlık alımlarımız bitmeden faiz artırımı yapılmayacak. Politikamızda yapılacak herhangi bir ayarlama aşamalı olacak." dedi. ECB'nin ne yapıp ne yapamayacağı konusunda açık olması gerektiğini vurgulayan Lagarde, "Para politikamız boru hatlarını gazla dolduramaz, limanlardaki yığılmayı gideremez veya daha fazla kamyon şoförü yetiştiremez." değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Avrupa Konseyi'nden flaş karar: Rusya'nın temsil hakkı askıya alındı

Avrupa Birliği, Ukrayna'yı işgal eden Rusya'ya yaptırımlarını sürdürüyor. "RUSYA'YI ÜYELİKTEN ÇIKARDIK" İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio yaptığı açıklamada, "İtalya’nın başkanlığını yürüttüğü Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Rusya Federasyonu’nu üyelikten çıkarma kararı aldı" dedi. "GEREKLİ BİR ÖNLEM OLARAK GÖRÜYORUZ" Maio, "İtalya, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı uluslararası hukukun ciddi bir ihlalini oluşturan kabul edilemez askeri saldırganlığı ışığında bunu gerekli bir önlem olarak görüyor" diye konuştu.

2 yıl önce

'Enflasyon küresel bir sorun'... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gelişmiş ülkeler de fiyat artışlarıyla mücadele ediyor

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları: Son grup toplantımız olan 12 Ocak'tan bu yana TBMM Genel Kurulu'nda 31 adet kanun teklifi yasalaşmıştır. 27'si uluslararası sözleşmedir. Ukrayna'daki son gelişmelerle ilgili Dışişleri Bakanımız Genel Kurulu bilgilendirmiştir. Milletvekilleri, grupları, komisyonları ve Genel Kurulu ile TBMM çalışıyor, üretiyor.  Gazi Meclisi ne kadar iyi çalıştırırsak milletimizin umutlarını o derece güçlü tutarız.  16 SEÇİMDE HEZİMETE UĞRAYAN CHP, SÜREKLİ GERİYE GİTMİŞTİR Seçime artık 15 ay gibi kısa sayılabilecek bir sürenin kaldığını dikkate alarak her anımızı çok iyi değerlendirmeliyiz. Partimizi sandıktaki 16.'ncı zaferine hep birlikte hazırlayacağız. Sadece demokraside değil hayatın tabi akışı içinde iktidarın olduğu yerde elbette muhalefet de bulunacaktır. Türkiye'nin talihsizliği uzunca süredir muhalefet liderliğinden, üslubundan mahrum bulunmasıdır. Karşımızda bırakın milleti kendine bile hayrı olmayan bir CHP vardır. 16 seçimde hezimete uğrayan CHP, sürekli geriye gitmiştir. Bu CHP, güya peşine taktığı, hepsinin ismini açıkça zikretmeye cesaret edemediği 28 Şubat ittifakı kurdu. Ama en azından şu ana kadar karşımızdaki ittifakın ortaya koyduğu fotoğraf kah güldürüyor, kah hayrete düşürüyor. Daha masada hangi sırayla oturacaklarına karar veremeyenlerin gereken etkin, cesaretli adımları nasıl atacaklarını merak ediyoruz.  28 Şubat ittifakının karşı çıktığı hususlara bakınca Türkiye'nin küresel kazanımlarından vazgeçeceklerini anlıyoruz. Daha şimdiden kalkıp bu dev yatırımları yapan müteahhitleri tehdit etmek suretiyle 'Sakın ha' diyen bir muhalefet mantığını dünyanın hiçbir yerinde görmedik. Bu nasıl anlayıştır. Enflasyonu nasıl indirecekleri başta olmak üzere milletin gerçek gündemi ile ilgili herhangi bir program ortaya koyduklarını görmedik. Tek işleri koalisyon güzellemesi yapmak. Daha Cumhurbaşkanı adayını belirlememiş olanlar doğrudan başbakanlık pazarlığına giriştiler. Parlamentoda yeter sayınız var mı? Değil. Bu gülünç orta oyunu bile karşımızdakilerin milletimizi nasıl kandırmaya çalıştığını göstermeye kafidir.  BUGÜN YAĞ ÜZERİNDEN ÜLKENİN BAŞINA KARA BULUTLAR TOPLAMAYA ÇALIŞANLAR YİNE BUNLAR Ülkeye kazandırdığımız her eseri ayrım gözetmeksizin 85 milyon insanımızın emrine veriyoruz. Dün Gezi olaylarında ‘Ekonomiyi batırın’ çağrısı yapan bunlardı. Dün ülkemiz terör saldırıları, ekonomik saldırılarla boğuşurken ellerini ovuşturanlar bunlardı. Dün patates soğan üzerinden bugün yağ üzerinden ülkenin başına kara bulutlar toplamaya çalışanlar yine bunlar. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi halihazırda yaşadığı sıkıntıları da kısa sürede geride bırakacaktır. Israrla peşinden gittikleri müptezellik baki kalacaktır. Muhalefetteyken yani elleri rahatken bile ülkenin meselelerinde somut, akılcı teklif ortaya koymaanlar iş başına gelince birden aydınlanma yaşayacak değiller. Kendi kendilerini gaza getirip sergiledikleri hezeyan asıl niyetlerini ortya koymaya yetiyor. Milletimiz bu zihniyete ülkeyi asla teslim etmez. Milletimize bu gerçekleri, eser ve hizmetleri, küresel krizler karşısında izlediğimiz dengeli politikalarını anlatarak sürekli hatırlatmamız gerekiyor. Her yalanı anında doğru ile boğmalı, her iftirayı anında muhtabanın yüzüne vurmalıyız. Genel merkezimizle teşkilatımızla, bakanlıklarımızla bu konuda teyakkuz halinde bulunmalıyız.  GELİŞMİŞ ÜLKELERİNDE AYNI SIKINTILARLA BOĞUŞTUĞU BİR GERÇEKTİR Enflasyonun sadece ülkemize mahsus durum olmadığı, gelişmiş ülkelerinde aynı sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçektir. Bu süreçte Türkiye, üretim ve istihdam gücüyle şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ispatlamıştır. Salgın döneminde en hızlı toparlanma kabiliyeti gösteren ekonomilerden biri olduk. 2020'de Türkiye ekonomisi yüzde 1.8 oranında büyüyerek Çin ile birlikte pozitif büyüme kaydeden iki ülkeden biri olmuştur.  Küresel tedarik zincirindeki aksamalara rağmen Türkiye ekonomisi 2021'de yüzde 11 ile son 10 yılın en yüksek büyüme oranına ulaşmıştır. Kişi başına düşen milli gelirimizin döviz kurundaki yükselişe rağmen bir önceki yıla göre 9537 dolar olarak gerçekleşmesi de önemli bir veridir. Geçen yıl ihracatımız yüzde 33 artışla 225 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırmıştır. Dış ticaret açığımız ise azalmıştır. Şubat itibariyle yıllık ihracatımız 232 milyar dolara ulaşmıştır. Ekonomi büyürken istihdamda önemli artış sağlanmıştır. Aralık sonu itibariyle istihdam 30 milyonu aşarak tarihi bir seviyeye çıkmıştır. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin emtia fiyatlarını yükseltmesi ülkemizde de enflasyonu etkiliyor. Petrol fiyatlarındaki yükselişin akaryakıt fiyatlarına yansımasını yakından takip ediyoruz. Sondaj gemilerimizin sayısını 5'e çıkarıyoruz. 4.'ncü sondaj gemimizi alıyoruz ve çok daha güçlü bir hale gelmiş olacağız. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaları mercek altına aldık, müdahalaleleri yapıyoruz. Kur korumalı mevduat ve katılma hesabı uygulamasına vatandaşımız büyük ilgi gösterdi. Bu hesaplarda biriken tutar yaklaşık 550 milyar lirayı buldu. KDV'nin sadeleştirilmesi kapsamında başlatılan çalışmanın ilk adımını attık. Temel gıda, bakliyat ürünleri, sebze, meyve gibi ürünlerde KDV oranını yüzde 1'e indirdik.  GÜYA GELİŞMİŞ ÜLKELER KINAMA MESAJLARI DIŞINDA ZULME SES ÇIKARMADILAR  Ülkemizin de içinde yer aldığı bölge son 11 yıldır sancılı ve meşakkatli günler geçiriyor. Suriye'de 12 milyon insanın evini terketmesine yol açan kriz halen devam ediyor. Acımasızca devam eden bu süreçte de bizler elimizden geldiğince bu işi nasıl bir barış havzasına dönüştürürüz bunun mücadelesini verdik. Ekranlarda izlemişsinizdir ağlayan annesinin gözyaşlarını yalayan bir çocuk. Bu sabah ekranda izledim, polis babasının kaskını yumruklayan bir yavru, arkada anne çocuğuna sahip çıkmaya çalışıyor. Bu vicdansızlıktır. Biz barışın çocuklarını inşallah ihya etmeliyiz. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda dünyayı ayağa kaldıranlar, 11 yıldır bölgemizdeki katliamları engelleyecek hiçbir adım atılmadı. Çatışma bölgelerine komşu ülkeler çok ağrı yükleri omuzlarken güya gelişmiş ülkeler kınama mesajları dışında zulme ses çıkarmadılar. Ülkemizin bölgeye istikrar getirmeyi amaçlayan operasyonlarını engellemeye çalıştılar. Mazlumları derisinin rengine göre ayıran zihniyetin insaniyet ve medeniyetle hiçbir bağı yoktur. Irkçılığın daniskası olan bu bakış açısı insanlık adına utanç vericidir. ALMANYA'DA FİLARMONİ ORKESTRASININ ŞEFİ PUTİN'İN ARKADAŞI DİYE GÖREVİNE SON VERİLİYOR. BÖYLE SAÇMALIK OLUR MU? Hale bak, Almanya'da filarmoni orkestrasının şefi Putin'in arkadaşı diye görevine son veriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Dostoyevski'nin eserlerine yasak getiriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Tarihte Bağdat'taki kütüphaneleri yakıp yıkan Hülagü'den ne farkı var. Aynı bunlar. Ne yazık ki bu asrın artık bu zamanında bunları görmek gerçekten biz siyasetçileri kahrediyor. Ağızlarını her açtıklarında insan hak ve hürriyetlerinden bahsedenler sınıfta kalırken milletimiz insanlık sınavını bir kez daha başarıyla vermiştir. 

2 yıl önce

Döviz kuru ve enflasyon... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yaşadığımız geçiş sürecinin bedelleridir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin istişare ile kurulduğunu, gelecek Kasım ayında partinin 21'inci yaşını geride bırakacağını söyleyerek "Önümüze çıkan her engeli aşıyor, her mücadeleyi zaferle neticelendiriyoruz. Bu güne kadar girdiğimiz 15 seçimin istisnasız tamamında sandıktan açık ara birinci parti olarak çıkmamız milletimizin duruşumuzu takdir ettiğini gösteriyor. Yeni bir imtihanın, 2023 seçimlerinin arifesindeyiz. Gelecekte yapacaklarımızı ortaya koyacak, geçmişin hesabını verecek, sonraki 5 yıl için seçmenden ruhsat isteyeceğiz. Şüphesiz her seçim önemlidir, hayatidir; ama 2023 seçimleri AK Parti’nin, Cumhur İttifakının geleceğinin ötesinde ülkemizin ve milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda bir yol ayrımını ifade edecektir" diye konuştu. "ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ DÜNYANIN EN ÖNEMLİ KÖPRÜLERİNDEN BİRİ OLACAK" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1915 Çanakkale Köprüsü'nün dünyanın en önemli köprülerinden biri olacağını kaydederek, "İşte yarın açılışını yapacağımız 1915 Çanakkale Köprüsü'nün en önemli sembollerinden biri olacağına inandığım kalkınma hamlemizi ihtiyacımız olan büyük atılımı destekleyecek seviyeye getirdik. İnşallah Cumhuriyet tarihimizin özellikle de AK Partimizin şu iktidarı döneminde eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda özellikle dış politikada, tarımda ve enerjide bütün bu alanlarda şu anda özellikle de 1915 Çanakkale Köprüsü adeta bir taç mesafesindedir. İnşallah dünyanın en önemli köprülerinden biri olacak. Hatta bir numarası diyebileceğim bir köprüyü böylece inşa ettik. Anlamı var, nedir o? Burası Çanakkale, Çanakkale Zaferi'nin taçlandığı bu bölgede bu eseri ortaya koymak hatırlayın deniz dalgalı karşıdan karşıya geçilmez. Dalgalı olmasa kalabalık araç trafiği geçemezsin. Fakat şimdi bu köprümüzle 6 dakikada Asya'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Asya'ya geçecek bir adımı bir yatırımı gerçekleştirmiş olduk bu da bize nasip oldu" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: Şimdi tüm vaktimizi ve imkanımızı devletinin gücü, ülkesinin gelişmişliği, vatandaşlarının refahı ile Türkiye'yi dünyanın en üst sıralarına taşımaya hasredecek bir yerdeyiz. Yarın hep birlikte herhâlde orada buluşacağız. Bilhassa son 10 yılda terörden darbeye, ekonomik tuzaklardan siyasi çelmelere kadar maruz kaldığımız her saldırı ülkemizi yeniden istikrarsızlığa, güvensizliğe, kaosa sürükleyerek işte bu hedeften uzaklaştırma amacı taşıyordu. Hamdolsun başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü milletimiz hem elindekilerin kıymetini biliyor, hem oynanan oyunu görüyor hem de verdiğimiz mücadelenin gayesini kabul ve tasdik ediyor. İşte Yavuz Selim köprüsünü yaptık ona takıldılar. Osmangazi'yi yaptık ona takıldılar. Nissibi Köprüsü'nü Şanlıurfa'dan Adıyaman'ı birbirine bağladık ona takıldılar. Çünkü akılları bu tür şeyleri kabullenemiyor, almıyor. Tüm bunlarla beraber İstanbul-İzmir arası 7-75 saatken onu 3 saat 15 dakikaya indirdik hafsalaları almadı. Biz bunlarla kalmadık Samsun, sınır kapısına varıncaya kadar o bölgeyi elhamdülillah tek gidiş tek geliş değil otoyol haline getirdik ve onu da hafsalaları almadı, almaz. Şimdi buradan sesleniyorum ey Ana Muhalefet bak, Ordu-Giresun'da denizin üzerinde bir havalimanı yaptık haberiniz var mı? Şimdi Rize-Artvin orada da havalimanımız bitiyor inşallah önümüzdeki ay onun da açılışını yapacağız haberiniz var mı? 25 havalimanından 56 havalimanına çıktık. Yani ülkemizin bir yerinden bir yerine gidecek olan benim vatandaşım uçağa bindiği zaman uçaktan inince yarım saatte evinde. DÖVİZ KURUNDAKİ YAŞADIĞIMIZ GEÇİŞ SÜRECİNİN BEDELLERİ Döviz kurundaki, enflasyondaki, faizlerdeki dalgalanmalar yaşadığımız geçiş sürecinin bedelleridir. Biz durmadık, çalışıyoruz. Fiyatlar şunlar bunlar. Sevgili vatandaşlarım bakın durmuyoruz. Bu yatırımları yaparken bu yatırımları da özellikle zaman oluyor Yap-İşlet-Devret'le bu adımları atıyoruz. Ama akılları almıyor, 'Ne demek açıklayın' diyorlar. E öğren de gel. Yüklenici firmaların kendi imkanları ile bu yatırımı yapıp ondan sonra da yaptığımız ihaleyle ama 10, ama 15, ama 20 senede bunun bedelini biz devlet olarak kendilerine ödüyoruz. Devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor. Burada yüklenici firma bunu yapıyor. Ama köprüden, ama otobanlardan geçen vatandaş bedelini ödüyor, açık mı var, bu açığı da devlet o yüklenici firmaya ödüyor.  Bunu sadece otobanlarda, otoyollarda yapmadık hastanelerde de yaptık. İşte şu anda 19 şehir hastanesi var. Bu şehir hastanelerimizi biz aynı anlayışla yaptık. Şimdi şehir hastanelerimizle iftihar ediyoruz. Onların üzerine gelmeye, kulp takmaya başladılar. Boşuna uğraşmayın, bak sizin de eliniz ayağınız oralara düşer. Bak, şu koronavirüste bu şehir hastanelerimiz bu eğitim ve araştırma hastanelerimiz olmamış olsaydı biz bu süreci öyle kolay kolay atlatamazdık. Fakat bu hastanelerle biz bu süreci başarıyla atlattık. Bu millet istiklali ve istikbali için Çanakkale'den milli mücadeleye, darbelerden vesayete dışarıda yazılıp içeride oynanan senaryolara kadar nice badireyi yaşamış, tecrübe etmiş, sonuçlarıyla yüzleşmiş bir halktır. Eğer biz kendimizi ve önümüzdeki bu tabloyu doğru ve samimi olarak anlatıp 85 milyonun tamamıyla gönül bağımızı güçlendirirsek üstesinden gelemeyeceğimiz mesele, aşamayacağımız engel yoktur. Onun için ısrarla söylüyorum şu anda burada tüm il başkanlarım Allah için hemen hemen yatırımın olmadığı eserin olmadığı bir ilimiz yok. Dolayısıyla size düşen ne? Siz de bu ilinizdeki tüm eserleri eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda bunları halkımla vatandaşımla paylaşacaksınız onlara anlatacaksınız.  Az önce televizyon ekranında paletli ambulanslarla hasta taşımasını izledim. Arkadaşlar biz geldiğimizde bırakın paletli ambulansı normal ambulans var mıydı? Doğru dürüst normal ambulans yoktu. Biz bunların hepsini aştık. Paletli ambulansları devreye soktuk ve en sıkıntılı yerlere bu ambulanslarla çıkmaya başladık. Aynı şekilde ambulans helikopterlerimizi devreye soktuk. Ambulans uçaklarımızı devreye soktuk. Böyle şeyler var mıydı? Bunları biz niye yaptık? İşte Tıp Bayramını yeni geride bıraktık Kanuni'nin ifade ettiği gibi 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' dedik ve yola böyle koyulduk. Çünkü biz milletimizi seviyoruz. Milletimize inanıyoruz dolayısıyla partimize de güveniyoruz. Çünkü biz bu kadronun bu teşkilatın gücünden, kabiliyetinden, yapabileceklerinden eminiz. BAZILARI SAF SAF SORUYOR: 'YA SİZ GERÇEKTEN KÜRTLERİ DE SEVİYOR MUSUNUZ?' Ülkemizin hiçbir ilini, ilçesini, köyünü ihmal etmeden her karış vatan toprağına hizmetlerimizle mührümüzü vurduk. Bizde ayrım yok, ne dedik? 'Batı'da ne varsa Doğu'da da o olacak' dedik. Bazıları saf saf soruyor: 'Ya siz gerçekten Kürtleri de seviyor musunuz?' Ya Allah'tan korkun... Bizde ayrım yok. Rabbimizin tüm yarattıklarının siyahıyla beyazıyla, hepsi bunlar bizim kardeşlerimiz. Üstünlük şu kavim, bu kavim değil sadece ittika iledir. Sormak lazım onlara, siz ittikayı biliyor musunuz? Bilmezler. Çünkü onlar başka şeyle meşgul. Sağlıkta tarihimizin en büyük sağlık reformunu yapmışız. Onlar bunun üzerine ne ekleyeceklerini açıklasınlar. Çıksınlar söylesinler.  Biz merdiven altlarında adalet arayışlarını biliriz. Şimdi ise modern, gayet lüks adalet saraylarını yaparak hakim, savcı daha rahat çalışsın diye adımlar atmışız. Bunu eleştiriyorlar. MİT BİNASI PENTAGON'DAN SONRA DÜNYANIN İKİ NUMARALI TEŞKİLAT BİNASIDIR Bizim MİT'İmiz belki de Pentagon'dan sonra dünyanın iki numaralı teşkilat binasıdır. İnşallah TSK'nın tüm birimlerini, MİT'e yakın yerde inşaatı devam ediyor. Orada onunla birlikte güvenliğimizi daha güçlü şekilde temsil edeceğiz. Jandarma'ya büyük güç kattık. Polis teşkilarımız bu konuda gayet iyi konumda. Onlar ne yapacaklarını açıklasınlar. Ellerinde büyükşehir belediyeleri var. Ne yapıyorlar görelim. Peynir gemisi lafla yürümüyor. Sel afetleri olduğunda bunların belediyelerindeki yerlerin ne hale geldiğini gördük.  YENİ SEÇİM KANUNU TEKLİFİ EN ÇOK CHP MİLLETVEKİLLERİNİ RAHATLATACAKTIR Seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesinden ittifakların milletvekili çıkarma hesabının yeniden yapılmasına, seçmen kütüklerinin tanziminden yeni yönetim sistemimizle ilgili uyum hükümlerine kadar pek çok düzenlemeyi içeren bu teklifin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu teklifle ilgili detaylı açıklamaları arkadaşlarımız zaten kamuoyu ile paylaştılar. Burada sadece bir hususun altını çizmek istiyorum. Seçim kanununda yapılacak bu düzenlemeler en çok CHP milletvekillerini rahatlatacaktır diye düşünüyorum. Çünkü biliyorsunuz bu partinin milletvekilleri seçimler öncesi gruplar halinde gözleri yaşlı, boyunları bükük bu şekilde başka partilere altın tepside ikram ediliyordu. Yeni düzenleme ile seçimlere katılmak için Mecliste grup kurmak tek başına yeterli olamayacağı için siyasi mühendislik gayretlerinin ürünü bu tür taşınmalara artık ihtiyaç kalmayacak. Böylece CHP milletvekillerinin tuzluk gibi siyaset masasında elden ele dolaştığı milli irade adına utanç verici yüz kızartıcı tablolarla inşallah bir daha karşılaşmayacağız. Yine bu düzenleme ile ittifaklar içinde yer alan partilerin sahip oldukları oy potansiyelinin çok üzerinde güç ve milletvekili elde edebilmelerini sağlayan sistemi de değiştiriyoruz. Böylece hem milli iradenin tecellisinde adaleti sağlamayı hem de tabela partilerinin siyaseti manipüle etmelerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz. CHP MİLLETVEKİLLERİ KALBEN DESTEKLEYECEKLER Çünkü CHP ittifakını geniş tabanlı göstermek için kendi mensuplarının seçilmesi gereken yerlerin bir kısmını diğer partinin adaylarına peşkeş çekiyordu. Meclis'e verilen teklifle bu garabetin de önüne geçilmekte. CHP'lilerin kendi listelerine sahip çıkabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Sorsanız AK Parti'yi demokrat olmamakla, sadece kendi çıkarını düşünmekle suçlarlar. Gördüğünüz gibi biz seçim kanununda değişikliği çalışırken bile CHP milletvekillerinin yaşadığı sıkıntıları da dikkate aldık düzenlemeleri onların da endişelerini giderecek şekilde yaptık. Bunun için Komisyon ve Genel Kurul görüşmelerinde CHP milletvekillerinin sunulan teklifi alenen yapamasalar bile kalben destekleyeceklerine inanıyorum. Aslıda siyasette elini en çok rahatlattığımız kişi de CHP'nin başında. Bunca yıldır hiç bir iş yapmadan hiç bir seçim kazanamadan durmayı başarabilen Kılıçdaroğlu'dur. YUVARLAK MASA ETRAFINDA TOPLANMAKLA SİYASET OLMUYOR Öyle Ahlatlıbel'de yuvarlak masanın etrafında toplanmakla siyaset olmuyor. Bu zat önce AK Parti'nin yaptıklarına yapmakta olduklarına bakıyor sonra çıkıyor kürsüye bunların bir kısmını iftiraya varan yalan yanlış bilgilerle eleştiriyor, bir kısmını da kendi akıl etmiş kendi söylemiş gibi anlatıyor. Bir gün bakıyorsunuz terörle mücadele için yaptığımız sınır ötesi harekatlarına herhalde PKK'ya göbekten bağlı olduklarını gücendirmemek için zırva bahanelerle karşı çıkıyor. Sonra bir başka gün bu harekatları kendisinin önerdiğini söylüyor. Bir gün bakıyorsunuz ülkemizin dünyadaki en önemli markalarının biri haline gelen insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayii ürünlerimizi yerden yere vuruyor. Sonra başka gün bu projelerin kendisine ait olduğunu ifade ediyor hatta ve hatta o fabrikayı benden önce gidip gezmiş, görmüş. Böyle yalan olur mu? Anlamak mümkün değil bir gün bakıyorsunuz Türkiye'nin onurlu dış politika duruşlarına en ağır ifadelerle saldırıyor. Sonra başka gün kendinden gayet emin şekilde bu duruşun patentine talip oluyor. Patent bize ait. Bir gün bakıyorsunuz Türkiye'nin enerji alanında yaptığı yatırımları çetecilikten kaynak israfına, iş bilmezlikten çevreciliğe kadar tu kaka ilan ediyor, bir başka gün hesaba kitaba gelmez yöntemlerle aynı işleri kendisi proje olarak anlatıyor. Kendisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı çıkmasına rağmen ortaya yurt dışında hazırlanıp eline tutuşturulmuş maalesef bir rapor dışında hiç bir teklif koyamadığını da unutmadık. Daha masada nasıl oturacaklarına, koridorda nasıl yürüyeceklerine bile karar vermeyi beceremeyenlerin böylesine köklü bir reformu düşünmeleri, hazırlamaları, milleti ikna etmeleri uygulamaya geçirmeleri elbette mümkün değildir. Salgın gibi bir felaket siyasi ve ekonomik fay hatları gibi hususlarda ülkemizin kaderini ellerinde tuttuğunu düşünün. Onlar bir araya gelene oturma düzenine ve söz sırasına karar verene, koridorda yürüme hizasını tutturana kadar zaten iş işten geçer. Böylesi bir karmaşadan ülkenin ve milletin hayrına bir kararın çıkması hadi çıktı diyelim hızlı ve sağlıklı bir şekilde uygulanması mümkün mü? Bu tablonun sadece düşüncesi bile kabus gibi. Milletimize teklif edilen sistem işte budur. Gerçi Kılıçdaroğlu'nun bu tutarsızlıklarına bu hezeyanlarına rüzgar gülü misali esintiye göre sürekli yön değiştirmelerine artık alıştık. Biz belki mecburen alıştık ama milletimiz kendisinden inanıyorum ki bıktı. İnşallah 2023 seçimleri diğer bir çok hayırlı neticesinin yanında ülkemiz siyasetini bu karikatür tipten de kurtaracak bir vesile olacaktır.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 16 17