05 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

CHP'den Gültekin ailesine telefon açıklaması: “İspatlanırsa istifa ederim”

CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun ve Muharrem Erkek, Ceyhan Belediyesine yönelik rüşvet soruşturmasıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Yaşananların dedikoduya dayalı olduğunu söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Ortada bir kamu zararı yok, belediyenin kasasından çıkan bir kuruş yok. İhaleye fesat karıştırma yok. Yolsuzluk yok." dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise "Birçok belediyemizde bu yönde baskı var, komplolarla karşı karşıyayız, ama hiçbir zaman bu mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" açıklamasında bulundu.

3 yıl önce

Tırnakçı HDP'li vekilin gizlediği telefondan silinen veriler kurtarıldı

HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir'in, terör örgütü üyesi Ercan Oğuz'un gözaltına alındığı sırada polisleri engelleyerek, delilleri yok etme amaçlı el çabukluğuyla aldığı cep telefonunda; terör örgütü mensuplarına ait fotoğraflar, şüphelinin aranan örgüt mensubu ile çekilmiş fotoğrafı ve örgütsel içerikli birçok yazışma tespit edildi. Olay, 28 Kasım 2020'de Cizre ilçesinde meydana geldi. Hakkında 'terör örgütüne üye olmak' ve 'propaganda' suçlarından yakalanma kararı bulanan Ercan Oğuz, gözaltına alındığı sırada HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir de polisleri engelleyerek, arka cebindeki telefonu el çabukluğuyla alıp, delilleri yok etmeye çalıştı. Gözaltına alınan Oğuz, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olayla ilgili soruşturmayı sürdüren polis ekipleri, Ercan Oğuz'un gözaltına alındığına ilişkin görüntüleri izledi. Görüntülerden, HDP Milletvekili Nuran İmir'in, Oğuz'un cep telefonunu aldığı tespit edildi. Bunun üzerine Ercan Oğuz hakkında tekrar yakalanma kararı çıkarıldı. Oğuz, 8 Aralık'ta Şırnak kent merkezine geldiği sırada, yol kontrolünde yakalandı. İlk gözaltına alındığı sırada İmir'in cebinden aldığı telefonu da ele geçirildi. Emniyetteki sorgusunun ardından Oğuz, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece 'silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'silahlı terör örgütü propagandası yapma' suçundan tutuklandı.

2 yıl önce

Kripto ile kara para aklanıyor: Her türlü illegal faaliyet fonlanıyor

Toplum mühendisliği işlerinde kullanılan ve siyasete müdahale aracı olarak görülen dış bağlantılı vakıf, dernek ve platform gibi sivil toplum kuruluşlarına para aktarmada, takibi hayli zor olan kripto para soğuk zincirlerinin tercih edildiği ifade ediliyor. Avrupa ve Amerika’da sıkça başvurulun bu ihanet çarkının, Türkiye’de dış bağlantılı vakıf ve derneklerin finanse edilmesinde devreye alındığı belirtiliyor. Fiziki olarak el değiştirilmesi veya finansal sisteme sokulması zor olan hainlik çarkı finansmanlarının aktarılmasında kripto para platformlarının kullanılması dikkat çekiyor. YAKALANMA RİSKİ YOK Bugüne kadar çantayla veya zarflarla taşındı ortaya çıkan rüşvet ile kara paraların el değiştirme şeklinin dijitalleşmesi, yakalanmayı da zorlaştırıyor. Kripto para borsaları üzerinden bu tür yasa dışı para transferleri yapmak isteyenler için, artık hesap şifrelerinin el değiştirmesi yeterli oluyor. Emniyetin Siber Suçlarla Mücadele Dairesi ile Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)’na yapılan ihbarlarla bir kısmı tespit edilen bu yasa dışı transferler, çoğunlukla yakalanmadan gerçekleşiyor. KİRLİ YÖNTEME İLGİYİ ARTTIRIYOR Kripto paralarla verilen rüşvet, bağış ve yardımlar; alan ile veren açısından yakalanma riskini azalttığı gibi, kara paraları aklamayı da kolaylaştırdığı için son zamanlarda çok tercih edilen bir yöntem olduğu belirtiliyor. Finansal sistemlere dahil edilmesi zor olan yüklü miktarlardaki paralar; bağış, yardım, rüşvet ve sanal bahis gibi yollarla dolaşıma sokulabiliyor. İZİ SÜRÜLEMEYEN SOĞUK CÜZDANLA YAPIYORLAR Kripto paraların yoğun olarak kullanıldığı ülkelerin, dijital rüşvette de öne çıktığı görülüyor. Para transferleri ve kara para aklama metotları incelendiğinde, monero gibi izi sürülemeyen kripto paraların yaygın kullanımı dikkat çekiyor. İzi sürülemeyen kripto paralarda alan ve satan kişi tespit edilemediği gibi, işlemin ne zaman yapıldığı ve işlem yapılan cüzdanın adresi öğrenilemiyor. HUKUKİ SORUMLULUK OLUŞMAMASI ÖNEMLİ Kara paralar, genellikle internet ile bağlantısı olmayan ve taşınabilir kripto para soğuk cüzdanları üzerinden sisteme dahil edildiği için, bu varlıkları istenilen yere taşımak hem kolaylaşıyor hem de izi sürülemez oluyor. Soğuk cüzdan yöntemi; ödeme yapmak isteyen kişinin parayı fiziki olarak taşıma veya bankacılık sistemi üzerinden transfer etme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Teknolojik takip ve sosyal medya üzerinden yazışmaların takibi ileri düzeyde olduğu için bu mecralardan rüşvet alıp vermek, kara paralardan bağış yapmak zorlaşınca kripto paralarla bu işin yapması öne çıkıyor. Takibi zor olan kripto hesapların para giriş çıkışı takip edilemediği için bu işlemleri yapanlar için herhangi bir hukuki sorumluluk da oluşmuyor. Özellikle uyuşturucu ve silah tüccarlarının kullandığı bu yöntemin son dönemlerde rüşvet ödemelerinde, misyoner vakıflarının finanse edilmesinde de başvurulan bir yöntem olduğunu ifade ediliyor. YASAL YOLLARLA YARDIM NASIL OLUYOR? 5253 sayılı Dernekler Kanunu’na göre; dernekler mülki idare amirliğine önceden bildirimde bulunmak şartıyla yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan ayni ve nakdi yardım alabiliyor. Aynı kanunun 21’inci maddesinde; yurt dışından gelen nakdi yardımların banka aracılığıyla alınması zorunluluğu da var. Yurtdışından yardım almak isteyen dernek ve vakıflar isteklerini bir dilekçe ile mülki idare amirliğine bildirmek zorunda. Dilekçede; yardım alınacak kişiliğin adı, adresi, yardımın miktarı veya cinsi ile alınan yardımın hangi amaç/amaçlar için kullanılacağı ve faaliyetin tüzük veya senette belirtilen amaç ve çalışma konuları arasında bulunup bulunmadığı belirtilmesi gerekiyor.

2 yıl önce

“Birçok kişi Sedat Peker’i telefonda engellemiş”

Ataklı’nın yazısının ilgili bölümü şöyle; “Kim olduklarını bilmiyorum. Ancak Peker’i de tanıyanlardan aldığım bir bilgi bu. Kendi telefonunda Peker’in numarası kayıtlı olan ve zaman zaman kendisiyle konuşan bazı kişiler Peker’i engellemişler. “Neden?” diye soruyorsunuz mutlaka. Cevabı çok basit; Peker arayabilir, mecburen konuşurlar, görüşme kayda alınır, yanlış bir şey yaparlarsa bu kayıt bir anda milyonlara ulaşır. Sedat Peker, üç kişiyle yaptığı görüntülü telefon görüşmelerini ifşa etti, üç kişiyi hem rezil etti hem de çok zor duruma soktu. Tabii kendince haklı nedenleri var. Diyor ki, “Bana kazık atmaya kalkanı affetmem, anında cezalandırırım.” Şimdi afişe edilen üç kişi de Peker’le konuşuyorlar, üçü de Peker’e haklı olduğunu söylüyor, üçü de elinden geleni yapacağını söylüyor. Sonrasını bilmiyoruz. Ama belli ki Peker öğreniyor. Tahminim şu ki, bu kişiler Peker’le konuştuktan sonra başkaları ile iktidar temsilcileri ile medya ile ve Süleyman Soylu ile başka konuşuyorlar. Peker’e haklı olduğunu söyleyip Soylu’ya da haklı olduğunu söylüyorlar. Peker bunu öğrenince de intikamını alıyor. Bana ne, yapmasalardı, şimdi fellik fellik kaçarlar işte böyle.”

2 yıl önce

ABD merkezli Chrest Vakfı resmi sitesinde, Türkiye'de fonladığı basın kuruluşlarını açıkladı

ABD'nin fonladığı medya kuruluşları arasında 140Journos, Medyascope, Serbestiyet ve P24 öne çıkıyor. Vakıftan milyonlarca lira hibe alan Medyascope stajyerlere para vermemesi ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne firar eden Sedat Peker’i gündeme getirmesiyle bilinirken, Serbestiyet de Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan yanlısı haberler yapan gazeteler arasında yer almasıyla dikkat çekiyor. Vakfın kendi internet sitesinden açıkladığı listede Türkiye'den birçok kuruluş var. On binlerce dolarlık destek alan kurumlar arasında Anadolu Kültür Derneği, Hrant Dink Vakfı, Filmmor Kadın Kooperatifi, 140Journos, Mezopotamya Vakfı, IKSV, Serbestiyet, Hafıza Merkezi, Sivil Sayfalar, Sabancı Üniversitesi, Bağımsız Gazetecilik Platformu P24, Mekanda Adalet Derneği, Mor Çatı Kadın Derneği, Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi (EDAM) ile TESEV, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV), Yurttaşlık Derneği ve Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) bulunuyor. NEDİR BU CHREST FOUNDATION Medyascope başta olmak üzere Türkiye’deki kuruluş ve derneklere binlerce dolarlık “hibe” desteği veren söz konusu dernek, Amerika Birleşik Devletleri Irving, Texas'da kurulmuş bir vakıf olmasıyla tanınıyor. Chrest Vakfı, 1999 yılında gazeteci ve yazar Jeff Jensen ve Lou Anne King Jensen tarafından Teksas, Amerika’da kuruldu. Bağışçılık geleneği olan ailelerden gelen Jeff ve Lou Anne Jensen; ABD’de dezavantajlı çocuklar, diyabet araştırmaları ve sosyal girişimler gibi alanlara yönelik mali desteklerine 2001 yılında uluslararası bir boyut katarak Türkiye’deki STK’lara mali ve teknik destek vermeye başladı. Türkiye ile ailece yaptıkları bir seyahat ve Mısır’da katıldığı bir uluslararası toplantı sonucunda tanışan Chrest Vakfı kurucusu ve başkanı Lou Anne King Jensen, vakfın mali desteklerini Türkiye’ye yönlendirme kararını şöyle açıklamaktadır: “Vakfımızın kaynakları sınırlı olduğundan, var olan kaynakları birden çok ülkeye dağıtmak yerine tek ülke üzerinde yoğunlaşmanın daha etkili sonuçlar yaratacağını düşündük. Desteklerimizi tek bir ülkeye yönlendirerek ülkenin dinamiklerini daha iyi anlayabileceğimize, o ülkede yaşayanlarla daha yakın ilişkiler kuracağımıza ve toplum tarafından belirlenen sosyal hedeflere ulaşılmasına daha fazla katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.” Yapılan açıklamaya göre Chrest Vakfı Yönetim Kurulu, hibe almaya hak kazanan projeleri, proje bölgelerini yakından tanıyan Türk danışmanlarının desteği ile belirliyor. Hibe alan kuruluşların çalışmaları ve projelerin etkisi ise faaliyet raporları ve finansal raporlarla takip ediliyor. İzleme ve değerlendirme için kullanılan bir diğer yöntem ise, vakıf yetkililerinin yaptığı saha ziyaretleri olarak belirtiliyor. Vakıf tüm bu süreçlerin ardından hibe desteğine karar veriyor.

2 yıl önce

Yabancı fonlarla desteklenen medya kuruluşları

ABD merkezli Chrest Foundation'ın ardından, Türkiye'de yabancı fonlarla desteklenen medya kuruluşlarını araştırdı. Fonlayan kuruluşlar hangi proje kapsamında hangi medya kurumlarına ne kadar ödeme yapıldığını açıklarken, Türkiye'de bu fonlardan yararlanan medya kurumları ve STK'ların çoğu kimden ne kadar para aldığını okurları ve destekçileri ile paylaşmıyor. NORVEÇ'TEN 23 MİLYON TL AB merkezli Avrupa Demokrasi için Bağış Vakfı'nın (European Endowment for Democracy - EED) Türkiye'de fonladığı kuruluşlar arasında, Chrest'ten 476 bin dolar alan Medyascope ve bazı dergiler bulunuyor. EED'nin sayfasında, desteklenen gruplar 'Sivil toplum örgütleri, bağımsız medya platformları, demokratik siyasi sistem için çalışan gazeteciler" olarak sıralanıyor, ancak daha fazla kurum ve kişi ismi ile yardım miktarları gibi ayrıntılar verilmiyor. Norveç Dışişleri Bakanlığı'nın hibe verdikleri arasında ise yine Medyascope, Serbestiyet gibi medya kuruluşlarının yanı sıra bazı STK'lar ve sendikalar da bulunuyor. 20 kuruluşa yapılan fonlamanın toplamı 23 milyon Norveç kronuna (yaklaşık 23 milyon lira) ulaşıyor. ABD merkezli Ulusal Demokrasi İçin Bağış Vakfı da, Türkiye'de Medyascope, Duvar English, Serbestiyet ve P24'ü fonluyor. Türkiye'ye yapılan fonlama, 2020 rakamlarına göre 2 milyon 568 bin dolar (Yaklaşık 22 milyon TL). SİTELERİNDE İSİM YOK AB tarafından kaynak sağlanan Alman Heinrich Böll Vakfı da, 2019 seçimlerinden önce Medyascope ile 'Kürt Gençliği' başlıklı bir proje çalışması gerçekleştirmiş. Vakfın açıklamasına göre, muhabirlerin tüm ödemeleriyle projenin giderleri AB fonlarından karşılandı. Bu ve benzeri fonlardan yararlanan ve kendilerini 'bağımsız medya siteleri' olarak tanıtan medya kuruluşları, hangi kurumlardan, hangi projeler için ne kadar fon aldıklarını okurlarıyla paylaşmıyorlar. Bu kurumların sitelerinde, son günlerdeki tartışmalara rağmen bu açıklamaların yapılmaması dikkat çekiyor. Medyascope, sitesinde kimsenin kolayca bulamayacağı, hatta 'gizlediği' bir yerde destekçilerini açıklıyor. Başka kurumlarca da fonlanmasına rağmen sadece Chrest Vakfı, Avrupa Demokrasi İçin Bağış Vakfı, Heinrich Böll ve SİDA'yı gösteriyor, diğer kurumların adına yer vermiyor. BIANET DESTEĞİ AÇIKLIYOR Yabancı fonla yayın yapan Bianet ise, diğer medya organlarına göre, destekçilerinden aldığı paralarla ilgili biraz daha ayrıntılı bilgiler yayınlıyor. Bianet, bağlı bulunduğu IPS İletişim Vakfı'nın İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı (SIDA) desteğiyle yayın yaptığı bilgisini duyururken, bazı projeler ve ödeneklerine ilişkin rakamları da yayınlıyor. O VAKIF SABIKALI ÇIKTI Ruşen Çakır'ın sahibi olduğu Mediscope'un fon aldığı 'Chrest Foundation'ın PKK dağ kadrosunu da finanse ettiği ortaya çıktı. 2012'de MASAK'ın hazırladığı rapora göre Chest Vakfı, Global Fund Children ve Ashoka General gibi kuruluşların Diyarbakır'da PKK'ya yakınlığıyla bilinen 'Umut Işığı Kadın Kooperatifi' adlı kuruluşa yüklü miktarda para aktardığı tespit edildi. MASAK tarafından hazırlanan raporunun MİT, emniyet ve savcılığa gönderildiği öğrenildi.

2 yıl önce

TGC, fonlanan medyaya sahip çıktı

Çalıştığı kurumlardan ayrılan birçok gazeteci, yurt dışından aldığı fonlarla yeni haber mecraları kurdu. Kurulan yeni haber mecralarının ortak özelliği ise, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı oldu. Ruşen Çakır tarafından kurulan Medyascope, yurt dışından gelen fonlardan en yüksek miktarı alan medya kuruluşu oldu. Medyascope, son dönemde yaptığı yayınlarla organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker propagandası ile gündeme geldi. Ruşen Çakır'ın yanı sıra; 140journos, Mezopotamya ve Serbestiyet'in de Amerikan fonlarıyla yoluna devam ettiği görüldü. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden ise yapılan açıklamada, yurt dışı fonlarıyla ilgili yapılacak düzenleme, gazeteciliğe müdahele olarak nitelendirildi.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK yakıyor, fondaşlar hedef şaşırtmaya çalışıyor

Türkiye, son iki gündür Antalya, Mersin, Adana, Osmaniye, Maraş, Muğla, Kütahya, Kocaeli, Aydın, Hatay, Kayseri ve Kilis'te meydana gelen yangınlarla mücadele ediyor. Türkiye'deki orman yangınlarını diğerlerinden ayıran en önemli fark ise bazılarının PKK tarafından gerçekleştirilen sabotajlar nedeniyle oluşması... Bu sabotajlar 1990'lardan itibaren PKK tarafından bir stratejinin parçası olarak uygulanmış ve uygulanmaya da devam etmektedir. PKK TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL VE ULUSAL EKONOMİSİNE ZARAR VERMEYİ HEDEFLİYOR 15 Temmuz darbe girişiminden itibaren terörle mücadelede sonuç alıcı stratejiler benimsemesi, ülke içi ve dışında başarılı terörle mücadele operasyonları gerçekleştirmesi PKK'nın özellikle Türkiye'deki şehirlerde ve kırsaldaki operasyonel kapasitesine ciddi şekilde darbe vurdu. Bu durum örgütün dönem dönem uygulamaya koyduğu "çevre terörizmi" yöntemlerine son dönemde yeniden ağırlık vermesine sebep oldu. Bu kapsamda PKK, Türkiye'de Temmuz-Ağustos döneminde özellikle yaz turizminin yoğun olduğu şehirlerde orman sabotajları gerçekleştirerek dikkat çekmeye çalışmakta ve son yıllarda ekonomik getirisi içerisindeki payı oldukça artan turizmi sekteye uğratarak Türkiye'nin bölgesel ve ulusal ekonomisine zarar vermeyi amaçlıyor. PKK ELEBAŞI KARAYILAN TALİMAT VERMİŞTİ Terör örgütü PKK elebaşı Murat Karayılan'ın, geçtiğimiz sene orman yakma talimatı verdiği ortaya çıkmıştı. Terörist elebaşı, "2-3 genç bir araya gelerek eylem yapabilir. 'Silahımız yoktur' diyebilirler. Silahları çakmak ve kibrittir" diyerek açıkça talimatta bulunmuştu. HÜKÜMETİ HEDEF GÖSTERİP PKK'YI GÖLGELEDİLER Köşeye sıkışan bölücü terör örgütü PKK'nın Türkiye'nin eşsiz güzellikleri ve turizm gelirlerini hedef alması yabancı basının ve fondaş medya üyelerinin pek de ilgisini çekmedi. Öyle ki bu yangınları kimin çıkardığını sormamakla beraber hedef şaşırtma çabasına giriştiler ve hükümeti hedef göstererek PKK'yı gölgelemeye çalıştılar. Birgün Gazetesi, "Kıbrıs gezisine 8 uçak, Manavgat yangınına 2 uçak" başlıklı haberiyle kirli bir algı operasyonuna soyundu. ULUSLARARASI BASIN PKK SABOTAJINI GÖRMEZDEN GELİYOR Ülkemizde yayın yapan uluslararası basın kuruluşları ise, söz konusu gelişmeleri dünya kamuoyuna bildirme konusunda geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da sessiz kalıyor. PKK'nın kuvvetle muhtemel sabotaj eylemlerini görmezden gelen basın kuruluşlarının tavrı, SETA'nın 2019 yılında hazırladığı raporu bir kez daha gündeme getirdi. Söz konusu raporda, PKK tarafından üstlenilen 11 Temmuz 2019 ile 24 Ağustos 2019 tarihleri arasındaki 27 yangın, ülkemizde hizmet veren beş uluslararası basın kuruluşu tarafından "yalnızca üç kez" haberleştirildi. Fransa merkezli AB kuruluşu Euronews'e ait İngilizce ve Türkçe haber sitelerinde, 1 Haziran-1 Eylül tarihleri arasında orman yangınlarıyla ilgili 52 haber yapılırken, Türkiye'deki yangınlara ilişkin hiç haber yapılmadı. PKK'nın üstlendiği orman yangınlarına ilişkin de Euronews'te herhangi bir bilgi yer almamıştı. Benzer şekilde İngiliz BBC ve Alman Deutsche Welle (DW) de PKK'nın eylemlerine sessiz kalmayı tercih etmişti. Bir diğer İngiltere merkezli medya kuruluşu The Independent ise, Türkiye'de meydana gelen 42 yangın haberini okuyucularıyla paylaşırken, PKK'nın saldırılarından yalnızca birini haber yapmıştı. Rus medya kuruluşu Sputnik, aynı dönemde 154 yangın haberine yer verirken, Türkiye'deki 108 yangını da okuyucularına aktardı. Kurum, terör örgütünün üstlendiği 27 sabotajdan sadece ikisini haberleştirmişti. Bahsi geçen beş kurum, İngilizce yayın yapan sitelerinde ise PKK'nın eylemlerine hiç yer vermemişti. "HATAY'DAKİ YANGININ SORUMLUSU PKK" DİYEMEMİŞLERDİ Geçtiğimiz yıl, Hatay'da PKK'lı teröristler tarafından başlatılan orman yangınlarına sitelerinde yer veren DW ve BBC, PKK'nın yangınları üstlenmesine rağmen, "sabotaj ihtimali" üzerinde durmuştu. Yangına dair ayrıntıların verildiği haberde PKK'ya dair tek bir kelime bile edilmemişti.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 17 18