03 Mayıs Cuma 2024
3 yıl önce

AK Parti Kadın Kolları Başkanlığına Düzce Milletvekili Ayşe Keşir aday gösterildi

Kandemir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti: "8 Mart Pazartesi günü gerçekleştireceğimiz 6. Olağan Genel Merkez Kadın Kolları Kongremizde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle Düzce Milletvekilimiz Ayşe Keşir Hanım adayımız olarak belirlenmiştir. Görevi devredecek olan Genel Merkez Kadın Kolları Başkanımız, Ankara Milletvekilimiz Lütfiye Selva Çam Hanım'a bugüne kadar göstermiş olduğu emek ve gayretleri için teşekkür ediyorum. Partimize hayırlı olsun."

3 yıl önce

Kadıköy Kaymakamlığı, idarelerinde bulunan tüm açık alanlarda toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasaklandığını bildirdi

"İZİNSİZ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ ÇAĞRISI BASIN AÇIKLAMASI 2021/7 Bazı sivil toplum kuruluşları ve toplulukların sosyal medya yoluyla 01.04.2021 Perşembe günü saat 17:00’de Kadıköy İskele Meydanı’nda toplanma çağrıları yaptıkları anlaşılmıştır. Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiyelerini göz önünde bulundurarak 29 Mart 2021 tarihinde toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde; iller bazında ve ülke genelinde salgının seyri, vaka ve hasta sayılarındaki değişikliklere göre alınan kararlar doğrultusunda İstanbul, "Çok Yüksek Risk Grubunda Yer Alan İller" arasında yer almıştır. Bu itibarla İlçemizde yapılmak istenen toplanmanın, toplumun salgından korunması ve salgının yayılımının engellenmesi çalışmalarına olumsuz tesir edebileceği değerlendirilerek 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. Maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 32/Ç Maddesine istinaden; Kaymakamlığımızca idaremizde bulunan tüm açık alanlarda toplantı ve gösteri yürüyüşü YASAKLANMIŞTIR. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 31.03.2021- Saat 22.43"

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’ndan, izinsiz gösteri yürüyüşü yapan LGBT’lileri savunan CHP’ye tepki: "İzinsiz gösteri sırasında polise direnenleri gözaltına almak zorbalık değildir”

İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, “Kanuna, hukuka vandallıkla direnenleri değil, kanunu uygulama sorumluluğunu yerine getiren polisimizi zorbalıkla itham eden bu hukuk dışı zihniyeti kınıyoruz.” dedi. İçişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil, “Maalesef uzun süredir kontrol edemedikleri siyasal öfkeyle, devlete isyan eden ve başkaldıranlara kadar düşen… Ve görevini yapan Polise zorba diyen bu zihniyeti kınıyoruz… Emniyet teşkilatının hedef gösterilmesinide kınıyoruz..” dedi. İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, “Asıl biz vatandaşın huzur ve güvenliği için çalışan polisimize “zorba” diyen zihniyeti şiddetle kınıyoruz!” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, Bakan Yardımcılarının paylaşımlarını retweetledi.

2 yıl önce

Muhalefet yangıla mücadele eden kim varsa hedef gösteriyor! Şimdi de Kızılay'ı hedefte…

Türkiye son bir haftadır yurdun dört bir tarafında çıkan orman yangınlarıyla boğuşuyor. Gelişmeler üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışan muhalefet partileri, asılsız ithamlarla yangınla mücadele çalışmalarını ve hükümeti hedef alıyor. MUHALEFETTEN YENİ ALGI Son olarak İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray tarafından Kızılay hedef alındı. Sosyal medya hesabından "Bu kadar ev yanıyor ve insanlarımız tahliye ediliyor. Yardım etmesi, yardımları koordine etmesi gereken Kızılay nerede?" paylaşımında bulunan Çıray, Kızılay'ın yangından etkilenenlere destek vermediği algısı oluşturmaya çalıştı. KIZILAY'DAN ÇIRAY'A CEVAP Çıray'ın bu sözlerine Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık "Sayın Aytun Çıray. 7 il 52 noktada 2.408 Kızılaycı ile şu ana kadar 184.931 kişiye beslenme ve insani destek sağladık. TAMP çerçevesinde paydaşlarımızla koordineyiz. Bir hekim olarak gönüllümüz olmak isterseniz +1 sizinle daha güçlü oluruz. Saygılar" yanıtını vererek Kızılay'ın yürüttüğü çalışmalarla bilgi verdi. PAYLAŞIMINI KALDIRMADI Bu cevap üzerine Çıray, tweetini silmeden "Açıklamanız için teşekkür ederim. Buna memnun oldum" geri dönüşünü yaptı.

2 yıl önce

Öldü sanılan anneden mucize kurtuluşun hikayesi: Oğluma Bakan Soylu'yu gösterip 'Bizi kurtaracaklar' dedim

Kastamonu'da çarşamba günü etkili olan şiddetli yağış, Bozkurt, Azdavay, Pınarbaşı, Küre, İnebolu, Cide ve Abana ilçelerinde sele sebep oldu. Selin etkisiyle cadde ve sokaklar göle döndü, ev ve iş yerlerini su bastı, çok sayıda araç ise sele kapıldı. 34 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketinde, 5 bin 400 nüfuslu Bozkurt ilçesi büyük yıkıma uğradı. Sel bölgelerinde arama ve kurtarma ekipleri ile güvenlik güçlerinin canla başla mücadelesi sürüyor. 3 ÇOCUĞUYLA 1 GÜN BOYUNCA MAHSUR KALDI Sel felaketine, Bozkurt ilçesindeki evinde 3 çocuğu ile yemek yerken yakalanan Elif Yüksel ise 1 gün mahsur kaldı. Dalgıç polisler ve İHH ekipleri tarafından ilk olarak 2 buçuk yaşındaki kızı ile birlikte helikopterle evin çatısından kurtarılan Yüksel, güvenli bölgeye alındı. BAKAN SOYLU MONTUYLA ISITMAYA ÇALIŞTI Ardından ise Yüksel'in 11 yaşındaki oğlu ile 1 yaşındaki bebeği Osman Metin kurtarıldı. Annesinden ayrı kalan 2 çocuğa da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şefkat gösterdi. Osman Metin'in üşüdüğünü fark eden Bakan Soylu, çıkardığı montuna çocuğu sararak ısıtmaya çalıştı. Tüm ihtiyaçlarını giderilen çocuklar, KYK yurduna alındı. ''MAHŞER YERİ GİBİYDİ, HERKES BİR YERLERE KAÇIYORDU'' Öldü zannedilen Yüksel ise o anları İhlas Haber Ajansı (İHA) Muhabirine anlattı. Yüksel, "Sel sırasında evimdeydim, alışverişten gelmiştim ve çocuklarımla yemek yiyordum. Dışarıda komşularımın bağrışını duyunca balkona çıktım. 'Ne oldu? Herkes kaçıyor' dedim. Mahşer yeri gibiydi. Herkes bir yerlere kaçıyordu. 'Sel geliyor' dediler ama gerçekten ciddiye almadım. Yine de herkes kaçıştığı için eşimi aradım sanayide çalışıyordu. Kaçmasını söyledim. 'İmam hatip okulunun en üst katına çık' çık dedim. O da aracına binip petrol istasyonuna kaçmış. Ona 'evdeyiz' dedim 'ustam gelmedi, onu almaya gidiyorum' dedi. Zaten o sırada hat gitti. Ona ulaşamadım, daha sonra annemleri aradım ve Bozkurt'a gelmemelerini söyledim. Arama yapamadığımız için sosyal medyamdan canlı yayın açtım" dedi. ''ÇARŞAFLARI BİRBİRİNE BAĞLAYIP YAŞLI AMCAYI KURTARDIK'' Evde mahsur kaldıkları sürede, sokakta kütüğe tutunup durmaya çalışan yaşlı adamı da kurtardıklarını anlatan Yüksel, "Çarşafları tek tek sıkıca bağlayarak aşağıya attım. O amcayı da kurtardık. Alt komşumun camına çıktı, eşimin kıyafetlerinden verdim. O, 'beni kurtardın, Allah razı olsun' diyordu ama o olmasaydı binada tek başıma kafayı yerdim" diye konuştu. ''OĞLUMA BAKAN SOYLU'YU GÖSTERİP, 'KURTARACAKLAR BİZİ' DEDİM'' Evin içinde odadan odaya, balkondan balkona koştuğunu kaydeden Elif Yüksel, şöyle konuştu: "Dalgıç polisler geldi. 'Çatıya çıkın' dediler ama 'çıkamam, bebeklerim var' dedim. O zaman olduğumuz yerde kalmamızı söyledi. 'Alt katın yan dairesine geçin' dediler, gittik. Oğluma o sırada Süleyman Soylu'yu gösterdim. 'Korkma' dedim. Öyle bir şey ki, ağlayamıyorsunuz yanınızda 3 çocuk var. Tam ağlayacağım ağlayamadık, resmen kıyameti yaşadık. Oğluma Süleyman Soylu'yu gösterdim ve 'Bak bakan gelmiş, belediye başkanımız burada. Oğlum buradalar, kurtaracaklar bizi' dedim. 11 yaşındaki oğlum da bana, 'anne, ölecek miyiz?' dedi. 'oğlum baban yok, sen bana burada destekçisin. İleride torunlarına anlatacak hikayen olacak, kaç çocuk helikoptere binip çatıdan alınır, sakın korkma' diyerek onu sakinleştirdim." KURTARILIŞ ANINI ANLATTI Hep birlikte çatıya çıktıklarını kaydeden Yüksel, şu ifadeleri kullandı: "Helikopter geldi sadece 2 buçuk yaşındaki kızım ve beni aldı. 'Sakin olun, güvenli bölgeye alacağız' dediler. 'Çocuklarım kaldı' dedim, 'korkmayın, onları kurtaracağız' dediler. 4,5 kişi kaldı yanlarında. Beni Abana'ya aldılar, kızımla orada bekledim. Daha sonra eşimle birlikte kaymakamlığa gittik ve oradakiler çocuklarımın KYK yurduna yerleştirildiğini söyledi. Allah herkesten razı olsun. Bir tane gönüllü abla karnını doyurmuş paşamın, uyutmuş, giydirmişler sakinleştirmişler. Getirdiler yanıma, sonra buraya yerleştik" ÇOCUKLARININ KURTARILMA ANINI İZLEMİŞ Oğlunu, Süleyman Soylu'nun kucağına görünce çok mutlu olduğunu vurgulayan Yüksel, "Videoları aradım ama bulamadım. İster istemez çocuğumun kurtarılma anını merak ettim. Daha sonra gördüm ve çok mutlu oldum. Oğlumun ayakları çıplaktı, o an elime şort geçtiği için onu giydirmiştim. Üstünde de mont vardı. Çatıda da çok üşümüştü zaten. Süleyman Soylu montunu açmış ve oğlumu içine almış. Daha sonra ekiplere vermiş Hiç ağlamamış, çok mutlu görünüyordu" diye konuştu. YAKINLARI ÖLDÜĞÜNÜ SANMIŞ Elif Yüksel, herkesin kendisini öldü diye bildiğini belirterek, sözlerini şöyle noktaladı: "Sanırım benim oradaki komşum sele kapılmış. Kadını ve benim oğlumu tek başına görünce beni öldü zannedilip haber yapılmış. Telefonum açılınca yakınlarım beni arayıp, 'seni öldü zannetmiştik çok ağladık' dediler. Annem de ulaşamamıştı bana. Bu haberi ilk onlar görse çok kötü olurlardı. Kızgın değilim kimseye, çünkü ben cehennemin içinden çıktım. Çok sevdiklerimiz öldü. Merhabalaştığımız insanlar gitti. Cehennemi yaşadık, 'herhalde kıyamet kopuyor' diye düşündüm"

2 yıl önce

Taliban, ele geçirdiği ABD silahlarıyla gövde gösterisi yaptı

Dünya, günlerdir Afganistan'dan gelen gelişmeleri konuşuyor. Zira Taliban 10 gün içinde ülkenin başkenti Kabil'e girdi ve ülkenin büyük bir bölümünde kontrolü sağladı. Kabil'deki tahliye faaliyetleri sürerken, ABD'nin eğittiği ve teçhizat sağladığı Afgan güvenlik güçlerinin çekilmesiyle Taliban'ın milyarlarca dolar değerindeki Amerikan askeri teçhizatını ele geçirdiği tahmin ediliyordu. TALİBAN, ELE GEÇİRDİĞİ ABD SİLAHLARIYLA GÖVDE GÖSTERİSİ YAPTI Günlerdir ABD medyasının gündeminde olan bu şüphe gerçek oldu. Afganistan'dan gelen son görüntülerde Taliban militanlarının ABD yapımı silahlar ile gövde gösterisi yaptığı görülüyor. Söz konusu videonun propaganda amacı ile Taliban tarafından çekilip yayınlandığı belirtiliyor. TALİBAN'IN ELİNDE SAVAŞ UÇAĞI VE HELİKOPTER BULUNUYOR ABD basınında yer alan haberlere göre, 4 yıl önce ABD, Afgan kuvvetlerine 208 uçak ve 4,700 Humvee de dahil olmak üzere 75.000 araç verdi, bunların çoğu şu anda Taliban'ın elinde. Taliban'ın eline geçen teçhizat arasında Black Hawk helikopterleri ve A-29 Super Tucano saldırı uçağı bulunuyor. TALİBAN, HAVA ARAÇLARINI EĞİTİM OLMADAN KULLANAMAZ Uzmanlar, gelişmiş hava araçlarının eğitim olmadan kullanılmasının mümkün olmadığını belirtirken, Taliban'ın Amerikan teçhizatını ele geçirmesinin önemli bir propaganda aracı olduğuna dikkati çekiyor. Öte yandan Taliban'ın eline geçen küçük silahlar daha büyük endişe doğuruyor. ABD, geçen 20 yıl içinde Afgan güvenlik güçlerinin eğitim ve teçhizatına 83 milyar dolar harcadı. Afgan güçlerinin geçen hafta sonu Kabil'den kaçmak için kullandığı en az 46 hava aracının Özbekistan'da olduğu bildirildi.

2 yıl önce

Amsterdam'da Afganistan'daki sivillere destek gösterisi düzenlendi

Hollanda'nın farklı şehirlerinde yaşayan yaklaşık bin kişi, Amsterdam'ın Dam meydanında yerel saatle 15.00'te (TSİ 16.00) toplanarak, Afganistan'da Taliban'ın kontrolü ele geçirmesini protesto etti. Göstericiler, NATO ve ABD'nin Afganistan'ı Taliban'a terk etmesini eleştirirken ülkeden ayrılmak isteyen sivillere izin verilmemesine tepki gösterdi. Gösteride yapılan konuşmalarda Afganistan halkıyla dayanışma içinde olunduğu belirtilirken Hollanda hükümetinin Afgan mültecilere yönelik politikası eleştirildi. Hollanda'nın Afganistan'ı "güvenli olmayan ülke" kategorisine almasını isteyen kalabalık, sığınma başvurusunda bulunan Afganların geri gönderilmemesini istedi. Yunanistan'daki mülteci kamplarında da binlerce Afgan'ın yer aldığını belirten konuşmacılar, Hollanda'nın, kapılarını mültecilere açmasını istedi. "Güvenli yaşamak Afganların hakkı", "Afganistan'ı koru", "Taliban'ı boykot edin" ve "Özgür Afganistan" sloganları atan göstericiler, "Afganların hayatı önemlidir", " Rutte daha iyisini yap", "Afgan mülteciler hoş geldiniz", "Afganlarla dayanışma" ve "Vekalet savaşlarını durdurun" yazılı dövizler taşıdı. Protestocuların hep birlikte söylediği şarkıların ardından göstericiler dağıldı. Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı gösteri olaysız sona erdi. Güvenlik gerekçesiyle Afganistan'dan tahliyeleri erken sonlandıran Hollanda, bugüne kadar 1600'den fazla Hollanda vatandaşı ve yerel Afgan çalışanını ülkeden çıkardı. Ancak tahliye edilemeyen birçok kişi olduğu açıklandı.

2 yıl önce

CHP'nin tezkereye 'hayır' oyu vermesi... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Onurlu bir parti HDP'ye tepki gösterirdi

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Bütçe hazırlıkları Haziran'da başlayan ve Aralık sonuna kadar devam eden zahmet gerektiren bir çalışmadır. Bakanlıklarımızın, STK'ların içinde yer aldığı uzun bir maratonun ardından hazırlanan bütçe teklifi ülkemizin yol haritasıdır. BÜTÇEDE EN BÜYÜK PAY EĞİTİME Merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 751 milyon lira, bütçe açığı 278 milyar lira olarak ön görülmektedir. Yıl sonu gerçekleşmelerinin çok daha iyi olacağına inanıyoruz. Bütçede en büyük payı yine eğitim almaktadır. Sağlığa ayrılan paydada ciddi artış yaptık. Sosyal harcamalar için tahsis edilen kaynağı da bütçenin yüzde 6'sı seviyesine yükselttik. Savunma sanayimizi güçlendirecek kaynağı da ihmal etmedik.  Amacımız Koronavirüs salgını olarak başlayıp ekonomik sisteme sirayet eden küresel krizi ülkemiz için fırsata dönüştürmektir. Bu yılın ilk iki çeyreğinde de oldukça önemli bir büyüme performansı sergiledik. İhracatımız rekor üstüne rekor kırıyor. İnşa ettiğimiz eğitim kurumlarının, hastanelerin, barajların önemi bu süreçte çok daha iyi anlaşılmıştır. Önümüzdeki yılın bütçesini de krizlerin etkisine rağmen kalkınma hedefimizin çıtasını yükseltmek olarak şekillendirdik.  Milli tekonoloji hamlesi, orta-yüksek teknoloji gerektiren alanlarda önemli bir yere taşıdı. Ülkemize, Yeşil İklim Fonu'ndan 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakat zaptının imzalandığının müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu mutabakatın imzalanmasıyla kamu ve özel sektörün iklim değişikliği ile ilgili projelerine finans desteği sağlanabilecektir.  KURAKLIK TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ Bir yandan yangınlarla, sellerle boğuştuğumuz bir yılın ardından şimdi de kuraklık tehdidi ile karşı karşıyayız. Geçtiğimiz yıl da kuraklık pek çok yerde rekoltenin düşmesine yol açmıştı. Kendi çiftçimizi en güçlü şekilde destekliyoruz. Tarımsal destek rakamı 396 milyar lirayı bulmuştur. Gübre desteğinde yüzde 100 artış yaparken mazot maliyetinin yüzde 50'sini karşılamayı sürdürdük. Yağı tohumlu bitkilerin üretimi ve hayvancılık gibi alanlara özel önem veriyoruz. TMO'yu hem ürünlerin hak ettikleri fiyattan alımı, uygun fiyatlı hububat satışı konusunda etkin biçimde kullanıyoruz. Çiftçimizi kuraklık karşısındaki sigortalarda devlet desteğini primde yüzde 70'e yükselttik. Son dönemde çiftçilerimizin yaşadığı sıkıntıları yakından takip ediyoruz. Üreticilerden ricam tek karış boş arazi bırakmadan tarlalarını ve seralarını ekmeleri ve ahırlarını dolu tutmalarıdır. Dünyadaki dalgalanmanın bir süre daha süreceği anlaşılıyor. Açıkladığımız alım fiyatlarını bu anlayışla en yğksek seviyede belirliyoruz.  TARIM SEKTÖRÜ EN AZ SAVUNMA SANAYİ KADAR ÖNEMLİ Bizim için tarım sektörü en az savunma sanayi kadar önemlidir. Çiftçilerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Meclisimizin de bu konuda üzerine düşeni yapacağından şüphe duymuyorum. AK PARTİ'NİN İKTİDARINI DA HALA KABULLENEMEYENLER VAR Bu gazi mekanın çatısı altında hayata geçirilen her bir faaliyet demokrasimizin güçlenmesine vesile oluyor. Yasama zorunluluklarınız yanında milletvekillerinin üzerlerindeki ağır yükün farkındayız. Her bir parlamenter için milleti temsil etme şerefinden daha değerli bir paye olamaz. Her bir milletvekili kendi karnesini kendi eliyle doldurmaktadır. Doğrudan halk tarafından belirlenmeye başlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ipi göğüsleyen hep biz olduk. Bu başarı zinciri kendi kendine ortaya çıkmamıştır. AK Parti'nin iktidarını da hala kabullenemeyenler var. Bizim tüm başarılarımızın tek formülü milletimize güvenmektir. Karşımıza çıkan her engeli, arkamızdan yazılan her senaryoyu aşarak yolumuza devam ettik. Sürekli rejim tartışmaları yürütüldü. Aradan 20 yıl geçti, hala aynı tartışmanın ekmeğini yemeye çalışanlar olduğunu görüyoruz.  Her alanda ülkenin çehresini biz değiştirdik. Kendisi siyasi ve şahsi ikbalini çalışmak yerine ülkenin felaketine bağlayanların çırpınışları hiç durmamıştır. Türkiye'ye husumet besleyenler terör örgütleri ile birlikte çalışmaktan çekinmeyecek kadar gözü dönen bir ekiple karşı karşıyayız. Sürekli olarak 'ülke çöktü' edebiyatı yapmaktadır. Kalbinin pusulası kendi ülkesini değil de başka yerleri gösterenler ile bu ülkenin asil evlatları arasındaki mücadele hiç bitmedi, bitmeyecek. Düşmanı fiziki olarak bu topraklardan attık, geride bıraktığı zihniyet kirinden hala kurtulamadık. Bitirilemez sanılan sıkıntıları bitirdiğimiz gibi bu kirli, karanlık zihniyetin köklerini Allah'ın izniyle kurutacağız. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını adım adım gerçekleştiriyoruz. CHP'YE TEPKİ: ONURLU BİR LİDERİN ÇIKIP HDP'LİLERE AĞIZLARININ PAYINI VERMESİ BEKLENİR Dün Meclis'te bir tezkere oylandı. Esasen bu tezkere ülkemize yönelik terör tehditlerine karşı uzun yıllardır devam eden rutin bir uygulamadır. Son 71 yılda 76 ayrı tezkere görüşülüp kabul edilmiştir. Tehdit PKK/YPG yanında DEAŞ gibi terör tehditlerinden de kaynaklanmaktadır. HDP yöneticileri, CHP'ye çağrı yaptı. Siyasi ittifakın devamı CHP'nin tezkereye destek olmaması şartına bağlanıyordu, CHP açıkça tehdit ediliyordu. Onurlu bir liderin çıkıp 'Siz kim oluyorsunuz da bizi tehdit ediyorsunuz' deyip HDP'lilere ağızlarının payını vermesi beklenir. Ama karşımızda böyle bir CHP mevcut değildir. CHP oylamaya saatler kala tezkereye hayır diyeceklerini ilan etti.  Biz kimin kılıcını çaldığınızı biliyoruz da siz kendinizi bu kadar belli etmeyin. Burada asıl önemli olan, ülkemizin en büyük 2. partisi durumundaki CHP'nin terör örgütünün oyuncağı HDP'ye teslim olması, biat etmesi, boyun eğmesidir. Yazık. Ne kadar hazin bir tablo. Biz bu güne kadar nasıl CHP'ye ve iplerini ellerine verdiği efendilerine rağmen ülkemizin güvenliğini sağlayacak adımları atmışsak bundan sonra da atmayı sürdüreceğiz. CHP Genel Başkanı'nın askerliği çocuk oyuncağı sanan cehaletini de milletin takdirine bırakıyorum. TSK'nın sınır ötesi harekatlarının sokaktan toplanan rastgele kişilerle yapıldığını sanacak kadar cahil bir tiple karşı karşıyayız. Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanı olduğumuz doğrudur. Asıl sorulması gereken, Kılıçdaroğlu'nun nasıl olup da HDP'nin emir eri konumuna geldiğidir. Kendilerine Mustafa Kemal'in askerleri diyenlerin, 'Mustafa Kemal'in itleri' diyerek hakaret edenlerin dümen suyuna girdiğini görmek bizim bile ağırımıza gidiyor. CHP - HDP ortaklığı bu tezkere oylaması ile resmiyet kazanmıştır. İYİ Parti'nin bu tezkereyi desteklemesini memnuniyetle karşıladık. BÜYÜKELÇİLERİN ÖZÜR AÇIKLAMASI KARŞISINDA HAYAL KIRIKLIĞINA KAPILANLARIN BU TOPRAKLA GÖNÜL BAĞI YOKTUR  Büyükelçilere karşı sergilediğimiz onurlu duruş da Kılıçdaroğlu'nu rahatsız etmiş.  Büyükelçilerin ağır gördüğümüz açıklamasının ardından kimin nerede durduğunu hep birlikte takip ettik. Ülkemize, yargımıza bühtan edilen ilk açıklamayı sevinçle karşılayıp özür açıklaması karşısında hayal kırıklığına kapılanların bu topraklarla gönül bağı, kök bağı yoktur. Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yönelik sözlü saldırılarını son dönemde epey arttırdığını görüyoruz.  Bu ülkenin her memuru, bireyi devletinin koruması ve güvencesi altındadır. Kılıçdaroğlu'nun hezeyanları kendisini rezil etmenin ötesinde bir anlama sahip değildir. Bu zavallının tababet ilminin görev alanına girdiğini daha önce söylemiştim. Lafı daha fazla uzatmaya gerek yok. Adama bak ya, Osmanlı'ya hakaret ediyor. Sen kimsin ya? Sen Osmanlı'ya nasıl hakaret edersin ya... 600 yıl dünyaya nam salmış Osmanlı'ya nasıl hakaret edersin. Bu ne saygısızlıktır. Buna bizim kitabımızda cibilliyet itibari ile bozuk derler. Böyle bir ecdada hakaret edeceksin. Bunu yedirmeyiz, buna fırsat vermeyiz. Sen kimlerle nerede, nasıl geçineeksen geçin. Bu kadar merak ettiğin Suriye... O topraklarda bile ecdadın ayak izleri var. Misak-ı Milli denilen anlaşmanın yerinde yine Osmanlı'nın mirası var. İnşallah 2023 Bay Kemal'in yeni bir ders aldığı yıl olacaktır. Fakat çok çalışacağız. Bu hafta Eskişehir'de hayet güzel açılışlarımız oldu. Bu açılışlarla birlikte toplu açılışlarda 52 adet fabrika açılışı, 106 adet ayrıca fabrika açılışları yaptık. Diyor ya, ne yapıyor? Daha yeni, Eskişehir'de olanları söylüyorum. Biz buyuz. Dün Azerbaycan'daydık. Yeni havalimanının açılışını yaptık. İnşallah Fuzuli'den İstanbul'a bir hareket olacak. Bu yolların yapımına yönelik çalışmalar devam ediyor. Demiryolu çalışmaları, otobanlar... Türk müteahhit firmaları yoğun bir çalışmanın içindeler. İnşallah Azerbaycan çok kısa süre içinde parmakla gösterilecek ülkeler arasında yerini alacaktır. Ermenilerin döşediği mayınlar temizleniyor. O alanlar tarım alanı haline getiriliyor. 

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 11 12