12 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Ege'de Yunan Sahil Güvenlik'ten Türk balıkçı teknelerine taciz girişimi

Sahil Güvenlik Komutanlığı, Aydın'ın Didim ilçesi açıklarında avlama yapan Türk bayraklı balıkçı teknelerine, bugün saat 12:02'de, Yunan Sahil Güvenlik Botu tarafından taciz girişiminde bulunulduğunu açıkladı. Taciz girişimini engellemek için bölgeye sevk edilen Türk Sahil Güvenlik botu, Yunan Sahil Güvenliği bölgeden uzaklaştırdı. Yaşanan olay sırasında Yunan kuvvetlerine ait bottan havaya ateş açıldığı, bunun üzerine Türk Sahil Güvenlik Botu tarafından da havaya ateş açılarak karşılık verildiği ifade edildi.  Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan yapılan açıklamada, "05 Ocak 2023 tarihinde saat 12.02’de, Aydın ili Didim ilçesi Tekağaç Burnu açıklarında avcılık faaliyetinde bulunan Türk bayraklı balık avlama teknelerinin bölgeye gelen Yunanistan Sahil Güvenlik unsuru tarafından taciz edildiğinin bildirilmesi üzerine olay mahalline derhal 1 Sahil Güvenlik Botu sevk edilmiştir. Görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından bölgede bulunan Yunanistan Sahil Güvenlik unsuru sürülerek uzaklaştırılmış ve Türk balıkçı teknelerinin avcılık faaliyetlerine devam etmesi sağlanmıştır. Yunan Sahil Güvenlik Botunun bölgeden uzaklaştırılması esnasında havaya ateş açması üzerine Türk Sahil Güvenlik Botu tarafından yine havaya ateş açılarak misliyle karşılık verilmiştir." ifadelerine yer verildi. 

1 yıl önce

PKK’yı ve FETÖ’yü masum gören Almanya, Ülkü Ocakları’nı ‘iç güvenlik tehdidi’ olarak tanımladı

Sinan Ateş’in öldürülmesinin tartışmaları sürerken Alman iç istihmarat teşkilatı BfV tarafından yayımlanan ‘Ülkücü Hareket’ analizi çok tartışılacak. Alman iç istihbarat teşkilatı BfV tarafından yayımlanan analizde Ülkücü Hareket için ‘şiddet amaca hizmet eden bir araç olarak görülüyor’ ifadeleri kullanıldı. Analizde Ülkücü Hareket için “Şiddet eğilimi Almanya‘da iç güvenlik tehdidi oluşturuyor” ifadeleri kullanıldı. Almanya’nın iç istihbarat birimi olan Anayasayı Koruma Dairesi’nin (BfV) internet sayfasında “Almanya’daki Türk aşırı sağı” başlığıyla yayımlanan analizde, Ülkücü Hareket’teki şiddet eğiliminin, Almanya’da iç güvenlik açısından tehdit oluşturduğu kaydedildi. EN BÜYÜK TEHDİTLERDEN BİRİ DW Türkçe’de yer alan habere göre “Aşırı sağ, Almanya’daki özgürlükçü demokratik düzene yönelik en büyük tehditlerden birini oluşturmaktadır” ifadelerine yer verilen BfV analizinde, “Türk Ülkücü Hareketi’nin” de bu kapsamda görüldüğü ifade edildi. Analize göre Ülkücü Hareket’in ideolojisi, aşırı milliyetçilik, ırkçılık ve antisemitizm gibi belirli topluluklara karşı düşmanlık güden akımların temel özelliklerini içinde barındırıyor. Köklerinin Turancılık ve Pantürkizm’e dayandığına dikkat çekilen Ülkücü ideoloji hakkında şu tespit aktarıldı: “Hareketin ideolojik yelpazesi milliyetçi Kemalizm’den İslamcılara kadar uzanmaktadır. İdeoloji, abartılı milliyetçi unsurların yanı sıra antisemitik ve ırkçı aşırı sağcı unsurlar da içermektedir.” Bozkurtların “Turan” hedefine işaret edilen, Ülkücülerin Türklüğü “üstün bir milliyet ve kültür” olarak gördüklerine dikkat çekilen yazıda, “Bu üstünlük idealine, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Kürtler veya ABD gibi, Türklük karşıtı oldukları iddia edilenlerin, aşığılanması da eşlik ediyor” görüşü aktarıldı. ALMANYA’DA 11 BİN TARAFTAR VAR Analizde, Ülkücülerin Almanya’daki yapılanmaları da mercek altına alındı. Bozkurtlar olarak da adlandıran Ülkücülerin Almanya’da yaklaşık 11 bin taraftarı bulunduğu, büyük çoğunluğunun üç ana dernek çatısı altında örgütlü oldukları belirtildi. Bunlar, 7 bin üyeli Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu (ADÜTDF),  1200 üyeli Avrupa Türk İslam Dernekleri Birliği (ATİB) ve 1200 üyeli Avrupa Nizam-ı Alem Federasyonu (ANF) olarak sıralandı. ŞİDDET VURGUSU Analizin “Şiddet eğilimi, Almanya’nın iç güvenliğini tehdit ediyor” başlıklı bölümünde de tartışma yaratacak ifadeler yer alıyor. “Şiddet kullanımı Nihâl Atsız gibi Ülkücü önderler tarafından çoktan meşrulaştırılmıştır ve bugüne kadar da amaca hizmet eden bir araç olarak onaylanmaktadır” ifadelerine yer verilen analizde, Alparslan Türkeş’in kurduğu Bozkurtların 1968 itibariyle siyasi cinayetler işlemeye başladıkları belirtiliyor. Alman iç istihbaratına göre, 1980 yılına kadar 600’den fazla kişi bu harekete üye kişiler tarafından öldürüldü. BfV’nin analizinde, Ülkücülerin günümüzde de silahlara büyük bir ilgi duyduklarına, internet paylaşımlarında silahlı savaşçılar olarak görüntülerini paylaştıklarına dikkat çekildi. “Türkiye ile ilgili olaylar ve ihtilaflar, Türk milliyetçiler ve aşırı sağcılarda güçlü bir duygusallaşmaya neden olabilmektedir” denilen yazıda bunun Almanya’daki güvenlik durumunu da etkileyebildiği aktarıldı, bazı Kürt gruplar ya da PKK taraftarlarınca düzenlenen protestolarda Ülkücülerle yaşanan gerilimler de buna örnek olarak gösterildi.

1 yıl önce

Fondaş Can Ataklı ve FETÖ'cü Cevheri Güven 6'lı masanın kirli planını açıkladı

CHP'ye yakınlığı ile bilinen Can Ataklı ve firari FETÖ'cü Cevheri Güven, 6'lı masanın cumhurbaşkanı adayının seçilmesi halinde çıkaracağı ilk kararnameyi açıkladı.

1 yıl önce

Frontex'in yeni Direktörü, Ege Denizi'nde geri itmelerin engelleneceği güvencesi verdi

Leijtens, AB Komisyonunun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson ile Brüksel'de düzenlediği ortak basın toplantısında, 1 Mart itibarıyla göreve başlayacağı için onur ve mutluluk duyduğunu ifade etti. Varşova merkezli kuruluşun pek çok zorlukla karşı karşıya olduğunu belirten Leijtens, "Üye devletleri sınırlarını koruma konusunda destekleyecek insanlarla çalışacağım konusunda rahatım. Frontex çalışıyor ve gerçekten somut sonuçlar elde ediyor. Daha fazla gelişim yolunda hızla ilerlemeliyiz." ifadelerini kullandı. Leijtens, Frontex'in çalışma şekli konusunda geliştirilmesi gereken şeyler olduğuna dikkati çekerek, "Etkinliği artırmalıyız ve yasallığı sağlamalıyız. Benim için hesap verebilirlik, temel haklar ve sınır yönetimi önemli konular. Şeffaflığın temelini de bunlar oluşturuyor." dedi. Nasıl çalıştıkları konusunda çok açık ve şeffaf olmaları gerektiğinin altını çizen Leijtens, "Ne yaptığımızı ve neden yaptığımızı anlatabilmeliyiz çünkü Frontex özünde bir Avrupa ajansı ve Avrupa'nın değerlerini yansıtmalı. Bundan kesinlikle şüphe duyulmamalı." diye konuştu. Leijtens, sınır geçişlerinin modernizasyonu için çalıştıklarını ifade ederek, Şengen ve AB üyelerinin sınır geçişleriyle ilgili de çalışmalar yürüteceklerini söyledi. Leijtens, Ege'de Yunanistan'ın geri itmelerine göz yumduğu, hatta işbirliği yaptığı iddialarıyla gündeme gelen Frontex'le ilgili bir gazetecinin "Basit bir 'evet' ya da 'hayır' sorusu. Gözetiminiz altında yasa dışı geri itme uygulamasına son vermeyi taahhüt ediyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Çalıştığım insanların 'geri itme' denilen şeyin bir parçası olmamasından sorumluyum. Eğer bir şey yasal değilse, yasak olmalı. Dolayısıyla bunun çok açık olduğunu düşünüyorum." GERİ DÖNÜŞLERE AĞIRLIK VERİLECEK Johansson da "Frontex'ten yüksek beklentilerimiz var. Frontex'in müdahil olması gereken çok alan var." dedi. Düzensiz göçlerdeki artış konusunda değinen Johansson, Batı Balkan bölgesinin iç sınırlarında AB'ye göçü engellemek amacıyla Frontex'in konuşlandırılması için müzakerelerin sürdüğünü belirtti. Johansson, Frontex'in uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele konusunda da rol üstlenmesi gerektiğini ifade ederek, "Son dönemde AB'ye çok büyük miktarda uyuşturucu kaçırıldı. Geçen sene örneğin Anvers limanında rekor düzeyde, 100 tonluk kokain yakalandı. Bu yüzden gelecek haftalarda Anvers'i ziyaret edeceğim. İşbirliğimizi artırmak için Kolombiya ve Ekvador'a da gideceğim." diye konuştu. Diğer bir konunun sığınma başvurusu kabul edilmeyenlerin geri dönüşlerinin sağlanması olduğuna değinen Johansson, "Gelecek hafta geri dönüşlerle ilgili operasyonel stratejiyi açıklayacağım. Bu, ağırlık vereceğimiz konulardan biri." ifadelerini kullandı. Johansson, geri itmelerle ilgili de Akdeniz'de yıl başından bu yana 30 kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek, "Önceliğimiz her zaman hayat kurtarmak olmalı. Frontex'in rolü bu. Eğer (Frontex) batma ya da kaybolma tehlikesi olan bot ya da tekne görürse, bunu durdurması için sahil güvenliği uyarmalı." değerlendirmesini yaptı. FRONTEX'İN KARIŞTIĞI GERİ İTME SKANDALLARI VE YÖNELTİLEN SORUŞTURMALAR Yunanistan sahil güvenliği ve Frontex'in dahil olduğu geri itme olaylarına ilişkin haberler, 2020'den itibaren uluslararası basında yer aldı. Bu haberlere göre, Yunan sahil güvenlik botları, Türkiye'den Yunanistan'a geçmek isteyen göçmenlerin botlarını engelleyip, zarar verip, hatta batırırken Frontex olanlara göz yumuyordu. Bunlar üzerine Brüksel'de eleştirilere, izahat talebi ve soruşturmalara hedef olan Frontex ve yönetiminin, temel hak ihlallerini önlemediği sonucuna varılsa da iddiaların arkası kesilmedi. Bu haberler, tanık ifadeleri, video kayıtları, uydu görüntüleri gibi çok sayıda kanıtla desteklendi. Frontex'in veri tabanında yüzlerce düzensiz göçmenin Ege'de geri itilmesine yönelik kayıtların yer aldığı belirtildi. Avrupa basınına sızan rapora göre, Frontex'in üst düzey yetkilileri, muhtemel insan hakları ihlalleri vakalarını, kurumun temel haklardan sorumlu görevlilerinden sakladı. Bunlar üzerine Frontex'in son direktörü Fabrice Leggeri, 29 Nisan'da görevinden istifa etti. Hans Leijtens, Aija Kalnaja'nın geçici direktörlüğünün ardından Leggeri'nin yerine 20 Aralık 2022'de atandı. Geri itmelerle ilgili Yunanistan ve Frontex'e tepki gösterenler arasında Türkiye de bulunuyordu. Türk yetkililer, sık sık geri itmelerin insanlık dışı olduğunu vurguladı.

1 yıl önce

Başörtüsüne anayasal güvence getiren madde Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi!

AK Parti'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu başörtüsü düzenlemesine kritik adım bir karar alındı. Başörtüsüne anayasal güvence getiren madde TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi.
 CHP VE İYİ PARTİ'NİN ÖNERGESİ REDDEDİLDİ CHP ve İYİ Parti tarafından yapılan, başörtüsü ile ilgili değişiklik önergesi ise reddedildi. TBMM Anayasa Komisyonu, AK Parti Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt başkanlığında toplandı. Komisyon, geçen hafta görüşmeleri başlayan ve başörtüsüne anayasal güvence getiren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine devam etti. "DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ" VURGUSU Teklif, Anayasa'nın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24'üncü maddesi ile ailenin korunmasını düzenleyen 41'inci maddesinde değişikliği içeriyor.

1 yıl önce

Yunanistan'da hükümet dinleme skandalı nedeniyle güven oylamasına gidiyor

Ülke gündemini aylardır meşgul eden dinleme skandalını meclisteki konuşmasında gündeme getiren Çipras, Başbakan Kiryakos Miçotakis ve hükümetinin, dinleme skandalında "suçlu" olduğunu ileri sürdü. Çipras, Miçotakis ve hükümetin sadece siyasi değil, ağır kişisel ve hukuki sorumlulukları olduğunu belirterek, "Milli güvenliğimizi bile dinleme alanına çevirenlerin ülke yönetiminde kalmaları ülkenin güvenliği, demokrasi ve insan hakları için tehlikelidir." diye konuştu. Vatandaşların hükümete güven duyup duymadığının yakın zamanda ortaya çıkacağını savunan Çipras, şöyle devam etti: "Bunca olan ve kanıtlarla ortaya çıkan şeyden sonra, Yunanistan'ın Avrupalı bir hukuk devleti olmasını istediğimiz için, bu hükümet bir saniye bile yerinde duramaz. Başbakan bir gün bile görevinde kalamaz. Bu nedenlerle, demokrasinin, şeffaflığın, adaletin korunması için halkımıza giden yolda bir ilk adım olarak Miçotakis hükümetine karşı güven oylaması önerisinde bulunuyoruz." Çipras, gazetecilerin, Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekillerinin, muhalefetteki Değişim Hareketi (KINAL) Partisi Lideri Nikos Andrulakis'in, bakanların, iş insanlarının, Silahlı Kuvvetler mensuplarının dinlendiğini ileri sürerek, dün İletişim Güvenliği Başkanlığı (ADAE) yetkilileri ile görüşmesinin ardından elinde görülen dosyada dinlemelere ilişkin verilerin olduğunu belirtti. Miçotakis'in bu dinlemelerde sorumluluk sahibi olduğunu savunan Çipras, Miçotakis için "Bu ağı sadece siyasi rakipleri, siyasi dostları, ekonomik unsurlar, askeri liderler, gazeteciler için elinde faydalı bilgi olsun diye değil, onları elinde tutup, onlara şantaj yapmak için örgütledi. Bu ağı ülke yönetimine geçtiği andan itibaren çok ciddi bir planlama ile örgütledi." ifadelerini kullandı. Oylamanın cuma günü yapılması öngörülüyor. Yunanistan'da dinleme skandalı, Nisan 2022'de Yunan gazeteci Thanasis Kukakis'in cep telefonunda casus yazılım programı "predator" tespit edilmesinin ardından gündeme gelmişti. Yunan basınında çıkan haberlerde, içlerinde eski Başbakan Andonis Samaras, Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Genelkurmay Başkanı Konstandinos Floros'un da bulunduğu çok sayıda önemli siyasi, bürokrat, gazeteci ve iş insanının telefonlarının dinlendiği ileri sürülmüştü.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: “Olası her türlü provakasyonlara karşı tüm değerlendirmeler yapılmış, güvenlik tedbirlerimiz en üst seviyeye çıkarılmıştır”

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; “Kamuoyumuzun hassasiyetle takip ettiği gibi son dönemlerde, İsveç, Hollanda ve Danimarka’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik yapılan meş’um eylemlerden sonra, olası her türlü provakasyonlara karşı tüm değerlendirmeler yapılmış, güvenlik tedbirlerimiz en üst seviyeye çıkarılmıştır. Bu kapsamda, DEAŞ ve EL-KAİDE gibi terör örgütlerinin de sözkonusu menfur olayları gerekçe göstererek, pek çok ülkede eylem arayışında olduğuna yönelik bilgiler de değerlendirilmiştir.   Bu konuyla ilgili olarak, Türkiye için güvenlik uyarısı yapan mezkûr ülkeden ve diğer pek çok ülkeden, dönem dönem tarafımıza iletilen istihbari bilgiler titizlikle kıymetlendirilmektedir. Daha önce dost bir ülkeden de gelen ve söz konusu ülkenin güvenlik uyarısı notunda da adı geçen şahıslar, gözaltına alınmıştır. Yapılan aramalarda herhangi bir silah, mühimmat ve eylem emaresine rastlanmamıştır. Ancak soruşturma, dijital materyal incelemeleri dahil olmak üzere tüm yönleriyle titizlikle sürdürülmektedir. Ülkemizde terör örgütlerine karşı operasyonlar, halihazırda aralıksız devam etmektedir.   2022 yılında DEAŞ terör örgütüne yönelik 1.042 operasyon gerçekleşmiş, 1.981 kişiye gözaltı işlemi; 2023 yılının Ocak ayında ise yine aynı örgüte yönelik olarak toplam 60 operasyon düzenlenmiş, 95 kişiye gözaltı işlemi  gerçekleştirilmiştir. Keza PKK/PYD terör örgütüne yönelik 2022 yılında 134.713 (130.981 kırsal, 3.732 şehir) operasyon gerçekleşmiş, bu operasyonlarda 8.410 gözaltı işlemi yapılmıştır. 2023 yılının Ocak ayında ise yine aynı örgüte yönelik toplam 9.040 (8.781 kırsal, 259 şehir) operasyon düzenlenmiş, operasyonlarda 378 kişiye gözaltı işlemi gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde terör örgütlerine karşı operasyonlar, halihazırda aralıksız devam etmektedir.   2023 yılında da PKK/PYD, FETÖ ve DEAŞ terör örgütlerinin ve suç gruplarının ülkemizdeki huzur ve asayişi bozma girişimlerine yönelik her türlü tedbir ve mücadele kararlılıkla devam etmektedir.”

1 yıl önce

İkna çalışması sonucu 4 örgüt mensubu daha güvenlik güçlerine teslim oldu

İçişleri Bakanlığı koordinesinde Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen ikna çalışmaları neticesinde; son 24 saat içerisinde PKK terör örgütünden kaçan 4 terör örgütü mensubu daha güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan örgüt mensuplarının 1992 ve 2015 yılları arasında terör örgütüne katıldıkkarı, Irak ve Suriye'de faaliyet yürüttükleri tespit edildi. Sürdürülen ikna çalışmaları sonucunda; 2023 yılında teslim olan örgüt mensubu sayısı 5'e yükseldi.

1 2 ... 20 21 22 23 24 25 26 ... 30 31