04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Vali Ayaz’dan Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine yalanlama: İddialar tamamen gerçek dışıdır

Vali Ayaz yaptığı açıklamada, “Bugün bazı basın/yayın organlarında yer alan, il nüfus müdürlüğümüze oğlunun ismini değiştirmek amacıyla müracaat eden bir vatandaşımızın talebinin farklı gerekçeler ileri sürülerek yerine getirilmediği iddiası tamamen gerçek dışı olup detaylı açıklama bilahare yapılacaktır.” dedi.

2 yıl önce

‘Jandarma Genel Komutanlığı’nın ihalesi Oğuzhan Asiltürk’ün yeğeninin şirketine verildi’ haberi yalan çıktı

Jandarma Genel Komutanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; “17 Haziran 2021 tarihinde Yeniçağ Gazetesinde Orhan UĞUROĞLU tarafından yazılan köşe yazısında ve aynı köşe yazısı kaynak gösterilerek bazı basın yayın organlarında, “İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığının yaptığı bir ihale kısa süre önce sonuçlandı. … Bu ihaleyi yaklaşık 10 yıldır MRD bilişim şirketi kazanıyordu ki, son ihaleyi de 3,8 Milyon dolar vererek kazandı. Ancak ne olduysa oldu… Süleyman SOYLU’nun İçişleri Bakanlığı, ihaleyi kazanmasına rağmen MRD Bilişim Şirketini diskalifiye etti…” şeklinde iddialar yer almıştır.   2. Bahsi geçen ihale, Jandarma İstihbaratının teknik altyapı donanım güncellemesi için üç yılda bir düzenli olarak yapılan bir ihaledir. 2020 yılı Kasım ayında yapılan ihaleye katılması için (9) firmaya davetiye mektubu gönderilmiş, ihale günü istekli (7) firma ihaleye iştirak etmiş, teknik şartnameye göre yapılan kontroller neticesinde ihale şartlarını karşılayan, aralarında MRD Bilişim Şirketi ve Forte Bilişim Şirketinin de olduğu  (4) firma ile ihale sürecine devam edilmiştir. İhalenin devamında fiyat iyileştirilmesi kapsamında açık eksiltme usulüne geçilerek firmalardan fiyat tekliflerini düşürmeleri istenmiştir. Açık eksiltmenin 28’inci turunda diğer firmaların ihaleden çekilmesiyle 3.780.000,00 ABD Doları ile en iyi teklif veren MRD Bilişim Şirketi ihaleyi kazanmıştır. Akabinde aynı firma ile yapılan pazarlık sonucunda ihale; 2.430.714,26 ABD Doları tutar karşılığında MRD Bilişim Şirketinde kalmıştır.    3. Sonuç olarak, 4 Aralık 2020 tarihinde MRD Bilişim Şirketi ile sözleşme imzalanmış, Forte Bilişim Şirketi ile herhangi bir anlaşma imzalanmamıştır.   4. Köşe yazısı ve haberlerde iddia edildiği gibi, İçişleri Bakanlığınca MRD Bilişim Şirketinin diskalifiye edilmesi ve ihalenin Forte Bilişim Şirketine verilmesi gibi bir husus kesinlikle söz konusu olmayıp, iddia edilen hususlar tamamen asılsız ve iftira niteliğindedir.    5. Söz konusu asılsız iddiaların Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılan ihalelerde usulsüzlük yapılıyormuş izlenimi yaratmak, bu vesileyle kamuoyunu yanıltmak ve kamuoyu nezdinde Jandarma Genel Komutanlığı’nın saygınlığına gölge düşürmek maksadıyla yazıldığı değerlendirilmektedir. Bu asılsız iddiaları ileri sürenler hakkında gerekli yasal işlemler başlatılacaktır.  Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”  

2 yıl önce

Muhalif medya yalan haber yapmaya devam ediyor… Oda TV’nin algı operasyonu elinde patladı

Oda Tv’nin yalan haberinde bahsi geçen KADEM, yalan haberinde yer alan söz konusu silahların imitasyon çekim aksesuarları olduğunu ve TRT tarafından çekilen FETÖ belgeselinde kullanıldığını açıkladı.

2 yıl önce

AK Parti sözcüsünden Kılıçdaroğlu’nda Katar tepkisi: “Bu haber yalandır”

İşte AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:  TERÖRLE MÜCADELE MYK'mızda terörle mücadele her zamanki gibi önemli yer tutuyor. Türkiye terör konusunda bütün unsurlarıyla yeryüzünün en büyük mücadelesini veriyor. Bazı grupların Irak'ın egemenliğine yönelik Türkiye'nin ihlalleri olduğu şeklinde ifadeleri var. Bunların hepsi kara propagandadır. Kardeş Irak'ın toprak bütünlüğünü Türkiye destekliyor. Oradan gelen terör tehdidi Irak'ın kendi unsurlarınca bertaraf edemeyince Türkiye kendi topraklarına yönelik terör tehditlerine hukuka dayanan bir mücadele yürütüyor. Bu operasyonlar Türkiye'nin sınır güvenliğini koruyan operasyonlar olduğu gibi kardeş Irak'ın topraklarında konuşlanmış teröristlere karşı Irak halkına verdiğimiz bir destek olarak da değerlendirilebilir. MARMARA DENİZİ'NDEKİ MÜSİLAJ SORUNU Bu konuyu gündemin üst sıralarında tutuyoruz. 20. gününde bu seferberlik. 425 bölgede çalışmalar devam ediyor. Çeşitli stratejiler uygulanıyor. Toplanan müsilajlar düzenli olarak depolama alanlarına gönderiliyor. Bu çerçevede 6 bin 738 denetim gerçekleştirildi. Denetimler sonucu kurallara uymayan 26 işletmeye faaliyetten men cezası verilmiştir. 14 milyon TL civarında da para cezası uygulanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız konuyu yakından takip etmektedir. Verdiği talimatlar titizlikle uygulanmaktadır. PANDEMİDE NORMALLEŞME ADIMI Normalleşme çerçevesinde en önemlisi normalleşmenin hızlanması, hızlandıktan sonra kalıcı olması için aşı programının güçlü bir şekilde yürütülmesi. Günde 1 milyondan fazla aşı uyguluyor sağlık çalışanlarımız. Hepsine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bilim Kurulu'nun tavsiyelerine uyuyoruz, siyasi olarak söylemiyoruz. Tavsiye herkesin aşılanmasının pandemiyle mücadele için olmazsa olmaz bir koşul olduğudur. Bütün vatandaşlarımınız aşı olmaları son derece önemlidir. Yerli aşı İnşallah hayata geçtiğinde bunu hem milletimiz hem tüm insanlık için bir müjde olarak ortaya koyacağız. Hiçbir şekilde herhangi bir yerden esirgenmeyecek. Aşı konusunda ırkçılık üretenlere karşı Türkiye bir vicdan devleti olduğunu bir kez daha gösterecek. NATO ZİRVESİ
 Orada Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeleri sonucu ortaya çıkan neticeleri takip ediyoruz. Orada verilen mesajların merkezini Türkiye'nin NATO güvenlik konseptine yönelik beklentileri ve vizyonu oluşturdu. Türkiye'nin Suriye'de, Libya'da Doğu Akdeniz'de yürüttüğü faaliyetler var. Karabağ'ın kurtarılmasında Türkiye'nin desteği söz konusu. Bununla ilgili sorulara Cumhurbaşkanımız ayrıntılı cevap verdi. Çıkan sonuç şuydu: Cumhurbaşkanımızın muhatapları Türkiye ile pozitif ajandaya yoğunlaşmak istediklerini açık ve net şekilde söylediler.  Anlaşmazlık konularında bir çalışma iradesi söz konusu. Anlaşmazlığın devam ettiği konularda da tansiyonun düşürülmesi söz konusu. Cumhurbaşkanımız tüm bunları olumlu karşıladığını oradaki basın toplantısında da ifade etti. 'YUNANİSTAN'IN GERGİNLİK POLİTİKASINA KARŞI NAVTEX İLAN ETTİK' Miçotakis'in ortaya koyduğu vizyona bundan sonra meselelerimizi çözme konusunda olumlu yaklaşmasına rağmen maalesef oradaki yaklaşımın tersine bir karar aldı Yunanistan. Bir gerginlik politikasını sürdürme eğiliminde Yunanistan. 1988'de imzalanan Atina Mutabakatı'na göre turizm sezonun yoğun olduğu tarihlerde Ege'de herhangi bir askeri aktivite yapılmıyor. Ama Yunanistan bu mutabakata uymayarak Ege Denizi'nde belli bir bölgeyi askeri eğitim sahası ilan etti. Yunanistan'ın ortaya koyduğu bu tutum hem Cumhurbaşkanımızla görüşmedeki tutumuna hem de mutabakata aykırıdır. Yunanistan'ın bu gerginlik politikasını sürdürme eğilimine karşı Türkiye de NAVTEX ilan etmiştir. Sorunların çözümüne odaklanılması yönünde bir ifade kullanılmış ama Yunanistan hemen arkasından bunu ihlal ediyor. Bütün dünyanın görmesi gereken şey şudur: Gerginlik Yunanistan tarafından kaynaklanmaktadır. AB liderleri Cumhurbaşkanımızla konuştuğunda Ege ve Akdeniz'de tansiyonun düşürülmesi gerektiğinden söz ediyorlar. Cumhurbaşkanımız da bunu asıl Yunanistan'a söylemeleri gerektiğini iletiyor. 'AB BİLDİRİSİ YETERİNCE OLUMLU DEĞİL' Burada Türkiye'yle Doğu Akdeniz'de işbirliği yapmanın önemi gibi vurgular var. Ama bu vurgular olumlu gibi gözükse de raporun diğer kısımlarına bakıldığında yeterince olumlu değil. Türkiye bir diyalog başlatılması için üzerine düşeni fazlasıyla ortaya koydu. ancak örneğin AB Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gibi bir konuda irade ortaya koymadı. Eğer olumlu bir ajanda ortaya koyacaksak her iki taraf için de kazan-kazan formülünü ortaya çıkaracak maddelerin başında Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gelmektedir. Maalesef burada bile somut bir karar alınamadığını görüyoruz. Sürekli olarak bu konularda somut karar almayı erteleyen bir tablo var. Bazı ülkelerin erteleme taktiği var, bazılarının samimiyeti var ama irade ortaya koyamıyorlar. 'AB KENDİ PRENSİPLERİNİ ÇİĞNİYOR' İlk defa tarihinde AB herhangi bir vizyon yaratamayan köşeye kendisini hapsetmiş durumda. Bildiride, Türkiye'nin adaylık statüsünde atıfta bulunulmaması da bu vizyon eksikliğinin neticelerinde biri. 'Hukukun üstünlüğü ve temel haklar konusunda diyalog öneriyoruz' diyorlar. Biz de diyoruz ki, bu konularda diyalog öneriyorsanız, diyalog mekanizması bellidir. Türkiye bu konudan kaçmıyor. Siz temel diyalog mekanizması olan fasılları açmadan fasılları açmak için bile şart koşarsanız kendi prensiplerinizi çiğnemiş olursunuz. Mali yardım paketi öneriyorlar. Göç meselesi sadece buna indirgenemez. Bu paketi Türkiye'ye vermiş olmuyorsunuz, Suriye ve sığınmacılar için veriyorsunuz. Doğrudan kendinizi ilgilendiren bir konuda bile bu kadar geç karar almanız ve düşük limitli hareket etmeniz vahim bir hatadır. Türkiye bu yükü çekiyor ama bunun da bir sınırı var. Temel haklar ve hukukun üstünlüğü konusunda diyalog istiyorsanız ve samimiyseniz Türkiye 'Bunu hemen konuşalım' diyor. Kıbrıs konusuna ilişkin hükümleri hakkaniyetli bir yaklaşım ifade etmiyor. Rum-Yunan tezlerinden başka bir şey değil. AB'nin bir kere daha Ada'daki gerçekleri görmesi gerektiğini ifade ediyoruz. 'KABİL HAVALİMANI'NYLA İLGİLİ HENÜZ KARAR VERİLMEDİ' Muhalefet partilerinde geçmişte diplomat görevi yapmış kişiler de var. Fakat genel başkanlar, bazen sözcüler düzeyinde yanlış bir yaklaşım üretildiğini görüyoruz. Kabil Havalimanı'nın güvenliği 2013'ten beri ülkemiz tarafından yürütülüyor. Dolayısıyla bu yeni bir durum değil. Türkiye taşeronluk yapacakmış gibi yanlış ve yakışıksız ifadeler kullanılıyor. Bu konuda da henüz bir karar verilmiş değil, istişareler devam ediyor. Hem finans, hem lojistik hem de güvenlik konularında Türkiye'nin uluslararası toplumun güçlü desteğine ihtiyacı var. Sayın Cumhurbaşkanımız başbakanken, Afganistan'a gittiğimizde Afganistan vatandaşlarının arasında en rahat gezen unsurun Türk askeri olmasından büyük gurur duymuştuk. Birileri sadece haritada gördüğü birtakım mesafelere bakarak analizler yapıyor. Halbuki Türkiye'ye kuzey ve doğudan gelen göç tehdidine karşı Afganistan'ın istikrarlı olması bizim için çok önemlidir. Afganistan'daki istikrarsızlık uyuşturucu tacirleri açısından da maalesef elverişli bir ortam oluşturuyor. SORU-CEVAP KATAR'DAN GELEN ÖĞRENCİLERİN SINAVSIZ TIP EĞİTİMİ GÖRECEĞİ İDDİASI 2-3 yıl öncesine kadar bu tip bir şey söz konusu olduğunda, CHP'de bir yanlışlık yapıldığında, CHP'den bir arkadaşımız bu şekilde bir gerçek olmayan bir haberin peşine takıldığında ve bunun gerçek olmadığı söylendiğinde CHP'de özür dileyebilen, özgüvenli kimseler vardı. Daha demokrat kimseler olabiliyordu. Fakat bir şey söyleniyor, yalan olduğu ortaya koyuluyor, hiçbir şey olmamış gibi devam ediliyor. Bu haber yalan bir haberdir. Yalan haber olduktan sonra bir yayın organının bunu geri çekmesi güzel bir şeydir. O haberi yapan siteyi alıntılayarak söylediğiniz. O bilgi çöktü, yalan olduğu ortaya çıktı. Siyasetçinin en önemli görevi topluma doğruyu söylemektir. Muhalefetin en önemli görevi de denetim görevi yapmaktır. İşin psikopolitik bir tarafı da var. Ne kadar zulüm yaparsa yapsın Esed rejimiyle muhabbetli bir ilişki gerçekleştirmek istiyorlar. Ama Türkiye'ye yatırım yapsa bile Katar'a sıcak bakmıyorlar. Bunlar söz konusu olduğunda bile Esed rejimiyle oturmak, konuşmak lazım diyorlar. Ama Katar bizim ülkemize yatırım yapıyor, Türkiye'nin lehine oy kullanan ülkelerden bir tanesi. Buradaki seçmece mantık belli bir politik-psikoloji açısından vahim bir mantık. Biz Türkiye ile dost olanla dost olur, düşman olanla düşman oluruz. Bizim baktığımız yer Türkiye'nin hak ve menfaatleri olmalıdır. Hak ve menfaatleri tehdit edenle ilişki geliştirmek istiyorsunuz, diğer tarafa propaganda yapıyorsunuz. ODA TV'NİN YURTTAN ÇIKAN SİLAHLARI HABERİ Bunlar çok hassas meseleler. Geçmiş zamanlarda Türkiye'de büyük krizler çıkarıldı. Basın demokrasinin dördüncü kuvveti olmakla vesayetin birinci kuvveti olmakla çok gidip gelmiştir Türkiye'de. Birincisi, bu kadar kolay, suçlayıcı haber nasıl yapılıyor? İkincisi, özür dilenmesi lazım. Üçüncüsü de bir daha bunların yaşanmaması için ne tür tedbirlerin açıldığının açıklanması lazım. Eğer Kadın ve Demokrasi Derneği sesini duyuramasa yapılan haber kişileri ne kadar zor duruma düşürecek.

2 yıl önce

Oda TV darbe girişiminden haberdar mıydı? Oda TV'nin 'Dimdik ayakta kalacağını sanıyordu' başlıklı haberi yeniden gündemde

Oda TV'nin darbe girişiminden sadece bir gün önce yani 14 Temmuz 2016'da "Dimdik ayakta kalacağını sanıyordu" diye sosyal medya hesabı twitterdan paylaşım yaptığı belirlendi. Mümtaz İdil isimli kişinin köşe yazısına atıf yapılan twitter paylaşımında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafının da kullanılması dikkat çekiyor. Yazıda İdil, şu skandal ifadelere yer vermişti: "Nasıl düştüğünü hiç fark etmedim. Ama düştü... Benim için çok da önemi yoktu düşmesinin, çünkü düşeceğini biliyordum. Düşmek bir eylemdi ve en azından hareket sağlıyordu. Düşmesi yaşamsal bir olaydı, iyi bile sayılırdı. Tek sıkıntı, düşmenin verdiği zarar olabilirdi. Onu da göze almam gerekiyordu. Düşmeyeceğini, hep dimdik ayakta kalacağını sanıyordu... Düştü..." Oda TV'nin bu paylaşımı 15 Temmuz hain kanlı darbe girişiminden önceden haberdar olduğu izlenimi uyandırıyor. Yapılan paylaşım Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmeye çalışacaklarının sinyalini veriyor.

2 yıl önce

ABC Gazetesi’nin “HES patladı böyle oldu” başlıklı haberi yalanı çıktı

ABC Gazetesi’in 'HES patladı' iddiasının yayılmasının ardından, baraj veya HES'lerde sorun olmadığı felaket yerinden gelen görüntülerle ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarıyla teyit edilmiş oldu. "PATLADIĞI İDDİASI DOĞRU DEĞİL" Sel sularını HES patlamasına bağlayan yayın organlarının doğru haber yapmadığını aktaran Bakan Soylu, "Beklenilenin çok üstünde, tabi mevsim normallerinin de üstünde bu yağmurlar. Bir tek şey söz konusu oldu. Barajlar yukardan patladı geldi diye. Herhangi bir baraj da yok, baraj patlaması da yok. Bu bir yanlış bilgi diyelim. Kulaktan kulağa yayılan bilgiler. Sadece HES'ler var. Zaten su onların üzerinden aşmış geçmiş oldu. Onun için vatandaşımızın bu konuda ki bilgisinin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Geldiğimizde burada bir korku söz konusuydu. Doğal olarak eğer böyle bir baraj var ve taşacaksa o bilginin yanlış olduğunu iletmek istiyorum." ifadelerini kullandı. "TÜM TEDBİRLERİ ALIYORUZ" Bakan Soylu, "Geçmiş olsun dileklerimiz var. Buradayız. İnşallah buralar normal haline dönene kadar çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tüm kurumlarımıza teşekkür ediyorum. Bütün ekipler, büyük bir gayret içerisinde. Allah'a şükür can kaybımız yok. İnşallah gerisini hep birlikte telafi ederiz." dedi.

2 yıl önce

Orman Genel Müdürlüğü: Söndürme helikopterinin düştüğü haberleri asılsızdır

Orman Genel Müdürlüğü sosyal medya Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Sosyal medyada dolaşıma giren Muğla/Köyceğiz bölgesinde yangın söndürme helikopterinin düştüğü haberleri asılsızdır. Vatandaşlarımızı, sadece resmî ve yetkili makamların açıklamalarını dikkate almaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Ankara Valiliği: “Halkımızın provakatif haber ve paylaşımlara itibar etmemeleri önemle rica olunur”

Valilikten yapılan açıklama şöyle; “Altındağ ilçemizde bu akşam meydana gelen bir takım gösteri ve olaylar vatandaşlarımızın soğukkanlılığı ve emniyet güçlerimizin yoğun çalışmaları sonucu an itibariyle sona ermiştir. Halkımızın provakatif haber ve paylaşımlara itibar etmemeleri önemle rica olunur.”

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 26 27