29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Alman medyası TOGG'u yazdı: Türkiye iddialı bir hedef peşinde

Alman devlet televizyonu ZDF'de, Jörg Hendrik Brase tarafından yerli otomobil TOGG ile ilgili bir yazı yayımladı. Türkiye'nin iddialı bir hedef peşinde olduğunun belirtildiği yazıda, TOGG'un gelecek yılın sonundan itibaren montaj hattından ineceği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi: "Uluslararası pazarı fethetmek istiyorlar" TOGG'un CEO'su Gürcan Karakaş, Alman gazetecilerle bir araya geldiğinde 'Sadece araba yapmıyoruz. Akıllı bir cihaz yapıyoruz" diyerek ulusal ve uluslararası pazarı fethetmek istediklerini açıkladı. "İyi planlanmış bir çalışma yaptılar" TOGG, bir devrim vaat etmiyor, kurulu rekabetin pazar paylarına yönelik iyi planlanmış bir çalışma yapıyor. Türkiye bunun için çok uygun bir yer. Ülkenin 1960'lardan beri otomobil üretim tecrübesi var. "Türkiye'nin konumsal avantajı var" Türkiye bir otomotiv ihracat merkezi. Üretimin yaklaşık yüzde 80'i yurt dışına teslim ediliyor. Pek çok iyi eğitimli uzmana sahipler. Artık bu konumsal avantajlarını kendi amaçları için kullanmak istiyorlar.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK, Afrin’de sivilleri hedef aldı

Suriye'de, Tel Rıfat ilçesinde işgalini sürdüren terör örgütü YPG/PKK'nın, Zeytin Dalı Harekatı ile terörden arındırılan Afrin'e düzenlediği roketli saldırıda ilk belirlemelere göre 7 sivil yaralandı. YPG/PKK'lı teröristler, Türkiye ile Rusya arasında 22 Ekim 2019'da varılan mutabakat gereği Tel Rıfat ilçesini boşaltmaları gerekirken bölgede varlığını sürdürerek Afrin ilçe merkezine saldırı düzenlemeye devam ediyor. Teröristlerce Afrin kent merkezindeki Marate kavşağı ve Siyasiyye sokağına yapılan 7 roket saldırısında, ilk belirlemelere göre 7 sivil yaralandı. Roketlerin, sivillerin evlerine isabet etmesi sonucu çevrede hasar meydana geldi. Türkiye, Suriye Milli Ordusunun desteğiyle, 20 Ocak 2018'de Afrin ilçesini terör örgütü YPG/PKK'dan kurtarmak için Zeytin Dalı Harekatı'nı düzenlemiş, 18 Mart'ta da Afrin'i terörden arındırmıştı.

2 yıl önce

Yeni Şafak: “Suriyelileri evlerine göndereceğiz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, mülteci düşmanlığını partisinin temel hedefi haline getirdi

Periyodik aralıklarla ısıtılan “Suriyeliler” konusu yine gündemde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1945 yılında Türkiye’ye sığınan Azerbaycan Türklerini kurşuna dizmesi için Sovyetler Birliği’ne teslim eden partisinin tarihi kodlarıyla tartışmaya katıldı. “Avrupalılar bana söz verdi. Suriyelileri ülkelerine göndereceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, 3,5 milyon Suriyeliyi Esed rejmine teslim etse de milli güvenlik sorunu olarak gördüğü muhacirleri söküp atması imkansız. Çünkü Anadolu Suriyelilerden önce de milyonlarca mazlumun sığınağı oldu. KIRIM’IN YARISI ANADOLU’DA Arap’ından Çerkes’ine, Boşnak’ından Rus’una kadan birçok milletten milyonlarca insan Anadolu’yu vatan bildi. Anadolu’ya ilk büyük göç 1783’te Kırım’ın Rusya’nın eline geçmesiyle başladı. 1770’lerden itibaren Kırım’dan Osmanlı topraklarına doğru dalgalar halinde başlayan Kırım Tatar göçü 1920’lere kadar devam etti. 1783-1922 arasında Anadolu’nun da içinde olduğu Osmanlı topraklarına göç eden Kırım Tatarlarının sayısı 1 milyon 800 bine ulaştı. Hatta Osmanlı topraklarına sığınan Tatarların sayısının Kırım’da kalanlardan fazla olduğu belirtiliyor. 2,5 MİLYON ÇERKES GELDİ Aynı tarihlerde ikinci büyük göç dalgasına Çerkesler imza attı. Osmanlı’nın Çerkes bölgelerini kaybetmesinin ardından Anadolu’ya 1. Dünya Savaşı’na kadar 2,5 milyon Çerkes göçtü. Gemilerle, sandallarla çıktıkları Karadeniz’de en az 500 bin kayıp vererek Anadolu’ya ulaşan Çerkesler, bugün hala yaşadıkları Ordu, Samsun, Tokat, Balıkesir, Amasya, Sinop, Yozgat, Düzce, Sakarya ve Kocaeli’ye yerleştirilmişti. Anadolu’yu yurt tutanlar arasında Gürcüler de var. Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra başlayıp 1930’lara kadar süren göçle gelen 1 milyon Gürcü 14 ayrı şehre yerleşti. RUSLAR BİLE TÜRKİYE’YE GÖÇ ETTİ Bugün sadece işin uzmanları ve meraklıları tarafından bilinse de bu topraklar kitlesel Rus göçlerine de sahne oldu. 1917 yılında Bolşeviklerin darbe yapmasının ardından Çarlık yandaşları soluğu İstanbul’da aldı. 2 yılda 150-200 bin civarında Rus göç etti. Bu Rusların önemli bir bölümü daha sonra Balkan ülkelerine göçse de hala Türkiye’de yaşayan aileler var. Anadolu’ya Arap göçü ise İslam’ın yayılışı ve Osmanlı devrindeki savaşlardan sonra geri dönmeyip burada kalanlarla başladı. Baskı gören Araplardan bir kısmı Tarsus ve Adana çevresine yerleşmişti. Şerif Hüseyin’in 1916’da başlattığı Arap isyanı neticesinde Irak, Hicaz ve Suriye çevresinden 5 bin aile Batı ve iç Anadolu’ya yerleştirildi. Boraltan’ın utancı CHP’ye yeter İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda yaşanan Boraltan Köprüsü faciası, detayları fazla bilinmeyen bir olay. 1945’te Sovyetler Birliği’nin başındaki Josef Stalin, Ankara’daki büyükelçisi aracılığıyla Türkiye’ye sığınan 145 Azerbaycan Türkü’nün iadesini istedi. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP hükümetinin de kararıyla Türkiye’ye sığınan 145 kişinin teslim edilmesi için Aras Nehri kenarındaki sınır karakoluna telgraf çekip iadenin gerçekleştirilmesini istedi. Buna inanamayan karakol komutanı gelen emri defalarca teyit ettirdi. Durumu anlayan Azerbaycan Türkleri, “Bizi teslim etmeyin, bizi burada siz kurşuna dizin, kendi toprağımızda, bayrağımızın altında bizi öldürün” dese de karakol komutanı çaresizce bu insanları teslim etti. Boraltan Köprüsü’nü geçen Azerbaycan Türkleri, sınırın hemen karşısında Türk askerlerinin gözleri önünde, elleri bağlı vaziyette infaz edildi. Türkiye, CHP’nin neden olduğu Boraltan katliamının utancını uzun süre üstünden atamadı. Selanik göçüyle 384 bin kişi geldi Anadolu’ya göç hareketleri Cumhuriyet’in ilanından sonra da sürdü. 1923’ten 1997’ye kadar Türkiye’ye 1,6 milyondan fazla göçmen geldi. Cumhuriyet’ten sonra ilk göç hareketi Yunanistan’dan oldu. Lozan Antlaşması’nın mübadele maddelerine dayalı olarak 1922-38 arası 384 bin kişi Türkiye’ye göçtü. Bu kitlesel hareket halk arasında “Selanik göçü” olarak adlandırıldı. Makedonya’dan ilk göç 1924’te ülkedeki Türklerin Anadolu’ya göçü ile başladı. İkinci dalga 1936’da, üçüncü ise Türkiye-Yugoslavya arasında serbest göç anlaşması imzalandıktan sonra 1953’te gerçekleşti. Yugoslavya’dan da 305 bin kişi Cumhuriyet devrinde Türkiye’ye göç etti. Bulgaristan’dan Türkiye’ye büyük kitlesel göç dalgaları yaşandı. 1989’a kadar 800 bin kişi dört dalga halinde Anadolu’ya geldi. Romanya’dan Türkiye’ye 1923-1949 arasında 79 bin kişi iskanlı göçmen, 43 bin kişi serbest göçmen olarak geldi. Balkanlardan 1923-45 arasında toplam 800 bin kişi Türkiye’ye göç ettirildi. SAVAŞ KİTLELERİ TETİKLEDİ 1979’da yaşanan devrim sonrası İran’dan Türkiye’ye 1 milyona yakın insan göç etti. 1980’li yılların başında gerçekleşen Afgan göçünün oluşumunda Sovyet-Afgan savaşı önemli role sahip. 1982’de Sovyetler’in Afganistan’ı işgal etmesiyle başlayan savaş nedeniyle, o bölgedeki birçok Türk kökenli insan Türkiye’ye geldi. Bunların arasında Özbekler kadar Uygurlar, Kazaklar ve Kırgızlar da bulunmaktadır. 1950’de bağımsız devlet olan Doğu Türkistan Cumhuriyeti vatandaşları Çin işgaline uğradığında Türkiye’ye geldi. 2. Dünya Savaşı’nda Nazi birlikleri ile savaşa katılan Doğu lejyonlarından bazıları da Türkiye’ye yerleşti. Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Balkar, Karakalpak, Karaçay, Azeri, Çeçen, İnguş, Dağıstan gibi Müslümanlardan bir kısmı Anadolu’yu yeni yurt olarak seçti. Irak’ta 1988’deki Halepçe katliamı sonrası 51 bin, 1991’deki Körfez savaşında 467 bin kişi Türkiye’ye göç etti. Suriye’den 1945, 1951, 1953 ve 1967 yıllarında toplu göçler oldu. İskenderun, Kırıkhan ve Adana’ya yerleştirildiler. 2011’de başlayan Suriye iç savaşı sonucunda Ocak 2021 itibariyle Türkiye’ye gelen Suriyelilerin sayısı da 3,6 milyona ulaştı. Türkiye’de ikamet eden göçmen ve mültecilerin sayısı şu an 3,9 milyon. Semtlere adları verildi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna’yı işgal ettikten sonra 1918’e kadar Bosna’dan Türkiye’ye 4 büyük göç dalgası oldu. İlki 1878’de işgalden hemen sonra, ikincisi 1882 yılında, üçüncü göç dalgası ise “Dzabic hareketiyle” 1900 yılında yaşandı. 1992-1998 yılları arasında Bosna’dan 20 bin, 1999 yılında Kosova’da meydana gelen olaylar sonrasında 17 bin, 2001 yılında Makedonya’dan 10 bin kişi Türkiye’ye sığındı. Arnavutlar ise ilk olarak Fatih Sultan Mehmet devrinde İstanbul’a getirilip Arnavutköy’e yerleştirildi. Balkanların kaybından sonra gelenlerle beraber günümüz Türkiye’sinde yüzbinlerce Arnavut’un yaşadığı tahmin ediliyor. Polonya’nın Rus topraklarına katıldığı 1830 yılından sonra göç eden 10 bin kişiden bir kısmı Osmanlı Devleti’ne geldi ve bu muhacirler İstanbul Polonezköy’de yerleşim birimini kurdu.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK yakıyor, fondaşlar hedef şaşırtmaya çalışıyor

Türkiye, son iki gündür Antalya, Mersin, Adana, Osmaniye, Maraş, Muğla, Kütahya, Kocaeli, Aydın, Hatay, Kayseri ve Kilis'te meydana gelen yangınlarla mücadele ediyor. Türkiye'deki orman yangınlarını diğerlerinden ayıran en önemli fark ise bazılarının PKK tarafından gerçekleştirilen sabotajlar nedeniyle oluşması... Bu sabotajlar 1990'lardan itibaren PKK tarafından bir stratejinin parçası olarak uygulanmış ve uygulanmaya da devam etmektedir. PKK TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL VE ULUSAL EKONOMİSİNE ZARAR VERMEYİ HEDEFLİYOR 15 Temmuz darbe girişiminden itibaren terörle mücadelede sonuç alıcı stratejiler benimsemesi, ülke içi ve dışında başarılı terörle mücadele operasyonları gerçekleştirmesi PKK'nın özellikle Türkiye'deki şehirlerde ve kırsaldaki operasyonel kapasitesine ciddi şekilde darbe vurdu. Bu durum örgütün dönem dönem uygulamaya koyduğu "çevre terörizmi" yöntemlerine son dönemde yeniden ağırlık vermesine sebep oldu. Bu kapsamda PKK, Türkiye'de Temmuz-Ağustos döneminde özellikle yaz turizminin yoğun olduğu şehirlerde orman sabotajları gerçekleştirerek dikkat çekmeye çalışmakta ve son yıllarda ekonomik getirisi içerisindeki payı oldukça artan turizmi sekteye uğratarak Türkiye'nin bölgesel ve ulusal ekonomisine zarar vermeyi amaçlıyor. PKK ELEBAŞI KARAYILAN TALİMAT VERMİŞTİ Terör örgütü PKK elebaşı Murat Karayılan'ın, geçtiğimiz sene orman yakma talimatı verdiği ortaya çıkmıştı. Terörist elebaşı, "2-3 genç bir araya gelerek eylem yapabilir. 'Silahımız yoktur' diyebilirler. Silahları çakmak ve kibrittir" diyerek açıkça talimatta bulunmuştu. HÜKÜMETİ HEDEF GÖSTERİP PKK'YI GÖLGELEDİLER Köşeye sıkışan bölücü terör örgütü PKK'nın Türkiye'nin eşsiz güzellikleri ve turizm gelirlerini hedef alması yabancı basının ve fondaş medya üyelerinin pek de ilgisini çekmedi. Öyle ki bu yangınları kimin çıkardığını sormamakla beraber hedef şaşırtma çabasına giriştiler ve hükümeti hedef göstererek PKK'yı gölgelemeye çalıştılar. Birgün Gazetesi, "Kıbrıs gezisine 8 uçak, Manavgat yangınına 2 uçak" başlıklı haberiyle kirli bir algı operasyonuna soyundu. ULUSLARARASI BASIN PKK SABOTAJINI GÖRMEZDEN GELİYOR Ülkemizde yayın yapan uluslararası basın kuruluşları ise, söz konusu gelişmeleri dünya kamuoyuna bildirme konusunda geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da sessiz kalıyor. PKK'nın kuvvetle muhtemel sabotaj eylemlerini görmezden gelen basın kuruluşlarının tavrı, SETA'nın 2019 yılında hazırladığı raporu bir kez daha gündeme getirdi. Söz konusu raporda, PKK tarafından üstlenilen 11 Temmuz 2019 ile 24 Ağustos 2019 tarihleri arasındaki 27 yangın, ülkemizde hizmet veren beş uluslararası basın kuruluşu tarafından "yalnızca üç kez" haberleştirildi. Fransa merkezli AB kuruluşu Euronews'e ait İngilizce ve Türkçe haber sitelerinde, 1 Haziran-1 Eylül tarihleri arasında orman yangınlarıyla ilgili 52 haber yapılırken, Türkiye'deki yangınlara ilişkin hiç haber yapılmadı. PKK'nın üstlendiği orman yangınlarına ilişkin de Euronews'te herhangi bir bilgi yer almamıştı. Benzer şekilde İngiliz BBC ve Alman Deutsche Welle (DW) de PKK'nın eylemlerine sessiz kalmayı tercih etmişti. Bir diğer İngiltere merkezli medya kuruluşu The Independent ise, Türkiye'de meydana gelen 42 yangın haberini okuyucularıyla paylaşırken, PKK'nın saldırılarından yalnızca birini haber yapmıştı. Rus medya kuruluşu Sputnik, aynı dönemde 154 yangın haberine yer verirken, Türkiye'deki 108 yangını da okuyucularına aktardı. Kurum, terör örgütünün üstlendiği 27 sabotajdan sadece ikisini haberleştirmişti. Bahsi geçen beş kurum, İngilizce yayın yapan sitelerinde ise PKK'nın eylemlerine hiç yer vermemişti. "HATAY'DAKİ YANGININ SORUMLUSU PKK" DİYEMEMİŞLERDİ Geçtiğimiz yıl, Hatay'da PKK'lı teröristler tarafından başlatılan orman yangınlarına sitelerinde yer veren DW ve BBC, PKK'nın yangınları üstlenmesine rağmen, "sabotaj ihtimali" üzerinde durmuştu. Yangına dair ayrıntıların verildiği haberde PKK'ya dair tek bir kelime bile edilmemişti.

2 yıl önce

Muhalefet yangıla mücadele eden kim varsa hedef gösteriyor! Şimdi de Kızılay'ı hedefte…

Türkiye son bir haftadır yurdun dört bir tarafında çıkan orman yangınlarıyla boğuşuyor. Gelişmeler üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışan muhalefet partileri, asılsız ithamlarla yangınla mücadele çalışmalarını ve hükümeti hedef alıyor. MUHALEFETTEN YENİ ALGI Son olarak İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray tarafından Kızılay hedef alındı. Sosyal medya hesabından "Bu kadar ev yanıyor ve insanlarımız tahliye ediliyor. Yardım etmesi, yardımları koordine etmesi gereken Kızılay nerede?" paylaşımında bulunan Çıray, Kızılay'ın yangından etkilenenlere destek vermediği algısı oluşturmaya çalıştı. KIZILAY'DAN ÇIRAY'A CEVAP Çıray'ın bu sözlerine Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık "Sayın Aytun Çıray. 7 il 52 noktada 2.408 Kızılaycı ile şu ana kadar 184.931 kişiye beslenme ve insani destek sağladık. TAMP çerçevesinde paydaşlarımızla koordineyiz. Bir hekim olarak gönüllümüz olmak isterseniz +1 sizinle daha güçlü oluruz. Saygılar" yanıtını vererek Kızılay'ın yürüttüğü çalışmalarla bilgi verdi. PAYLAŞIMINI KALDIRMADI Bu cevap üzerine Çıray, tweetini silmeden "Açıklamanız için teşekkür ederim. Buna memnun oldum" geri dönüşünü yaptı.

2 yıl önce

Ümit Özdağ Afgan esnafı hedef gösterdi

İYİ Parti'den istifa eden ve yürüttüğü ‘Ayyıldız Hareketi’ni partileştirme çalışmalarını sürdüren Bağımsız İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, mülteci karşıtı politikalarını sürdürüyor. Yabancı uyruklu kişilere suyu 10 kat zamlı vermek isteyen CHP'li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’a ziyarette bulunup tebriklerini ileten Özdağ, son olarak sosyal medya üzerinden Afgan bir esnafı hedef tahtasına oturttu. 'Sahibi Afganistanlı genç' diyerek hedef gösterdi Özdağ, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Kırşehir’deki bir Afgan marketinin fotoğrafına yer verdi. Market ve sahibinin hedef gösterildiği paylaşıma “Kırşehir merkezde Afgan Market-Sahibi Afganistanlı bir genç” notunu düştü. Altındağ'dan ders almadı Geçtiğimiz günlerde uzun süredir devam eden hedef göstermelerin ardından Ankara Altındağ’da yaşayan mülteciler saldırıya uğramış, ev ve işyerleri yağmalanmıştı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2023 hedeflerimize maruz kaldığımız tüm sabotajlara rağmen adım adım yaklaşıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD 26. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: MÜSİAD'ın kurulduğu 1990 yılı Türkiye'si kalkınma mücadelemizin en kritik en karakteristik dönemlerinden biridir. MÜSİAD çok daha büyük bir vizyonla yola çıkmıştır. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, barış, güven, refah, mutluluk gibi milletimizin o dönemde milletimizin hasret çektiği medeniyet gereksinimlerini hamdolsun kısa sürede büyük mesafe kat etmiştir. Salgın döneminin zor şartlarında kesintisiz sürdürülen aktif çalışmalar, sizlere olan beklentilerimizi artırdı. MÜSİAD çatısı altında ülkesine hizmet veren tüm kardeşlerimize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Türkiye'yi 2023 hedeflerine sizlerle birlikte ulaştıracağız. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Ülkemizin dört bir yanını her alanda yatırımlarla eserlerle hizmetlerle donatarak ihtiyacımız olan altyapıya kavuştuk. Dünya bilim teknoloji devri yaşarken biz tüm mücadelemizi iç çekişmelere harcadık. Büyük sıçramayı bu yüzden kaçırdık. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjide, spordan sosyal desteklere kadar her alanda hedeflerini gerçekleştirmeye uygun bir Türkiye var. Her alanda yatırımlarla ülkemizi donatarak ihtiyacımız olan altyapıya kavuştuk. Bu tabloyu tersine çevirmek, eski Türkiye tarzlarını hortlatmak isteyenler de yok değil. Ama başaramayacaklar, izin vermyeceğiz. Artık her alanda hedeflerini gerçekleştirmeye uygun zemine sahip bir Türkiye var. Türkiye artık söz sahibi, bu tartışılmaz. Tüm önemli küresel platformlarda Türkiye'nin bir yeri ve ağırlığı vardır. BM'den G-20'ye kadar ülkemiz adından söz ettiren bir ülke konumundadır. Üstelik bu başarıları ülkemiz gizli/açık nice ambargolara rağmen ortaya koymaktadır. Geçmişte kaçırdıklarımıza 'ah vah' etmenin değil geleceği yakalamanın peşindeyiz. Hedeflerimizi buna göre güncelliyoruz. Milletimize söz verdiğimiz 2023 hedeflerimize maruz kaldığımız tüm sabotajlara rağmen adım adım yaklaşıyoruz. Oğul Bush'u ziyaret ettiğimde kendisine 'İHA neden vermiyorsunuz?' diye sordum. O zamanlar İHA'yı bize iki günlüğüne verip geri alıyorlardı. Şu anda Diyarbakır'da vatandaşlarım gecenin geç saatlerine kadar rahatlıkla dolaşıyor, bundan sonraki süreç daha da huzurlu olacak.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2023 hedeflerimiz küresel senaryolara karşı başkaldırıdır

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Sakarya Zaferi, Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın dönüm noktalarından biridir. Milli mücadelenin en kritik safhasında kazanılan bu zaferle başkentimizi tehdit eden düşman saldırısının önüne geçilmiştir. Kahraman ordumuz düşmana 'dur' diyerek büyük taarruzun müjdesini burada vermiştir. İstiklal Marşı'mıza ilham veren kahramanlarımız isimlerini tarihe cesaretleri ve kanlarıyla kazımışlardır.  Sakarya Meydan Muharebesi 1 yıl sonra 30 Ağustos zaferiyle taçlanmış, düşmanın İzmir'den dökülmesiyle nihai amacına ulaşmıştır. İstiklal harbimiz Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere tüm komutanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi minnetle yad ediyorum. Sakarya Zaferi, tıpkı Malazgirt gibi, tıpkı Bursa'nın Edirne'nin İstanbul'un fethi gibi şanlı zaferlerimizin biridir.  Milli mücadelemizin adeta son kalesi olan bu zaferin hikayesini nesilden nesle aktararak İstiklal Harbimizi ne büyük fedakarlıklarla kazandığımızı unutturmamalıyız. Ayrıca bu zaferin kazanıldığı bölgeyi tarihi milli park ilan ederek kapsamlı bir ihya çalışması başlattık. Bu kapsamda yapılan Sakarya Meydan Muharebesi ve Haymana Ziyaret Merkezi'nin açılışını da birazdan gerçekleştireceğiz. Tüm bu eserlerin kazandığımız zaferlerin en doğru şekilde anlatılması için önemli olduğunu düşünüyorum. Bir tarafında Sevr dayatması diğer tarafında Misak-ı Milli olan bu çetin mücadele Lozan Anlaşması ile sonuçlanmıştır. Türk milleti dişiyle tırnağıyla verdiği mücadelesini kurduğu cumhuriyet ile yeni bir başlangıç haline getirdi. Türkiye Cumhuriyeti uğradığımız onca saldırılara rağmen 100'üncü yılının eşiğine gelmiştir. Çok partili siyasi hayata geçişle birlikte darbelerin yol açtığı hasarlara rağmen milletimizin demokrasi için ısrarcı bir tutum ortaya koymuştur. "2023 HEDEFLERİMİZ KÜRESEL SENARYOLARA KARŞI BAŞKALDIRIDIR" Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023'e endekslendiğimiz hedeflerimiz, küresel senaryolara karşı bir başkaldırıdır. Alın terimizle ve yeri geldiğinde kanımızla, istikbaline sahip çıkan bir ülke olduğumuz gerçeğini kabul ettirdik. Biz bu iradeyi ortaya koyarak Cumhuriyet tarihinin en iddialı ve cesur makas değişikliğini gerçekleştirdik. Asırlardır kuşatma altında tutan medeniyet ufkumuzu tekrar açmayı başardık. Her alanda asırlık ihmallerin telafisini gerçekleştirdik. Böylece ülkemizi dünyanın yaşadığı büyük dönüşümleri, vaktini ve enerjisini kendi iç mücadelesiyle heba eden bir konumdan enerjisini en üst seviyede kullanabilen bir konuma geldik. "CÜMLE ALEME GÖSTERDİK" Milli iradenin gücü önünde ne vesayetin ne sosyal mühendislik hesaplarının ne terör örgütlerinin ne darbelerin duramayacağı gerçeğini cümle aleme gösterdik. Bu noktaya öyle kolay gelmedik. Dikkatimizi hedeflerimizden uzaklaştırmak için dört bir tarafımızdan çekiştirildik, taciz edildik. Bunları milletimizin desteğiyle aşarak bugün bulunduğumuz yere ulaştık. Küresel, siyasi ve ekonomik sistemin yeniden yapılanma sürecinde Türkiye olarak yönümüzü hep geleceğe dönüp istikametini belirleyerek oraya doğru yürüyoruz. "CUMHUR İTTİFAKI OLARAK GELECEĞİMİZE DAHA ÖZGÜVENLİ YÜRÜYORUZ" Hiç şüphesiz bu adımların zirvesini, hiç endişe etmeden 29 Ekim 2023'te vasıf olacağımız Cumhuriyetimizin kurulmasının 100. yılı oluşturuyor. Türkiye'nin yaşadığı saldırıların sadece birini bile kaldıramayacak ülkeler var. Salgından tabi afetlere kadar son dönemde yaşanan her olağanüstü durum bu tabloyu daha da belirgin hale getiriyor. Arkamızdaki binlerce yıllık devlet geleneğinin gücü sayesinde dimdik ayaktayız. Artık kendimize daha çok güveniyor, geleceğimize daha umutla bakıyoruz. Cumhur İttifakı olarak geleceğimize daha özgüvenli yürüyoruz, daha özgüvenle de inşallah başaracağımızı düşünüyoruz. Bizim için esas olan milletimizin iradesidir. Tek millet, tek vatan, tek devlet, ve tek bayrak. Malazgirt'ten bu yana kazandığımız hiçbir zafer gibi bunun da kolay olmayacağını biliyoruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bir kez daha Sakarya Meydan Muharebesi'nde canlarını ortaya koyan şehitlerimize, kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Gazi Mustafa Kemal'i ve bu zaferin kazanılmasında emeği geçen herkesi şükranla anıyorum. Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 40 41