02 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

Hulki Cevizoğlu CHP'den oylarının hesabını sordu

CNN Türk'te gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan gazeteci Hulki Cevizoğlu, CHP'nin AK Parti karşısındaki başarısızlığına isyan etti. AK Parti'nin bir dönem daha iktidar olacağını söyleyen Cevizoğlu, CHP'den kimsenin hesap soramayacağını belirtti. 18 YILDIR OY VERİYORUM, HESAP VER CHP'den, CHP'ye oy verenlerin hesap sorabileceğini söyleyen Hulki Cevizoğlu, diğer konuk gazeteci Şaban Sevinç'i örnek göstererek, "Şaban oy vermiş hesap sorabilir, ben 18 yıldır oy verdim, ben hesap sorabilirim." dedi. CHP'ye, "Ben oy veriyorum hesap ver!" diyen Cevizoğu sözlerini şöyle sürdürüdü: "GERÇEKLERİ YOK EDEMEZSİNİZ" "Nasıl bir şeydir bu? Her seçim öncesi çeşitli numaralarla toplumu arkanızdan sürükleyerek gerçekleri yok edemezsiniz. Gerçek ortada. 19 yıldır, 20 yıldır iktidar olamıyorsun. İktidar olamayanların iktidar olan bir partiye eleştiri yöneltmesi ne demektir? "ELEŞTİRİYİ KENDİNİZE YÖNELTİN" Eleştiriyi biraz da kendine yönelt, ben neden olamıyorum de. Olamıyorsam ben buradan gideyim de. Burası şahsi bir mesele mi, memleket vatan meselesi mi, ülke yönetme meselesi mi? Eğer mesele ülke yönetmek için parti kurmak ve politika yapmak ise yapamıyorsam geri gidiyorum diyeceksiniz. "7 ORTAKLA NASIL YÖNETECEKSİNİZ" Eğer mesele şahsi mesele ise orada oturur kalırsınız. İktidar olamıyorsun. Olamamak için de uğraşıyorsun. 7 ortaklı Millet İttifakı'nda kim yönetecek bu ülkeyi? Hanginiz yönetecek? 7 ortak birbirinden ne kadar çok taviz koparma peşinde bir ülke yönetimi mi olacak? Türkiye buna layık mıdır?"

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Temennimiz, tüm müttefiklerimizin sığ siyasi hesapları artık bir yana bırakıp, Türkiye ile tam bir dayanışma sergilemesidir

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: 'DÖNEM ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMA DÖNEMİDİR' Yaptığımız görüşmelerin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bölgesel aktörlerin karar alma süreçlerindeki etkisi ağırlığı günden güne artıyor. Son 1,5 yıldır insanlığın gündemini belirleyen korona salgını bu değişimi sağlamıştır. Salgın küresel sistemdeki açıkları ve yapısal sorunları bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ekonomiden ticarete kadar çok geniş yelpazede salgının artçı sarsıntılara maruz kalıyoruz. Demokrasi ve demokratik değerler yara alırken, sorun çözme mekanizmaları içtenliklerini kaybediyor. Salgınla beraber ekonomileri iyice kötüleşen az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere olan yardımların şarta bağlanması hakkaniyete olan inancı aşındırıyor. Gelişmiş ülkelerin korumacı tedbirlere başvurması salgın kaynaklı ekonomilerin derinleşmesine sebep oluyor. Dünyanın içinde bulunduğu bu manzara bize ittifak ve dayanışma ruhunun önemini göstermiştir. NATO'nun hem belirleyici hem de üstlenmesi gereken sorumluluklar artmıştır. Dönem sorumluluktan kaçma dönemi değil elini taşın altına koyma dönemidir. 'TERÖR HASSASİYETİMİZİ MÜTTEFİKLERİMİZE SUNDUK' Zirve vesilesiyle ABD Başkanı Biden'la az evvel bir araya geldim. NATO Brüksel Zirvesini küresel ölçekte kritik hadiselerin yaşandığı böyle bir atmosferde gerçekleştirdik. 2030 sürecine ilişkin önemli kararların alındığı zirveyi tamamladık. Güvenliğin bölünmezliği, dayanışma başta olmak üzere ilkelerinden taviz vermemesi için vurguladık. Türkiye'nin önceliklerini, hassasiyetlerini müttefiklerimizin dikkatine sunduk. Terör meselesinde örgütler arasında ayrım yapan çarpık anlayış mevcudiyeti ne yazık ki koruyor. Böyle bir anlayış terörü yok edemeyeceği açıktır. DEAŞ tehdidinin yeni isimler altında varlığını sürdürmesi, çifte standartının olmadığını göstermiştir. Türkiye DEAŞ'a karşı mücadele etmiş, Suriye sınırından atılmasını sağlamış tek NATO ülkesidir. Son günlerde İdlib'e yönelik hem rejim hem de PKK' yoğunluklu saldırıların artması bu bölgeyi kaosa sürüklemeyi amaçlamaktadır. YPG örgütü 14 masumu katletmiştir. Bu örgütün kanlı çirkin yüzünü göstermeye kafidir. Gerek Zirve hitabımızda gerek ikili görüşmelerimizde PKK'ya verilen hizmetin sona erdirilmesini açıkça ifade ettik. Suriye'nin terör kampı olmasının önüne de geçmeye çalıştık. 'SON DERECE SAMİMİ VE YARARLI BİR GÖRÜŞME OLDU' Yakalayıp kaynak ülkelere teslim ettiğimiz teröristlerin ellerini kollarını sallayarak serbestçe dolaşabilmesi hatta kimi ülkelerde eylem yapabilmesi zaafiyettir. Türkiye yabancı savaşçıların engellemesine yönelik çabalarında tek başına bırakılmıştır. Yaklaşık 10 yıldır ,3.6 milyon Suriyeliye sahip çıkan Türkiye'ye verilen taahhütlerin çoğu yerine getirilmemiştir. Meşru hükümetin daveti üzerine sağladığımız eğitim ve danışmanlık hizmeti, Libya'nın iç savaşa yönelmesini engelledi. Dağlık Karabağ'da 30 yıllık gecikmiş de olsa adalet tecelli etti. Husumetin yerine barışın alabileceği yeni bir dönemin kapıları aralandı. Zirve vesilesiyle ABD Başkanı Biden'la az evvel bir araya geldik. Uzun yıllara dayalı dostluğumuzun bulunduğu Biden'la kapsamlı bir görüşmede bulunduk. Etkin işbirliğine ihtiyaç duyduğumuz bölgelerde sayın Biden ve ekibiyle görüştük. Doğrudan diyalog kanallarını koruma konusunda mutabık kaldık. Neticede son derece yararlı ve samimi bir görüşme oldu. Her alanda saygı ve çıkara dayalı verimli bir işbirliğini başlamasına yönelik olduğunu görüyoruz. Türkiye-ABD meselelerinde çözülemeyecek bir meselenin olmadığını düşünüyoruz. Avrupa'nın barış ve güvenliğine büyük katkı yapmış Türkiye'nin ABD ile aynı hassasiyeti göstereceğine inanıyoruz. 'AVRUPA BİRLİĞİ KONUSUNDA GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİNDE BULUNDUK' Salgın boyunca video konferans marifetiyle Merkel'le bu kez yüz yüze görüştük. Sayın Miçotakis'le görüşmemizde yeniden canlandırdığımız diyalog mekanizmasını kararlaştırdık. Pozitif gündemi destekleyecek adımların karşılıklı atılması konusunda fikir birliğine vardık. Biz görüşmelerimizi özel hattan yapmak suretiyle aramıza kimseyi sokmama kararını vardık. Bu görüşmelerde de ikili ve bölgesel konularla birlikte Avrupa'daki gelişmeleri ele aldık. Dün Litvanya ve Letonyalı mevkiidaşlarımla da görüşmeler oldu. Türkiye Avrupa Birliği konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Dün ayrıca Macaristan Başbakanıyla verimli bir görüşme yaptık. Belçika hükümetine, Stoltenberg'e teşekkürlerimi sunuyorum. Zirvenin hayırlara vesile olmasını diliyorum ABD İLE S-400 SORUNU: BAKANLARIMIZ GÖRÜŞECEK VE BİR SONUCA BAĞLAYACAKTIR Afganistan konusundaki düşüncelerimiz net olarak Biden'a ifade ettik. Türkiye eğer Afganistan'dan çıkmamız istenmiyorsa özellikle belirli bir desteğin verilmesi isteniyorsa diplomatik mali konularda ABD'nin vereceği destek önem arz ediyor. Taliban gerçeğini kenara koymak mümkün değil. S-400 konusunu burada yapılacak bir konuda gündeme gelmemesi mümkün değil. Bizim daha önce düşüncemiz neyse aynısını ifade ettim sayın başkana. Savunma sanayi ile ilgili olarak müşteri olarak yapacağımız adımlar neyse ifade ettim. Burada bitmiyor, Bakanlarımız bu konuları görüşecek bir sonuca inşallah bağlayacaktır. FRANSA'DAKİ İSLAM KARŞITLIĞI Fransa'yla da bugünkü görüşmemizde. Macron, İslam karşıtı anlaşılmaların kendisi açısından yanlış olduğunu, İslam'a karşı olmasının mümkün olmadığını ve bir dost olarak İslam'a karşı olmasının mümkün olmadığını söyledi. Vatandaş olarak söylemiyorum ama vatandaş olan olmayan Fransa'da bugün 750 bin Müslüman var. Bunu Türklerin dışındakileri de katarsak rakam daha da ileri gidebilir. Bu konuyla ilgili olarak da kendisi hassasiyetini ifade etti. Suriye Libya konusunda müşterek bir çalışmayı yapabilir miyiz diye üzerinde durdu. Biz yapabiliriz dedik. Bu konuyla ilgili de görüşmelerimize devam edeceğiz. 'MİÇOTAKİS'LE ARAMIZDA GÜZEL BİR GÖRÜŞME GEÇTİ' Sayın Miçotakis'in ifadelerine aynen katılıyorum. 'Sessiz sakin bir yıl olacak' düşüncesini paylaşıyorum. Aramızda güzel bir görüşme geçti. Gerek Ege'de olsun gerek bölgelerde olsun şunu söyledim. 3. ülke veya kişileri karıştırmayalım. Bu tür sıkıntılı durumlar olduğunda sizi özel hattan arayayım, siz de beni arayın. Herhangi bir sıkıntı yaşamadan, Türkiye- Yunanistan olarak adımlarımızı atalım. Bazı örnekler oldu. Mesela dedim şu: Bu konuyla ilgili olarak kararımızı verdiğimizde size verelim ve masanın üzerinden o sorunu kaldıralım. Ayrıca bizim sizden bir isteğimiz olduğunda siz onu masadan kaldırdığınızda, bu masa sorun masası olmaktan çıkıp çözüm masası haline gelmiş olacak. Ve bunu iki lider gerçekleştirmiş olacak. ERDOĞAN'DAN BIDEN'A DAVET Her şeyden önce şu anda yüz yüze görüşmemiz NATO'daki bu zirveyle gerçekleşiyor. Bu zirveyle birlikte şahsen Biden'la görüşmem yeni değil. Çok çok eski. Bu görüşmelerle birlikte bizim Patriotlar konusundaki düşüncemiz biliniyor. Bu konuda ABD'nin de tavrı belliydi. ABD ne yaptı, Patriotları vermedi. Biz de S-400'leri almak zorunda kaldık. Savunma sanayinde neler yapabiliriz, bakanlarımız görüşsünler dedik. Onların yapacakları görüşmelerden sonra biz de adımlarımızı atalım kararına vardık. 350 milyar dolarlık bir hedefimiz vardı. Bu konuda da kendisiyle mutabakatımız oldu. Aşı konusunu da görüşmemiz oldu. Sayın Biden'le ilk verimli görüşmemiz gerçekleşmiş oldu. İlişkilerin devamı açısından olumlu olduğunu söylüyorum. Kendisini de ayrıca Türkiye'ye davet ettim. Yoğunlukları aştıktan sonra Türkiye'ye gelebileceğini söyledi. RESMİ AÇILIŞ ÖNCESİ BİR ARAYA GELDİLER Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden, NATO Karargâhı'nda bugün öğle saatlerinde gerçekleştirilen resmi açılış programında da bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından karşılandı. Tüm liderlerin tek tek karşılanmasının ardından sosyal mesafe kuralına uyularak aile fotoğrafı çektirildi. Aile fotoğrafında ön sırada Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hemen solunda yer aldı. Erdoğan, fotoğraf çekiminin ardından toplantı başlamadan hemen önce ABD Başkanı Biden'la bir süre sohbet etti. GÖRÜŞME SONA ERDİ Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden'ın saat 19.00'de başlayan görüşme sona erdi. 45 dakika süren görüşmenin ardından başlayan heyetler arası görüşme de sona erdi. BIDEN'DAN İLK AÇIKLAMA Bloomberg'ün Beyaz Saray muhabiri Jennifer Epstein, Joe Biden'ın görüşme sonrasında "Çok iyi bir toplantıydı" değerlendirmesinde bulunduğunu aktardı.

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden Ercan Çankaya, sosyal medya hesabından başörtülü bir öğrenciye skandal ifadelerde bulundu

Boğaziçi Üniversitesi cephesinde sular durulmuyor. Atatürk Enstitüsü akademisyenlerinden Ercan Çankaya'nın, başörtülü bir öğrenciye sosyal medya hesabından verdiği nefret dolu yanıt büyük tepki topladı. Öğrencinin, "Başörtülü eğitim hakkının zaten bizlerin hakkı olduğunu, normalinin zaten bunun aykırılığına karşı geçmek olduğunu, bu yüzden size minnet etmek zorunda olmadığınızı anlayacaksınız." şeklindeki sözlerini alıntılayan Çankaya, tehdit niteliğinde ifadeler kullandı. "ÜNİVERSİTELERE GİREMEYECEKSİNİZ" Başörtüsüyle üniversiteye girilmemesi gerektiğini savunan Çankaya, "Senin türban üniversiteye girip girmemeni savunmak 'normal ya da anormal' sıfatlarıyla tanımlanabilecek bir konu değil. Basit bir yönetmelik meselesi. Bence girmemeniz gerekiyor, giremeyeceksiniz de. Bugünler geçici. Üniversitelerde gericilik yasaklanacak." dedi. Söz konusu ifadelere, "Üçüncü üniversitemi okuyacağım. Ağlayarak günlüğüne yazabilirsin." sözleriyle yanıt veren öğrenciye Çankaya'dan bir kez daha hadsiz bir yanıt geldi: "Dördüncüye yetişir bence 'türban' yasağı. Tadını çıkar."

2 yıl önce

ABC Gazetesi’nin “HES patladı böyle oldu” başlıklı haberi yalanı çıktı

ABC Gazetesi’in 'HES patladı' iddiasının yayılmasının ardından, baraj veya HES'lerde sorun olmadığı felaket yerinden gelen görüntülerle ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarıyla teyit edilmiş oldu. "PATLADIĞI İDDİASI DOĞRU DEĞİL" Sel sularını HES patlamasına bağlayan yayın organlarının doğru haber yapmadığını aktaran Bakan Soylu, "Beklenilenin çok üstünde, tabi mevsim normallerinin de üstünde bu yağmurlar. Bir tek şey söz konusu oldu. Barajlar yukardan patladı geldi diye. Herhangi bir baraj da yok, baraj patlaması da yok. Bu bir yanlış bilgi diyelim. Kulaktan kulağa yayılan bilgiler. Sadece HES'ler var. Zaten su onların üzerinden aşmış geçmiş oldu. Onun için vatandaşımızın bu konuda ki bilgisinin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Geldiğimizde burada bir korku söz konusuydu. Doğal olarak eğer böyle bir baraj var ve taşacaksa o bilginin yanlış olduğunu iletmek istiyorum." ifadelerini kullandı. "TÜM TEDBİRLERİ ALIYORUZ" Bakan Soylu, "Geçmiş olsun dileklerimiz var. Buradayız. İnşallah buralar normal haline dönene kadar çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tüm kurumlarımıza teşekkür ediyorum. Bütün ekipler, büyük bir gayret içerisinde. Allah'a şükür can kaybımız yok. İnşallah gerisini hep birlikte telafi ederiz." dedi.

2 yıl önce

Help Turkey etiketinde paylaşım yapan hesapların çoğunun sahte ve bot olduğunu tespit edildi

Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak da görev yapan Mark Owen Jones, "Help Turkey" ve "Global Call" etiketleriyle yapılan paylaşımların gerçek insanlar ve ünlüler tarafından kullanılmakla birlikte, sahte ve bot hesaplar üzerinden yapay olarak yayıldığını ve bu yönüyle bir manipülasyon kampanyasının ürünü olduğunu açıkladı. https://twitter.com/marcowenjones/status/1422275280891269124?s=21 Görünürde Türkiye'de devam eden orman yangınlarına dikkati çekmek üzere uluslararası yardım çağrısı yapan İngilizce ve farklı dillerdeki mesajlar, çok sayıda hesap tarafından yinelenerek paylaşılmıştı. Jones, söz konusu etiketleri Twitter hesabında yaptığı seri paylaşımlarla analiz etti. Bot ve sahte hesaplar Jones, "Help Turkey" etiketi için dünya genelinde 46 bin hesaptan yapılan 160 bin etkileşim üzerine yaptığı ağ analizinde, etiketle en fazla paylaşım yapanların sahte ve bot hesaplar olduğunu tespit etti. Bu tür hesaplardan örnekler veren Jones, etiket ile en fazla paylaşım yapan "@ege20281770" adlı hesabın, aynı gün (2 Ağustos) içinde yaratılan bir hesap olduğuna ve etiket belirli bir yaygınlığa ulaştıktan sonra tüm paylaşımlarını sildiğine dikkat çekti. Jones ayrıca "Badboy2147" adlı mevcut bir hesabın da etiketi kullanarak yoğun paylaşımlar yaptıktan sonra kullanıcı adını değiştirdiğini ve tüm paylaşımlarını sildiğini belirledi. Etiketle en fazla paylaşım yapan 7 bin 400 hesaptan en az 70'inin isim değiştirdiğini veya kapatıldığını belirten Jones, tam rakamın belirlenebilmesi için daha detaylı inceleme yapılması gerektiğini vurguladı. Kopyala ve yapıştır Jones, etiket aracılığıyla yürütülen kampanyada bir diğer dikkat çekici noktanın, hazır mesajların kopyala yapıştır yöntemiyle paylaşılarak yayılması olduğuna işaret etti. Mevcut paylaşımı yeniden paylaşmak yerine içeriğini yeni bir "twit"e kopyalayarak paylaşmanın anlamsızlığına değinen Jones, bu yönteme başvuran 35 bin tekil paylaşım yapıldığının ve bu paylaşımların Türkiye'de gece yarısını geçen bir saatte yoğunlaştığının altını çizdi ve mesajların belirli bir merkezden yapay olarak üretilerek yayılmış olabileceği değerlendirmesinde bulundu. Jones, Koreli pop müzik gruplarının hayran hesapları üzerinden yapılan destek paylaşımlarının da manipülasyon amaçlı kullanılmış olabileceğine vurgu yaparak "Help Turkey etiketinin çok fazla manipülasyon içerdiği açık. Gerçek insanlar ve ünlüler tarafından yayılmakla birlikte binlerce sahte hesap tarafından yapay olarak yönlendirilen bir etiket bu." dedi. "Help Turkey" bir manipülasyon kampanyası örneği Jones, "Help Turkey" etiketiyle yapılan paylaşımların "manipülasyon" kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Bu türden kampanyalarda etiketlerde birden çok şey bir arada bulunur. Gerçek, meşru kullanıcılar vardır, bu etiketleri teşvik eden ve yayan influencer'lar vardır ve özellikle bu örnekte gördüğümüz gibi manipülasyon vardır. Tek bir kişinin veya merkezin yönettiği çok sayıda bot ve sahte hesap etkileşimi arttırmaya ve etiketi trendler içine sokmaya çalışır. Mümkün olduğunca çok paylaşım yaparak etiketi Trend Topic (TT) haline getirmeye çalışırlar. 'Help Turkey' etiketinde bu manipülasyonun varlığını tespit edebiliyoruz." ifadelerini kullandı. Jones, böyle bir manipülasyonu kimin, neden yapmış olabileceği sorusuna, "Bunun manipülasyon olduğunu biliyoruz ama neden başladığını bilmiyoruz. Bu yöntemin zaman zaman reklam ve pazarlama amacıyla kullanıldığını biliyoruz. Ama burada amacın bu olduğunu söylemek mümkün değil. Bu sistematik manipülasyonun arkasında kimin olduğu belli değil. Genelde kişiler ve organizasyonlar bu türden operasyonları o ülkelerdeki hükümetleri zor duruma sokmak için yaparlar. Bunları yapan organizasyonların çok sayıda adı olabilir; PR ajansı, reklam ajansı vs. ama asıl amaçları budur; hükümeti zayıf göstermek." değerlendirmesinde bulundu. "İnsanları öfkeye, endişeye ve paniğe sürüklemek istiyorlar" Bu türden siber saldırıların insanların bilgiye erişimini engellemeyi ve algısını etkilemeyi amaçladığını vurgulayan Jones, "Bu manipülasyonu yapanlar, 'Help Turkey' etiketine tıklayan insanları öfkeye, endişeye ve paniğe sürüklemek istiyorlar. Onları mevcut hükümetin işlevini yerine getiremediğine ikna etmeye çalışıyorlar. Saldırının amacı bu. Bu türden bir operasyonu yürütmek son derece geniş ve maliyetli bir çaba, bunu yalnızca paylaşımların sayısında gözlemlemek mümkün." şeklinde konuştu. Gençler kaynağını bilmedikleri içerikleri paylaşmamalı Jones, sosyal medya kullanıcılarının bu türden sistematik saldırılara karşı korunmak için kaynağını bilmedikleri içerikleri paylaşmaktan kaçınmaları gerektiğini vurgulayarak, "Genç kullanıcılar kendilerini sosyal medya manipülasyonuna karşı eğitmeli. Kim olduklarını bilmedikleri, daha önce paylaşımlarını görmedikleri kaynakların içeriklerini paylaşmaktan kaçınmalı." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

“Kastamonu’da HES barajı patladı” yalanı

Kastamonu Valiliği’nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Bozkurt ilçemizde aşırı yağış nedeniyle ilçedeki HES’in patladığı yönünde sosyal medyada bir takım yanlış bilgiler yer almaktadır. Bu haber doğru olmayıp aşırı yağışa bağlı su taşkınları yaşanmakta ve tüm birimlerimiz müdehale etmektedir.” denildi.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü’den Altındağ açıklaması: Suçlular adalet önünde hesap verecek ve hak ettikleri cezayı alacaklardır

Çelik’in açıklamaları şöyle; Emirhan Yalçın kardeşimizin hayatını kaybettiği hadise hepimizi derinden üzmüştür. Emirhan kardeşimize Yüce Allah’tan rahmet, ailesine ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Güvenlik güçlerimiz Emirhan’ı katleden failleri yakalamıştır, yargı adaleti tesis edecektir. Bu çok üzücü hadise üzerinden bazı provokasyonlar tertip edilmeye çalışılıyor. Bu provokasyonların hedefi ülkemize ve insanımıza zarar vermektir. Suç bireyseldir. Suçlular adalet önünde hesap verecek ve hakettikleri cezayı alacaklardır. Sığınmacı düşmanlığı yapan provokatörler ile sığınmacı kılığındaki provokatörler aynı şeyi hedefliyorlar. Hepsi aynı madalyonun iki yüzüdür. Ülkemize ve insanımıza zarar vermek istiyorlar. Failleri etnik kimliği üzerinden tanımlayan ve toplulukları hedef gösterenler ülkemize zarar vermeye çalışan bir atmosfer oluşturmaya çalışıyorlar. Adaleti tesis etme yükümlülüğüne sahip yargı kurumları görevlerini yapacaktır. İnsan canına kastedenler gereken cezayı alacaktır. Kendilerini emniyet ve yargının yerine koymaya çalışarak insanları hedef gösterenler, bu ülkeye kötülük yapmak isteyenlerdir. Millet olarak birliğimizi ve dirliğimizi hedef alan provokasyonlara karşı sağduyulu olmalıyız. Sosyal medya üzerinden yapılan yalan haber ve dezenformasyonlara dikkat etmeliyiz. Büyük milletimiz sahip olduğu yüksek ahlaki değerler ve tarihten süzülen tecrübesiyle tüm provokasyonları boşa çıkaracaktır. Tarih boyunca mazlumların sığınağı olan devletimiz hem mazlumları koruyacak hem de tüm provokatörlerle mücadele edecektir. Siyasette rekabet tabii ki gereklidir. Ancak ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı nefret dili asla muhalefet olarak değerlendirilemez. Bazı siyasilerin sığınmacılara yönelik uzun süredir kullandığı nefret dilinin yol açabileceği tehlikelerin ne kadar büyük olduğu ortadadır. Ne ülkemizde birilerinin sığınmacı kılığında provokasyon yapmasına müsaade ederiz, ne de sığınmacılara karşı nefret üretmeye çalışanlara müsaade ederiz. Tarihi tecrübemiz mazlumları korumaya ve her türlü kaos planını bertaraf etmeye yeter. Büyük milletimiz insanlık vicdanının temsilcisidir. Emniyet ve yargı kurumları görevinin başındadır. Kendini emniyet ve yargının yerine koymaya çalışanlar, milletimizin vicadanına saldırmak isteyenlerdir. Vatandaşlarımızın şikayetlerinin çözüm yeri emniyet ve yargı kurumlarıdır. Vatandaşlarımızın rahatsızlıklarının ve kaygılarının hepsini takip ediyoruz. Gerekli çalışmaları yapıyoruz ve tedbirleri alıyoruz.

2 yıl önce

Selin vurduğu Van Esenyamaç muhtarı: “Devleti kötülememi istiyorlar. Vali burada, kaymakam burada, büyükşehir burada. Ben nasıl 'Yok' derim. Allah bunun hesabını sorar”

Sel afetinin vurduğu Van-Başkale'ye bağlı Esenyamaç mahallesi ve Onikidere mezrasında meydana gelen sel felaketinin izleri siliniyor. Hasar gören evlerin yıkım çalışmaları sürerken, ihtiyaç sahiplerine yardımlar ulaştırılıyor. Bakanlık, valilik ve büyükşehir yetkilileri, afetzede vatandaşın yeniden evlerine kavuşması için hasar tespit çalışması yapıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, beraberindeki heyetle bölgeye giderek ziyarette bulundu. Daha sonra Köy Muhtarı Ayhan Korkmaz'dan detaylı bilgi aldı. Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, basın açıklaması için kameralar karşısına geçen Muhtar Korkmaz, devleti işaret ederek "Sel yaşandığı günden bu yana bir saat olsun sahipsiz hissetmedik. İşte Türkiye'nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı var" ifadelerini kullandı. Bu sözlere tepki gösteren CHP'liler "CHP sayesinde" diyerek muhtarı susturdu. Basın açıklaması Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla sürdü. Muhtar Ayhan Korkmaz Kılıçdaroğlu'nun ziyaretini şöyle anlattı: "CHP'li bir kişi müdahale etti" Köyümüze ziyarete geldiler Allah razı olsun. Neler olduğunu anlattım. "Yaraların sarılması gereklidir" dedim. Arkadan bir arkadaş, CHP'li bir kişi, "Muhtar muhtar CHP'nin sayesinde" dedi. Tabi ben sözü daha fazla uzatmadım. Devlet bütün kurumlarıyla burada Şimdi siz benim yerimde olsanız. Devletin bütün kurumları burada. Van Büyükşehir'in tüm araçları DSİ'nin tüm araçları burada. Ben nasıl "Yok" diyeyim. Hepsi burada zaten kameralar görüyor. Şantiye şefleri müdürler hepsi buradayken nasıl "Yok" diyeyim.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 24 25