01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

'HES patladı' iddialarına yalanlama: “Bir patlama söz konusu değil”

Bakan Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile ilçede gerçekleştirilen AFAD Koordinasyon Toplantısı'nın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, afeti yaşayan vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulundu. Dün akşam Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla yangın bölgesinden bakanlarla afet bölgelerine intikal ettiklerini belirten Soylu, Bozkurt'taki tabloyu gördüğünde etkilendiğini dile getirdi. Bozkurt'taki tabloyu, Giresun'un Dereli ilçesinde yaşanan sel felaketiyle kıyasladığını ifade eden Soylu, "Benim gördüğüm en ağır sel felaketi burası, Dereli'de karşı karşıya kaldığımız felaketin 5 misli diyebiliriz. Buranın bir özelliği var, etki alanı geniş. Aynı zamanda vatandaşlarımızın karşı karşıya kaldığı risk yüksek." diye konuştu. Bakan Soylu, Türk Hava Kuvvetleri, jandarma, emniyet, AKUT ve sahil güvenlik ile sivil toplum kuruluşlarının ekiplerinin el birliğiyle çalıştığını belirterek, yaklaşık 850 vatandaşın kurtarıldığını, önemli bir kurtarma faaliyeti gerçekleştirildiğini söyledi. Kurtarma çalışmalarının detaylarına değinen Soylu, şunları kaydetti: "Bu kurtarmalarda hasta, yaşlı, çocuk var. Aileler, bebekler, hamile var. Bunu ezberleyerek söylüyor değilim, her birini yaşadığımız için söylüyorum. Akşam 20.00'ye kadar yine arama kurtarma çalışmaları devam etti. Özellikle burada yani Bozkurt'ta arama, kurtarma çalışmalarında sona geldik diyebilmem mümkün. Hala bu gece arama kurtarma ekiplerimiz tüm evlerde hem ses yöntemiyle hem de arama tarama yöntemiyle çalışmalarına devam ediyorlar. Bu arada ihbarlar var, bu ihbarlarla ilgili de çalışıyoruz. En son hemen yolun, derenin karşı tarafından 8 vatandaşımızı bir ihbar neticesinde alabilme kabiliyetine sahip olduk yani bu ilçe ikiye bölündü. Yani ilçenin diğer tarafıyla bu tarafı arasındaki iletişim, ulaşım bu sabah 05.00'e kadar yoktu. Şimdi ulaşım da bir köy yolu üzerinden sağlanabildi yani iki ayrı alanda, iki ayrı çalışma gerçekleştiriliyor." Bölgede altyapı hasarlarının çok olduğuna işaret eden Soylu, "Türkiye'nin birçok kurum ve kuruluşundan hem buraların eski haline kavuşabilmesi için araçlar, vidanjörler ve bütün bu suyun çekilebilmesi için iş makineleri, aynı zamanda da vatandaşların günlük ihtiyaçlarını karşılaması için birçok destek buraya akıyor." diye konuştu. Gelen ihbarlarla her yere ulaşmaya çalışacaklarını dile getiren Soylu, şöyle devam etti: "Kastamonu'da sadece burada Bozkurt'ta değil, diğer bir iki ilçemizde de toplam 15, 2 de Sinop'ta kaybımız var. Vatandaşlarımıza Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Aynı zamanda ailelerine, yakınlarına ülkemize başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum. Yine burada can havliyle çalışan arama kurtarma ekiplerimize, ekiplerimize destek olan hemşehrilerimize de minnet ve şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Hasar ve zarar tespit çalışmaları başladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın bize açık ve net talimatıdır." "Devlet, devletliğini gösteriyor, burada da gösterecek" Bakan Soylu, vatandaşları mağdur etmeyeceklerini vurgulayarak, yöre halkının olaydan çok etkilendiğine işaret etti. Bunun kolay bir travma olmadığını söyleyen Soylu, şunları kaydetti: "Devlet, bu yaraları sarana kadar buralarda olacak. Devlet, devletliğini gösteriyor, burada da gösterecek. Vatandaşlarımızın herhangi bir endişesi, şüphesi, kaygısı olmasın. El birliğiyle bunun üstesinden geleceğiz. Çok yardım etmek isteyenler var. Bizim bir usulümüz gelişti. Tüm Türkiye'den vatandaşlarımızdan bu usule yönelik yöntemin devam etmesinin doğru olduğunu düşündüğüm için hem destek hem de bizi anlayışla karşılamalarını istirham ediyoruz." Ayni ve nakdi yardımların AFAD üzerinden koordine edileceğini bildiren Soylu, AFAD'ın bunu bugüne kadar başarılı şekilde yönettiğini ve yardımların yerinde tüketildiğini belirtti. Soylu, kayıplar için çok üzüldüklerini ifade ederek, hasarların ve karşı karşıya kalınan mağduriyetlerin el birliğiyle giderileceğini söyledi. HES patladığı yönündeki iddialara yanıt veren Soylu, "Bu tip sel afeti olduğunda hemen bir değerlendirme yapılıyor. Eğer orada herhangi bir hidroelektrik santrali varsa hemen 'HES patladı' deniliyor. Ben aynı şeyle Arhavi'de de karşılaşmıştım. Maalesef burada da karşılaştım. Arhavi'de karşılaştığımda gitmiş bakmıştım. Burada bakmak nasip olmadı. Teknik olarak böyle bir bilgim de yok ama DSİ Genel Müdürümüz, Enerji Bakanlığından sorumlu arkadaşlar vardı. Bir patlama söz konusu değil, çünkü patlayabilecek bir şey yok, böyle bir haznesi olan veya baraj tutulumu olan mekanizması yok buranın." diye konuştu. "Aynısı geçen sene Derile'de de olmuştu" Bakan Soylu, şöyle devam etti: "Maalesef son günlerde bu çok yapılıyor. Sorumlu olduğunu düşündüğümüz insanlar, vatandaşlarımızın en nazik zamanlarında en nazik noktaları üzerinden hem provokasyonu hem de istismarı bir vesileyle ortaya koyuyorlar. Zaten patlamış olsaydı bugüne kadar 50 defa, 'Bunun sorumlusu sizsiniz' diye önümüze koyarlardı. Böyle bir şey söz konusu değil. Bunu da bir bilgilendirme açısından söylüyorum ama burada gezdiğimde anlıyorum ki bu iş burada tutmuş. Vatandaşlarımız bana 'HES patladı' diyor. Bir baraj olacak da siz kapak açacaksınız o baraj boşalacak yukardan aşağı gelecek. Ben de bunu izah etmeye çalışıyorum. Böyle bir mekanizma yok, hazne yok. Hakikaten yağmur çok güçlü bir yağmurdu. Aynısı geçen sene Derile'de de olmuştu. Orada böyle bir mekanizma da yok." "Yukardan aşağı gelen tomruklar köprü önünde barajlama yapıyor" Selin oluş şekliyle ilgili bir değerlendirmede bulunduklarını anlatan Soylu, "Biz arkadaşlarımızla bunun nasıl olmuş olabileceği konusunda bir değerlendirme yaptık. Burada bir köprü var. Yukardan aşağı gelen tomruklar köprü önünde barajlama yapıyor. Ondan sonra hem sağa hem sola ciddi bir şekilde şehrin içerisine akım oluyor. O rusubat ve tomruk böyle bir sürecin oluşmasına sebebiyet veriyor." ifadesinde bulundu. Yaraları saracaklarının altını çizen Soylu, "Belki hüzünlerini silemeyiz, belki hatıralarını geri getiremeyiz ama gelecek nesillerimizin daha güvenli, yaşadıklarında mutlu olacakları bir Bozkurt ve diğer ilçeleri oluşturabilme kabiliyetine sahip olan bir devletimiz ve gücümüz var." dedi. BAKAN KURUM'UN AÇIKLAMALARI Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kastamonu'nun Bozkurt ilçesindeki sel felaketiyle ilgili, "Kastamonu Bozkurt'taki afet gerçekten Dereli'deki afetin katbekat fazlası. Biz hemen hızlı bir şekilde altyapı hasarlarını içme suyu, kanalizasyon, yağmur suyu hasarlarının tespitlerini, yine üstyapılarımıza ilişkin hasar tespit çalışmalarımızı tüm ekibimizle birlikte başlattık." dedi. Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilçede gerçekleştirilen AFAD Koordinasyon Toplantısı'nın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşların ailelerine başsağlığı diledi. Sel felaketinden etkilenen Bartın, Sinop ve Kastamonu'da arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini belirten Kurum, "Rabbim en kısa zamanda bizi vatandaşlarımıza, annelerimize, babalarımıza, yavrularımıza ulaştırsın." ifadesini kullandı. Kastamonu'dan önce Bartın'da incelemelerde bulunduğunu hatırlatan Kurum, "Bartın'da yaşanan sel afeti sebebiyle orada gerekli koordinasyonu Valimizle sağladık. Arife teyzemiz var. Arife teyzemizi arıyoruz. Bir vatandaşımız kalp krizi sebebiyle hayatını kaybetti. Tüm köylerimize ulaştık, hasar tespit çalışmaları da bugün itibarıyla tamamlanacak. İnşallah önümüzdeki günlerde de hızlı bir şekilde vatandaşlarımızın yarasını sarıyor olacağız." diye konuştu. Kurum, Kastamonu'da da incelemeler yaptıklarını dile getirerek şöyle devam etti: "Kastamonu Bozkurt'taki afet gerçekten Dereli'deki afetin katbekat fazlası. Biz hemen hızlı bir şekilde altyapı hasarlarını içme suyu, kanalizasyon, yağmur suyu hasarlarının tespitlerini, yine üstyapılarımıza ilişkin hasar tespit çalışmalarımızı tüm ekibimizle birlikte başlattık. Önceliğimiz vatandaşlarımızın hayatı. AFAD'ımız, UMKE'miz, jandarmamız, emniyet güçlerimiz gerçekten uykusuz, cansiperane bir şekilde çalışıyorlar, arıyorlar. Allah hepsinden razı olsun. İnşallah en kısa zamanda onlara ulaşacağız ve ardından da hızlı bir şekilde altyapı hasarlarımızı gideriyor olacağız." Üstyapı anlamında da çalışmalara hızla başlanacağını belirten Kurum, şunları kaydetti: "Daha önce Dereli'de Sayın Cumhurbaşkanımız tüm Türkiye'ye müjdelemişti, Dereli'miz bitmek üzere. Yine Trabzon Araklı'da sel meydana geldi, hızlı bir şekilde yaralarımızı giderdik. Konutlarımız vatandaşlarımıza teslim ediliyor. Rize'de bir ay öne yine hem Güneysu'da hem de çevre ilçelerimizde meydana gelen sel sebebiyle hızlı bir şekilde yine bakanlarımızla, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı çerçevesinde oradaydık. Hızlı bir aksiyon aldık. İnşaatlarımız başlamak üzere. O illerimizde, Türkiye'nin değişik illerinde depremde, selde, heyelanda ne yaptıysak, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde üç ilimizde de Bartın'ımızda, Sinop'umuzda, Kastamonu'da, Bozkurt'ta, diğer ilçelerimizde de hızlı bir şekilde vatandaşlarımızın yarasını saracağız. Gerek dere güzergahı üzerinde gerek yıkılmış yapılarımız var. Bu yapıların hızlı bir şekilde arama kurtarma çalışmalarının bitmesine müteakip de yenilerini yaparak, vatandaşlarımızın yarasını en kısa sürede saracağımızı ifade ediyorum. Tüm Türkiye'mize geçmiş olsun.

2 yıl önce

Yangın ve sel destek hesaplarına yapılan yardım 260 milyon 930 bin 716 liraya ulaştı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), yangın ve sel afeti destek hesaplarına yatan bağışları paylaştı. AFAD'a SMS, Türk lirası, ABD doları ve euro olarak yapılan toplam bağışların 7 günde 260 milyon 930 bin 716 liraya ulaştığını aktaran Soylu, "Tüm hemşehrilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu millet, büyük millet" ifadesini kullandı. Bakan Soylu, kampanyaya 647 bin 343 vatandaşın 'ben de varım' diyerek SMS yoluyla katkı sunduğunu da bildirdi. Paylaşımda, 'YANGIN' veya 'SEL' yazıp 1866'ya SMS gönderilerek 10 lira bağışta bulunabileceği kaydedildi.

2 yıl önce

Pentagon'dan Afganistan'da 'başarısızlık' itirafı: Yanlış hesapladık

Pentagon'un Afganistan'ın Yeniden İnşasından Sorumlu Genel Müfettişi John Sopko'nun kaleme aldığı "20 Yılda Alınan Dersler" başlıklı raporda dikkat çekici ifadeler yer aldı. YANLIŞ HESAPLADIK Taliban'ın kontrolü ele almasından önce tamamlanan raporda Sopko, "Afganların tarihini, kültürünü anlamadık, ülkenin yeniden inşası için gereken zamanı yanlış hesapladık" ifadesini kullandı. Raporda, harcanan 145 milyar dolar paranın çoğunlukla boşa gittiği ve yanlış planlama nedeniyle sürdürülebilir verim alınamadığına dikkat çekildi. Afganistan'a harcanan paraların çoğunun, ülkenin yeniden inşasından çok askerlerin üniformasına, yiyeceğe ve silahlara ayrıldığı kayıtlarda yer alıyor. YOLSUZLUK VURGUSU John Sopko, Afgan hükümeti ve bürokrasisindeki yolsuzluğa dair raporların Washington tarafından görmezden gelindiğini ifade etti; "Aylarca maaş alamayan, yiyeceğine üstleri tarafından el konulan ve mermisi olmayan Afgan askerlerinin savaşmadığı için suçlanmaması gerekiyor." dedi. Sopko'ya göre Afganistan'ın yeniden inşası için hesaplanan süre de gerçekçi değildi. ABD, uzmanlık ve personel eksikliği yaşadı. BIDEN HEDEFTE ABD Başkanı Biden ise, Taliban'ın ülkede kontrolü hızla ele alması ve Kabil havalimanındaki kaotik görüntüler nedeniyle hedefte. Cumhuriyetçiler kadar Demokratlar da Biden'ın krizi ele alış şekline tepkili. Biden'ın süreci iyi yönetemediği; Taliban'ın ilerleyişine dair raporları da göz ardı ettiğine dair açıklamalar da sıkça ABD basınında yer alıyor.

2 yıl önce

Belediye hesabında tutarsızlık tespit eden meclis üyesi Mehmet Dündar Tıraş'a CHP'den ihraç

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Üyesi ve Adalar Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Dündar Tıraş, Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla mecliste muhalefet yaptığı gerekçesiyle üyesi olduğu CHP'den ihraç edildi. 'İLLEGAL İŞLERİ ORTAYA ÇIKARDIĞIM İÇİN BU KARAR ALINDI' İBB ve Adalar Meclis Üyesi M.Dündar Tıraş "Partiye zarar gelmemesi ve yapılan illegal işleri ortaya çıkardığım için böyle bir kararın alınmasını yok hükmünde sayıyorum. Bununla ilgili gerekli itirazları Yüksek Disiplin Kurulu'na yapacağım. Bir sonuç alamazsam mahkemeye gideceğim. Kısaca bütün kanuni haklarımı kullanacağım" dedi. Sabah'tan Barış Savaş'ın haberine göre; Daha önce Adalar Belediyesinin "2020 Yılı Gelir Gider Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabı", meclis toplantısında hesaplarda tutarsızlık olduğunun anlaşılması üzerine 2. kez oy çokluğu ile reddedilmişti. Ret kararı verenler arasında CHP'den M.Dündar Tıraş, Nesrin Karanfil ve Fatma Bucak bulunuyordu. M. Dündar Tıraş'a partiden ihraç kararı çıkarken, Nesrin Karanfil ve Fatma Bucak'a uyarı verildiği dikkat çekti. Oylamada CHP grubu içinde ret veren 3 kişi olmasına rağmen sadece M. Dündar Tıraş ihraç edilmesi diğer üyelerden Nesrin Karanfil ve Fatma Bucak'a uyarı verilmesi manidar bulundu. İhraç kararını ise Adalar'da atların kaybolmasından ve hukuksuz bir şekilde ilçe dışına çıkarılmasını İBB adına organize eden CHP Adalar İlçe Başkanı Ali Ercan Akpolat'ın istediği öğrenildi. Akpolat'ın ayrıca kaçak otelini de imar affıyla yasallaştırdığı öğrenildi

2 yıl önce

CHP Kırşehir Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı İdil Zaman, sosyal medya hesabından çarşaflı kadınlar ile dalga geçen bir video paylaştı

Balıkesir’in Edremit ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşu kapsamında CHP'li Edremit Belediyesi ve ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) tarafından düzenlenen törende, çarşaf içindeki kadının zincire vurulduğu görüntüler tepkilere neden olmuştu. CHP'li başkandan tepki çeken paylaşım O görüntüye tepkiler dinmemişken, CHP Kırşehir Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı İdil Zaman'dan çarşaflı kadınlarla dalga geçen bir paylaşım geldi. TikTok'ta çekilen çarşaflı kadın filtresine erkek yüzü yerleştirilen bir videoyu Instagram hesabından paylaşan Zaman, sosyal medyada tepki çekti. Zaman'ın gelen tepkilerin ardından Instagram hesabını kapattığı görüldü.

2 yıl önce

Twitter hesabından Sedat Peker'in mesajlarını paylaşan Erk Acarer, Birgün Gazetesi’nden kovuldu

Acarer, Birgün gazetesinde yazılar kaleme alıyordu.  Ne olmuştu? Erk Acarer'in organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker'in dayanaksız iddialarımı paylaşması tartışmalara neden olmuştu.   Acarer, mesnetsiz iddiaları teyit ettiğine dair kendisine destek veren Peker'e teşekkür etmişti. Sedat Peker ise Erk Acarer'i eleştiren Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici'yi hedef alarak, "Erk Acarer’in bu namuslu tavrını Z kuşağı gelecekte saygıyla anarken Faruk Bildirici gibi kişileri ise nasıl anacaklarını hep beraber göreceğiz." görüşünü savunmuştu.

2 yıl önce

Trump Twitter'a dava açtı: Hesabımı geri verin

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Twitter’a kalıcı olarak geri dönmek için dava açtı. Ayrıca Florida’daki federal yargıçtan hesabının geçici olarak eski durumuna getirilmesini istedi. Sosyal medya hesabının ABD Kongresi üyelerinin baskısıyla kapatılmaya zorlandığını belirten Trump’ın, askıya alınmadan önce Twitter’da 88 milyondan fazla takipçisi bulunuyordu. Twitter ve diğer bazı sosyal medya şirketleri, Trump destekçilerinden oluşan bir grubun Kongre binasını basmasından sonra eski Başkan’ın hesaplarını süresiz askıya almıştı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tarih, CHP gibi Cumhuriyetin en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklasının emrine verenlerden elbette hesap soracaktır"

Erdoğan, partisinin, yeni yasama yılındaki ilk Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, partilileri selamlayarak sözlerine başladı. Yaklaşık 2,5 aylık aradan sonra gazi Meclis çatısı altında milletvekilleriyle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Geçtiğimiz yasama döneminde gerçekten çok çalıştınız, çok önemli faaliyetler gerçekleştirdiniz. Yaz aylarında şehirlerinizde teşkilatlarımızla birlikte yürüttüğünüz çalışmaları da yakından takip ettim. İnşallah bundan sonra hem Meclis'te hem de şehirlerinizde aynı gayretle yolunuza devam edeceğinize inanıyorum." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'in 27. Dönem 5. Yasama Yılı'nın, çok daha verimli bir çalışma dönemi olarak geçeceğini kaydederek, "Şimdiden her birinize Genel Kurul, komisyon ve grup çalışmalarına yapacağınız katkılar için şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı. Milli iradenin tecelligahı olan Meclis'te görev alan milletvekillerinin, aynı zamanda halkla yönetim organları arasındaki irtibatı sağlama görevini de yürüttüğüne işaret eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkileri netleştirirken, uyumu da en üst noktaya çıkardık. Bugün burada Cumhurbaşkanı ve ülkenin en büyük partisinin Genel Başkanı sıfatıyla bulunmam bile yeni yönetim sisteminin başarısının ifadesidir." değerlendirmesinde bulundu. YENİ ANAYASA: UZLAŞMA OLURSA YASAMA YILI BİTMEDEN YENİ ANAYASAYI NETİCEYE ULAŞTIRIRIZ Meclis'in, milli mücadeleyi zafere taşıdığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Meclis, Cumhuriyetimizi kurmuştur. Ülkemizi çok partili siyasi hayata geçirmiştir. Her darbe döneminin ardından milli iradeyi yeniden ayağa kaldırmıştır. Demokratik ve ekonomik kalkınma hamlelerine destek olmuştur. Yeni yönetim sistemimizi inşa etmiştir. Maziden atiye kurduğumuz demokrasi ve kalkınma köprüsünün adeta kilit taşı olan Meclisimiz, kurucu ve devrimci vasfıyla hem kazanımlarımıza sahip çıkmakta hem de ufkumuzu aydınlatmaktadır. İnşallah bu Meclis, Türkiye'nin milli iradenin temsilcileri eliyle yapılan ilk anayasasını hayata geçirme şerefine de nail olacaktır. Biz, Türkiye'nin gündemine getirdiğimiz, ülkemizin ilk sivil anayasasını hazırlama teklifimizde gerçekten samimiyiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı yapıyoruz. Meclis'teki diğer partilerden de kendi hazırlıklarını en kısa sürede kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz. Şayet diğer partilerin anayasa teklifleri ile kendi hazırlıklarımızı uzlaştırabilirsek yasama yılı bitmeden Meclis bünyesinde bu işi neticeye ulaştırabiliriz. Tabii bunun için öncelikle diğer partilerin anayasa tekliflerini kamuoyuna açıklamaları gerekiyor. Uzlaşma sağlanamaması durumunda ise siyasi partiler olarak zaten yaklaşmakta olan 2023 seçimlerinde hep birlikte milletin terazisine çıkarız. Milletimizin sandıktaki kararı da başımız gözümüz üstünedir. Hiç şüphesiz burada temel belirleyici, ülkemizin yönetim sistemi ile ilgili farklı görüşlerin nasıl bir araya getirilebileceğidir." Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile elde ettiği avantajların ne kadar kritik öneme sahip olduğunun, salgın döneminde hep birlikte yaşandığını ve görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Gelişmiş ülkeler dahil pek çok devlet, halen süren nice siyasi, ekonomik, sosyal sancılarla kıvranırken, biz sağlıktan sanayiye her alanda kendimizi pozitif yönde ayrıştırmayı başardık. Tarihimizin en köklü yönetim reformunda üçüncü yılımızı tamamlarken geriye dönüp baktığımızda 'Evet, gerçekten iyi bir iş yaptık' diyebiliyoruz. Eksikler, aksaklıklar, düzeltilmesi gereken hususlar yok mudur? Elbette vardır. Hepsinin de farkındayız, hatta bu doğrultuda yaptığımız kapsamlı çalışmalar da elimizde mevcuttur. Bunların hepsi de çok basit dokunuşlarla, küçük revizyonlarla düzeltilebilecek tali meselelerdir. Yeni anayasa süreci başarılı bir şekilde neticelenirse devamında bu sorunlar zaten kendi mecrasında çözülür. Böyle bir imkanın olmaması halinde ise seçim sonrasına kadar ortaya çıkacak tecrübeye ve birikime göre biz Cumhur İttifakı çatısı altında kendi düzenlemelerimizi hayata geçirme yoluna gideriz. Milletimize her hal ve şart altında 2023 sonrası için büyük ve güçlü Türkiye hedefimiz doğrultusunda daha kolay ve hızlı ilerlememizi sağlayacak yeni bir yol taahhüt ediyoruz. Türkiye'nin en devrimci, en yenilikçi, en reformcu, en vizyoner partisi olarak Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle işte bu yol haritası istikametinde ülkemizi önce 2023'e sonra da 2053'e taşıyacağız." Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: BİRİLERİ ÇIKIYOR 'GEREKİRSE İLK 4 MADDEYİ DEĞİŞTİRİRİZ' DİYEREK PKK GÜDÜMÜNDEKİ SİYASİ YAPIYA GÖZ KIRMAYA ÇALIŞIYOR Sırf günü kurtarmak için aklına geleni söyleyenden siyaset adamı olmaz, devlet adamı hiç olmaz. Biz yeni anayasa diyoruz, birileri de çıkıyor 'Gerekirse ilk 4 maddeyi de değiştiririz.' diyerek hemen PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor. İlk 4 maddeyi değiştirme fikri CHP ve tüm CHP'lilerin iradesi midir, yoksa Kılıçdaroğlu'nun kişisel işi midir?  Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirme fikri, eğer bu CHP'nin kurumsal iradesiyse ortada ülkemiz açısından çok vahim bir sorun var demektir. HDP, MİLLET İTTİFAKI'NDAKİ GİZLİ ORTAKLIK HAKKINI KULLANARAK BU HANIMEFENDİYİ VETO ETMİŞTİR Biliyorsunuz bugün 6-8 ekim olaylarının 7. yıldönümü. HDP'nin o dönemki yöneticileri yandaşlarını sokaklara salmış ve onlarca insanın kanını dökmüştü. Bu gözü dönmüş alçakların masum insanları nasılca vahşice katlettiğini daha dün gibi biliyoruz. Azgın güruhu harekete geçirenler bugün cezaevinde ellerindeki kanın hesabını veriyorlar. Kılıçdaroğlu, hesabı sormak yerine bunlara arka çıkmıştır. Bu partinin yerli de milli de olmayan politikalarını milletimize her fırsatta tekrar tekrar anlatacağız. Tarih, CHP gibi Cumhuriyetin en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklasının emrine verenlerden elbette hesap soracaktır. Diğer yanda CHP'nin başını çektiği ittifakın diğer ortağı olan parti ve başındaki hanımefendi var. İYİ Parti'nin kendi konumunu koruma çabası artık sürdürülebilir değildir. Başbakanlığa talip olması da trajikomik görüntüyle ilgili değildir. HDP kanadı, hanımefendinin Başbakanlığını kabul etmeyeceğini zaten söylemiştir. HDP, Millet İttifakı'ndaki gizli ortaklık hakkını kullanarak bu hanımefendiyi veto etmiştir. Hayali bir makama talip olmasının gerisinde bu vetonun sineye çekilmesi vardır. Allah kimseyi böyle bir konuma düşürmesin. Mücadeleyi milletin önünde yapmak yerine kapalı kapılar ardından yürütmek zorunda kalanların akibeti işte böyle olur. Gerçi çıkıp şimdi buna da itiraz edecekler. Bir yanda HDP'nin sufleleri ile siyaset yapan bir partinin genel başkanı. Bu hanımefendinin ''28 Şubat kararlarına imza attım, hepsine de gönülden inanıyorum'' sözünü de unutmadık. İnsanda ilkeve omurga olmayınca her devirde ne söylemesi gerekiyorsa onu ağzından saçmaktan geri kalmaz.  BU KİŞİ ARTIK MİLLİ GÜVENLİK SORUNU HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR Her şey bir yana Türkiye, Türk siyaseti böyle bir fotoğrafı hak etmiyor. Birbirlerinden hiçbir farkı yok. Akşam yalan, sabah yalan... Gavurun kılıcını çalan bir anlayışla yapılan işin adı muhalefet değil, taammüden bu ülkeye ve bu millete düşmanlıktır. Bu kirli muhalefet tarzını reddediyoruz. CHP'nin başındaki zatın yalanlarını ortaya sermekten biz yorulduk ama bu zat, aynı ahlaksızlıkları tekrarlamaktan vazgeçmiyor. Dün yine çıkmış MB'nin İstanbul'daki binasından ilgili ilgisiz bakmadan aklına ne gelirse sallamış da sallamış. Bay Kemal, eğer uyuşturucu arıyorsan aynaya bak. AK Parti çatısı altında uyuşturucuyla iştigal eden insan bulamazsın, böyle bir iftirayı AK Parti'ye atamazsın. Yatırım nasıl yapılır konusunda en küçük bir fikri olmayan bu zatın zırvalarına tek tek cevap vermeyi zul kabul ediyorum. Kendisinin yalancılığı ve müfteriliği yargı kararıyla da tescil edilmiştir. Bu kişi artık milli güvenlik sorunu haline dönüşmüştür. Türkiye'de bir iktidar sorunu yoktur ama ciddi bir muhalefet problemiyle karşı karşıya olduğumuz gerçektir. 2023, sadece Cumhur İttifakı eliyle büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasının değil, aynı zamanda muhalefetin bu prangadan kurtuluşunun müjdesini alacağımız yıl olacaktır. SULAR AKMIYOR... HANİ BELEDİYE? Ülkemizde herhangi bir bireyin hak, hukuk, özgürlük talebi mi var, çözümü biz üreteceğiz. Sivil bir anayasa girişimi bile bu konuda önümüze kimsenin geçemediğinin işaretidir. Nerede bir dikili taşınız var. Ankara, İstanbul büyükşehir belediyelerini kazandınız. Asfaltlarını yenileyemiyorsunuz, asfaltlarını. Çukurlardan geçemiyoruz. Nerede belediye? Sular akmıyor, hani nerede belediye? Niye suları akar hale getiremiyorsunuz? MERKEZ BANKASI'NI ORAYA TAŞIYACAĞIZ İstanbul'da Merkez Bankası binası yapıldı. Çıkmış 'Geldiğimde orayı öğrenci yurduna dönüştüreceğim' diyor. Ya bu adama ne dersiniz? Merkez Bankası'nı da oraya taşıyoruz, taşıyacağız. Senin gücün ona yetmez. Aklı erse New York'ta yaptığımız Türkevi'ni yurt yapma kararı olarak açıklayabilir, o da 36 kat. Ülkemizde kadınların herhangi bir sorunları mı var, öncüsü biz olduk, biz olacağız.  Ülkemizde gençlerimizin teknolojide ihtiyacı mı var, hepsinin de projelerini biz hayata geçiriyoruz. Bir TEKNOFEST kuşağını inşa ediyoruz. Aslında onları bizim anladığımızı görüyoruz. Roketten yapay zeka yazılımlarına kadar her alanda gençlerimizle çok daha yakın bir yoldaşlık yapıyoruz.  TÜRKİYE, DÜNYADA EN FAZLA ÖĞRENCİ YURDU KAPASİTESİNE SAHİP ÜLKE Utanmadan sıkılmadan 'Bu iktidar fabrika açımıyor' diyor. Ya geçenlerde ben 26 fabrika açılışı yaptım. Bu hafta Adana'da fabrika açılışı yapacağım. Türkiye'nin en büyük mesafeleri katettiği alanlardan biri de yüksek öğretimdir. Türkiye dünyanın açık ara en fazla öğrenci yurdu kapasitesine sahip ülkesidir. Türkiye'nin bir milyonun üzerinde kapasitesi varken İngiltere'de bu rakam 550 bin. Bu yıl ortaya çıkan kargaşanın nedeni, geçtiğimiz yıl ile bu yılki başvuruların üst üste binmesidir. Açıkta kalan öğrencilerimizle ilgili çözüm çalışmalarımız devam ediyor. 76 üniversite ile devraldık, şimdi ise 207 üniversitemiz var. Hakkari'deki evladımız Ankara'ya İstanbul'a gelmesin, üniversiteyi onun ayağına götürelim sitedik ve bunu başardık. Bir zamanlar üniversite açılırken bir numaralı tartışma konusu harç konısuydı. bunu biz ortadan kaldırdık. ÜNİVERSİTELERİMİZİ TERÖR KILIKLILARA BIRAKAMAYIZ Kendi hocalarına bile saygısı olmayan bu tipleri biz öğrenci olarak kabul etmiyoruz. Avrupa’da, ABD’de bu tiplerin hiçbirini bir gün bile üniversitede tutmazlar. Sırf hükümete sıkıntı çıkarıyorlar diye, saygısız, sevgisiz, kötü niyetli adeta terörist tiplere sahip çıkılıyor. İnşallah bu sorunu da kendi mecrası içinde kötü niyetlilere meydanı bırakmadan en kısa sürede çözeceğiz. Biz üniversitelerimizi terör kılıklılara bırakamayız.  Paris İklim Anlaşması'ndan Avrupa Yeşil Anlaşması'na kadar her adımın içinde yer alıyoruz. Sosyal ağların alt yapısı ile ilgili soru işaretlerinin arttığı dönemde önümüze açılan fırsat pencerelerini değerlendirmekte kararlıyız. Önümüzde tarihimizin en büyük küresel fırsatı vardır. Bunu değerlendirebilmemizin yolu birliğimize, kardeşliğimize, istikrar iklimine sıkı sıkıya sarılmaktan geçiyor.  

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 24 25