02 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu’dan 'siyasi cinayetler' açıklaması: ‘Tartışmayı manipüle edenlerin yüzde 69'u bot hesap’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: Hep idealistler kazanmışlardır, hiç bir zaman sadece kendini düşünenler kazanamamışlardır. Özellikle Batı dünyası bugün içinde bulunduğu vizyonsuzluğu ve yönsüzlüğü bana göre liderlik alanında çektiği kıtlığa borçludur. Ekonomileri gelişmiş, eğitim düzeyi yüksek böyle bir nüfus hatırı sayılır bir medeniyet birikimi var. Gelin görün ki AB hayali çatırdamış, kendi medeniyet değerleri ile çelişen, doğru dürüst bir uyuşturucu ile mücadele politikası bile ortaya koyamayan bir batı medeniyeti ile karşı karşıyayız. Liderlik kavramından ne anladığınız da önemlidir. Siyasi makam sahibi olmak, bir görevi ifa etmek ve liderlik aynı şey değildir. Lider, topluma yeni bir yol açan kimsedir. Otoyollar, şehir hastaneleri, hızlı trenler... Asıl mesele doğunun makus talihi değişmez cümlesine terk ettiğimiz doğu ve güneydoğuyu Anadolu'yu cazibe merkezi haline getirmek. Bugün İHA teknolojisinde küresel liderliğe oynamak... Buralarda büyüdük biz... 1989, 90 - 91... ABD'den Avrupa'dan bize parmak sallayıp dik yürümemize imkan sağlamayan bir iklimde büyüdük. Yüzde 8'lik gecelik faizin travmasıyla büyüdük. 35-40 şehidimizin ağıtıyla büyüdük. 100-200 kişiyi sallandıracaksın diyen ve büyüklerimizin inandığı sözlerle büyüdük. El bebek gül bebek bugünlere gelmedik. Uçağa binmenin zenginliğin ayrıcalığı olarak tanındığı bir ülkede büyüdük. İnsanların kıyafetlerinden sorgulandığı, inançlarından dolayı ötekileştirildiği bir tablo içinde büyüdük. özgüvenimizi aldılar. Belki bugün daha çok büyüme isteğimiz, haksızlıklara isyan etme düşüncemizin altında belki bu yaşadıklarımız vardır. Hür olsun diye, bir takım marjinalizmin etkisi altında çarçur olmasın diye... Meydan okumalarımızın sebebi, dünyaya söylediklerimizin sebebi, dünyanın en büyük havalimanlarından birini yapma sebebimiz belki budur. Bu topraklarda coğrafya ne kadar önemliyse medeniyet ve kültürümüz coğrafya kadar önemli. İstediğini bulamadıktan sonra bir günde ne olacağını hesap etmeden Afganistan'ı geride bırakan dünyaya bizim söyleyeceklerimiz var. Bizi sağdan sola çekiştirmelerine bakmayın, buna da itibar etmeyin. Bizden sonraki nesiller bu fırsatı çok daha ilerletecekler, bu ülkeyi medeniyet ve kültür havzasının en güçlü ülkesi haline getirecekler. Avrupa'ya pandemiden önce çok gittik, göç anlattık.. Gördüğüm ve kâbusuma dönen bir gerçeği anlatmak isterim… Ülkelerde marjinal fikirler olur. Marjinal fikirler merkeze yön vermez. Bugün Avrupa'nın temel hastalığı budur. bugünkü yönsüzlüklerinin temel nedenlerinden biri de bu savruluşlarıdır. İngiltere size bir ders verdi, henüz anlayabilmiş değilsiniz. Günümüzde küresel kapitalizm, medya eliyle toplumlar artık dışarıdan çok daha güçlü baskılara maruz kalıyorlar. güçlü ve hızlı karar alma mekanizmalarına duyulan ihtiyaç gittikçe artmaktadır. Bu sabah 3.5'ta bakanlıktan ayrıldım. Eskiden taşra bir şey isterdi. benim bir ihtiyacım var, ne olur yerine getirin derdi. merkez 'imkan yok, daha karar vermedik' derdi. taşradakiler Ankara2ya sitem eder, yoksullukları ile beraber kendi işlerini ayakta tutardı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ardından hızlı bir şekilde merkez taşrayı kontrol eden, vatandaşın memnuniyetinin artması için sahayı baskılayan eksiklikleri kendi tespit eden ve onunla beraber de politikalarını oluşturan bir anlayışa evrilmiştir. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, karar alma süreçlerini hızlandırmaktadır. Bizim icadımız mıdır? elbette hayır. Parlamenter sistem bir mucize midir? Hayır. Öyle olsaydı kullandığımız 95 sene boyunca darbeler üretmezdi ve bizi çok farklı yerlere taşırdı. Bizi bundan ötesine götürecek takatı yoktu ve yeni bir sisteme geçtik. 40 yılda bu ülkede 31 hükümet kuruldu. Dünyada bu kadar karmaşıklıkların olduğu durumda biz parlamenter sistemde olsaydık Türkiye kaos çemberine dönmüştü. Meclis'ten karar çıkarana kadar atı alan çoktan Üsküdar'ı geçmişti. Biz çocukluğumuzdan beri bu hükümet modeli ile yanıp tutuştuk. Olabileceğini düşünmedik ama sayın cumhurbaşkanımızın iradesi, milletimizin iradesi ve onayı ile gerçekleşti. İHA AÇIKLAMASI Nüfus müdürlüklerinde yaptığımız devrim, dijitalleşme, vatandaşa memnuniyeti, ortam iyileştirmesi, başka ülkelerin hayalinde görebileceği bir hal bile değildir. devletin şöyle bir tehdidi var şu anda, vatandaş memnuniyetine odaklı. Elinde bulunduğu bütün işleri en yüksek kalitede ortaya koymak zorunda. Bizim İHA'larımızda öyle bir yazılım var ki otomatik olarak insanı da silahı da tanıyor. Bizim öyle yazılımlarımız var ki dün bir siyasi cinayetler tartışması vardı. Tüm Türkiye'ye söylüyorum sosyal medyada manipule edenlerin yüzde 69'u bot hesaplardır. Bizim çocuklarımızın yazdığı yüz tanıma sistemi onları fersah fersah geçer. Yenilerken birbiriyle entegrasyonunu sağlıyoruz. Son 2 yılda kırsalda bir olay oldu, jandarmanın deposunda kalır, şehirde olay oldu polisin deposunda kalır. biz şu anda bunları konuşturduğumuz için son 2.5 yılda 200 bin olayı aydınlattık. Kriminalde öyle bir noktadayız ki, bunları para verip alıyor değiliz, bunları bizim çocuklarımız yaptı. Sürekli kendini yenileyen bir devlet yapısını da kurmak zorundayız. Türkiye çevrim içi endeksinde ülkeler arasında 22. sırada. Bizim Siber Güvenlik Operasyon Merkezi, 24 saat tüm saldırıları kendi bakanlığımızdan ölçmeye, takip etmeye çalıştık. 2 gün önce Parlamento'daki vekil arkadaşlarımız elektronik kelepçe konusunda ne noktaya geldiğimizi, 1000'i aşkın olay oldu, bir tek küçük bir darbın dışında herhangi bir şikayet edenle edileni karşı karşıya bulunduran bir olayla karşı karşıya kalmadık. Önümüzdeki ay Roma'da Türkiye bunun ödülünü alacak. Bakanlık olarak siber güvenlik dışında her alanda çok ciddi teknolojik yatırımlar yapıyoruz. Türkiye'deki her binayı, içinde yaşayanları dijital ortamda sisteme kaydettik. Bir afette kimin nerede olduğunu, yıkılan binada kimler olduğunu... bu sistemin faydalarından biri. 'TÜRKİYE'NİN VERİLERİ AKTARILABİLİR DÜŞÜNCESİNDE OLABİLİRSİNİZ AMA BU DA ÇOK İMKANLI DEĞİL' Bakanlığa ilk gittim, şöyle bir efsane var. Bütün bilgilerimiz Rusya'ya gidiyor. 6 ay sonra öğrendim. Biyometrik verimizin sanallaştırma yazılımı bir Rus şirketten alınmış. İstismar etmek isterseniz Türkiye'nin verileri aktarılabilir düşüncesinde olabilirsiniz ama bu da çok imkanlı değil. Eski ve yeni verileri vermesini istedik, biz de uzun kavgalardan sonra bunu kendimiz üretelim dedik. Türkiye'nin ilk kez yerli ve milli biyometrik veri anlayışını kurduk. Yaklaşık 5.5 milyonun üzerindeki veriyi sayısallaştırdık. Ülkede tek bir numaraya geçtik, 112'ye. Sadece aramıyorsunuz, akıllı bir sistem var, o da ödül aldı. KADES uygulamamız var, elektronik kimlik uygulama sistemimiz var. Türkiye'de ne büyük dolandırıcılık kimlik dolandırıcılığı. Parmağınızı basacaksınız, elektronik kimliğinizi getireceksiniz, çipten geçireceksiniz. Yarın öbür gün hiçbir mahkemede bu sorgu konusu haline gelmeyecek. Ehliyetleri kimliğe yüklüyoruz, şimdi e-imzayı yüklüyoruz. Ateşli silahlı projelerimiz var. Özel güvenlikle ilgili hiçbir şeyde kağıda kalem ihtiyaç var. Dün akşam bir vekil, ''Ben silah başvurusu yaptım. Benim silah başvurumu kabul etmediler' diye yalan ortaya koydu. Hemen telefon açtım, sisteme baktılar 4 tane silahı var. Bundan 3 hafta önce Hakkari'de sokakta dolaşırken bir kız yanıma geldi, üniversiteyi kazandım dedi. Tıp fakültesini kazandığını söyledi. Yanımda Hakkari Valisi vardı, kaç kişi kazandı dedim. 2016'da, 2017'de, 2018'de, 2019'da kimse kazanmadı dedi. 2020'de 4 çocuğumuz kazandı dedi. Bu çocuklarımızı dağa götürüp annelerinden ayıranlara verilebilecek en büyük cevap budur. Moralimizi bozmaya çalışan yapay gündemlere takılmayın. Hedeflerinize sahip çıkın.

2 yıl önce

“Katil polis hesap verecek” diyenlere destek veren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun ‘Fethi Pekin’ gafı

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yine bir gafla gündeme geldi. Her fırsatta “Katil polis hesap verecek” sloganları atanlara destek çıkan Kaftancıoğlu, CHP’nin düzenlediği Emekli Emniyet Mensupları Buluşmasında konuşma yaptı. FETHİ SEKİN YERİNE FETHİ PEKİN DEDİ… Canan Kaftancıoğlu, şehit emniyet mensuplarını andığı konuşmasında İzmir’de şehit olan polis memuru Fethi Sekin’i anarken bir gafa imza attı ve “Fethi Pekin” dedi. FETHİ SEKİN KİMDİR? Polis memuru Fethi Sekin, İzmir Adliyesi’ne yönelik 5 Ocak 2017’de PKK/KCK terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen saldırıda şehit olmuştu. İzmir Adliyesi C Blok girişinde 5 Ocak 2017’de bombalı araç ve uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda 2 örgüt mensubu etkisiz hale getirilmiş, teröristlerle çatışmaya giren trafik polisi Fethi Sekin ile mübaşir Musa Can şehit olmuş, 9 kişi yaralanmıştı. Polis memuru Sekin, canı pahasına adliyede yaşanacak bir faciayı önlemiş, yüzlerce kişinin hayatını kurtarmıştı.

2 yıl önce

Muharrem İnce'den Kılıçdaroğlu'na 'helalleşme' tepkisi: Önce hesaplaşalım

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Kayseri'de ziyaretlerden önce Cumhuriyet Meydanı'nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, önlerinde bir seçim olduğunu ve Türkiye'nin sorunlarını konuşmaları gerektiğini söyledi. İnce, şunları kaydetti: "Biri 'Helalleşelim' diyor, siyaset meydanı hesaplaşma yeridir. Hesaplaşmadan helalleşme olur mu? Önce hesaplaşalım. Önce memleketin geleceğini konuşalım. Kayseri'de ne konuşuyorsak İzmir'de onu konuşmalıyız. Milleti kandırmamalıyız. Diyarbakır'da özerklik deyip Kayseri'ye gelip şehit babası gibi konuşmayacaksın. Tezkereye 'hayır' verip, sonra 'Kandil'i bombalarım' demeyeceksin. Tek duralım ama dik duralım. Onun için biz 'Ne Cumhur ne Millet, tek yol Memleket' diyoruz. Biz bu memleketin gerçek sorunlarının konuşulmasını istiyoruz." İnce, tarihi Kapalı Çarşı esnafını ziyaret ederek, alışveriş yapan vatandaşlarla sohbet etti, hatıra fotoğrafı çektirdi. Muharrem İnce, Kayseri Barosunu da ziyaret etti.

2 yıl önce

Türk bilim insanları, Kovid-19'u dört kritere göre hesaplayabilen modelleme yöntemi geliştirdi

Dünya genelinde Kovid-19 virüsünün insanları neden farklı etkilediği yönündeki araştırmalar sürerken Ankara Üniversitesinde görevli bilim insanlarınca bu konuda yapılan çalışmanın sonuçları, uluslararası bilimsel dergi Immunogenetics'te yayımlanarak dünyaya duyuruldu. Bilim Akademisi üyesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Beksaç, çalışmanın sonuçlarını AA muhabirine anlattı. Çalışmayı, hastanede izledikleri Kovid-19'u belirtisiz atlatan ve yoğun bakım ihtiyacına sahip 130 hasta ile 440 sağlıklı kişi üzerinde yürüttüklerini ifade eden Beksaç, virüsün herkesi farklı etkilemesinin nedenleri olarak yaş, kan grubu, kronik rahatsızlık ve genetik faktörler olmak üzere 4 farklı parametre belirlediklerini belirtti. Kan grubuna ilişkin dünya genelinde de farklı çalışmalar bulunduğunu hatırlatan Beksaç, "Biz 'A' kan grubunu koruyucu olarak gördük. Kronik rahatsızlığın hastalığın seyrini etkilediği de zaten biliniyor. Çalışmamızın özgün kısmı ise bağışıklığı belirleyen genlerden KIR genlerinin kalıpları üzerine. Anneden, babadan aktarılan ve toplumda çevresel faktörlerin etkisiyle seçilerek bizlere kadar ulaşan bu genlerin, bağışıklık sistemine ve aralarında Kovid-19 dahil hastalıklara karşı vücudun vereceği tepkide de önemli bir faktör olduğunu keşfettik. Araştırmamız sonucunda telomerik AA haplotipine sahip olanların enfeksiyonu ağır geçirdiğini, telomerik AB1 özelliğinde olanların ise enfeksiyona daha dirençli olduğunu gösterdik." diye konuştu. Beksaç, Kovid-19 yoğun bakım ihtiyacı olasılığını hesaplayabilen yönteme "www.immunogenetic.org" internet adresi üzerinden girilebildiğini bildirerek, "Hesaplama yöntemi ile 4 farklı parametre koyduğumuz zaman belirtisiz hastalık riskinin yüzde 90'dan fazla, yoğun bakım ihtiyacının da yüzde 70'den daha fazla bir güçle gösterebildiğimizi ortaya çıkardık." ifadelerini kullandı. Beksaç, çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi: "Geliştirdiğimiz model, enfeksiyon ile henüz tanışmamış ve Kovid-19 bulaşı halinde hastalığın nasıl atlatılacağını önceden hesaplayabiliyor. Şu anda dünyada olan mevcut skor sistemleri, enfeksiyon başladıktan sonrakilere dayanıyor. Çalışmamızın avantajı kimlerin daha çok korunması gerektiği doğrultusunda. Bu modelin sadece Kovid-19 için değil, daha başka enfeksiyonlar için de yararlı olacağını düşünüyoruz. Modelimiz şu an hala patent değerlendirme sürecinde." KIR genotipinin ancak hastanelerde yapılabileceğine işaret eden Beksaç, "Bu test Türkiye'de yapılabiliyor. SGK kapsamında kök hücre nakli olacak hastalar için karşılanıyor. Ama ileride elde ettiğimiz bu veriler geniş ortamlarda, platformda bilimsel yayınlarla teyit edilecek olursa böyle bir geri ödeme özelliği de kazanabilir. Onun için sistemin kullanılmasını ve olabildiğince başka araştırmacılar ve bağımsız araştırıcılar tarafından da teyit edilmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu. Geliştirdikleri sistemin yüzde 90 ve yüzde 70 üzerinde olasılıkları hesaplayabildiğini ancak yüzde 100 sonuçlara ulaşmak için projelerinin devam ettiğini ve elde ettikleri yeni gen araştırmaları ile bu olasılıkları daha da yukarıya çıkarmaya çalıştıklarını aktaran Beksaç, "Yeni genler üzerine de çalışıyoruz, yakın bir gelecekte, bu çalışmamızın sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyoruz." dedi. Prof. Dr. Meral Beksaç, Kovid-19 aşılarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Bundan sonraki süreçte kişinin aşıya vereceği bağışıklık yanıtının da bu genetik özelliklerden etkilenmesini bekliyoruz. Sonuç itibarıyla AA haplotipine sahip olan kişiler enfeksiyonu zor geçiriyorlar ve bu kişileri aşılamak bu zorluğu bir miktar azaltabilir. Ama öbür yandan AB1 gibi koruyucu özelliğe sahip olanlar aşıdan daha da çok yararlanacakları için yoğun bakım ihtiyacı daha da azalacaktır. Onun için modellerin umarım başka araştırıcılar tarafından aşı sonrasındaki enfeksiyon açısından da araştırılması yapılır."

2 yıl önce

Halkı sokağa çağıran hesaplar hakkında yasal işlem başlatıldı

Emniyet’ten yapılan açıklama şöyle; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve bağlı il birimlerince, kanunların verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla internet ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir. Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında, döviz kurlarında gerçekleşen dalgalanmaları manipüle ederek, halkı kin ve düşmanlığa sevk eden, cebir ve şiddet kullanmak için halkı sokağa çağıran içeriklerin yanı sıra, manipülatif ve dezenformasyon niteliğinde paylaşımlarda bulunduğu değerlendirilen 271 hesap ile ilgili çalışma yapılarak tespit edilen şahıslar hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmıştır. Türk Polis Teşkilatı olarak, her alanda olduğu gibi sanal ortamda da suç ve suçluyla mücadelemiz kararlılıkla devam etmektedir.

2 yıl önce

Terör örgütünde iç hesaplaşma! İtirafçı olan sözde sorumlu, 126 ismi deşifre etti

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre, ihbarla başlayıp itiraflarla zirveye çıkan operasyonel süreç, canlı bomba talimatına karşı çıkarak "Ben örgüte sadakatte hiçbir yanlış yapmadım. Gözden çıkarılacak bir şeyi ise hiçbir zaman yapmadım" diyen sözde SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) alan sorumlusunun yakalanmasıyla başladı. DHKP-C TERÖRİST 126 KİŞİNİN İSMİNİ VERDİ Milliyet'in haberine göre; Jandarmaya yapılan nokta ihbarıyla gözaltına alınıp sorguya alınan K.K. adlı alan sorumlusu, örgüt içi ihbarla yakalandığını düşünerek itirafçı oldu. Etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan K.K.'nın verdiği bilgilerle terör örgütü yönetici ve mensubu olup, terör faaliyetlerinde bulunmak suçlamasıyla 126 isim belirlendi. İTİRAF BİLGİLERİ SONRASI YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın koordinesinde yürütülen soruşturmada, daha önceki operasyonlardan elde edilen bilgi ve verilerle karşılaştırılan itiraf bilgilerinden 126 isme gözaltı ve yakalama kararı çıkarıldı. İTİRAFÇI TERÖRİSTİN SAKLADIĞI İSİMLER DE DEŞİFRE OLDU İstanbul merkez olmak üzere 16 ilde geçtiğimiz 15 Ekim günü düzenlenen operasyonlarda bu şüphelilerden 96'sı yakalanıp 33'ü tutuklandı. İtirafçı sözde SPB sorumlusunun isimlerini vererek yakalattığı örgüt mensuplarının verdiği bilgilerle de SPB sorumlusunun isimlerini sakladığı kendisine yakın 33 şüpheli daha yakalandı.

2 yıl önce

Süleyman Soylu'yu hedef aldılar, bot hesap kullandıkları ortaya çıktı!

TBMM’de İçişleri Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçeleri görüşmesi sırasında Süleyman Soylu’yu hedef göstermek için bot hesaplar satın alındığı, bu bot hesapların gündemden bağımsız tweetler atarak “Süleyman Soylu” etiketini sosyal medyada gündem yapmak için çalıştığı görüldü. Twitter’da gündem listesine girmek için kısa sürede art arda paylaşım yapmak gerekiyor. Soylu’ya yönelik yapılan sahte gündem çalışmasına atılan mesajların bot veya anonim hesaplardan yapıldığı tespit edildi. İşte bot hesaplardan Soylu hakkında yapılan paylaşımlar;

2 yıl önce

Aziz Yıldırım: Hesap verme vakti

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, futbolda şike davasında, aralarında Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 5 sanık hakkında verilen beraatleri onadı. Daire, 36 sanıklı davadan dosyası ayrılan sanıklar Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ahmet Çelebi'nin beraatlerine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı, Trabzon Kulübü Derneği'nin temyiz istemini karara bağladı. BASIN AÇIKLAMASI GELDİ Yaşanan bu gelişmelerin ardından Aziz Yıldırım ve dava arkadaşlarından ortak basın açıklaması geldi. İşte kullanılan ifadeler... "Büyük Fenerbahçe taraftarı ve Yüce Türk Milleti'ne, Bizler, bir pazar sabahı, ne ile suçlandığımızı bilmeden, bir çoğu bugün firari olan ya da hukuk önünde hesap veren, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne düşman odaklar tarafından kumanda edilen dönemin yargı mensuplarının kumpas kararı ile göz altına alındık. Türkiye Cumhuriyeti'nin en nadide unsurlarından biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Başkanı, yöneticileri, onurlu temsilcileri olarak, tamamı ile yalan, kendi içerisinde dahi bir çok çelişkiyi barındıran safsatalar ile tiyatro bir yargılama ile Fenerbahçe'mizden, ailelerimizden, özgürlüklerimizden, işlerimizden 1 yıl boyunca mahrum bırakıldık. "DURUMUN ANLAŞILMASI ZAMAN ALDI" Tutuklu olduğumuz süreçte, FETÖ örgütü ülkemizde, birçok fay hattı yaratmaya çalışarak, sporseverleri birbirine düşman etmek için tüm enstrümanlarını kullandı. Geleneksel medyasıyla, spor medyasıyla, dijital medyasıyla, yargısıyla, polisiyle ülke içerisinde bizleri suçlu, Fenerbahçe'yi şaibeli göstermek için topuyla tüfeğiyle faaliyet gösteren söz konusu terör örgütü, bu faaliyetleriyle asıl amacı olan 15 Temmuz Kalkışmasına zemin hazırladı. Bizler bunu o günlerde fark etmiştik ve 'Ne şikesi, memleket elden gidiyor' dedik. Fenerbahçe Camiası durumun vahametinin hep farkındaydı ama, konuya salt Fenerbahçe düşmanlığıyla bakanların durumun ciddiyetini anlaması maalesef biraz zaman aldı. Bizler özgürlüğümüzden olduk, Metris Cezaevi'nde olduğumuz süre boyunca yapılan hiçbir baskıya boyun eğmedik, haklı olduğumuzu her dakika haykırdık. Hakkımızda çıkarılan tüm yalanlarla mücadele ettik. Bu sırada her şeyimiz, Fenerbahçe'miz ise finansal olarak zayıflatıldı, futbolcularını kaybetti, şampiyonluğu son dakikada elinden alındı, sponsorlarından oldu. Herkesin sorumluluk almaktan kaçındığı, dokunma yanarsın denen bir dönemde, sadece taraftarlarımızdan aldığımız destek ve güçle gözü kara bir mücadeleye giriştik. Hakkımızda ferman buyrulan hapis cezasına yurt dışından özel uçak tutarak geldik. Kaçmadık. Sorulan her şeyin cevabını verdik. "MASUMİYETİMİZ TESCİLLENDİ" Bugün gelinen noktada, evrensel hukukun temel ilkelerine aykırı bir biçimde 10 yıldır kanıtlamaya çalıştığımız 'MASUMİYETİMİZ' Yargıtay'ın beraat kararlarını onaylamasıyla tescillenmiş oldu. Bizler için, 2011 Mayıs'ında Sivas'ta attığımız 4.golden sonra tartışmaya kapalı olan gerçeği bu vesileyle bir kez daha haykırıyoruz, 2010-2011 sezonu şampiyonu, adıyla, takımıyla, taraftarıyla, FENERBAHÇE! Evlatlarımızın saçlarını koklayamadığımız, sevdamız Fenerbahçe'yi soluyamadığımız, sevdiklerimize dokunamadığımız günlerden bugünlere, bizleri hiç yalnız bırakmayan Fenerbahçe taraftarına ve sürece olumlu anlamda katkı sunan, bununla birlikte adaletin tecil etmesinde rol oynayan tüm siyasilere ve yargı mensuplarına teşekkür ederiz. "KUMPASA YARDIMCI OLANLARI UNUTMAYACAĞIZ" Tutuklandığımız ilk günden beri yanımızda olanları, Topuk Yaylası'nda, Caddede, Silivri'de, Metris'te, Çağlayan'da bizlere destek olup bu karanlık yapıya karşı yürüyenleri, stadımızı doldurup masumiyetimizi haykıran kadınlarımızı ve çocuklarımızı, tutsak günlerimizde korkusuzca bizi ziyarete gelip moral verenleri hayatımızın en değerli anıları içinde daima yaşatacağız. Dokunma yanarsın tehdidi ile arkasına bakmadan çekip gidenleri, destek veriyormuş gibi gözüküp arkamızdan kurulan kumpasa yardımcı olanları da asla unutmayacağız. Şimdi Fenerbahçe'ye ve bizlere 10 yıldır bu acıları yaşatan tüm herkesin hesap verme vakti, sabırsızlıkla bekliyoruz! 'Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe' diyen Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu, Cemil Turan, Tamer Yelkovan ve Dava Arkadaşları"

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 13 14