02 Mayıs Perşembe 2024
1 yıl önce

Anketçi Kemal Özkiraz’ın akrabası, sahte doktor'dan savcılıkta ilk ifade... Ameliyata girdi, dikiş attı! Yaşı bile yalan çıktı

Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde kendisini ‘pratisyen hekim’ olarak tanıtan ve diğer doktorların şüphelenip, şikâyette bulunmasıyla gözaltına alındıktan sonra sahte diploma ile hastanede görev yaptığı anlaşılınca tutuklanan Ayşe Özkiraz’ın ifadesi ortaya çıktı. Hastanede ameliyat masasında fotoğrafları da ortaya çıkan Özkiraz’ın, savcılıktaki sorgusunda yaşı da dahil olmak üzere söylediği birçok konuda çevresindekilere yalan söylediği anlaşıldı. Doktorlara 25 yaşında olduğunu, Çapa Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun olduğunu ve TUS’tan 81 aldığını söyleyen Özkiraz'ın gerçek yaşının da 20 olduğu saptandı.

‘AİLEM TIP OKUMAMI İSTİYORDU’

Ayşe olan adını, düzenlediği sahte belgelerde ‘Ayşem’ olarak yazdıran Özkiraz’ın doktorluk rolüne ailesine yalan söyleyerek başladığı da ortaya çıktı. Geçtiğimiz yıl Veliköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden mezun olan, üniversite sınavını kazamamasına rağmen ailesine Çapa Tıp Fakültesi’ni kazandığı yalanı söyleyen Özkiraz’ın ifadesinde şunları söyledi:

"Ortaokulu Çerkezköy 75’inci Yıl Ortaokulu’nda okudum. Liseyi Veliköy Meslek Lisesi’nde okudum ve 2021 yılında mezun oldum. Ben lisede öğrenciyken ailem tıp fakültesinde okumamı istiyordu. Bana güvenip yüksek puan alacağımı düşünüyorlardı. Liseden mezun olurken üniversite sınavına girdim. Ancak başarısız olduğum için tercih yapmadım. Ailemin güvenliğini sarsmamak için evde sorun olmasın diye anneme, üvey babama ve üvey kardeşlerime Çapa Tıp Fakültesini kazandığımı söyledim. Ailem sınav sonuç belgesini görmek istediğinde de gerçek sınav sonuç belgem üzerinde telefonda oynama yaparak sahte bir sınav sonuç belgesi hazırlayıp aileme gösterdim.” ‘CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ İLE KALDIM’

Daha sonra yalnız olarak gittiği İstanbul’da özel bir yurtta kendisini tıp fakültesi öğrencisi olarak tanıttığını anlatan Özkiraz, "Burada hem öğrenciler hem de çalışanlar kalıyordu. İlk başta çalışan olarak kalmayı düşündüm. Sonra vazgeçip yurt idaresinde görevli olan soy ismini bilmediğim N. isimli görevli kadına kendimi tıp fakültesi öğrencisi olarak tanıttım. Benden bir takım resmî belgeler istediler. İstenilen belgelerden sadece öğrenci belgesini daha sonra getireceğimi söyledim. Sonraki süreçte de sürekli olarak getireceğim diyerek bu kişileri oyaladım. Yurdun masrafları için de ailemle görüştüm. Ailem zaten bu fakülteyi kazandığımı düşündüğü için bana para gönderiyordu. Yurda yerleştim soy ismini bilmediğim S. ve A. isimli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerle birlikte kalmaya başladım. Bu öğrencilere Çapa Tıp Fakültesi’nde öğrenci olduğumu söyledim. Bu süreçte Çapa Tıp Fakültesi’nin bahçesine ara ara gittim. Burada öğrencilerle tanıştım. Bunlardan birinin ismi Hatice idi. Diğerlerini hatırlamıyorum. Bu kişilerle hiçbir zaman samimi olmadım. Bende numaraları yoktur. Hiçbir şekilde derse girmedim.” ‘PASAJDA ÖĞRENCİ KİMLİK KARTI BASTIRDIM’

Çapa Tıp Fakültesi’ne girebilmek için İstanbul Eminönü’nde bir pasajda öğrenci kimlik kartı bastırdığını söyleyen Özkiraz, "Bu kartların üzerine Ayşem Özkiraz yazdırdım. Aramada ele geçen kartlar bu öğrenci kartlarıdır. Okula girerken bu öğrenci kartlarını gösterip giriyordum. Bu sebeple şüphe duyulmuyordu. Okula gitmediğim zamanlarda da İstanbul'da part time farklı yerlerde çalıştım. Ayrıca aynı yerde Ankara Şehir Hastanesi, Tekirdağ Çerkezköy Devlet Hastanesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi personel kimlik kartlarını da bastırdım. Ancak bunları hiçbir yerde göstermedim. Plaketleri de Instagram'dan bir sayfa ile görüşerek yaptırdım” dediği öğrenildi. Ayşe Özkiraz, yurtta kaldığı dönemlerde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin yemekhanesine yurtta kalan öğrencilerle birlikte gittiğini anlatarak, "Kaldığımız yurda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi daha yakındı, ben çevremdekilere Çapa Tıp Fakültesi öğrencisi olduğumu söylediğim için onların kartları üzerinden Yemek alıyordum. Parasını onlara gönderiyordum. Hatta A.Ö. isimli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi kendi yemek kartını kullanmadığı için bana vermişti. Bir süre de onun kartıyla yemek yedim. Ayrıca Instagram üzerinden S.U. ve F.G. isimli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde hemşire ve personel olan şahıslarla tanıştım. Bunlara kendimi doktor olarak tanıttım. Bunlarla zamanla arkadaş olduk” diye konuştu. ‘ACİLDE DURUP VAKİT GEÇİRMEK İSTEDİĞİMİ SÖYLEDİM’

Zaman zaman İstanbul’dan Çerkezköy’e geldiğini söyleyen Özkiraz, “2021 yılının Kasım ayı içerisinde annem hastalandı. Çerkezköy Devlet Hastanesi’ne getirdik. Burada N.Ö. isimli acil hekimine kendimi doktor olarak tanıttım. Annemi muayene ettirdim. Sonra da birkaç kez daha Çerkezköy Devlet Hastanesi acil bölümüne geldim. Acilde durup vakit geçirmek istediğimi söyledim. F.Ç. isimli doktor bana izin verdi. Onun izniyle hastanede vakit geçirdim. Burada bulunduğum zaman zarfında doktor koltuğuna oturduğum olmuştur. Boynuma stetoskop da takmıştım. Bu stetoskopu medikalciden almıştım. Acilde bulunduğum zaman zarfında kesinlikle hasta muayene etmedim, ancak muayeneleri izledim. İfade ettiğim üzere sadece birkaç kez acil bölümüne geldim” ifadelerini kullandı.

KENDİMİ DOKTOR OLARAK TANITTIM’

Özkiraz, 2021 yılı eğitim dönemi bittikten sonra 2022 yılı haziran ayı içerisinde Çerkezköy'de ailesinin yanına geldiğini belirterek, "Çocuk cerrahı olmak istediğim için tek başıma hiç kimseyi referans göstermeden Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde çocuk cerrahı olan Dr. M.K.’nın odasına gittim. Sekreteri ile görüşüp kendimi tıp fakültesinden mezun doktor olarak tanıtıp doktor M.K. ile görüşmek istediğimi söyledim. Sekreterinin ismi T.A.. Bir süre sonra doktor M.K. beni kabul etti, görüştük. Kendimi Çapa Tıp Fakültesi mezunu doktor olarak tanıttım. Ayrıca TUS sınavında 81 puan aldığımı söyleyip TUS sınav sonuç belgesi gösterdim. Bu belgeyi daha önce yaptığım gibi Instagram üzerinden görmüş olduğum B.O. ismine hazırlanmış belge üzerinde telefonda oynama yaparak oluşturmuştum. Çocuk cerrahisi bölümüne ilgi duyduğumu, yanında vakit geçirmek istediğimi söyledim. Annemin öğretmen babamın ise gıda mühendisi olduğunu, Ankara'da yaşadıklarını söyledim” dedi. ‘AMELİYATTAN SONRA DİKİŞ YAPTIM’

Doktor M.K.’nın kendisine yanına gidip gelebileceğini söylediğini ifade eden Özkiraz, "Bu şekilde Çocuk Cerrahisi bölümüne gidip gelmeye başladım. Burada muayenelere katıldım. Doktor M.K. kurmuş olduğum ilişkiye istinaden Çerkezköy Devlet Hastanesi’ndeki tüm cerrahi branşların doktorlarıyla iletişim kurdum, muhabbet ettim. Birçok kez ameliyatlara izleyici olarak katıldım. Doktor M.K.’nın hastalarını ameliyattan sonra yapılan dikiş işlemini bizzat kendim yaptım. Bunları yaptığımdan doktor M.K.’nın haberi vardı. Kendisi bana müsaade etti. Hatta benim kolumdan tutup beni ittirip ‘çocuğum diksin’ diyordu. Sadece Dr. M.K.’nın ameliyatlarına katılmadım. Diğer cerrahların da ameliyatlarına katıldım. Ancak bu diğer doktorların ameliyatlarında herhangi bir tıbbi işlem yapmadım. Sadece gözlemci oldum. Bu ameliyatlara hep doktorların rızasıyla girdim. Hastanede beni herkes sevmişti. Hemşireler, genel cerrah… sürekli görüştüm. Burada bulunduğum zaman zarfında zaman zaman önlük, forma giyip, stetoskop takıyordum. Birçok kez muayene ve ameliyata katıldım” diye konuştu. 'AİLEMİN BASKISINDAN KORKTUĞUM İÇİN YAPTIĞIMI SÖYLEDİM'

Evinde bulunan hastanede çekilen fotoğrafları da anlatan Ayşe Özkiraz, "O fotoğraftakiler Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde farklı bölümlerde çalışan doktor, hemşire ve farklı bölümlerde çalışan personellerdir. Muayenelere gidip geldikçe etrafımdakiler ile ilişkim ilerledi, sekreter T., bana doktor M.’nin odasının anahtarını verdi. 12 Kasım 2022 tarihinde sekreter T., beni hastaneye çağırdı. Hastanede bana gerçek adımı, ne iş yaptığımı, ailemin nerede yaşadığını sordu. Ben yalan söylediğimi anladıklarını fark ettim. Sonra da doktor M.K. ile görüştüm. Onlara her şeyin yalan olduğunu, doktor olmadığımı, gerçek ismimin Ayşem değil Ayşe olduğunu, ailemin baskısından korktuğum için böyle bir şey yaptığımı söyledim” dediği öğrenildi. AMELİYATHANEDE FOTOĞRAF

Sahte Doktor rolüne bürünen Ayşe Özkiraz’ın evinde yapılan aramalarda ameliyathanede çektirdiği fotoğraflar, adına düzenlenen sahte Ankara Şehir Hastanesi personel kimlik kartı, Çerkezköy Devlet Hastanesi personel kimlik kartı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrenci kimlik kartı, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi intörn doktor kimlik kartı, İstanbul Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitirdiği belirtilen bir plaket de bulundu. CHP’Lİ ANKETÇİ’NİN AKRABASI Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde bir yıldır kendini pratisyen hekim olarak tanıtan ve eylül ayındaki Tıpta Uzmanlık Sınavı’ndan 81 puan aldığını iddia eden sahte doktor, polis tarafından gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Sahte doktor Ayşe Özkiraz'ın Avrasya Araştırma'nın sahibi Kemal Özkiraz'ın da akrabası olduğu ortaya çıktı.

1 yıl önce

Sırbistan Ulusal Meclis Başkanı Vladimir Orliç, Türkiye ile iyi ilişkileri geliştirmeye devam edeceklerini ifade etti

Sırbistan Ulusal Meclis Başkanı Vladimir Orliç, Türkiye ile iyi ilişkileri geliştirmeye devam edeceklerini ifade etti. Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da resmi ziyaret gerçekleştiren TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile bir araya gelen Orliç, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. "TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR EDİYORUM" Türkiye ve Sırbistan'ın oldukça iyi ilişkilere sahip olduğunu söyleyen Orliç, "Bu ilişkilerin sonuçlarını ekonomi ve altyapı alanlarında kaydettiğimiz sonuçlarda da görüyoruz. Türkiye'ye bir kez daha bizim için önemli olan 'Açık Balkan' oluşumunu desteklediği için teşekkür ediyorum." dedi. Orliç, Sırbistan'da Türkiye'den oldukça değerli yatırımların bulunduğuna işaret ederek, "Böylece ülkemizde yaklaşık 10 bin kişiyi istihdam ediyoruz. Ancak buradaki en önemli nokta bunu Sırbistan'da işsizlik sorununun yaşandığı yerlerde yapıyor olmamız." diye konuştu. Türkiye ile dış ticaret hacminin önümüzdeki yıl 2,5 milyon avroyu geçeceğini vurgulayan Orliç, Sırbistan için özellikle altyapı projelerinin önemli olduğunu ve en son Ekim'de yenilenen Novi Pazar-Tutin yolunun açılışının yapıldığını söyledi. Orliç, Türkiye'nin desteğiyle ülkede son derece anlamlı projelerin yürütüldüğünü belirterek, en önemlilerinden birisinin Saraybosna-Belgrad Otoyol Projesi olduğunu aktardı. Son olarak, Orliç, Türkiye ile iyi ilişkileri geliştirmeye devam edeceklerini kaydetti.

1 yıl önce

BBP Lideri Destici: HDP’nin, milli güvenlik meselesi olduğunu ifade ettik

Destici, “Defalarca, HDP'nin TBMM'deki varlığının,Türkiye için milli güvenlik meselesi olduğunu ifade ettik. Bütçe görüşülürken, Meclis kürsüsünden, devlet sırrı olan istihbarat komisyonu raporlarının PKK'nın sivil uzantısı sözde milletvekilleri tarafından açıklanması, rezalet ve ihanettir.” dedi. https://twitter.com/mustafa_destici/status/1601571396530110464?s=46&t=KSngN7jA26saYsI4DZwWfQ

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu ziyaretinde Deniz Baykal'ın yüz ifadesi gündem oldu!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinden önce genel başkanlık görevini yürüten Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ı evinde ziyaret etti. Görüşmede, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Baykal'ın eşi Olcay Baykal ve oğlu Aytaç Baykal da bulundu. Kılıçdaroğlu, Baykal ve ailesinin yeni yılını kutladı. Partiye yakın kaynaklar, Baykal'ın "seçim kampanyasında ben de görev almak istiyorum" dediğini aktardı. BAYKAL'IN YÜZ İFADESİ GÜNDEM OLDU Görüşmeye ilişkin basına servis edilen fotoğrafta, Baykal'ın yüz ifadesindeki mutsuzluk yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. EN YAKININDAKİ İSİM ANLATTI: "GÖRÜŞMEDEN IZDIRAP DUYUYOR" Baykal'a yakınlığıyla tanınan CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, "Orada halinden memnun mutlu olan gülücükler dağıtan sadece Kılıçdaroğlu. Baykal'ın yüzüne baktığımızda acı, ıstırap ve büyük bir hayal kırıklığı görüyoruz." ifadelerini kullandı. "DENİZ BEY'İN BU YÖNETİME BU GENEL BAŞKANA DESTEK VERMESİ SÖZ KONUSU OLAMAZ" Ateş, katıldığı canlı yayında konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Dikkat ederseniz 3 kişinin fotoğrafı var. Orada halinden memnun mutlu olan gülücükler dağıtan Sayın Kılıçdaroğlu. Deniz Baykal'ın yüzüne baktığımızda acı, ıstırap ve büyük bir hayal kırıklığı görüyoruz. Görüşme talebine hayır dememiş gibi…

1 yıl önce

Ali Babacan’dan ‘Kürdistan’ vaatleri: ‘Anayasa’nın 66. maddesindeki Türk ifadesini çıkaracağız’

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 21’inci eylem planı olan Temel Haklar Eylem Planı’nı açıkladı. Partinin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında tanıtılan eylem planının ayrıntılarını Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu anlattı. ‘DAHA KAPSAYICI BİR ANLAYIŞI SAVUNUYORUZ’ Anayasa’daki 66’ncı maddenin yeniden ele alınmasını teklif ettiklerini belirtti. Anayasada ifadeleriyle yer alan “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” maddesinin yeniden ele almayı teklif ettiklerini belirten Babacan “Parti programımızda açıkça beyan ettiğimiz üzere biz, ülkemizde daha kapsayıcı ve daha kuşatıcı yeni bir vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Ülkede hiç kimsenin ayrımcılığa maruz kalmamasının temel dayanaklarından biri, güçlü bir vatandaşlık anlayışıdır. Herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesi, böylesine güçlü bir vatandaşlık anlayışının hâkim kılınmasıyla mümkündür. Bu kapsamda, anayasamızın 66’ncı maddesini, çağımızın gereği olarak, kapsayıcı bir anlayışla yeniden ele almayı teklif ediyoruz” dedi. https://twitter.com/mahallesizz/status/1609901465643925504?s=20&t=-pLHyvSdzSP95-zZ2eTcxg https://twitter.com/devapartisi/status/1609844449189761025?s=20&t=-pLHyvSdzSP95-zZ2eTcxg ANAYASANIN 66. MADDESİ NEDİR? 1982 Anayasası ile hayatımıza giren 66. Madde de Türkiye’de doğan her kişi Türk olarak kabul edilir. Bu bağlamda 66. maddenin tam hali şöyle; “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk babanın veya Türk annenin çocuğu Türk’tür. Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.”

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu konuşurken Ekrem İmamoğlu'nun yüz ifadesi sosyal medyada gündem oldu

https://twitter.com/bugunguncel/status/1611312714785165313?s=46&t=yboqeZo-AMZlzDjD6RZ_mA

1 yıl önce

Ergene Belediye Başkanı CHP’li Rasim Yüksel’in taciz ettiği muhabir kızdan şok ifadeler

Tekirdağ’ın Ergene İlçe Belediye Başkanı CHP’li Rasim Yüksel’in nüfuzunu kullanarak ulusal bir kanalda sunuculuk yapan Zeynep E.K.’ya gerçekleştirdiği seri tacizlerin ayrıntıları ortaya çıktı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, ulusal bir kanalda sunuculuk yapan 24 yaşındaki Zeynep E.K. , çekim görüşmeleri yapmak amacıyla 16 Haziran 2022 günü CHP’li Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel ile bir araya geldi. Büyükçekmece’de lüks bir otelin restoranında görüşen ikiliye Zeynep E.K.’nın çalıştığı kanalın genel yayın yönetmeni Deniz A. ve Belediye Başkanı’nın arkadaşı Serkan D. de eşlik etti. CHP’Lİ BAŞKAN TACİZLE BAŞLADI, CİNSEL SALDIRIYLA DEVAM ETTİ Taraflar birlikte yemek yerken Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel, sunucu kadınla ilgilenerek bazı kişisel sorular sormaya başladı. Durumdan rahatsız olan Zeynep E.K., genel yayın yönetmenine durumu aktarsa da “biraz daha dayan” şeklinde tacize göz yumması gerektiği yönünde çirkin bir yanıt aldı. Zaman ilerledikçe tacizin boyutu da ilerledi. Belediye Başkanı Rasim Yüksel, sunucu Zeynep E.K.’yı restoranın dışına davet etti, elini omzuna atıp sarılmaya da başladı. Tacizi cinsel saldırıya çeviren olay sarılmayla başladı, talihsiz kadının göğüslerine dokunması ve elini tutmasıyla devam etti. KADIN ENGELLESE DE SINIRINI SÜREKLİ AŞTI Belediye Başkanının konumu nedeniyle korkup çekinen sunucu, elini çekerek saldırgan Başkana engel oldu. Yaşadığı taciz ve cinsel saldırıdan rahatsız olup korkan ve buna dur demek için genel yayın yönetmeninden yardım istese de alamayan kadının engellemelerine karşı Başkan Rasim Yüksel sınırını sürekli aştı. Genç kadını bu kez de boynundan kavradı, kendisine çekip öpmeye çalıştı. Zeynep E.K., “Bana yaklaşma” diyerek Başkana tepki gösterdi. Ama Başkan Rasim Yüksel durmak bilmedi. İki isim tekrar restoranın içine girdiğinde Başkan Yüksel tekrar genç kadına sarıldı. Sunucu kadın bir bahane bularak restoranın resepsiyon kısmına geçti. Bir süre sonra Zeynep E.K.’nin peşinden giden Rasim Yüksel hiçbir şey olmamış gibi, “Bebeğim bir sorun mu var” diye sordu. Annesinin rahatsızlandığı bahanesini uyduran kadın restorandan ayrıldı. MESAJLAŞMALAR ORTAYA ÇIKTI, YÖNETİCİSİ DE CİNSEL SALDIRIYA GÖZ YUMMUŞ Rasim Yüksel’in suçlamayı kabul etmediği, arkadaşı Serkan D.’nin de iddiaları doğrulamadığı aktarılan iddianamede, müşteki kadının ifadesi ve mesaj tespit tutanağı ile olayın sabit olduğu belirtildi. Televizyon kanalının genel yayın yönetmeni Deniz A.’nın genç kadına, “Kalkıyoruz, bir yirmi dakika idare et, işlere bu bakıyor” şeklinde mesaj gönderdiği, Zeynep E.K.’nin cevap olarak “Neredeyse her yerimi elledi, öpecekti az daha, çok rahatsız oldum, lütfen gidelim” şeklinde yanıt verdiği de dikkat çeken bir detay olarak iddianamede yer aldı. Deniz A.’nın ise çalışanına “Ne oldu bu kadar, hangisi normal ki bu sektörde, son kez çaba gösteriyorum” şeklinde sunucu kadının rahatsız olduğu mesaja umarsızca karşılık verdiği belirlendi. NÜFUZUNU KULLANARAK CİNSEL SALDIRIDA BULUNDU Genel yayın yönetmeni Deniz A.’nın ifadesinde genç kadının mesajlarına görmeden cevap yazdığını söylediği anlatılan iddianamede, sunucu ile aynı iş yerinde çalışan Ahmet İ.’nin de ifadesi alındı. Ahmet İ., yöneticisinin çalışma arkadaşı kadın hakkında “Bu kız kendisini ne sanıyor, Rasim ile baş edebileceğini mi sanıyor, bunu ispat edemez” şeklinde ifade vermesi dikkat çekti. Taciz mağduru kadının ablası da soruşturma kapsamında ifade verdi. Zeynep E.K.’nin ablası, olay günü kardeşinin kendisini endişeli bir ses tonuyla arayıp tacize uğradığını söylediği aktarıldı. Savcılık, tüm bu ifadeler dikkate alındığında müştekinin beyanına üstünlük tanındığını ve şüpheli Rasim Yüksel’in müşteki üzerinde nüfuzunu kullanarak vücudunun çeşitli bölgelerini ellediği, öpmeye çalıştığı bu suretle cinsel saldırıda bulunduğunun altını çizdi. Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel hakkında “basit cinsel saldırı” suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenledi.

1 yıl önce

Hatay'da depremde yıkılan Rönesans Rezidans'ın tutuklu müteahhidi Coşkun'un ifadesi ortaya çıktı

Depremin ardından Karadağ'ın başkenti Podgorica'ya kaçmaya çalıştığı sırada İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alınan ve bugün çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanan Coşkun, savcılık ifadesinde, Antis Yapı İnşaat firmasının sahibi ve müteahhidi olduğunu belirtti. Firmanın diğer ortağının kardeşi olduğunu söyleyen Coşkun, Rönesans Rezidans'ın ortağı olduğu firma tarafından yapıldığını aktardı. Rönesans Rezidans'ın 4 blok, 249 bağımsız bölüm ve alt katta iki otoparktan oluştuğunu ifade eden Mehmet Yaşar Coşkun, 2011'de yapımına başlanan binanın 2013’te tamamlandığını anlattı. 'Binada 10 yıldır bir sıkıntı yaşanmadı' Coşkun, ifadesinde şunları ileri sürdü: "İki yıllık inşaat sürecinde herhangi bir sıkıntı çıkmadı, kazasız bir şekilde inşaatı bitirdik. Bina 10 yıldır kullanımdaydı, bu süre zarfında herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Binada sonradan herhangi bir esaslı değişiklik yapılmadı, mevzuatta öngörülen tüm işlemleri yerine getirdik. Biz betonarme kaba inşaatını İstanbul merkezli Yapı İnşaat isimli firmaya vermiştik. Hatırladığım kadarıyla bu firma da iki ortaklıydı." Rönesans Rezidans gibi çok bina inşa ettiğini söyleyen Coşkun, Antakya'da 75. Yıl Bulvarı üzerindeki bir binanın da kendileri tarafından yapıldığını, Rönesans dışındaki binalarında sıkıntılı bir durum olmadığı bilgisini aldığını savundu. 'Neden yıkıldığını ben de bilmiyorum' Mehmet Yaşar Coşkun, ifadesine şöyle devam etti: "Rönesans Rezidans'ın neden yıkıldığını ben de bilmiyorum. Rönesans Rezidans'ın zemin etüdü yapılmış ve sağlam durumdaydı. Tüm ruhsatları alındı, hem belediye hem yapı denetim firması tarafından bizzat yerinde gerekli numuneler alınmak suretiyle gerekli incelemeler yapıldı, kontrolleri sağlandı. Bu aşamalarda hiçbir sıkıntı çıkmadı. Hatta biz Rönesans Rezidans'ı inşa ederken yapımını aşama aşama fotoğraf ve video kaydına aldık. Bunların bilgisayarlarda kayıtlı olduğunu düşünüyorum. Temin edebilirsem bilahare ibraz edeceğim. Rönesans Rezidans ile ilgili aklıma gelen tek bir şey var; depremin dalga boyunun bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm depremlerden farklı olması diye düşünüyorum. Ayrıca deprem yeryüzüne çok yakın birkaç kilometrelik mesafede olduğu için de yıkım olmuş olabilir. 6 Şubat'ta art arda iki deprem yaşandı. İkinci deprem, merkez üssü Elbistan olan deprem daha şiddetli bir depremdi. Ben deprem uzmanı değilim bu söylediklerim tahmine dayalı değerlendirmelerimdir." 'Karadağ biletini 8 Şubat'ta aldım ama binanın yıkılmasıyla alakası yok' İnşaat firması olarak Karadağ’da da inşaatları olduğunu öne süren Coşkun, buradaki yapıların tapularını vermeleri gerektiğini ve bu ülkeye gitmeyi daha önceden planladığını iddia etti. Coşkun, kayınpederinin kalça kemiğini kırması nedeniyle bu ülkeye gidişinin geciktiğini savunarak, "Her ne kadar Karadağ'a gidişim önceden planlanmış olsa da uçak biletini 8 Şubat günü aldım. Rönesans Rezidans isimli yapının depremden etkilenip yıkılmasıyla benim Karadağ ülkesine gidişim arasında herhangi bir ilişki yoktur. Ben kesinlikle soruşturmadan kaçmak için Karadağ ülkesine gitmeye çalışmadım. İşlerim dolayısıyla Karadağ ülkesine gidecektim. Biz plan, proje ve mevzuata uygun bir inşaat yaptık. Bu nedenle üzerime atılı suçu kabul etmiyorum." dedi. 'Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş müvekkilimin lehine açıklama yapmıştır' Coşkun'un avukatı Kübra Kalkan Çolakoğlu ise Coşkun'un aile dostu olduğunu ifade etti. Kendisinin ve müvekkilinin depremde çok sayıda akrabasını kaybettiğini söyleyen avukat Çolakoğlu, müvekkilinin firmasının yaklaşık 30 yıllık bir firma olduğunu vurguladı. Rönesans Rezidans dışında, firmanın yaptığı diğer binaların sağlam olduğunu savunan avukat Çolakoğlu, "Yaptığı tüm binalar sapasağlam ayaktayken bir bina çöktü diye müvekkilim sorumlu tutulmaktadır." dedi. Avukat Çolakoğlu, şöyle devam etti: "Kamuoyunda bir suçlu, bir fail aranmaktadır. Bu fail de müvekkilim olarak belirlenmiştir. Bir basın mensubunun yaptığı haber dolayısıyla müvekkilim ortaya atılmıştır. Diğer binaları yapanlarla ilgili herhangi bir şey yapılmazken müvekkilim sürekli kamuoyunda tartışılmaktadır." Coşkun'un son bir yıl içinde yaklaşık 10 defa Karadağ'a gittiğini belirten Çolakoğlu, müvekkilinin bu ülkeye gidişinin kaçma amaçlı olmadığını iddia etti. Avukat Çolakoğlu, şunları kaydetti: "Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, basına yaptığı açıklamada Rönesans Rezidans'ı inşa eden müvekkilimin üzerine çok gidilmemesi gerektiğini, kendisinin yani müvekkilimin idealist bir insan olduğunu, şu an bina yıkımlarının hangi nedenden kaynaklandığının bilinmediğini, müteahhitlerin üzerine bu aşamada çok gidilmemesi gerektiği yönünde ifadede bulundu. Yani özetlemek gerekirse Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş müvekkilimin lehine açıklama yapmıştır. Müvekkilimin durumu tamamen basının yaptığı haberler sebebiyle bu aşamaya gelmiş ve soruşturma başlamıştır." Gerekli incelemeler yapıldığında mevzuata uygun binanın yapıldığının ortaya çıkacağını iddia eden Çolakoğlu, suçlamaları kabul etmediklerini bildirdi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9