29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Alenen casusluk ve ihanet ediyorlar

Bakan Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Şehit Demet Sezen Konferans Salonu'nda düzenlenen 'İl Emniyet Müdürleri Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Toplantıda, İçişleri Bakan Yardımcıları Muhterem İnce, Mehmet Ersoy ile Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin de yer aldı. Bakan Soylu, terör örgütü PKK'nın Türkiye içindeki geçmişinin yaklaşık 40 yıl, Suriye'deki uzantısı YPG'nin ise kuruluş tarihinin 2004 olduğunu söyledi. PKK'nın Türkiye içerisinde bitme noktasına gelirken, YPG'nin sınırda terör devleti kurmanın taşeronluğuna soyunduğuna dikkat çeken Soylu, "Buna izin vermedik ve vermeyiz. Bir şekilde bu örgüt, batılı ülkelerle açıktan iş birliği yapıyor. Ben Avrupalı olsam, mensup olduğum ülkeden terör örgütlerine vermiş olduğu destek nedeniyle utanır ve hesabını sorarım. Bir tarafta ihanet, kan, gözyaşı, hayatını kaybeden çocuklar ve yerinden edilen insanlar var. Diğer tarafta onların üzerinden hesap yapıp ülke kuranlar var. Bütün bunlar elbette bölgede istikrarsızlığa sebep olabiliyor. Siz bir yardım derneği kursanız, 10 bin lira yardım bulamazsınız. Bu örgütlere batıdan milyonlarca dolar para, TIR'larla silah geliyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin vatandaşları, bu örgütlere katılıyorlar. Kimisi ölüyor, kimisi sınırımızdan geçerken yakalanıyorlar" dedi. 'BU İŞ, ELİN OĞLUYLA EL TUTARAK OLMAZ' Terör örgütlerini destekleyen ülkelerin Türkiye içinde iş birlikçilerinin olduğunu belirten Bakan Soylu, "Amerika'nın, Avrupa'nın vakıflarından beslenip Türkiye Cumhuriyeti devleti aleyhine çalışan, sabahtan akşama kadar video çeken, herkese hakaret eden, iftira atan şaklabanlar var. Üzerine elbise alamayacak parası olmayan adam, yüzlerce insanı yanında çalıştırıyor. Kendi SGK'sını ödeyebilecek kabiliyeti olmayan kişi, yüzlerce insanı yanında çalıştırıyor. Alenen casusluk, bu ülkenin topraklarına ve bu asil millete ihanet ediyorlar. Dünyanın en büyük ülkesi denilen büyükelçiliklerden aldıkları talimatla, ülkemizin içerisini karıştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Darbelerle, ekonomik saldırılarla, Türkiye'de kurgulanan oyunların içerisinde bunlar vardır. Çok zorlandıklarında iş dünyası derneklerinden destek almaları çok zor değil. Düğmeye basıp onları harekete geçirme kabiliyetleri elbette ki söz konusudur. Dışarıdakileri anlıyorum; Türkiye'nin kalkınmasını istemiyorlar. Ancak içeridekilerin hıncının ne olduğunu anlayabilmek mümkün değil. Hainliğin bile kendine ait bir karakteri vardır. Bazıları hain olamayacak kadar sefildirler. Amerikan Büyükelçisiyle 5 defa oturacaksın, bunu matah olarak servis edeceksin; yazıklar olsun. Sonra da 'siyasetçiyim' diye gezeceksin. Cumhuriyetin birinci asrı bize emanet edildi. Bu iş, elin oğluyla el tutarak olmaz. Bu iş büyükelçilere, dış dünyaya Türkiye'yi şikayet ederek olmaz" diye konuştu. 'ELBETTE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ' Bakan Soylu, Meclis'teki bütçe görüşmelerini hatırlatarak, "Tarihin en büyük terör kuşatmasıyla karşı karşıyayız. TBMM'deki bütçe görüşmelerinde bir tek muhalefet partisinin terör örgütleri ile ilgili tek bir cümle söylemediği, Türkiye'nin terörle mücadelesine tek bir atıfta bulunmadığı bir tabloyu yaşadık. Türkiye'yi bölmek ve parçalamak için ellerinden gelen her şeyi yapıp, TBMM'ye kapağı attıktan sonra o sıralardan bize hakaret edenler, iftira atanlara ve bu kahraman teşkilata iftira atanlara rast geldik. Demokrasiyi, milli iradeyi, suçu saklama merkezi haline getirmeye çalışanlara elbette müsaade etmeyeceğiz. Demokrasi de müsaade etmez. Böyle bir şey kabul edilmez ve siyasetin de demokrasinin de milli iradenin de masumiyetine zarar getirir" ifadelerini kullandı. 'EYLEM SAYILARI AZALDI'  Bakan Soylu, Türkiye'nin, PKK/YPG, FETÖ, DEAŞ ve aşırı sol terör örgütleri gibi birçok terör örgütü ile aynı anda mücadele ettiğini, küresel terör tehdidiyle bu yoğunlukta temas eden belki de tek ülke olduğunu söyledi. Bu mücadelede önemli bir mesafe aldıklarını vurgulayan Soylu, "Artık tehlikeyi kendi sahamızda değil, oluştuğu yerde karşılıyoruz. Terörü kaynağında kurutuyoruz ve kesintisiz operasyon halindeyiz. Özellikle 2016'dan beri terörün tüm bileşenleriyle, terörizmle, kültür terörizmine varıncaya kadar tüm uzantılarıyla, tüm propaganda ve lojistik kaynaklarıyla mücadele ediyoruz. Netice aldık mı? Elbette aldık. Çok şükür 31 Aralık 2016'dan beri şehirlerimizde herhangi bir terör olayı yaşanmamıştır. PKK'nın kırsaldaki eylem etkinliği bile son 6 yılda yüzde 95 azalmıştır. Tüm terör örgütlerinden 2017 yılında 697 önemli olay engellemiştik. Bu sayı her yıl azaldı ve 2021 yılı için 156'ya geriledi. Yani hem gerçekleşen eylem sayıları, hem de oluşmadan engellenen eylem sayıları azaldı" dedi.  '34 KADIN UZAKLAŞTIRMA TEDBİRİNE RAĞMEN HAYATINI KAYBETTİ' Bakan Soylu, özellikle aile içi ve kadına yönelik şiddet konularına vurgu yapmak istediğini belirterek, şunları kaydetti: "Herkesten rica ediyorum, şiddet veya şiddet eğilimi gördüğünüz bir hadisede kadınlar ile erkeği güya barıştırıp göndermeyin. Bu yıl 34 kadın, uzaklaştırma tedbiri alındığı halde hayatını kaybetti. Bunun yarısı güya barışmak suretiyle uzaklaştırma ve tedbir kararı devam ederken bir araya gelip, daha sonra erkeğin şiddetiyle hayatını kaybettiği kadınlardır. Uzaklaştırma tedbiri alan kadınlara da sesleniyorum; örnekler ortada, uzaklaştırma tedbiri varken 'tekrar barışırız' düşüncesinde attığınız adım hayatınıza mal oluyor. Buna girmeye hiç gerek yok. Biz sizin emrinizdeyiz. Böyle bir buluşma isteniyorsa, yargının ortaya koyacağı bir süreçle ve güvenlik görevlilerimiz yanınızda olarak bu sağlanmalıdır."

2 yıl önce

İhanet bildirisine imza atmıştı! PKK'lı akademisyenin maaşı Tunç Soyer'den

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in her yıl on milyonlarca liralık zararıyla gündemden düşmeyen Grand Plaza şirketi üzerinden imza attığı büyük bir skandal daha ortaya çıktı. Soyer, PKK'ya destek veren sözde barış bildirgesini imzaladıkları için KHK ile görevinden uzaklaştırılan akademisyenler arasında yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi HDP'li Prof. Dr. Ayşen Uysal'ı bu şirkette yönetim kurulu üyesi yaparak 2.5 yıl önce maaşa bağlamıştı. İZMİRLİDEN MAAŞ ALIYOR Prof. Dr. Uysal'ın bu süreçte Fransa'da bir üniversitede misafir öğretim üyesi olarak çalışmaya başladığı ve yılın büyük bölümünde bu ülkede yaşadığı ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden maaş almaya devam ettiği ortaya çıktı. Soyer'in, PKK yandaşı bildiriyi imzalayan ve PKK'nın siyasi kolu HDP ile hapisteki Selahattin Demirtaş'ı destekleyen paylaşım ve yazılarıyla dikkat çekmeyi sürdüren Uysal'a Paris'te yaşamasına rağmen İzmir'den maaş ödemeye devam etmesi pes dedirtti. Bu durum kafalarda birçok soru işareti de oluşturdu. İHANET BİLDİRİSİNE İMZA ATTI Başkan Tunç Soyer, CHP-İyi Parti'nin HDP'yle kurduğu üstü örtülü ittifakın desteğiyle aday gösterilip seçildikten sonra belediyede önemli bir HDP'li yapılanmaya gitti. HDP'den gelen listelerde isimleri bulunan yüzlerce kişi belediyede istihdam edildi. Belediyede işe girmek için HDP'li olmanın en önemli referans olduğu gerçeği dillendirilmeye başlandı. Bir ara KHK ile ihraç edilenleri belediyede zabıta yapacağını açıklamasıyla da gündeme gelen Soyer, 2016 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devletini suçlayan PKK yandaşı sözde barış bildirisini imzalayan akademisyenlerden İzmirli Prof. Dr. Ayşen Uysal, Prof. Dr. Melek Göregenli ve Prof. Dr. Nilgün Toker'e uzmanlık alanlarıyla hiçbir ilgisi bulunmayan ve yeme-içme sektöründe faaliyet gösteren belediyeye ait Grand Plaza şirketinde yönetim kurulu üyesi sıfatı vererek maaşa bağladı. Bu icraat büyük tepki çekti. Toker bir süre sonra bu görevden ayrılırken Soyer, Uysal ve Göregenli'yi ikinci kez bu şirketin yönetim kuruluna atadı. Bu arada Uysal, Fransa'da Üniversiteler Ulusal Konseyi'nden profesör denkliği aldı ve Paris'e yerleşti. Soyer, yılın büyük bölümünü Fransa'da geçiren, hatta sosyal medya profilinde bile Sciences Po Üniversitesi'nde çalıştığını vurgulayan Uysal'a İzmirlinin cebinden maaş ödemeyi sürdürüyor. Selahattin Demirtaş'a destek verdiği paylaşımlarıyla dikkat çeken Prof. Dr. Uysal ise Türkiye ile ilgili nefret dolu paylaşımlarına devam ediyor. SKANDAL BİLDİRİDE DEVLETİ KATLİAM YAPMAKLA SUÇLADILAR 2016 yılının Ocak ayında yayınlanan ve özel ile devlet üniversitelerinden Prof. Dr. Ayşen Uysal'ın da içlerinde yer aldığı 1100 akademisyenin imza attığı skandal bildiride PKK'ya destek verilmiş ve devlet katliam yapmakla suçlanmıştı. Bildiride, "Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından vazgeçmesi gerekiyor. Hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritası oluşturmasını talep ediyoruz" ifadeleri kullanılmıştı. 'SİZİ İLGİLENDİRMEZ' DEDİ Türkiye ve Fransa üzerine bazı basın yayın organlarında yazılar yazan Prof. Dr. Uysal, diğer yandan PKK'nın siyasi uzantısı HDP ve hapisteki lideri Selahattin Demirtaş'ı destekleyen paylaşımlar yapmayı sürdürüyor. Yeni Asır'ın ulaştığı Uysal, "Paris'te mi yaşıyorsunuz?" sorusuna "Sizi ilgilendiren bir durum yok" cevabını verdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde terör iltisaklı kişilere işbaşı yaptırıldığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı tarafından özel müfettiş incelemesi başlatılırken Soyer'in bu icraatı da gündeme geldi. Soyer, daha önce Valilikçe yapılan güvenlik soruşturması sonucu görevden almak zorunda kaldığı bazı isimleri oluşan bir yasal boşluğu değerlendirerek yeniden işe almasıyla da dikkat çekmişti.

2 yıl önce

Ağaç düşmanı CHP! Hasan Akgün ile Ekrem İmamoğlu’nun Albatros Parkı ihanetine mahkeme ‘dur!’ dedi

CHP’li Büyükçekmece Belediyesi’nin 2017’de 160 milyon liraya sattığı 30 bin metrekarelik Albatros Parkı’nı yapılaşmaya açan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) imar planı İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. İBB karara itiraz ederek dosyayı istinaf mahkemesine taşıdı. Park şu an İBB’nin sahil yenileme çalışmasının depolama alanı olarak kullanılıyor. Parkla ilgili 2018’de Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası’nın açtığı dava kapsamında da imar planları iptal edilmişti. BİNALİ YILDIRIM KARŞI ÇIKMIŞTI AK Parti’nin 2019 seçimlerinden kısa bir süre önce başkan adayı olan Binali Yıldırım da “Orayı yedirmeyiz. Hiç heveslenmesinler. Burası millet bahçesi olacak” demişti. BELEDİYE “OTEL” İSTİYOR Büyükçekmece Belediyesi 2020’de söz konusu alana yönelik yeni bir plan teklifi hazırladı. Buna göre, ilçede fazla yatak kapasiteli bir turizm tesisine ihtiyaç duyulmasından hareketle, parkın yüzde 30’u ticaret, yüzde 30’u turizm, yüzde 40’ı konut şeklinde planlandı. İBB de bu plandaki konut, ticaret ve turizm fonksiyonlarını değiştirerek ‘park alanı‘ olarak düzenledi, ancak üst ölçekli imar planlarında park hala ‘turizm tesis alanı‘ olarak geçiyordu. Dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda da söz konusu çelişkiler ortaya kondu. MAHKEME: BELİRSİZLİKLER VAR, KAMU YARARI YOK Bilirkişi raporunu hükme esas alan İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi, 28 Ocak 2022 tarihli kararında, plan hükümlerinde yer alan ‘alanın istenirse tamamının turizm alanı yapılabileceği‘ ibaresinin belirsizliğe yol açtığını kaydetti. Belirsizliğin şehircilik ilke ve esaslarına aykırılık oluşturacağı belirtildi. Parka verilen fonksiyonların kullanım amacı itibariyle birbirinden farklı olduğunu kaydeden mahkeme, örneğin konut alanı olarak planlanan alanın cami, yol, okul gibi donatı alanı gerektirdiğini, turizm alanındaysa böyle bir ihtiyacın duyulmayacağını ifade etti. Söz konusu planlama belirsizliğinin ileride probleme yol açacağına işaret eden mahkeme, bu planın planlama ilke ve esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığına hükmetti. 2013’ten bu yana Büyükçekmece halkının eylemlerine rağmen Albatros Parkı’nda 2015 yılında bazı ağaçlar kesilmiş, parkı savunmak isteyen bazı eylemciler CHP’li belediye ve polisin şafak operasyonuyla gözaltına alınmıştı.  Parkın 2017’de Suudi, Katar ve Yemenli bir fonla ortaklık kuran Demir İnşaat’a 160 milyon liraya satıldığı ortaya çıkmıştı. İBB KARARA İTİRAZ ETTİ İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi’nin kararına itiraz etti. Böylece dosya İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne taşındı. Albatros Parkı, şu anda İBB’nin sahil yenileme çalışmasının depolama alanı olarak kullanılıyor. https://twitter.com/genelgundem/status/1496770932844597249?s=21

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun 6 muhalefet partisinin ortak açıklamasını büyükelçilere düzelttirmeye götürmesini eleştirdi. "Bunun adı vatana ihanettir"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Belediyeler Birliğinde Sivil Toplumla İlişkiler İl müdürlerine yönelik eğitim toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisinin 28 Şubat'ta paylaştığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e ilişkin ortak metnin, yabancı büyükelçi tarafından redakte edildiği iddiasının hatırlatılması üzerine Soylu, siyasette devlet işinin ciddiyet gerektirdiğini söyledi. Soylu, "Kaç günden beri söylüyorum, devam ediyorum. İşin muhatabı bellidir. İşin muhatabı çıkacak, bunun cevabını verecek. Aslı vatana ihanettir. Siz toplantı yaptığınız, bir mutabakat metni oluşturduğunuz süreci kendi yanınızdaki bir büyükelçiyi, bir Avrupa Birliği büyükelçisine gönderip de redakte ettiremezsiniz. Bir şifre daha verdim." diye konuştu. Altı muhalefet partisi içerisindeki tüm partilerin bu durumu bilip bilmediğinin sorulması üzerine ise Soylu, "Diğer partiler sorsun, ben soruyorum. Onlar niye sormuyor? Onların en azından benim kadar, en azından sizin kadar bir merakı yok mu? Ama biliyorlardır gibime geliyor." ifadesini kullandı. Soylu, "Yasal süreç başlatılacak bir durum mu, bir soruşturma, suç duyurusu söz konusu olabilecek mi?” sorusuna da "Her şeyin cevabını bana soruyorsunuz. Bir şey daha söyledim, kendi yanındaki bir büyükelçiyi AB'den bir büyükelçiye… Kalkan yemeye gitmediler yalnız." yanıtını verdi.

1 yıl önce

Sığınmacılarla Arap turistleri karıştırdılar! ‘Türkçü’ görünümlü hesaplardan Türkiye’ye ihanet…

Son günlerde hız kazanan ırkçı provokasyonda Türkiye’ye gelen turistler de hedef haline getirildi. Türkiye’nin turistik ve dini mekanlarında çekilen ve Müslüman turistleri gösteren videolarda ‘Türkiye işgal edildi’ algısı oturtmaya çalışıldı. FETÖCÜ HESAPLAR DEVREDE Türkiye’de yabancı düşmanlığını körükleyerek bir iç savaş çıkarma çabasında olan FETÖ’cü hesaplar bozkurt ve Atatürk görselleri kullandıkları Türkçü görünümlü hesapları ile milliyetçi Türk gençlerinin beynini yıkamaya çalışıyor. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’dan aldıkları dersler ile algı yönetimi ve manipülasyonda uzmanlaşan firari Fetöcüler, 15 Temmuz öncesi de aynı taktiği uygulamış; Atatürkçü görünümlü hesaplar vasıtasıyla AK Parti hükümetini devirmek için sosyal medyada algı yönetimi yapmıştı. TÜRKİYE’DE TURİST İSTEMİYORLAR FETÖ’cü hesapların algı yönetiminde kullandıkları videolarda Türkiye’deki turistik mekanları ziyaret eden turistlerin videoları yayınlandı. Ortadoğu ülkelerinden Türkiye’ye turizm amaçlı gelen ve milyarlarca dolar gelir bırakan turistleri hedef haline getiriyorlar. İSTANBUL’A GELEN HER 4 TURİSTTEN BİRİ ARAP Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) geçtiğimiz hafta yayımladığı araştırmaya göre, Ortadoğu bölgesinden Türkiye’ye gelen turist sayısı 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 44 artarak 3.6 milyona çıkarken, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 45 artışla 703.000’e ulaştı. İstanbul’a gelen ziyaretçiler içinde Arap ülkelerinden gelen ziyaretçilerin payı artışını sürdürürken, kenti ziyaret eden her 4 turistten biri Arap oldu. REKOR KIRDILAR İstanbul’da 2010’da toplam ziyaretçiler içinde yüzde 10 olan Arap turistlerin payı 2017’de tüm zamanların rekoru ile yüzde 24.3’e yükseldi. Geçen yıl kente gelen 10 milyon 840.000 turistten Arap olanların sayısı 2 milyon 630.000 ulaştı. Arap turistlerin toplam turistler içindeki payı yüzde 24.3 oldu. Yılın ilk 4 ayında İstanbul’a gelen turist sayısı 4 milyon 200.000’e ulaşırken, bu turistlerin 967.000’ini Arap oldu.

1 yıl önce

“Türkiye işgal altında” yazıp PKK’lı hesaplara beğeni atıyorlar! İşte ‘Türkçü’ görünümlü ihanet çetesi…

Türkiye’de seçilmiş hükümeti sokak olaylarıyla indirmeyi amaç edinen Gezi ihanetinde hafızalarda yer edinen bir görüntü, hain kalkışmanın maksadını ve planlayıcılarını ortaya koymuştu. Atatürk posteri ve Türk bayraklarının arasına Öcalan posterleri ile PKK paçavralarını asan hainler asıl niyetlerinin Türkiye’yi karıştırmak olduğunu belli etmişti. AYNI OYUN BUGÜN SOSYAL MEDYA DA SAHNEDE Türkiye’de son dönemde artan sığınmacı düşmanlığı ve ırkçı provokasyonda da Gezi ihanetinde olduğu gibi kendilerine Türkçü maskesi takan hainler, PKK ve FETÖ terör örgütleri ile el ele vermiş durumda. “Türkiye’nin sınırları güvende değil, Türkiye işgal edildi, Sokağa çıkamıyoruz, Sessiz istila” gibi söylemlerle milliyetçi gençleri ağına düşüren hainlerin asıl niyeti; sokakları karıştırarak Türkiye’yi dış müdahaleye açık hale getirmek. HEM ‘TÜRKÇÜ’ HEM SELAHATTİN DEMİRTAŞ’A ÖVGÜ Sosyal medyada gün boyunca Suriyeliler başta olmak üzere Türkiye’ye sığınan yabancılara hakaret eden, Türkiye Cumhuriyeti devletini aciz ve işgal edilmiş gösteren provokatör hesaplar Türkçülük maskesini kullanıyor. Ümit Özdağ’ın paylaşımlarını RT eden hesaplar aynı anda PKK’lı isimlere de beğeni atıyor. JAHREİN VE EKİBİ SAHNEDE Twitter’da Jahrein isimli kullanıcının başını çektiği ekibin “Türkiye işgal ediliyor” yazdıktan sonra PKK ve FETÖ’cülerin paylaşımlarını beğenmeleri ve RT etmeleri de dikkatlerden kaçmıyor. Türkiye aleyhine olan her paylaşımı beğenen Jahrein’e ait sosyal medya ekibi Türkiye’de ırkçılığın bayraktarlığını yapan Ümit Özdağ gibi isimlere malzeme sağlamak için gün boyu yaptıkları manipülasyonlar, milliyetçi Türk gençleri tarafından da ilgi görüyor. İşte o provokatörler: Milliyetçi söylemlerle Türk gençlerini ağına düşüren ve etkileşim sayısını arttıran Jahrein ve ekibi başta CHP olmak üzere siyasi partilere sosyal medya desteği sağlamak için ise dev bütçelere anlaşma yapıyor. Son günlerde ırkçı Zafer Partisi için çalışan çetenin finansmanının ABD tarafından sağlandığı daha önce defalarca dile getirilmişti.

1 yıl önce

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın terör örgütü PKK ile görüştüğü ortaya çıktı! İşte şok eden ihanetin belgesi

PKK İLE AMERİKA’DA GÖRÜŞMÜŞ Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın 1997 yılında ABD’de terör örgütü PKK yöneticileri ile görüştüğü belgelendi. Gazeteci Bekir Tiryaki’nin sosyal medya hesabından yayınladığı belgeyle Özdağ’ın ihaneti belgelendi. FETÖCÜLERE DE YALAN SÖYLEME DERSLERİ VERMİŞTİ Son zamanlarda sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda yalan olduğunu bildiği halde ısrarla bazı iddiaları tekrarlayan Özdağ’ın zamanında ders verdiği FETÖ’cü teröristlerden sosyal medyada aldığı destek dikkatlerden kaçmıyor. FETÖ ile derin bağları bulunan Özdağ’ın çıkardığı derginin yazar kadrosunda firari Emre Uslu başta olmak üzere FETÖ’cü pek çok isim yer alıyor. ZEYTİN DALI OPERASYONUNU SABOTE ETMEYE ÇALIŞMIŞTI Türkiye ne zaman PKK’ya karşı sınır ötesi operasyona kalkışsa sokakları karıştırmak için harekete geçen Özdağ, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonu’nda da bugün olduğu gibi karışıklık çıkarmak için çok uğraşmıştı. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda “Türk askerleri Suriye sınırları içinde aç, susuz haldeler, giymeye giyecek, yemeye yiyecek, banyo yapmaya yer bulamıyorlar” diyerek, Türk ordusunu adeta düşmanları karşısında aciz göstermeye çalışmıştı. TSK o günlerde “Bir kısım çok da iyi niyet taşımayan ferdi girişimleri dikkate alarak yapılan haberler, bizden önce halkımızı üzmektedir. Devlet bütün gücünü o bölgeye cömertçe seferber etmektedir” açıklaması yaparak adeta Ümit Özdağ’ı fırçalamıştı. Sonra, Zeytin Dalı Operasyonu’nda ortaya çıkmış ve “Afrin’i almak için ne verdiniz sorusunun sorulması gerekiyor” kara propagandasını yapmıştı. 4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü ve Afrin’e huzur getiren operasyonda kime, ne verilmiş oldu? 4600 YPG’li terörist öldürülerek sadece CHP’ye üzüntü verilmiştir. CHP, HDP ve partisi İP, bu operasyona karşıydı ve aklınca onların düşüncelerini böyle propagandalarla güçlendirmeye çalışıyordu. Çok böyükkkkk Türk milliyetçisi olduğu söylenen Ümit Özdağ, Türk ordusunun operasyonunu sulandırıyordu ama terör örgütü YPG ve PYD’ye de aşk derecesinde sahip çıkan CHP’ye çıtını çıkaramıyordu. Özdağ, İdlib meselesini sulandırmak için de ekranlardaydı. Bu durumu fark eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın sosyal medyadan bu haline suçüstü yapmış ve “İdlib’de Türk askeri büyük bir beka mücadelesi ve şehitler verirken televizyon ekranlarına çıkıp provokasyon yapan, toplumu kaos ve infiale sevk etmeye, Türkiye düşmanlarının lehine algı operasyonu düzenlemeye yeltenen Ümit Özdağ’ın gerçek yüzünü gösterme zamanı geldi” paylaşımını yapmış ve Ümit Özdağ’ın ilişkilerine yönelik oldukça çarpıcı şeyler söylemişti.

1 yıl önce

Bakan Soylu'dan Kılıçdaroğlu'na tepki: Bu konunun üstünü örtemezsin, bu Türkiye'ye bir ihanettir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Polis Müzesi'nde gazete, televizyon ve haber ajanslarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği "Uyuşturucuyla Mücadele Toplantısı"nda açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Hedef kitlesi gençler olan uyuşturucunun, dünyanın karşı karşıya kaldığı en temel sorunlardan biri olduğuna işaret eden Soylu, Afganistan'ın eroinin üretim merkezi, İran'ın ise eroinin geçiş ve metamfetaminin üretim merkezi olduğunu söyledi. Bakan Soylu, Avrupa ve Çin'de sentetik uyuşturucu üretildiğini, uyuşturucu arzı konusunda ciddi tehditle karşı karşıya kalındığını dile getirdi. Avrupa'nın uyuşturucu kullanımını özgürlük alanlarıyla birlikte değerlendirdiğini ifade eden Soylu, eroinin, Türkiye'yi de içine alan rotasının bulunduğunu, kokainde ise temel rotanın, Amerika ile Avrupa arasında olduğunu anlattı. Türkiye'de de kokain yakalamalarında artış yaşandığını bildiren Soylu, "Ne hikmetse, bir türlü ortada olmayan kokain konteyneri senaryosu üzerinden, birileri tarafından, Türkiye'nin sanki 'kokain cenneti'ne döndüğü şeklinde bir algı da oluşturuldu. 2016'da 845 kilogram, 2021'de 2 ton 841 kilogram kokain yakaladık." diye konuştu. Süleyman Soylu, Belçika, Hollanda ve İspanya'da toplam 156 ton kokain yakalandığını aktararak, "Türkiye'nin, özellikle de Mersin Limanı'nın, kokain pazarı olduğu şeklindeki söylemler, maksatlı propagandadan başka bir şey değildir. Bunu, rakamlar da teyit etmektedir. Böyle bir gelişmeyi teyit eden hiçbir saha bulgusu da mevcut değildir." ifadesini kullandı. Uyuşturucu madde metamfetaminin de büyük bir tehlike olduğunu söyleyen Soylu, 2017'den itibaren saha baskısıyla bonzainin etkisinin, yaygınlığının en az seviyeye indirildiğini, bunun önemli bir başarı olduğunu vurguladı. "Gençler, zombi gibi meydanlarda yürüyorlardı" diyen Soylu, şu anda okul çevrelerinde, meydanlarda ve başka bir noktada böyle bir görüntüyle karşılaşılmadığına dikkati çekti. Avrupa'da ele geçirilen metamfetamin miktarının, 2010-2020 yıllarında yüzde 477 oranında arttığını, Avrupa'nın ve Türkiye'nin yeni bir tehditle karşı karşıya kaldığını ifade eden Soylu, Türkiye'nin metamfetamini tam olarak tanımadığına işaret etti. Bakan Soylu, Avrupa'da 2020'de 2,2 ton, Türkiye'de ise aynı dönemde 4,1 ton, geçen yıl da 5,5 ton metamfetamin yakalandığını açıkladı. "SOKAKTA 'METİN AMCA' İSMİYLE BİLİNİYOR" Uyuşturucu nedeniyle yaşanan ölümlerde, 2016'da yüzde 1,4 olan tek başına metamfetaminden kaynaklanan ölüm oranının, 2021'de yüzde 35,6'ya çıktığına dikkati çeken Soylu, madde bağımlılığından tedavi görenler arasında, metamfetamin bağımlılarının oranında artış yaşandığını aktardı. İçişleri Bakanı Soylu, "Bağımlılık yapma ihtimali çok yüksek. Sokakta 'Met,' 'Metin amca', 'Kristal' gibi isimlerle biliniyor. Diş eti bozuklukları ve kemiklerde erime gibi nedenlere yol açıyor." bilgisini paylaştı. Madde bağlantılı ölümlerde, Avrupa'da 2019 verilerine göre milyonda 15, Türkiye'de ise 2019 verilerine göre milyonda 6 olarak gerçekleştiğini dile getiren Soylu, Türkiye'nin kullanıcılık ve ölüm oranlarında Avrupa'nın altında yer aldığını kaydetti. Soylu, "Metamfetaminle mücadelemizi güçlü şekilde yapar ve yenersek Türkiye, dünyada uyuşturucuya bağlı ölümler konusunda en az ölümü yaşayacak ülke olacak. Bunu başarabilir miyiz, başarırız. Buradaki dert, metamfetamini mağlup etmektir." değerlendirmesinde bulundu. Uyuşturucu operasyonlarının, gözaltı sayısının arttığını belirten Soylu, "Uyuşturucuda tutuklu sayıları 2012'de 22 bin 445, 2016'da 37 bin 367. Beni çok eleştirmişlerdi, 'Uyuşturucu satanı görürseniz ayağını kırın' dediğimde, 2017'nin başıydı. Şu anda Türkiye'de uyuşturucudan tutuklu sayısı 106 bin 37. Bunun çok büyük bölümü, yüzde 90'ın üzerinde diyebiliriz, uyuşturucu satıcısıdır." diye konuştu. Türkiye'de 2016'da eroinin yüzde 24'ünün doğu sınırlarında, yüzde 76'sının ise batı illerinde yakalandığını hatırlatan Soylu, oluşturulan operasyonel kabiliyetle, geçen yıl bu tablonun terse çevrilerek, maddenin batı illere gitmeden sınırlarda ele geçirildiğini ifade etti. "BATAKLIK'TA FETÖ İLTİSAKI DA VAR" Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu ve suç geliri operasyonu olan "Bataklık Operasyonu"nu hatırlatan Soylu, "Özellikle bu operasyon başladıktan sonra basında bize karşı yürütülen karalama kampanyalarının yoğunluğunun uyuşturucu mücadelesi veren herkesi, teşkilatımızı itibarsızlaştırmaya yönelik propaganda faaliyetlerinin maksadını kamuoyunun takdirine bakıyorum." dedi. Süleyman Soylu, terörle ve uyuşturucuyla mücadelede yürütülen suç gelirleri operasyonlarının, son 2-3 yılda ortaya konulan, suçu kaynağında kesmeye çalışan en önemli adımlardan olduğunu vurguladı. "Bataklık'ta FETÖ iltisakı da var" diyen Bakan Soylu, bir soru üzerine, suçla ve suçluyla mücadele ettiklerine işaret etti. Soylu, "Benim şahsi açımdan, Bataklık Operasyonuna kadar her şey normaldi. Ben, Bataklık Operasyonu'nun kişisel hayatımda başka bir değişiklik açtığını düşünüyorum. Bundan rahatsız değilim. Çünkü o insanlar Türkiye'de yaşıyorlardı ve bu işi yapıyorlardı. Bataklık Operasyonu'nun ilk ihbarı şahsıma gelmiştir, cep telefonuma." yanıtını verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucu baronlarına bir şey yapılmadığı yönünde söylemlerde bulunduğunu anımsatan Soylu, bu ifadelerin uyuşturucuyla mücadele edenleri töhmet altında bıraktığını, Türkiye'nin mücadelesinin etkisizleştirilmeye çalışıldığını belirtti. Bakan Soylu, 2016-2021 yıllarında 945 suç organizasyon çetesinin çökertildiğini, bu operasyonlarda 9 bin 633 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Toplantı sırasında kendisine bir not iletilmesinin ardından İçişleri Bakanı Soylu, "Bir baron daha şu anda gözaltında bugün itibarıyla. Uzun süredir peşindeydik, Urfi Çetinkaya'nın kardeşi. Urfi Çetinkaya'nın kardeşi şu an gözaltında. Uzun zamandır buna da projeli operasyon yapıyoruz." bilgisini paylaştı. KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Bakan Soylu, "Hangi konuyla alakalı olursa olsun SADAT'ın önüne gidene kadar, Et ve Süt Kurumu'nun önüne gidene kadar, hafif bir cesaretin varsa, bizim söylediğimiz büyükelçilik ile ilgili bir değerlendirme ortaya koy da görelim. Bu konunun üstünü örtemezsin. Bu Türkiye'ye bir ihanettir. Sen Türkiye'nin geleceğini Avrupalı bir büyükelçiye pazarlayamazsın." dedi.

1 2 3 4 5