16 Mayıs Perşembe 2024
4 yıl önce

Moskova'daki Libya zirvesi: Serrac ateşkesin taslak metnini imzaladı, Hafter süre istedi

rusya, moskova, libya zirvesi, serrac, hafter, dışişleri bakanı mevlüt çavuşoğlu, rusya dışişleri bakanı sergey lavrov

3 yıl önce

Trump, TikTok ve WeChat ile iş yapmayı yasaklayan iki kararnameyi imzaladı

abd, başkan, donald trump, tiktok, wechat, yasak

3 yıl önce

Almanya'dan Yunanistan'a MEB baskısı: Mısır ile imzaladığınız anlaşmayı onaylamayın

Türkiye, almanya, yunanistan, mısır, doğu akdeniz, oruç reis, italya, bulgaristan, macaristan, ispanya, mavi vatan, meb, meis

3 yıl önce

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: Nüfusumuzun üç katına yetecek kadar aşı anlaşması imzaladık

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, video konferans yöntemiyle düzenlenen Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Ramazan Bayramı öncesindeki son toplantıda, tedbir ve kısıtlamaların etkisinin değerlendirildiğini belirtti. Kısıtlamaların, Kovid-19 salgınıyla mücadeledeki önemine işaret eden Koca, "Kısıtlamalar özlediğimiz günlerin hasretini daha çok hissettirse de terazinin diğer ucundaki hastalığın yayılımı ve kayıplarımızı belirgin şekilde azaltmaktadır. Bu dengeyi ancak birlikte hareket ederek kurabiliriz. Bugün fedakarlık göstererek ertelediğimiz günlerimiz, bizim ve sevdiklerimizin hayatlarını korumak için yapılmış yatırımlar. Kapanma-açılma arasındaki kısır daireyi kıracak olan bizim irademizdir. Sabır ve sebat göstererek salgının tekrarlayan saldırganlığını kıracağız." diye konuştu. Koca, uygulanan tedbir ve kısıtlamalar ile birlikte hastalığın genel seyri de dikkate alındığında son 15 günde vaka sayısında önemli derecede düşüş yaşandığına dikkati çekti. Bu düşüşün 10 gün gecikmeli olarak doğrudan hastaneye yatışlarda da hissedilmeye başlandığını vurgulayan Koca, "Şu günlerde ise ağır hasta ve vefat sayılarında tedbirlerin etkisini göstereceğini öngörüyoruz. Mevcut gidişat ödediğimiz bedele ve gösterdiğimiz sabra değeceğini işaret ediyor." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 7 anlaşma imzaladık

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: Eğitim, tarım, sanayi, gümrük, Turizm alanlarında 7 anlaşmayı imzalamış olduk. Temmuz ayında ikili ticaret hacmi hedefini 500 milyon dolar olarak belirledik. Bilhassa Türk özel sektörünün yatırımlarıyla 'kazan-kazan' esasına göre yapılacak bu yatırımlarla işadamlarımızın etkinliği daha da artacaktır. Angola'da aynı zamanda istihdamın artmasına da neden olacaktır. Terörle mücadele konusunda Angola makamlarının yanında olmayı sürdüreceğiz. Geçen sene kendi sismik arama ve sondaj gemilerimizle yaptığımız araştırmalarla Karadeniz'de doğalgaz bulduk. Türkiye'nin doğalgaz dağıtım şebekesi son derece moderndir. Vize meselesine atacağımız adımların, beşeri ilişkilerimizin gelişmesine de katkı sağlayacağına inanıyorum. Ekonomik olarak da reformları takdirle izliyoruz. Angola'nın bölgesindeki uluslararası sorunların barışçıl şekilde çözülmesine yönelik yapıcı rolü daha da güçleniyor. Kıta genelinde mevcut 43 büyükelçiliğimiz üzerinden tüm Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Afrika Birliği ile ilişkilerimizi derinleştiriyoruz. Bu kapsamda 21-22 Ekim'de 3.Türkiye-Aftrika Ekonomi Forumu'nu gerçekleştireceğiz. SORU-CEVAP İşbirliği içinde savunma sanayinin yeri nedir? Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ben de özellikle teşekkür ediyorum. Savunma sanayi noktasında 3 ay önce Türkiye'ye yaptıkları ziyarette İHA ve SİHA'larla ilgili talepleri olmuştu. Zırhlı taşıyıcılarla ilgili olarak bugün de bazı görüşmeler yaptık. Bu konuda Türkiye'nin son 19 yılda attığı adımlar gerçekten kendilerinin de dikkatini çekiyor. Ne gibi ürünlerin alım satımları yapılabilir, görüşmek suretiyle adımları atacağız. Her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu söyledik. Çeşitli işbirlikleri söylediniz. Bununla ilgili Afrika ülkeleri için Türkiye ne gibi bir öneme sahip olacak? Hangi sektörlerde dahil olacak? Angola Cumhurbaşkanı Lourenço: Afrika ülkelerinde Angola'nın bölgede büyük güç olarak yer aldığını biliyoruz. Biz daha modern bir ülke olmaya çalışacağız. Burada Angola'nın üye olduğu 3 üyelik var. Türkiye'nin buraya girmesiyle bizim refahımızı yükseltecek kazanımlarımız olacak. Türkiye'nin buraya gelmesi kesinlikle 3. ülkelere de bir kapı olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sayın Başkan zaten yapabileceklerimizi söyledi. Bugün 7 anlaşma bunun ilk adımlarıdır. Bu anlaşmayla birlikte yapmamız gerekenlerin imzalarını attık. Gerek eğitim alanında işbirliği anlaşması ki üniversiteler konusunda adımlarımızı atıyoruz. Gümrük konularıyla karşılıklı idari yardım anlaşmasını yapma imkanımız var. Sanayi konularında her türlü birikimimizi Angola'yla paylaşmaya hazırız. Turizm alanında ise Türkiye çok çok güçlü bir ülke. İnanıyorum ki THY'nin uçuşlarıyla birlikte Türk halkından da buraları ziyaret edenler olacaktır. Savunma sanayiyle ilgili adımlar atacağız.  Birlikte daha adil bir dünya mümkün mesajı yakın dönemde Afrika ülkeleriyle işbirliği sürecini nasıl kapsayacak?  Cumhurbaşkanı Erdoğan: Afrika kıtası yıllar yılı sömürülmüştür. Angola 400 yılı aşkın maalesef Portekiz tarafından sömürülmüş bir ülke konumundadır. Afrika'nın ülkelerinin birçoğunun yeraltı kaynakları maalesef Batı tarafından sömürülmüştür. Bunların en önemlisi Fransa'dır. Fransa, Afrika'yı adeta bir sömürge kıtası olarak kullanmıştır. Yüzbinlerce insan buralarda öldürülmüştür. Başta Cezayir olmak üzere, bu insanlar öldürülürken kimsenin sesi çıktı mı? Bunları ben bu kitabımda dile getiriyorum; çünkü adil bir dünya talebimiz var, el ele vermemiz lazım. Korkmamak gerekiyor, korktukça bu zulüm tüm Afrika'yı saracaktır. Haklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor, adil bir yapıya sahip çıkmamız gerekiyor. Bunun için konuştum, anlattım, şu anda da hala Libya'da olanları görüyorsunuz, Somali'de olanları görüyorsunuz. Zulüm hala devam ediyor, bitmiş değil. Daha adil bir dünyayı hep beraber inşa etmemiz gerekiyor. Beraber çalışmamız lazım.

2 yıl önce

6 muhalefet partisinin lideri, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnini imzaladı: “Kayyum uygulamalarına son verilecek”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan salona birlikte geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Savaşa Hayır" diyerek başladığı konuşmasında, Türkiye'nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldiklerini söyledi. 'Yarının Türkiyesini inşa edeceğiz' Yarının Türkiyesini inşa etmek için hazırladıkları Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metni üzerinde, demokrasinin temel ilkeleri olan istişareyi ve uzlaşmayı esas alan yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerinin altını çizen Erkek, "Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 16 Nisan 2017 referandumu ile geçilmiştir. Türkiye siyasi tarihinin en önemli anayasa değişikliklerinden biri olmasına rağmen referandum süreci, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal şartlarında gerçekleşmiştir." görüşünü aktardı. Bu dönemde, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkelerinin yok sayıldığını, anayasa değişikliğinin geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsüleriyle ve barolarla müzakere edilmediğini savunan Erkek, şöyle devam etti: "İki partinin genel başkanının belirlediği dar bir komisyon tarafından hazırlanan bu anayasa değişikliği, demokratik bir biçimde müzakere edilmeden, komisyonda ve Genel Kurul'da 41 gün gibi kısa bir sürede kabul edilmiştir. Devletin tüm imkanları 'Evet' kampanyası için seferber edilmiş, muhalefet partileri ile sivil toplum örgütlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları bile kısıtlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi neden yanlıştır? Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış, cumhurbaşkanına yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır. Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz." Seçim barajı yüzde 3'e düşürülecek DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile TBMM'nin temsil yeteneğinin arttırılacağını, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevlerinin etkili kılınacağını, böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olmasının sağlanacağını söyledi. Yeneroğlu, şöyle devam etti: "Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3'e düşüreceğiz. Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Mecliste temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız. Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız. En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler Hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacak. Demokrasinin özüyle bağdaşmayan torba kanun uygulamasına son vereceğiz. Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması, Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şartıyla kabul ediyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine izin vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanının, Meclisin yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son vereceğiz. Kanun yapım sürecinde, ilgili sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşlerine başvurulmasını sağlayacağız. Meclisin denetim yetkisini güçlendireceğiz. Yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız. Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Komisyonunun Başkanı ana muhalefet partisinden olacak." "Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak ve bir kere seçilebilecek" Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp ise hesap verebilir bir yürütme organı oluşturacaklarını belirterek, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde yürütme organının, devletin ve milletin birliğini temsil eden, tarafsız, siyasi sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanı ile yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan, yasama organının içinden çıkan ve Meclise karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulundan oluşacağını bildirdi. Şahinalp, şunları kaydetti: "Bu sayede, cumhurbaşkanı, kendisinden beklenen uzlaştırıcı hakem rolünü üstlenebilecek, cumhurbaşkanlığı devletin ve milletin birliğini temsil etmesi amacıyla tarafsız ve partilerüstü bir yapıya kavuşturulacaktır. Cumhurbaşkanı ile Meclisin görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla cumhurbaşkanının görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz. Cumhurbaşkanının yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacak. Yürütmeye dair icrai yetkiler, TBMM'ye karşı siyasi sorumluluğu Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacak. Başbakan, parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak TBMM üyeleri arasından belirlenecek. Başbakanın belirlenmesi bakımından, cumhurbaşkanı Mecliste en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecek. Hükümetin Anayasa'da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecek. Bakanlar, TBMM üyeleri veya ihtiyaç duyulduğu takdirde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından, başbakan tarafından atanacak. OHAL ilan etme yetkisi Yürütme başlığı altında ele aldığımız diğer bir konu ise Olağanüstü Hal Yönetimi. Buna göre, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'de, cumhurbaşkanının ya da bakanlar kurulunun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına tabi tutulacak." Kayyum detayı HDP’nin olmadığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ metninde, “Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak. Kayyum uygulamalarına son verilecek.” İfadeleri dikkat çekti.

2 yıl önce

Hacıbektaş Belediyesi 5 bin ton asfalt için protokol imzaladı

İçişleri Bakanlığı tarafından Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesine asfalt serimi 2 milyon TL’lik bütçe gönderildi. Hacıbektaş Belediyesi, bu bütçeyle kullanmak için 5 bin ton asfalt karşılığında Nevşehir İl Özel İdaresi ile protokol imzaladı. Belediyenin Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “İçişleri Bakanlığımız tarafından Hacıbektaş’ımızda Asfalt serimi için gönderilen 2.000.000 tl bütçe dolayısıyla Nevşehir il özel idaresi ile 5.000 ton Asfalt protokolünü İl Özel İdaresi Genel Sekreterimiz Kamil Duru ile imzaladık. Protokolümüzde emeği geçen başta İçişleri Bakanımıza, Nevşehir Valimize ve İl Özel İdaremize Hacıbektaş Belediyesi ve Hacıbektaş Halkı adına çok teşekkür ediyoruz. Arif Yoldaş ALTIOK Hacıbektaş Belediye Başkanı” ifadeleri kullanıldı. https://twitter.com/hacibektasbld/status/1524072631053471748?s=21&t=j7tqZPshNQ8ks7EXfE3Sjw

1 yıl önce

Müjdat Gezen Türkiye'nin anlaşma imzaladığı Zambiya için 'Denizi yok' dedi yalanı ortaya çıktı

Ünlü oyuncu Müjdat Gezen, Cumhuriyet gazetesindeki yazısında Türkiye'nin ticari anlaşma yaptığı Zambiya'nın denize kıyısı olmadığını iddia etti. Zambiya'nın 'Deniz ve liman yok' dediği Gezen'in yalanı ortaya çıktı. Müjdat Gezen'in köşe yazısında konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı: "Ben Zambiya’ya hiç gitmedim. Gidenlerimiz var. Hatta ülkemizle bu ülke arasında bir ticari anlaşma da yapıldı. Bir maddesi de “Liman Anlaşması”. İki ülke gemileri birbirlerinin limanlarını ziyaret edecekler. Ne kadar güzel. Fakat Zambiya’da deniz olmadığı için, liman da yok. Ama İstanbul’a “Kanal İstanbul”u yapabilecek güç, kuvvet, Zambiya’ya da pekâlâ bir liman yapabilir. Afrika’daki Müslüman ülkelere daima yardım eden bir hükümetimiz var. Liman dediğin nedir ki?.. Beş sağlam müteahhit bu işi halleder. Orta Afrika’daki bir ülkenin denize ve limana kavuşmasında bizim de tuzumuzun olması ne güzeldir. Yaşasın Türkiye Zambiya Liman Anlaşması…" TÜRKİYE İLE ZAMBİYA ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMADA NELER VAR? Türkiye ile Zambiya arasında 28 Temmuz 2018 tarihinde imzalanan Güvenlik İş Birliği Anlaşması'nda "gemilerde personel mübadelesi ve gemilerle karşılıklı liman ziyaretlerinden" söz ediliyor. Zambiya'nın iç deniz denilen nehir alanında komşularıyla sınır anlaşmazlıkları bulunmakta. Ayrıca ülkenin adı da Zambezi Nehri'nden geliyor. 2015'te bölgenin güvenliğini sağlamak için özel bir "deniz piyade birliği (marine)" gücü kuruldu. Diğer yandan "Maritime" ve "marine" deniz diye geçiyor ama aslında üzerinde seyahat edilebilen tüm suları kapsıyor. İmzalanan anlaşmanın ingilizce örneğinde de sea/marine ifadelerinin yer alması dikkat çekiyor. Ayrıca 2020 yılında "Zambiya'da Maritime (Deniz/İç Deniz) Eğitimi" adıyla bir rapor da hazırlandı. Zambiya, bu amaç kapsamında Çin'den de "deniz botu" satın aldı. Ülkede 'iç deniz hukuku' statüsü sağlanacak Cariba ve Cabora Bassa gölleri bulunmakta.

1 2