06 Mayıs Pazartesi 2024
1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu hangi mezhepten? ‘İnancım gereği Diyanet İşleri başkanını kabul etmiyorum’ demişti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019 İstanbul yerel seçimlerinde ‘oyların çalındığını’ söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yanında duran Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ‘teyit edercesine tebessüm etmesini’ eleştirdi: “En büyük günah iftiradır. Benim Diyanet İşleri başkanım olamazsınız. Ben Sünni bir ailenin çocuğuyum, Müslüman’ım, şahsen benim olamazsınız.” ‘İnancım gereği Diyanet İşleri başkanını kabul etmiyorum’ “Bu hangi akıl biliyor musunuz? Seçim iptal oldu bir sürü gerekçe aradılar. Şimdi İçişleri Bakanı televizyonda çok ciddi bir şey söylermişcesine… Cumhurbaşkanı cuma çıkışında ‘Çaldılar’ diyor, yanında Diyanet İşleri başkanı, ki benim Diyanet İşleri başkanım değil. İnancım gereği Diyanet İşleri başkanını ben kabul etmiyorum, benim başkanım değil. Siyasi bir açıklama yapıp, birisi hakkında iftirada bulunurken onu teyit edercesine gülüyorsanız, beni temsil etmezsiniz. En büyük günah iftiradır. Benim Diyanet İşleri başkanım olamazsınız. Ben sünni bir ailenin çocuğuyum, müslümanım, şahsen benim olamazsınız.”

1 yıl önce

Zafer Partili başkandan tepki çeken sözler: Göktanrı inancımıza göre yeni börümüz Ümit Özdağ

Zafer Partisi Aksaray Gençlik Kolları Başkanının sözleri gündem oldu: 'Göktanrı inancımıza göre yeni börümüz Özdağ. 100 yıl önce Atatürk gelmişti, ulu önderimiz başbuğumuz. Şimdi yeni ulu önderimiz Ümit Özdağ geliyor.' https://twitter.com/bugunguncel/status/1554053410139394049?s=21&t=nEGZV5l8keOr2ot7W4t5XA

1 yıl önce

Adalet Bakanı Bozdağ'dan hakimleri tehdit eden Kılıçdaroğlu'na tepki: Bunların hukuk devletine inancı laftadır

Bakan Bozdağ, Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesine bağlı Belekcehan beldesinde yapımı tamamlanan bazı yatırım ve hizmetlerin toplu açılış törenindeki konuşmasında, Kılıçdaroğlu'nun, "Erdoğan benimle ilgili dava açma algıları yapadursun, tüm davaları kaybediyordu. Çareyi davalara bakan hakimleri göndermekte buldular. Erdoğan ve atadığı Adalet Bakanı, bugün ayarını bozduğunuz kantar, yarın sizi tartar. Yapmayın bunları." açıklamasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu'nun Twitter'dan yaptığı açıklamada birtakım eleştirilerde bulunduğuna, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve kendisine laf attığına işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti: "'Adalet terazisi gün gelir sizi de tartar' diyor. Biz adalet terazisinin tartmasından korkmayan, adalet terazisinin tartısını her zaman şeref kabul etmiş insanlarız. Türkiye'de adalet terazisi doğru tartsın diye, adalet terazisinin ayarını bozmak isteyenlere karşı en büyük mücadeleyi biz verdik. Türk yargısının bağımsız ve tarafsız olması, hukuk devleti ilkelerine uygun hareket etmesi konusunda tarihi reformlara biz imza attık. Yargıda birliği biz sağladık. Askeri yargı, sivil yargı ayrımını biz kaldırdık." Devlet güvenlik mahkemelerini kaldırdıklarını hatırlatan Bozdağ, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun yapısına yönelik de tarihi reformlara imza attıklarını söyledi. Bakan Bozdağ, "Büyük reformları yapmamıza, yargının bağımsız ve tarafsız hareket etmesi için atılması gereken tarihi adımları atmamıza rağmen hükümetimizi ve Adalet Bakanlığı'nı ve Bakan olarak şahsımı suçlaması büyük bir haksızlıktır." dedi. Hakim ve savcıların yılda 8 milyon dosyaya baktığını bildiren Bozdağ, yargı kararlarının dosyaya ve delillere göre değil siyasi taraftarlığa göre eleştirildiğinde hakim ve savcılara, adalet dağıtanlara büyük haksızlık olduğunu söyledi. "Dosyaya göre hakim karar verir" "Hakimlerimize, savcılarımıza kimse haksız bir saldırıda bulunamaz" diyen Bozdağ, şöyle konuştu: "Hakimler ve Savcılar Kurulu senede büyük bir kararname çıkarıyor. Yaklaşık 5 bin civarında hakim ve savcının yer değişikliği yapılıyor ve yetkiler de yine değişiklikler yapılıyor bu yer değişikliğinin doğal sonucu olarak. Bu her yıl yapılıyor ama hiç kimse bunun altında bir hesap aramıyor. Şimdi bir hakimin tayin süresi gelmiş, HSK'den talepte bulunmuş, HSK tayini yapmış, yeni gittiği görev yerinde görevine başlamış, HSK yetkisini de tayin etmiş. Bu anayasal ve yasal bir görevdir ama hiç kimse Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi demiyor. Ne diyor? 'Benim lehime karar veren hakimleri tayin ettiler, yetkilerini değiştirdiler' diye bir kirli iftirayı Sayın Genel Başkan yapıyor. Buradan Sayın Kılıçdaroğlu'na bunu yakıştıramadığımı ifade etmek isterim." Türkiye'de hakimlerin, savcıların nasıl tayin edildiklerinin, yetkilerinin nasıl verildiğinin anayasa ve yasayla sabit olduğunun altını çizen Bozdağ, şu ifadeleri kullandı: "Kurul da anayasa ve yasadaki yetkilerini kullanarak bunu yapmıştır. O zaman 5 bin 500 civarında hakim ve savcımızın yeri değişti. Biz şunu mu diyeceğiz, 'Falancanın lehine karar verecekti, yeri değişti. Aleyhine karar verecekti, yeri değişti. Yetkileri değişti. Şunun aleyhine, şunun lehine karar verecek yetkileri değişti.' Ya insaf, izan, vicdan, el insaf diyorum. Milletin, yargıya kötü bakışını sağlamak, yargı üzerinde güvensizlik oluşturmak, adaleti, güveni zedelemek için böylesi haksız yollara sapmaya gerek yok. Adil olun, adil. Siz adalet bekliyorsunuz ama adalet dağıtanlara karşı adil olmuyorsunuz. Şimdi ne demek, 'Benim lehime karar verenler benim hakimlerim.' Aleyhine karar verenler, 'Onlar da Sarayın hakimi.' Bu büyük bir vicdansızlık değil mi? Dosyaya göre hakim karar verir." Bekir Bozdağ, hakimlerin, davanın taraftarlarına, kamuoyu baskısına göre değil anayasaya, kanuna ve hukuka uygun vicdani kanaatleriyle karar verdiğini dile getirdi. "Sayın Kılıçdaroğlu'nun lehine karar vermesi, dosya ve delil durumu onu gerektiriyorsa öyle karar verir. Aleyhine vermesini gerektiriyorsa öyle karar verir. Lehine verdi mi bizim hakim. Aleyhine verdiğinde Sarayın hakimi. Bu ne vicdansızlık." ifadelerini kullanan Bozdağ, şöyle devam etti: "Hakimlerimizi lehine, aleyhine verilen kararlara göre tasnif etmek hukuk devletine, adalete inanmış bir insana yakışan bir durum mudur? Türkiye'nin yönetimine talip olan, yargıçlarımızı, yargı görevini yapanları kendi lehine, aleyhine verilen kararlara göre mi tasnif edecek? Haksızsan, dosya senin aleyhindeyse, deliller senin aleyhindeyse hakim ne yapacak? Haklıysan, deliller senin lehindeyse elbette lehine karar verecek ama maalesef öyle. Çok açıklama yapıyorlar. Lehine karar verdiğinde 'Ankara'da hakimler var. İstanbul'da hakimler var.' Aleyhine karar verdiğinde 'Sarayın hakimleri, biz geleceğiz sizden hesap soracağız.' Şimdi de öyle diyor, 'Sizin bu şeref madalyanız. Yarın biz geleceğiz sizi taltif edeceğiz.' Yani ne diyor, 'Ben HSK'ye müdahale edeceğim. Yargıya müdahale edeceğim. Hakim ve savcıları bana yakın olanları himaye edeceğim. Benden uzak olanları onları farklı muameleye tabi tutacağım.' diyor. Hani sen hukuk devletine inanıyordun? Hani herkes senin gözünde birdi, eşitti, ayrım yapmayacaktın, ayrımcılık yapmayacaktın? Daha şimdiden benim hakimlerimi ödüllendireceğim, benim hakimim olmayanları da cezalandıracağım diye tweet atıyor adeta. Böyle bir şey olur mu? Bunların hukuk devletine inancı emin olun laftadır. Adalet yürüyüşleri emin olun laftadır. Sadece kendilerine adalet istiyorlar. Başkalarının adil bir şekilde yargılanmasından yana bir endişeleri hiç yoktur ama biz Türkiye'nin dört bir yanında milletin her bir ferdinin hukuk devleti ilkelerine uygun yargıda işi varsa adalet terazisinde dosdoğru tartılması için her türlü reformu yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz." "Yargı üzerinde baskı kurmak isteyen bu mahalle baskılarına asla pabuç bırakmayın" Bakan Bozdağ, "Buradan bütün hakim ve savcılarımıza şunu da söylemek isterim, siz böyle hariçten gazel okuyan, yargı görevini yapanları tehdit eden, kendi lehine karar verenleri iyi yargıç, kendi lehine karar vermeyenleri kötü yargıç diye tasnif eden hukuk yoksunu, adalet yoksunu, vicdan yoksunu bu yaklaşımları asla dikkate almayın. Hukuk ne diyorsa, adalet ne diyorsa, anayasa, yasa, vicdani kanaat ne diyorsa ondan şaşmayın. Adaletten ayrılmayın. Yargı üzerinde baskı kurmak isteyen bu mahalle baskılarına asla pabuç bırakmayın. Haktan, adaletten, anayasadan, yasadan, dosyadan, delilden, vicdandan asla ayrılmayın. Türkiye'nin geleceği buradadır, yargıyı tehdit edenlerde, yargıçları tehdit edenlerde değildir." diye konuştu. "Şimdi de yargıçlarımızı tehdit etmeye başladılar. Bürokratları, müteahhitleri tehdit ediyorlar. Başka başka iş adamlarını tehdit ediyorlar" değerlendirmesinde bulunan Bozdağ, Türkiye'nin yargıçlarının, siyasetçilerinin bürokratlarının, iş adamlarının cesur olduğunu söyledi. "Şimdiden nasıl bir adaletsizlik yapacaklarını, hakimleri, savcıları nasıl ezeceklerini, nasıl kendi düzenlerini yargıda kuracaklarını açık açık ifade ediyorlar." sözlerine yer veren Bozdağ, şöyle dedi: "Sayın Kılıçdaroğlu rakamları açıklamıyor ama isterse ben açıklarım rakamları. Kaç tane dava kazanmış, şöyle bir saysın bakalım. Cumhurbaşkanımıza karşı açtığı bir sürü dava var. Cumhurbaşkanımızın da ona açtığı dava var. Kaç tanesini kazanmış? Çıksın bir açıklasın. Kaç tanesini kaybetmiş? Çıksın bir açıklasın. Mahkeme bir karar veriyor, istinafı var bunun, Yargıtay'ı var. Bir sürü aşamaları var. Bütün buralardan da geçiyor bu kararlar. Ondan sonra da kalkıp konuşuyor. Ben bütün bu konuşmaları, bu değerlendirmeleri, sizin aziz Türk milletinin vicdan terazisini emanet ediyorum." Adalet önünde herkesi eşit kılan rekorlara imza attıklarını belirten Bozdağ, 3-5 konu üzerinden Türk yargıçlarına haksız yere saldırıda bulunulduğunu söyledi. Bozdağ, "Türk yargısı adalet terazisinin ayarını bozmak isteyen her türlü girişime karşı kendisini koruma, güç ve kudretine sahiptir. Yargının ayarını Kılıçdaroğlu da bozamayacak, iktidar da bozamayacak, başka bir güç de bozamayacaktır. Bu terazi doğru tartmaya devam edecektir." diye konuştu.

1 yıl önce

Ömer Tuğrul İnançer'e veda... Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı

İstanbul Karagümrük’teki Pir Nurettin Cerrahi tekkesinin son postnişini olarak bilinen yazar, avukat ve mutasavvıf Ömer Tuğrul İnançer için Fatih Camii'nde cenaze töreni düzenleniyor.

İnançer’in cenaze törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu açıklamalarda bulundu:

Bugün hocamızı hakka uğurluyoruz. Rabbim mekanını cennet eylesin. Rabbim sevgili habibinin sancağı altında buluşturmayı nasip eylesin. Ömer Tuğrul hocamızı hayatında, ölüm noktasında ölümün bir yok oluş değil ölümün ancak ebedi aleme tebdili mekan ile yürüyüş olduğunu bilirdik. Sandukanın üzerindeki örtüde 'her nefis ölümü tadacaktır.'

Mutasavvıf, hukukçu, edebiyatçı, millete hizmet noktasında tereddütsüz hayatını sürdürmüş olan hocamıza tanıdım tanıyalı böyle gördüm, böyle bildim. Mekanı cennet olsun. 76 yaşında hayatını kaybeden Ömer Tuğrul İnançer'in cenazesi Karagümrük'teki Pir Nurettin Cerrahi Tekkesi'nden saat 14.00 sıralarında alındı. İnançer'in cenazesi Karagümrük'ten Fatih Camii'ne yaklaşık 2 kilometre omuzlarda taşındı. Aralarında Şarkıcı Ahmet Özhan'ın da bulunduğu kalabalık, cenazeyi taşırken dua edip ve ilahiler söyledi. KİMDİR? Ömer Tuğrul İnançer 1946 yılında Bursa’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olarak 1991’e kadar hukuk müşavirliği yaptı. 1991 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nda sanatçı-müdür olarak çalışmaya başladı.

Tahsili sırasında özel olarak müzik dersleri aldı. Çeşitli radyo ve televizyon programlarında misafir sanatçı ve konuşmacı olarak ekrana geldi. Birçok yurtiçi ve yurtdışı konserlerde müzik faaliyetlerinde bulundu.

1 yıl önce

İngiliz Financial Times'ın Türkiye hazımsızlığı

Kendine özgü ekonomi modeliyle özellikle yatırım, istihdam alanında güçlenerek büyüyen Türkiye'nin bu büyük başarısı dünya tarafından da yakından takip ediliyor. İşsizlik rakamları son 2 yılın dibini görürken, Türkiye büyüme rakamlarıyla da dünyada ön plana çıkan ülkelerden oldu. Ancak Türkiye'yi faiz-enflasyon sarmalından kurtaracak model, bazı odakları ise rahatsız etmeye devam ediyor. Son olarak İngiliz Financial Times gazetesi, Türkiye'nin ekonomi başarısından rahatsız olduğunu gözler önüne seren bir analiz yayımladı. Analizde, Türkiye'nin kasasının dolu oluşu ve nakit sıkışıklığının olmayışı, "Erdoğan Türkiye'nin kasasını dolduruyor ama nasıl yapıyor bilmiyoruz" ifadeleriyle kaleme alındı. Analizde Türkiye'ye gelen yatırımlar kara para, kaçakçılık gibi şeylerle ilişkilendirilmeye çalışıldı. Yazının bir kısmında "Gerçek şu ki, net hata noksan kalemini neyin harekete geçirdiğini bilmiyoruz. Bu kalem gerçekte, altın satışları, döviz ve hizmet ticaretinin yanlış kaydedilmesi veya kaçakçılık gibi pek çok şeyi yansıtıyor olabilir. Ancak büyük bir sermaye akışı olduğunu tahmin ediyoruz" ifadeleri kullanıldı. 'RUS YATIRIMLARI TÜRKİYE'YE KAYDI' Türkiye'nin Rusya ile kurduğu ilişkilerden de rahatsızlık duyduğu bilinen Batı, Avrupa'nın yaptırımları sonrası Rus yatırımlarının Türkiye'ye kaymasından duyduğu hazımsızlığı da analizde gözler önüne serdi. Analizde, Rus parasının Türkiye'ye gelmesinin "Türk bankalarını mutlu" edeceği belirtildi. FONDAŞ MEDYA ÇANAK TUTTU Financial Times'ın Türkiye'nin uyguladığı ekonomi politikalarını hedef alan analizini Türkiye içerisinde de muhalif medya adeta köpürtme yarışına girdi. Sözcü ve Cumhuriyet gibi gazeteler, hazımsızlıkla dolu analize sarılarak, "Türkiye'ye kaynağı belirsiz para nereden geliyor?", "Türkiye'nin kasası nasıl doluyor?" gibi başlıkları manşetlerine taşıdı.

1 yıl önce

Financial Times: “Erdoğan karşıtı ittifak, dağılmamak için mücadele veriyor”

Tüm Türkiye Haziran 2023'te yapılacak seçimlere kitlenmiş durumda. Hem hükümet kanadının hem de muhalefet kanadının bu kritik seçim için şimdiden hazırlıklara başladı. MHP'nin geçtğimiz haftalarda başladığı ‘2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net’ temalı mitinglerine hız kesmeden devam edecek. Türkiye'de en merak edilen konuların arasında muhalefetin 6'lı masasından hangi adayın çıkacağı var. Cumhur İttifakı, şimdiden adayının Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ilan etti. Ancak 6'lı masa henüz ortak adaylarının kim olduğunu açıklamadı. "DAĞILMAMAK İÇİN MÜCADELE VERİYORLAR" 6'lı masa için dikkat çeken bir analize imza atan İngiliz Financial Times gazetesi, "Erdoğan karşıtı ittifak, çatlaklarla mücadele veriyor" başlıklı haberinde, 6'lı masanın seçimlede büyük umutları olduğunu anca ortaya çıkan çatlaklardan dolayı dağılmamak için mücadele verdiğini yazdı. Haberde "Teorik olarak Erdoğan'a karşı birleşen partiler arasındaki ilişkilerin gergin olduğu, birlikte çay bile içmek istemediklerine" dikkat çekildi. İYİ PARTİ-HDP GERGİNLİĞİ Yapılan analizde, "İYİ Parti Lideri Meral Akşener, geçtiğimiz günlerde HDP ile asla aynı masaya oturmayacağını söyledi. HDP'liler, Akşener'e 'seninle aynı kıraathanede çay içmeyiz' dedi." hatırlatması yapıldı. Altılı masayı oluşturan bileşenlerin, gelecek yıl yapılacak seçimleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı "tarihi fırsat" olarak gördükleri belirtilerek, ancak cumhurbaşkanlığı yarışında Erdoğan'a karşı ortak adayın kim olacağının henüz belirsizliğini koruduğu vurgulandı ve şöyle denildi: "GERİLİMİN EN BÜYÜK KAYNAĞI, ORTAK ADAYIN KİM OLACAĞIYLA İLGİLİ" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Akşener, kamuoyu önünde birlikte çalışmaya kararlı olsa da, yaklaşan seçim stratejisi üzerinde derin ve büyüyen çatlaklar var. Gerilimin en büyük kaynağı, ortak adayın kimin olacağıyla ilgili. "AKŞENER YAVAŞ'I İSTİYOR" 73 yaşındaki Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı yenme olasılığının birkaç alternatiften daha düşük olduğunu söyleyen anketlere rağmen, kendini öne sürmeye kararlı. Akşener, Mansur Yavaş'ı aday göstermeyi tercih ediyor. Ancak Kılıçdaroğlu, bunu kamuoyu önünde dışladı. CHP'NİN HDP'YE YÖNELİK MESAJLARI İYİ PARTİ'Yİ RAHATSIZ ETTİ İYİ Parti, Kılıçdaroğlu'nun, altı partili muhalefet ittifakının bir parçası olmayan HDP'ye yönelik açıklığından da rahatsız oldu. İYİ Parti yetkilileri, bunu Kılıçdaroğlu'nun kendi adaylığına destek sağlama çabasının bir parçası olarak değerlendiriyor. "KILIÇDAROĞLU ADAY OLMAZSA MASA DAĞILIR" CHP yetkilileri, son seçimlerde yüzde 11 oy almış bir partinin desteğini almanın çok önemli olduğuna inanıyor. Kılıçdaroğlu'nun yakın müttefiki Bülent Kuşoğlu, diğer partilerin CHP liderinin adaylığına karşı çıkmakta ısrar ederse muhalefet ittifakının 'dağılacağı' konusunda uyardı."

1 yıl önce

Ataol Behramoğlu'ndan hadsiz sözler: Dini inancı da siyasete alet etti

Geçtiğimiz aylarda Halk TV'ye konuk olan edebiyatçı Ataol Behramoğlu Kurban Bayramı'na ilişkin, “Kuzuyu kesmek, öldürmek için insanın içinde nasıl bir canavar yaşıyor olmalı? Canlıları keserek bayram olmaz” diyerek kurban ibadetini hedef almıştı. Behramoğlu şimdi de başörtüsüne dil uzattı. "KADINLAR BAŞÖRTÜSÜNÜ KENDİLİĞİNDEN ÇIKARIP ATACAK" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhalefete yönelik yaptığı başörtüsünü anayasal güvence alma teklifi ile ilgili sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Behramoğlu, "Kadınların giyimi konusunda CHP'nin yasa önerisini önemli bir siyasal atak olarak görüyorum.CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu yıpratmayalım. Kadınlarımız bu sorunu aşmıştır. AKP'den kurtulduğumuzda birçok kadınımız ve genç kızımız türbanı kendiliğinden çıkarıp atacaktır." ifadelerini kullandı. BAKAN YARDIMCISI BİRPINAR'DAN TEPKİ: FAŞİZMİN ZİRVESİ Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Prof.Dr. Mehmet Emin Birpınar, Behramoğlu'nun paylaşımını alıntılayarak "Faşizmin zirvesi!.. Maalesef CHP'nin kadrolu şairi de olayı anlamamış! Kadınlara karşı bu ayrımcı, üstten bakışçı anlayışa karşı ANAYASAL GÜVENCE şart! Biz gelirsek kanunu da değiştirebiliriz, zulme devam ederiz diyor aslında. Hemen, şimdi kılık kıyafet özgürlüğü güvencesi!!!" sözleriyle tepki gösterdi.

1 yıl önce

Financial Times: Erdoğan’ın cömertliği muhalefeti zorluyor

İngiliz gazetesi Financial Times muhabiri Laura Pitel, gazete için yazdığı haberde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi olan "İlk Evim İlk İş Yerim" projesine 7 milyondan fazla kişinin kayıt yaptırmak için akın ettiğini belirtti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konuyla ilgili Financial Times gazetesine verdiği röportajda bu projenin seçimle ilgili yapılmadığını, aksine her zaman vatandaşların ihtiyaçlarına kulak verdiklerini ifade etti. Proje masraflarının bir kısmının TOKİ tarafından karşılanacağını kaydeden Kurum, Hazine ve Maliye Bakanlığının da projeye destek vereceğini söyledi. Bakan Kurum, röportajında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir dizi projeleri daha uygulamaya devam edeceğini ve bazılarının seçim sürecinde açıklanacağını dile getirdi. "ERDOĞAN'IN CÖMERTLİĞİ MUHALEFETİ ZORLUYOR" Muhabir Pitel, haberde yaptığı yorumda, AK Parti'nin hanelere yönelik çalışmalarını artırarak 'kendisine bağlılığı güçlendirmeyi amaçladığını, bu tarz cömert adımların oy artışında bir etkisi olduğuna dair kanıtları gördüğünü' söyledi. Analistlerin önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın asgari ücrette bir başka büyük artışın yanı sıra, tereddütlü eski partililerin desteğini geri kazanmak için kamu sektörü maaşlarında, emeklilere verilen promosyonlarda ve hane-iş yerlerine ucuz kredilerde artış açıklamasını beklediğini kaydeden Pitel, bu adımların muhalefet partileri için zorluklar oluşturabileceğini ifade etti.

1 2 3 4 5