29 Nisan Pazartesi 2024
3 yıl önce

Yanlış imsakiye bastırıp insanlara fazla oruç tutturan CHP’li başkan Tanju Özcan’dan pişkin açıklama: ‘Çok sevap kazanmışlardır...’

Bolu Belediyesi ramazan ayı sebebiyle vatandaşlara dağıtmak üzere 3 bin imsakiye bastırdı. Bastırılan imsakiyelerin bir kısmında imsak ve iftar saatlerinde hata olduğu ortaya çıktı. Belediyenin bastırdığı imsakiyede akşam ezanı Diyanet'in hazırladığı imsakiyesine göre 2-3 dakika geç okunurken, imsak vakitleri de 18 dakika erken başlıyor. “Bir kasıt yok ihmal var” İmsakiyelerde yaşanan hatayla ilgili açıklama yapan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, “Diyanet bu sene geç açıklama yaptı. Biz de ihalemizi alan matbaa bizi yetiştirebilmek için bizi sıkıştırdı. Arkadaşlarımız da fazilet takvimine göre bu verileri almışlar. Yaklaşık 3 bin tane basıldı. 500 tanesinde bu hata var. Ama Allah’tan iftar saatinden önce yazmamışız. 2 dakika geç açanlar olmuştur bizim yüzümüzden. Daha çok sevap kazanmışlardır ama kasti bir şey yoktu. Dolayısıyla bunu çok fazla büyütmeye gerek yok. Bir dönem bütün Rizeliler fazladan bir gün oruç tuttu. Çünkü ezan vaktinden önce okundu. Burada en azından vaktinden önce söylenmemiş. Öyle olsa daha büyük sıkıntı olurdu. Ama diğerlerinde düzeltildi. Bir kasıt yok. Bir ihmal var. Daha dikkatli davranılması konusunda uyardım. Bundan sonra böyle hata olmaz inşallah” dedi.

3 yıl önce

CHP’li belediye üzerinden insan kaçakçılığı

İçişleri Bakanlığı’nın kamu görevlisi olmayan kişilere yurt dışına çıkış için gri pasaport sağlanmasına yönelik soruşturma başlattığı belediyeler arasında CHP'li Gömeç Belediyesi’nin de yer aldığı iddia edildi. CHP’li Belediye Başkanı Mehmet İrem Himam’ın onayıyla kamu görevlisi olmayan 39 kişinin hizmet damgalı gri pasaport verilerek yurt dışına gönderildiği ve bu kişilerden 23'ünün geri dönmediği belirlendi. Folklor ekibi olarak yurt dışına gönderilen bu kişilerin Türkiye’ye geri dönüş yapmadıkları öne sürülüyor. Öte yandan, hizmet pasaportuyla yurt dışına çıkarılan 39 kişi ile ilgili kararın Gömeç Belediye Meclisi’nin Ocak ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda, 5 Ocak 2021 tarih ve 2021/1 sayılı toplantının birinci birleşiminde alındığı ve ilgili Meclis Kararının 14’üncü maddesinde yer aldığı öğrenildi.

3 yıl önce

Türkiye'nin F35 programından çıkarılmasına Bayraktar'dan yanıt: İnsansız savaş uçağımızın ilk prototipi 2023'te göklerde

ABD'li üst düzey yetkili, dün yaptığı açıklamada, 2006'da katılımcıların imzasına açılan ve Türkiye'nin 26 Ocak 2007'de imzaladığı Ortak Mutabakat Zabtı'nın feshedilmiş olduğunun ve yeni mutabakat metnine Türkiye'nin dahil edilmediğini belirtti. Yetkili, 2006 tarihli mutabakatın geride kalan 8 ortakla güncellendiğini ve programa yeni herhangi ortak katılımcının eklenmediğini söyledi. Daha önce Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alması nedeniyle yaptırım kararı alan ABD'nin kararının ardından Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, Telegram hesabından "F-35'ler ve Milli İnsansız Savaş Uçağı üzerine" bir yazı paylaştı. "F-35'leri vermiyor olmaları en hayırlı işlerden biri olabilir" Milli İnsansız Savaş Uçağı projesi hakkında da bilgiler veren Bayraktar şu ifadeleri kullandı: "F-35'leri vermiyor olmaları bugün bizim için dezavantaj gibi gözükse de yarın milli savunma sanayiimiz için en hayırlı işlerden biri olabilir. Zira yurt dışından tedarik edeceğimiz yazılımına tümüyle vakıf olamadığımız dijital bilgisayarların yönettiği, pilotun bastığı tetiğin ne yapıp yapmayacağına karar veren yabancı görev bilgisayarı ve yazılımı olan böylesine bir sistem, bizi bağımsız kullanım açısından ciddi kısıtlamalara maruz bırakabilir. Bunun yanında tedarik, işletme, bakım maliyetleri düşünüldüğünde yıllara sari on milyarlarca dolarlık bir projeden bahsediyoruz.

2 yıl önce

Trabzonlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği'nden Süleyman Soylu açıklaması

Trabzonlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği, (TIAB) organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in hedef aldığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya destek açıklaması yaptı. Trabzonlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği'nden  yapılan Süleyman Soylu açıklaması şöyle:

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyadaki 7,5 milyarı aşkın insanın her birine İslam'ın değil, İslam düşmanlığının küresel bir tehdit olduğunu anlatmalıyız."

Erdoğan, Ankara ATO Congresium'da düzenlenen "1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu"ndaki konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nun insanlık, İslam alemi, Türkiye ve kurumları için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, görüşleri, değerlendirmeleri ve tartışmaları ile sempozyuma katkı verecek olan herkese teşekkürlerini sundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı'nın desteğiyle RTÜK, Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT, Erciyes Üniversitesi ve SETA tarafından düzenlenen bu toplantının icrasında emeği geçen herkesi tebrik eden Erdoğan, "Sözlerime, karşımızdaki meselenin İslamofobi yani 'İslam korkusu' değil, düpedüz İslam düşmanlığı olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Evet, Batı başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı hastalığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır." dedi. Tarih boyunca farklı dinlere mensup insanlar arasında rekabet, gerginlik, hatta çok kanlı çatışmaların olduğunu belirten Erdoğan, Anadolu'yu ve Kudüs'ü ele geçirme hülyası ile gerçekleştirilen ve uzunca bir süre devam eden Haçlı Seferleri'nin yol açtığı yıkımların dünya tarihinin seyrini değiştirdiğini hatırlattı. "Osmanlı'nın Viyana kapılarına kadar dayanan fetihleri sırasında bu çerçevede ne ecdadı ne bizi ne de torunlarımızı zan altında bırakacak hiçbir müessif hadiseye rastlanamaz." diyen Erdoğan, buna mukabil Batı'nın, Türklerin şahsında somutlaştırdığı doğulu toplumlara karşı kibrini ve kinini "oryantalizm" kavramı adı altında daima koruduğunu söyledi. Bunun son örneklerinden birinin de Avusturya Başbakanlık binasına terörist İsrail'in bayrağının çekilmesi olduğunu belirten Erdoğan, bunun nerelere vardığını çok rahat anlamanın mümkün olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: "Esasen Osmanlı bakiyesi coğrafyalarda girişilen geniş siyasi ve kültürel değişim hareketleri, Batı'nın bu bölgedeki farklılıkları kendi formatı içinde eriterek yeniden kurgulama gayretinden ibarettir. Çevremize baktığımızda yer yer kısmi başarılarına rastlayabileceğimiz bu yaklaşım, içerdiği dini ve etnik ırkçılık sebebiyle geniş bir taban tutmakta muvaffak olamamıştır. Bu başarısızlık, İslam dünyasında bitip tükenmek bilmeyen dış müdahaleler, iç çatışmalar, derin ve kanlı hadiseler şeklinde kendini göstermiştir. Yakın tarihte İslam düşmanlığının yol açtığı acıların, Bosna'daki katliamların, Arakan'daki kıyımlara halen Türkistan'dan Filistin'e pek çok yerde yaşanan trajedilere kadar sayısız örneği vardır." "OYALAYARAK GEÇİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR" Günümüzdeki İslam düşmanlığı dalgasının çok daha sinsi ve örtülü yöntemlerle yürütüldüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Amerikan yönetiminin 11 Eylül saldırıları ardından başlattığı Müslümanları şeytanlaştırma stratejisi pek çok toplumun kültürel yapısında zaten var olan İslam düşmanlığı virüsünü tetikleyen bir işlev görmüştür." dedi. Erdoğan, bugün Avrupa'da Fransa'nın başını çektiği bazı ülkelerin, İslam'ı kendi meşreplerine göre şekillendirmek için yoğun çaba içinde olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Sanayi Devrimi'nin ardından kendi halkları ile birlikte sömürgeleştirdikleri pek çok coğrafyanın doğal kaynağı, alın teri ve kanı üzerinde güçlü bir güvenlik ve refah düzeni kuranlar, 21. yüzyıla ciddi endişelerle girdiler. Azalan nüfus artışı hızları sebebiyle demografik tehditlerle de karşı karşıya olan Batı ülkeleri, değişen küresel güç dengelerinin yol açtığı belirsizlikleri, kendi kamuoylarını faşist söylemlerle oyalayarak geçiştirmeye çalışıyor. Marjinal kabul edilen kimi ırkçı akımların artık siyasetin merkezine yerleşmeleri, Batı'nın içine düştüğü bataklıktan kurtulmak yerine, derine gömülmeyi tercih ettiğinin işaretidir. Uzunca bir süre dini özgürlüklerin kalesi olarak kendilerini dünyada seçkin bir konuma oturtanlar, bugün Müslümanlara ait her türlü sembolü yasaklama yarışına girmiştir. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e, Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselama, Müslüman kadınların ve erkeklerin kıyafetleri başta olmak üzere dini tercihlerini ifade eden sembollere yönelik saldırılar, bizzat devletler tarafından himaye edilmekte, dolayısıyla desteklenmektedir." "İSTATİSTİKLER VAHİM BOYUTLARI GÖSTERİYOR" İstatistiklerin sorunun ulaştığı vahim boyutları açıkça gösterdiğini belirten Erdoğan, Batı'da ırkçı ve İslam düşmanı saldırıların son 5 yıl içinde yüzde 250, bu saldırılarda hayatını kaybedenlerin oranının ise yüzde 700 arttığına dikkati çekti. Erdoğan, son 5 yıl içinde en büyük 5 Avrupa Birliği ülkesinde sivil toplum kuruluşlarına 15 binin üzerinde İslam düşmanlığı hadisesinin bildirildiğini aktardı. Avrupa'da mukim Türk vatandaşlarını hedef alan saldırıların oranında da geçen yıla göre yüzde 54 artış olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Bir süre öncesine kadar sadece göz yumulan, sessiz kalınan, polisiye hadiseler seviyesinde tutularak dikkatlerden kaçırılan İslam düşmanlığı, bütün bu faaliyetleri, artık anayasalara ve kanunlara derç edilmeye başlanmıştır. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenen siyasi partilerle polis teşkilatları başta olmak üzere tüm vatandaşların güvenliğini sağlamakla sorumlu kamu otoriteleri adeta bir İslam düşmanlığı yarışına girişmiştir. Siyasetin ve kamu kurumlarının bu yönelimleri, Batı ülkelerinde yaşayan demokrat insanlar arasında da İslam'a ve Müslümanlara karşı temelsiz bir ön yargının gelişmesine yol açmaktadır. Halbuki özgürlüklerin ortadan kalktığı bir yerde, refahın da uzun süre varlığını sürdüremeyeceği gerçeğine sırtını dönenler, aslında İslam'a değil, kendi geleceklerine düşmanlık etmektedir." "ZİHNİYET AYNI OLUNCA..." "Şu gerçeğin akıl ve vicdan sahibi herkes tarafından kabul edileceğine inanıyorum." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarih boyunca, İspanya'dan Almanya'ya kadar Yahudi düşmanlığı ayıbının mahcubiyetiyle dini ve etnik özgürlük pergelini olabildiğince açan Batı ülkeleri, şimdi aksi istikamette hızla yol almaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında bütün bu yaşanan Yahudi soykırımını kendilerince özel bir paranteze alanlar, bu defa hedef tahtasına Müslümanları yerleştirmişlerdir. Zihniyet aynı olunca sonuçların farklı çıkması mümkün değildir." Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: İSLAM DÜŞMANLIĞININ DEVAM EDECEĞİ ANLAMINA GELİYOR Asırlar boyu bizzat aydınlarını kullanarak kuşaklar boyunca kendi toplumlarını İslam'la özdeşleştirdikleri Türk korkusuyla yetiştiren Avrupa, böylece siyasi dağınıklığının yol açtığı sorunları saklamayı başarmıştır. Modern dönemde bu yaklaşımın kısmen devam etmesi, derin hafızadaki iç kavgaların sürdüğüne işaret etmektedir. Dünyadaki gelişmeler, Avrupa'nın sahip olduğu ekonomik zenginliği koruma daha da arttıracak yönde ilerlemektedir. Bu da İslam düşmanlığının devam edeceği anlamına gelmektedir. Bizlerin siyasi alandaki karşılığı da sürekli güçlenen islamofobi akımına karşı yeni ve daha etkili yaklaşımlar geliştirmemiz gerekiyor. 7.5 milyarı aşkın insanın her birine İslam'ın değil İslam düşmanlığının küresel tehdit olduğunu anlatmalıyız. Bunun kolay bir yol olmadığını elbette biliyoruz. KENDİ ÜLKEMİZDE BİLE BU HASTALIĞIN TEZAHÜRLERİ İLE KARŞILAŞIYORUZ Kendi ülkemizde bile bu hastalığın çeşitli tezahürleri ile karşılaştığımız gerçeğini unutmamalıyız. Ezana, camiye, başörtüsüne tahammül edemeyenlere rastlayabiliyoruz. yıllardır süren laiklik tartışmalarının gerisinde dini özgürlüklerin korunmasından ziyade yasaklanması niyetlerinin yol açtığı gerilimler vardır. Bu çarpık zihniyet darbelerin en büyük bahanelerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır.  İsrail'in Filistin şehirlerinde yol açtığı yıkımın ve katliamın üstünü örterken kendi hayat hakkını koruyan insanların direnişlerine terör yaftası yapıştıran medya düzeninde işimizin zor olduğu ortadadır. 28 yıl önce PKK tarafından Bingöl - Elazığ yolunda alçakça şehit edilen 33 sivil ve silahsız askerimizi rahmetle yad ediyorum. Bize düşe görev gerçekleri dünyaya anlatmak için çalışmaktır. Dünyadaki mültecilerin çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyorsa ortadaki öncelikle çözülmesi gereken birlik, dayanışma sorunu var demektir. İslam dünyası kendi arasında vahdeti tesis ettiğinde İslam düşmanlığına karşı verilecek mücadelenin kısa sürede neticeye ulaşması mümkündür. Bu tehdide maruz kalan tüm toplumların ve ülkelerin bir araya gelerek uluslararası alanda güçlü bir iletişim ağı kurmaları şarttır.

2 yıl önce

Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek uçak ve helikopterlerin söndürme çalışmaları sürerken 'insanlar yanıyor uçak gönderin' videosu çekti

Öte yandan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı CHP'li Muhittin Böcek'in "İnsanlar yanıyor" açıklamasına tepki gösterdi. Bakan Çavuşoğlu, "Muhittin Bey'e hiç yakışmadı. Sitemimi de kendisine arayıp ilettim. Türkiye'yi panikletmesi doğru olmadı." dedi.

2 yıl önce

Göçmenlere karışı nefret söylemin geldiği son nokta! İnsanlığımızdan utandık

Göçmenlere karışı nefret söylemin geldiği son nokta! Türk milletinin örf, adet, anane ve kültürüne uymayan görüntüler… Günlerdir sosyal medya üzerinden CHP, İyi Parti ve bir takım haber sitelerinin (aykırı, ajansmuhbir, t24, onedio vb) göçmenlere karşı yürüttüğü linç kampanyasının geldiği noktada insanlıktan utandıran görüntüler ortaya çıktı. Bir otomobil sürücüsü yolda durdurduğu Suriyeli iki gence durup dururken ağza alınmayacak küfürler etti. O anları kameraya kaydedip sosyal medyadan takdir almak için yayınladı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 20 21