29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Terör örgütü PKK'ya tarihte ilk kez 'insan ticareti'nden soruşturma açıldı

Bölücü terör örgütü PKK ve Suriye uzantısı PYD-YPG kendisine taraftar bulamayınca çocukları savaştırmak için sahaya sürdü. ABD'nin insan ticareti raporunda da kayıtlara giren terör örgütü PKK 2019'da BM nezdinde taahhüt veren YPG, çocukları evine göndermediği gibi sözde SDG içerisinde çocuk savaşçı uygulamasına artarak devam etti. 2017 yılından bu yana uluslararası gözlemciler, YPG ve YPJ'nin kuzeydoğu Suriye'de yerinden edilmiş halkların barındığı kamplardan çocukları zorla topladıklarını rapor etti. Suriye İnsan Hakları'na (SOHR) göre, sadece 2020 yılının ilk 6 ayında Haseke, Rakka ve Deyrizor'da Arap ailelerin 13-16 yaş arasındaki 350 çocuğu PKK/YPG tarafından zorla alıkonuldu. ÜST DÜZEY TOPLANTIDA PKK TERÖR ÖRGÜTÜ ELE ALINDI Sabah'ın haberine göre; Jandarma Genel Komutanlığı 'İnsan Ticareti Suçunu İşleyen PKK/YPG Terör Örgütü' konulu bir çalışma başlattı. 12 Ekim 2021 tarihinde Ankara'da, Adalet Bakanlığı Mevzuat İşleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ökmen başkanlığında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Yargıtay, Göç İdaresi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıda PKK terör örgütünün 'İnsan Ticareti' suçunu işlemesi ele alındı. TOPLANTI SONRASI ÖRGÜTE YÖNELİK KRİTİK KARARLAR Yapılan toplantı sonrası Türk Ceza Kanununun 80'inci maddesinde belirtilen 'İnsan Ticareti' suçu tanımının terör örgütü yönetici ve üyelerinin bu kapsamındaki fiilleri yönünden yargılanması açısından yeterli olduğuna karar verildi. Toplantıda ayrıca insan ticareti suçuyla ilgili örgüte yönelik bugüne kadar bir tane dahi soruşturma açılmamasının dikkat çekici bir husus olmasının tespiti sonrası durumun İçişleri Bakanlığına bildirilmesine karar verildi. 616 ÇOCUK İNSAN TİCARETİ MAĞDURU ÇIKTI Yapılan araştırmalar kapsamında İl Jandarma Komutanlıkları tarafından terör örgütü PKK/YPG tarafında insan ticareti mağduru edildiği değerlendirilen 18 yaş altı 616 çocuğun dosyası inceleme altına alındı. Göç İdaresi Başkanlığına ait birimler tarafından yapılan incelemede ise 6 çocuğun insan ticareti mağduru olduğuna yönelik rapor düzenlendi. TARİHTE İLK KEZ 'İNSAN TİCARETİ'NDEN SORUŞTURMA AÇILDI Yapılan toplantılar ve incelemeler sonrası harekete geçen Şırnak İl Jandarma Komutanlığı 16 Ekim 2021 tarihinde ikna yoluyla teslim alınan 2 kız çocuğunun PKK/YPG terör örgütünce 14 yaşında kandırılarak örgüte kazandırıldıkları, örgüt için zorla hizmet ettirildikleri ortaya çıktı. Jandarma ekipleri tarafından yürütülen operasyon kapsamında örgütün 'İnsan Ticareti' yaptığını belirlenince Türkiye'de ilk kez PKK Terör örgütüne ayrıca 'İnsan Ticareti' suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Savcılık tarafından başlatılan soruşturma devam ediyor. 40 YILDIR ÇOCUKLARI KULLANIYORLAR Terör örgütü PKK/YPG çocukları 1984'ten bu yana silahlı faaliyetlerde insan kaynağı olarak kullanıyor. 2017 yılından bu yana uluslararası gözlemciler, YPG ve YPJ'nin kuzeydoğu Suriye'de yerinden edilmiş halkların barındığı kamplardan çocukları zorla topladıklarını rapor etti. Suriye İnsan Hakları SOHR'a göre, sadece 2020 yılının ilk 6 ayında Haseke, Rakka ve Deyrizor'da Arap ailelerin 13-16 yaş arasındaki 350 çocuğu PKK/YPG tarafından zorla alıkonuldu.

2 yıl önce

Lütfü Türkkan'ın ünlü iş insanı Korkmaz Yiğit'i dolandırdığı ortaya çıktı

Bingöl'de şehit ağabeyi Tahir Gümren'in çenesini sıkıp, kulağına eğilerek ağza alınmayacak küfürler savuran İP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın ünlü iş adamı Korkmaz Yiğit'i dolandırdığı ortaya çıktı. ÇOK YAKIN TARİHTE YAŞANDI Geçen yıl gerçekleşen dolandırıcılık skandalındaki iddialara göre; iş adamı Korkmaz Yiğit, Beşiktaş Ulus'ta, Lütfü Türkkan'a ait arazinin alımı için 4 milyon 500 bin dolarlık bir bedel karşılığında anlaştı. İBB'NİN ARAZİSİNİ SATMAYA KALKTI! 4 milyon 500 TL üzerinden anlaşma yapıldı. Ancak arazinin yüzde 89'luk hissesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) aitti. Buna karşın Türkkan yüzde 11'i kendisine ait olan arazinin, İBB'ye ait yüzde 89'luk hissesinin devri konusunda da garanti vererek satış teklifinde bulundu. PARA BUHAR OLDU Anlaşma sonrasında Yiğit avukatı Harun Tavşancıl üzerinden önce yüzde 11'lik hissesinin tapu devri için 750 bin dolar, ardından yüzde 89'luk hissenin devri için 3 milyon 750 bin doları Türkkan'a verdi. Ancak olmayan tapunun ödemesini yaptığı için avukatına kızan Yiğit, Tavşancıl'ı geçen yıl 31 Ağustos'ta Beşiktaş 15. Noterliği üzerinden azletti. Yiğit, arazi için verdiği 3 milyon 750 bin doları Türkkan ve avukat Tavşancıl'dan talep etti. Ancak her iki taraf da bugüne kadar Yiğit'in cebinden çıkan milyonlarca lirayı ödemeye yanaşmadı. TELEFONLARINI ENGELLEDİ Türkkan'a parayı ödemesi için sözlü çağrıda bulunan ancak herhangi bir cevap alamayan Yiğit, Bakırköy 1. Noterliği'nden 9 Eylül 2020'de ihtarname ve e-mail göndertti. Ancak Türkkan'dan yine cevap gelmedi. Türkkan, Yiğit'in telefonlarını engelleyerek tüm iletişim yollarını kapadı. DOLANDIRICILIK VE ZİMMET SUÇLARINDAN CEZASI İSTENDİ Sabah'ın haberine göre, Mağdur iş adamı Korkmaz Yiğit soluğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda aldı. Eski avukatı Harun Tavşancıl ve Lütfü Türkkan hakkında söz konusu ödemeleri iade etmeyerek kendisinin zarara uğratıldığını belirtti ve şikâyetçi oldu. Yiğit'in avukatı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan şikâyet dilekçesinde, iki şüphelinin de "Dolandırıcılık", "Zimmet" ve "Görevi kötüye kullanma" suçlarından cezalandırılması talep edildi. Bir süredir Türkiye'nin gündeminde olan Lütfü Türkkan şehit ağabeyine ağır küfür etmiş ve Meral Akşener de kendisine sahip çıkarak partide tutmaya devam etmişti.

2 yıl önce

Yunanistan'dan Ege Denizi'nde insanlık dışı uygulama!

Milli Savunma Bakanlığınca (MSB), Yunan Sahil Güvenlik personelinin, silah doğrulttukları ve sopayla vurdukları göçmenleri, Türk kara sularına ittikleri görüntüler paylaşıldı. Farklı dönemlerde kaydedilen görüntülerde, Yunanistan'ın aralarında kadın ve çocukların da olduğu düzensiz göçmenleri acımasız şekilde geri ittiği görülüyor. Kamera kayıtlarıyla da defalarca kanıtlanan insanlık dışı uygulama ile Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları düzensiz göçmenlerin bulunduğu botları, Türk kara sularına çekerek getiriyor. Tehlikeli manevralarla Göçmen botunun ilerlemesine engel olan Yunan unsurları göçmenlere sopa ile vuruyor, silah doğrultuyor ve botu batırmak için teşebbüslerde bulunuyor. Görüntülerde, Yunan unsurlarının havaya ve botun çevresine ateş açtıkları anlar da yer alıyor. Türkiye tarafından yardım eli uzatılan göçmenlerin arasında Yunan personeli tarafından darbedilenler de bulunuyor.

2 yıl önce

Türk bilim insanları, Kovid-19'u dört kritere göre hesaplayabilen modelleme yöntemi geliştirdi

Dünya genelinde Kovid-19 virüsünün insanları neden farklı etkilediği yönündeki araştırmalar sürerken Ankara Üniversitesinde görevli bilim insanlarınca bu konuda yapılan çalışmanın sonuçları, uluslararası bilimsel dergi Immunogenetics'te yayımlanarak dünyaya duyuruldu. Bilim Akademisi üyesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Beksaç, çalışmanın sonuçlarını AA muhabirine anlattı. Çalışmayı, hastanede izledikleri Kovid-19'u belirtisiz atlatan ve yoğun bakım ihtiyacına sahip 130 hasta ile 440 sağlıklı kişi üzerinde yürüttüklerini ifade eden Beksaç, virüsün herkesi farklı etkilemesinin nedenleri olarak yaş, kan grubu, kronik rahatsızlık ve genetik faktörler olmak üzere 4 farklı parametre belirlediklerini belirtti. Kan grubuna ilişkin dünya genelinde de farklı çalışmalar bulunduğunu hatırlatan Beksaç, "Biz 'A' kan grubunu koruyucu olarak gördük. Kronik rahatsızlığın hastalığın seyrini etkilediği de zaten biliniyor. Çalışmamızın özgün kısmı ise bağışıklığı belirleyen genlerden KIR genlerinin kalıpları üzerine. Anneden, babadan aktarılan ve toplumda çevresel faktörlerin etkisiyle seçilerek bizlere kadar ulaşan bu genlerin, bağışıklık sistemine ve aralarında Kovid-19 dahil hastalıklara karşı vücudun vereceği tepkide de önemli bir faktör olduğunu keşfettik. Araştırmamız sonucunda telomerik AA haplotipine sahip olanların enfeksiyonu ağır geçirdiğini, telomerik AB1 özelliğinde olanların ise enfeksiyona daha dirençli olduğunu gösterdik." diye konuştu. Beksaç, Kovid-19 yoğun bakım ihtiyacı olasılığını hesaplayabilen yönteme "www.immunogenetic.org" internet adresi üzerinden girilebildiğini bildirerek, "Hesaplama yöntemi ile 4 farklı parametre koyduğumuz zaman belirtisiz hastalık riskinin yüzde 90'dan fazla, yoğun bakım ihtiyacının da yüzde 70'den daha fazla bir güçle gösterebildiğimizi ortaya çıkardık." ifadelerini kullandı. Beksaç, çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi: "Geliştirdiğimiz model, enfeksiyon ile henüz tanışmamış ve Kovid-19 bulaşı halinde hastalığın nasıl atlatılacağını önceden hesaplayabiliyor. Şu anda dünyada olan mevcut skor sistemleri, enfeksiyon başladıktan sonrakilere dayanıyor. Çalışmamızın avantajı kimlerin daha çok korunması gerektiği doğrultusunda. Bu modelin sadece Kovid-19 için değil, daha başka enfeksiyonlar için de yararlı olacağını düşünüyoruz. Modelimiz şu an hala patent değerlendirme sürecinde." KIR genotipinin ancak hastanelerde yapılabileceğine işaret eden Beksaç, "Bu test Türkiye'de yapılabiliyor. SGK kapsamında kök hücre nakli olacak hastalar için karşılanıyor. Ama ileride elde ettiğimiz bu veriler geniş ortamlarda, platformda bilimsel yayınlarla teyit edilecek olursa böyle bir geri ödeme özelliği de kazanabilir. Onun için sistemin kullanılmasını ve olabildiğince başka araştırmacılar ve bağımsız araştırıcılar tarafından da teyit edilmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu. Geliştirdikleri sistemin yüzde 90 ve yüzde 70 üzerinde olasılıkları hesaplayabildiğini ancak yüzde 100 sonuçlara ulaşmak için projelerinin devam ettiğini ve elde ettikleri yeni gen araştırmaları ile bu olasılıkları daha da yukarıya çıkarmaya çalıştıklarını aktaran Beksaç, "Yeni genler üzerine de çalışıyoruz, yakın bir gelecekte, bu çalışmamızın sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyoruz." dedi. Prof. Dr. Meral Beksaç, Kovid-19 aşılarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Bundan sonraki süreçte kişinin aşıya vereceği bağışıklık yanıtının da bu genetik özelliklerden etkilenmesini bekliyoruz. Sonuç itibarıyla AA haplotipine sahip olan kişiler enfeksiyonu zor geçiriyorlar ve bu kişileri aşılamak bu zorluğu bir miktar azaltabilir. Ama öbür yandan AB1 gibi koruyucu özelliğe sahip olanlar aşıdan daha da çok yararlanacakları için yoğun bakım ihtiyacı daha da azalacaktır. Onun için modellerin umarım başka araştırıcılar tarafından aşı sonrasındaki enfeksiyon açısından da araştırılması yapılır."

2 yıl önce

BM: Yemen'de siviller insani yardımlara çok zor ulaşıyor

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Shabia Mantoo, iç savaşın sürdüğü Yemen'de çatışmalardan ötürü yerinden edilen sivillerin insani yardımlara çok zor ulaşabildiğini bildirdi. BM'nin Cenevre'deki ofisinde düzenlediği basın toplantısında Mantoo, Yemen'deki insani krize dair son gelişmeleri değerlendirdi. Mantoo, ülkede artan çatışmalardan ötürü Marib iline sığınan sivil sayısının giderek arttığı ve bölgedeki sivillerin her geçen gün daha korumasız hale geldiğini belirterek, "İlgili kuruluşlardan gelen verilere göre eylülden bu yana yaklaşık 40 bin kişi Marib'e kaçmak zorunda kaldı. Bu rakam, ülkenin güneydoğu valiliğinde yıl başından itibaren yaşanan yerinden edilmelerin yüzde 70'ini oluşturuyor." dedi. Ülke genelinde 2021'in başından bu yana 120 bin kişinin yerinden edildiğini aktaran Mantoo, yerinden edilenlerin yarısının Marib'de bulunduğu bilgisini paylaştı. Mantoo, yeni zorunlu göçlerin yeni acil insani yardım ihtiyaçlarını tetiklediğini ifade ederek, "Sığınak ve basit ev ihtiyaçları, su, temizlik, eğitim ve özellikle çocuklar için koruma gibi yardımlara olan ihtiyaç artmaktadır." açıklamasında bulundu. Yerinden edilenlerin bulunduğu bölgelerde sıtma, ishal ve üst solunum yolu enfeksiyonu gibi hastalıkların yoğun olduğunu aktaran Mantoo, salgın hastalıkları önlemek için söz konusu bölgelerde acil sağlık taramaları ve sağlık hizmetlerinin temin edilmesi gerektiğini vurguladı. Mantoo, kara saldırılarının başladığı eylülden itibaren BM'nin Marib'de yerinden edilen 2 bin aileye yardım ulaştırabildiği ve bölgedeki 66 bin 500 aileye nakit yardımı yapabildiği bilgisini paylaşarak, "BMMYK olarak Marib ilindeki siviller başta olmak üzere şimdiye kadar ülkede yerinden edilen 1 milyondan fazla kişinin güvenlik durumlarından endişe duyuyoruz. Bölgede insani yardıma ulaşım an itibarıyla daha zorlaşmaktadır." diye konuştu. Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın hüküm sürdüğü Yemen'de İran destekli Husiler ile hükümete bağlı güçler arasında çatışmalar yaşanıyor. Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulundururken Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten bu yana Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor. İran destekli Husiler, sık sık Suudi Arabistan'ın güney bölgelerini balistik füze ve SİHA'larla hedef alıyor.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Kadına karşı şiddeti bir insanlık meselesi olarak görüyoruz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 81 ilin valisinin katılımıyla Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezinde (GAMER) düzenlenen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Koordinasyon Kurulları video konferans toplantısına katıldı. Bakan Soylu, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda gelinen durumu, alınan önlemleri gözden geçirmek için "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü" vesilesiyle bir araya geldiklerini ifade ederek başladı. "Bu yıl 251 kadın cinayeti işlendi" 15 Kasım itibarıyla bu yıl 251 kadın cinayetinin işlendiğini, geçen yılın tamamında bu sayının 268 olduğunu aktaran Soylu, "Bu yılı sayı olarak geçen yılın üstünde kapatacağımız anlaşılıyor fakat olumlu olan gelişme şu ki son beş-altı yıldır aşağı doğru, kanal şeklinde bir iniş var. Bu yıl da düşüş kanalının içinde kalacağımız görülüyor ancak burada, söz konusu olan istatistik rakamlar değil, insan canı olduğu için, bu meseleye özellikle bu önümüzdeki bir ayda hızlı şekilde vaziyet etmemiz lazım. Arkadaşlarımıza da buradan şunları ifade etmek istiyorum. Sahayı biraz daha baskılayarak kamuoyunun dikkatini çekecek programlarla, etkinliklerle, özellikle ihbar ve şikayet eğilimini arttırmayı başarmalı ve yeni olayların, mağduriyetlerin, birtakım acıların önüne geçmeliyiz" diye konuştu. "Kadına karşı şiddeti bir insanlık meselesi olarak görüyoruz" Kadına karşı şiddeti bir insanlık meselesi olarak gördüklerine ve bir can kaybına bile tahammüllerinin olmadığına dikkati çeken Soylu, "Elektronik kelepçe izleme merkezi kurduk, bin kelepçe kapasitemiz var, Türkiye’de şu an aktif 296 kelepçe var, süresi tamamlanan kelepçe uygulaması sayısı da 501. Yani toplam 800'e yakın kelepçe kararı verilmiş, uygulanmış veya uygulanıyor. Bu noktadan hareketle koruyucu önleyici tedbir kararlarının, kelepçe kararlarının sayısını arttırma gayret içinde olmamız gerektiğini düşünüyorum" sözlerini kullandı. "KADES'in tanıtımına muhakkak ağırlık vermek lazım" İtalya'nın başkenti Roma'da Akdeniz Parlamenterler Asamblesince (PAM) Kadın Acil Destek Uygulaması'na (KADES) verilen ödülü anımsatan Soylu, şöyle konuştu: "Önemli bir fayda elde ettiğimiz KADES'in tanıtımına muhakkak ağırlık vermek lazım. Gelen ihbarların yarısı, gerçekten tehlike içeren ihbarlar. Dolayısıyla bu programın indirilip kullanılması hususunda arkadaşlarımızın gayreti istirham ediyoruz. Tanıtım faaliyetlerinde özellikle vurgulanması gereken hususlardan birisi, KADES'in sadece şiddet mağduru olan ya da ihtimali olan kadınlarımız tarafından değil tüm kadınlarımız tarafından indirilmesinin gerekliliğidir. Buradaki kastımız şudur: Hayatın akışı içinde öngörülemeyen durumlarla karşılaşabilirler veya bir başka kadının başına gelen bir şiddet olayına tanıklık edebilirler, dolayısıyla burada da şiddeti hızlıca kolluk birimlerine bildirme ve birimlerin müdahale etmesini temin etme imkanı bulabilirler." Risk değerlendirme ve analiz çalışmalarının daha doğru yapılabilmesi amacıyla oluşturulan "Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olayları Kayıt Formu"nun önemine değinen Soylu, "1 Şubat 2021 itibarıyla ülke genelinde uygulanmaya başlayan bu formun doldurulması, işlenmesi, bize önemli bir yol haritası sunmaktadır. Bunun da kayıt edilmesi, işlenmesi ile ilgili etkinin ne olduğu ile ilgili, görüş ve öneriler de bakanlık merkez birimlerine iletilmelidir" dedi. 2021-2025 yılları arasını kapsayan kadına yönelik şiddetle mücadele 4. Ulusal Eylem Planı'nı hazırladıklarını belirterek yetkililere seslenen Soylu, şunları kaydetti: "4. Ulusal Eylem Planı'nda yer alan kamuda topyekun seferberlik, eğitim ve farkındalık, koruyucu ve önleyici hizmetler, adalete erişim, verilerin yorumlanması ve analizi başlıklı 5 ana hedefin gereklerinin yerine getirilmesi hususunda gayretlerinizi bekliyoruz. Bu açıdan il ve ilçelerimizdeki ilgili tüm kurum ve kuruluşların tam bir koordinasyon ve iş birliği içerisinde hareket etmesi, gücümüze güç katacaktır."

2 yıl önce

Kaçırılan İş insanı Koray Sarısaçlı: 13 gün boyunca Alparslan Kuytul'dan gelen emirleri uyguladılar

Hürriyet’in haberine göre; Olay, 8 Eylül günü saat 17.30 sıralarında, Seyhan ilçesi Yeşilyurt Mahallesi'nde meydana geldi. İş yerinden çıkan iş insanı Koray Sarısaçlı, yüzünü bez parçasıyla gizlemiş, eldivenli kişilerce otomobile bindirilerek kaçırıldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye sevk edilen Gasp Büro Amirliği ekipleri, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis, otomobilin plakasının söküldüğünü ve içinde 4 kişinin bulunduğunu belirledi. Olayın öncesine ait 200'e yakın görüntüyü mercek altına alan ekipler, şüphelilerin, kapatılan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı ile bağlantılı oldukları öne sürülen Yusuf Tapan (33), Haydar Akoraler (39), Rıdvan Taş (31) ile Erol Ardıç (34) olduğunu ve aracın da bölgede birkaç tur attığını tespit etti. Polis, araştırmasında Koray Sarısaçlı'nın eski eşi Asuman S. ve kızı R.S.'ye ait 70 milyon TL değerinde çok sayıda arsa, iş yeri ve laboratuvarın satış vekaletinin farklı tarihlerde şüphelilerden Yusuf Tapan'a verildiğini tespit etti. Söz konusu iş yerlerinden birinin satış vekaletinin geçen ay yine Yusuf Tapan'a verildiği, sonrasında Koray Sarısaçlı ile eski eşi Asuman S.'nin notere giderek vekaletin iptalini sağladığı belirtildi. ÖNCE SERBEST BIRAKILIP SONRA TUTUKLANDILAR Olaydan sonra kaçan şüphelilerden Yusuf Tapan, Haydar Akoraler ile aracın sahibi Erdal Ergül, eş zamanlı baskınlarla yakalandı. Adreslerinde bulunmayan Rıdvan Taş ile Erol Ardıç ile yardım ettiği belirlenen Emrah Taş'ın yakalanması için çalışma başlatıldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilip serbest bırakılan Yusuf Tapan, Haydar Akoraler ile aracın sahibi Erdal Ergül, savcılığın üst mahkemeye itirazıyla yeniden gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarılan Yusuf Tapan ile Haydar Akoralel 'cebir, şiddet veya hileyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan tutuklandı, Erdal Ergül ise serbest bırakıldı. Ailesinin işkence gördüğünden endişelendiği Koray Sarısaçlı ise 21 Eylül gecesi evine döndü. Savcılığa ifade veren Sarısaçlı, kendisini kaçırıp para isteyen kişileri tanımadığını, yüzlerini görmediğini söyledi. İşkence gördüğünü öne süren Sarısaçlı, parasının olmadığını anlayınca kaçıranların kendisini serbest bıraktığını belirtti. ARAÇLARI DEĞİŞTİRİP, PLAKASINI SÖKTÜLER Öte yandan firari şüphelilerden Rıdvan Taş'ın, kendi aracını Erdal Ergül'e verip, olayda kullanılan aracı aldığı görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde tokalaşıp, bir süre sohbet eden ikilinin, Rıdvan Taş'ın aracının bagajından aldığı 2 çantayı Erdal Ergül'ün otomobiline yüklediği görüldü. Daha sonra araçlara binerek bölgeden ayrılan ikiliden Rıdvan Taş'ın, Alparslan Türkeş Bulvarı’nda otomobili yol kenarına çekip, ön ve arka plakaları söktüğü anlar da güvenlik kamerasına yansıdı. Bu görüntülerin ortaya çıkması üzerine Erdal Ergül, yeniden gözaltına alınıp, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Aranan şüphelilerden Emrah Taş da bir süre sonra gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Polis ekiplerinin, Rıdvan Taş ve Erol Ardıç'ın yakalanması için çalışmalarına devam ettiği bildirildi. SAVCILIĞA GİDİP İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ İlk ifadesinde kendisini kaçıranları tanımadığını söyleyen ​Koray Sarısaçlı, 9 Kasım'da savcılığa giderek Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'nın kurucusu Alparslan Kuytul ile vakıf çalışanlarının kendisini kaçırdığı yönünde ifade verdi. Alparslan Kuytul'un talimatlarıyla kaçırıldığını ve mal varlığına el koyulmaya çalışıldığını iddia eden Sarısaçlı, konuşmaması için ailesiyle tehdit edildiğini öne sürdü. Basın mensuplarına yaşadıklarını anlatan Koray Sarısaçlı, kaçırılmadan birkaç gün önce takip edildiğinin farkında olduğunu belirterek, "Olay günü otomobile bindirilip kaçırmaya çalıştıklarında arabanın içinde kafama sopalarla vurup, elektroşok verdiler. Beni inşaat halindeki bir yere götürüp, günlerce işkenceye devam ettiler. 13 gün boyunca Alparslan Kuytul'dan gelen emirleri uyguladılar. Kemiklerim kırık olmasına rağmen vurmaya devam ettiler. Farklı günlerde toplamda 7 milyon dolarlık senet imzalamam karşılığında beni serbest bıraktılar. Gördüğüm işkenceleri söylememem için beni video kaydına aldılar. Gözlerim kapalı işkence yapıyorlardı" dedi. Vakfa farklı zamanlarda para verdiğini anlatan Sarısaçlı, "Derneğe çağırdıklarında gitmediğimde, 'Bugün gelmedin, 4 milyon TL para vereceksin. Yanında çalışan kişi de gelmedi. Onun için de 3 milyon vereceksin' gibi cezalar kesiyorlardı. 8 milyon laboratuvar için 4 milyon TL de çiftlik için para aldılar" diye konuştu. 'ÖLÜM KORKUSUNDAN BİR ŞEY YAPAMADIM' Serbest bırakıldıktan sonra yaşadıklarını anlatmaması için tehdit edildiğini ve vakıftaki kişilerin hiç yanından ayrılmadığını öne süren Koray Sarısaçlı, "Kendi avukatlarımla irtibata geçmememi söylediler. Savcının odasına kadar derneğin gönderdiği avukatlar beraber geldi. Ölüm korkusundan bir şey yapamadım. İşlerin daha da karışacağını anladığım için savcılığa giderek ifademi değiştirdim" dedi. Kaçırıldıktan sonra Alparslan Kuytul’un yanına götürüldüğünü de iddia eden Sarısaçlı, "Devir işlemleri için vekalet vermemle ilgili talimat verdi. Notere giderek vekalet verdim. Senetler ve vekalet ile ilgili savcılığı bilgilendirdik. Hukuki süreci başlattık" diye konuştu. Koray Sarısaçlı'nın avukatı Mehmet Emin Çınar ise "Müvekkilim, alıkoyulduğu süre zarfında bütün olayların azmettiricisinin Alparslan Kuytul olduğunu savcılık makamına iletti. Ortada çıkar amaçlı olarak kurulan suç örgütünün olduğunu görüyoruz. Bu suç örgütü, müvekkilimin mal varlığını, hukuka aykırı yöntemlerle ele geçirmeye çalışmıştır. Müvekkilim kaçırılıp işkenceye maruz kalmıştır" dedi.

2 yıl önce

İBB İnsan Kaynakları Sorumlusu Sevtap Ayman'ın skandal sosyal medya paylaşımları: Karayılan’dan YPG’ye…

PKK/KCK'nın dağ kadrosuna eleman temin etme ile ilgili soruşturma geçiren Sevtap Ayman'ın kullandığı twittter adresi ve paylaşımları ortaya çıktı. Sevtap Ayman, İBB’de insan kaynakları sorumlusu olarak görev yapıyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 20 21