bm, insan hakları ihlali, agnes callamard, abd, iran, kasım süleymani
Mahkemeden yapılan açıklamada yapılan büyük çaplı saldırı sonrası internet sitesinin geçici olarak devre dışı kaldığı vurgulandı
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), İSMEK'in kadın çalışanlarına aşağılayıcı ve ayrımcı ifadeler kullandığı iddiasıyla "inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçundan yargılanan eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli hakkında, resen yaptığı incelemeyi karara bağladı.
Tanrıkulu’nun savunduğu Eren Keskin’in paylaşımları:
AB ülkelerinin sınırlarına gelen düzensiz göçmen ve sığınmacılara müdahale etmekle görevli Frontex, 2021 yılında toplamda 18 bin 300 kişiyi ülkelerine geri gönderdiklerini açıkladı. 2021 yılındaki faaliyetlerini özetleyen raporunda Frontex, özellikle Güney Kıbrıs sınır yönetimine yardımcı olurken diğer yandan Batı Balkanlarda çalışmalarını büyüttüklerini ve Yunanistan'da aerostat balonlarıyla sınır gözetimi yaptıklarını belirtti. Raporda, 18 bin 300 kişiden yüzde 25'nin 'gönüllü geri dönüş' olduğunu ifade edildi. Frontex raporunda ayrıca AB dış sınırlarında 2021 yılında görevli 2 bin çalışanı olduğunu belirterek hedeflerinin, 2027 yılına kadar bu sayının 10 bin çalışana yükseltmek olduğunu açıkladı. İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ: FRONTEX FESHEDİLSİN İtalya merkezli Saving Humans Mediterranea ve diğer onlarca insan hakları örgütü, Haziran 2021'de Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'na yazdıkları açık mektupta, AB'nin dış sınırlarının korunmasından sorumlu kurumu Frontex'in feshedilmesi çağrısında bulundu. Saving Humans Mediterranea'nın resmi internet sitesinden yayınlanan mektupta, "Bu yıl şimdiye kadar 740'tan fazla insan güvenli bir yer aramak için Akdeniz'i geçmeye çalışırken öldü. AB'nin sınır rejimi (Frontex) onları genellikle denize açılmaya elverişli olmayan gemilerde tehlikeli göç yolları kullanmaya zorladı. Onları yolda durdurmak için komşu ülkeleri görevlendirdi. Onları şiddetle karşılayarak ya da kurtarmayı reddederek denizde boğulmaya terk etti" denildi.
https://twitter.com/genelgundem/status/1514254949596684299?s=21&t=nYpp6-nM04F4TzwI7AcIbw ABD Dışişleri Bakanlığı, ülkelerdeki insan hakları uygulamalarını değerlendirdiği yıllık raporunu açıkladı. Raporun 93 sayfalık Türkiye bölümünde, protesto ve gözaltılar, yolsuzluk iddiaları, basın ve ifade özgürlüğü sorunlarına yer verildi. Raporda, 'hükümetin temel özgürlükleri kısıtlamaya devam ettiği ve hukukun üstünlüğünden ödün verdiği' öne sürüldü. DIŞİŞLERİNDEN ABD'YE SERT TEPKİ: ESEFLE KARŞILIYORUZ Skandal rapor sonrası açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı, iddiaların asılsız olduğunu vurgulayarak, "Raporu talihsiz buluyor ve külliyen reddediyoruz" ifadelerine yer verdi. Türkiye'nin teröre karşı yürüttüğü mücadelenin ABD tarafından idrak edilememiş olmasının esefle karşılandığının vurgulandığı duyuruda, "PKK’nın terör örgütü olduğunu göz ardı eden ve terörle bağlantılı çevrelerin söylemlerine destek mahiyetindeki iddialara yer verilmesi de keza kabul edilemezdir." denildi. Bakanlıktan yapılan açıklamanın tamamı ise şöyle: "ABD Dışişleri Bakanlığının 12 Nisan 2022 tarihinde yayımladığı 2021 İnsan Hakları Raporu’nda ülkemiz hakkında yer verilen asılsız iddiaları talihsiz buluyor ve külliyen reddediyoruz. Ülkemizin PKK/YPG, FETÖ, DEAŞ ve DHKP-C başta olmak üzere terörizmin her türüne karşı yürüttüğü mücadelenin ABD tarafından halen idrak edilememiş olmasını esefle karşılıyoruz. 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili FETÖ’nün yalanlarının raporda geniş yer bulması, ortaya koyduğumuz tüm somut delillere rağmen, ABD’nin göz yumduğu bu terör örgütünün propagandasına alet olmaya devam ettiğini göstermektedir. Raporda, PKK’nın terör örgütü olduğunu göz ardı eden ve terörle bağlantılı çevrelerin söylemlerine destek mahiyetindeki iddialara yer verilmesi de keza kabul edilemezdir. Önceki raporlar bağlamında da vurguladığımız gibi, ülkemizin insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik iradesi tamdır. Uluslararası insan hakları mekanizmaları ile işbirliğimiz, 2019 Yargı Reformu Stratejisi ve 2021 İnsan Hakları Eylem Planı bu iradenin somut göstergelerinden sadece bazılarıdır. ABD’yi insan hakları konusunda kendi siciline odaklanmaya ve terörizmle mücadele gerekçesi altında başka terörist grupların uzantılarıyla tesis ettiği ortaklıkları sonlandırmaya davet ediyoruz. Türkiye kendi vatandaşları ile evsahipliği yaptığı milyonlarca kişinin haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdürecektir."
https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538482823484538881?s=21&t=xxOvJFEe11Hf8wnbJW5n0g Geçmişte yazdığı yazılarda ve yaptığı yorumlarda geçekleri perdeleyerek KHK ile ihraç edilen kişilerin kamu görevlerine dönmesini vurgulayan, terör örgütü PKK ile ilişkisini saklamayan, açık açık beyan eden HDP’yi demokratik sitemeye çekmeyi savunan Karar Yazarı Akyol, Ankara Kızılay’da demetleme görevini yapan polise hakaretler yağdıran DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’nu insan hakları adı altına savundu. Ankara Kızılay’da yaşanan olayı aslının tam tersi olarak yansıtan Akyol yazısında, “Açılışta tartışma çıkıyor… Bir emniyet amiri, Milletvekili Yeneroğlu’na çirkin sözlerle “Ahlaksız sensin lan, sus lan, adam gibi konuş, haddini bileceksin, senin gibi tiplere ne olacağı belli”” diyerek çirkin bir harekette bulundu, göz dağı verdi! Emniyet Genel Müdürlüğü ise makul ve gerilimi yumuşatacak bir açıklama yerine, bir milletvekiline söylemiş bu çirkin sözleri “nahoş” ve “istemediğimiz karşılık” diye hafifletmeye çalışıyor, milletvekilini ise polis düşmanı ilan ediyor. Tam Soylu üslubu…” diyerek skandal ifadelere yer verdi. Oysa ki; olayın basına yansıyan görüntülerinde de görüldüğü üzere önce Deva Partli Mustafa Yeneroğlu, görevini yapan polis amirini engellemeye çalışıyor ve ağza alınmayacak hakaretler saf ediyor. Daha sonra polis ile Yeneroğlu arasında tartışma başlıyor. TAM TAHA AKYOL TARZI Karar yazarı Aykol, insan hakları adı altından gerçekleri gizleyerek yaptığı yorumlar ve yazılarla biliniyor.
Alman İnsan Hakları Enstitüsü Başkanı Beate Rudolf, Avrupa'daki Filistin destekli gösterilere yönelik çelişkili tutumunu gözler önüne serdi. Rudolf, 'Demokrat partilerden gelen, yabancıların toplanma özgürlüğü gibi bireysel insan haklarının ortadan kaldırılmasına yönelik öneriler endişe vericidir. Bu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne açıkça aykırıdır.' diye konuştu.